Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,637
- Tepki puanı
- 1,009
- Puanları
- 113
- Yaş
- 67
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
55. DERS DAVETE İCABETİN ADABI
53 — Ey iman edenler (bundan sonra) peygamberin evlerine —ye*meğe davet olunmaksızın, vaktine (de) bakmaksızın— girmeyin. Fakat da*vet olunduğunuz zaman girin. Yemeği yediğiniz zaman dağılın. Söz din*lemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin. Çünkü bu, peygam*bere eza vermekte, o sizden utanmaktadır. Allah ise hakfkı açıklamak) t an çekinmez. Birde onun zevcelerinden lüzumlu birşey istediğiniz vakit per*de ardından isteyin onlardan. Bu hem sizin kalbleriniz, hem onların kalb-ieri İçin daha temizdir. Sizin Allanın peygamberine eza vermeniz (doğru) olmadı(ğı gibi) kendinden sonra zevcelerini nikahla almanız da ebedî caiz değildir. Bu, Allah nezdinde çok büyük (bir günah) t ir.
Âyetin Lafzi Tahlili
(Yü'zene leküm): Yemeğe çağrılırsanız, davet Solunursanız girin.
(Nâzirine inahü): Onun (yemeğin) pişmesini beklemeyin. veya sohbet etmek için de izinsiz girmeyin.
(Fenteşirû): Çıkın ve dağılırı. '
(Müste'nisiyne Lihadisin): Söz dinlemek
(Inne zaliküm): İzinsiz girmeniz eza verir.
(Fe/estahyi minküm): Peygambersizden utanır. Allah (cc) ise hakkı söylemekten utanmaz.
(Metâen): Metodan maksat ihtiyaç, maddi ve manevi faydalanılan şeydir.
(Hicâbin): Örtmek için çekilen perde.
(Etherü): Sizin için daha temizdir.
Âyetin İcmali Manası
Allahu teala, mümin kullarına, isiâmî adab ve terbiye ile terbiyeleri-melerini ve onlara meşru kıldığı din ve dünya salahetine vesile olacak tevcihatlara yapışmalarını emretmiştir. Bilhassa da Resulullah (sav) ile anlaşmayı ve onun edebi ile edeblenmeyi emretmiştir. Çünkü hiçbir ma*kam nübüvvet makamı İle mukayese edilemez. Resulullah (sav)'a söz ve*ya fiille eziyet vermek İse Allah (cc) katında en büyük günahtır. Allahu taala İslamın davet ettiği faziletli toplumun meydana gelebilmesi için bize en faziletli adabı göstermekte ve ona uymamızı emretmektedir.
Bu âyet iki büyük emri ihtiva etmektedir:
1.) Peygamberin evine girmek ve yemek yeme için izin isteme adabı me adabı).
2.) Kadınlarla karışmamak ve onlarla konuşma adabı (şer'î hicab). Allahu taala müminlere icmalen şöyle buyurmaktadır; Ey müminler, izin verilmedikçe peygamberin evine girmeyin. Yemek vakitlerini gözete*rek o vakitlerde girme izni İstemeyin. Girdikten sonra da yemek vaktini beklemeyin. Ancak sizi hazırlamış olduğu bir düğün yemeğine çağırırsa girin. Yemeği yedikten sonra da çıkarak dağıtın. Ye mektep sonra oturarak peygambere rahatsızlık vermeyin. Zira onun hayası, size çıkın demesine mani olmaktadır. Evinde oturmanıza karşı duyduğu rahatsızlığı ihsas et*tirmemektedir. Çünkü o yüksek bir ahlak sahibidir. Şerefli bir kalbi vardır. Ondan ancak sizi sevindirecek söz ve fii! meydana gelir, öyleyse ona ağırlık ve eziyet vermeniz doğru değildir.
Eğer peygamber zevcelerinden birşey istemek mechuriyetinde katır*sanız, perde arkasından isteyin. Çünkü bu hem sizin, hem de onlar için daha temizdir. Peygamber evine en yaraşanı bu olduğu gibi, şüphe ve töhmetten en uzak olan da budur.
Ey müminler, Allah (cc)'ın sizi kendisiyle hidayete davet, ettiği ve sizi cehaletin karanlıklarından" İslâmın aydınlığına çıkardığı Resul (sav)'üne eziyet vermeyin. O sizin babanız gibidir. Onun zevceleri de sizin annele*riniz gibidir. Bir müminin annesi İle evlenmesi doğru olur mu? Öyleyse ne hayatında, ne de vefatından sonra Resulullah (sav)'ın zevceleriyle ev*lenerek ona eziyet vermeyin. Resulultah (sav)'ın zevceleri ile evlenerek ona eziyet vermek Ailah (cc)'ın ebediyyen affetmeyeceği büyük günah*lardan biridir.
Âyetin Nüzul Sebebi
Bu âyet iki büyük emri ihtiva etmektedir. Birisi davet adabı, diğeri İse örtünmenin meşruiyetidir. Her ikisinin de ayrı ayrı nüzul sebebi vardır.
1- Buharı ve Müslim sahihlerinde Enes bin Malik (ra)'tan şöyle ri*vayet ederler: «Resulullah (sav) evlenmiş ve zifaf yapmıştı. Annem Ümmü Süleym bu münasebetle hays (yağda kızartılmış hurma) yemeği yaparak bana, «Ey Enes (ra}. bunu Resulullah (sav)'a götür ve «Bunu annem gön*derdi. Size selamı var. Ancak az birşey yapabildi de.» dedi, Yemeği Re-sulutlah (sav)'a götürdüm ve annemin söylediklerini söyledim. Resulullah (sav), «Onu şuraya koy ve şunları, şunları ve rastladıkları çağır, gelsinler.» buyurdu. Ben de onun adlandırdıklarını ve karşılaştıklarımı çağırdım. (E-nes'e gelenlerin kaç kişi olduğu soruldu. «Üçyüz kişi kadardı. Çünkü Re-sulutlah (sav)'ın odası ile sofası dolmuştu» dedi.) Resululiah (sav), «O çömleği getir.» dedi. Eve girdiler. Sofa ile oda doldu. Resulullah (sav), «Onar onar oturun ve herkes kendi önünden yesin.» buyurdu, içeriye gurup gurup girerek yemek yediler. Hepsi de doydu. Yemekten sonra Re*sulullah (sav), «Enes, şu çömleği kaldır.» dedi. Çömleği aldım. İçinde ha*la yemek vardı ve getirdiğimde mt daha çoktu, yoksa şimdi mi bilmiyorum. Gelenlerden bir gurup Resulullah (sav)'ın evinde kaldı. Sohbet ediyorlar*dı. Resulullah (sav) da oturuyordu. Zevcesi de yüzünü duvara çevirmiş oturuyordu. Bunların beklemesi Resulullah (sav)'a ağırlık verdi. Bunun üzerine çıktı, diğer ailelerine selam verip geri döndü. Oturanlar Resufulldh (sav)'a ağırlık verdiklerini anlayarak çıkıp gittiler. Resullah (sav) odaya girdi ve ara yerdeki perdeleri çekti. Ben hücremde oturuyordum. Odadan çok geçmeden çıktı. Sonra, «Ey İman edenler, peygamberin evlerine.:.» âyeti nazil oldu.» [38]
2- Buharı, Ömer bin Hattab (ra)'tan şöyle rivayet eder: «Resulul*lah (sav)'a, «Ya Resutilah, evinize İyi adamlar da, kötü adamlar da geliyor. Müminlerin annelerine emretseniz de örtünseler. Bu daha hayırlı olur.» dedim. Bunun üzerine, «Birde onun zevcelerinden lüzumlu birşey İstediği*niz vakft perde ardından isteyin onlardan...» âyeti nazil oldu.»
Bu âyet, Hz. Ömer'in görüşlerine muvafık olarak nazit olan ÜC mu*vafakat âyetinden biridir. Bu hususta Hz. Ömer'den "şöyle rivayet edilmiş*tir: «Üc şeyde Allah (cc) bana muvafakat etti. Ben, «Ya Resulullah, İbra*him makamını namaz kılınacak yer yap.» dedim, «Siz de İbrahimin maka*mından bir namazgah edinin.» (Bakara: 125) âyeti nazil oldu. Ben kadın*ların örtünmesini istedim, «...Onun zevcelerinden lüzumlu birşey istediği*niz vakit perde ardından isteyin...» âyeti nazil oldu. Resulullah (sav)'ın eşleri birbirlerini kıskanıyorlardı. Onlara «Eğer Resulullah (sav) sizi bo-şarsa Allah (cc) ona daha hayırlı eşler verir.» dedim. Bunun üzerine, «Eğer
0 sizi boşarsa yerinize —Al lana itaatle teslim olan, Allanın birliğini tas*dik eden, namaz kılan, günahlardan tövbe ile vazgeçen, İbadet eyleyen, oruç tutan kadınlar, dullar ve kızoğlan kızlar olmak üzere— Rabbİnizin ona sizden daha hayırlılarını vermesi mamuldür.» (Tahrim: 5) âyeti nazil oldu.» [39]
Bu âyetin nüzul sebebi olarak daha birçok rivayet vardır. Fakat bun*lar, İbnü'l-Arabî'nin de dediği gibi zayıf rivayetlerdir. Bu yüzden almıyoruz.
Âyetin Tefsirindeki İncelikler
Birinci incelik: Âyetteki «...peygamberin evleri...» ifadesinde «evler»-in «peygambeme izafe edilmesi hem teşrif, hem de Resuiullah (sav)'ın evlerine gösterilecek saygının diğer evlerde olmadığını göstermek içindir. Bu âyette zikredilen hükümler de bilhassa Resuiullah (sav)'a ikram için onun evlerine mahsustur.
ikinci İncelik: «...Davet olunmaksızın... girmeyin.» âyeti, herhangi bir yemeğe davet olunmaksızın gitmenin uygun olmadığına işaret etmek*tedir. Ancak sarih bir izin olursa gidilmelidir. Bunu, bu âyetten sonraki. «Davet olunduğunuz zaman girin.» âyeti de göstermektedir.
Üçüncü İncelik: «Fakat davet olunduğunuz zaman girin. Yemeği ye*diğiniz zaman dağılın.» âyeti şöyle bir incelik taşımaktadır: Fahreddin Razi'nin de dediği gibi, evlere izinsiz girmeyi adet edinen bir kimseye izin alıp öyle girmesi söylendiği zaman küser ve bir daha çağrılsa bile girmez, Fakat, «Siz müstenkiflerden olmayın. Dinleyen ve itaat edenlerden olun. Girmeyin denildiği zaman girmeyin, davet olunduğunuz vakit girin» de-nltlrse durum değişir. Kimse kırılmadığı gibi maksada da ulaşılır. [40]
Dördüncü İncelik: «Söz dinlemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin.» âyeti, düğün yemeği için gidilen evde daha fazla oturmanın doğru olmadığına İşaret etmektedir. Zira oraya yemek için gidilmiştir. Ye*mek yenildiğine göre dağılarak ev sahiplerini kendi başlarına bırakmak lazımdır. Yemekten sonra daha fazla beklemek istenmeyen ve İnsanlara ağırlık yeren bir davranıştır.
Bazı alimlere göre bu âyet, uzun süre oturarak usanç veren kimseler (sukalâ) hakkında nazil olmuştur. Allahu taala bu asalak kimseleri terbiye İçin bu âyetin ifade ettiği hükmü göndermiştir.
Hz. Ayşe ve İbni Abbas (ra)'tan şöyle rivayet edilmiştir: «Şeriatin ağır*lık veren kimselere ruhsat vermemesi, asalaklığın ne kadar kötü olduğu*nu göstermeye kafidir.»
Beşinci incelik: «O sizden utanmaktadır. Allah İse hak(kı açıkla*maktan çekinmez.» âyeti, utanmanın şahıslardan değil, fiillerden olabile*ceğine İşaret etmektedir. Buna göre âyetin manası şöyle olur: «O sizi evin*den çıkarmaktan veya geri çevirmekten utanıyorsa da Allahu taala hakkı açıklamaktan utanmaz.»
Altıncı incelik: «Bu hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri İçin daha temizdir.» âyeti göz ite <kalb arasında bir bağlantı olduğunu göster*mektedir. Göz arzuların yolu, bakış da şehvetin elclsidir. Göz görmedikçe kafb istemez, öyleyse göz görmediği zaman kalb daha temiz olur, fitne ortaya çıkmaz.
Yedinci inceJik: «Bu, Allah nezdinde çok büyük (bir günahjtır.» âye-tindeki «busdan maksat, Resuiullah (sav)'a eziyet vermek ve ondan sonra zevcelerini nikahlamaktır.
Ebussuud Efendi şöyle der: «Bu» (zaliküm) kelimesindeki uzaklık manası, Resuiullah (sav)'ın Allah (cc) katında şer ve kötülükten uzak ol*duğunu göstermektedir. Ayrıca bu âyet Resuiullah (sav)'ıri şanının yüce*liğini göstermekte, ona hem hayatında, hem de hayatından sonra hürmet gösterme mecburiyetine İşaret etmektedir.» [41]
Âyetteki Şer'î Hükümler
Birinci Hüküm: Bir Evde Davetsiz Yemek Yeme Caiz Midir?
Fakihler evlere izinsiz girmenin caiz olmadığında ittifak etmişlerdir. Sarih veya işarı bir İzin olmadan birisinin yemeğini yemek de caiz değil*dir. Çünkü Reş.ulullah (sav), «Müslümanın malı ancak gönül hoşnutluğu ile helal olur.» buyurmuştur. İzin, gönül hoşnutluğunu, İzin vermemek de gönül hoşnutluğu olmadığını gösterir.
Bu âyet Resuluitah (sav)'in evlerine izinsiz girmenin haram olduğuna, davet edilmeden düğün yemeği yemenin de haram olduğuna delalet eder. öyleyse izinsiz olarak başkasının evine girmek veya rızası olmadan biri*sinin yemeğini yemek de caiz değildir.
İbni Abbas (ra): «Halktan bazıları Resuiullah (sav)'ın evinde yemek yapılmasını gözetler, yemekten önce girerek yemeğin hazırlanmasını bek*lerlerdi. Yemeği yemeden de çıkmazlardı. Resuiullah (sav) bu halden ezi*yet .duyardı, fşte bu âyet bunun için nazil oldu.» [42]
İbni Kesir de şöyle der: «Allahu taala, müminlerin Resuiullah (sav)'ın evlerine İzinsiz olarak girmelerini yasakladı. Çünkü onlar cahiliyet dev*rinde birbirlerinin evlerine, İslâmın başlangıcında da Resuiullah (sav)'ın evlerine izinsiz oforgk. girerlerdi. Allahu taala bir ikram olarak bu nizamı gönderdi. Buna pöre âyetin manası, «Başkalarının evinde yemeğin pişme*sini beklemeyin. Pişince de içeri girmeyin. Başkasının evine İzinsiz olarak girmek ve onun yemeğini yemek Allah (cc)'ın sevmediği ve zemmettiği bir haldir.» olur.» [43]
İkinci Hüküm: Düğün Yemeği Yenildikten Sonra Oturmak Haram Mı*dır?
«Yemeği yediğiniz zaman doğılın.» âyeti, yemekten sonra ayrılmanın zarurî olduğuna delalet eder. Bu, İslâmın müminlere getirdiği en yüksek terbiye kurallarından biridir. Ancok yemekten sonra beklemek, oturmak haram değildir. Yalnız islâml terbiyeye aykırıdır. Zira bu, ev sahiplerine eziyettir. Fakat bu oturuş az veya ev sahibinin İzni ile olursa islâml ter*biyeye aykırı değildir. Bununla birlikte çıkmak, beklememek daha efdal-dir. Zira Ailahu taala, «Yemeği yediğiniz zaman dağılırı.» buyurmuştur.
Üçüncü Hüküm: »Hicab Emri Yalnız Resulullahın Zevcelerin» Mi, Yok*sa Bütün Kadınlara Mıdır?
Âyeti kerime herne kadar Resulullah (sav)'ın zevceleri hakkında nazil olmuşsa da hükmü bütün mümin kadınları içine atmaktadır. Zira o hüküm-!i ler İçtimaî ahlak kuralları ve İlahî irşad yollarıdır ki, bunlarda bütün halk ^ eşittirler. Yabancı kadın ve erkeklerin birarada bulunmaması, yabancı bir \ kadından birşey isteneceği zaman perde arkasından İstenmesi yalnız Re-[t sulullah (sav)'ın zevcelerine mahsus değil, bütün mümin kadınlara alt umumi bir hükümdür. Resulullah (savj'ın zevceleri müminlerin anneleri ol*duğu halde yabancı erkeklerle birarada bulunmamaları, onlardan blrşey isteneceği zaman perde arkasından istenmesi, diğer rrtümin kadınların da !' yabancı erkeklerle birarada bulunmalarının, onlarla konuşmalarmın caiz olmadığına delalet eder. Çünkü her zaman ve yerde ahlakî fitne kadın-„ larla erkeklerin Islâmî kurallar dışında birarada bulunmalarından, konuş-malarından doğmaktadır.
Kadınların örtünmesi emri de yalnız Resulullah (sav)'ın zevcelerine has bir hüküm değil, bütün mümin kadınlara umumi bir emirdir. Zira Allahu taala bu surenin sonunda, «Ey peygamber zevcelerin», kızlarına v& mu’mirilerin kadınlarına elbiselerini dıştan Örten bir örtü giymelerini söyle. Bu onların tanınıp eza edilmemelerine daha uygundur. Allah çok yariığayıcıdır, çok esirgeyicidir.» (Ahzab: 59) buyurmaktadır. Hangi mümin kadın bu hitabın dışında kalmıştır? Bu örtünme emri yalnız Resulullah (sav)'ın zev*celerine mahsus mudur? Bazı sapıklar nasıl olur da örtünme emrinin yal*nız Resuiullah (sav)'m zevcelerine ait olduğunu iddia edebilirler? İnşaaüah bu husustaki tafsilatı 57. Derste vereceğiz.
53 — Ey iman edenler (bundan sonra) peygamberin evlerine —ye*meğe davet olunmaksızın, vaktine (de) bakmaksızın— girmeyin. Fakat da*vet olunduğunuz zaman girin. Yemeği yediğiniz zaman dağılın. Söz din*lemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin. Çünkü bu, peygam*bere eza vermekte, o sizden utanmaktadır. Allah ise hakfkı açıklamak) t an çekinmez. Birde onun zevcelerinden lüzumlu birşey istediğiniz vakit per*de ardından isteyin onlardan. Bu hem sizin kalbleriniz, hem onların kalb-ieri İçin daha temizdir. Sizin Allanın peygamberine eza vermeniz (doğru) olmadı(ğı gibi) kendinden sonra zevcelerini nikahla almanız da ebedî caiz değildir. Bu, Allah nezdinde çok büyük (bir günah) t ir.
Âyetin Lafzi Tahlili
(Yü'zene leküm): Yemeğe çağrılırsanız, davet Solunursanız girin.
(Nâzirine inahü): Onun (yemeğin) pişmesini beklemeyin. veya sohbet etmek için de izinsiz girmeyin.
(Fenteşirû): Çıkın ve dağılırı. '
(Müste'nisiyne Lihadisin): Söz dinlemek
(Inne zaliküm): İzinsiz girmeniz eza verir.
(Fe/estahyi minküm): Peygambersizden utanır. Allah (cc) ise hakkı söylemekten utanmaz.
(Metâen): Metodan maksat ihtiyaç, maddi ve manevi faydalanılan şeydir.
(Hicâbin): Örtmek için çekilen perde.
(Etherü): Sizin için daha temizdir.
Âyetin İcmali Manası
Allahu teala, mümin kullarına, isiâmî adab ve terbiye ile terbiyeleri-melerini ve onlara meşru kıldığı din ve dünya salahetine vesile olacak tevcihatlara yapışmalarını emretmiştir. Bilhassa da Resulullah (sav) ile anlaşmayı ve onun edebi ile edeblenmeyi emretmiştir. Çünkü hiçbir ma*kam nübüvvet makamı İle mukayese edilemez. Resulullah (sav)'a söz ve*ya fiille eziyet vermek İse Allah (cc) katında en büyük günahtır. Allahu taala İslamın davet ettiği faziletli toplumun meydana gelebilmesi için bize en faziletli adabı göstermekte ve ona uymamızı emretmektedir.
Bu âyet iki büyük emri ihtiva etmektedir:
1.) Peygamberin evine girmek ve yemek yeme için izin isteme adabı me adabı).
2.) Kadınlarla karışmamak ve onlarla konuşma adabı (şer'î hicab). Allahu taala müminlere icmalen şöyle buyurmaktadır; Ey müminler, izin verilmedikçe peygamberin evine girmeyin. Yemek vakitlerini gözete*rek o vakitlerde girme izni İstemeyin. Girdikten sonra da yemek vaktini beklemeyin. Ancak sizi hazırlamış olduğu bir düğün yemeğine çağırırsa girin. Yemeği yedikten sonra da çıkarak dağıtın. Ye mektep sonra oturarak peygambere rahatsızlık vermeyin. Zira onun hayası, size çıkın demesine mani olmaktadır. Evinde oturmanıza karşı duyduğu rahatsızlığı ihsas et*tirmemektedir. Çünkü o yüksek bir ahlak sahibidir. Şerefli bir kalbi vardır. Ondan ancak sizi sevindirecek söz ve fii! meydana gelir, öyleyse ona ağırlık ve eziyet vermeniz doğru değildir.
Eğer peygamber zevcelerinden birşey istemek mechuriyetinde katır*sanız, perde arkasından isteyin. Çünkü bu hem sizin, hem de onlar için daha temizdir. Peygamber evine en yaraşanı bu olduğu gibi, şüphe ve töhmetten en uzak olan da budur.
Ey müminler, Allah (cc)'ın sizi kendisiyle hidayete davet, ettiği ve sizi cehaletin karanlıklarından" İslâmın aydınlığına çıkardığı Resul (sav)'üne eziyet vermeyin. O sizin babanız gibidir. Onun zevceleri de sizin annele*riniz gibidir. Bir müminin annesi İle evlenmesi doğru olur mu? Öyleyse ne hayatında, ne de vefatından sonra Resulullah (sav)'ın zevceleriyle ev*lenerek ona eziyet vermeyin. Resulultah (sav)'ın zevceleri ile evlenerek ona eziyet vermek Ailah (cc)'ın ebediyyen affetmeyeceği büyük günah*lardan biridir.
Âyetin Nüzul Sebebi
Bu âyet iki büyük emri ihtiva etmektedir. Birisi davet adabı, diğeri İse örtünmenin meşruiyetidir. Her ikisinin de ayrı ayrı nüzul sebebi vardır.
1- Buharı ve Müslim sahihlerinde Enes bin Malik (ra)'tan şöyle ri*vayet ederler: «Resulullah (sav) evlenmiş ve zifaf yapmıştı. Annem Ümmü Süleym bu münasebetle hays (yağda kızartılmış hurma) yemeği yaparak bana, «Ey Enes (ra}. bunu Resulullah (sav)'a götür ve «Bunu annem gön*derdi. Size selamı var. Ancak az birşey yapabildi de.» dedi, Yemeği Re-sulutlah (sav)'a götürdüm ve annemin söylediklerini söyledim. Resulullah (sav), «Onu şuraya koy ve şunları, şunları ve rastladıkları çağır, gelsinler.» buyurdu. Ben de onun adlandırdıklarını ve karşılaştıklarımı çağırdım. (E-nes'e gelenlerin kaç kişi olduğu soruldu. «Üçyüz kişi kadardı. Çünkü Re-sulutlah (sav)'ın odası ile sofası dolmuştu» dedi.) Resululiah (sav), «O çömleği getir.» dedi. Eve girdiler. Sofa ile oda doldu. Resulullah (sav), «Onar onar oturun ve herkes kendi önünden yesin.» buyurdu, içeriye gurup gurup girerek yemek yediler. Hepsi de doydu. Yemekten sonra Re*sulullah (sav), «Enes, şu çömleği kaldır.» dedi. Çömleği aldım. İçinde ha*la yemek vardı ve getirdiğimde mt daha çoktu, yoksa şimdi mi bilmiyorum. Gelenlerden bir gurup Resulullah (sav)'ın evinde kaldı. Sohbet ediyorlar*dı. Resulullah (sav) da oturuyordu. Zevcesi de yüzünü duvara çevirmiş oturuyordu. Bunların beklemesi Resulullah (sav)'a ağırlık verdi. Bunun üzerine çıktı, diğer ailelerine selam verip geri döndü. Oturanlar Resufulldh (sav)'a ağırlık verdiklerini anlayarak çıkıp gittiler. Resullah (sav) odaya girdi ve ara yerdeki perdeleri çekti. Ben hücremde oturuyordum. Odadan çok geçmeden çıktı. Sonra, «Ey İman edenler, peygamberin evlerine.:.» âyeti nazil oldu.» [38]
2- Buharı, Ömer bin Hattab (ra)'tan şöyle rivayet eder: «Resulul*lah (sav)'a, «Ya Resutilah, evinize İyi adamlar da, kötü adamlar da geliyor. Müminlerin annelerine emretseniz de örtünseler. Bu daha hayırlı olur.» dedim. Bunun üzerine, «Birde onun zevcelerinden lüzumlu birşey İstediği*niz vakft perde ardından isteyin onlardan...» âyeti nazil oldu.»
Bu âyet, Hz. Ömer'in görüşlerine muvafık olarak nazit olan ÜC mu*vafakat âyetinden biridir. Bu hususta Hz. Ömer'den "şöyle rivayet edilmiş*tir: «Üc şeyde Allah (cc) bana muvafakat etti. Ben, «Ya Resulullah, İbra*him makamını namaz kılınacak yer yap.» dedim, «Siz de İbrahimin maka*mından bir namazgah edinin.» (Bakara: 125) âyeti nazil oldu. Ben kadın*ların örtünmesini istedim, «...Onun zevcelerinden lüzumlu birşey istediği*niz vakit perde ardından isteyin...» âyeti nazil oldu. Resulullah (sav)'ın eşleri birbirlerini kıskanıyorlardı. Onlara «Eğer Resulullah (sav) sizi bo-şarsa Allah (cc) ona daha hayırlı eşler verir.» dedim. Bunun üzerine, «Eğer
0 sizi boşarsa yerinize —Al lana itaatle teslim olan, Allanın birliğini tas*dik eden, namaz kılan, günahlardan tövbe ile vazgeçen, İbadet eyleyen, oruç tutan kadınlar, dullar ve kızoğlan kızlar olmak üzere— Rabbİnizin ona sizden daha hayırlılarını vermesi mamuldür.» (Tahrim: 5) âyeti nazil oldu.» [39]
Bu âyetin nüzul sebebi olarak daha birçok rivayet vardır. Fakat bun*lar, İbnü'l-Arabî'nin de dediği gibi zayıf rivayetlerdir. Bu yüzden almıyoruz.
Âyetin Tefsirindeki İncelikler
Birinci incelik: Âyetteki «...peygamberin evleri...» ifadesinde «evler»-in «peygambeme izafe edilmesi hem teşrif, hem de Resuiullah (sav)'ın evlerine gösterilecek saygının diğer evlerde olmadığını göstermek içindir. Bu âyette zikredilen hükümler de bilhassa Resuiullah (sav)'a ikram için onun evlerine mahsustur.
ikinci İncelik: «...Davet olunmaksızın... girmeyin.» âyeti, herhangi bir yemeğe davet olunmaksızın gitmenin uygun olmadığına işaret etmek*tedir. Ancak sarih bir izin olursa gidilmelidir. Bunu, bu âyetten sonraki. «Davet olunduğunuz zaman girin.» âyeti de göstermektedir.
Üçüncü İncelik: «Fakat davet olunduğunuz zaman girin. Yemeği ye*diğiniz zaman dağılın.» âyeti şöyle bir incelik taşımaktadır: Fahreddin Razi'nin de dediği gibi, evlere izinsiz girmeyi adet edinen bir kimseye izin alıp öyle girmesi söylendiği zaman küser ve bir daha çağrılsa bile girmez, Fakat, «Siz müstenkiflerden olmayın. Dinleyen ve itaat edenlerden olun. Girmeyin denildiği zaman girmeyin, davet olunduğunuz vakit girin» de-nltlrse durum değişir. Kimse kırılmadığı gibi maksada da ulaşılır. [40]
Dördüncü İncelik: «Söz dinlemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin.» âyeti, düğün yemeği için gidilen evde daha fazla oturmanın doğru olmadığına İşaret etmektedir. Zira oraya yemek için gidilmiştir. Ye*mek yenildiğine göre dağılarak ev sahiplerini kendi başlarına bırakmak lazımdır. Yemekten sonra daha fazla beklemek istenmeyen ve İnsanlara ağırlık yeren bir davranıştır.
Bazı alimlere göre bu âyet, uzun süre oturarak usanç veren kimseler (sukalâ) hakkında nazil olmuştur. Allahu taala bu asalak kimseleri terbiye İçin bu âyetin ifade ettiği hükmü göndermiştir.
Hz. Ayşe ve İbni Abbas (ra)'tan şöyle rivayet edilmiştir: «Şeriatin ağır*lık veren kimselere ruhsat vermemesi, asalaklığın ne kadar kötü olduğu*nu göstermeye kafidir.»
Beşinci incelik: «O sizden utanmaktadır. Allah İse hak(kı açıkla*maktan çekinmez.» âyeti, utanmanın şahıslardan değil, fiillerden olabile*ceğine İşaret etmektedir. Buna göre âyetin manası şöyle olur: «O sizi evin*den çıkarmaktan veya geri çevirmekten utanıyorsa da Allahu taala hakkı açıklamaktan utanmaz.»
Altıncı incelik: «Bu hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri İçin daha temizdir.» âyeti göz ite <kalb arasında bir bağlantı olduğunu göster*mektedir. Göz arzuların yolu, bakış da şehvetin elclsidir. Göz görmedikçe kafb istemez, öyleyse göz görmediği zaman kalb daha temiz olur, fitne ortaya çıkmaz.
Yedinci inceJik: «Bu, Allah nezdinde çok büyük (bir günahjtır.» âye-tindeki «busdan maksat, Resuiullah (sav)'a eziyet vermek ve ondan sonra zevcelerini nikahlamaktır.
Ebussuud Efendi şöyle der: «Bu» (zaliküm) kelimesindeki uzaklık manası, Resuiullah (sav)'ın Allah (cc) katında şer ve kötülükten uzak ol*duğunu göstermektedir. Ayrıca bu âyet Resuiullah (sav)'ıri şanının yüce*liğini göstermekte, ona hem hayatında, hem de hayatından sonra hürmet gösterme mecburiyetine İşaret etmektedir.» [41]
Âyetteki Şer'î Hükümler
Birinci Hüküm: Bir Evde Davetsiz Yemek Yeme Caiz Midir?
Fakihler evlere izinsiz girmenin caiz olmadığında ittifak etmişlerdir. Sarih veya işarı bir İzin olmadan birisinin yemeğini yemek de caiz değil*dir. Çünkü Reş.ulullah (sav), «Müslümanın malı ancak gönül hoşnutluğu ile helal olur.» buyurmuştur. İzin, gönül hoşnutluğunu, İzin vermemek de gönül hoşnutluğu olmadığını gösterir.
Bu âyet Resuluitah (sav)'in evlerine izinsiz girmenin haram olduğuna, davet edilmeden düğün yemeği yemenin de haram olduğuna delalet eder. öyleyse izinsiz olarak başkasının evine girmek veya rızası olmadan biri*sinin yemeğini yemek de caiz değildir.
İbni Abbas (ra): «Halktan bazıları Resuiullah (sav)'ın evinde yemek yapılmasını gözetler, yemekten önce girerek yemeğin hazırlanmasını bek*lerlerdi. Yemeği yemeden de çıkmazlardı. Resuiullah (sav) bu halden ezi*yet .duyardı, fşte bu âyet bunun için nazil oldu.» [42]
İbni Kesir de şöyle der: «Allahu taala, müminlerin Resuiullah (sav)'ın evlerine İzinsiz olarak girmelerini yasakladı. Çünkü onlar cahiliyet dev*rinde birbirlerinin evlerine, İslâmın başlangıcında da Resuiullah (sav)'ın evlerine izinsiz oforgk. girerlerdi. Allahu taala bir ikram olarak bu nizamı gönderdi. Buna pöre âyetin manası, «Başkalarının evinde yemeğin pişme*sini beklemeyin. Pişince de içeri girmeyin. Başkasının evine İzinsiz olarak girmek ve onun yemeğini yemek Allah (cc)'ın sevmediği ve zemmettiği bir haldir.» olur.» [43]
İkinci Hüküm: Düğün Yemeği Yenildikten Sonra Oturmak Haram Mı*dır?
«Yemeği yediğiniz zaman doğılın.» âyeti, yemekten sonra ayrılmanın zarurî olduğuna delalet eder. Bu, İslâmın müminlere getirdiği en yüksek terbiye kurallarından biridir. Ancok yemekten sonra beklemek, oturmak haram değildir. Yalnız islâml terbiyeye aykırıdır. Zira bu, ev sahiplerine eziyettir. Fakat bu oturuş az veya ev sahibinin İzni ile olursa islâml ter*biyeye aykırı değildir. Bununla birlikte çıkmak, beklememek daha efdal-dir. Zira Ailahu taala, «Yemeği yediğiniz zaman dağılırı.» buyurmuştur.
Üçüncü Hüküm: »Hicab Emri Yalnız Resulullahın Zevcelerin» Mi, Yok*sa Bütün Kadınlara Mıdır?
Âyeti kerime herne kadar Resulullah (sav)'ın zevceleri hakkında nazil olmuşsa da hükmü bütün mümin kadınları içine atmaktadır. Zira o hüküm-!i ler İçtimaî ahlak kuralları ve İlahî irşad yollarıdır ki, bunlarda bütün halk ^ eşittirler. Yabancı kadın ve erkeklerin birarada bulunmaması, yabancı bir \ kadından birşey isteneceği zaman perde arkasından İstenmesi yalnız Re-[t sulullah (sav)'ın zevcelerine mahsus değil, bütün mümin kadınlara alt umumi bir hükümdür. Resulullah (savj'ın zevceleri müminlerin anneleri ol*duğu halde yabancı erkeklerle birarada bulunmamaları, onlardan blrşey isteneceği zaman perde arkasından istenmesi, diğer rrtümin kadınların da !' yabancı erkeklerle birarada bulunmalarının, onlarla konuşmalarmın caiz olmadığına delalet eder. Çünkü her zaman ve yerde ahlakî fitne kadın-„ larla erkeklerin Islâmî kurallar dışında birarada bulunmalarından, konuş-malarından doğmaktadır.
Kadınların örtünmesi emri de yalnız Resulullah (sav)'ın zevcelerine has bir hüküm değil, bütün mümin kadınlara umumi bir emirdir. Zira Allahu taala bu surenin sonunda, «Ey peygamber zevcelerin», kızlarına v& mu’mirilerin kadınlarına elbiselerini dıştan Örten bir örtü giymelerini söyle. Bu onların tanınıp eza edilmemelerine daha uygundur. Allah çok yariığayıcıdır, çok esirgeyicidir.» (Ahzab: 59) buyurmaktadır. Hangi mümin kadın bu hitabın dışında kalmıştır? Bu örtünme emri yalnız Resulullah (sav)'ın zev*celerine mahsus mudur? Bazı sapıklar nasıl olur da örtünme emrinin yal*nız Resuiullah (sav)'m zevcelerine ait olduğunu iddia edebilirler? İnşaaüah bu husustaki tafsilatı 57. Derste vereceğiz.