Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

!!! YAKARIŞ !!! (1 Kullanıcı)

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
selamunaleykum
emeğınıze sağlık

amin amin amin
hayat iniş çıkışlarlarla dolu
bazen doğru yaparız bazen yanlış
allah her daım yanımızada olur inşaallah
her daım doğru yola sevk eder bızlerı inşaallah
bu gün varız yarın yokuz
bu kısacık zamanda zamanımızı ıyı değerlendıren kullardan oluruz inşaallah
amin
allaha emanet olun
mutlu kalın
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
selamunaleykum
emeğınıze sağlık

amin amin amin
hayat iniş çıkışlarlarla dolu
bazen doğru yaparız bazen yanlış
allah her daım yanımızada olur inşaallah
her daım doğru yola sevk eder bızlerı inşaallah
bu gün varız yarın yokuz
bu kısacık zamanda zamanımızı ıyı değerlendıren kullardan oluruz inşaallah
amin
allaha emanet olun
mutlu kalın
VE ALEYKÜM SELAM DEĞERLİ HOCAM.İNİŞ ÇIKIŞLARIYLA DOLU BU AHİR YAŞAMIMIZDA RABBİM BİZLERİ DÜNYAYI DEĞİL AHİRETİ TERCİH EDEN KULLARINDAN EYLESİN İNŞAALLAH.HATALAR İLE DOLU KULLUK GÖREVİMİZİ EN GÜZEL ŞEKİLDE YAPMAYI CÜMLEMİZE NASİP EYLESİN.YOLUMUZU RESULULLAH EFENDİMİZİN YOLU EYLESİN.ALLAH A EMANET OLUN MUTLU KALIN İNŞAALLAH SELAM VE DUA iLE
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Yakarış ...

Yakarış ...



Ya Rabbi!

Eğer imanıma bir şüphe girmiş ben de ondan tövbe etmemişsem ihlasla derim ki : Allah'tan başka yaratıcı yok, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

Eğer bilmeden Müslümanlığıma küfür karıştırmışsam, derim ki: Allah birdir, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

Eğer Allah'ı birlememe şirk girmişse, ben de bunun farkında değilsem ihlasla derim ki: Allah'tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

Eğer bilmeden seni tanımamda yanlışım varsa derim ki: Allah'tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

Eğer bilmeden amelime riya ve kendimi beğenme duyguları karışmışsa derim ki: Allah'tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

Eğer farkında olmadan kalbime küçük ve büyük günahların fitnesi girmişse derim ki: Allah bir, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ya Rabbi!

İmanımı gönülden tazeleyerek, ihlasla derim ki: Allah'tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın Resulüdür.

Ey diri olan!

Ey ebedi var olan!

Ey izzet ve ikram sahibi olan!

Ey gücün, şerefin ve büyüklüğün sahibi olan Allah'ım!

Halimi düzelt, işlerimi güzelleştir, beni bela ve fakirliğin acılarından koru, düşmanların şerrinden, şeytanın aldatmasından, nefsin arzularından, saptıranların saptırmasından beni koru ey Rabbim!

Ya Rabbi!

Beni çok ibadet eden salihlerden ve şükreden zenginlerden eyle dini ve dünyevi bütün işlerimi düzene koy. Hayırlı nimetlerimi sonuna erdir.

Ya Rabbi!

Ömrümün son zamanlarında, ölüm anında kalbimi ve dilimi imanla doldur. Bana son anda; şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nun elçisidir demeyi nasip et. AMİN
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
¨Dua¨

¨Dua¨

dua


Dua, “kul” olan insanin, “Sultanlar Sultani”nin huzuruna cikip perdesiz ve hailsiz olarak istek ve arzularini dile getirmesidir.
Insan, fitrat itibariyle aciz, zayif ve kendisinden daha yuce olup ihtiyaclarina cevap verebilecek birisine muhtac olarak yaratilmistir. Bu ozelliklerinden dolayi hayati boyunca, elde etmek istedigi fakat gucunun yetmedigi seyler icin kendisinden daha buyuk ve yuce olarak kabul ettigi bir kisim ilahlar edinmis, onlara yalvarip yakararak dua etmis ve yardim istemistir.

Dua, diger insanlar icin oldugu gibi, Mu’minler icin de cok onemlidir. Cunku dua, bir ibadettir ve kullugun ozudur. Cenab-i Hakk da “Dua edin kabul edeyim” buyurarak bizleri duaya tesvik etmis ve “Duaniz olmasa ne ehemmiyetiniz var!” buyurarak, duanin bizim icin ne kadar onemli oldugunu bildirmistir.

Peygamberlerin Hayatlarinda Dua




Peygamber Efendilerimiz ve evliya-i izamin hayatlarina baktigimizda duanin cok buyuk bir ehemmiyete haiz oldugunu goruruz. “Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eger bizi bagislamaz ve bize acimazsan, muhakkak ziyana ugrayanlardan oluruz!” diyerek dua eden Hz. Adem (a.s); “..Senden baska ilah yoktur.Senin sanin yucedir, ben zalimlerden oldum” ifadeleri ile inleyip baligin karnindan kurtulan Hz.Yunus(a.s) ;Rabbim, bana katindan temiz bir nesil ver. Sen duayi isitensin.” nidasiyla Rabbinden “temiz bir nesil” isteyen Hz.Zekeriya( a.s); “Bu dert bana dokundu, Sen merhametlilerin en merhametlisisin” eniniyle Rabbinden sifa isteyen Sabir Kahramani Eyyub(a.s) ve diger peygamberler daima Allah’a yalvarmis ve O’ndan imdat istemislerdir. Cunku “…Mulkun sahibi olan, diledigine mulku veren, dilediginden alan; diledigini yukselten, diledigini alcaltan; hayir (mal) elinde olan ve herseye kadir olan” O’dur (c.c). Yine “Ben yenik dustum, yardim et” diyerek tazarru ve niyazda bulunan Hz.Nuh(a.s); “Rabbim, beni ve zurriyetimden bir kismini namazi kilan yap; Rabbimiz, duami kabul buyur. Rabbimiz, hesabin gorulecegi gun, anami-babami ve Mu’minleri bagisla!” nidalariyla vadileri inleten Hz. Ibrahim(a.s) ve “Allah’im, gucsuzlugumu, za’fimi ve insanlar nazarinda hakir gorulmemi Sana sikayet ediyorum. Ya Erhamerrahimin! Sen hor-hakir gorulen bicarelerin Rabbisin. Benim de Rabbimsin.. beni kime birakiyorsun? Kotu sozlu, kotu yuzlu uzak kimselere mi, yoksa isime mudahil dusmana mi? Eger bana karsi gazabin yoksa, cektigim mihnetlere, belalara hic aldirmam. Ancak afiyetin arzu edilecek sekilde daha ferah-feza, daha genistir. Ilahi, gazabina giriftar yahut hosnutsuzluguna ducar olmaktan, Senin o zulmetleri paril paril parlatan dunya ve ahiret islerinin medar-i salahi Nur-u Vechine siginirim. Ilahi, Sen razi olasiya kadar Senin affini muhtazirim! Ilahi, butun havl ve kuvvet sadece Senin elindedir.” seklindeki ferah-feza ifadeleriyle sikayetini Allah’a arzeden Insanligin Iftihar Tablosu (s.a.s) ayni “Maliku’l Mulk”e teslimiyetlerini dile getiriyorlardi.

Her Yerde “O” Var!


Insan, karanlik gecelerde-aydinlik gunduzlerde, yazda-kista, dagda-ovada, koyde-sehirde, her nerede ve ne zaman olursa olsun daima kendisiyle beraber olan alemlerin Rabbi’ne muhtactir. Bundan dolayi Mu’min, melce ve mence olarak yalniz O’nu bilir, O’nu tanir ve O’ndan baskasina boyun egmeyi O’na vefasizlik sayar. O bilir ki, “Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin, cunku O, haddi asanlari sevmez. Yeryuzu duzeltildikten sonra onda bozgunculuk yapmayin, korkarak ve umarak O’na dua edin. Muhakkak ki,Allah’in rahmeti iyilik edenlere yakindir”

“En guzel isimler Allah’indir. O halde O’na onlarla (o guzel isimlerle) dua edin” “Kafirlerin hosuna gitmese de siz, dini yalniz Allah’a halis kilarak O’na yalvarin.”; “.. Bana dua edin, size icabet edeyim (duaniza cevap vereyim).” buyurarak kendisine dua edilmesini emreden Hz. Allah (c.c), kapisina gelip kullugunu ilan eden ve kendisine el acip yalvaranlari huzurundan bos cevirmeyecektir.

Dua Ruhun Gidasidir!




Insan, duaya muhtactir. Cunku dua, ruhun gidasidir. O, iradeyi kanatlandiran bir buyudur ve mudavimlerinden baskasi da onun bu guclu sirrini anlayamaz. Dua, esbabi asarak hem Allah’in kudretine itimadi, hem de beseri za’fi ilandir. Demek ki, insanin vazife-i fitriyesi; taallumle tekemmul ve dua ile ubudiyettir. Cunku insan bu aleme, ilim ve dua vasitasiyla tekemmul etmek icin gelmistir.

Bir kutsi hadiste de ifade edildigi gibi; biz genis zamanimizda Allah’i hatirlarsak Allah da bizi hatirlayacak ve Hz. Ibrahimvari en zor ve sebeplerin tamamen sukut ettigi anlarda bize yardim elini uzatacak, atesleri bile berd u selama cevirecektir. Onun icin bizim, gerek sahsi kemalatimiz, gerekse toplumun tekemmulu adina, tam bir teslimiyet icinde her seyi O’na havale edip, yalniz O’na siginmamiz gerekmektedir.

Problemlerin Cozum Kaynagi


Dua butun problemlerin cozum kaynagidir. Kucuk-buyuk butun problemler, O Muskil-kusa’ya havale edilerek ve O’na siginilarak cozulebilir. Zira bizi hic yoktan yaratan ve bize yol gosteren O’dur. Bizi yedirip iciren; hastalandigimiz zaman bize sifa veren O oldugu gibi; bir gun bizi oldurecek ve tekrar diriltecek de yine O’dur. Nerede olursak olalim, bizimle beraber olan O’dur ve nerede, ne yaparsak yapalim butun yaptiklarimizi gormektedir. Dolayisiyla, iyilikleri elde edip kotulukleri def edebilmemiz icin; “Rabbini, icinden yalvararak ve korkarak, yuksek olmayan bir sesle sabah-aksam an, gafillerden olma!” emrine uyarak gece-gunduz devamli duayla mesgul olmaliyiz.

Rabbin azameti karsisinda aczimizi ve fakrimizi iliklerimize kadar hissederek kalp kapilarimizi O’na acmali; Veysel Karani gibi,”Ilahi! Sen benim Rabbimsin ben de kulunum. Sen, Halik’sin, ben de mahlukum. Sen Razik’sin, ben merzukum. Sen Malik’sin, ben memlukum. Sen Aziz’sin, ben zelilim. Sen Zengin’sin, ben fakirim. Sen Veren’sin, ben dilenciyim. Sen dualara icabet eden’sin ben de dua edenim” demeli ve hacalet icinde Hakk’in kapisinda azad kabul etmez bir kul oldugumuzu ilan etmeliyiz. Ne basarilar bizi simartip O’nu unutturmali; ne de musibetler O’na karsi isyana vesile olmalidir. Kul, daima Sultan’in kapisinda kullugunun idrakinde olmali ve O’ndan gelen her seyi cana safa bilmelidir.

Iradenin Guc Kaynagi




Dua, zaman ve hadiselerin butun yipraticiligina karsi insan iradesine guc ve kuvvet kazandiran temel dinamiklerden birisidir. Insan, dua sayesinde esya ve hadiselerin bogucu atmosferinden ferah-feza bir iklime kavusur; kendisini bir kere daha yeniler ve metafizik gerilime gecer.

Dua, ser kapilarini kapatip hayir kapilarini acan tilsimli bir anahtardir Mu’min icin. Ayni zamanda dua, ilahi inayetin devamliligi icin gerekli olan hamd, sukur, tesbih u ta’zim ve istigfar icin kelimelerle orulmus zebercet bir kiliftir. Bundan dolayi nimetler arttikca, kendi acziyetimiz altinda kalip ezilmememiz icin dualarimizin da artmasi gerekir. Cenab-i Hakk, fetihle istigfari birbiriyle irtibatlandirmis ve Efendimiz (s.a.v)’e; “Allah’in yardimi ve fetih geldigi ve insanlarin dalga-dalga Allah’in dinine girdiklerini gordugun zaman, Rabbini overek tesbih et, O’ndan magfiret dile” buyurmustur. Efendimiz (s.a.v) de hayati boyunca sabah-aksam “Ya Hayyu ya Kayyum, Senin rahmetini dilerim. Butun ahvalimi islah eyle ve goz acip kapayincaya kadar olsun, beni nefsimle basbasa birakma”;
“Allah’i tesbih ederim, hamdler Allah’adir, Allah’tan baska ilah yoktur. Allah en buyuktur.” diyerek dua etmis, Allah’a olan minnetini tesbih ve tazimlerle dile getirmistir.

Bir hadis-i serifin ifadesiyle “Allah, (dua edip) kendisinden (bir seyler) istemeyene gadap eder.” Insana isteme duygusunu veren Cenab-i Hakk, ibadetler icinde en halis olani diyebilecegimiz duaya karsilik verecek ve kulunun isteklerini yerine getirecektir. Hele Rabb’ine en yakin oldugu secdeye basini koyup; gozyaslari, hislerine tercuman olunca, Alvarli’nin “Keremkare yakisir mi, kerem kesmek gedalerden?” dedigi “Keremkar”, kuluna rahmetiyle tecelli buyurup onu mahzun etmeyecektir.

Dua Hakkinda Bir Kac Prensip

Kavli, fiili ve hali gibi cesitlere ayrilan duanin muessiriyeti acisindan uyulmasi gereken bir kisim prensipleri vardir. Bunlari maddeler halinde su sekilde ozetleyebiliriz:

1- Herseyden once, dua ile istenecek mevzuda, sebepler adina yapilabilecek her sey yapilmali.

2- Dua, sidk ve samimiyetle, mubarek zaman ve mekanlarda yapilmaya calisilmali.

3- Duada denge korunarak istenilen seyin Allah’in rizasina ve hikmetine uygun olmasina dikkat edilmeli.

4- Kur’an’da bize ogretilen ve Efendimiz (s.a.v)’den rivayet edilen ifadelerle dua etmeye calisilmali.

5- Duada, Allah adina yapilan en halis isler, sefaatci yapilmali.

6- Dua, acz ve fakr icinde, kalbin kirik oldugu, gonlun panjurlarinin otelere acik oldugu anlarda yapilmali.

7- Dua edilecegi vakit, once istigfar ile temizlenerek makbul bir dua olan salavat-i serifeyi sefaatci olarak zikretmeli ve duaya yine salavatla son verilmeli.

8- Salih kisilerden dua istenmeli.

9- Namazlarin ardindan, Cuma gunu, Kabe goruldugu zaman, gurbette iken, hasta iken yapilan dualarin; anne-babanin evladina, Mu’minin Mu’mine yaptigi dualarin kabul edilme ihtimali yuksek dualar oldugu bilinmeli ve cok iyi degerlendirilmelidi r.

Dua, “kul” olan insanin, “Sultanlar Sultani”nin huzuruna cikip perdesiz ve hailsiz olarak istek ve arzularini dile getirmesidir. Insan, dua sayesinde amudi olarak yukselir.. yukselir ve “kendisine sah damarindan daha yakin olan”a muhatab olma ve “Sen” diyebilme serefine erisir.
.. ....ALINTI.... ..
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
uçuruma götüren sözler

Bazı sözler insanı uçuruma götürür!
İnsan konuşurken kullandığı sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini ve kalbini kirletmemelidir. Allah korusun bilmeden imanımızı kaybedebiliriz.
İman, kişiyi bütün varlığın tek sahibi Allah’a muhatap kılması ve O’na bağlaması itibarıyla, insana huzur ve şeref veren büyük bir güç merkezidir. Çünkü iman sayesinde insan Yaratıcı’sına bağlanır. Bu sayede insan, iman ile insanda görünen İlâhî sanatları ve Cenab-ı Hakk’ın isimlerinin nakışları itibarıyla kıymet kazanır. İnançsızlık ise o bağı koparır. İnsanın Rabb’iyle arasındaki bağ kopunca, Allah’ın insan üzerindeki sanatı gizlenir.
İnsan çok zayıf ve aciz bir varlıktır. Kendisinin veya başkalarının başına gelen musibetlerde çoğu zaman bir şey yapamaz. Bu musibetler, imansızları veya imanı zayıf olan kimseleri aşırı derecede sıkıntıya sokar, huzursuz eder. Fakat huzursuz olmakla elinden de hiçbir şey gelmez.
İmanı elde eden bir mümin ise her şeyde İlâhî rahmetin izini, özünü görür. Her şeyde O’nun hikmetini, adaletinin güzelliğini müşahede eder, tam bir teslimiyet ve rıza ile Rabb’inden gelen musibetleri teslimiyetle karşılar. Hayatın zorlukları karşısında dirençli olur. Böyle kimseler, çeşitli musibetlere maruz kalanlara karşı Cenab-ı Hakk’ın merhametinden daha çok şefkat göstermez ki, elem ve azap çeksinler. Böylece sadece ahiret hayatında değil, dünya hayatını dahi saadet içerisinde geçirirler. Ayrıca imanın insana kazandırdığı en mühim fayda, insanı nefsin ve şeytanın vesveselerine kapılmadan huzurlu bir şekilde kabre imanlı olarak götürmesidir. Bu şekilde insan hem bu dünya hem de öte dünya saadetini elde eder.
AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLERE DİKKAT!
Bu şekilde imanı elde ettikten sonra önemli bir aşama da imanı muhafaza etmek, korumak; yıpranmasına, zayıflamasına, herhangi bir tehlikeye maruz kalmamasına çalışmaktır. İnanan bir insan her konuda olduğu gibi, imanî meselelerde de ağızdan çıkan sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini kirletmemelidir. Şayet umursamaz bir biçimde, dikkat etmeden, sözün nereye vardığını, nasıl bir sonuç doğuracağını düşünmeden imana aykırı sözleri söylerse, Allah korusun imanını kaybedebilir.
Böyle bir hataya düşmemek için akıllı, dikkatli ve titiz davranırken, hatasının farkına varır varmaz da, hemen tedbirini almalı, bir an önce tövbe istiğfar etmeli, imanını yenilemeli, kelime-i şahadet getirerek taze bir imanla yeniden hayata başlamalıdır.
Şimdi imana aykırı düşen, imana zarar veren, imanlı hayatı zedeleyen bazı sözlere dikkat çekelim.
“ALLAH GELSE, ELİMDEN ALAMAZ!”
Bir öfke sonucu düşünmeden bu sözü söyleyen kişinin Allah’ın gücü ve kudreti konusunda en ufak bir bilgisinin olmadığı anlaşılıyor. Bir kere Allah’ın gücünün ve kudretinin ne bir sınırı vardır, ne bir hududu… Çünkü Allah’ın kudreti sonsuzdur, sınırsızdır. “Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” yani “O’nun her şeye gücü yeter” ifadesi, Kur’an’da 40-50 yerde geçiyor.
“Her şey” derken, bu ifadenin içine girmeyen kalmıyor. Allah’ın kendi Zât’ı (celle celaluhu) dışında, varlık âleminde bulunan, Allah tarafından yaratılmış olan, aklımıza gelen gelmeyen bütün yaratıklar bu “her şey”in içindedir.
“Allah’ın şuna gücü yeter, buna yetmez; şunu yapar, bunu yapamaz; şu kişiyle baş eder, bu kimseyle baş edemez” diye bir şey söz konusu olamaz.
Bu ifadeler bir insan olarak, bizim için söylenebilir. Mesela, ben 10 kiloyu çok rahat kaldırırım, 20-30 kiloda biraz zorlanırım, 50 kiloda çok zorlanırım; ama 100 kiloyu asla kaldıramam.
Neden? Çünkü benim gücüm ve kudretim bellidir. Ama Cenab-ı Hak için, ağır-hafif, büyük-küçük, az-çok, aşağı-yukarı gibi kavramlardan söz edilmez.
Allah’ın kudreti karşısında bir sinekle dünyamızdan 1 milyon 300 bin defa büyük olan güneş aynıdır.
Ufacık bir sineği aynı kolaylıkla havada tuttuğu ve uçurduğu gibi, koca güneşi aynı kolaylıkla uzayda tutar ve seyrettirir. İçinde milyarlarca yıldızın yer aldığı galaksiyi de aynı kolaylıkla uzayda gezdirir.
Bu açıdan bilir bilmez biçimde, olur olmaz yerde, anlamlı anlamsız durumlarda, ne manaya geldiğini düşünmeden ileri geri konuşup, “Allah gelse, seni elimden alamaz.” gibi sözlerin hiçbir değeri, kıymeti ve anlamı yoktur. Bu değerlendirme, yazımızdaki diğer ifade kalıpları için de geçerlidir.
“BURASI ALLAH’IN UNUTTUĞU YER!”
Bu da çok tehlikeli bir ifade kalıbıdır. Allah’ın unutması mümkün mü? Dünyada yan yana gelmeyecek iki kelime varsa, o da “Allah” ve “unutma” kelimeleridir.
Kur’an, Allah’a “unutma” yakıştırmasını şiddetle reddediyor, Musa aleyhisselamı n diliyle Kur’an diyor ki: “Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim yanılmaz ve unutmaz.” (Tâhâ, 20/52)
Cebrail aleyhisselamı n ağzından da şu gerçeği dile getiriyor:
“Biz ancak Rabb’imizin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve ikisi arasındaki her şey O’na aittir. Ve Rabbim hiçbir şeyi unutmaz.” (Meryem, 19/64)
Bundan dolayı Allah için “unutma” kelimesini kullanmak hem caiz değildir, hem de insanın ayağını kaydırır, kişiyi inançsızlık/imansı zlık çukuruna yaklaştırır. Çünkü “unutmak” noksan bir sıfattır. Allah ise bütün noksan ve eksik sıfatlardan beridir ve uzaktır. Böyle bir ifadeyi mecaz manasında kullanmak da doğru değildir. Bir mümin, hangi manayı kasdederse etsin ağzına, neticesi itibariyle kendisini çıkmaz sokaklara götürecek böylesi tehlikeli sözleri alıştırmamalıdır.
“BU ADAM ALLAH’LIĞIN BİRİ!”
Bu söz, imana ve inanca leke getiren, insanın kalbini rencide eden, bir yerde vicdanı sızlatan bir yakıştırma… Çoğu zaman bu ve benzeri sözler rastgele, gelişigüzel kullanılıyor, sözün nereye vardığı hiç mi hiç düşünülmüyor, hesabı kitabı yapılmadan dillerde gezip duruyor. Halbuki bu sözler sakıncalı sözlerdir. Her yönüyle saçma ve bayağı ifadelerdir.
TDK sözlüğü, “Allah’lık” kelimesi için şöyle bir açıklama getiriyor: “Kendisinden hiçbir işte yararlık umulmayan saf ve zararsız kimse.” Bir de örnek cümle veriyor: “Bu adam Allah’lığın biri, elinden hiçbir şey gelmiyor.”
Günlük dilde de şu şekilde dönüp dolaşıyor:
“İşiniz Allah’lık”, “Allah’lık adam”, “Allah’lık Ali Bey misali”, “Tam Allah’lık bir hal, ahı gitmiş vahı kalmış.”
Dikkat edilirse, bilgisiz, beceriksiz, sorunlu ve hiçbir işe yaramayan insanlar bu sözlerle anlatılıyor. Sanki insan Allah’a yaklaşırsa, Allah’a kul olmaya çalışırsa, Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirirse aptal/budala ve sefil bir hale gelirmiş gibi bir mana çıkıyor.
Yahut bir iş yolunda gitmiyorsa, planlandığı ve düşünüldüğü gibi bir sonuca varılamıyorsa, suç Allah’a atılıyor, hata Allah’a mal ediliyor. Böylece insan farkına bile varmadan Allah’a isyan ediyor. Oysa beceriksizlik insanın kendinden kaynaklanır, dağınıklık kişinin kendi ihmali ve tembelliği sonucudur. Neden Allah’a verilsin, bu konularda niçin Allah suçlansın?
Kur’an bu konuda diyor ki: “Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şûra, 42/30)
“ALLAH BABA KIZAR!”
Allah’a baba ve oğul isnadı yapılmaz, caiz de değildir, mümkün de değildir. Böyle bir sözü, bir Müslüman söylememelidir. Çünkü mesele doğrudan doğruya Allah’ın birliği ile alakalıdır. Bir kere bütün babaları ve oğulları, erkekleri ve kızları yaratan Allah’tır. Yaratıcı, yaratılan olamaz. İslamî deyimle Hâlık, mahluk olmaz. Böyle bir sözü ve inancı kesin olarak Kur’an reddeder. Hepimizin bildiği İhlas Suresi’nde, “Lem yelid velem yûled” diyoruz. Bunun anlamı, “O doğurmamış ve doğurulmamıştır” demektir. Yani, doğanlar ve doğurulanlar Yaratıcı ve Allah olamaz.
Yabancı filmlerdeki sözler olduğu gibi tercüme ederek söylendiği ve bazı eski Türk filmlerinde düşünülmeden bilinçsizce kullanıldığı için bu batıl inanç ve ifade, dilimize bu filmler kanalıyla geçmiştir. Böyle bir sözü söylemek doğru değildir.
“KADER UTANSIN.. KAHPE KADER!”
Kaderi suçlayan o kadar söz var ki, saymakla bitmez. Kendine söz geçiremeyen, kadere taş atar. Kimseyi suçlayamayan, kaderi taşlar. Karşısındakine gücü yetmeyen kadere yüklenir. Böyle bir kör dövüşüdür gider. Kime vurduğunu bilemez, vurduğu yeri göremez, rastgele hücum eder. Beceriksizliğini, tembelliğini ve bilgisizliğini kendi üstüne almaz, eline geçen taşı kadere fırlatır, durur. “Kader utansın” der. Kader ne yapmış ki utansın, kaderin utanacağı neyi vardır? Gerçekten utanması gereken birisi varsa, o da kişinin kendisidir aslında.
Kader bir suç işlememiş, bir hata yapmamış, bir yanlışa girmemiştir. Suçu işleyen, hatayı yapan, yanlışa giren kişinin kendisi; neden kader hatalı olsun? Geçen zaman içinde daha büyük bir kayba uğramış, daha büyük bir zarar etmiş, daha büyük bir belaya çarpılmışsa, kadere olan kızgınlığının dozunu biraz daha artırır.
Bu sefer ağzından çıkanı kulağı duymaz halde, söylediği sözlerin nerelere vardığını düşünmez biçimde, açar ağzını, yumar gözünü, Allah muhafaza “kahpe kader” deyiverir. Bu sözler insanı o kadar boşluğa atar, o kadar uçuruma sürükler ve o kadar sert bir duvara toslatır ki, insanı iman dairesinden çıkarabilir…
Bu gereksiz ve yersiz sözlerin hiçbirinin bir Müslüman’ın ağzından çıkmaması lazım… İnanan bir insanın böyle sözleri söylememesi gerekir. Söylenmemesi bir tarafa, bu sözlere karşı tavır koymalı, böyle sözlerin toplumda barınmasına, tutunmasına meydan vermemelidir.
“SENİNLE CENNET’E BİLE GİRMEM!”
Karşısındakine o kadar kızmış, o kadar öfkelenmiş, o kadar içerlemiş, o kadar kin ve nefret duymuş ki, Cennet’te bile onunla birlikte olmak istemiyor. Bu durumdaki ve bu kanaatteki bir kişiye “Cennet’e girmen kesinleşse, fakat şu kişiyle girmen gerekir, başka türlü girmen mümkün değil” dense, sözünün nereye gittiğini bile düşünmeden, “Allah korusun, onunla mı, asla, Allah yazdıysa bozsun” gibi sözleri bile sarf edebilir. Hatta, “Eğer Allah bana şu kişiyle Cennet’e girmeyi emretse, girmem” diyecek kadar, hiç hesap kitap etmeden Allah’ın emrine bile karşı gelmeyi göze alabilir.
Cennet, Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği bir yer, her türlü nimetinin bolca bulunduğu bir âlem, altı iman rüknünden âhirete imanın bir parçası ve bir âhiret yurdu…
Cennet ve ebedi hayat ve sonsuz saadet Cenab-ı Hakkın mü’min kullarına sırf bir hediyesi, ikramı ve özel bir ödülüdür. Bu ödülü reddetmek, bir dostunuzun verdiği bir hediyeyi reddetmek gibi değildir, öyle düşünülmez. Bu, Allah’a isyandır, Allah’a başkaldırmak, Allah’a karşı gelmektir, Allah’ın rahmetini reddetmektir.
Çünkü Rabbimiz mü’min kullarını Cennet’e davet ediyor ve buyuruyor ki: “Allah, sizi izniyle Cennet’e ve bağışlanmaya çağırıyor.” (Bakara, 2/221)
Bu ve bunun gibi pek çok âyette yapılan Allah’ın davetini sırt çevirir bir anlamda, ileri geri konuşarak, bilir bilmez laf ederek “Onunla Cennet’e bile gitmem” sözlerini sarf etmek, insanı çok büyük kayıplara sürükler. Gerçi kişi, “Ben bu sözü bahsini ettiğiniz manada kullanmıyorum” dese de bir müminin ağzından böylesi ifadeler çıkmamalı.
“ÖKÜZ ALEYHİSSELAM!”
Kötü bir kimseye -hâşâ- “öküz aleyhisselam” demek, insanı uçuruma götürebilecek sözlerden biridir.
Aleyhisselam, “Allah’ın selamı üzerine olsun” anlamında bir selam ve saygı ifadesidir. Dinî literatürde peygamberlerin adını söyledikten sonra “aleyhisselam” derken, Peygamber Efendimiz için “aleyhissalâtü vesselam” veya “sallallâhu aleyhi ve sellem” deriz.
“Aleyhisselam” ifadesi peygamberler için kullanılır. Bu söz bırakın bir hayvan için, peygamberlerin dışında hiçbir insan için dahi söylenmez. Çünkü peygamberler, Allah tarafından özel olarak görevlendirilmiş Allah’ın elçilerdir. Peygamberler, insanlığın en yüce ve en yüksek mertebesinde bulunan insanlardır.
Bunun içindir ki, bir mümin, peygamberlerin adını söylerken, onlardan bahsederken, onları anlatırken kullanmış olduğu saygılı ifadeleri ne bir insan için, ne de bir hayvan için kullanmamalı. Hele hele bir hakaret anlamı taşıyan “öküz” lafıyla birlikte hiçbir zaman kullanma cüretinde bulunmamalı.
İmanı tehlikeye atan diğer bazı sözler:
1. “Seni Allah’tan çok seviyorum.” demek.
2. Bir adamı sevmediği zaman, “Cehennem’e girmeye imza verdim.” demek.
3. “Allah bize zulmediyor.”, “Ben Allah mallah tanımam.”, “Şu işe Allah’ın bile gücü yetmez.” gibi sözleri söylemek.
4. Hasta olan birisine, “Seni Allah unuttu.” demek.
5. Karısı veya başka birisi için, “Onun hakkından Allah bile gelemez, ben nasıl geleyim” demek.
6. “Allah bana merhamet etme hususunda cimrilik etti.” demek.
7. Herhangi bir şey için, “Allah’ın hiç işi kalmamış da bunu mu yapıyor veya yaratıyor?” demek.
8. Peygamberimiz’in sünnetlerinden veya hadislerinden birisini alaya alır bir tarzda “Çok dinledik bunları” demek.
9. Herhangi bir işi yapan kimseye yapmaması söylendiği zaman, “Peygamber gelse de ‘Yapma!’ dese veya gökten ‘Yapma!’ diye ses duysam yine yaparım” demesi.
10. Kendisine, “Dünya için ahiretini terk etme!” denilen kimsenin cevap olarak, “Ben veresiye için peşin olanı bırakmam.” demesi.
11. Fakir bir kişinin, “Allah falan kuluna şu kadar zenginlik veriyor; bana ise az veriyor. Böyle adalet olur mu?” demesi.
12. “Namaz ve helal olan şeyler, bana iyilik getirmiyor” veya “Ne için namaz kılacağım; malım yok, mülküm yok. Çoluğum yok, çocuğum yok” yahut “Namazı rafa bıraktım” demek.
13. “Sensiz Cennet’i de istemem, orası da benim için zindandır.” demek.
* İmanı tehlikeye atan veya insandan imanı kaldıran sözler elbette bu kadar değildir.

Burada bu sözlerin bir kısmına yer verilmiştir.
Bu ve benzeri sözleri söylemekten kesinlikle kaçınmalı ve yanlışlıkla bu sözler söylenirse de hemen kelime-i şehadet getirilmelidir.
...ALINTI...
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
..Ve Bir Dua Kahramani


Hakk’a yakin bazi kullar vardir ki, onlarin dualarina melekler istirak ederek “amin” der ve Hakk katinda hemen kabul gorur. Iste Asim b. Sabit(r.a), kendisi gibi daha niceleriyle birlikte, iman ettikten sonraki butun hayatini, Allah ve Rasulu’nun yolunda gecirip her seyini bu yolda feda eden dua kahramanlarindan sadece birisidir.

Asim b. Sabit (r.a), Akabe Biati’ndan once Musluman olmus bir sahabiydi. Bedir savasina katilmis ve musriklerden bir cogunun canini almisti. Uhud savasindan sonra Rasulullah’a gelerek kendilerine Islam’i ogretecek bir heyet gonderilmesini isteyen Adel ve Kare kabilelerine, beraberindeki heyetin kumandani olarak Rasulullah’in emriyle teblig icin yola cikmis ve yolda tuzaga dusurulmuslerdi. Kendilerini Mekke musriklerine satip para kazanmak isteyen bu insanlar tarafindan Reci mevkiinde cevreleri sarildi. Hz. Asim (r.a) yanindakilerle birlikte musriklere karsi savasti ve oklari bitince kilicini siyirip, “Allah’im! Ben, gunun basinda Senin dinini korudum. Sen de, gunun sonunda benim vucudumu koru! Cesedime musrikleri dokundurma!”diyerek dua etti. Daha sonra musrikler, Asim b. Sabit (r.a) basta olmak uzere yedi arkadasi sehit ettiler. Musrikler, Hz. Asim’in basini kesip, Bedir’de oldurdugu Sa’d b. Suheyd’in kizina goturerek ondan mukafaat almak istiyorlardi. Fakat birden Hz. Asim’in etrafinda bir ari toplulugu zuhur etti ve Asim’in cesedine yaklasanlarin yuzlerine, gozlerine yapisarak onlarin cesede yaklasmalarina mani oldu.Kafirler, ne yapacaklarini dusunduler ve sonunda aksami bekleyip arilar dagilinca Hz. Asim’in basini kesmeye karar verdiler. Ancak aksam olunca, nerede olursa olsun her seye nigahban olan Cenab-i Hakk, aniden siddetli bir yagmur yagdirdi ve yagmurla meydana gelen sel, Hz. Asim’in (r.a) cesedini alip bilinmezlere dogru goturdu. Sagliginda vucuduna musriklerin necis ellerinin degmesine kendisi mani olan Asim b. Sabit’in vucudu, sehid edildikten sonra da O’nu duyup duasina icabet eden Allah (c.c) tarafindan korunmustu.

Dua konusunda yuce Rabbimiz soyle buyuruyor: “Habibim, kullarin sana benden sorunca haber ver ki, ben onlara yakinimdir. Bana dua edince ben dualarini kabul ederim.” (Bakara-186)

Peygamber efendimize; “Hangi dua daha kabuldur diye soruldugunda – Gecenin ortasinda ve bes vakit namazdan sonra yapilan duadir” buyurmuslardir. (Tirmizi, Daavat,3421/ 3503)

Allah(c.c.) Hz. Musa’ya: “Ya Musa, bana gunahsiz bir agizla dua et” buyurdu. Musa (a.s.) “Ya Rabbi, nasil gunahsiz bir agizla dua edeyim, benim oyle bir agzim yok ki” dedi. Allah u Teala “Baskalarinin agziyla dua et, cunku sen baskalarinin agziyla gunah islemis olmazsin. Oyle hareket et ki, insanlar gece gunduz sana dua etsinler. veya kendi agzini temizle. Allah’in (c.c.) adi temizdir, onu zikreden agiz temizlenir.” buyurdu.
...ALINTI...
 

can kırıkları

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
1,967
Tepki puanı
13
Puanları
38
Yaş
38
ben bu köşeyi hiç görmemiştim ..............çok güzelmiş ya........
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
İmanı tehlikeye atan diğer bazı sözler:

1. “Seni ALLAH’tan çok seviyorum.” demek.
2. Bir adamı sevmediği zaman, “Cehennem’e girmeye imza verdim.” demek.
3. “ALLAH bize zulmediyor.”, “Ben ALLAH mallah tanımam.”, “Şu işe ALLAH’ın bile gücü yetmez.” gibi sözleri söylemek.
4. Hasta olan birisine, “Seni ALLAH unuttu.” demek.
5. Karısı veya başka birisi için, “Onun hakkından ALLAH bile gelemez, ben nasıl geleyim” demek.
6. “ALLAH bana merhamet etme hususunda cimrilik etti.” demek.
7. Herhangi bir şey için, “ALLAH’ın hiç işi kalmamış da bunu mu yapıyor veya yaratıyor?” demek.
8. Peygamberimiz’in sünnetlerinden veya hadislerinden birisini alaya alır bir tarzda “Çok dinledik bunları” demek.
9. Herhangi bir işi yapan kimseye yapmaması söylendiği zaman, “Peygamber gelse de ‘Yapma!’ dese veya gökten ‘Yapma!’ diye ses duysam yine yaparım” demesi.
10. Kendisine, “Dünya için ahiretini terk etme!” denilen kimsenin cevap olarak, “Ben veresiye için peşin olanı bırakmam.” demesi.
11. Fakir bir kişinin, “ALLAH falan kuluna şu kadar zenginlik veriyor; bana ise az veriyor. Böyle adalet olur mu?” demesi.
12. “Namaz ve helal olan şeyler, bana iyilik getirmiyor” veya “Ne için namaz kılacağım; malım yok, mülküm yok. Çoluğum yok, çocuğum yok” yahut “Namazı rafa bıraktım” demek.
13. “Sensiz Cennet’i de istemem, orası da benim için zindandır.” demek.
* İmanı tehlikeye atan veya insandan imanı kaldıran sözler elbette bu kadar değildir.




selamün aleyküm kardeşim
allah (cc) razı olsun
paylaşım için teşekkürler

selametle
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
İmanı tehlikeye atan diğer bazı sözler:

1. “Seni ALLAH’tan çok seviyorum.” demek.
2. Bir adamı sevmediği zaman, “Cehennem’e girmeye imza verdim.” demek.
3. “ALLAH bize zulmediyor.”, “Ben ALLAH mallah tanımam.”, “Şu işe ALLAH’ın bile gücü yetmez.” gibi sözleri söylemek.
4. Hasta olan birisine, “Seni ALLAH unuttu.” demek.
5. Karısı veya başka birisi için, “Onun hakkından ALLAH bile gelemez, ben nasıl geleyim” demek.
6. “ALLAH bana merhamet etme hususunda cimrilik etti.” demek.
7. Herhangi bir şey için, “ALLAH’ın hiç işi kalmamış da bunu mu yapıyor veya yaratıyor?” demek.
8. Peygamberimiz’in sünnetlerinden veya hadislerinden birisini alaya alır bir tarzda “Çok dinledik bunları” demek.
9. Herhangi bir işi yapan kimseye yapmaması söylendiği zaman, “Peygamber gelse de ‘Yapma!’ dese veya gökten ‘Yapma!’ diye ses duysam yine yaparım” demesi.
10. Kendisine, “Dünya için ahiretini terk etme!” denilen kimsenin cevap olarak, “Ben veresiye için peşin olanı bırakmam.” demesi.
11. Fakir bir kişinin, “ALLAH falan kuluna şu kadar zenginlik veriyor; bana ise az veriyor. Böyle adalet olur mu?” demesi.
12. “Namaz ve helal olan şeyler, bana iyilik getirmiyor” veya “Ne için namaz kılacağım; malım yok, mülküm yok. Çoluğum yok, çocuğum yok” yahut “Namazı rafa bıraktım” demek.
13. “Sensiz Cennet’i de istemem, orası da benim için zindandır.” demek.
* İmanı tehlikeye atan veya insandan imanı kaldıran sözler elbette bu kadar değildir.




selamün aleyküm kardeşim
allah (cc) razı olsun
paylaşım için teşekkürler

selametle
Sizdende razı olsun...
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
bende çok beğendim kardeşim.bu güzel cümleler sizin gönlünüzdenmi döküldü???
 

emsal-i nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2009
Mesajlar
359
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Dedim ki; çok yalnızım…

Dedim ki; çok yalnızım…

Dedim: Çok yalnızım.
Dedin: ... فَإِنِّي قَرِيبٌ Ben ki sana çok yakınım. Bakara–186

Dedim: Evet biliyorum sen bana yakınsın ama ben senden uzağım, keşke ben de sana yakın olabilseydim.
Dedin: وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَ دُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Araf–205

Dedim: Buda senin yardımını ister
Dedin: أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ ALLAH’IN sizi bağışlamasını istemez misiniz? Nur–22

Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.
Dedin: وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ (Öyleyse)Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir. Hud–90

Dedim: Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?
Dedin:أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ ALLAH’IN, kullarının tövbesini kabul edeceğini… Ve ALLAH’IN tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi? Tevbe–104

Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.
Dedin: اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ (2) غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ التَّوْبِِ ALLAH aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve kullarının tövbesini kabul edendir. Ğafir-2/3

Dedim: Bunca günahım var,hangisinin tövbesini yapayım?!
Dedin: إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًاALLAH bütün günahları bağışlayandır. Zümer–53

Dedim: Yani yine gelsem yine beni bağışlar mısın?
Dedin: وَ مَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ ALLAH’ tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur. Ali İmran–135


Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH’IM! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok seviyorum.

Dedin: إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَ يُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ Şüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.

Birden 'İlahım ve Rabbim benim senden başka kimim var' dedim.
Sen de أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ
'ALLAH kuluna yetmez mi?' (Zümer–36) dedin.


Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar iyisin ben ne yapabilirim?

Dedin: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا (41) وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (42) هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا

Ey inananlar! ALLAH’I çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O’dur. Melekleri de size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok merhametlidir. Ahzap–41/43.

Kendi kendime dedim: ALLAH’IM seni çok seviyorum.
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Bursa
Selamun Aleykum Kardeşim
Allah razı olsun,ecrini kat kat versin,Melekler duacın,Efendimiz Şefaatcin olsun inş.Çok güzel bir paylaşım.
Selam ve Dua ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt