Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Alıntılar Defteri. (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı,
Yemek tuzu, kola buzu, maymun muzu,
Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever...

Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı,
Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu,
Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever...

Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı,
Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı,
Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever...

Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru,
Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı,
Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever...

Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği,
Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı,
Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever...

Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu,
Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı,
Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever...

Mektup pulu, fakir çulu,
ALLAH kulu sever de..
Sen?

ALINTI...
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
irticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?


Mehmet Akif Ersoy
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
HAYATIN RENKLERİNİ PAYLAŞMAYA VAR MISINIZ?

Doğaya baktınız mı hiç?
Sadece bakmak değil görerek bakmak.
Her yerde alabildiğince sevgi yüklü.
Rabbimizin tecellisiyle dolu her anımız.


Serçenin zıplayışında

serce.jpg



Belki güvercinin başını öne arkaya hareket ettirmesinde yürürken.

0003rh1.jpg



Kelebeğin narin ve bir o kadar da şaheser kanatlarında belki de.

kelebekler.jpg



Ceylanın o eşsiz gözlerinde,

ebulvefa_ceylan.jpg



Bir muhabbet kuşunun kirpiklerinde,

uğur böceğinin rengi ve o minicik güzel kanatlarıyla uçuşunda belki.
uguryd7.jpg



bir sineğin antenlerinde,
260px-Aedes_aegypti_biting_human.jpg



Yılanın kıvrılışında,

Van kedisinin iki farklı göz renginde

546px-Turkish_Van_Cat.jpg



Tavuskuşunun envai çeşit renklerinde.

Doğanın binlerce çeşit yeşilinde,mavisinde,kahverengisinde...
Bir ormanı geriden izlediniz mi hiç?


Aynı ortamda o kadar değişik renk; sanki ben burdayım görmez misiniz ey körler dercesine Yaradan.

www.resimland.net_orman.jpg



O çiçeklerin envai çeşit renginde,yaprağında,şekli ve kokusunda.
Kuşların çeşit çeşit ötüşünde.


Bir tavşanın yumuşacık tüylerinde.



tavsan.jpg


Hangisini anlatmaya kalksam yarım kalıyor,aklım dimağım duruyor,donuyor sanki.
Öyle mükemmel ki hepside ayrı ayrı.
Geriden izlemeyi çok severim doğayı,hayvanları,insanları.
Hiçbiri birbirine benzemeyen ama aynı zamanda da aynı olan karmakarışık şeyler.
Tavsiye ederim çevrenize bir bakın, ama görerek!!!
İbret almaya çalışarak,tecelliyi düşünerek.
Koca, koca binaların bir köşesinde taşların arasında küçücük bir çiçek belki;
o kadar asfalta taşa rağmen yol bulup kıyıdan köşeden çıkan bir otta, o güzelim yeşiliyle meydan okurcasına sanki o ortamın çirkinliğine.
Yabani bir dikenden gülüne kadar herşeyde.
Bir de siz bakın çevrenize bakalım ne göreceksiniz?
Biz pek birşey göremedik kör gözlerimizle; bir de siz bakın neler neler göreceksiniz kim bilir?



Cenneti ötelerde aramayın.
Cennet bir çocuk gülümsemesinde,
cennet tankların tüfeklerin ortasında onlara durun ne yapıyorsunuz dercesine açmaya cesaret eden küçücük bir çiçektedir belkide.

Bahçemizden istediğiniz çiçekleri toplayıp sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.


21594wdm5.jpg



Ücretini peşin alıyoruz yanlız;biraz pahalı ödeyebilirseniz.
Ücretimiz:
Bir yudum sevgi karşımızdakine ilk çiçekler benden.
Yanlız bahçemizi yağmalamak yok.
Ve de usulünce, adabınca, işin suyunu çıkarmadan.
Yoksa bahçemiz solar ona göre.
Burada istediğiniz gibi anılarınızı,yaşadığınız değişik olayları da anlatabilirsiniz.
Sohbet muhabbet edebilirsiniz, çaylar şirketten.
Yan tarafta kahvesi var bir dostumuzun o da nasiplensin değil mi?

Alıntılar çarşısı.....
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
4.jpg


Veda
Ahmet Gündüz AKINCI


Veda, gözyaşlarına bir davetiyedir. Eski dostlardan ayrılığın, yeni dostlara 'merhaba'nın ilk adımıdır veda... Bir bakıma tekrar kavuşmanın hayalini kurmak ve o hayalden kuvvet alarak daha sıkı sarılmaktır dostlara ve hayata... Sahip olduğumuzu sandığımız şeylere öyle alışıyoruz ki, bir türlü bırakıp gidemiyoruz onları. Ayrılamıyoruz eski olandan. Çünkü eski, bizim için tanıdıktır, emniyetlidir.

Güzel hatıralarla dostlardan ayrılırken, ahd u vefa hissini oldukça derinden yaşarız. Aslında veda, her zaman yanımızda olan, sevgisini hissettiren gerçek dostlara "İyi ki varsınız." diyebilmenin başka bir şeklidir.

Bir dava uğruna olsa bile, evlâdın ebeveynine vedası yürekleri hüzünlendirir. Ayrılıklardan sonra dökülen gözyaşlarının en asili, en anlamlısı, kutlu bir dava için yapılan veda sırasında dökülendir. Ayrılmanın hüznünü yaşayan bakışlar "Ne olur gitme!" dese de, bu tür gidişler, aynı zamanda nice güzelliğe bir merhabadır.

Vedalar, bazen kaçınılmaz olur. Veda hissini, ikindi vakti çıkagelen ve içimizdeki akşamlara hicret eden rüzgârlara benzetebiliriz. O ân gelmiştir artık. Bazen bir geminin, bazen bir uçağın, bazen de bir otobüsün hareket saatinde erimiştir zaman. Ne umursamaz davranmak, ne dirayetli olmaya çalışmak, ne de gözyaşlarını içe akıtmak çare değildir. Sevdiklerimizin gözleri yaşla ve yürekleri hüzünle dolmasın diye, nafile turlardadır artık kelimeler.

Veda bazen beklenmedik bir ânda meşakkatli bir başlangıcın habercisi de olabilir. Böyle zamanlarda yutkunmalar veya dalıp gitmeler çeker insanı girdabına. Bu durumda, ayaklarımızın üzerinde durmanın yollarını aramak en iyi şeydir.

Ayrılık, ilk birkaç saatte, bizi oldukça derinlerden yakalar; fakat içimizdeki ve dışımızdaki gurbette bir inayet elinin sihirli dokunuşuyla işlerimiz yolunda giderse, ibadet neşvesi gibi içimiz kıpır kıpır olur. Aslında bizi biz yapan zamanların da başlangıcıdır veda ile başlayan ve ayrılık ile devam eden bu kutlu yolculuk.

Diriliş ruhunun temsilcileri metafizik gerilimlerini pörsütecek şeylere de veda etme mecburiyetindedirler. Veda etmelidirler ki, hedeflerine kilitlenebilsinler. İnsanlık çıtasını yükseltme ve yüceltme heyecanıyla dolup boşalırken, yer yer yıldırımlar gibi gerilip sonra ruhlarındaki ışık huzmelerini yediverenler gibi saçıp, talebelerinin gönüllerini aydınlatabilsinler.

"İşte bunlar, günümüzde sürekli sarsılan, sarsıldıkça her gün biraz daha su alan" insanlık gemisini tamir edip sahil-i selâmete çıkarmak için ailelerine ve akrabalarına veda ederken, arkaya bakmayı bile zül telâkki ederler. Bu gerilim ruhuna sahip olanların, insanlığı lâyık olduğu yere taşımaya muvaffak olmaları İlâhî bir inayet ve ihsandır elbette. Onlar, kâinat içindeki yer ve münasebetlerinin hendesesini doğru mizanlarla hesaplama bahtiyarlığına kavuştuklarından, yaratılışın gayesi istikametinde gönülleri şahlandırırken, bir yandan da "gayb ve şahadeti bir vahidin iki yüzü gibi görme iradesine ulaşmışlardır." Fikir işçisi bu asil ruhlar, ilimlerin her çeşidinden faydalanma istidadı kazanırken, eşya ve hâdiselere çeşitli boyutlarda bakmada derinleşerek muasırlarına hüsn-ü misâl olmaya çalışmaktadırlar. Dahası, gönülleri coşturarak ruhları kanatlandırırken, yollarını kesen bütün mâniaları ve kara delikleri bertaraf edip "avuçlarına aldıkları her taş ve toprağı som altın hâline getirmeye gayret sarf etmektedirler." Umulur ki, daha gençliğinin baharındaki bu vefalılar, "darda kalana el uzattıkları" ummanda, dalgaları hasarsız atlatsınlar ve gittikleri coğrafyaları günahsızların duaları saflığında kendi deklanşörlerinden yeniden fotoğraflayıp gözümüze ve gönlümüze sunabilsinler.
...

Başı dik, haysiyetli insan olmayı başarmış, gözleri ışıltıyla bakan, yürekleri engin ufuklar kadar geniş olan arkadaşlarım! Sizinle birlikteyken "Sizi yürekten seviyorum." diyememenin kazası mümkün mü acaba?!..

Veda: Nefes almak kadar gerekli, vefa kadar değerli ve hava, su gibi olmazsa olmazlardan biri... Veda olmasa, insan yaşadığını yürekten hissedebilir mi acaba?

4_1.jpg
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
*“Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.” (Bakara suresi,148)
*
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com


Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet yapmaktan daha güç gelir.
Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır.
imam-ı Rabbani
 

mrsl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2012
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
''Aslında veda, her zaman yanımızda olan, sevgisini hissettiren gerçek dostlara "İyi ki varsınız." diyebilmenin başka bir şeklidir.''Ahmet Gündüz Akıncı
 

mrsl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2012
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
4.jpg


Veda
Ahmet Gündüz AKINCI


Veda, gözyaşlarına bir davetiyedir. Eski dostlardan ayrılığın, yeni dostlara 'merhaba'nın ilk adımıdır veda... Bir bakıma tekrar kavuşmanın hayalini kurmak ve o hayalden kuvvet alarak daha sıkı sarılmaktır dostlara ve hayata... Sahip olduğumuzu sandığımız şeylere öyle alışıyoruz ki, bir türlü bırakıp gidemiyoruz onları. Ayrılamıyoruz eski olandan. Çünkü eski, bizim için tanıdıktır, emniyetlidir.

Güzel hatıralarla dostlardan ayrılırken, ahd u vefa hissini oldukça derinden yaşarız. Aslında veda, her zaman yanımızda olan, sevgisini hissettiren gerçek dostlara "İyi ki varsınız." diyebilmenin başka bir şeklidir.

Bir dava uğruna olsa bile, evlâdın ebeveynine vedası yürekleri hüzünlendirir. Ayrılıklardan sonra dökülen gözyaşlarının en asili, en anlamlısı, kutlu bir dava için yapılan veda sırasında dökülendir. Ayrılmanın hüznünü yaşayan bakışlar "Ne olur gitme!" dese de, bu tür gidişler, aynı zamanda nice güzelliğe bir merhabadır.

Vedalar, bazen kaçınılmaz olur. Veda hissini, ikindi vakti çıkagelen ve içimizdeki akşamlara hicret eden rüzgârlara benzetebiliriz. O ân gelmiştir artık. Bazen bir geminin, bazen bir uçağın, bazen de bir otobüsün hareket saatinde erimiştir zaman. Ne umursamaz davranmak, ne dirayetli olmaya çalışmak, ne de gözyaşlarını içe akıtmak çare değildir. Sevdiklerimizin gözleri yaşla ve yürekleri hüzünle dolmasın diye, nafile turlardadır artık kelimeler.

Veda bazen beklenmedik bir ânda meşakkatli bir başlangıcın habercisi de olabilir. Böyle zamanlarda yutkunmalar veya dalıp gitmeler çeker insanı girdabına. Bu durumda, ayaklarımızın üzerinde durmanın yollarını aramak en iyi şeydir.

Ayrılık, ilk birkaç saatte, bizi oldukça derinlerden yakalar; fakat içimizdeki ve dışımızdaki gurbette bir inayet elinin sihirli dokunuşuyla işlerimiz yolunda giderse, ibadet neşvesi gibi içimiz kıpır kıpır olur. Aslında bizi biz yapan zamanların da başlangıcıdır veda ile başlayan ve ayrılık ile devam eden bu kutlu yolculuk.

Diriliş ruhunun temsilcileri metafizik gerilimlerini pörsütecek şeylere de veda etme mecburiyetindedirler. Veda etmelidirler ki, hedeflerine kilitlenebilsinler. İnsanlık çıtasını yükseltme ve yüceltme heyecanıyla dolup boşalırken, yer yer yıldırımlar gibi gerilip sonra ruhlarındaki ışık huzmelerini yediverenler gibi saçıp, talebelerinin gönüllerini aydınlatabilsinler.

"İşte bunlar, günümüzde sürekli sarsılan, sarsıldıkça her gün biraz daha su alan" insanlık gemisini tamir edip sahil-i selâmete çıkarmak için ailelerine ve akrabalarına veda ederken, arkaya bakmayı bile zül telâkki ederler. Bu gerilim ruhuna sahip olanların, insanlığı lâyık olduğu yere taşımaya muvaffak olmaları İlâhî bir inayet ve ihsandır elbette. Onlar, kâinat içindeki yer ve münasebetlerinin hendesesini doğru mizanlarla hesaplama bahtiyarlığına kavuştuklarından, yaratılışın gayesi istikametinde gönülleri şahlandırırken, bir yandan da "gayb ve şahadeti bir vahidin iki yüzü gibi görme iradesine ulaşmışlardır." Fikir işçisi bu asil ruhlar, ilimlerin her çeşidinden faydalanma istidadı kazanırken, eşya ve hâdiselere çeşitli boyutlarda bakmada derinleşerek muasırlarına hüsn-ü misâl olmaya çalışmaktadırlar. Dahası, gönülleri coşturarak ruhları kanatlandırırken, yollarını kesen bütün mâniaları ve kara delikleri bertaraf edip "avuçlarına aldıkları her taş ve toprağı som altın hâline getirmeye gayret sarf etmektedirler." Umulur ki, daha gençliğinin baharındaki bu vefalılar, "darda kalana el uzattıkları" ummanda, dalgaları hasarsız atlatsınlar ve gittikleri coğrafyaları günahsızların duaları saflığında kendi deklanşörlerinden yeniden fotoğraflayıp gözümüze ve gönlümüze sunabilsinler.
...

Başı dik, haysiyetli insan olmayı başarmış, gözleri ışıltıyla bakan, yürekleri engin ufuklar kadar geniş olan arkadaşlarım! Sizinle birlikteyken "Sizi yürekten seviyorum." diyememenin kazası mümkün mü acaba?!..

Veda: Nefes almak kadar gerekli, vefa kadar değerli ve hava, su gibi olmazsa olmazlardan biri... Veda olmasa, insan yaşadığını yürekten hissedebilir mi acaba?

4_1.jpg

''Veda: Nefes almak kadar gerekli, vefa kadar değerli ve hava, su gibi olmazsa olmazlardan biri... Veda olmasa, insan yaşadığını yürekten hissedebilir mi acaba? ''Abi emeğine sağlık çok güzel bi paylaşım,ben özellikle bu cümleleri biraz daha sevdim...
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Süleymanname!

Süleymanname!

Necip Fazıl Kısakürek 1971 Yılında Süleyman Demireli Bir Şiirle Tarif Ediyor.....

Süleymanname!
Sen Gül Diyarının Yapma Gülüsün!
Aynı Yapmacıkla Çoban Sülü’sün!
Yoktur İzlediğin Bir Dava Yolu;
Bir Bu Yan, Bir Şu Yan, Büküntülüsün!
Türk’e Zıt Sermaye Merkezlerinden,
Bir Zikzaklı Yolda Hep, Güdülüsün!
Milli Yekparelik Gelmez İşine;
Bu Yüzden Parçalı, Bölüntülüsün
Ve Devlete Mason Biraderlerin
Tam Da Maslahata Denk Ödülüsün!
Ne Sır Sendeki Bedava Oluş!
Problemler İçinde En Müşkülüsün!
Fikir Dağlar Boyu Kocaman Kitap;
Sen De O Kocaman Kitabın Bir Virgülüsün!
Böyleyken Ustasın Gözbağcılıkta;
Cüceler Sirkinin Baş Herkülüsün!
Gözyaşı Ve Çığlık Vatanında Sen,
Hüzün Bahçesinin Şen Bülbülüsün!
Büzülmüş Susarken Mahzun Hakikat,
Davuldan Ziyade Gümbürtülüsün!
Teokratik Rejim Olmaz Deyip De,
Peşinden Müslüman Görüntülüsün!
Kolera, Vergiler, Zamlar, Enflasyon;
Bir Felaketsin Ki, Binbir Türlüsün!
Gelirsiz Giderli Bütçelerinle,
Her Yıl, Milyar Milyar Köpürtülüsün!
Okka Okka Vicdan Satıl Alırsın;
topuzu Altından Oy Baskülüsün!
Bir Gökdelen Sanır Seni Gören Göz;
Bilmez Ki, Temelden Çöküntülüsün!
Büyük Kongre, Dikiş Tutturduğun Yer;
Meclise Gelince Söküntülüsün!
Bağlısın Hak Bilmez Yeminlilere;
Hakkı Bilenlerden Çözüntülüsün!
Üçbuçuk Mebusa Kaldı Diye Fark,
Kimbilir, Ne Kadar Üzüntülüsün!
Millet Gökten Adam Dilensin, Dursun!
Ümit Fakirinin Keşkülüsün!
Kuzum, Senin Neren Anadoluludur?
Türk’ e Amerikan Püskürtülüsün!
Farkın Şu Ki, Eski Başbakanlardan,
Sen O Belaların Son Püskülüsün!
( 1971 )

Necip Fazıl Kısakürek
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bilmek isterdim sevdiğim en çok seni bilmek isterdim.
Nerede olduğunu bilmek isterdim.
Bilmek isterdim aklından geçenleri.



Bilmek isterdim yaşamanın anlamını.
İnsanların nereye yol aldıklarını,
Sonumun ne olacağını bilmek isterdim.
Dertlerimin dermanını bilmek isterdim
İyi olmanın çaresini,
Kendime güvenebilmenin nasıl bir şey olduğunu bilmek isterdim
Şimdi nasıl olduğunu bilmek isterdim
umut etmenin nasıl birşey olduğunu bilmek isterdim
hayal kurmanın,cesaretin,
mutlu olmanın nasıl olduğunu bilmek isterdim.
Korkmamanın,cesur olmanın nasıl olduğunu bilmek isterdim
Yanlışlarımı bilmek isterdim ve doğru olanlarını
Sorularıma cevap bulmak isterdim
Hayattaki karşılıklarına
Bilmek yaşamaktan farklı birşeydir.
Farkını bilmek isterdim.
Neyi beklediğimi bilmek isterdim.
En çok nedenini bilmek isterdim gitmenin,geri dönmemenin, hiç konuşmamanın,
Yüzüme bakmayışının,elimden tutmayışının ve yaşadıklarımın nedenini bilmek isterdim.




Gözlerine güvenmenin
İnsanlara yeniden güvenebilmeyi öğrenmek isterdim
Unutmayı,yaşamayı öğrenmek isterdim
Benimle ağlamanın anlamını bilmek isterdim
Paramparça hayatın anlamsızlığının nedenini bilmek isterdim
Öğrenmek isterdim dostluğu,arkadaşlığı,kardeşliği,insanlığı
İyi olmanın kötüden farkını bilmek isterdim
Ve gerçekten iyi olabilmeyi
Kendimi nerede bıraktığını
Ve ona ne olduğunu bilmek isterdim
kendimi bilmek ve öğrenmek isterdim.
Zaaflarıma hükmetmeyi isterdim,acıları bitirmeyi,karanlıkları aydınlık yapabilmeyi isterdim.
Yanında kalmayı isterdim sonsuza kadar.
YIldızlara gitmenin yolunu bilmek isterdim
Bu dünyadan kaçabilmenin,en azından bu şehirden
Kendimden de kaçmanın bir yolunu bilmek isterdim
Ya da kabul edebilmenin yollarını
Olduğu gibi,yaşanıldığı gibi,gerçek gibi
Düşlerin bittiği yeri bilmek isterdim,
Hayallerimizin son bulduğu
Ve nereye gittiğini düşlenenlerin bilmek isterdim
Gittiğin yere gelmek isterdim ardından
Kalmanın bedelini bilmek isterdim burada
Dayanabileceğim son noktayı bilmek isterdim
Bilmenin emin olabilmenin nasıl bir duygu olduğunu bilmek isterdim.
Asıl aradığımın ne olduğunu bilmek isterdim




Biliyorum önümde bir yol var yürümem gereken.
İzin yok yürümekten vazgeçmeye.
Sürünmeden yürüyebilmeyi isterdim
Ayaklarımın üstünde dik olarak
Bilmek isterdim özgür olabilme duygusunu
Utançsız bir yaşamın nasıl olduğunu
Pişmanlıkları kabullenmenin yolunu bilmek isterdim
Gidenlerin ne hissettiğini bilmek isterdim
Artık yabancı mısın bana bilmek isterdim
Dedim ya sevdiğim en çok seni bilmek isterdim
Ve aklından geçenleri............


Ardına bakmadan gitmeyi bilmek isterdim
Yüreğin yanmadan,İçin acımadan,gözlerin dolmadan
Ve bilmek isterdim elveda diyebilmenin insandaki gücünü.
Bu ayrılık rüzgarından sonra çıkan fırtınayı dindirmenin yolunu bilmek isterdim
Acılar denizinden boğulmadan çıkabilmeyi isterdim.
Ve susturabilmek isterdim konuşan beni.
Bir daha hiç konuşmadan.
Sessizliğe gömülmek isterdim bir daha hiç uyanmadan

Dostum diyen insanlarla dost olabilmeyi öğrenmek isterdim
her şeyden şüphe duymamayı




Doğru zamanlarda doğru şeyleri yapabilmeyi isterdim
Ve hatalarımı daha kolay kabullenebilmeyi.

Gitmek gerektiğinde verdiğim kararların arkasında durabilmeyi öğrenmek isterdim
Her defasında geri dönmemeyi
Bu SON dediğimde sonlandırabilmeyi öğrenmek isterdim
Çelik bir iradeye sahip olmayı isterdim
Ve onu kullanabilmeyi.
Ve tüm isteklerimden vazgeçebilmeyi öğrenmek isterdim
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
261249_237656582929783_148542905174485_903528_2287816_n.jpg


Dün artık tarih oldu.
Yarın ise bir bilmece.
Ama bugün sana verilen yarın için bir hatıra.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bir sevda çekerdi kalbim
Sessiz tek başına
Varamaz dokunamazdı elim
Umutsuz yarasına
Biliyorum kavuşmak imkansız
Anlıyorum yaşamalıyım sensiz
Tek başına, tek başına
Tek başına, tek başına
Her gece hayalimde düşümde
Her kadehin bitişinde
Bir garip bir buruktur içim
Aklımdan her geçişinde
Biliyorum kavuşmak imkansız
Anlıyorum yaşamalıyım sensiz
Tek başına, tek başına

 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Cânı cânân dilemiş vermemek olmaz ey dil,
Ne nizâ' eyleyelim ol ne senindir ne benim.

Fuzûlî

Ey gönül ! Canı sevgili istemiş vermemek olmaz,
Niye kavga edeyim ki , o can ne senindir, ne de benim.

2cffhch.jpg
 

değişim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2011
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Dünyayı ahiret için terk etmek kolaydır, ama dünyayı ahiret için yaşamak zordur. Senai Demirci/Dar Kapıdan Geçmek
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;

Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım.

Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!

Yaşayadursun insan, hayat dediği zanla.

.

Necip Fazıl

images
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
33unq.png




Insanlar senin kalbini kırmışsa üzülme !

' Rahman' " Ben kırık kalplerdeyim" buyurmadı mı ?...

Hz.Mevlana
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Gönlü aydın bir ere kul olmak, padişahların başına taç olmaktan daha iyidir."
Hz. Mevlâna (k.s.)
1221846768mevlana1600x12002600x45em3.jpg
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
[h=6] Rüzgar kırdı mı? Dallarını UMUTSUZ olma,
Sana hüzünlü bir HAZAN mı bırakmış; HAYAT
Neden gam kederle dolusun DOST, üzülme!
Sen hiç mevsimlerin bittiğini gördün mü?
Her kışın ardında bir BAHAR saklı
Yapraksız kalan ağaç gibi sessizce bekle ve SABRET.
Duanı düşürmeden dilinden tutun seni kaldıracak İPE.!
Ve acıların seni sarmalamışken bile ŞUNU de;
Bu da Geçer YA HU......
~CeReN~



[/h]







 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt