RE: VEFA NEDİR?. MUHATTABA NE YÜKLER.?
Ahde vefa: Söz vermek verdiği sözde durmak, yaptığı her işte sadık kalmaktır. Özünde ve sözünde bir olmaktır. İnsanoğlunu insan yapan en önemli karakter belki ahde vefadır.
Unuttuğumuz ya da unutturulduğumuz bir güzel haslettir vefa Günümüzde çok az rastladığımız bir özellik vefa Toplumu toplum, cemaati cemaat ve hatta insanı insan yapan bir güzelliktir vefa
Ahde vefa belki de Kuranı Kerimin ve Resulullahın üzerinde en çok durduğu konulardan biridir. Acaba vefa nedir? Bir arkadaşımıza verdiğimiz bir sözde durmak yada onu tutmak mı? Yoksa kendimize, ailemize ve içinde yaşadığımız topluma karşı sosyal ödevlerimizi yerine getirmek mi?
Elbette, bunların hepsi ahde vefa dediğimiz o hasletin tarifi içindedir ancak gerçek ahde vefa nedir?
İnsanoğlunun en eski ve hatta yaratılışından da önce verdiği bir söz, bir ahit, bir misak vardı Evet sen bizim rabbimizsin Bizler rab olarak seni biliriz, sana iman ederek ve ancak sana kulluk ederiz…
Evet, insan, ilk ahdini ve ilk andını böyle ikrar etmişti rabbine. Bütün peygamberler ümmetlerine verdikleri bu sözü hatırlatmış, onlara gerçek, doğru ve sağlam yolun ne olduğu göstermişti. Kimisi iman etmiş kimisi de etmemişti…
Ve zaman geldi, gün gelid, insanlar bu sözünü hatırlamaz yada hatırlamak istemez oldu. Allah (c.c) verilen bu sözü son bir kez daha hatırlattı ilahi vahyiyle
Kıyamet günüde, biz bunlardan habersizdik demeyesiniz diye rabbin âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı. Onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki Ben sizin rabbiniz değil miyim? (Onlar da) Evet buna şahid olduk (sen bizim rabbimizsin), dediler. Araf 7/172.
Vefa bir uğurda her şeye katlanmak, onun meşakkatlerini sineye çekmek, Hasan-ı Basrînin tabiriyle acıyı yudum yudum hazmetmektir bazen de Niceleri vardır ki o vefa sayesinde amaçalarına ulaşmış, isimlerini tarihin altın sayfalarına yazdırmışlardır.
Vefaya bir de Akabe tepelerinden baksak! Elestü birabbikümden sonraki en büyük misakı görürüz belki de? Söyle söz vermişlerdi Yesrib halkı mükerrem Nebîye
Ubâde b. esSâmit anlatır: Akabe biatında bulunanlar Resulullaha (s.a.v) şu şekilde biat etmişlerdi
Refahta olduğu kadar sıkıntıda, sevinçte olduğu kadar üzüntüde de onu (s.a.v) destekleyecek ve her konuda emirlerine itaat edeceğimize, Resûlullahı kendi nefislerimizden aziz tutup, durum ne olursa olsun ona muhalefet etmeyeceğimize, Allah yolunda hiç bir kınayıcının kınamasından korkmayacağımıza, Allaha asla şirk koşmayacağımıza, hırsızlık ve zina yapmayacağımıza, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, kendiliğimizden uyduracağımız yalan ve dolanlarla hiç kimseye iftirada bulunmayacağımıza, hiç bir hayırlı işte Resûlullaha muhalefet etmeyeceğimize dair beyat ettik.
Böylelikle onlar Yesribin ilk müslümanları oldular ve tabi ahirette de ilk safta olacaklar. Doğal olarak bu mükafat, sözünde durmanın, ahde vefa göstermenin, Resûlullaha ve onun getirdiği dine sımsıkı bağlanmanın semeresiydi
Resûlullah (s.a.v) insanlığın en büyük vefa timsali idi. Peygamberimiz (s.a.v) verdiği sözde duran, yaptığı antlaşmaya bağlı kalan en büyük insandı. O, bu hususta dostunu da, düşmanını da ayırt etmemişti. Dostuna verdiği bir sözde durup, onu yerine getirdiği gibi, düşmanıyla yaptığı antlaşmaya da sadık kalmış, her ne pahasına olursa olsun bunda bir aykırılık göstermemiştir.
Vefa, sevgi ve muhabbette devamlılık demektir. Vefa, ihtiyaç içinde olana yardım etmektir. Müslüman vefakâr olur. Vefa, dostlukta, bağlılıkta sebat etmektir. Vefa kimi zaman da hakkına geçtiğin birine, Arkadaşım bana hakkını helal et diyebilme erdemini gösterebilmektir. İmam Azamın babası misali, ısırılmış elmanın sahibini aramaktır.
Vefa kimi zaman Mevlânanın çağrısıdır
Gel, Yine Gel! Ne olursan ol, Yine Gel!
Evet, vefa kimi zaman da dostun, gerçek dostun çağrısına icabet edebilmektir. Olur, beşerdir şaşar; düz yolda taşa takılır düşer; onun huzurunda verilmiş bir söz bozulabilir, ama asla geri dönüşü yok değildir.
Hadi o zaman vefamızı tazelemeye, Ya rabbi ben pişmanım, bütün yapmış olduğum günahlar, keşke yapmasaydım. İnşallah bir daha yapmayacağım. Ben kabul ettim sözlerini terennüm etmeye…