Ravzadakinurunkölesi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 25 Ağu 2008
- Mesajlar
- 1,770
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ ال
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ
''Hatırlat.! Şüphesiz hatırlatma müminlere fayda verir.'' (ZARİYAT-55)
Evet Bacım artık kendine gelmelisin..!
Uyanmalısın, toparlanmalısın, Müslümanlığ'ınla ve örtünle övünmelisin.
Çekinerek, korkarak, utanarak değil.
Başını dimdik tutarak, örtünle övünerek, gururlanarak yürümelisin.
Çünkü Sen Zelil değil, AZİZSİN..!
Değersiz değil DEĞERLİSİN..!
Şerefsiz değil ŞEREFLİSİN..!
Onursuz değil ONURLUSUN..!
Sen ALLAH(c.c.)'a güvenen O'na dayanan, O'na ibadet eden değerli bir kimsesin.
Sen CENNETİ kuru sözlerle, cansız ibadetlerle veya bilgisiz ve şuursuzca yapılan işlerle kazanacağını mı zannediyorsun..?
HAYIR...HAYIR... HAYIR..!
CENNET ALLAH(c.c.)'ın malıdır ve ALLAH(c.c.)'ın malı zannettiğin kadar ucuz değildir.
Aksine paha biçilemez bir değerdir. Ve CENNET yanlız ALLAH(c.c.)'a ve Peygamberi Muhammed Mustafa(s.a.v.)'e itaat eden kimseler için hazırlanan bir yerdir.
Fakat sakın örtünmüş gibi yapma dinle alay etme. Başını deve hörgücü gibi yapma bunu yaparsan unutma CENNETİN kokusunu bile alamazsın.
Ebu Hureyre(R.a.)'dan Resulullah(s.a.v.) şöyle buyurdu:
''Cehennem ehlinden iki sınıf var ki ben onları görmedim: Sığır kuyruğu gibi kamçıları olan,bunlarla insanlara vuran bir topluluk ve elbise giyinmiş fakat ÇIPLAK olan, (erkekleri kendilerine meylettiren) salınarak yürüyen, başları DEVE HÖRGÜCÜ gibi (yapılmış) kadınlar... Bunlar Cennete giremezler ve Cennetin kokusunu da duyamazlar. Ebu Hureyre(R.a.)
Sen yanlız ALLAH(c.c.)'ın emrettiği gibi örtün..! Unutmaki kadın İSLAM'da şeref ve değer buldu ve buna yer gök ve arasındakiler de şahiddir ki cahiliyyede kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu da bu İslam'la yasaklandı ve kadının da bir insan olduğu ve hakları olduğu bildirildi. Buna karşılık izzeti zilletle değişenlere (örtüsüne sahip olamayanlara) sorarım, sizin RABBİ'nize şükrünüz teşekkürünüz kulluğunuz bu mudur..?
Resulullah(s.a.v) şöyle buyurur:
''Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına uğrarsa,zinaya bir adım atmış olur.'' (Tirmizi,Edep,35; Nesai,Zine,35)
''ALLAH(c.c.) bizleri İSLAM'la şereflendirdi, şayet izzeti başka yerde ararsak ALLAH(c.c.) bizi alemlere rezil kılar.'' Hz.UMEYR (R.a.)Evet kardeşlerim, durum öyle bir boyuta ulaştı ki, yerin altı yerin üstünden hayırlı oldu. Vahşi hayvanlarla yaşamak, bu insanlarla yaşamaktan güzel oldu.
Azgınların, şeytanlaşmış nefislerin, haddini aşmışların zulmünden dolayı denizde ve karada her yeri fesat kapladı. Bereketler gitti, ürünler azaldı. Pis amellerden, fahişelik ve ahlaksızlığın çoğalmasından gündüzün ışığı ve gecenin karanlığı ağladı. Bu bir azabın yaklaşma alametidir. Karanlığı uzun sürecek bir gecenin alameti..!
Şurası unutulmamalıdır ki, benim bacım, paha biçilmez değerdeki varlığını, şeytani gözlerin iğrenç bakışlarından korumak için giyindiği simsiyah çarşafıyla, imanla atan kalbiyle, irfanla çalışan aklıyla ve tavizsiz vakur karakteriyle eşsiz bir âbidedir..!
Benim Bacımın.;
Arkasına sığındığı örtü onun esaret zinciri değil, hürriyet belgesidir.
Evinde oturup sokaklara çıkmaması, açılıp saçılmaması onun kokuşmuşluğuna değil, korunmuşluğuna, asaletine ve temizliğne delalettir.
Kocasının getirdiği parayı yemesi, onun kapıdan karşılayıp güleryüzle içeri alması ekonomik bir zillet değil bilakis, ideal iş bölümünün gereklerini yerine getirmesidir.
O, alacağı bir kaç kuruş için, yolda, otobüste perişan olan; işyerinde ezilen, coğu zaman da küflleşen çağdaş kadından çok daha farklıdır.
Onun oturuşu miskince bir bekleyiş değil büyük bir istikbale hazırlanıştır.
Geleceğin mücahid erlerine ana olma istikbaline.
O, RABB'inin kendisine verdiği haklardan memnun ve fazlasıyla razıdır.
Kafirlerin daha büyük değerlerini elinden çekip almak için yem olarak önüne sürdükleri sahte hürriyetlere, haklara ihtiyacı yoktur.
Çünkü o, hiç bir sistemin yapamıyacağı kadar hür, hiç bir mükafatın edemiyeceği kadar mutludur.
O benim bacımdır.
Onun namusunu korumak ve İSLAM'ın koyduğu ölçüler dahilinde muhafaza etmek benim görevimdir.
O, benim bacımdır.
Onun namusunun dokunulmazlığı vardır. Namusunun ve namusuna gelinceye kadar en ufağından en büyüğüne bütün değerlerinin...
Onun dokunulmazlığının garantisi kalbimizdeki sönmez inancımızdır.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
''Hatırlat.! Şüphesiz hatırlatma müminlere fayda verir.'' (ZARİYAT-55)
Evet Bacım artık kendine gelmelisin..!
Uyanmalısın, toparlanmalısın, Müslümanlığ'ınla ve örtünle övünmelisin.
Çekinerek, korkarak, utanarak değil.
Başını dimdik tutarak, örtünle övünerek, gururlanarak yürümelisin.
Çünkü Sen Zelil değil, AZİZSİN..!
Değersiz değil DEĞERLİSİN..!
Şerefsiz değil ŞEREFLİSİN..!
Onursuz değil ONURLUSUN..!
Sen ALLAH(c.c.)'a güvenen O'na dayanan, O'na ibadet eden değerli bir kimsesin.
Sen CENNETİ kuru sözlerle, cansız ibadetlerle veya bilgisiz ve şuursuzca yapılan işlerle kazanacağını mı zannediyorsun..?
HAYIR...HAYIR... HAYIR..!
CENNET ALLAH(c.c.)'ın malıdır ve ALLAH(c.c.)'ın malı zannettiğin kadar ucuz değildir.
Aksine paha biçilemez bir değerdir. Ve CENNET yanlız ALLAH(c.c.)'a ve Peygamberi Muhammed Mustafa(s.a.v.)'e itaat eden kimseler için hazırlanan bir yerdir.
Fakat sakın örtünmüş gibi yapma dinle alay etme. Başını deve hörgücü gibi yapma bunu yaparsan unutma CENNETİN kokusunu bile alamazsın.
Ebu Hureyre(R.a.)'dan Resulullah(s.a.v.) şöyle buyurdu:
''Cehennem ehlinden iki sınıf var ki ben onları görmedim: Sığır kuyruğu gibi kamçıları olan,bunlarla insanlara vuran bir topluluk ve elbise giyinmiş fakat ÇIPLAK olan, (erkekleri kendilerine meylettiren) salınarak yürüyen, başları DEVE HÖRGÜCÜ gibi (yapılmış) kadınlar... Bunlar Cennete giremezler ve Cennetin kokusunu da duyamazlar. Ebu Hureyre(R.a.)
Sen yanlız ALLAH(c.c.)'ın emrettiği gibi örtün..! Unutmaki kadın İSLAM'da şeref ve değer buldu ve buna yer gök ve arasındakiler de şahiddir ki cahiliyyede kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu da bu İslam'la yasaklandı ve kadının da bir insan olduğu ve hakları olduğu bildirildi. Buna karşılık izzeti zilletle değişenlere (örtüsüne sahip olamayanlara) sorarım, sizin RABBİ'nize şükrünüz teşekkürünüz kulluğunuz bu mudur..?
Resulullah(s.a.v) şöyle buyurur:
''Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına uğrarsa,zinaya bir adım atmış olur.'' (Tirmizi,Edep,35; Nesai,Zine,35)
''ALLAH(c.c.) bizleri İSLAM'la şereflendirdi, şayet izzeti başka yerde ararsak ALLAH(c.c.) bizi alemlere rezil kılar.'' Hz.UMEYR (R.a.)Evet kardeşlerim, durum öyle bir boyuta ulaştı ki, yerin altı yerin üstünden hayırlı oldu. Vahşi hayvanlarla yaşamak, bu insanlarla yaşamaktan güzel oldu.
Azgınların, şeytanlaşmış nefislerin, haddini aşmışların zulmünden dolayı denizde ve karada her yeri fesat kapladı. Bereketler gitti, ürünler azaldı. Pis amellerden, fahişelik ve ahlaksızlığın çoğalmasından gündüzün ışığı ve gecenin karanlığı ağladı. Bu bir azabın yaklaşma alametidir. Karanlığı uzun sürecek bir gecenin alameti..!
Şurası unutulmamalıdır ki, benim bacım, paha biçilmez değerdeki varlığını, şeytani gözlerin iğrenç bakışlarından korumak için giyindiği simsiyah çarşafıyla, imanla atan kalbiyle, irfanla çalışan aklıyla ve tavizsiz vakur karakteriyle eşsiz bir âbidedir..!
Benim Bacımın.;
Arkasına sığındığı örtü onun esaret zinciri değil, hürriyet belgesidir.
Evinde oturup sokaklara çıkmaması, açılıp saçılmaması onun kokuşmuşluğuna değil, korunmuşluğuna, asaletine ve temizliğne delalettir.
Kocasının getirdiği parayı yemesi, onun kapıdan karşılayıp güleryüzle içeri alması ekonomik bir zillet değil bilakis, ideal iş bölümünün gereklerini yerine getirmesidir.
O, alacağı bir kaç kuruş için, yolda, otobüste perişan olan; işyerinde ezilen, coğu zaman da küflleşen çağdaş kadından çok daha farklıdır.
Onun oturuşu miskince bir bekleyiş değil büyük bir istikbale hazırlanıştır.
Geleceğin mücahid erlerine ana olma istikbaline.
O, RABB'inin kendisine verdiği haklardan memnun ve fazlasıyla razıdır.
Kafirlerin daha büyük değerlerini elinden çekip almak için yem olarak önüne sürdükleri sahte hürriyetlere, haklara ihtiyacı yoktur.
Çünkü o, hiç bir sistemin yapamıyacağı kadar hür, hiç bir mükafatın edemiyeceği kadar mutludur.
O benim bacımdır.
Onun namusunu korumak ve İSLAM'ın koyduğu ölçüler dahilinde muhafaza etmek benim görevimdir.
O, benim bacımdır.
Onun namusunun dokunulmazlığı vardır. Namusunun ve namusuna gelinceye kadar en ufağından en büyüğüne bütün değerlerinin...
Onun dokunulmazlığının garantisi kalbimizdeki sönmez inancımızdır.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
Alıntıdır.
www.forum.itibarhaber.com
www.forum.itibarhaber.com