sivetok
Kayıtlı Kullanıcı
Rektörleri uyardı: Başörtüsü yasağı kalktı, başka kanuna ihtiyaç yok
Rektörleri uyardı: Başörtüsü yasağı kalktı, başka kanuna ihtiyaç yok
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, rektörlere yazı göndererek üniversitelerdeki başörtüsü yasağına son verilmesini istedi.
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin Resmî Gazete'de yayımlandığını ve yürürlüğe girdiğini hatırlatan Özcan, uygulama için ayrıca kanunî düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını söyledi. Ardından da rektörlerin sorumluluğuna dikkat çekti: "Söz konusu düzenleme göz önünde bulundurulmak suretiyle uygulama yapılması, kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluğunda olduğu izahtan varestedir.'' Halen yürürlükte olan kanunlarda, hangi kıyafetlerin toplumsal ortamda giyilemeyeceğine dair açık hükümler yer aldığını vurgulayan YÖK Başkanı, kimliği teşhis edilemeyecek durumda bulunan kişilerin üniversiteye alınmamasını istedi. Özcan, muhtemel provokasyonları önlemek için de güvenlik güçleriyle diyaloğa geçilmesini talep etti.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, rektörlere ve bilgi için İçişleri Bakanlığı ile valiliklere gönderdiği yazıda, anayasa değişikliklerine dikkat çekti. Anayasa'nın 10. maddesinde "Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denildiğine işaret eden Özcan, 42. maddede ise "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir." ifadelerinin yer aldığını vurguladı. Kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, anayasa değişikliğini göz önünde bulundurmak suretiyle uygulama yapmalarının izahtan vareste olduğunu belirten Özcan, uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığının altını çizdi. YÖK Başkanı, halen yürürlükte olan kanunlarda hangi kıyafetlerin toplumsal ortamda giyilemeyeceğine dair açık düzenlemelerin yer aldığını hatırlattı. Özcan, Anayasa'nın 174. maddesiyle koruma altına alınan inkılap kanunlarından birini oluşturan "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"un bu konuda örnek olarak gösterilebileceğine dikkat çekti. Özcan, şöyle devam etti: "Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri hükümleri karşısında ancak kimliği teşhis edilemeyecek bir durumda bulunan kişilerin yükseköğretim kurumlarının bina, eklenti ve yerleşke alanlarına alınmaması yönünde tedbirler alınabilir. İnsanın toplumsal şartlarda ilişkiye girdiği şahısların kimliklerini teşhis edebilme imkanına sahip olması gerekir. Bu itibarla; kimliğin ve hatta cinsiyetin teşhis edilemeyeceği bir tarzda kılık ve kıyafet biçimine hukuk toplumunda müsaade edilemez."
YÖK Başkanı Özcan, provokasyonlara karşı da rektörleri uyardı. Toplumun estetik anlayışını yansıtmayan kılık ve kıyafet tarzlarıyla yükseköğretim kurumlarının bina, eklenti ve yerleşke alanlarına girilmesi teşebbüslerinde bulunulabileceğine dikkat çeken Özcan, emniyet güçleriyle koordineli çalışılmasını istedi: "Anayasa'mızın 14. maddesi hükümleri karşısında hiçbir surette himaye görmemesi gereken bu hakkın kötüye kullanılması girişimlerinin önüne geçilmesi için yükseköğretim kurumları yönetimleri tarafından genel kolluk birimleriyle eşgüdümlü bir çalışma başlatılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Muhtemel provokasyonlar karşısında gerekli önleyici kolluk tedbirlerinin alınmasını sağlamak amacıyla valiliklerle koordinasyonun sağlanması gerekmektedir." Ankara, Zaman
Yasakçı üniversiteden tuhaf gerekçe: 'Hukukun üstünlüğü ve toplumsal barış için Anayasa'ya uymuyoruz!'
Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliği Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesine rağmen, bazı rektörler düzenlemeye direniyor. Fakülte kapılarına bir yazı asarak 'başörtülü öğrencilerin kampusa alınmayacağını' duyuran Marmara Üniversitesi, ilginç bir gerekçe sundu. Anayasadaki değişikliği dikkate almayan üniversite senatosu, 'hukukun üstünlüğüne duydukları saygı ve toplumsal barış için' yasakçı uygulamaya devam edeceklerini belirtti. Açık öğretim fakültesi derslerine giren başörtülü öğrenciler dün okula alınmadı.
Kapıya asılan 15 Şubat tarihli senato kararında, şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda değişiklik yapan 5735 sayılı 9 Şubat 2008 kabul tarihli yasanın yürürlüğe girmesi durumunda Anayasa'daki değişikliklerin doğrudan uygulanabilir hüküm içermemesi nedeniyle öğrenci kılık kıyafeti konusunda üniversitemizdeki uygulama 2547 sayılı kanunun ilgili maddelerinde yeni bir düzenleme yapılana kadar hukukun üstünlüğüne olan saygımız ve toplumsal barış açısından gerekli olduğunun kamuoyuna duyurulmasına oybirliği ile karar verilmiştir." Derse girmek isteyen öğrenciler, oluşturulan kulübede başlarını açarak okula girebildi. Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, bir dönem CHP Parti Meclisi üyeliği yapmıştı. Pur, rektör seçilince CHP'deki görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Melik Duvaklı, İstanbul
Zaman
25 Şubat 2008, Pazartesi
Rektörleri uyardı: Başörtüsü yasağı kalktı, başka kanuna ihtiyaç yok
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, rektörlere yazı göndererek üniversitelerdeki başörtüsü yasağına son verilmesini istedi.
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin Resmî Gazete'de yayımlandığını ve yürürlüğe girdiğini hatırlatan Özcan, uygulama için ayrıca kanunî düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını söyledi. Ardından da rektörlerin sorumluluğuna dikkat çekti: "Söz konusu düzenleme göz önünde bulundurulmak suretiyle uygulama yapılması, kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluğunda olduğu izahtan varestedir.'' Halen yürürlükte olan kanunlarda, hangi kıyafetlerin toplumsal ortamda giyilemeyeceğine dair açık hükümler yer aldığını vurgulayan YÖK Başkanı, kimliği teşhis edilemeyecek durumda bulunan kişilerin üniversiteye alınmamasını istedi. Özcan, muhtemel provokasyonları önlemek için de güvenlik güçleriyle diyaloğa geçilmesini talep etti.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, rektörlere ve bilgi için İçişleri Bakanlığı ile valiliklere gönderdiği yazıda, anayasa değişikliklerine dikkat çekti. Anayasa'nın 10. maddesinde "Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denildiğine işaret eden Özcan, 42. maddede ise "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir." ifadelerinin yer aldığını vurguladı. Kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, anayasa değişikliğini göz önünde bulundurmak suretiyle uygulama yapmalarının izahtan vareste olduğunu belirten Özcan, uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığının altını çizdi. YÖK Başkanı, halen yürürlükte olan kanunlarda hangi kıyafetlerin toplumsal ortamda giyilemeyeceğine dair açık düzenlemelerin yer aldığını hatırlattı. Özcan, Anayasa'nın 174. maddesiyle koruma altına alınan inkılap kanunlarından birini oluşturan "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"un bu konuda örnek olarak gösterilebileceğine dikkat çekti. Özcan, şöyle devam etti: "Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri hükümleri karşısında ancak kimliği teşhis edilemeyecek bir durumda bulunan kişilerin yükseköğretim kurumlarının bina, eklenti ve yerleşke alanlarına alınmaması yönünde tedbirler alınabilir. İnsanın toplumsal şartlarda ilişkiye girdiği şahısların kimliklerini teşhis edebilme imkanına sahip olması gerekir. Bu itibarla; kimliğin ve hatta cinsiyetin teşhis edilemeyeceği bir tarzda kılık ve kıyafet biçimine hukuk toplumunda müsaade edilemez."
YÖK Başkanı Özcan, provokasyonlara karşı da rektörleri uyardı. Toplumun estetik anlayışını yansıtmayan kılık ve kıyafet tarzlarıyla yükseköğretim kurumlarının bina, eklenti ve yerleşke alanlarına girilmesi teşebbüslerinde bulunulabileceğine dikkat çeken Özcan, emniyet güçleriyle koordineli çalışılmasını istedi: "Anayasa'mızın 14. maddesi hükümleri karşısında hiçbir surette himaye görmemesi gereken bu hakkın kötüye kullanılması girişimlerinin önüne geçilmesi için yükseköğretim kurumları yönetimleri tarafından genel kolluk birimleriyle eşgüdümlü bir çalışma başlatılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Muhtemel provokasyonlar karşısında gerekli önleyici kolluk tedbirlerinin alınmasını sağlamak amacıyla valiliklerle koordinasyonun sağlanması gerekmektedir." Ankara, Zaman
Yasakçı üniversiteden tuhaf gerekçe: 'Hukukun üstünlüğü ve toplumsal barış için Anayasa'ya uymuyoruz!'
Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliği Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesine rağmen, bazı rektörler düzenlemeye direniyor. Fakülte kapılarına bir yazı asarak 'başörtülü öğrencilerin kampusa alınmayacağını' duyuran Marmara Üniversitesi, ilginç bir gerekçe sundu. Anayasadaki değişikliği dikkate almayan üniversite senatosu, 'hukukun üstünlüğüne duydukları saygı ve toplumsal barış için' yasakçı uygulamaya devam edeceklerini belirtti. Açık öğretim fakültesi derslerine giren başörtülü öğrenciler dün okula alınmadı.
Kapıya asılan 15 Şubat tarihli senato kararında, şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda değişiklik yapan 5735 sayılı 9 Şubat 2008 kabul tarihli yasanın yürürlüğe girmesi durumunda Anayasa'daki değişikliklerin doğrudan uygulanabilir hüküm içermemesi nedeniyle öğrenci kılık kıyafeti konusunda üniversitemizdeki uygulama 2547 sayılı kanunun ilgili maddelerinde yeni bir düzenleme yapılana kadar hukukun üstünlüğüne olan saygımız ve toplumsal barış açısından gerekli olduğunun kamuoyuna duyurulmasına oybirliği ile karar verilmiştir." Derse girmek isteyen öğrenciler, oluşturulan kulübede başlarını açarak okula girebildi. Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, bir dönem CHP Parti Meclisi üyeliği yapmıştı. Pur, rektör seçilince CHP'deki görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Melik Duvaklı, İstanbul
Zaman
25 Şubat 2008, Pazartesi