Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Günlük! (1 Kullanıcı)

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
gunluk!

Yine huzun yagdi gonlume..
Fakat hamdolsun, iyiyim...
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Adamın arabası çalınır.
İki gün sonra araba evin önünde park halindedir ve içinde bir not vardır:
''Özür dilerim arabanızı aldım ama karım doğum yapacaktı..
Kendimi affettirmek için yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 tane bilet aldım.
Hatamı telafi etmek için bende orada olacağım lütfen kabul edin''.
Adam duygulanır eşiyle tiyatroya gider, notu bırakan kişi yoktur ama eve memnun dönerler, kapıyı açarlar ev soyulmuştur ve duvarda bir not vardır :
- ABİ TİYATRO NASILDI?
 

**RaNa**

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2011
Mesajlar
3,597
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
31
Adamın arabası çalınır.
İki gün sonra araba evin önünde park halindedir ve içinde bir not vardır:
''Özür dilerim arabanızı aldım ama karım doğum yapacaktı..
Kendimi affettirmek için yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 tane bilet aldım.
Hatamı telafi etmek için bende orada olacağım lütfen kabul edin''.
Adam duygulanır eşiyle tiyatroya gider, notu bırakan kişi yoktur ama eve memnun dönerler, kapıyı açarlar ev soyulmuştur ve duvarda bir not vardır :
- ABİ TİYATRO NASILDI?

Hay Allah hep guldursun sızı ınsallah :D
okuduktan sınra nasıl guldum
Allah razı olsun...
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Bursa
Selamun Aleykum Günlük,
Allahın izni ile hiç umudumu yitirmedim,hayatı umutla umutsuzluk arasında yaşamaya çalıştım.
Hamdolsun,sağlık sorunlarıyla mücadeleyle geçen son 26 yılda,hep en ağır olduğum dönemde bile iyi olacağım ümidiyle yaşadım.Bu günkü akupunktur tedavisi sırasında yaşadıklarımla bu umudum daha da arttı.Şifa Rabbimden,inşaAllah bu sefer sebep oluştu.
Allahım tüm hastalrımıza ŞAFİ isminle tecelli et.
Selam ve Dua ile
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Endürdüüüüüz? (İndirdiz mi?)

Tortum köylerinden birinde yatsı namazını on rekat kılıyorlarmış. Bağ bahçe işlerinde yorulduklarından bu bile fazla geldiğinden on rekatı daha aşağı indirmek için Müftüye bir heyet gönderirler.
Köylüler derdini anlatır ama Müftünün cevabı açıktır:
-On rekattan başka üç rekat da vitr-i vacip kılacaksınız. Aşağısı hiç olmaz.
Heyet köye dönerken köylüler de hayırlı bir haber almak için mezalığın yanına kadar gelmişlerdir.
İçlerinden biri heyete uzaktan bağırır:
-Endürdüüüüüz?!
Endürdüh, endürdüh, üçde fıtrifıcır kılacayuh!
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Sende Herif Misen?
Sende Diyacahsan Bende Herifem
Sabahdan çıhir da işe gidirsen
Bilimirem ne edir, neler edirsen
Herkes er gelse de, sen geç gelirsen
Sen de diyacahsan ben de herifem

Gelir yiyir, içir hemen yatirsan
Nanca sahlasam da göze batirsan
Bir de utanmadan çalım satirsan
Sen de diyacahsan ben de herifem

Çoluh çocuh yüzün haftada görir
"Babam nerde" diye meleşir, sorir
Bunca ilgisizlik gafami yorir
Sen de diyacahsan ben de herifem

Herkesin evinde eşyanın türi
Bilirsen, bizimki başından guri
Aşşıği yuduzdun, galdı mi çuri
Sen de diyacahsan ben de herifem

Otel mi sanirsan, burası evin
Ayağın gır, otur bizinen, sevin
O ki gazanmışsan, bahmah görevin
Sen de diyacahsan ben de herifem

Ne dügün bilirıh, ne de seyrani
Yahının, hısımın, dostların hani
Boş mu buldun, dolanirsan meydani
Sen de diyacahsan ben de herifem

Yetmir getirdigin eymegin, aşın
Bizden niye gaçir, gizlirsen başın
Ev bezginleri mi, senin yoldaşın
Sen de diyacahsan ben de herifem

Gece ahlıma gelir, gahiram...
Ahlın başan topla, bize sahap çıh
Ey gezdin dolandın, bıhmadıysan bıh
Bilirsen sen bize, biz sene layıh
Sen de diyacahsan ben de herifem
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
gaynımgile gidirem
Erzurum'daTrafik lambaları şehre yeni konulmuş.Trafik polisi kırmızı ışıkta geçen Teyzeye
çıkışıyor “ Teyze teyze dur nereye gidiyorsun “
Teyze çok kızgın cevap veriyor :
“ VIŞŞŞ devamsız,erimden izin almışam gaynımgile gidirem sene ne ??”
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
İŞ İNADA BİNDİ
Adamın biri hayatında hiç namaz kılmamış .Bunu bilen bir arkadaşı da: "Yahu şu mübarek Ramazan bari bir-iki rekat namaz kıl." demiş.
O da, tamam tamam kılarız iki rekat deyip, akşam teravih namazına gitmiş.
Teravih başlamış. Bir-iki-dört derken namaz devam ediyor.
Bakmış namazın biteceği yok. Ceketini çıkarmış, cami önünde bekleyen oğluna:
Evlat, al şu ceketi eve git. İş inada bindi, imam kılıyor ben kılıyorum, ne zaman biteceği belli olmaz, demiş.
 

SHAHADAT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ocak 2012
Mesajlar
148
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web Sitesi
www.shahadat.net


Yüreğim..! Toparlan gidiyoruz “ Yâr ” deyip susalım “ Yâr ”dandır deyip razı olalım! Biz kısaltmadık aşkı. Takdire boyun eğmek gerek yüreğim. Kader, güllerimizi eğse de; Elhamdülillah, diyelim..
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Papağan
Üç Amerikan askeri Iraklı bakkalın dükkanına girerler.
Alışveriş yaparken "Kahrolsun Amerika!" diye bir ses duyarlar.
Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.
Bunun üzerine Iraklı bakkal amcaya "Bu papağanı buradan yok et.
Yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz!" derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağanı çok sevmektedir.
Derken aklına imamın papağanı gelir.
Hemen imamın yanına koşar, başından geçenleri anlatır ve "Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim." der.
Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak "Biz sana bunu yok edeceksin demedik mi?" derler.
Bakkal "Bu papağan o değil!" dese de inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri "Ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını..." der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır; "Kahrosun Amerika!.."
Ses çıkmayınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
"Kahrolsun Amerika!.."
Ses yok...
"Kahrolsun Amerika!.."
Ses yok...
"Kahrolsun Amerika!.."
Papağan dile gelir;
"Amin!.."
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Sevgili Gunluk;
Ulkemi daha cok ozledim Ayricaa -- senin basbakan oldugun ulkede yasamaktan utaniyorum Sarkozy !!
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Fransız kralı Francesco’ya, Kanuni Sultan Süleyman’ın gönderdiği mektup.

“Ben ki sultanların sultanı, hakanların başı, krallara taç giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in Karadeniz’in Rumeli’nin Karaman’ın, Sivas’ın Diyarbakır’ın, Kürdistan’ın, Şam’ın, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın üstünde sahip olduğum nice ülkenin padişahi olan Sultan Süleyman Han. Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Francesco’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek, esir edilerek hapse atıldığını söylemişsiniz. Benden yardım istiyormuşsunuz. Gönlünüzü ferah tutun. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz. Selim’in oğlu Süleyman. 1526 – İstanbul”
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Patateeeeeees
Askerde kamuflaj yarışması vardır. Herkes çuvallara girecek, komutan
gelip tekme atacak; onlar da hayvan sesleri çıkaracaklardır; komutan
da beğenirse onaylayacaktır.
Komutan birinci çuvala vurur. Hav hav hav, komutan aferin der, köpek
çuvalı. İkinci çuvala vurur, miyav miyav. Komutan gene beğenir. Böyle
on onbeş çuval gezer... Hepsi çok iyi taklit yapıyorlardır.
En son çuvala vurur ses yok. Daha sert vurur gene ses yok, tekme,
tokat, tahta, tüfek, ses yok. Askerlere emir verir iyicene tekmeleyin
diye. Çuvaldan kan sızmaya başlıyor. Beş dakika sonra da ince,
bitkin bir ses:
- Patateeeeeees
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
YERDE PARA BULDUM

Bir gün kayseri'lilerle lazlar savaş yapıyorlarmış.Kayserililerin aklına bir fikir gelmiş.Demişlerki;
bu lazların hemen hemen yarısı Temel, diğer yarısıda Dursun'dur .Ve daha sonra savaşın ortasında bağırmaya başlamışlar:
-temel! temel!!!
Lazlardaki temeller kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
Daha sonra kayserililer :
-Dursun! dursun!!!!
Diye bağırmışlar. Dursunlarda kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.Lazlardan çok az kişi kalmış ve onlarında aklına bir fikir gelmiş.Ve:
-Yerde para buldum bu kimin?
diye bağırmışlar. Bütün Kayserililer kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Karaman Fıkraları

Kahve Değirmeni
Karasakal’ın evine bir tanıdığı ziyarete gelir. Etrafa göz gezdiren adam, Karasakal’a “Hocam kahve yokluğundan bu kadar kahve değirmenini ne yapacaksın “diye sorar. Hoca şaşırır, çünkü evinde hiç kahve değirmeni yoktur.
---- Nerede kahve değirmeni? Diye şaşkın şaşkın etrafına bakınır. Adam gayet emin bir şekildi, Karasakal’ın kitaplarını göstermez mi? Meğerse ciltli kitaplar bakınca aynı kahve değirmeni gibi görünüyormuş. Kitaptan nasibi olmayan adam kitapları kahve değirmenine benzetivermiş.

Bir Eskiden Bir Yeniden
Karaman’ın meşhur mizah tiplerinden, kitapçı Halil amca, bir dönemin, insanları sıkı takip altında tuttuğu ve dini bir takım ihtiyaçların kısıtlandığı yıllarda, dükkanında bir taraftan kadayıf dökerken, bir taraftan da:
---- Ya Mevlam, hu Mevlam. Aşkın bize ver Mevlam diye bir ilahi tutturmuş. Bu sırada içeriye bir polis girmesin mi? Tabii İbrahim Amca’da hoşafın yağı kesilmiş ve birden ilahiyi boşlamış, başlamış:
---- İliman ektim taşa.... diye bir türkü bir türkü çağırmaya. Bu işe şaşıran polis dayanamayıp sormuş:
---- Ne oluyor İbrahim Amca?
---- Bişi yok kuzum, bi eskiden, bi yeniden deyivermiş
Mektubmu Senetmi?
Kadının biri, okuyup yazdığına inandığı bir adama bir kağıt getirerek okumasını rica etmiş. Adam kağıdı evirip çevirerek başlamış asker mektubu gibi okumaya. Kadın itiraz etmek istediyse de, adam dinlemeden sonuna kadar kağıdı okumuş bitirmiş. En sonunda kadın:
---- Oğlum o mektup değil senet, senet deyince, adam,
---- Baştan söylesene ne olduğunu. Senet deseydin senet gibi okurdum der.
Güzün Yerler
Adamın biri bir eve misafir olur. Ev sahibi yemek koyar, birlikte yerler. Adam yemekten sonra canı üzüm çeker ve bunu şöyle dile getirir.
Bizim eller, bizim eller
Her yemekte üzüm yerler
Ev sahibi de bunun altında kalmaz ve şöyle cevap verir:
Bizim eller, bizim eller
O üzümü güzün yerler
Gidesi Gelmiş
Adamın biri, başka şehirde oturan oğlunu ve torununu ziyarete gelir. Hoş beşten sonra, kayınpederinden hoşlanmayan gelin, çocuğunu kucağına alıp şöyle der:
Kuzumun dedesi gelmiş
Gelmeden gidesi gelmiş
Adam derhal gelinin kucağından torununu alır ve:
Dedesinin adı Durali
Bu gün de buralı, yarın da buralı
diyerek uzun süre kalacağını belli eder.
Pilav Aşı
Ak Hoca Karaman’ın muhacir köylerinden birine imam olur. Köyün ağası, Hüseyin isminde birisidir. Hüseyin ağa bir gün köylüleri toplar ve onlara şöyle der:
---- Bu hoca ovalıdır. Bizim hamur işlerini pek bilmez, onlar bulgur pilavına alışkındır, hocanın midesine bir zarar vermiyelim, yavaş yavaş bizim yemeklere alıştıralım diye talimat verir.
Bu talimatı alan köylü sırayla hocayı yemeklere davet etmiye başlarlar ve her davet eden de bulgur pilavı pişirir. Bir gün böyle, beş gün böyle, on gün böyle.... Hoca bulgur pilavından bıkar, açıkça da bir şey söyliyemez.
Nihayet bir ay sonunda Cuma günü Cuma salası vermeye minareye çıkar ve sala ezgisinde başlar okumaya:
Sarı çamın taşı
Hüseyin Ağa’dır bu köyün başı
Her gün pilav aşı
Yenir mi Ya ResulleALLAH
Köylü normal sala veriliyor diye söylenenlere hiç dikkat etmez. Fakat, 70 yaşlarında bir kadının bu sala garibine gider. Yaşlılığın verdiği az duyma etkisiyle bir şey anlamaz. Hüseyin Ağayı görür ve seslenir:
---- Üle Hüseyin, hoca ne diyo bi yol diğneyive hele.
Hüseyin ağa hocanın söylediklerini dinler, sonra köylüleri başına toplar:
---- Uşaklar hoca pilavdan bıkmış gayri, çevirin macır işine. Hoca kıvrak zekası sayesinde bu sıkıntıdan karlı olarak kurtulur.

Ölü gelmeyince
Ak Hoca Karaman’ın Mandoson köyüne imam tutulur. Köylüler yıl sonunda hocaya kırk havayi buğday vermeyi taahhüt ederler. Yıl sonu geldiğinde, mahsülün kıtlığı bahane edilerek, Hocaya ancak otuz havayi buğday verirler. Bu işe hoca çok içerler ama seslenmez.
Cuma bir gün hutbeye çıkar ve cemaate şöyle der:
---- Ey cemaat beni kırk havayiye imam tuttunuz, ancak otuz havayi buğday verdiniz, buna da eyvALLAH amma ALLAH’tan utanın, şu teneşir ölüsüzlükten takır takır kurudu. Koca bir yıl içinizden bir tek ölen olmadı, bu sizin yaptığınızı adama düşmanı yapmaz der ve minberden iner.
Müftiyide al gel
Kara müfti adıyla anılan Karaman müftisinin çok kızgın olduğu bir zamanda, Ak Hoca izin istemek için gelir, Müfti izin vermez, Ak Hoca da “Sen vermesen de ben giderim” deyince, Kara müfti” Cehenneme kadar yolun var, defol git” diye hocayı yanından kovar.
Ak Hoca hiç seslenmeden dışarı çıkar, biraz sonra tekrar içeri girer. Müftü ters ters bakar:
---- Ulan ben sana cehennem ol git demedim mi?
---- Ben de cehenneme kadar gittim, yolda zebaniler git müftiyle birlikte gelin diye beni katmadı, ben de sizi almaya geldim der.
İmam yanılmaz
Hocamızın mahallemizde imam olduğu yıllarda bir akşam vakti, hocanın imamlığında akşam namazının farzını kılıyorduk. Bir ara arka taraftan birisi, hocanın yanıldığını belli etmek için, yüksek sisle “SübhanALLAH” dedi.
Hoca tam ikinci rekata doğruluyordu. Gayet şaşkın başını arkaya çevirdi:
---- Ne var len diye kızgınlıkla bağırdı. Yine cemaatten birisi:
---- Bir şey yok hocam devam et dedi.
Hoca hiç bir şey olmamış gibi namaza devam etti ve namazı bitirdi. Namazdan sonra yanılma secdesini bile yapmadı.
Soba Muskası
Hocaya bir gün bir kadın gelir ve sobasına yanması için muska yazmasını ister. Hoca hiç bozuntuya vermeden bir muska yazar.
Daha sonra anlattığına göre muskayı şöyle yazar:
Önüne kuru arkasına yaş
Ortasına yağlısından bir talaş
Yan Ayşa’nın sobası yan
Tesadüf eseri olarak kadının sobası o günden sonra gürül gürül yanmaya başlar, hocaya da soba muskası yazdırmak isteyenler çoğalır.

Fırın kebabı
Çamlı Hoca ile Matematik öğretmeni Lütfi Ulus, birgün işleri için Ankara” ya giderler o gün işlerini , bitiremeyince bir otelde aynı odada uyanır, Lütfi Ulus”u dürterek :
- Kalk len Lütfi karnım acıktı. Seninle çıkalım şöyle bir buçuk fırın kebabı yiyip
gelelim.
Gözlerini ovuşturarak uyanan Lütfi Ulus :
- Ama Çamlı hoca, burası Ankara , hem fırın kebabı bulunmaz, bulunsa da gecenin bu saatinde açık yer olmaz.
Çamlı Hoca bunu duyunca tepesi atar :
-Mesela dedik len, gubuz . der ve başına yorganı çeker başlar horlamaya. Uykusu kaçan Lütfi Ulus sabahı matematiksel hesapları ezberlemekle geçirir.

Pazar alış verişi
Çamlı Hoca ; elinde sepetle pazara gitmek üzere evinden çıkar. Sokağın başında komşusu Süleyman efendi ile karşılaşır. Süleyman Efendi
- Çamlı hoca nereye gidiyorsun, neler alacaksın bakalım ?
Çamlı Hoca komşusunun bu münasebetsiz davranışına bozulur. Ve yanıt verir :
- Pazara alış- verişe gidiyordum , biraz şöyle öte bete, gıvır zıvır, langır, lungur van vun alacağımda.

Ökçe
Çamlı , hoca birgün yolda yürürken ayakkabısının ökçesi çıkar. Ayağını sürüyerek tanış bir dükkana kapağı atar. Dükkan sahibi Çamlı Hoca’yı karşısında görünce sevinerek :
- Oooo. Hocam , hangi rüzgar attı seni böyle , şöyle otur bakalım, ne içersin çay mı , kahve mi ?
Çamlı hoca’ nın aklı ökçe’ de kalmıştır. Ökçeyi eline alarak :
- Sen çayı, kahveyi boşver de bana bir ayakkabı ökçesi tamiri ısmarlarsan daha makbule geçer , der.





Bahçede ders
Çamlı Hoca, öğretmenlik yaptığı sıralarda hava günlük güneşlik olursa dershanede ders yaptırmayı hiç sevmezdi. Böyle bir gün, derse girer girmez , çocuklara sorar:
- Çocuklar bugün dersi dışarıda mı yapalım içerde mi ? Doğal olarak öğrenciler
her defasında aynı yanıtı verirlerdi :
- Dışarıda yapalım hocam, dışarıda.
Çamlı Hoca , bunu çevresindeki dostlarına anlatırken “ Çocukların istediği biçimde ders yaptırmak gerekir” diye yorumlardı.



Klorun formülü

Çamlıbel hoca ; İvriz İlköğretmen okulunda okurken , bir gün kimya hocası tahtaya kaldırır ve bir gram klorun formülün yazmasını söyler. Çamlıbel hoca, epeyce düşünür ve işin içinden çıkamayacağını anlayınca yanıtı yapıştırır :
- Avrupa tonlarla klorla uğraşırken, ben 1 gram klorla uğraşamam, der ve
yerine oturur.

 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Biz Oruç Tutmiriğ, Tuttuririğ
Bir ramazan günü Erzurumlu olmayan üniversite öğrencilerinden biri, arkadaşları olan bir grubun üniversitede oruç kontrolü yaptığını ve oruç tutmayanlarla dalaştıklarını görür. Dinine bağlı olan genç kendi kendine -“bunlar dinine bağlı ben bunlarla arkadaşlık yapmaya devam edeyim der. Ertesi gün bu grubun kaldığı eve gider birde ne görsün sofraya kurulmuş afiyetle yemeklerini yemektedirler. Ramazan günü olması hesabıyla bunlara sorar: -"siz herkese oruç tutması için baskı yaptığınız halde niye oruç tutmuyorsunuz." içlerinden biri cevap verir: -"oğlum biz oruç tutmiriğ, tuttuririğ"
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
897
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Mesela Söylede olabilirdi ne dersiniz: 58 kayserili 1laz
bir uçakta 58 Kayserili ile 1 Laz yolculuk yapıyorlarmış kaptandan bir ses gelmiş uçaktaki ağır eşyaların hepsini atın yoksa düşecez bunun üzerine tüm ağır eşyalar atılmış. 10 dak sonra kaptan tekrar seslenmiş uçağın sağ kanadını koparmak zorundayız yoksa düşecez kanadıda koparmışlar. sonra kaptan tekrar seslenmiş sol kanadıda koparacaz. uçak kanatsız ilerlerken kaptan seslenmiş kusura bakmayın ama uçağın alt kısmını kesmezsek hepimiz ölecez tüm yolcular yukarıdaki tutacaklara tutunmuşlar ve alt kısım kesilmiş. yolculuk devam ederken kaptan bu son isteğim malesef kontrolü sağlayamıyoruz o yüzden içinizden 1 kişinin atlaması lazım der bunun üzerine 58 kayserili Laza döner Laz ise şöyle der başını sallayarak tamam tamam anladım ama hani alkış der Kayserililerde alkışlar.....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt