Yarın 1.Ocak.2011
Muhterem Müslümanlar!
Yarın ülkemizde de uygulanan milâdi takvimin 1 Ocak 2011 günüdür.
Bir Müslüman olarak benim için bugünün diğer günlerden hiçbir farkı yoktur. Benim için hergünün başlangıcı ve âhiri muhasebem için birer frısattır.
Böyle bir fırsatı değerlendirmem en büyük kazancım olur.
1 Ocak gününün gecesinde "şeytanın düğünü" var.
O düğüne hiçbir şekilde katılmam. Televizyonu bile açmam. Mutat vazifelerimi yapıp istirahate çekileceğim.
Yarın resmi tatil. Benim için bunun da önemi yok. Çünkü her zamanki programım bozulmadan devam ediyor.
Şöyle bir zihnimi kurcalıyorum Türkiye bugünlere nasıl gelmiş diye.
Şunları hatırlıyorum:
• 1 Ocak 1936'da saat alaturkadan alafrangaya çevrilmiş. Rumi ve Hicri takvim yerine de Gregoryen takvime geçilmiş.
• 1926 yılında ilk kez yeni yıl kutlamaları batılılaşmış çevrelerde ev toplantılarıyla kutlanmaya başlanmış.
İlk kez bu yılın başında bütün ülkede gece saat 12.00'ye girerken elektrikler bir dakika süre ile kesilerek yeni yıla giriş sinyali verilmiş.
* 1930'lara gelince piyango çekilişleri başlatılmış.
Giderek yeni yıl baloları örgütlenmeye başlanmış.
* İlk kez 1 Ocak 1936'da 1 Ocak tarihi resmi tatil yapılmış. Yılbaşı kutlamaları da resmen bu tatil ile beraber başlatılmış.
Artık 1 ocak günlerinde:
• Devletin yıllık resmi verileri açıklanıyor.
• Devletin yeni yıl hedefleri açıklanıyor.
• Geçmiş yıla ait değerlendirmeler yapılıyor.
• Sosyal hayatta;
• Siyasal hayatta;
• Ekonomik hayatta yeni yıl için bir kavşak noktası oluşturuyor.
• Yılın adamı, sanatkârı, eserleri gibi seçimler yapılıyor. Ne varki bu seçimlerde her grup ve zümre kendi yandaşlarını ön plana çıkarma yarışına giriyor
Muhterem Müslümanlar!
Günümüzde batılılara taş çıkartacak manzaralar bugünün gecesinde icra ediliyor.
Türkiye'de ve İslâm dünyasında yılbaşı kutlayanlar, "Hıristiyanlığı taklid olarak değil, sâdece yeni bir yılı kutlamak amacıyla bunu yapıyoruz" diyenler var.
Yanılıyorlar. Çünkü, bugün yılbaşılarında yapılanları, Hıristiyan dünyası yapıyor. Hıristiyan dünyasından önce de putperest dünyası yapıyordu.
Müslümanlar için bu yılbaşı ne ifade etmektedir?
Rasulü Kibriya'nın gözbebeği Hz. Hüseyin Kerbelâ'da zâlimler tarafından susuzluktan şehid edildi. T
ürkiye'de ve İslâm âleminde İslâm'dan gıdalanan kültür ve medeniyetten kopanlar da kendi Kerbela'sını hazırlıyorlar; lâkin, bunun farkında değiller.
İslâm'ın hakaret gördüğü, Müslümanlardan inancını yaşamaya çalışanların tepelendiği, Müslüman görüntünün yasaklandığı bir zamanda küfür ile canciğer olan "Müslüman"lardan vicdansız kim olabilir?
• Her gelen gün giden günü aratıyor.
• Dünya bozula bozula menzile gidiyor.
• Kaza okları gergin kader yaylarından fırlatılacakları günü ve saati bekliyorlar.
• Bir kıyamete doğru yaklaşıyoruz. Bu belkide Kıyamet'in kendisi olacaktır.
• Yaratılışı ve ölümü, Cennet ve Cehennemi Allah (c.c.) ile yapılan ahd-u misâkı, Rasul ile yapılan bey'atı, Müslümanlık sorumluluğunu unutup da şeytanlarla cümbüşün peşinde olanlar, bir gün çok acı sürprizlerle karşılacaklar.
• Ülkemizin geneli geçim sıkıntısı çekiyorken,
• Ekonomik sıkıntı had safhaya varmışken; yılbaşı israfı bize çok şey kaybettiriyor.
• Felaketin asıl sebebi kendimizi inkâr ile başlamıştır. Dinini yaşayanlara "sakıncalı", İslâmiyet'e ise irtica maskesi takarak ülkenin bir numaralı tehlikesi gösterenler bu ülkenin hâinleridirler.
Ey Müslümanlar! Gelin bugünler bizim uyanma günlerimiz olsun...
( Mevlüt Özcan - Milli Gazete )