Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
" -Kendini nerede bulacaksın? " diye sorunca... Sil gözlerini ve tebessüm et!..
Nebevî rüzgar, sonbaharın hüznündedir... Ben sonbaharım, ben sonbahardayım!.." de!..
Ve martı sesleri çoğaldıkça ardından, sessizce yürüyüp geç adımlarını dinleyen kaldırımlardan....
Sonbahar... Hüzün yanımız... Sonbaharla hüzün dolu her yanımız..
Içimde derin sessiz ve dipsiz bir kuyu var!... Gün geceye teslim oldugunda, Sere hüzün çöktügünde , Mutluluk alip basini gittiginde Soruyorum kendime ''Hayattaki Degerin ne?'' diye
Kapaninca gözlerim yürüdügüm yolun zorlugu ve Yalnizligim geliyor aklima!... Yalnizlik korkutuyor önce Sonra tenimi sonbaharin o ilik damlalari sariyor. Her damla ayri bir dost oluyor!... Yagmurla birlikte üsüyorum!...
Hayat bana benim ona verdiklerimi sunuyor simdi bana ''bana deger veriyor'' Öyle olmasa yanimda olmazdi öyle olmasa bana gülümsedigini hissedemezdim!...
An geliyor öyle bir firtina esiyor ki yüregimde hayat bile dindiremiyor!... sonra o yaprak dökümü bas gösteriyor içimde Gönlüm yine Sonbaharini yasiyor
Deger verdigim yapraklar savrulup gidiyor bilinmezlikler denizine dogru...Artik içimdeki agacin yapraklari yeseremez çünkü orda artik Dipsiz bir kuyu var !...
Ben ise Baskalarinin içlerindeki agaçlardan dökülen sari yapragim..
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Eylül... Fersude sonbaharların giriş kapısı...
Eylül işte; nâm–ı diğer, hüzün...
Eylül işte; nâm–ı diğer, pişmanlık...
Eylül işte; nâm–ı diğer melal...
Eylül işte; nâm–ı diğer, ölümün rengi...
Eylül... Yaşanmamış mevsimlerin en gerçeği...
Eylül işte; nâm–ı diğer, acının mührü...
Ağaçlar soyundukça toprak giyindi: Önce altın sarısına döndü, sonra altınlarıyla beraber beyaz kefenine büründü.
***
ÇİÇEKLERDEN eser yok. Kelebekler uçup gitmiş. Güller kurumuş, bülbüller susmuş. Sevilenler, elveda demeden se*venleri terk edip gitmiş. Yemyeşil ormanlar iskeletlerle dol*muş. Daha dün cıvıl cıvıl hayat kaynayan bu yerlerde, şimdi firak hıçkırıkları bile yankılanmıyor. Çünkü geride ağlayacak kimse de kalmamış.