Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bugün Kuran-ı Kerim Okudunuz mu..? (1 Kullanıcı)

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bugün Kuran-i Kerim Okudunuz Mu?

KURAN-I KERİM KENDİSİNİ OKUMAYAN VE YAŞAMAYANLARDAN HUZURU İLAHİDE
ŞİKAYETÇİ OLACAK.



Kur'an "RUH"tur...
Kur'an dirilere ŞİFA, ölülere ise NUR yani aydınlıktır..
Okuyunuz...Okutunuz..
Allah Razı Olsun Okuyanlardan, Okutanlardan...



"İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız" (En'âm: 155).
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Uyar Bizleri Ey Furkan!
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

Furkan 1:"Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir."


Uyar, bizi ey Furkan! Uyar! Yürekleri henüz ölmemişleri;

Furkan 2 : Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur .Her şeyi yaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir.


De ki:
"Allah(cc) Bir ve Tek'tir. O'ndan başka ilah, O'ndan başka Efendi, O'ndan başka Rab yok. Muhammed (sav), O'nun hem kuludur, hem elçisi. O(sav) ancak müjdeleyici ve uyarıcıdır:

Furkan 56-57: "(Resulüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.De ki: Buna karşılık, sizden, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanız) dışında herhangi bir ücret istemiyorum. "


Yaratan Allah'tır; yeri, göğü, her ikisi arasındakileri ve ötesindekileri, gördüklerimizi ve göremediklerimizi, zamanı ve mekanı, hayatı ve ölümü, ölümden sonra dirilişi, Hesab Gününü ve Ahiret'i, ardından gelecek olan sonsuz hayatı; Cennet'i ve Cehennem'i."

Al-i İmran 109: "Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'a aittir ve hepsi asıl kaynağı olan Allah'a döner."

Sen ki, her şeyin Tek Sahibi olan tarafından indirildin. Uyar bizleri!

Furkan 6: (Resulüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.


Allah'ın çok bağışlayıcı olduğunu, merhametinin engin olduğunu hatırlat bizlere. O'nun Vedud; çok seven olduğunu hatırlat. İnsanların bir kısmı, o kadar çok korkular yüklendiler ki, O'nu sevmekten korkuyorlar, O'nun tarafından sevilmeyecekleri zannıyla yürekleri paramparça. Allah'ın, tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayacağını unutuyorlar. Bir kısmı da tersine "nasıl olsa affedileceğim zannıyla kendilerine kötülük ediyorlar. Gerçeği açıkça söyle;

Ankebut 7: "İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Biz onların [önceki] kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıkları iyiliklere göre ödüllendiririz.

Furkan 70-71: "“Ancak tevbe ve iman edip salih amellerde bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner. ”

Allah'ın merhametinin engin olduğunu, tevbesi kabul edilecek olanların açık tanımını öğret bizlere ki şeytanın, Allah'ın affediciliği ile kandırmasına kanmayalım:

Furkan 72-77: "(O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar; (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! derler. İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir. (Resulüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar! Siz Resul'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!



Hatırlat bizlere: Hayatın, ancak denge üzere yaşandığı zaman anlamlı, değerli ve çok güzel olduğunu anlat. Dengesizlikler yüzünden; ıstırabın, acının bitmediğini öğret bizlere: "

Bakara 143:" Ve böylece sizin dengeli ve ölçülü bir toplum olmanızı istedik ki hayatınızla tüm insanlığın huzurunda hakikatin şahitleri olasınız ve Elçi de sizin huzurunuzda ona şahitlik yapsın........"

Al-i İmran 110: "SİZ, insanlığın iyiliği için çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz; doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız. Eğer geçmiş vahyin mensupları, bu tür bir inanca ermiş olsalardı, bu, kendi iyiliklerine olacaktı; [ama] içlerinden pek az inanan bulunsa da onların çoğu fasıktır:"

137: "SİZDEN önce nice hayat tarzları gelip geçti. Öyleyse, yeryüzünde dolaşın ve hakikati yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün:

138: Bu, bütün insanlara açık bir ders ve Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için bir rehber ve bir öğüt olsun.

139: Öyleyse, cesaretinizi yitirmeyin ve üzülmeyin:Eğer gerçekten inanıyorsanız mutlaka (insanların) en üstünü olursunuz.

ALINTI
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bugün Kuran-i Kerim Okudunuz Mu?

KURAN-I KERİM KENDİSİNİ OKUMAYAN VE YAŞAMAYANLARDAN HUZURU İLAHİDE
ŞİKAYETÇİ OLACAK.



Kur'an "RUH"tur...
Kur'an dirilere ŞİFA, ölülere ise NUR yani aydınlıktır..
Okuyunuz...Okutunuz..
Allah Razı Olsun Okuyanlardan, Okutanlardan...



"İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız" (En'âm: 155).
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
RABBİN sana ne darıldı ne de seni bıraktı..


Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi.

Yıkık, perişansınız. Kimse ile görüşmek istemiyorsunuz.

Çoğunluk size küsmüş gibi. Yalnızsınız.

Herkes benden uzak, herkes bana kırgın

düşüncesi içinde çöküntü yaşıyorsunuz.

Yalnızlığınızın karanlık mağarasına şu ayet bir güneş gibi doğuyor:

“Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı”(Duha-3)

Kim kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin.

Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya,

ne gam! .. Bu ne büyük ferahlık değil mi? ..


Başınızda ağır bir dert var. Sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor.

Sanki bu sorun hayatınızın sonunu hazırlıyor gibi.

İşte o an ayet yetişiyor imdada:

“Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir

kolaylık muhakkak var! ” (İnşirah-5/6)


Garantiyi veren Allah! ..

Hem de ne garanti, her zorlukla beraber bir de kolaylık geleceği

“mutlaka” ifadesi ile pekiştirilip ikna olalım diye iki kere tekrarlanıyor.

Ayet; kolaylığın zorluk içinde saklı olduğunu,

çözümün sorunda gizli olduğunu da fısıldıyor.

Bu manayı duymuş olan Niyazi Mısri(k.s) şöyle demiş:

“Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş”


Maddi sıkıntınız hat safhada. Yoksul düştüğünüzü hissediyorsunuz.

İflas ettiniz.. Sıfırı tükettiniz yani.

Nasıl ayağa kalkarım düşüncesi içinde boğulurken ayet size yeni bir ümit

veriyor:

“Eğer yoksulluktan korkarsanız, ALLAH dilerse lütfuyla sizi zengin kılar.

Şüphesiz ALLAH hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe-28 )


Bir yakınınız ölümcül hastalıkla yatağa düştü.

Doktorlar fazlaca ümit vermiyorlar.

Çoğu kere Onu nasıl teselli edeceğinizi dahi bilemiyorsunuz.

Gerçek ortada iken moral vermeye çalışmak sanki sahte davranmak gibi

geliyor size.

Ciddi bir delil olmalı ki hastanıza siz de inanarak moral verebilesiniz.

Eyyub Nebi var Kur’an’da...

Hastalıkların, dertlerin en ağırına müptela olmuş ama sıhhate kavuşmuş.

Onun hali size dayanak oluyor:

Kulumuz Eyyub u da an, o zaman Rabbine şöyle nida etmişti:

“Bak bana, meşekkat ve acı ile şeytan dokundu! Ve ona, bütün

ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet

olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun. (Sa’d-41/43)

Ama yine de bazı şeyleri yediremiyorsunuz kendinize.

Bir tutamak arıyorsunuz. Ayet el veriyor size:

“Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda

hayırlıdır. Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır.

ALLAH bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara-216)

Rabbimiz ALLAH, Rasülümüz Muhammed(s.a.v) ,

Kitabımız Kur’an, Yolumuz Sırat-ı Müstakim! .. Bizden bahtiyarı yok dünyada! Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın zafer ve başarı bizim.

Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur’an konuşuyor:

Vel Akıbetü lil Müttakin (Kasas-83): Akıbet (hayırlı son, güzel sonuç)

Müttakiler (takvayı kuşananlar, korunanlar, inanca sarılanlar) içindir! ..

ALNTI
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Kitabımız Kur’an, Yolumuz Sırat-ı Müstakim! .. Bizden bahtiyarı yok dünyada!
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bugün Kuran-i Kerim Okudunuz Mu?
KURAN-I KERİM KENDİSİNİ OKUMAYAN VE YAŞAMAYANLARDAN HUZURU İLAHİDE
ŞİKAYETÇİ OLACAK.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
"Rabbim bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."
(Müminun Suresi, 118)
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
İnsan Kuranla Niçin Ve Nasıl Buluşmalı?

İnsan, yaratılmışların en üstünüdür; eşref-i mahlûkâttır. Akıl gibi büyük bir nimetle donatılmış ve şu varlık âleminde kelâm-ı ilâhiye muhâtap olmak gibi bir ayrıcalığa sahiptir insan…

Kendisine Yaratıcısı tarafından gönderilen bir mesaj demek olan Allah kelâmının ne demek olduğunu anlamaya çalışmak ise, elbette, bu üstün niteliklere sahip olan yaratığın, yani insanın görevi olmalıdır. Şu halde, insan için, kelâm-ı ilâhiden murâd-ı ilâhinin ne olduğunu anlamaya çalışmamak gibi bir noksanlık düşünülemez. Sözün özü şu ki; insan, kendisine Yaratıcısı tarafından bağışlanmış ve kendisini diğer varlıklardan ayırıcı niteliği olan yüksek akıl nimetini, yine O’nun mesajını anlamak gibi yüce bir gaye uğruna sarf etmelidir ve bu onun en başta gelen görevidir.

Kelimenin tam ve kâmil manasıyla azamet ve büyüklük sahibi olan Allahu zülcelâl, Rahman’dır; yarattıklarına acıyandır. İnsan, kulluk görevini yerine getirirken şaşırabileceği, bütün donanımlarına rağmen aciz kalabileceği için merhamet sahibi Allah, ona bir de kılavuz göndermiştir. Bu kılavuz ilk peygamberden başlamak üzere gönderilen sahife ve kitaplardır. İnsana şu dünya hayatını nasıl geçirmesi gerektiğini göstermek üzere gönderilen son kılavuz ise, Son Peygamber Muhammed (a.s.) ile gönderilen Kur’an’dır. Kur’an’ın bu özelliğini anlatan âyetin (İsrâ suresi.9) meâli ise şöyledir:
“Şüphesiz ki bu Kur’an, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.”
Kur’an’ın içinde bulunan gerçekleri ve insanlık için nasıl bir kurtuluş reçetesi ve kılavuzu olduğunu Allah Resûlü (s.a.v) meâlen şöyle açıklamıştır:
“Muhakkak ki ileride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak."
Ey Allah’ın Resûlü ondan kurtuluş nasıl olur? denildi. O buyurdu ki: "Yüce Allah’ın kitabı... Onda sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve sizinle ilgili hükümler vardır. O bir eğlence vasıtası değildir. Hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır. Onu kibirlenerek terk edenin Allah belini kırar. Kim doğru yolu ondan başkasından ararsa Allah onu sapıklığa düşürür. O Allah’ın sağlam ipidir. Ve apaçık nurudur. Hikmet dolu Kur’an’dır. Doğru yoldur. Nefsânî arzuların sapıtmamasına, görüşlerin dağılmamasına yegâne sebep odur. Âlimler ona doymaz, Allah’tan korkarak günah işlemekten çekinenler, ondan usanmazlar. Onun ilmini bilen ileri gider, onunla amel eden sevap kazanır. Onunla hükmeden adalet eder. Ona sımsıkı sarılan doğru yolu bulur.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned,1,91, Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili. (Sadeleştirilmiş baskısı)1,223)

“Kur’an” sözü, bir manası da toplamak ve bir araya getirmek demek olan, (Karae) fiilindendir. Bundan dolayı bazı bilginler bu kitaba Kur’an diye isim verilmesini onun Allah’ın diğer kitaplarının semeresini (meyve, fayda, netice ve mahsul) toplayıcı olduğuna ve hatta bütün ilimlerin semeresini toplayıcı olmasıyla açıklamışlardır. Bu açıklamadaki diğer ilâhi kitapların “semeresi=meyvesi” ifadesi dikkat çekicidir. Zira bahçelere dikilen ağaçlardan maksat bizzat kendileri değil meyveleri ve onlardan elde edilecek faydalardır. Bir ağacın faydası meyvesinde toplandığı gibi ilâhi kitapların faydalarının toplandığı meyve de Kur’an’dır. Böyle bir özetlemenin nasıl mümkün olduğunu ise, yüz binlerce sayfalık kitapları, küçücük bir hard diske sığdıran zamanımız insanının aklı herhalde rahat kavrayacaktır. Bu yüzdendir ki Kur’an indiğinden itibaren her çağda yaşayacak insanlara hitap edecek bir kitaptır. Kıyamette de Cenabı Hak insanları Kur’an ile muhakeme edecektir. Bu hakikate inanmayanlara ise Kur’an’ı tebliğ etmek, ama asla zorlamamak gerektiğini yine Kur’an âyeti bize bildirmektedir.

Meâllerden istifadeyi teşvik ederken burada bir noktaya dikkat çekilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Unutulmamalıdır ki Kur’an, anlaşılmaz bir kitap değildir. Kur’an düşünülüp ibret alınsın diye indirilmiştir. O kendisini bütün insanlığa duyurmak ve anlatmak için inmiş ve duyurmuştur.

İmam-ı Gazali’nin benzettiği gibi, bir hükümdardan bir kimseye içinde bir takım emirler ve yasaklar bulunan mektup/mesaj gelse, o kimse de o emir ve yasaklardan hiçbirine dikkat etmeksizin o mesajı tekrarlayıp dursa nasıl olumsuz, yakışıksız bir durum sergilemiş olursa, Kur’an’ı tekrarlayıp duran ama onun kendisine yönelik emir ve yasaklarını hiç düşünmeyen kimse de aynı duruma düşmüş olmaz mı?!

Ancak, meâlleri okurken düşüne düşüne, kendisine ibretler ala ala, dersler çıkara çıkara okumalı ama “meâlciliğe” sapmamalıdır. Yani yeterli donanıma sahip olmayan kimselerin yaptığı gibi iki satır meâl okuyup kendisini müftü, müctehid zanneden gafiller gibi davranmamalıdır. Haddini bilmelidir. Şair ne güzel demiş:

Çeşm-i insaf gibi akıle mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz

Şu atasözümüz de anlayanlar için çok ibret vericidir: “İslam’ın şartı beştir. Altıncısı haddini bilmektir.”

Kur’an’ıKerim’i/meâlini/tefsirini sahabeler ve bu işe gönül vermiş kimseler gibi can-u gönülden okumalı; ilkbaharda bereketli yağmur damlalarıyla canlanan, yeşeren toprak gibi Kur’an’ın feyziyle gönüllerimizi uyandırmalıyız. Rabbimizin sözlerini, gaflet uykusundan uyanmış olarak ve şöyle bir yakarış içinde okuyup anlamaya çalışalım:

“Allah’ım Kur’an’ı kalbimin ilkbaharı eyle!”

Prof. Dr. Ahmet Turan ARSLAN
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Kur’ân’a Karşı Mes’ûliyetimiz

İlâhî merhamete nâiliyet için Kur’ân’a edeple yaklaşmak, onu huşû ile dinlemek ve titizlikle yaşamak gerekmektedir. Ona dokunurken bedenî temizlik kadar kalbî temizlik de zarûrîdir.

***
Kur’ân-ı Kerîm’den lâyıkıyla feyizyâb olabilmek için, onun kapağı, hürmet, tâzim ve edep ile açılmalı, onu insanlara Rahmân’ın öğrettiği şuuruyla okunmalıdır. Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Rahmân, Kur’ân’ı öğretti.” (er-Rahmân, 1-2)
“Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.” (el-A’râf, 204)

***
Kur’ân, ilâhî bir anahtardır ki, açamayacağı kapı yoktur.

***
Saâdetli bir ölüm, Kur’ân nurları ve îman feyizleri ile yaşanılan bir hayâtın mükâfâtıdır.

***
Kur’ân’dan uzak bir hayat, mutlak bir ebediyet intihârıdır.

***
Kur’ân-ı Kerîm’e karşı gösterilen ihmâlden daha ziyâde insanın mânevî hayâtını karartan bir hatâ yoktur.

***
Kur’ân-ı Kerîm muhabbeti, çorak gönlümüze bereketli nisan yağmurları gibi yağmadıkça Muhammedî bir mevsimin zümrütlüğüne kavuşamayız.

***
İnsan, gerçek kıymetini, ancak Rabbine kulluk istikâmeti üzere Kur’ân ve sünnet dünyâsında yaşamakla muhâfaza edebilir.
Kur’ân-ı Kerîm’in ihmâlinden doğacak büyük musîbetleri ve ağır mahkûmiyetleri düşünüp ona göre davranmanın, her olgun gönül ve akıl sâhibi müslümanın birinci vazîfesi olduğundan şüphe edilemez.

***
Toplumdaki anarşiyi önleyebilmek, ancak îman ve Kur’ân terbiyesiyle mümkündür.

***
Dünyâ ve âhiret saâdeti, evlâtlarımızı Kur’ân iklîminden nasiplendirmekle mümkündür.

***
Îmanlı zenginler servetlerini ilme, ahlâka ve bilhassa kendilerini Kur’ân hizmetine adayanlara seferber etmeli; muhtaç yoksullarla ilgilenip garip yaşayan çilekeş mü’minlerin yanı başında olmalıdırlar.

***
Hakkı ve hayrı tebliğ gayretlerinin semereli olması için, gönül ve zihinlerin dâimâ Kur’ân’ın engin muhtevâsı ile meşgul olması ve Kur’ân istikâmeti ile istikâmetlenip onun ahlâkı ile ahlâklanması şarttır.

***
Bir insan, Kur’ân-ı Kerîm’e ve sünnet-i seniyyeye tâbî olmadan, Rasûlullâh’ın örnek hayâtıyla istikâmetlenmeden kâmil bir mü’min olamaz, ebedî kurtuluşa kavuşamaz.

***
Kur’ân-ı Kerîm, murâd-ı ilâhîyi ifâde ettiği için, ondan en iyi anlayanlar, Allâh’a yakın olanlardır.

***
Zihnin Kur’ân’ı hıfzettiği gibi kalbin de onu hıfzetmesi zarûrîdir. Bu da davranışlarda ortaya çıkar.

***
Ne mutlu, kalblerine îman vecdini, sadırlarına Kur’ân rûhâniyetini, ruhlarına hizmet neşesini, vicdanlarına güzel ahlâkın berraklığını yerleştirip ebedî saâdetin bitip tükenmez mânevî hazzı içinde ömür süren mü’minlere…

Osman Nuri Topbaş
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bugün Kuran-i Kerim Okudunuz Mu?

KURAN-I KERİM KENDİSİNİ OKUMAYAN VE YAŞAMAYANLARDAN HUZURU İLAHİDE
ŞİKAYETÇİ OLACAK.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Kur'an "RUH"tur...
Kur'an dirilere ŞİFA, ölülere ise NUR yani aydınlıktır..
Okuyunuz...Okutunuz..
Allah Razı Olsun Okuyanlardan, Okutanlardan...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bugün Kuran-i Kerim Okudunuz Mu?

KURAN-I KERİM KENDİSİNİ OKUMAYAN VE YAŞAMAYANLARDAN HUZURU İLAHİDE
ŞİKAYETÇİ OLACAK.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Kur'an-ı Kerimin ahkamının..ruhunun ruhumuza nüfuz etmesini..
her derdimize deva-şifa..geçmişlerimize Rahmet sağanağı nur olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum..


Selam ve baki dualarım ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

cerennurum

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2007
Mesajlar
1,298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
selamünaleyküm çok şükür bende artık okumaya başlıycam derslerim bitti bugün hocama tecvidleri vericem bir haftaya kadar kurana geçirecek çok heyecanlıyım elifi öğrendiğim gün bile hüngür hüngür ağladım neden bu kadar geç kaldım diye bu yaşa kadar boş yaşamışım kendimi vermişim çalışmaya çok şükür bu hırslarım geçti işi gücü bıraktım kendimi bu yola adadım allahın izni ile çocuklarımıda bu yolda yetiştireceğim onlar benim çektiğim acıları çekmesinler her şey maddiyat değil neyse kardeşim benim anlatcaklarım bitmez dua ile kal
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam kardeşim.ALLAH cc razı olsun daha iyi olun inşaALLAH.selametle kalın.

selamünaleyküm çok şükür bende artık okumaya başlıycam derslerim bitti bugün hocama tecvidleri vericem bir haftaya kadar kurana geçirecek çok heyecanlıyım elifi öğrendiğim gün bile hüngür hüngür ağladım neden bu kadar geç kaldım diye bu yaşa kadar boş yaşamışım kendimi vermişim çalışmaya çok şükür bu hırslarım geçti işi gücü bıraktım kendimi bu yola adadım allahın izni ile çocuklarımıda bu yolda yetiştireceğim onlar benim çektiğim acıları çekmesinler her şey maddiyat değil neyse kardeşim benim anlatcaklarım bitmez dua ile kal
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
“Allah’ım Kur’an’ı kalbimin ilkbaharı eyle!”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt