Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.) (1 Kullanıcı)

HAKERi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Mar 2007
Mesajlar
59
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
Dünya
Web Sitesi
www.imamhatipkardesligi.com
ÜSTADIMIZ ŞEYH MAHMUD USTAOSMANOĞLU EFENDi (K.S.)

zikir.jpg

1931 yılında Of'da dünyaya geldiler. ilk tahsilini babası Ali Efendiyle yaptı. Hafızlığını Of'ta ikmâl etti. Bir müddet Kayseri'de Arapça okudu.Tahsilini eniştesi Hacı Dursun Efendi de tamamlayarak ondan icazet aldı.

Uzun süre çocuğu olmayan Fatma Hanım, çocuğu olması için Allah(c.c.)' a yalvarıyordu. Bir gece rüyasında, ayın koynuna indiğini ve bütün dünyayı aydınlattığını gördüler. Bu rüyanın üzerinden uzun zaman geçmeden Efendi Hazretleri dünyaya teşrif ettiler.

Efendi Hazretleri (K.S.), çocukluğunda yakalandığı bir hastalık sebebiyle doktora götürülüyor. Doktor, Ben, bu çocukta acaib bir hal görüyorum. Bu çocuk, ya yaşamayacak veya yaşarsa çok büyük bir kimse olacak diyor. Askerliğin ilk aşamasında Bandırmaya gidiyorlar. Birliğine teslim olmadan önce gittiği bir camide Kur'ân okurlarken, Ali Haydar Efendinin müridlerinden Hacı Emrullah Efendinin dikkatini çekiyorlar. Namazdan sonra tanışıyorlar...

Kendileri anlatıyor:

Halil Efendi isimli takva bir zat vardı. Buralarda şeyh yok mu diye sordum. Bana Ali Rıza el-Bezzaz Efendi Hazretlerinin kabrini gösterdi ve bu zatın halifesinin İstanbul'da olduğunu söyledi. Ben de bu zatın kabrini ziyaret ettim. Bir fırsatını bulup İstanbul'a nasıl gideceğimi düşünüyordum.

Bir gün deniz kenarındaki Haydar çavuş Camisinde Cuma namazından sonra caminin bir köşesinde beyaz sarıklı, beyaz cübbeli nuranî bir zat gördüm. Cuma namazını kıldım, camiden çıkarken sağ tarafta Ali Haydar Efendi' yi gördüm. Bana padişah gibi heybetli göründü. Cemaate kim olduğunu sordum, tanımadıklarını söylediler. Camiden çıkınca, babası takva bir zat olan Fahri Hoca' ya camide gördüğüm zatı sordum. Fahri Hoca bana: işte o senin görmek istediğin Ali Haydar Efendi Hazretleridir dedi. Yanına gittim ve görüşmek istedim. O bana: Gece gel, görüşelim; zaman çok kötü, takipteyim dedi. Akşam olunca Halil Efendi'nin evine gittim. Efendi Hazretleri hastalanmıştı, görüşemedim. Sabah olunca gittim, yine görüşemedim. Ancak ikindi vakti Eskici Abdullah Efendi'nin evinde görüşebildim. Elini öptüm ve yanımdakilere okumuş olduğumu söylemeyin dedim. Gizlice benim hoca olduğumu ona söylediler. İçeri girerken Ali Haydar Efendi ayağa kalktı " İşte emaneti teslim alacak kişi geliyor. " buyurdu. Sofralar kurulmuştu ve çok güzel yemekler vardı. Tam sofraya oturduğumuzda bana soru sormaya başladı. ilk sorduğu soruları cevapladım, ancak daha sonra zor sorular sormaya başladı. Yanındakilere dönüp siz yemeğinizi yiyin dedi. Sorduğu sorular karşısında zorlanıyordum ve yemek de yiyemiyordum...


Ali Haydar Efendi Hazretleri İnegöl'e kayınpederine gitti. Benim de askerliğim devam ediyordu. Efendi Babam: " İstanbul'a nasıl sevk olursun oğlum" demişti. Nihayet sevk zamanım geldi ve benim ismim de okundu: Mahmut Ustaosmanoğlu, İstanbul dediler. çok sevinmiştim. Selimiye Kışlası, oradan da Gebze' ye yolladılar. Efendi Baba ziyaretlerime geliyordu. Efendi Babama çok uzak olmuştum. Sevkimi istedim. Yüzbaşıdan beni yollamasını rica ettim. O da bana: " Lâzımsın " dedi. Bunun üzerine ben de size oradan da dua ederim dedim. Bunun üzerine beni Sirkeci'ye yolladılar. Efendi Babama çok sık gidebiliyordum, çok ilmî sohbetleri vardı... Askerliğim bittikten sonra bir kilo üzüm alıp kendisini ziyarete gittim. Bana: " Oğlum seninle ilk görüşmemden üç gün sonra, ikinci görüşmemde vefat eden şeyhim zuhur etmişti ve senin elini tutup benim elime verip: " Bunu al, bizimdir "demiştir. Oğlum seni bana kim verdi" ; "50, 60 mandayı birbirine bağlasalar Mahmudum dan ayırmak isteseler beni, senden ayıramazlar" derdi.

Büyük Veli anlatıyor: " İstanbul' da iken Ali Haydar Efendi ile birlikte yanımızda dört - beş kişi olduğu halde hatm-i hace okurduk. O' nu sürekli takip ederlerdi. O devirde Arapça okuyup-okutmak müşkildi. Bu ilimleri okuyabilmek için çok zorluklar çektim. Derdi ki: " Oğlum Mahmud! Ben seni, bir şey emretsem ve sen de hemen onu yapsan arzusunda olduğunu görüyorum. Ateşin içinde yandıkça ateşin rengini alan demir gibi" Büyük Veli de seyr-i sülukte mesafe aldıkça Şeyhi Ali Haydar Efendi Hazretleri'nin muşahhaslaştırdığı hakikatin içinde kayboldu. Öyle ki mürşidinin bütün ifadelerini emir kabul ediyor ve onları hiç yüksünmeden yapıyordu. Gerçek oluş ve hakikati buluş sırrına ermiş bir mürid vardı İsmet Efendi Tekkesi'nde. Artık emanet teslim edilebilirdi. Ali Haydar Efendi, halefine velayeti, takati nisbetinde ve en ince ayrıntısına varıncaya kadar anlattı. Bu anlatış birkaç yıl devam etti.


Ali Haydar Efendinin oğlu anlatıyor; "Babam, Muhterem Mahmud Efendi ile kuşluk vaktinden sonra baş başa kalırdı. Derdi ki; "Oğlum! Görüyorsun ki bende olan her şeyi ona aktarıyorum. Fakat bunu tedricen yapıyorum ki onu sürekli müşahede altında tutayım. Manevi aleme ait malumatın birden kazanılmasına hiçbir akıl tahammül edemez." Zira Babama sekr halinde şeyhler gelirdi. Onlara yedi gün evrad-ı bahaiye okur ve Allah(c.c.)'ın izniyle iyileşirlerdi."

Beni babamdan istediğinde, " Mahmudumu bana verdin mi? " dediğinde babam: " Parası benim kendisi senin..." demesine çok gülmüştü. Ve kendisine sorulduğunda: " Bir sahib çıkacak, henüz tomurcuk halindedir demi?" Ali Haydar Efendi Hazretleri, İsmailağaya imam olacaksın diyor...


Ali Haydar Efendi, Mahmud Efendi'yi hususi sohbetlerinin yanı sıra Mesnevi, Mektubat, Reşahat, Risale-i Kudsiye gibi sadırlardan satırlara aktarılan ve temelinde irfan olan kitaplarla da istikbale hazırladı. Onu, gece geç saatlere kadar kitap mutalaa ederken gördüklerinde "Oğlum Mahmud şimdi çok çalış ileride kitap okumaya vakit bulamayacaksın" diyerek teşvik ederdi. İmam Rabbani Hazretleri'nin Mektubat'ının büyüklüğünü idrak etmesi için derdi ki; " Mektubat o kadar büyüktür ki, Reşahat ona ancak elif-ba olabilir." Muhterem Mahmud Efendi naklediyor: " Ali Haydar Efendi buyurdu ki; "Mahmud' un elinden tutan benim elimden tutmuş olur. Hakikat şu ki; bu fakirin elinden tutan Ali Rıza Bezzaz Hazretleri'nin elinden tutmuş olur. Böylece halka halka silsile ta Peygamber Efendimiz' e (s.a.v.) dayanır. İşte buna Sahih Yed diyoruz." Yine derdi ki; " Dağda bulunan bir su membaının köye kadar gelebilmesi için, köye kadar uzanan birbirlerine ekli su künkleri gerekir. Bu künklerden biri eksik olduğunda nasıl köye su ulaşamıyorsa tıpkı bunun gibi meşayih silsilesinden biri düştüğünde Feyz-i İlahi de kişinin kalbine ulaşmaz."

Risale-i Kudsiye'nin sahibi meseleye dair şunları söylüyor:
Sahih yed yok ise nisbet olur sed
Sahih yed ile Aziz Hakk'a gidelim
Cemali ba kemale seyredelim.

Ali Rıza Bezzaz Hazretleri, Ali Haydar Efendi' yi bağlılarına emanet ederken şöyle demişti: " Söz veriyorum size, kim bunun elinden tutarsa hiçbir kitaptan okuyamayacağı, hiçbir kimseden duyamayacağı şeyleri bundan duyacak ve öğrenecektir." Ali Haydar Efendi, ihvanlarına söze dökülmeyen, satırlara aktarılamayan hakikati tanımayı, idrak ölçülerine göre yaşamayı öğretti. Has odada, kuşluk vaktine kadar da Yusuf�um dediği talebesiyle yüksek perdeden konuştu. Şimdi ise Ali Haydar Efendi'nin konuştuğu frekanstan aynı hakikati Büyük Veli anlatmaya devam ediyor. Yirmi birinci yüz yılda bir " sahih yed " dünyamıza sağanak sağanak feyz-i ilahi taşıyor. Nur akıyor, çünkü künkler ta Mişkatu'n-Nübüvve'ye kadar kesintisiz yerli yerinde duruyor. Mevlana Halid' den İmam Rabbani'ye, Şah-ı Nakşibend'den, Abdulhalık Gücdüvani'ye nur arkının kol başları, akışı sürekli murakabe ediyorlar. Allah(c.c.) Resulü'ne (s.a.v.) kadar uzanan sahih el, rektörü, dekanı, öğretim üyesi olmayan amfisiz, sınıfsız, diplomasız bir üniversite gibi çağın müminlerini eğitmeyi sürdürüyor. Aşk laboratuarında aklın ve ruhun takıldığı problemleri çözüyor.

MAHMUD EFENDİ KUTUBDUR

Seyyid Mâlikî Hazretleri zâhirî ilimlerde üstad olduğu gibi, bâtınî ilimlerde de söz sahibiydi, pek çok mürîdânı vardı. Soyu, ilmî kariyeri, Dinî hizmetleri ve geniş nüfûzu hasebiyle pek çok makam ve mevki sahibi kişiler, hatta krallar ve prensler onun duasını almak için ziyaretinde bulunurlardı. İstanbul'a geçtiğimiz Haziran ayında yaptığı ziyareti sırasında, misafir edildiği Efendi Hazretlerimizin odasında elini öpmek ve duasını almak bize de nasip olmuştu. İstanbul'da birkaç gün daha kalıp Mekke'ye dönecekti. O henüz İstanbul'dayken bizler o mukaddes topraklara umre yapmak üzere hareket ettik. Tabi ki, arzumuz Seyyid Mâlikî Hazretleri'ni İstanbul'dan Mekke'ye döndüğünde yerinde de ziyaret etmekti. Ve öyle de oldu. Biz Mekke-i Mükerreme'ye gittikten birkaç gün sonra onun Mekke'ye döndüğünü haber aldık. Efendi Hazretlerimizin hulefâsından Mustafa Efendi Hocamız başımızda olmak üzere, bu fakirle beraber ayrıca iki hoca efendi kardeşimiz de dâhil olmak üzere, dört kişi, Seyyid Mâlikî Hazretleri'nin ziyaretine gittik. Daha geçen hafta Türkiye'de ziyaret etmiştik, elhamdülillâh şimdi de Mekke'de ziyaret nasip oluyordu. Bizden başka o mübareğin ziyaretine gelmiş pek çok misafir vardı. Herkes sırayla ziyaretinde bulunuyordu. Sıra bize geldiğinde önce Mustafa Efendi Hocamız görüştü. Seyyid Mâlikî Hazretleri Mustafa Efendi'yi görünce çok sevindi, memnun oldu, sarıldı. Diğer misafirlere göstermediği çok özel bir ilgi gösterdi. Ve birkaç gün önce Efendi Hazretleri ile beraber olduğu ânı orada kısaca dile getirdi. Daha sonra bu fakir, Seyyid Mâlikî Hazretleri'nin elini öperken kendimi ona takdim edecektim ki, tatlı bir tebessümle "Araftü" tanıdım buyurdu. Bu beni öylesine memnun etti ki, anlatamam. Demek unutmamıştı. Gerçi Türkiye'deki ziyaretimizin üzerinden henüz bir hafta gibi kısa bir zaman geçmişti, ama yine de hatırlayamayabilirdi. Çünkü o kadar çok ziyaret edeni vardı ki. O akşam yaptıkları derste bizleri kendi yanına oturttu. İhtiram ve ikrâmda bulundu. Tabiî bizlere yapılan bu güzel karşılama ve alâka, hiç şüphesiz Efendi Hazretlerimizin yüce hatırı içindi. Ona olan sevgisi, saygısı ve muhabbeti sebebiyle bizlerle böylesine ilgileniyordu. Üstelik başımızda az önce ifade ettiğim gibi Efendi Hazretlerimizin hulefâsından olan Mustafa Efendi Hocamız bulunuyordu. Seyyid Mâlikî, Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri'ni gerçekten de çok sever, mümkün oldukça Türkiye'ye ziyaretine gelirdi. Yani geçen Haziran ayındaki İstanbul'a gelişi, ilk değildi. Daha önceleri de defalarca ülkemize gelmiş ve her gelişinde de mutlaka Üstadımız Hacı Mahmud Efendi Kuddise Sırruhu Hazretleri'nin ziyaretinde bulunmuşlardı. Bu ziyaretlerinden birinde bizzat Cübbeli Hoca'mıza "Mahmud Efendi kutuplardandır." demişti. Dünya çapındaki bir allâmenin bu sözü ve ifadesi, bir anlık hislerle söylenen bir söz değil, defalarca yapılan ziyaretlerin sonucunda, Efendi Hazretleri'nin etrafına, etbâına hâllerine bakıp, bunları kendi ilim süzgecinden geçirerek yaptığı tahlilden sonraki tesbitidir. Nitekim "O kutuplardandır." buyurduktan sonra "çünkü" diyerek şunları ilâve etmişti. "Bir kimsenin bu kadar seveni, bu kadar etbâı olacak, etrafında bu kadar âlim bulunacak, ama o kimse buna rağmen nefsini âdeta paspas edip, tevazuyla hareket edecek ve kendisinde nokta kadar dahi enaniyet kokusu olmayacak.Ancak Kutup olan bir zat böyle olabilir."

Mahmud Efendi Hazretleri, büyük âlim, evliyâ, Bütün dâvası onun, Kur’an ve Sünneti ihyâ. Gece gündüz, durmadan, dinlenmeden çalışır,
Hak yolunda yarışır. Çeçenistan için, hep gece gündüz duâda, Kendisi burada ama, kalbi Çeçenistan’da... Çeçen Mücahidler, çarpışırken Ruslarla; Efendi Hazretleri, sanki savaşıyor onlarla. Bir defasında, Çeçen’li bir mücahid, Efendiyi Ziyaret etmek için gelmişti İstanbul’a, Camide bekliyordu, Efendi Hazretlerini, Ama görünce birden, kaybetmişti kendini. Kendine gelince dediler; "neden ki sen bayıldın?" Dedi ki, Çeçen’li Mücahid:" Hayretimden şaşırdım. Bu Mahmut Efendi ki, daima bizlerledir, Çeçenistan’ da bizlerle, hep cihad etmektedir." Hatta geçen gün, çarpışırken cephe’de, Yaralandı ayağından, biz varmıştık mendille; Baktılar ki o mendil, ayağında sarılı, Efendi Hazretleri ayağından yaralı. Gâzi olmuştu o, Çeçen cephesinde, Savaşırdı, gelirdi, Allah(c.c.)’ın sayesinde. Yine o günlerde, herkesi hep arardı, Çeçenistan cephesinden haberleri sorardı. Bir gün de; Yavuz Selim’de, bir sohbet esnasında, Çeçenistan cihadını anlattı, bir defasında; Buyurdu ki: " Bu Çeçen kardeşlerimizin sayıları çok azdır, Belki 15 bin mücahid, ya yokturlar, ya vardır. Peki nasıl oluyor ki, yeniyorlar Ruslar’ ı? Ruslar’ ın sayıları, geçiyor milyonları. Çünkü Rabbım’ ın yardımı yağar, Çeçenistan’ a, Görünmeyen ordular, saldırırlar Ruslar’ a. Melekler, şehîdler, evliyâlar, hep birden; Akın ederler sanki, dağlar oynar yerinden. " Gene bir gün mübarek, kürsüden anlatmıştı, O gün Yavuz Selim’de, herkesi ağlatmıştı. " Bir Rus pilotu, bir gün havalandı üssünden, Mücahidleri bombalayıp, öldürecek hep birden... Tam düğmeye basıp ta, bombalar yağdıracak; Yüzlerce mücahid, hep bombayla yok olacak. Tam o sırada, birden pilotun sağ yanında, Yeşil sarıklı bir zât, belirmişti o anda... Elindeki kılıcı, Rus pilota uzattı, Sonra dağları çınlatan bir nâra attı. Dedi ki: Bombaları atarsan mücahidlere, Bu kılıçla gövdeni, parçalarım ikiye. Rus pilotun o anda, aklı gitmişti baştan, Uçağı indirmişti, vazgeçmişti savaştan. Çeçenistan’lı mücahidlere dedi ki: Sizinleyim, Müslüman oluyorum, cephede beraberim. İşte böyle, Allah(c.c.)’tan yardımlar geliyordu. Çeçenistan’a, görünmez ordular iniyordu. " Bu olayı, kürsüden anlatırken o mürşid, Sanki bu olanlara, hep oluyordu şahit... Kalp âleminde, sanki cepheyi seyrediyor, Çeçen cihadını, ümmete haber veriyor. O Mahmud-u Rabbanî, bir mürşid-i kâmildir, Hem Çeçen cephesinde, bir büyük mücahittir. Yine bir gün Beykoz’da, bir sohbette, Nur yağıyor camiye, kalplar hep muhabbette. O günler Çeçenistan, çok zor durumda idi, Ruslar her cepheden, hain saldırıda idi.Gazeteler yazardı, Çeçenistan bitmiştir, Ruslar gâlip gelecek, mü’minler yenilmiştir. Gerçekten mücahidler, sarılmış her cepheden, Ruslar, zâlimce saldırıyor hep birden. Artık yenildik diye, Müslümanlar çok mahzun, Yürekler kan ağlıyor, diller üzgün ve suskun. İşte o haldeyken, Müslümanlar Beykoz’da; Efendi Hazretleri, sohbetteydi Beykoz’da... Buyurdu: " Ben bilmem, gaybı sadece Allah(c.c.) bilir, Ama bu âyetler! hepinize müjdedir.Bu ayetlerle müjde veriyor Yüce Allah(c.c.), Çeçenistan gâlip gelecek, çok yakında İnşâAllah(c.c.). " Mü’minler tekbirlerle, camiyi inlettiler, Gözlerden yaş akıtıp, çok dualar ettiler. Nihayet, bir kaç gün geçmişti ki aradan, Çeçenistan’ a yardımı, yetiştirdi Yaradan...Şamil Basayev komutasında, hep Çeçenler, Hepsi bir aslan oldu da, Ruslara kükrediler! Ve bir mucize daha gerçekleşmişti, Çeçenler galip gelmiş, Ruslar pes etmişti.Çeçen’ li Müslümanlar, hep gâlip gelecektir,Melekler, şehîdler ve velîler, onlarla beraberdir. Yâ Rabbi! mücahidlere dâima yardım eyle, Rusları sen kahreyle! Rusları sen kahreyle!


İsmailağa Camii, deprem nedeniyle harabe halinde idi. 80 senedir virane olan camiyi kalaycılar mesken tutmuştu. O sırada, Efendi babanın büyük oğlu Şerif Efendi' nin rüyasında İsmailağa kabristanından bir kol çıktığını ve İsmailağa Camiini göstererek: Ne durursunuz, bu camiyi neden tamir etmezsiniz. denildiğini görüyor. Kısa sürede cami eski haline getirilir ve Efendi Hazretleri (K.S.) orada irşad vazifesini sürdürmeye başlar... Ali Haydar Efendi (K.s.) Dergahının bulunduğu mahalde bulunan evinde, 1 Ağustos 1960 yılında vefat etti. Vefatında, ayetler okuyarak, etrafındakilere nasihatler ederek, tebessümler saçarak, dârı bakaya göç etti. Arkasında binlerce gözü yaşlı mürid bıraktı. Ali Haydar Efendi Kuddise Sırruh’un kabri Edirnekapı Mezarlığı’ndadır.

Ali Haydar Efendi'nin bir asırlık ömrünü kuşatan diriliş hareketi bu gün aynı çizgide, aynı heyecanla Büyük Veli'nin murakabesinde devam ederek hâlâ bu görevini sürdürmektedir...

Elhamdülillah!...
 

energy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 May 2007
Mesajlar
74
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

s.a. bilgileriniz için teşekkürler.mahmut efendi hz.den nasıl ders alınabilinir.yeni kapandım.onun öğrencisi olmak isterim.ama rüyaya yatmam gerektiği söyleniyor.siz ne dersiniz saygılarımla a.e.o.
 

mucahidin_zumresi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

gidersiniz fatih çarşambaya danışmanlık vardır orada ders almak istiyorum dersiniz...o mübarekler size yardımcı olurlar...gerekli bilgileri size anlatırlar...Allah yar ve yardımcınız olsun...Cenabu hakka emanet olunuz bacım...
 

1001dua

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2007
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

s.a bende ders almak istiyom ama bayan oldugum ve sakaryada oturdugum için oralara gidemem beyimde zaten gitmeme izin vermez. başka yolu yokmu ders almanın lütfen cevabınızı bekleyecem s.aB)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

Yirmi birinci yüz yılda bir " sahih yed " dünyamıza sağanak sağanak feyz-i ilahi taşıyor. Nur akıyor, çünkü künkler ta Mişkatu'n-Nübüvve'ye kadar kesintisiz yerli yerinde duruyor. Mevlana Halid' den İmam Rabbani'ye, Şah-ı Nakşibend'den, Abdulhalık Gücdüvani'ye nur arkının kol başları, akışı sürekli murakabe ediyorlar. Allah(c.c.) Resulü'ne (s.a.v.) kadar uzanan sahih el, rektörü, dekanı, öğretim üyesi olmayan amfisiz, sınıfsız, diplomasız bir üniversite gibi çağın müminlerini eğitmeyi sürdürüyor. Aşk laboratuarında aklın ve ruhun takıldığı problemleri çözüyor.

SA YAZIN İÇİN ALLAH RAZI OLSUN BÖYLE ZATLARIN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ Kİ TARİKATLARI İNKAR EDİYORUZ...

ŞUNU UNTMAMAK GEREKİR TARİKATLARI İNKAR EDEN KÜFRE GİRİYOR...

ÇÜNKÜ ORDAKİ ZATLARI ALİMLERİ ZİKRULLAHI TASAVVUFU YAPILAN HERTÜRLÜ İBADETLERİ
İNKAR EDİYORUZ...

ŞUNU UNUTMAMAK GEREK AHİRETTEDE SEKARAT ANINDA VE MEZARDA BİZE EĞER HAKİKİ BİR VELİYE BAĞLIYSAK YARDIM EDECEK....

GERÇİ BEN BAĞLI DEĞİLİM AMA....

ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN AEOLUN......
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM.SAKARYADA,ADAPAZARI,AKYAZI,HENDEK,SAPANCA VS.YERLERDE BİR ÇOK KURSLAR MEVCUTTUR.VE HOCA HANIMLARA BİLE ÇARŞIDA YADA PAZARDA RASTLAMANIZ MÜMKÜNDÜR.HER HALİ VE TAVIRLARI İLE GÜZEL VASIFLI BACILARIM BELLİ OLMAKTADIR.ANLIK BİR İLETİŞİM İLE AYAKÜSTÜ DAHİ OLSA SİZE YARDIMCI OLURLAR VE YÖNLENDİRME YAPIP YARDIMCI OLACAKLARDIR.İNŞALLAH ALLAH CC KALBİNİZE GÖNLÜNÜZE GÖRE VERİR VE ADIM ATTIĞINIZ KARAR KILDIĞINIZ YOLDA DAİM OLURSUNUZ SELAM VE DUA İLE KALIN.


1001dua yazdı:
s.a bende ders almak istiyom ama bayan oldugum ve sakaryada oturdugum için oralara gidemem beyimde zaten gitmeme izin vermez. başka yolu yokmu ders almanın lütfen cevabınızı bekleyecem s.aB)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

1001dua

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2007
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

S.A ALLAHCC RAZI OLSUN KARDEŞ İŞALLAH BİRAZDA ÇEKİNMEME RAGMEN GİDİP ONLARI BULURUM. İNŞALLAH .ALLAH'IN RAHMETİ ,BEREKETİ TÜM MÜSLÜMAN DİN KARDEŞLERİMİN ÜZERİNE OLSUN İNŞALLAH AMİN S.AB)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM.İNŞALLAH SELAM VE DUA İLE KALIN.SELAMETLE.

1001dua yazdı:
S.A ALLAHCC RAZI OLSUN KARDEŞ İŞALLAH BİRAZDA ÇEKİNMEME RAGMEN GİDİP ONLARI BULURUM. İNŞALLAH .ALLAH'IN RAHMETİ ,BEREKETİ TÜM MÜSLÜMAN DİN KARDEŞLERİMİN ÜZERİNE OLSUN İNŞALLAH AMİN S.AB)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

star5

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2007
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

Allah Kur'anı Kerimde diyorki "Kimin hidayete erip kimin yoldan saptığını ancak ben bilirim."İnsanoğlu kim oluyorda kimin hidayete erip evliya olduğunu biliyor ? Allah bunu bilme yeteneğini peygamberlere bile vermemiş. Üstelik Allah Kur'anı Kerim aracılığı ile bize birşey daha söylüyor " Benden başka veli edinmeyin" Ayrıca , ben yıllardır Kur'an okurum,tarikatlarla ilgili ufacık bir satıra rastlamadım.Allah Kur'anı gönderirken bunu unuttu da sonradan size mi söyledi (Tövbe yarabbi) Benim birtek rehberim Kur'andır.Ondanda öğrendiğim şudur ki,insanlara elçi olarak sadece peygamberler gönderilmiştir.Oda Allahtan kula. Kuldan Allaha bir aracıya gerek yoktur.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

star5 yazdı:
Allah Kur'anı Kerimde diyorki "Kimin hidayete erip kimin yoldan saptığını ancak ben bilirim."İnsanoğlu kim oluyorda kimin hidayete erip evliya olduğunu biliyor ? Allah bunu bilme yeteneğini peygamberlere bile vermemiş. Üstelik Allah Kur'anı Kerim aracılığı ile bize birşey daha söylüyor " Benden başka veli edinmeyin" Ayrıca , ben yıllardır Kur'an okurum,tarikatlarla ilgili ufacık bir satıra rastlamadım.Allah Kur'anı gönderirken bunu unuttu da sonradan size mi söyledi (Tövbe yarabbi) Benim birtek rehberim Kur'andır.Ondanda öğrendiğim şudur ki,insanlara elçi olarak sadece peygamberler gönderilmiştir.Oda Allahtan kula. Kuldan Allaha bir aracıya gerek yoktur.

star5 yazdı:
Allah Kur'anı Kerimde diyorki "Kimin hidayete erip kimin yoldan saptığını ancak ben bilirim."İnsanoğlu kim oluyorda kimin hidayete erip evliya olduğunu biliyor ? Allah bunu bilme yeteneğini peygamberlere bile vermemiş. Üstelik Allah Kur'anı Kerim aracılığı ile bize birşey daha söylüyor " Benden başka veli edinmeyin" Ayrıca , ben yıllardır Kur'an okurum,tarikatlarla ilgili ufacık bir satıra rastlamadım.Allah Kur'anı gönderirken bunu unuttu da sonradan size mi söyledi (Tövbe yarabbi) Benim birtek rehberim Kur'andır.Ondanda öğrendiğim şudur ki,insanlara elçi olarak sadece peygamberler gönderilmiştir.Oda Allahtan kula. Kuldan Allaha bir aracıya gerek yoktur.

SANA BİR HADİS SÖYLEYEYİM ALİMLER YERYÜZÜNÜN KANDİLLERİ DİYOR PEYGAMBER EFENDİMİZ


OZAMAN SEN BU ŞEKİLDE HACI BAYRAM VELİYİ, ABDUKADİR GEYLANİYİ,AKŞEMSEDDİNİ(FATİHİN HOCASI) MEVLANAYI,AHMET YESEVİYİ KABUL ETMİYOSUN

BUNLARIN HEPSİ BOŞU BOŞUNA TARİKAT EHLİ OLMUŞ DESENE!!!!!

Kurr17;anr17;da Vesile

Allahu Tealâ, kulun dünyada ızdıraptan, ahirette azaptan kurtuluşu için şu yolu göstermiştir:

r0;Ey müminler! Allahr17;tan korkun ve Or17;na (yaklaşmaya, sevilmeye) vesile arayın; Or17;nun yolunda cihad ediniz ki kurtuluşa eresiniz.r1; (Maide/35)
Büyük alimlerimizden İmam Savî (Rh.A.), vesile hakkında şu açıklamayı yapıyor:

r0;Kişiyi Allahr17;a yaklaştıran her şey, ayette bahsi geçen vesileye dahildir. Nebileri ve velileri sevmek, Allah dostlarını ziyaret etmek, Allah yolunda infakta bulunmak, bol bol dua etmek, akraba hukukunu gözetmek, Allahr17;ı çokça zikretmek ve benzeri şeyler bunlardandır

EĞER BUNLARADA İNANMIYOSAN GAYRI ALLAH KORUSUN DİNDEN ÇIKTIĞINI ÜZÜLEREK SÖYLEMEK İSTERİM.

TEK YOL GÖSTERİCİLER PEYGAMBERLER OLSAYDI EBU HANİFİLER ŞAFİLER OLMAZDI...

TEK YOLGÖSTERİCİLER PEYGAMBERLER DİYOSAN BUNLARADA İNANMIYOSUN DEMEKTİR.OZAMAN BİR MESHEBEDE BAĞLI DEĞİLSİN HERHALDE...

NEYSE ALLAH HİDAYET VERSİN.....
ALLAH DİLEDİĞİNE HİDAYET VERİR DİLEMEDİĞİNE VERMEZ GAYRI SÖYLENECEK BAŞKA BİŞEYDE YOK
 

1001dua

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2007
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

HERKEZİN DÜŞÜNCELERİNE SAYGI DUYRIM.AMA BİRDE BEN SANA ŞÖYLEBİRŞEY SÖYLEYEYİM. ALLAHCC ANNE VE BABAYI NEDEN COCUKLARI BAKMASI İÇİN GÖREVLENDİRDİ NEDEN ANNEYE BABAYA ÇOCUKLARINIZA BENİ ÖGRETİN DEDİ.ÇOCUKLAR KENDİ BAŞINA ALLAHCC TANI YAMAZMI ? EVET BELKİ TANIR BELKİDE TANIYAMAZ .BELKİ ÖMÜRLERİ BOYUNCA NEDEN NİCİNİN PEŞİNDE KOŞAR.BEN SADECE ANNENİN BABANIN ÇOCUGUNA VERDİGİ DİSİPLİNİ TARİKATLARDA ARIYOM.BEN NEDEN LERİN NİÇİNLERİN NASILLARIN BİRBİRİNE BÜGÜMLENDİGİ ŞÜ DÜNYADA BENİ ALLAHCC YOLUNU ÖGRETECEK BİR YOL ARIYORUM ELHAMDÜLİLLAH NAMAZIMI KILIYORUM İBADETLERİMİ YAPIYORUM AMA BANA YETMEDİGİNİ DÜŞÜNÜYORUM.EYER KABUL EDERLERSE BEN ONLARIN DİSİPLİNİ ALTINA GİRMEYİ ÇOK İSTERİM.ONLARIN BANA İHTİYACI YOK BENİM ONLARA İHTİYACIM VARB)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

star5

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2007
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

Elbette evliyalar vardır.Onlara gıpta ederim. kendini kurtardığı için.Ama evliya mertebesine kimin ulaştığını yalnızca Allah bilir.Kimse Allahla beraber bende bilirim diyemez.Allah gönderdiği peygamberleri Kur'anda belirtmiştir.Bunlardan birini bile inkar etmek dinden çıkartır.Hepsine inanmak imanın şartlarından biridir.Ama Kur'anın hiçbir satırında evliya ismi belirtip buna iman edin dememiş.O bilgiyi kendine saklamış.Biliyorsunuz Kur'anda , en sevgili kulu,onun yüzü suyuna alemi yarattığı sevgili peygamberimizi azarlama suresi vardır.İki gözüde görmeyen bir kulunu sohbet ettiği bikaç ileri gelen şahıs yüzünden beklettiği için. 'Belkide o kör kulum benim yanımda konuştuğun kişilerden daha önemliydi.'demiştir.O ayetten sonra sevgili peygamberimiz o şahsa çok hürmet etmiştir. 'Ey Allahın şahsı için beni azarladığı insan ' diye hitap etmiştir.Bunu hocalara , hafızlara sorabilirsiniz.Allahın sevgili peygamberi bile bunu bilememiş. Evliyalara elbette gıpta ediyorum.Ama bunun kim olduğunu ben bilemem.Haşa .
 

star5

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2007
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

Nevine Sen Hadisleri Ayetlerden üstünmü tutuyorsun.Peygamberimiz zamanında tarikatlar yoktu.Onun ölümünden uzun bir süre sonra ortaya çıktı.Ben 30 yıldır kuran okurum.Evliyalarla ilgili hiçbirşeye rastlamadım.Peygamberimizin yorumu de tamam ama Kur'ana ekleme yapma.Allah bunu yasaklamıştır.Üstelik ben Allah dostlarına karşı değilim.Sadece bunların kim olduğunu insanlar bilemez diyorum.Üstelik ümmetine şefahat etme izni sadece bizim peygamberimiz Hz.Muhammete verilmiştir.Sen iyi araştır.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

Sevgili ~star5 kardeşim allah yar ve yardımcın olsun ben şunu öğrendim cahille sohbet etme

kötü anlamda değil yanlış anlamada senin daha ileri gitmemen için diyorum sen peygamber hadisine "YORUM"DİYOSAN söylenecek başka bir söz yok

UNUTMA BU DÜNYA PEYGAMBERİMİZİN YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE YARATILDI.
SEN PEYGAMBER ZAMANINDA EVLİYA YOK DEDİN AMA

VEYSEL KARANİYİ HATIRLATAYIM SANA

NEYSE AEOLUN
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

EstaizuBillah

Yüce Allah (cc) Hz.leri buyuruyor: ''Allah (CC) katında, (ahirette Allah'ın (CC) kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet (şefaat edenle şefaat olunanları) kalblerinden (şefaate izin verilmekle) korku giderildiği zaman 'Rabbiniz (CC) (şefaat hakkında) ne buyurdu?' derler. Şefaat edecekler de, 'Allah (CC) hakkı söyledi, (razı olduğu kimseler için şefaata izin verdi)' derler. O (CC) her şeyden yücedir, her şeyden büyüktür.''[1]

Diğer bir ayette de şöyle buyuruyor Rabbül Alemin (CC): ''Rahman'ın (CC) katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamayacaklardır.''[2]

Ve yine buyurdu ki: ''O'nun (CC) rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat edemezler. Hepsi O'nun (CC) korkusundan titrerler.''[3]

Aziz müslüman kardeşim! Yüce Allah (CC) Hz.leri bu Ayet-i Kerime'lerinde beyan eylediği gibi, ebedi alemde O'nun (CC) müsaade eylediği Evliya İzam'ı Şefaat edeceklerdir. Şefaat etmeleri yine Yüce Allah (CC) Hz.leri'nin müsaadesiyle olacaktır. İnkar edenler, imandan yoksun olur. Çünki Ayet-i Kerimeleri inkar, küfürdür.

[1] Sebe S. A.23

[2] Meryem S. A.87

[3] El-Enbiya. S. A.28




Es Selamü Aleyküm

İnşAAllah yeterli bir cevaptır.....

Hak yolunda yarışır. Çeçenistan için, hep gece gündüz duâda, Kendisi burada ama, kalbi Çeçenistan'da... Çeçen Mücahidler, çarpışırken Ruslarla; Efendi Hazretleri, sanki savaşıyor onlarla. Bir defasında, Çeçen'li bir mücahid, Efendiyi Ziyaret etmek için gelmişti İstanbul'a, Camide bekliyordu, Efendi Hazretlerini, Ama görünce birden, kaybetmişti kendini. Kendine gelince dediler; "neden ki sen bayıldın?" Dedi ki, Çeçen'li Mücahid:" Hayretimden şaşırdım. Bu Mahmut Efendi ki, daima bizlerledir, Çeçenistan'da bizlerle, hep cihad etmektedir." Hatta geçen gün, çarpışırken cephe'de, Yaralandı ayağından, biz varmıştık mendille; Baktılar ki o mendil, ayağında sarılı, Efendi Hazretleri ayağından yaralı. Gâzi olmuştu o, Çeçen cephesinde, Savaşırdı, gelirdi, Allah(c.c.)'ın sayesinde.

Mübarek Allah c.c. razı olsun verdiğin bilgiler için...

Rabbimiz c.c. şefaatlerinden mahrum etmesin İnşAAllah...

Selam ve dua ile...
 

energy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 May 2007
Mesajlar
74
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Üstadımız Şeyh Mahmud UstaOsmanoğlu Efendi (K.S.)

mucahidin_zumresi yazdı:
gidersiniz fatih çarşambaya danışmanlık vardır orada ders almak istiyorum dersiniz...o mübarekler size yardımcı olurlar...gerekli bilgileri size anlatırlar...Allah yar ve yardımcınız olsun...Cenabu hakka emanet olunuz bacım...
allah razı olsun gittim. şu anda dersliyim.s.a.
 

vuslatım

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Mevlam Sefaatlerine Nail Etsin Ins
Hayirli Geceler
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
44
Konum
Gebze
Allah Kur'anı Kerimde diyorki "Kimin hidayete erip kimin yoldan saptığını ancak ben bilirim."İnsanoğlu kim oluyorda kimin hidayete erip evliya olduğunu biliyor ? Allah bunu bilme yeteneğini peygamberlere bile vermemiş. Üstelik Allah Kur'anı Kerim aracılığı ile bize birşey daha söylüyor " Benden başka veli edinmeyin" Ayrıca , ben yıllardır Kur'an okurum,tarikatlarla ilgili ufacık bir satıra rastlamadım.Allah Kur'anı gönderirken bunu unuttu da sonradan size mi söyledi (Tövbe yarabbi) Benim birtek rehberim Kur'andır.Ondanda öğrendiğim şudur ki,insanlara elçi olarak sadece peygamberler gönderilmiştir.Oda Allahtan kula. Kuldan Allaha bir aracıya gerek yoktur.


demek allahtan başka veli edinmeyeceğiz öylemi

üstün ilminizle! açıklarmısınız "ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisine uyarsanı kurtuluşa erersiniz" buyuran seyyid-ül beşer (sav) niye ashabını önder olarak gösteriyor.. niye "kurandan başka birşeye uymayın" demiyor... "benim ümmetimin alimleri beni israil'in peygamberleri gibidir" ne demek niye öyle söylemiş muhammed mustafa (sav)

"allaha bir arcıya gerek yoktur" demişsin bu sözün doğrudur allah'ın kulunu bilmesi için aracıya ihtiyacı yoktur ......ama kulun rabbini bilmesi için mutlak surette aracıya ihtiyacı varr.

aracısız bir belediye başkanı ile gürüşemezken, nerde kaldı mevlaya vasıl olacaksın

zira kur'an, peygamber, cebrail ve ibadetler bunların hepsi aracı değilmidir....

tavsiye ederim; boyunu aşan işlere, boynunuzu uzatmayın... koparırlar buynunuzu...

ayrıca imamı rabbaniyi, imam-ı halidi, mevlanayı,ahmet er-rufayiyi,geylaniyi,ve daha yüzbinlerce islam ulemasının uygulamasını eleştirmek hatta şirk ile nitelemek beyinsizliktir...
 

Drujba22

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
23
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Reddiye

Reddiye

Değerli Kardeşim Star;

Allah ın izniyle yazınızı okudum!...Diğer Değerli Kardeşlerim ; Asr-ı Saadet te bilginiz üzere Resulullah(S.A.V) dinlerinden dönmeyeceklerini bildiği halde kaç kez kafirlerin kapılarına kadar gitti..
Sizi de bu sırra muvaffak olarak biraz daha sabırlı ve yapıcı olmaya davet ediyorum...

Kardeşim yazında bahsettiğin şahıs,Rehber olarak edindiğimiz Kuran dan başka söz etmeyen,Peygamber Efendimiz(S.A.V) nin yolunu kendine rehber edinen bir şahıs olup Peygamber Efendimiz in "Benim kök soyum tükenmeyecek" hadis-i şerif inde söz edilen kökten gelip Peygamber Efendimiz(S.A.V) in
6.TORUNUDUR.

Değerli Dava Arkadaşım,Konu Hakkında yaptığın yorum doğrudur doğru olmasına da şahış yanlıştır.Evet Ahir zamandayız,bu zamanın fitnesi çok olur,bazı şahısların çıkıp ben mesih im , ben peygamber im demesi, kafaları karıştırmış olabilir.Ayrıca bu boyacı medya öyle bir karalama kampanyası yürütüyor ki bunlardan şaşırmamak elde değil...Bu Fitnelerden sakınmayı Allah cümlemize Nasip eylesin..

Değerli Kardeşim Eğer Peygamber Efendimiz(S.A.V) in önderliğine inancın tam ise ki öyledir İnşallah-u Rahman,Silsile-i Şerif i bi kardeşin olarak araştırmanı tavsiye ederim..

Allah yolunu Açık etsin!...

Allah ın Selam ı Üzerinize Olsun!...
 

meryem-hanne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM.SAKARYADA,ADAPAZARI,AKYAZI,HENDEK,SAPANCA VS.YERLERDE BİR ÇOK KURSLAR MEVCUTTUR.VE HOCA HANIMLARA BİLE ÇARŞIDA YADA PAZARDA RASTLAMANIZ MÜMKÜNDÜR.HER HALİ VE TAVIRLARI İLE GÜZEL VASIFLI BACILARIM BELLİ OLMAKTADIR.ANLIK BİR İLETİŞİM İLE AYAKÜSTÜ DAHİ OLSA SİZE YARDIMCI OLURLAR VE YÖNLENDİRME YAPIP YARDIMCI OLACAKLARDIR.İNŞALLAH ALLAH CC KALBİNİZE GÖNLÜNÜZE GÖRE VERİR VE ADIM ATTIĞINIZ KARAR KILDIĞINIZ YOLDA DAİM OLURSUNUZ SELAM VE DUA İLE KALIN.

sakarya müftülügü arkası Kadın doğum hastanesi karşısı
(Mekke mescidi )Tekbir kitab evi nde ki kardeşler yardımcı olur İnşaallah
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt