TEZKERE DAVOS’UN DİYETİ Mİ?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki panelde gürlerken yanındaki barbara, yine bir Yahudi olan Avi Şalom’dan aktardığı şöyle bir cümle vardı: “İsrail’in barbarlığı zalimliğin de ötesinde bir şey… İsrail Haydut devlet haline gelmiştir.”
Bu haydut nitelemesi, İsrail, Amerika ve Batı emperyalizmi için fevkalade yerin-de… Ancak bu haydut tabirini, Türkiye’de bir avuç azınlık olan siyasî ve askerî kesim içindeki “turuncu zihniyet”liler, Somali’deki vatansever mücahidler için de kullanıyor.
Tayyip’in “değişim”den önceki halinden “değişmiş” haline yatay geçişini aksettiren Gazze için patlayan hisleri, İsrail’in barbar hislerini tatmin için sürüklendiği bir “tezkere” çukuru olabilir mi?
Yoksa ekranbaşı seyircisine yansıyan “öfke”nin sureti ve “damlalar”, timsah göz-yaşları mıydı?
Hissî/reelpolitik sınırlar dahilindeki tepkiden hiçbir “fikir ve irade” çıkmayacağı iyice netleşmeye başladı ki, halkın İsrail ve Amerika’ya olan nefret ve düşmanlık rüzgarını arkasına alıp “lüpçülük” âdetiyle kahraman kesilenler, asıl kahramanlığın “hep”te olduğuna yürekleri yetmediğinden, millet iradesini meydan yerine dikecek cesareti gösteremediler; aksine ürktüler.
HAMAS, İslâm coğrafyasında emperyalizme karşı verilen cephe savaşında “siya-setin başka araçlarla devamı hâlindeki” savaşını Filistin halkının çelikleşmiş irade-siyle ve şerefle verirken, AKP’nin Davos’taki “çıkış”ının inişi, Somali sularında bir çukura doğru mu yoksa?
Gelişmeler çukuru işaret ediyor.
‘Düşmanlığa Karşı Uluslar arası Girişim’ tarafından organize edilen “Gazze Zaferi Konferansı”na katılması beklenen HAMAS lideri Halid Meşal’in Türkiye’ye gelme-sine başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı Ahmed Davudoğlu, “Türkiye’nin içinde bulunduğu özel durumdan ötürü” karşı çıkmış.
Çukurun dibi görünmüyor. Filistinli müslümanı, -dolayısıyla HAMAS’ı- “savunmak” o kadar ağır geldi ki, AKP bu yüzden, Yahudi baskısıyla hiçbir ülkenin kaldıramayacağı bir yükün altına sürülmüş olabilir.
Gürlemeden sonra gelen “sağanak” öyle bir şey ki bu havayı ancak, Terör Örgütü İsrail ve Çok Uluslu Terör Örgütü’nü zor duruma düşüren Somali mücahid korsan-larıyla çatışmak üzere Türk askerini sürmek yatıştırabilir.
Yani kısa ve net olarak Yahudi diyor ki, “Biz sizin İsrail’le ilgili laflarınızı yedik; şimdi bunun faturasını ödeme zamanı!”
2008’de BM’nin Somali için aynı teklifi reddedilirken, bugün ne oldu da, hem de muharip güç olarak Somali’ye asker gönderiliyor? Baran kadrosunun 90’lı yıllarda
çıkardığı TARAF dergisi, 94’te Somali’den şeyini zor kurtaran 28 Şubat’ın ordu-daki aşırı yahudiseveri Çevik Bir’i, “Somali Salağı” olarak nitelendirilmesi hâlâ hafızalarımızda. Çevik Bir’in şahsında Somali’yle “salaklık” arasında bir irtibat kurduğumuzda, bugünkü durumu da aynı ifadelerle açıklamaya kalksak, herhalde kimse bizi suçlayamaz.