selamınaleyküm. yazıyı okudum ve Allah'ın(cc) emri olmasından dolayı bunun üzerine akletmeye çabaladım. şöyle bir sonuç çıkardım: bir yola girerken o yolda en yükseklere çıkmanın temeli doğruluk ve sadakattir. doğruluk; baktığınız yönü ve gideceğiniz yeri gösterir. baktığınız yönden ya da gideceğiniz yerden sapmanız sizi doğruluktan çıkmış yapar. gideceğiniz yer ise varacağınız en yüksek noktadır. dosdoğru olmak, varacağınız noktadan hiç bir zaman başka bir noktaya bakmamayı ya da başka bir yere sapmamayı işaret eder. burada temel mesele bir istikametin belirlenmesi bana göre. ve sadakat belirlenmiş istikamette önüne çıkabilecek engeller yüzünden yönünü değiştirmemen, başka bir yöne sapmaman manasına gelir. engelin çıktığı anda bile gideceğin yere bakmayı gerektirir. Abdulkadir Geylani (k.s) hazretlerinin yolu ve istikameti irşad yoluydu. bu yola çıkarken kararlıydı ve istikametini belirlemişti. başka bir yöne bakmıyordu, yani dosdoğruydu. sonra onun önüne bir engel çıktı, yalan söylenilebilecek bir durumla karşılaştı ve yalan onun gideceği istikamette yoktu. yaalan söyleseydi istikametinden ayrılmış, ve gününü kurtarmış olacaktı. lakin O çıktığı yola ve istikamete sadakat gösterdi. engele rağmen istikametten şaşmadı. kısa bir zaman içinde de istikametine sadakatinin meyvesini yedi. çıktığı yol irşad yoluydu ve doğruluğunun ve sadakatinin ilk meyvesini yiyerek irşad vazifesini başarıyla yerine getirmiş oldu.
Aklıma bazı sorular geldi: mesela ben istikametimi belirlemişsem, ve ona sadakat gösterirsem çok kısa zaman içinde bunun meyvesini yermiyim. peki çok kısa zaman içinde bunun meyvesini yemezsem, sadakatimde sadık olabilir miyim? fıtri yapım gereği engeller çıktığı zaman göstermiş olduğum sadakatin meyvesini kısa zaman içinde yemeli miyim? bu meyve ya da ödül bana sadakat noktasında haz verir mi? haz verdikten sonra ben hazdan dolayı mı sadakat göstermiş olurum yoksa salt istikametime sadakatten dolayı mı? başka bir esas soru ise bir istikamet belirlemeli miyim? bu istikamette kararlı olarak aynı yöne doğru sürekli adımlar atıp, engelerle karşılaştığım zaman istikametime sadakat gösterip aynı yöne bakmak ya da adımlara devam etmek zorunda mıyım? eğer zorundaysam niçin zorundayım? bunu istemediğim takdirde alternatiflerim neler olabilir ve bu alternatiflerin asıl istikametten değer ya da yarar açısından düşüklüğü nedir?
bir de benim metinden çıkarttığım kıssa, hikmet,kuram ya da sonuç sizce doğru mudur? bilgi ve görüşlerini paylaşmanızı rica eder, Allah'ın(cc) selametinin üzerinizden eksik olmamasını temenni ediyorum.
Aklıma bazı sorular geldi: mesela ben istikametimi belirlemişsem, ve ona sadakat gösterirsem çok kısa zaman içinde bunun meyvesini yermiyim. peki çok kısa zaman içinde bunun meyvesini yemezsem, sadakatimde sadık olabilir miyim? fıtri yapım gereği engeller çıktığı zaman göstermiş olduğum sadakatin meyvesini kısa zaman içinde yemeli miyim? bu meyve ya da ödül bana sadakat noktasında haz verir mi? haz verdikten sonra ben hazdan dolayı mı sadakat göstermiş olurum yoksa salt istikametime sadakatten dolayı mı? başka bir esas soru ise bir istikamet belirlemeli miyim? bu istikamette kararlı olarak aynı yöne doğru sürekli adımlar atıp, engelerle karşılaştığım zaman istikametime sadakat gösterip aynı yöne bakmak ya da adımlara devam etmek zorunda mıyım? eğer zorundaysam niçin zorundayım? bunu istemediğim takdirde alternatiflerim neler olabilir ve bu alternatiflerin asıl istikametten değer ya da yarar açısından düşüklüğü nedir?
bir de benim metinden çıkarttığım kıssa, hikmet,kuram ya da sonuç sizce doğru mudur? bilgi ve görüşlerini paylaşmanızı rica eder, Allah'ın(cc) selametinin üzerinizden eksik olmamasını temenni ediyorum.