Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Hadis-i Şerif'i PAYLAŞIN ! (1 Kullanıcı)

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Seher Vaktinin Fazileti



Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-den rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;



"Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçde biri kaldığı sırada dünyâ semâsına nüzul eder ve şöyle buyurur: '' Bana duâ eden var mı, duâsına icabet edeyim? İstediğini vereyim. Bana istiğfar eden var mı, onu mağfiret edeyim? (1)

Bu hadîs-i şerîf, gecenin son üçde birinin vakti icabet olduğuna büyük müjdelerle beraber delâlet etmektedir.

"Gece yarısında semânın kapıları açılır ve bir münâdî şöyle seslenir: "Hiç duâ eden var mı, icâbet olunsun, bir şey isteyen var mı verilsin, bir sıkıntıda olan var mı kurtarılsın. Her hangi bir duâ ile duâ eden hiç bir müslüman yoktur ki Allah Teâlâ ona icabet etmiş olmasın. Ancak şehveti için koşan zinâkâr kadınla ayyaş ve işret ehli müstesna. " (2)

"Gecede bir saat vardır. Müslüman bir kulun dünyâ ve âhiret işinden istediği her hangi bir hayır varsa ve duâsı o saate gelirse muhakkak Allah ona dileğini verir. Bu her geçe vardır. " (3)

"Saatlerin efdali gecenin son kısmıdır." (4)

Üç kişi vardır ki onlar İblis'den ve askerlerinin şerrinden masûndurlar:
1- Gece ve gündüz Allah'ı çok zikredenler,
2- Seher vakitlerinde istiğfar edenler,
3- Allah'ın haşyetinden ağlayanlar." (5)



--------------------------------------------------------------------------------
(1) Buhârî, Teheccûd, 14;
(2) İbn Hanbel, Müsned, 4/217, 3/34, 43, 94.
(3) Tirmizî, Vitr, 16; Nescî, Mevâkit, 35.
(4) Ibn Hanbel, Müsned, 4/385.
(5) el-Camiû's-Sağir.
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Tevbe ve İstiğfar


Hâris bin Süveyd diyor ki:
Abdullah ibn Mes'ud -radıyallahu anh- bize biri Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-den, diğeri de kendisinden olmak üzere iki hadîs tahdîs etti. Nebiyy-i Ekrem'den olan hadîs-i şerîfi şöyle rivâyet etti:

"Mü'min günâhlarını bir dağ altında oturup da üzerine dağın hemen çöküvereceğinden korkan bir kimse gibi görür. Fâcir ise günâhlarını burnunun üzerine konup uçmuş bir sinek gibi görür."

Râvi diyor ki, Ebû Şihâb eliyle burnunun üzerini göstererek bu hadîs-i şerîfi rivayet etti.

Sonra Abdullah ibn Mes'ud diyor ki:

Muhakkak Allah Teâlâ Hazretleri kulunun tevbe-sinden şöyle bir kimsenin sevincinden daha fazla sevinir ki, bu kimse uzun bir yolculuk esnasında tehlikeli bir yerde konaklar. Üzerine bütün yiyeceğini içeceğini yüklediği bineği de yanındadır. Başını yere koymasıyla şöyle bir uykuya dalar. Uyandığında bineğini kaybolup gitmiş olarak görür. Üzerine sıcak basmış, susuzluğu son haddine varmış, yahud Allah dilediği kadar sıcağı ve onun susuzluğunu artırmış. Sonra o kimse devesini aramak için etrafa çıkmış, aramış, bulamamış, o dereceye gelmiş ki hararetten ve susuzluktan tâkati kesilmiş, ümîdi tükenmiş, böyle bir halde tekrar eski yerine dönerek uyuyakalmış. Sonra uyandığında biraz evvel kaybolan devesini başı ucunda bulur. "İşte bu adam ne derece ferahlanır ise Cenâb-ı Hakk -celle ve âlâ- Hazretleri de bir kulunun tevbesinden dolayı o devesini kaybedip de başı ucunda bulan adamdan ziyâde ferahlanır. Yani râzı olur. Tevbe edenin tevbesini kabul edip onu yüksek derecelere nâil eyler, demektir." (1)




Ebû Bekri's-Sıddîk -radıyallahu teâlâ anh-Hazretleri:

"-Yâ Resûlellah, namazın âhirinde okumak üzere bana bir duâ ta'lîm buyur, dedikte Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki:

"Şöyle duâ et:

Yâ Rabb, muhakkak ki ben kendime çok zulmettim; yani çok günâh işledim. Günahları ise ancak sen afv ü mağfiret edersin. Hakkıyle gafûr ve rahîm ancak sensin. Beni kendi indinden bir fazl u keremle afv ü mağfiret eyle ve bana lutf u ihsanınla merhâmet eyle. Yani benim istihkakım olmayarak mahza fazl u kereminle cehennemden halâs edip cennet ve cemâline kavuştur." (2)

"Gıybetin keffâreti, gıybet etdiğin kimse için istiğfâr etmekliğindir." (3)

"Yeryüzündekilerde) herhangi bir kimse,



derse hatalarına keffaret olur. Bu hataları deniz köpükleri kadar da olsa." (4)

"Duanın hayırlısı istiğfâr, ibâdetin hayırlısı da" kelime-i tevhîddir." (5)

"Ya Ali, sana bir duâ öğreteyim mi ki zerreler adedince günâhın olsa sen de beraber olmak üzere mağfiret olunur. Şöyle söyle: (6)




"İstiğfâr, mü'minin sahife-i a'mâlinde nûr gibi parlar." (7)

"Günâhdan tevbe eden kimse günâh işlememiş gibi olur. Fakat bir taraftan istiğfar, diğer tarafdan günâhda ısrar eden ise -el-iyâzü billah- Cenâb-ı Hakk ile istihzâ eden kimse gibi olur."



"Bir kimse kalbi ve kalıbı ile istiğfâra devam ederse Cenâb-ı Hakk o kimsenin gamlarını ferâha ve sıkıntılarını genişliğe tebdîl ederek hiç ummadığı bir taraftan onu rızıklandırır. (8)



"Tevbe ve istiğfâr ile büyük günâhlar afv olunduğu gibi mükerreren irtikâb edilen küçük günâhlar da, büyük günâhlar arasına dâhil olur." (9)


"Kalbinde nedâmet olmadığı halde yalnız lisânen edilen istiğfar, yalancılar tevbesidir." (10)

"Cenâb-ı Hakk'a tevbe ediniz. Muhakkak ki ben günde yüz defa Cenâb-ı Allah'a tevbe ederim. (11)

"Ne mutlu o kimseye ki defter-i a'mâlinde çokça istiğfar bulur."



"Ey insanlar! Ölmeden evvel Allah'a tevbe ediniz." (12)



--------------------------------------------------------------------------------
(1) Buhârî, Deavât, 4
(2) Buhârî, Ezân, 149, Deavât, 16;
(3) Ramûzû'l-ehâdis, 339.
(4) Keşfû'l-hafâ, 2/11, (Haraitî ve Beyhakî'den)
(5) a.e. 281
(6) a.e
(7) Râmûzû'l-ehâdis.
(8) İbn Mâce, Zühd. 30.
(9) Keşfü'l-hafâ, 2/364 (Ebûş-Şeyh ve Deylemî'den) .
(10) Râmûzû'l-ehâdis.
(11) Ebû Dâvud, Vitr, 26; İbn Hanbel, Müsned, 2/450.
(12) İbn Mâce, İkame, 78.
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Allah'ım! Şüphesiz ben nefsime çok zulmettim, günahları bağışlayacak olan yalnız Sensin. Öyleyse katından bir af ile beni bağışla. Bana merhamet et, çünkü bağışlaması ve rahmeti çok olan sadece Sensin.


Buhârî, "Ezan", 149
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Allah'ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır.



Ebu Dâvûd, "Salât", 182
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur."

Buhari, Marda 1; Müslim, Birr 52, (2573); Tirmizi, Cenaiz 1, (966).
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), ruhsat ifade eden bir amelde bulunmuştu. Bazılarının bundan kaçındıklarını işitti. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir hutbe okudu: Adeti vechile Cenab-ı Hakk'a hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Allah için söyleyin, bazıları benim yaptığım şeyi beğenmeyip, kaçınıyorlarmış, doğru mudur bu? Allah'a yeminle söylüyorum, ben Allah'ı onlardan çok daha iyi biliyorum. Allah'tan duyduğum korku da onların duyduklarından çok daha fazladır."

Buhari, İ'tisam 5, Edeb 72; Müslim, Fedail 127, (2356).
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin; duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün.

Ebu Davud, Salat 358
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
"Allah Teala Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sadır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Ademoğlu! Bana arz doluşu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz doluşu mağfiretimle karşılarım.

Tirmizi, Da'avat 106, (3534)
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
"Allah Teala Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sadır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Ademoğlu! Bana arz doluşu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz doluşu mağfiretimle karşılarım.

Tirmizi, Da'avat 106, (3534)

elhamdülillah
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Bir müslümana, kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir. Yani, bunlar karşılaşırlar da her biri diğerinden yüz çevirir. Bu ikisinden hayırlı olanı, birinci olarak selam verendir.

Buhari, Edeb 62
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
"Allah Teala Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sadır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Ademoğlu! Bana arz doluşu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz doluşu mağfiretimle karşılarım.

Tirmizi, Da'avat 106, (3534)

Elhamdülillah, Elhamdülillah
RABBİM bizi af ve mağfiret buyurduğun kullarından eyle...
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Abdullah b. Amr b. As'ın (r.a.) anlattığına göre: Bir kimse Hz. Peygamber'e (a.s.): "Hangi Müslüman daha hayırlıdır?" diye sordu. (Hz. Peygamber) "Dilinden ve elinden Müslümanların emniyette olduğu kimsedir" cevabını verdi.



Müslim, İman, 63 (l, 65)
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
Hz. Aişe anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır. Ben aileme karşı hepinizden daha hayırlıyım. Arkadaşınız öldüğü zaman (kusurlarını zikretmeyi) terkedin."

Tirmizi, Menakıb 85, (3892).
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Ebû Hüreyre (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Sû-i zandan (müslümana yersiz töhmetten) sakınınız. Zi­ra sû-i zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli hal ve kusurunu araştırmayın. Kötülükte yarışmayın, birbirinizi kıskanmayın, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz....»

Buhari, Edeb, 78/58; Müslim, Bir, 45/9, no:28
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt