Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

tesettürlü müyüm (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Tesettürlüyüm çünkü..

Yavuz Sultan Selimin kulağındaki küpe misali..

ALLAHı hatırlamak ve hatırlatmak için..

Yaratılış gayemin gereği…

özel olduğum için ..

özel hissettiğim için ..

insanların gözünde değil Rabbimin nazarında özel olduğum için..

Kulluğumun gereği..

Rabbimin rızasını kazanmak için.

Tesettürlüyüm çünkü;

Tesettürlüyüm diyorum.

Tesettürlüyken daha rahat olduğum için,
Dışarıda kendimi en rahat hissedebileceğim giyim şekli olduğu için,
ALLAH rızası için,
Birtakım kötü gözlerden koruduğu için,
Tesettürlü bir insan dış görünüşüyle değil de kişiliği ve ahlakıyla davranışlarıyla, düşünceleriyle ön planda olduğu için…
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
yüce Rabbimiz A'raf sür.Ayet 26 ,buyuruyor..

"Ey ademin evlatlar ! Bakın size edep yerlerinizi ördeceğiniz giysi,süsleneceğiniz elbise indirdik..
Fakat unutmayın ki,en güzel elbise takva elbisesidir...işte bunlar Allah'ı Ayetlerindedir.olur ki insanlar düşünür de ders alırlar.. "

Evet sevgili dostlar,elbiseden de önemli olan,takva ve haya hissidir...
örtünmesi gereken şeyleri örtmek ise,namusu korumanın ilk şartıdır....çıplaklık ,övünülecek bir ilerilik değil,ilkelik ve cahiliyete dönüşü...

Allahu Teala,örtünmenin ve elbisenin insanın maddi ve manevi süsü olduğunu,şeytana uyup mahrem yerlerini açmamak gerektiğini KUR'anda bize hatırlatıyor...

Allah insana çıplak yaratmıştır,ama haya duygusu ile örtünmenin emrini tutmanın sevabına ermekte,hem de dünyadaki halifelik görevini ispatlamaktadır...

Tesettür,yani örtünmek,Rabbimizin karsı kulun itaat ölçüleririnden biridir...
Tesettür,aynı zamanda iffet,fazilet,şeref hüriyet ve saadettır..

Kuvetli bir iman ve hayanın neticesi olan örtünme,büyük bir değer ifade etmektedir...
Nefsin çirkin arzularının yerine ,Kainatın Yaratıcısının emirleri istikametinde hareket etmek büyük bir önem taşır...

Tesettür,müslüman bir hanımın hürrüyetini gasbetmek ,kısıtlamak,medeni haklarını çığnemek için değil,aksine bunları yerli-yerine koynak,ve korumak içindir...
Tesettür,asalet ve faziletin ölçüsüdür..

Çünkü,asalet ve fazilet ,dinin emirlerine uyup-uymama bakımından kıyaşlanır...
Tesettür,yani örtünmek,kadının kendini haramdan gizlenip korumak dinimizin çok açık bir emridir...

Dinimizin emirleri de ,tartışılmak için değil,uyulmak içindir...
Dinin emirlerine itaat etmeyip,dünyanın emrine girenler de,kullanılmaktan ve asağlamaktan kendilerini kurtaramazlar...

Müslüman kadın saçını ve vücudunu bütünüyle örtmek zorundadır..
Kadın hangi mevkide nerede ( resmi daire,okulda,çarşi pazarda)olursa olsun,uymak zorundadır..

Müslüman kadın "örtünü aç " emrine kesinlikle uymamalıdır..
Zira bu emir Allah (c.c)'a isyandır ve savaş açmaktır...

Müslüman kadın Allah için örter,ve Rabbi'nın izin verdiği anlarda açar...
Kadın evde yalnızken,(namahrem yoksa)örtüsünü dikkat etmek zorunda değildir..
Bugün,din ve örtü konusunda sayısız hükümler ortaya atılıyor,ilkeler sergileniyor...
" efendim şuralarda örtünmek olmaz,şu şekilde örtünmek olmaz.."Hepsi de islam'ın özüne ters ve batil...
Müslümanın böylesi cahilane çağrılara uymaması lazim...​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İmanlı Kadınlar ve Kızlar ÖRTÜNÜN

İmanlı Kadınlar ve Kızlar ÖRTÜNÜN

m.şevket eygi

İmanlı Kadınlar ve Kızlar ÖRTÜNÜN

(Sayın Manoş’a açık not: Ey kadınlar ve kızlar açılın, saçılın diye yazsam suç olur mu? Olmaz... O halde, ey hanımlar ve hanım kızlar kapanın, örtünün diye yazmam da suç olmaz. Lütfen fikirlere, görüşlere saygılı olunuz, lüzumsuz yere protesto etmeyiniz...)

KALPLERİNDE iman olan, Allah’ın Birliğine, Peygamberin O’nun katından bize İslâm dinini getirdiğine, bu dinin bizi ebedî mutluluğa ulaştıracağına inanan hanımefendilere ve hanım kızlara tavsiye ediyorum: Tesettür (örtünme) farzını yerine getiriniz.

Tesettür Kitab ile (Kur’an’la), Peygamberimizin Sünnet’i ile, 14 yüzyıldan beri devam eden çok kuvvetli ve çok kesin bir icmâ-i ümmet ile sabittir.

Biz Müslümanlar Anadolu’da bin küsur yıldan beri varız. İstanbul’u 1453’te aldık, yani 555 yıldan beri de bu şehirdeyiz. Gerek Anadolu’da, gerek İstanbul’da İslâm hanımlarının tamamı çok yakın tarihlere kadar tesettürlü, yani örtülü olarak yaşamışlardır. Örtüsüzlük hareketi çok yakın bir tarihte başlamış ve halkımızın büyük kısmı tarafından benimsenmemiştir.

Müslüman kadının örtünmesi onun en büyük hakkıdır.

Müslüman bir kadın ve kıza örtünmeyeceksin diyerek baskı yapmak çok ağır ve çok vahim bir insan hakları ihlalidir.

Dünyanın bütün medenî, demokrat, hukukun üstünlüğü prensibini kabul edip hayata uygulayan, evrensel insan haklarına saygılı ve bağlı bir rejime sahip ülkelerde İslâm kadın ve kızlarının örtülerine karışılmamaktadır.

Tesettür nedir?

Kadın ve kızlara hürriyet kazandıran bir kıyafet tarzıdır.

Tesettür, kadınlara haysiyet de kazandırır.

Zamanımızın en çirkin pisliklerinden biri materyalistlerin ve dinsizlerin kadınları seks ve şehvet aracı olarak görmeleri ve göstermeleridir.

Toplu nakil vasıtalarında kadınlara mahsus ayrı bir yer olması, onların tâcizden ve sarkıntılıktan korunmaları ve rahat seyahat etmeleri bir ayırım değildir, kadınlara gösterilen hürmetin, onlara verilen değerin bir nişanesidir.

Müslüman kızların üniversitelerde başörtülü olarak okumalarına engel olmak, vatandaşların tahsil imkânlarını kısıtlamaktır. Başı açık öğrencilerle, başı örtülü öğrenciler arasında ayırım yapılmamalıdır. Böyle bir ayırım eşitlik ilkesine aykırıdır.

Başı örtülü öğretmenler, başı örtülü avukatlar, başı örtülü doktor hanımlar kamu alanında mesleklerini serbestçe ifa edebilmelidir.

Millet onları seçerse, başı örtülü vekiller MilletMeclisi’ne girebilmeli ve hizmet edebilmelidir.

şİmdi, imanlı hanımlara ve kızlara sesleniyorum: İslâm’ın kesin farzlarından olan örtüyü kabul ediniz ve hayatınıza uygulayınız. Böyle yaparsanız Allah’ın rızasını, Peygamberin şefaatini kazanmış olursunuz. Bu rıza ve şefaat sizin için, üzerine güneşin doğduğu ve battığı bütün şeylere sahip olmaktan daha hayırlıdır.

İslâm dini tesettür konusunda bir renkte, bir formda, bir şekilde, bir üslupta israr etmiyor. Tesettür diyor, teferruatını zamanlara, coğrafyalara göre Müslümanlara bırakıyor.

Unutmayalım ki, çıplaklık bedevîlik, örtünmek medenîliktir.

Mini eteği hoş karşılayıp tesettüre cephe alan, bu dinî emirle mücadele eden diktatör zihniyet medenî değil, bedevîdir.

Sakın, İslâm’da kadınların başlarını örtmeleri farz değildir, Kur’ân’da böyle bir şey yoktur diyen birtakım naylon ilahiyatçılara kulak vermeyiniz. Onlar ilim adamı değil, gülünç kimselerdir. Bin dört yüz yıldan beri her devirde yaşamış büyük din alimleri, tasavvuf büyükleri, mürşid-i kâmil, nurlu kimseler tesettürü kabul etmişler ve uygulanmasından yana olmuşlardır.

Bir farzı inkar eden dinden çıkar. İnkar etmeyip de uygulamayan günahkar olur.

Tesettür sadece Müslümanlıkta olan bir şey değildir. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da vardır. Katolik rahibelere baksanıza...

Başörtüsü bir kadına vakar ve ciddiyet kazandırır.

Bilhassa şehirli, medenî, tahsilli, görgülü hanım ve kızlarımız tesettür konusunda topluma öncülük etmelidir.

Gökkuşağındaki bütün renklere bürünerek tesettür olmaz.Böyle tesettürler rüküşlük ve soytarılıktır.

Tesettürlü kızlar okuyabilir ve birçok mesleği icra edebilir.

Bu ülkede demokrasi varsa Millet Meclisi’nde tesettürlü vekillerin olması lazımdır.

Sevgili Peygamberimizin zevcesi Hazret-i Âişe annemiz hem tesettürlü idi, hem çok büyük bir müctehid idi. Fıkıhta, hadîste, Arap edebiyatında ve diğer nice ilim ve kültür dalında en yükseklerdeydi.

Demokrasi, insan hakları, eşitlik istiyorsak önümüzde örnekler vardır: İşte İngiltere, İşte İsveç, Norveç, işte Avusturya, işte onlarca başka medenî ülke. Onların hiçbirinde başörtüsü yüzünden İslâm kadınlarına ayırım ve haksızlık yapılmıyor.

Batı dünyasında nice yüksek seviye ve derecedeki kadın Müslüman olmuş ve başlarını örtmüşlerdir.

Açıklık saçıklık tarihî ve sosyal bir ârızadır, bir kopukluktur. Tesettür tarihî devamlılıktır.

Evet, bütün imanlı hanımları ve kızları tesettür farzına uymaya davet ediyorum. Saygılarımla.
(Not: İstanbul’da Karaköy semtinde Saint Benoit Fransız lisesi ve kilisesi bitişiğinde devletin izni, müsadesi denetimi, hoşgörüsü altında çalışan genelevler bulunmaktadır. Yakın tarihlerde bu genelevlerden birine sahip olan Madam Matild Manokyan’a vergi rekortmeni ödülü resmî törenlerle verilmişti. Bu törenlerde devlet büyükleri de bulunmuştu. Türkiye devleti, uluslararası sözleşmelere imza koyarak, kadınlara fuhuş yaptırmayacağı taahhüdünde bulunmuştur. Bendenizin tesettür lehindeki yukardaki yazısını protesto etmeye kalkacak kişileri, öncelikle, köleliklerin en iğrenci ve utanç vericisi olan bu resmî izinli fuhuşla mücadeleye çağırıyorum. Devletimizin okulların, mâbetlerin, hastahanelerin yakınında bu gibi “hanelerin” açılamayacağına ve faaliyette bulunamayacağına dair bir nizamnamesi de bulunmaktadır. Bu evlerdeki “hizmetler” mukabilinde makbuz kesilmekte, KDV ve gelir vergisi alınmaktadır. Başörtüsüyle mücadele eden pek ilerici, pek uygar, pek kadın hakları taraftarı kişiler ve kurumlar niçin bu anlattıklarımla mücadele etmiyor? Devlet oralarda çalışan seks kölesi kadınlara resmî “Vesika” veriyor...)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Eğil Neslihan Nur, Eğil! Seninki Tesettür Değil!


Yıllar önce, sadece bir dış kabuktan ibaret sandığın örtünmenin, yıllar sonra bugün, tek bir dış kabuktan ibaret olmadığını fark etmiş bulunuyorsun

Şimdi, durduğun yerden kuşbakışı baktığın zaman, o dönemlerde neredeyse bir melâike olduğunu da, pek açık görebiliyorsun Doğrusu, sen öğrenciyken, sana “Sizler melek gibisiniz!” diyen teyzelere şaşardın, ama artık o şaşkınlığının yerini, pek acıklı bir kabul ediş aldı Az-çok anlar gibi oldun, o sözün manâsını Zîrâ uğradığın değişim ve içinde hissettiğin başkalaşma, “sana her an seni haykıran bir ayna” gibi…

Bir “itidal”, bir “orta yol” düşüncesinin ötesinde, şimdiki kabuğun hoşuna gidiyor ve zaten, daha fazlasını istemiyorsun Tesettüründen bahsediyorum Dış kabuğundan yani… “Kabuk içre kabuk” imiş gerçi tesettür Sadece bir dış kabuk meselesi değilmiş… Ama önce gel, şu “dış kabuk” dediğin şeye bir bakalım:

O, ölçüleri pek net bir şekilde belirtilmiş olan, kıyafet kabuğudur Nedir ölçü? Özetle şu: “Vücudunun biçimini ortaya sermeyecek”, “al beni ve gösteriş” olsun diye değil, “örtünmek ve Allâh’ın nîmeti üzerinde görünmek” olsun diye giyilecek… Kendisi hususunda “israfa düşülmeyecek”… “Hanımlarda eller ve yüz dışındaki tüm uzuvları; erkeklerde göbek ile diz kapağı arasını ille de örtecek…”

Sadece bu açıdan baktığında, belki iyi-kötü örtülü sayılabilirsin Hakkını yememek gerek; saçlarını ve bedenini örtüyor, bol bir dış kıyafet giymeye çalışıyorsun Her ne kadar, önceleri örttüğün o büyük eşarplar, artık çekmecende yoksa da, hiç değilse, çekmecende hâlâ orta boy eşarplar bulunuyor Eee, beterin beteri var, değil mi? Pardesün hâlâ bileklerine kadar uzanıyor ve hâlâ hem ekonomik, hem de kaliteli bir pardesü almak için çıktığında, “tesettür giyim” mağazalarında boy gösteren, o yarım ya da uzun, ama daracık pardesüleri görünce üzülebiliyor, itiraz edebiliyorsun Kısacası bu konuda hassasiyetlerin var ve şimdilik, dış kabuk hususunda çok da laçkalaşmış sayılmazsın

Seni, cadde ve sokaklarda, mârifetmiş gibi her yanını teşhir ederek dolaşanlarla kıyaslamayacağım Seni kıyaslayacağım kişiler, önce tesettürün hiç değilse “t”sinden haberdar olanlar… Sonra da tesettürü, takva boyutunda yaşayanlar… Sadece saçlarını kapamış, fakat tüm vücut hatlarını ortaya sererek dolaşıp durmakta olan, dış kabuğu var görünüp de, esâsen, hadîs-i şerîfteki “giyinik çıplaklar” zümresine dâhil olmuş bulunanlarla kıyaslandığında, iyi bir durumda sayılabilirsin Ama üstâdın, “burnunun ucunu göstermekten hayâ eden” babaannesi ile kıyaslarsak seni, o vakit, vah bana!

Şimdi gelelim iç kabuğa…

İç kabuk, düşüncelerinin, hayallerinin, duygularının kabuğudur… Şöyle düşün: Bir elmanın kabuğu, bir yönüyle dış kabuktur Zîrâ elmanın içini oksitlenerek kararmaktan, dış tesirlere mâruz kalıp yıpranmaktan, kem gözlere ve kirli ellere muhatap olmaktan korur Bir yönüyle de iç kabuktur ki, elmanın içinde kurt mu var, çürük mü var, yoksa elma pek leziz ve sağlıklı bir durumda mıdır, bunu gizler

O hâlde, iç kabuk dediğim şey, tamamıyla mücerret (soyut) bir durum Yani ele gelir bir kabuk filan yok Burada sorulabilecek sorular şunlar: Duygularının sütresi ne durumda?! Hayallerinin örtüsü ne vaziyette?! Sadece saçlarını ve tenini örtmekle mi kalıyorsun? Gönlünde taşıdığın kurtlu, çürük ya da pek leziz hislerinin perdesi ne âlemde? Öyle ki, bu perde sağlamsa, elbet sözünden, bakışından ve tavrından belli olur Bu perdede yırtıklar ve özürler varsa, elbet, bu da hâline ve sözlerine yansır…

Şimdi, elini vicdanına koy ve dinle, ne diyor? Zira sokaklarda, dış kabuğuna bürünmüş, fakat iç kabuğu itibarıyla delik deşik, yırtık pırtık birçok insana bakarken, için hâlâ acıyor Yani bu hususa dair de birtakım hassasiyetlerin var Peki aynaya baktığında ne görüyorsun? Meryem gibi saf ve masum birini mi? Yoksa Züleyha gibi ihtiraslı ve taşkın birini mi? Yoksa ne Meryem, ne de Züleyha olmayan, fakat her ikisinden de biraz pay taşıyan, daha başka birini mi?

“Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem”, diye devam ediyordu hani üstad… Sen, neler gösterdin mahremin olmayana… Tamam, dış kabuğun idare eder belki, ama gönlünün örtüsünü kapalı tutabildin mi? Yoksa her içinden geçeni dile döküp söyleyerek, tesettürüne halel mi getirdin? Kaldı ki, söylemesen bile, sadece hissedişin dahî, perdelerin bir nevî açılması değil midir? Hemen burada, dışarıdan -pek takvâlı değilse de en azından- müslüman gibi görünen silüetini, kendi iç dünyanın, ne kadar tamamladığını sor kendine

Caddelerde yürürken, vitrin camlarından gözüne çarpan görüntün, acı veriyor mu sana? Hiç, “Şu görüntümle insanları nasıl da kandırıyorum!” hissine kapıldın mı? Hani seni herkesin, edepli, namuslu, hür, âbid, hattâ âşık ve ârif zannettiği ve senin aslında öyle olmadığını hissettiğin zamanların oldu mu? Bu zamanları yaşamanda, gönül perdenin yıpranmışlığı ne kadar etkili? Kendini ne kadar korudun? Kendini ne kadar gizledin? Söylesene! Hayallerini bedenin gibi düşün ve söyle! Allah korusun, açılıverecek olsa, utanır mısın? Ve bu utanç, bedeninden herhangi bir yer görünmüş gibi zor gelir mi sana? Hani Allah setretmese iç âlemini, de hele, yüzüne bakan, hürmet eden, lafını dinleyen kaç kişi kalır?

Bunları kendine sormalısın, çünkü tesettür, sadece dış kabuktan ibâret değil… Gözlerinin “günah şehrine bakan penceresindeki perde” ne durumda? Gönlünün, “mahremiyet sınırlarında sürdürdüğü savaş” ne âlemde? Fazla mı oldu bunca didikleyiş? Hayır! Sakın gözünde büyütme! Bunlar, senin kendine her daim sorman ve kendini aldatmadan cevaplaman gereken sorular Zira nefsin, sırf saçlarını açıyor diye birilerini kınamaya dururken, hâlin, o kınadıklarından pek acıklı bir vaziyette Sadece saçlarını açmış niceleri, senden çok daha tesettürlü olmasın?! Sadece başörtüsü eksik olan, ama günde beş vakit namazını ihmal etmeyen kişi, elbette senden daha tesettürlü de olabilir… Ya da tek eksiği dış kabuk olup da, kalben senden daha temiz ve mâsum kimseler yok mu sanıyorsun?!

Bu arada, tesettür sadece hanımlara değil, erkeklere de farz… Elbette, yukarıda geçtiği üzere, her birinde farklı ölçülerde… O hâlde senin şahsında, herkese soralım: Farz edelim sen bir elmasın… O pırıl pırıl yeşil kabuğunun içi, söyle, leziz ve tertemiz bir hâlde mi? Bir tane bile kurt, azıcık bile çürük yok mu sende? Ve eğer zarar görmüşse için, bu nice tesettür ki, seni korumamış? Hani, kişiyi kötülükten alıkoymayan namaz, namaz değildir de; insanın gönlünü oksitlenmekten, çürümekten, pislenmekten ve paslanmaktan alıkoymamış örtü, acep örtü müdür?

Eğer, âyet-i kerîmede müjdelendiği üzere, “hür ve namuslu” biliniyorsan, aklına iyice yerleştir ki, bu ancak, Allah’ın sana bir lutfudur Böyle bilinişin, hiç unutma ki, sen tesettürün hakkını verdiğin için değil, Cenâb-ı Hak, senin günah ve zaaflarını setretmek dilediği içindir… O hâlde, kabuk her zaman ziynete değil, bazen zillete de örtü ki, sığın, yalvar, duâlar et de, Rabbin, hiç açmasın, hiç aralamasın insanlara o perdeyi……

Şimdi… Özetle vaziyetini tekrar gözden geçirecek olursak: Sadece dış kabuğuna bürünmen, seni tesettürlü kılmaya yetmez Gönlünü, beynini ve bunlarla beraber tüm uzuvlarını da harama karşı perdelemedikçe, seninki, mânâsını bulamamış bir “kabukluluk” hâli… Ya da, sadece aç-susuz kalmaktan ibâret avam orucu gibi, bu da bir “avam tesettürü”… Elbet o da hiç yoktan iyidir, ama neden daha güzeli varken bu kadarıyla yetinilir?

Meselenin bir de şu yönü var ki, âcilen dile getirmek gerek… İç kabukla birlikte olmak kaydıyla, dış kabuğun muhâfazası ve ondan ne olursa olsun vazgeçilmemesi, önemli bir şuurdur Zira, hayat tarzın hâline gelmemiş, senden bir parça olmamışsa… Makam, mevki, para, diploma ya da sevgili (!) hatırına vazgeçebildiğin bir şekil olarak kalmışsa, pek yazık olmuş demektir Zira Cenâb-ı Hakk’ın sözüne değer vermek, ancak değer verene kıymet katar… O’nun bir sözünü ciddiye almamak da, yine lakayt davranana zarar verir… Kâr-zarar hesapları kenarda dursun, sırf “O’nun bir emridir” diye sımsıkı sarılıp vazgeçmemek ise, elbet “sevgili kul” olanlara has bir ayrıcalıktır

O hâlde sen, kadın ol, erkek ol, kim olursan ol, hiçbir sebeple, hatta, o görüntüye lâyık bir iç dünya taşımadığını hissetsen bile örtünden tâviz verme! Dedim ya, kabuk sadece ziynete değil, zillete de perdedir ki, gönlünde zillet yaşıyor isen, hiç değilse bu kabukla, kendini ifşa etmekten ve çevrendekilerin senden zarar görmesinden korunursun Anlayacağın, sadece seni çevreden değil, çevreyi de senden muhafaza eden bir kalkandır o…

Tüm bu yorumlar ışığında kendine bak… Ve tüm bu sözlerden sonra, gerekiyorsa kendini yeniden îmâr et… İhmal etme ki, zaten nice ihmâlin kurbanı oldun şimdiye kadar… Vicdanını dinle… O zaten sana doğruyu haykırıp duruyor… Kılıflar uydurma tavizlerine… Zira, vAllahî, kılıfın dahî canı yanıyor…

Olduğu gibi görünen, göründüğünden çok daha öte iyilik ve hayır içinde bulunan… Görünen ve görünmeyen eksikleri, Rahmân’ın katından tamamlanan… Zırhı kavî olup düşmandan zarar görmeyen ve yine zırhı kavî olup, kimseler kendisinden zarara uğramayan ve uğramayacak olan bahtiyarlara katıl…

Lâkin, önce eğil… Çünkü, herkesin hüsn-ü zannı bir yana, senin vicdanın sana ne söylüyor, duyuyorsun… İşte tekrarlıyor bak, kalbinin sesine dikkat kesil! Eğil Neslihan Nur eğil! Seninki tesettür değil!

Neslihan Nur Türk
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak,
bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar."
(Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.)
 

atris

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
1,066
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
evet cok guzel bır yaklasım ınsan kendı nefsını yanlısa cekmıyorsa tesettur odur
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Selamun aleyküm..
Paylaşım için sağolun Allah razı olsun.
Tekkelimeyle mükemmel anlatılmış..
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
essalamün aleyküm verahmetullahi ve berakatuhu

essalamün aleyküm verahmetullahi ve berakatuhu

Başörtüsünü kıyafetinin içine koymak tesettür değildir.

Saçlarını aşırı topuz yaparak başını örtmek tesettür değildir.

Başını örterek vücut hatlarını belli edecek derecede dar kıyafet tesettür değildir.

Başında örtü altında pantolon veya bluejean tesettür değildir.

(çünkü pantolon bolda olsa baseni belli eder.)

Başında örtü yüzünde makyaj ve parfümle gezmek tesettür değildir..

Başında örtü altında dizaltı etek ve ten çorap tesettür değildir..

Tamamen bedene oturmuş pardesü tesettür değildir.

İçini belli edecek incelikte kıyafet tesettür değildir
.

Peki gerçek tesettür nasıl olmalıdır;
Dışarı çıkarken üzerine aldığın elbise bol ise tesettürdür.

Erkeklere ulaşacak parfüm yoksa üzerinde tesettürdür.

Başörtün omuzlarından aşağıya süzülüyorsa tesettürdür..

Sokaktaki yürüyüşün kırıtır şekilde değilse tesettürdür..

Çarşı pazar esnafıyla kırk yıllık ahbap gibi konuşmuyorsan tesettürdür..

Karşındaki erkeğin gözlerine bakmıyorsan tesettürdür..

Ulu orta yerlerde kahkaha atmıyorsan tesettürdür..

Yürüyüşün,konuşman,kıyafetin edep timsali ise tesettürdür..


devam kardeşim.....hayırlı cumalar
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
sokağa çıktığınız'da başını yerden kaldırmayan kaç delikanlı görüyorsunuz

sokağa çıktığınız'da başını yerden kaldırmayan kaç delikanlı görüyorsunuz

Vaktileyl kardeşim genel olarak bayanların tesettüründen bahsetmişsiniz
Peki ya erkekler bilmeyenlere bir sözüm yok lakin bilenler!
Çeşitli cemaatlere mensup veya imam hatipli gençlere gelelim
Kaçı sokakta başı yerde gezip kendini haramdan koruyor
Kaçı bilgisayar oyunlarına saatlerini harcamıyor
Ve soruyorum kaçı tesettürlü
Bu gün müslümanım diyen gençlerin
Yüzde 80'i kot pantolon giyiyor
Şalvar cübbe çoktan tarihe karışmış sayılabilecek kadar az
En azından çarşaflı bayanların sayısı daha fazla
Kutlu doğum haftası etkinliklerine katılıyorum
Delikanlılar yine yok akşam saati olmasına rağmen
Tabi onların maçları var çünkü
Ben kimseyi yargılamıyorum lakin erkeklerin durumu daha
Vahim
 

mervenur1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
2,302
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
35
allah razı olsun kardeşim bizi bilgilendirdiğin için selametle
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Bu soruyu kendimize bir soralım..Bir çoğumuzun cevabı evet olacaktır..Peki tesettür yalnızca başını kapatmakmıdır??..Ve ya bir şekilde vücudunu çeşitli kumaşlarla örtmek mi?? Böyle olmadığına inanıyorsunuzdur eminim.

Günümüzde tesettür adına giyilenlere bir göz atalım,özellikle genç kesimin giyimine.....

Birde şu Ayet-i Kerime ve Hadis-i şerif'lere:
*"Mü`min kadınlara da söyle:
Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler.
Görünen kısımları hariç, zinetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar...
Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar..." (Nûr Suresi Ayet 31.)

** "Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak,
bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar."
(Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.)

***"Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur."
(Tirmizi, Edeb, 35; Nesâî, Zîne, 35)

****Birgün Peygamberimiz bir arkadaşına Mısır`da dokunmuş bir keten kumaş vermiş,
yarısından kendine gömlek diktirmesini, diğer yarısından ise hanımının giysi yapmasını istemiştir.
Ancak daha sonra şöyle buyurmuştur:
"Hanımına git söyle altına bir gömlek diksin. Çünkü vücut şeklinin ortaya çıkmasından korkarım."
(El Kurtubî, El Cami`, XIV, 156.)

Şimdi bu Ayet ve Hadis'leri de göz önüne alırsak;
Başörtüsünü kıyafetinin içine koymak tesettür değildir.

Saçlarını aşırı topuz yaparak başını örtmek tesettür değildir.

Başını örterek vücut hatlarını belli edecek derecede dar kıyafet tesettür değildir.

Başında örtü altında pantolon veya bluejean tesettür değildir.

(çünkü pantolon bolda olsa baseni belli eder.)

Başında örtü yüzünde makyaj ve parfümle gezmek tesettür değildir..

Başında örtü altında dizaltı etek ve ten çorap tesettür değildir..

Tamamen bedene oturmuş pardesü tesettür değildir.

İçini belli edecek incelikte kıyafet tesettür değildir.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Öfkemin asırlardır kapanmayan yarasına Kurşun sıkıyorlar yine şüheda!
Ülkemde örtülerim çekiliyor başımdan, Başörtülülerle boğuluyorum her gece İlmik ilmik boğazıma düğümleniyor hıçkırığım,
Haykırmak istesem de sesim çıkmıyor ,Hafakanlar ortasında kaldım, Biçareyim şüheda!..

Bugün yine zulüm yağıyor, Akan gözyaşlarım üstüne, Birileri başörtümü istiyor, Birileri ölüm istiyor şüheda!..
Yitik sevdamı yok etmek için, Darağaçlarında... Bak bir Zeyneb çıkmış şüheda!.. ONURUMDUR ÇİĞNETMEM! diyor... Birilerinin dili dışarıda,hayvanca saldırıyor... Bir Sümeyye çıkıyor Her fırsatta karşılarına... Ve direnişin sancağı, Başörtümüz oluyor!...

Dalgalandıranlara selam olsun!... Öfkemin yarasına intikamlar yağıyor şüheda!..
Beyazıt Meydanında yakılan, İsyan ateşi bile içimi ısıtmıyor!... Buz kesildim utancımdan şüheda!...
Kan-ter içinde kaldım, titriyorum; Öfkelerin ayazında... Bak bir Aişe çıkıyor ;ŞEREFİMDİR ÇİĞNETMEM! diyor!.. Birileri hayasızca, konuşuyor... Bir Zehra direnişi çıkıyor, iğrenç düşüncenin karşısına!.. Ve direnişin sancağı, Başörtümüz oluyor!.. Koruyanlara selam olsun!.. Beynimin dehlizlerine, Bakışların düştü yine şüheda!.. Gelmek istesem tel örgüler bırakmıyor, Uykularım bölünüyor bin berzah ötesinde...

Keşke diyorum, keşke... Ama yok, yok işte... Arasatta kalmış gibiyim, Biçareyim şüheda!.. İntizarın düşüyor gönlümün vuslatlarına, Kelepçeli ellerimi semaya kaldırarak, Yitik sevdamın örtülü çiçeklerine Adıyorum dualarımı!..

İslam için öleceksem ey kılıçlar alın canımı..!

iktibas
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com

Siz insanların en zayifi ve hakiri idiniz. ALLAH sizi İslamla $ereflendirdi. İSLAM’DAN BAŞKA BİR ŞEYDEN $EREF DUYDUĞUNUZ ZAMAN ALLAH SİZİ ZELİL KILAR.H:Z.ÖMER
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
f_01kCAVL63I5m_1a97fb6.jpg


Ey örtüsü, namusumuzun perdesi olan müslüman kadını!

Ey örtüsü, namusumuzun perdesi olan müslüman kadını!

Senin yüzündeki nur, iman kandilimizin sermayesidir.

Yaratılışındaki safvet; Hak'tan bize rahmettir,

dinimizin kuvveti, ümmetimizin varlık esasıdır.

Evladımız sütten kesilir kesilmez,ona kelime-i tevhidi ilk öğreten sensin.

Senin muhabbetin,bizim halimizi,fikrimizi,sözümüzü,işimizi tanzim eder.

Ey dini nimetlerin kendisine emanet edildiği İSLAM kadını!

Hak dinin kor ateşi,senin nefesinden alev almıştır.

Bu asır iki yüzlüdür,hilekardır;dışı süslüdür ancak,içi kokuşmuştur.

Bu asrın haramileri din yolundaki kervanların yolunu keser.

Bu asrın basireti kördür; hakkı tanımaz.

Ancak insanlıktan çıkmış kişiler bu asrın nefsani zincirlerine teslim olabilirler.

Asrın gözünü,ihtiras ve kan bürümüştür;acımasız bakar.

Kirpikleri adeta pençe kesilmiştir eline geçirdiğini kendine ram eder.

Bu asrın tuzağına düşen kişi,kendisini hür sanır.

Asrın elinden zehir içmiştirde hala kendini diri zanneder.

Toplum fidanının Âb-ı hayatı sensin,

Ümmetin emanetini koruyan muhafız sensin.

Fıtratındaki ulvi hasletleri aklınla keşfet.

Hazret-i Fatıma, senin için bir nümunedir,ondan gözünü ve gönlünü ayırma.

Ta ki,senin dalında bir hüsüeyin meyvesi versin; gülistan, eski mevsimi getirsin.

Muhammed İKBAL​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Siz insanların en zayifi ve hakiri idiniz. ALLAH sizi İslamla $ereflendirdi. İSLAM’DAN BAŞKA BİR ŞEYDEN $EREF DUYDUĞUNUZ ZAMAN ALLAH SİZİ ZELİL KILAR.H:Z.ÖMER
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Yaz mevsimi, kimileri için açılıp saçılma mevsimi olarak algılanıyor. Ama yine bazı hanımlar, ALLAH'ın tesettür emri gereği, yakıcı sıcaktan tesettürün serin iklimine koşacaklar. Ve bu esnada bitmeyen tesettür tartışması, yine bütün hızıyla devam edecek.

Merak edenler için kısaca örtünmenin nereden çıktığını hatırlatmakta faydalar vardır.

Müslüman kadınlara örtünme emri, Hicrî 4. yılda (Miladî 624) Zilkâde ayında farz kılındı.
Tesettür ayetleri inzal olunca, Peygamberimiz, tesettür ayetini sahabeye bildirdi. Sahabeler tesettür emrini evlerindeki kadınlarına, kızlarına ilettiler. Ve Müslüman kadınlar evlerinde buldukları kumaş parçalarına örtü yaparak büründüler.

O dönemde müslüman kadınların tesettüre nasıl sarıldığını Hz. Aişe validemiz şöyle anlatıyor:

"VALLAHi ben, ALLAH'ın kitabı Kur'an’ı tasdik, onun indirdiğine iman bakımından Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nur Suresi’ndeki örtünme ayeti inince, erkekleri kendilerine varıp ALLAH'ın indirdiği ayetleri okumağa başladılar. Herkes bu emirleri zevcesine, kızına, hemşiresine ve bütün yakınlarına okuyordu. Kadınlardan hiçbiri istisna edilmemek şartıyla ALLAH'ın Kur'an’ında indirdiği emirlere uyarak, yünden ve pamukludan mamül örtülerine büründüler.

Ve sabah namazında Rasûlullah'ın arkasında, örtülerine bürünerek namaz kıldılar ."

(Buhari, Tefsirüs Süre 24-12)

İşte, Peygamberimiz döneminden, Kıyamet gününe kadar devam edecek örtünme emri, böylece müslümanların hayâtlarına girmiş oluyordu. Bu yüce örtünme nimeti, fasıklar ve inkârcılar istemese dahi, müslüman kadınlarca şerefle sürdürülecek ve kıyamete kadar yaşatılacaktır.


Örtünme ALLAH’ın Açık Emridir


Bazı art niyetliler ne derlerse desinler, müslüman hanım ALLAH'ın emri olduğu için örtünür. İşte, bir ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurur:

"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına cilbablarini üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. ALLAH çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (33/Ahzâb, 59).

"(Ey Muhammed) Mü'min kadınlara söyle; gözlerini şehvetli bakışlardan sakınsınlar, cinsel organlarını harama bulaştırmaktan korusunlar, (açmaksızın) görülmesi zaruri olanlar hariç süslerini göstermesinler, baş örtülerini yanlarına sarkıtsınlar.

“Süslerini; (tabiî ve sun'i güzelliklerini) kocalarından babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kadınlarından veya kızkardeşlerinin oğullarından veya sahip oldukları (cariyeleri)nden veya cinsî iktidarı olmayan hizmetçilerinden veya kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağda olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerini başkalarına bildirmek için ayaklarını da vurmasınlar. Ey Mü'minler! Hepiniz ALLAH'a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz." (Nur Suresi, ayet:31)

Örtünmeyle ilgili hadîs-i şeriflerden bir tanesini sizlere arz etmek isteriz.
Peygamber Efendimiz (sav) de aşağıda sunacağımız hadîs-i şeriflerinde müslüman hanımları hâyâ ve iman timsali tesettüre davet etmekte ve şöyle buyurmaktadır:

"Ebu Bekir (ra) kızı olan Esmâ (r.anha) üzerinde ince elbiseler bulunduğu halde, Rasûlullah'ın yanına geldi. Rasûlullah hemen yüzünü ondan başka bir yana çevirdi ve ‘Ya Esma! Bir kadın hayız (görecek çağ)a ulaştığında, şundan ve şundan başka (bir yerinin) görülmesi iyi olmaz." Buyurarak, yüzüne ve iki eline işaret etti.” (Ebu Davut, C.4 s. 62)

Yukarda verdiğimiz ayet ve hadisler, 1400 küsür yıllık bir uygulama olan tesettürün müslümanlar için bir farz olduğunu ortaya koymaktadır. Örtünme kulluğun gereği bir ibadettir, namaz ve oruç gibi bir farzdır.

Bu ayetlerden yola çıkarak, örtünme dört mezhepte de farz kabul edilmiştir. Kadınların kadınlara ve mahremlerine, yani aralarında devamlı evlenme engeli bulunan erkek akrabasına karşı avret yeri, Hanefî ve Şâfiîler’e göre erkeğin erkeğe karşı avret yeri gibidir.

Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinde ağırlıklı görüş, kadının mahremi erkekler yanında el, yüz, baş, boyun, kol, ayak ve baldır hariç, bütün vücudunun avret olduğu ve örtülmesinin gerektiği yönündedir.

Kadının yabancı erkekler, yani mahremi olmayan erkekler karşısında avret yeri yüzü, el ve ayakları hariç bütün vücududur. Bu Hanefî mezhebinin görüşü olup diğer fıkıh mezheplerine göre kadının ayakları da avrettir.

Bunun için müslüman hanımlar ALLAH'ın rızasını kazanmak ve O'nun bu farz emrini yerine getirmek için örtünürler. Herhangi bir görüşe bir tepki olarak örtünmezler, ya da "Efendim, önceden kadınların saçları yemeğin içine dökülüyormuş da, yemeğin içine dökülmesin diye örtünmüşlermiş” gibi saçma iddia ve hezeyanlar için örtünmezler.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Örtünmenin Faydaları

•Örtünmenin sayılamayacak kadar yararları vardır. Başta ALLAH'ın emri olduğu için örtünme emrine yerine getiren müslümanlar hanımlar ALLAH'ın rızasını kazanmaktadırlar.

•Yine, yukarda da yer verdiğimiz Ahzab süresinin 59. ayetinde tesettür emrine uyarak, güzelliklerini gizleyen müslüman hanımlar, kötü niyetli kişilerin sözlü ve fiili saldırılarından korunmuş olurlar. Şöyle etrafımızda baktığımız zaman dekolde kıyafetli, makyajlı, mini etekli bayanların sokaklarda, toplu taşıma araçlarında el ve dille uğradıkları tacizler, her zaman olağan olaylardandır. Tesettürlü hanımların da yabancı erkeklerin sözlü ve fiili tacizlerinden korunduğunu bilinen ve yaşanan bir gerçektir.


•İnsanoğlu yaratılışı icabı tahriklere çabuk kapılan bir yaratıktır. Evde, okulda, işyerinde, pazarda, TV'de ve her yerde açık kadınlarla muhatap olan erkekler, yoğun bir cinsel tahriğin ve yönlendirmenin kurbanı olmaktadırlar.

•Erkeklerin, hayatın tüm birimlerinde kadının açık saçıklığıyla tahrik edilmesi sonucunda, cinsel sapıklığın büyük boyutlara ulaştığı yapılan araştırmalarla da teyit edilmektedir. Kadınlarımız tesettüre büründükleri takdirde, hem kendilerini cinsel tacizlerden korurken, hem de erkekleri cinsel sapıklığa düşmekten korurlar. Kadınların erkekleri tahrik etmediği bir sistemde, cinsel anarşi diye bir şey sözkonusu olamaz.


•Kadının açık saçıklığı ve hâyâsızlığı, aile bağlarını koparan en önemli etkendir. Kadın-erkek ilişkisinin sınır tanımadığı toplumlarda, evli açık kadınlar daha çok yakışıklı ve kibar bulduğu erkeğe yaklaşabilmekte, evli yakışıklı bir erkek de karısından daha güzel bulduğu kadına yaklaşmakta; eşler birbirlerini böylece aldatmakta, dolayısıyla yuvalar yıkılmaktadır. Âile sadakatinin korunmasında örtü ve namusun rolü çok büyüktür. Başkalarına değil de kocasına karşı güzelliklerini sergileyen imanlı kadın, sadakatini ispatlamış olmaktadır.

•İslâmın diğer emirlerinde olduğu gibi Örtü emrinde de sayısız tıbbî hikmetler mevcuttur. Örtü, kadını harici etkilerden, erkeği de kadının cezbedici güzelliklerine bakmaktan alıkoymakta, dolayısıyla insan sağlığına olumlu katkılarda bulunmaktadır. Örtü, kadınların tenlerini erkeklerin zararlı bakışlarından koruduğu gibi güneşin zararlı ışınlarına da siper olduğu bir gerçektir. Güneş ışınları, vücuda direk temas ettiği için yakıcıdır. Ama örtülü kadında güneş ışınları, elbisenin üzerinden yansıyarak tesirini kaybeder. Kapalı kadının hali gölgelikte oturan birinin haline benzer.


•Tesettürlü kadınların bir özelliği de derilerini güneşten ve soğuktan korudukları için yumuşak ve taze bir tene sahip olmalarıdır. Açık kadınların derileri; güneş ve soğuktan dolayı, örtülülere göre daha serttir.
Prof. Dr. Asaf Ataseven yaptığı araştırmalarda elbisenin iklim vazifesi gördüğünü ortaya koymuştur. Ataseven'e göre elbise dış ortam ile vücudumuz arasında bir ortam oluşturmak gibi önemli bir vazife ifa etmektedir. Bugün buna "elbise iklimi" deniliyor. Elbise, dışarıdaki sıcaklığın cildimize doğrudan doğruya intikal etmemesi ve güneş ışınlarına fazla maruz kalmamamız için de faydalıdır. Elbise soğuğun zararlı tesiri gibi, sıcağın zararlarından da insanı koruyor; hatta vücut sıcaklığı ile dış ortam arasındaki harareti tanzim gibi bir fonksiyon ifa ediyor. Böylece insanın elbise ikliminde yaşamasını sağlıyor.


•Örtülü bir kadın, görünümüyle toplum içinde kadın olarak değil, insan olarak var olduğunu anlatır. Çıplak bir kadın toplumda bakılmak görülmek ve beğenilmek için vardır. Ama o evden dışarıya çıkmadan önce saatlerce ayna karşısında, gözleri üzerinde toplayacağı bir "biçim"e dönüştürmeye çalışır kendisini.

•Acaba kadın sade ve ağırbaşlı bir şekilde toplum içinde yer alması mı daha hayırlıdır? Yoksa dışarı çıkış için ayna ve tuvalet masasının yanında bir kaç saat zamanını öldürse, dışarı çıktığında da bütün işi erkeklerin dikkatini kendine çekmek olsa, gençleri nefislerine düşkün, şehvetperest ve göz otlatan varlıklar durumuna soksa mı toplum için daha hayırlıdır?

Tesettür kadına dişiliğiyle değil, kişiliğiyle insan olduğunu gösteren bir araçtır..
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Selamün Aleyküm
Allah c.c. raz olsun faydalı bir paylaşım olmuş,nasiplenilmesi duasıyla...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt