Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

---SİZDE EKLEYİN BİR HADİS- ŞERİF--- (3 Kullanıcı)

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
.




''Kul amelde noksanlık yaptığında ALLAH onu ''hem'' le (üzüntü,kuruntu)

müptela eder.''


___________________________Hz.Muhammed (s.av.)_____________
 

FATIMAA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2007
Mesajlar
996
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
mumsema.gif


Allah hiçbir hastalık ve sıkıntı indirmemiştir ki onun ilacını göndermemiş olsun De ki:

1-SABAH NAMAZI:Ölüm sekarati sıkıntılarının ilacıdır.

2-ÖĞLE NAMAZI:Kabrin karanlığının sıkıntısının ilacıdır.

3-İKİNDİ NAMAZI.Sorgu meleklerinin sıkıntısının ilacıdır.

4.AKŞAM NAAMZI:amel defterinin dağıtıldığı andaki sıkıntının ilacıdır.

5-YATSI NAMAZI:sırat Köprüsünün sıkıntısının ilacıdır.


İşte vakit namazlarının sayısının sebep ve hikmetleri budur.Dikkat edilirse insanoğlunu bekleyen altıncı ana sıkıntı da yoktur.Beş sıkıntının ilacı beş vakit namazdır.



_________________________________


Namazın Beş Vakte Tahsisinin Hikmeti
mumsema.gif

(Allah razı olsun elif07 kardeşim. Bende katkıda bulunmak istiyorum)

Namazın Beş Vakte Tahsisinin Hikmeti

Namazla gece-gündüz sırlı bir taksime tâbi tutulur. Hayat, ibâdet eksenli bir zaman anlayışına göre tanzim edilir.. ve bu sayede davranışlarımızın Hakk murâkebesi altında hüsn-ü cereyanı sağlanır (M. F. Gülen 1996, s: 75).

Bu beş vakitten her bir namaz vakti mühim bir inkılap başı olduğu gibi, büyük ve İlâhî bir tasarrufun aynası ve o tasarruf içinde İlâhî, küllî ihsanların aksettirdiği birer zaman olduklarından Allahü Teâlâ'ya o vakitlerde daha ziyâde tesbih, tâzim ve şükür emredilmiştir.

Nasıl ki, haftalık bir saatin saniye, dakika, saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenâb-ı Hakk'ın büyük bir saati olan şu dünyanın saniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deverânı, dakikaları sayan seneler, saatleri sayan insan ömrünün tabakaları, günleri sayan âlemin ömrünün devirleri birbirine bakar, birbirinin misâlidir, birbirinin hükmündedir ve birbirini hatırlatır.

Meselâ: Sabah Namazı'nın zamanı güneş doğuncaya kadar; ilkbahara, hem insanın ana karnına düştüğü âna, hem göklerin ve yerin altı gün yaratılışından birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki İlâhî durumları ihtar eder.

Öğle vakti, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem dünyanın ömründeki insanın ilk yaratılış devrine benzer, işaret eder ve onlardaki rahmet tecellîlerini ve nimet feyizlerini hatırlatır.

İkindi vakti, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.s.) saadet asrına benzer ve onlardaki İlâhî durumları ve nimetleri hatırlatır.

Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok mahlûkâtın kayboluşunu, hem insanın vefâtını, hem dünyanın kıyâmet başlangıcındaki harâbiyetini ihtar ile celâlî tecellilerini anlatarak insanları gaflet uykusundan uyarır, ikaz eder...

Yatsı vakti ise, karanlıklar âlemi, gündüz âleminin bütün eserlerini siyah kefeni ile örtüşünü, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtüşünü, hem vefât etmiş insanın geri kalan eser ve izlerinin de vefât edip nisyan (unutma) perdesi altına girişini, hem bu imtihan diyarı olan dünyanın bütün bütün kapanışını ihtar ile Kahhâr-ı Zülcelâl olan Allah'ın celalli tasarruf ve fiillerini îlan eder. Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem berzah âlemini akla getirerek insan ruhu, Allah'ın şefkat ve rahmetine ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Geceleyin Teheccüd namazı kılmak ise; kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, îkâz eder. Bütün bu inkılâplar içinde nimetlerin hakîkî sahibi Allahü Teâlâ'nın nihayetsiz nimetlerini ihtar ederek ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu îlan eder.

İkinci sabah ise, Haşir ve Kıyâmet sabahını hatırlatır. Evet şu gecenin sabahı ve kışın baharı ne kadar makûl, lâzım ve kat'î ise, Haşrin sabahı da, Berzah'ın baharı da o kat'iyyettedir.

Demek bu beş vaktin her biri, bir mühim inkılap başı olduğu ve büyük inkılapları ihtar ettiği gibi, İlâhî Kudret'in büyük tasarruflarının işaretiyle, hem yıllık, hem asırlık, hem devirlik kudretin mucizelerini ve rahmetin hediyelerini hatırlatır. Demek, asıl yaratılış vazifesi, esas kulluk ve kat'î borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve çok münâsiptir (Safvet Senih, 22-27 [B. S. Nursî'in Sözler, Dokuzuncu Söz'den sadeleştirme]; Ö. N. Bilmen 1992, s: 115).

(alıntı)






IM MÜSLİM KARDEŞİM UMARIM FAYDALI OLABİLMİŞİMDİR.....
 

ashab_kiram

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
650
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
mumsema.gif


Allah hiçbir hastalık ve sıkıntı indirmemiştir ki onun ilacını göndermemiş olsun De ki:

1-SABAH NAMAZI:Ölüm sekarati sıkıntılarının ilacıdır.

2-ÖĞLE NAMAZI:Kabrin karanlığının sıkıntısının ilacıdır.

3-İKİNDİ NAMAZI.Sorgu meleklerinin sıkıntısının ilacıdır.

4.AKŞAM NAAMZI:amel defterinin dağıtıldığı andaki sıkıntının ilacıdır.

5-YATSI NAMAZI:sırat Köprüsünün sıkıntısının ilacıdır.


İşte vakit namazlarının sayısının sebep ve hikmetleri budur.Dikkat edilirse insanoğlunu bekleyen altıncı ana sıkıntı da yoktur.Beş sıkıntının ilacı beş vakit namazdır.



_________________________________


Namazın Beş Vakte Tahsisinin Hikmeti
mumsema.gif

(Allah razı olsun elif07 kardeşim. Bende katkıda bulunmak istiyorum)

Namazın Beş Vakte Tahsisinin Hikmeti

Namazla gece-gündüz sırlı bir taksime tâbi tutulur. Hayat, ibâdet eksenli bir zaman anlayışına göre tanzim edilir.. ve bu sayede davranışlarımızın Hakk murâkebesi altında hüsn-ü cereyanı sağlanır (M. F. Gülen 1996, s: 75).

Bu beş vakitten her bir namaz vakti mühim bir inkılap başı olduğu gibi, büyük ve İlâhî bir tasarrufun aynası ve o tasarruf içinde İlâhî, küllî ihsanların aksettirdiği birer zaman olduklarından Allahü Teâlâ'ya o vakitlerde daha ziyâde tesbih, tâzim ve şükür emredilmiştir.

Nasıl ki, haftalık bir saatin saniye, dakika, saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenâb-ı Hakk'ın büyük bir saati olan şu dünyanın saniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deverânı, dakikaları sayan seneler, saatleri sayan insan ömrünün tabakaları, günleri sayan âlemin ömrünün devirleri birbirine bakar, birbirinin misâlidir, birbirinin hükmündedir ve birbirini hatırlatır.

Meselâ: Sabah Namazı'nın zamanı güneş doğuncaya kadar; ilkbahara, hem insanın ana karnına düştüğü âna, hem göklerin ve yerin altı gün yaratılışından birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki İlâhî durumları ihtar eder.

Öğle vakti, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem dünyanın ömründeki insanın ilk yaratılış devrine benzer, işaret eder ve onlardaki rahmet tecellîlerini ve nimet feyizlerini hatırlatır.

İkindi vakti, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.s.) saadet asrına benzer ve onlardaki İlâhî durumları ve nimetleri hatırlatır.

Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok mahlûkâtın kayboluşunu, hem insanın vefâtını, hem dünyanın kıyâmet başlangıcındaki harâbiyetini ihtar ile celâlî tecellilerini anlatarak insanları gaflet uykusundan uyarır, ikaz eder...

Yatsı vakti ise, karanlıklar âlemi, gündüz âleminin bütün eserlerini siyah kefeni ile örtüşünü, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtüşünü, hem vefât etmiş insanın geri kalan eser ve izlerinin de vefât edip nisyan (unutma) perdesi altına girişini, hem bu imtihan diyarı olan dünyanın bütün bütün kapanışını ihtar ile Kahhâr-ı Zülcelâl olan Allah'ın celalli tasarruf ve fiillerini îlan eder. Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem berzah âlemini akla getirerek insan ruhu, Allah'ın şefkat ve rahmetine ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Geceleyin Teheccüd namazı kılmak ise; kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, îkâz eder. Bütün bu inkılâplar içinde nimetlerin hakîkî sahibi Allahü Teâlâ'nın nihayetsiz nimetlerini ihtar ederek ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu îlan eder.

İkinci sabah ise, Haşir ve Kıyâmet sabahını hatırlatır. Evet şu gecenin sabahı ve kışın baharı ne kadar makûl, lâzım ve kat'î ise, Haşrin sabahı da, Berzah'ın baharı da o kat'iyyettedir.

Demek bu beş vaktin her biri, bir mühim inkılap başı olduğu ve büyük inkılapları ihtar ettiği gibi, İlâhî Kudret'in büyük tasarruflarının işaretiyle, hem yıllık, hem asırlık, hem devirlik kudretin mucizelerini ve rahmetin hediyelerini hatırlatır. Demek, asıl yaratılış vazifesi, esas kulluk ve kat'î borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve çok münâsiptir (Safvet Senih, 22-27 [B. S. Nursî'in Sözler, Dokuzuncu Söz'den sadeleştirme]; Ö. N. Bilmen 1992, s: 115).

(alıntı)
gerçekten çok güzel bi yazı öğretici bi yazı.namaz kılmanın bazı hastalıklara şifa geldiğinide okumuştum.ben fıtığına tam hatırlamadığım için aklıma gelmiyo.
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ne demek faydalı olabilmişimdir...ALLAH razı olsun FATIMA kardeşim hemde çok yardımcı oldunuz...selametle kalın inşaallah ALLAHım sevablarınızı artırsın...
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
.



'' Kul için , ALLAH katında öyle bir makam vardır ki , yaptıkları ile ona erişemez.

Ancak ALLAH , onu bu makama ulaştıracak bir musibetle kendisini belaya

uğratarak eriştirir.''


. Hz.muhammed (Ramuz el-Ehadis)
 

nagihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Peygamberimiz âhirette kendisine salavat getirenleri nasıl tanıyacaktır?[/FONT]

Benim ümmetim, kıyamet gününde, alınlarındaki abdest izlerinin beyazlığı ile tanınır". (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/402)

"Henüz gelmemiş kimseleri tanıyabilecek misin, nasıl tanıyacaksın?"...Allah Rasulü şöyle buyurdu:

"Bir adam düşünün...Öyle bir adam ki alınları parıl parıl atları var, ayaklarının sekileri bembeyaz olan atları var. Siyah ve dor atların içinde kendi atlarını tanır mı tanımaz mı?"

- "Evet tanır" dediler.

"Benim ümmetim de gurran muhaccelin olarak gelecekler. Allah'ın huzuruna gelirken karşıdan bakacağım, alınlarında secdenin emaresi nur gamzeder göreceğim. abdest uzuvları nurla etrafa nur saçıyor göreceğim, at sahibinin atlarını tanıyacağı gibi ümmetimi tanıyacağım.

Ben havzımın başında onların faratıyım! Ben o kardeşlerimden evvel gidiyorum"...

Faratın manası budur: Onlardan önce gidiyorum...

- "Onlardan önce gidiyorum, gideyim onlara yer hazırlayayım, kevserimi hazırlayayım, maşrapalarımı hazırlayayım, bir misafiri misafir eder gibi...onları güzel karşılaya, istikbal ede, hüsn-ü istikbalde bulunayım"(el-Tac no. 1645 (Müslim, Nesei); Kırk Hadis, s. 27.)

BU SON HADİS BENİ ÇOK ETKİLİYOR BİZLER BÖYLE MÜBAREK EFENDİMİZES.A.V LAYIK ÜMMET OLABİLİYORMUYUZ RABBİM ONA LAYIK KUL EFENDİMİZE LAYIK ÜMMET ETSİN İNŞALLAH AMİN
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
***İHTİYARLAR,DİNDARLAR,ÇOCUKLAR VE HAYVANLAR TOPLUMUN KALKANIDIR***


''Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı,belalar sel gibi üzerinize dökülecekti.''

***********Hz.Muhammed (Kenzü'l-Ummal)*****************
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
Bir zat Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme geldi ve sordu:

"-Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"

Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem,

"-Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu.
(Tirmizî, Savm: 40)

---
"Âşura gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."
(Tirmizî, Savm: 47)

---
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur"
(İbni Mâce, Sıyam: 43)

---
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Kim Ramazan bayramından sonra altı gün oruç tutarsa seneyi oruçla tamamlamış olur.''

(Hadis-i Şerif, Sünen-i İbni Mace)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün! Anne ve babasından birine veya her ikisine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete girmeyen kimsenin.''

(Hadis-i Şerif, Sahih-i Müslim)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Bir kimse ana ve babasının namına haccettiği zaman Cenab-ı Hakk bu haccı hem kendisinden hen de onlardan kabul eder ve ana ve babasının semadaki ruhları bununla sevinir.''

(Hadis-i Şerif, Sünen-i Darekutni)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Kim ödemek niyeti ile insanların malını (alır)sa Allahü Teala ona ödetir. Ve kim itlaf (vermemek) niyeti ile alırsa Allahü Teala onu helak eder.''

(Hadis-i Şerif, Sahih-i Buhari)


''İnsanlara merhamet etmeyene, Allahü Tealada rahmet etmez.''

(Hadis-i Şerif, Sahih-i Buhari)

''Allah'a şirk koşmak, adam öldürmek, ana babaya asi olmak ve yalancı şahitlik yapmak en büyük günahlardandır.''

(Hadis-i Şerif, Camiu's-Sağir)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Kadın üzerinde en fazla hakkı olan insan kocasıdır. İnsan üzerinde en fazla hakkı olan ise annesidir.''
(Hadis-i Şerif, Bezzar, el-Müsned)


''Biriniz mal ve yaratılışta kendinden daha üstün birini gördüğü zaman, kendisine göre daha aşağı durumda olana baksın.''
(Hadis-i Şerif, Buhari ve Müslim)


''Dinin afeti üçtür: Facir (açıktan günah işleyen din alimi), zalim idareci ve cahil müctehid.''
(Hadis-i Şerif, Deylemi, el-Firdevs)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Mü'minin mü'mine karşı durumu, bir kısmı diğer bir kısmını tutan binalar gibidir.'' Resulullah (s.a.v.) bunu izah için iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi.

(Hadis-i Şerif, Müttefekün aleyh)
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
''Biriniz kendisi için sevdiği şeyi, din kardeşi için de sevmedikçe, kamil mü'min olamaz.''

(Hadis-i Şerif, Müttefekün aleyh)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt