Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sıkıntı ve Depresyon aslında nedir? (1 Kullanıcı)

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
Konu: SIKINTI VE DEPRESYON "İLAHİ KODDA" SONSUZ AŞKA DAVETTİR

SIKINTI VE DEPRESYON "İLAHİ KODDA" SONSUZ AŞKA DAVETTİR
Bugün bir karar vermeliyim artık şu sıkıntıya, bunalıma ne yapacağıma dair... Yaşamım alt üst oluyor yıllardır. Ansızın beni yakalıyor bu sıkıntılar. Biri bize yine bir büyü mü yaptı acaba? Kim bana niçin büyü yapsın ki? Zaten daha önceden yapılmıştı epeyi... Ne bileyim zamanımız kötü... Herkesin elinde gizli ilimler kitabı... Yine doktora mı gitmeliyim? Yoksa medyumlara mı? Bir çok doktora gittim... Bir şey olmadı... İlaçların kimi yaradı, kimi uyuşturdu, sentetik bir yaşamım var artık... Dışarıdan bakıldığında ne de sağlıklı ve huzur(!) doluyum. O tonlarca ağırlık, boğulur gibi olmalar, gece uykusuzlukları, a-ritmi çarpan kalp; ya o saçma sapan rüyalar... Canımın hiçbir şey yapmama isteği... Kapanıp bir yere ağlamalar... Toplumdan uzaklaşıp sessiz bir kara dünyada içine kapanıp kalmalar... Korku, boğulur gibi olup nefes alamamalar... En iyisi doktora gitmek yine... Evet, evet öyle yapmalıyım... Terapi desteği almalıyım. Başka türlü bu olmayacak. İyi de aylardan beri alıyorum bu desteği, neye yaradı ki? Birazcık fayda gördüm ama hepsi o kadar... Keşke elim ayağım kırılsaydı da bu sıkıntıları çekmeseydim... Ne kadar korkunç bir şey. En olur olmaz yerde ansızın sarıp sarmalıyor beni... Giderek ölüm korkusu sarıyor her yanımı ve korkunç bir kabusa dönüşüyor yaşamım... Bu halle üniversite mi okunur, hayat mı yaşanır... En iyisi medyuma gitmek... O da olmasa başka bir doktora... Bu ilaçlar yaramadı galiba bana... Evet, bu doktorun verdiği ilaç da yaramadı bana... Yarasaydı böyle olur muydum? Yarın ilk işim arkadaşımın önerdiği medyuma gitmek olmalı... Onun emrinde mümin cinniler varmış. Adama istihbarat sağlıyorlarmış ve her şeyi biliyormuş. Çok da dindarmış, illa da bir şey getirin, verin demezmiş; ama içinden ne gelirse onu vermeliymişsin. Olsun canım, bir şeyler veririz. Sözgelimi beş lira... Olur olur, sanki taş atıp kolum mu yoruluyor? Ya parayı beğenmez, bana gönülden bakmazsa... En iyisi on lira vermek ya da yirmi... Evet, evet yirmi lira... Bu çok iyi olur...

“Evet sıradaki bay gelsin!” Vav, amma da medyummuş ha... Çok etkili bakıyor... Sanki ötelerle irtibatlı... Yüzü ne kadar nursuz... “Hoş geldiniz sayın bayım. Buyurun şöyle oturun. Anlatın bakalım derdinizi.” "Sayın medyum bey. Bakınız ben üç yıldan bu yana sıkılıp bunalıyorum. Ortada hiçbir ciddi neden yok. Uykum düzensiz. Boğuluyorum sanki birileri tarafından. Doktora gittim. Terapi desteği aldım. İlacı alınca iyiyim, ya da en azından öyle olduğumu düşünüyorum. Bırakınca yine aynı... İlaç bağımlısı oldum... İlacım yanımda olmazsa krize gireceğim diye ödüm kopuyor... Bu nedenle yanımda yedek ilaç taşıyorum.” “Hım, şu tastaki suya bir bak bakalım. Suda herhangi bir şey görüyor musunuz?” “Hayır.” “Şimdi şu........ duasını okuyup da suya bakınız.” “Yine bir şey göremiyorum.” Biraz bekleyin şimdi bir daire kurup çevirme yapacağım. Evet bayım. Siz cinler tarafından boğuluyorsunuz. Aile tarafınızdan bir kız size aşık olmuş. Kara büyü yapmış.” “Peki ne yapmalıyım?” “Şu muskaları alınız. Birini boynunuza asınız. Birini yastığınızın altına koyunuz. Birini de suya atıp bir gün beklettikten sonra bir kısmını içip, bir kısmıyla banyo yapıp, geri kalanını da seher vakti işlek bir dört yol ortasına serpip ardınıza bakmadan geliniz. Muskayı sakın üzerinizden çıkarmayınız. İki ay sonra da kontrole geliniz... Şu an çevirme yaptım. Üzerinde olanlardan önemli bir kısmını öldürttük.” “Teşekkürler bay medyum.”

İki ay sonra: “Allah kahretsin, iyice beter oldum! Her tarafım muska doldu. İstiklal Harbi gazilerinin madalyası gibi her tarafımdan salınıyorlar mübarekler... Birazcık aklım vardı o da gitti gidecek. Bir de ilaç şişesi... On medyuma gittim belki, onu da birbirine uymayan şeyler söylediler. Yok dört yol ağzında cin saldırısı, yok banyoya zamansız girme, yok komşu kızın aşk büyüsü, yok domuz yağına sürülü kara papaz büyüsü... Şu hale bakın evin her yanı muska... Canına yandığımının muskaları... Ya.. şu hale bakın şu hale! O, türlü türlü kutu kutu uyuşturucu ilaçlara ne demeli?... Renk renk ilaçlar... Beyin kimyasını düzenliyorlarmış, hani? Bizimki kimya değil mübarek geometri sanki... Bir yeri yapıp on yeri yıkan ilaçlar... Onca yıldır paraları ödediğim bay terapistlerim... Yedi Kocalı Hürmüz gibi terapist değiştirip durmuşuz. Hastalığım yüzde yüz geçti mi? Hayır... Bu ne geçmez hastalıkmış mübarek. Kolumuz, ayağımız kırılsa beş ay içinde tamamdı... Allah kimsenin ruhunu hasta etmesin. Sorayım kendime. Neyim var? Maddi mi? Değil. Sevgi boyutlu duygusal bir yıkım mı? Hayır, hayır da bu sıkıntı felaketi, ağırlık gerçekliği ne peki? Allah’a şükür memlekette gitmediğimiz doktor, cindar, hoca, medyum kalmadı... Yok be... Bu hayat böyle çekilmez...Dinen insan cehennemlik olmasaydı şu hayata bir son verirdik... Ama intihar eden insan dinsiz olurmuş... En iyisi bir de veli, evliya arayayım belki onlar şu derdime bir çare bulurlar... İyi de bunlar neredelerdir kim bilir? Ha deyince bulunmuyorlar ki...

En iyisi istihare yapıp Allah’tan mürşit bulmak için yardım istemek. Evet bu yedinci gün ve istiharede hala bir şey göremedik. Ne nasipsiz adammışız be...

En iyisi tasavvufi eserleri bir güzel okuyayım. Belki aradığımız şey oralardadır... Bela, çile, kabz, bast, vera, murakabe, virtler, ihlas tecelli, evet bunların hiçbiri de bize göre değil... Derdimizin dermanı buralarda değil... Bu da ne? Çok farklı bir kitap... Sessiz sedasız saklanmış buraya... Aman Allah’ım başlığı da tam bana göre... “Sıkıntı ve depresyon İlahi Kodda Sonsuz Aşka Davettir...” Şu başlığa bakın hele bir... Aman Allah’ım ne çılgınca bir başlık... Daha şimdiden içim bir hoş oldu... Hemen şunu satın alayım bakalım. İşte oldu... Bunu bir çırpıda okuyup bitirmeliyim. Ya bu kitapta da derdime çare yoksa? Hayır, hayır bu kitap bayağı çılgınca, yazarı da tasavvufi bir kişi... Bakın biyografisine hem de akademik biri... Aman Allah’ım neydi o kitabın adı? Dur şu paketi birazcık yırtıp bir bakayım... İşte şurada olmalı başlık: “Sıkıntı ve depresyon İlahi Kodda Sonsuz Aşka Davettir.” Yaşasın şu başlık bile beni şimdiden etkiledi. Ne kadar albenili bir başlık değil mi? Mevcut sorunu güzellik olarak görüyor ve kanıksatıyor bunu insana... Hiç ürpertmeden, samimice bizi sonsuz aşka davet diyor... Evet, sonsuz aşka... Harika... Bu kitap; çok sevdiğiniz birinden size gelen armağan paketini hemen açmayıp, o heyecanı yaşayarak daha sonra o paketi açma isteğinize ne kadar çok benziyor.

İşte eve geldik. Şöylece koltuğa oturup kitabın girişinden başlayalım: “Siz on yedi-yirmi yedi yaşları arasında bir delikanlısınız veya hanımefendi bir bayan. Bir üniversitelisiniz ya da özel sektörde çalışan biri. Ya dindarsınız, bir cemaatte koşturuyorsunuz ya da sevgi avına çıkan bir çılgın aşık... Ya da müzik kursları alan, diskoteğe dansa giden bir sosyete... Bunlar hiç de önemli değil... Önemli olan şey, sizi nedensiz yere bunalım ve depresyonun sarıp sarmalıyor olması tabi. Sizi birden bire tanımı olanaksız bir sıkıntı sarıyor. Hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklenmedik bir yerde... Yolda, üniversitede, evde, arkadaşlarınızın içinde... Kalbiniz a-ritmi atıyor. Korku sarıyor her yanınızı. Öldü ölecek gibi oluyorsunuz. İnsanlar, toplum her şey gözünüze kötü görünmeye başlıyor. Bunalım, depresyon krizleri geçiriyorsunuz. Üstünüze bir ağırlık çöküyor ansızın. Güçten kuvvetten kesiliyorsunuz. Bir yerde düşüp kalacağınızı düşünüyorsunuz. Bulunduğunuz çevre sizin bu içsel duyumsayışlarınızın farkında değil. Onlar, yaşamı, mutlu algılarına göre özgülemişler. Evet, onlarınki öyle bir özgüleme ki bu yaşam imbiğinden hep mutlulukların öz suları damıtılıvermiş. Mutlu mu mutlular... Ya siz? O bunalım, depresyon denen olgunun cenderesinden geçerken adeta ölüm kalım mücadelesi veriyorsunuz
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
Konu: SIKINTI VE DEPRESYON "İLAHİ KODDA" SONSUZ AŞKA DAVETTİR -2-


Ya, bu adama helal olsun. Sanki beni tanımlıyor. Bütün bunların hepsi de bende mevcut... O kadar heyecanlıyım ki, bunu size anlatamam... Devam edelim bakalım şu kitaba: “Durumu yakınlarınıza açıyorsunuz... Doktor doktor gezmeye, terapiler almaya başlıyorsunuz... Yıllar yılı ilaç tedavileri görüyorsunuz. Hiçbir zaman yüzde yüz iyileşemiyorsunuz... Bir zaman geliyor ki o ilaçlardan nefret etmeye başlıyorsunuz. Can simidi gibi yanınızdan ayıramadığınız o ilaçlar... Ve depresyon, sizi ezip geçmeye, yoklamaya devam ediyor günaşırı... Kendinizi meşgul edecek hobilere yöneliyorsunuz, olmuyor... Ne yapılsa nafile... Sonra arkadaşlarınızın, ailenizin katkısıyla cindar, medyum denen insanlara koşmaya başlıyorsunuz... Tanı: “Büyü.” Sonra da muskalar, üflemeler, çeşitli dualar.... Hiçbiri de çare olmuyor. Sanki bir ses inadına inadına “Nereye gitsen çare yok!” diye haykırıyor. Öyle bir an geliyor ki sizin için her şey anlamını yitirmeye başlıyor.”

Bu yazara helal olsun be... Her şeyi tanımladı... Ama bakalım sonuç nereye varacak? Önemli olan sorunları saymak değil, derde mantıklı bir yanıt bulmak tabii... “Az sonra söyleyeceğim şeyleri lütfen can kulağınızla dinleyin. Bütün bunları sizin kalbinize aşık olmuş birisi yapıyor.” Eyvah bütün hayallerim yıkıldı! Bunca sorunu kusursuzca sıraladıktan sonra yazar böyle bir şey dememeliydi, evet kesinlikle dememeliydi... Çıldırmış bu yazar... “Şaşırdığınızı biliyorum. Bundan daha büyük şaşkınlıklar yaşayacaksınız. Aklınıza sahip olun lütfen. Evet, sizin ruhunuza aşık olmuş biri bunu yapıyor. Acaba kim dersiniz?” Bu yazar da komşunuzun kızı, akrabalarınızdan biri muhabbetine başlamaz, papaz büyülerinden söz etmez cindarlar, medyumlar gibi inşallah... “Evet lütfen aklınıza sahip olun. Sakın sakın aklınızdan olmayın... Alıştırarak söyleyeyim bu Özellikle Türkiye dışından biri... Bazen de Türkiye’den biri... Çok kırsal kesimde bulunan, köy denen beldelerde genellikle yaşayan biri. Bu depresyonu onlar yapıyorlar... Hep sizin kalbinize aşık oldukları için.” Hey gidi anneciğim! Gel de bak hele! Oğluna yurtdışından, hatta köylülerden talipliler varmış. Kalbine aşık olmuşlarmış. Bu depresyonu onlar yapıyorlarmış! Ne kadar komik... Bu medyumlardan, cindarlardan daha da komikmiş. Hım, üşütük bir yazar olmalı... Vardır böyleleri canım. Doğru düzgün bir şeyler söylerler. Ardından da kendilerinden hiç umulmadık deli saçmaları sıralarlar... Batıda da var böyleleri Doğuda da... Bu zavallı da işte bu türden galiba... “Evet bunlar zahiri hayatta olmayan, ölmeden önce ölüp sonsuz yaşam algısında hep diri olan, Allah aşkının kapısında sıra dağlar gibi bunlar. Onların ruhani güçlerinin önünde hiçbir güç duramaz. Seni çağırıyorlar evet seni... Sen, seven çılgın kız, üniversitene giderken seni mahveden bunlar... Sen, bir cemaaduran, ruhlarıyla sınır tanımadan alemleri dolaşan sonsuz aşkın ruh avcıları... Adları sanları unutulan, herhangi bir köyün yamaçlarında yüz iki yüz yıl önce ölen, ya da türbesi olan adlarına gavs, kutbul aktap denenler... Ellerindeki ilahi kamçıyla seni kıskıvrak yakalayan, adeta tortop edip seni depresyon cenderesinde bitiren tta hizmet ettiğini söyleyen delikanlı orada seni bitiren bunlar...

Size hiç ummadığınız çok uzak bir yerden bir gavsın, kutubun ruhani kalbi aşık... Ruhuyla sizi kendine doğru çekiyor... Sizi istiyor, evet yanlış duymadınız sizi istiyorlar.” Aman Allah’ım akıl falan kalmadı bende! Ama buna benzer bilgilere rastlamıştım bir tasavvufi kitapta... Orada da gavs birini severse onu onulmaz sıkıntıya, bunalıma atar. Elindeki ilahi kamçıyla bunu yapar. Onu ilahi kamçının cenderesine alıp sıkıştırarak mahveder. Ya o mürit ona gelir, ya da hayatı mahvolur. Gelmezse de en sonunda cenazesi gelir.” deniliyordu o eserde.. Olağanüstü şeyler... Evet, o eserde böyle diyordu, tıpkı böyle... Şimdi hadiseyi anlamaya başladım galiba... Demek ki bu yazarımız da çılgınca bu sırrı aktarıyor bize. İyice meraklandım ve mutlu sona yaklaştım. Gerçekler tamamen ortaya çıkacak herhalde...

Neden siz? Evet siz... Çünkü sizde merhamet geni vardı... Bir de bir şeyi çok sevip sık sık aşık olma halleri... Ta çocukluğunuza inin evet çocukluğunuza... Sevdiğinize nasıl bütün kalbinizle delice bağlanıp uykusuz kaldığınızı düşünün... Sonunda bu sevdiklerinizin hepsi de elinizden gidiyordu... İyiliksever biriydiniz, düşkünlere acıyor, merhamet ediyordunuz... Yalanı, dedikoduyu sevemiyordunuz...” Evet, hepsi de doğru... Hep böyle oluyordu... İyi de bu kim? Hangi Şeyh, hangi kutup ve nerede buluruz onu? “Rüyalarda sana işaretler geliyordu, sen anlamıyordun... Yüksek yüksek binalar görüyordun... Denizler, göller ulu ulu ağaçlar görüyordun... Büyük devlet adamları, üniversite hocaları görüyordun... Ordu komutanları, uçaklar görüyordun... Bu sembolle gelenlerin hepsi seni isteyen, senin ruhuna aşık olan Şeyh'den başkası değildi...” Vay be... Bunlar hep oluyordu... Keşke rüya yorumunu bilen biriyle karşılaşmış olsaydık. Bunca sıkıntıyı çekmezdik... Bu evliyanın, Şeyh'in adı ne? Tespihini nasıl alacağız? “Seni cendereye alan evliya bir gün tamamen rastlantı dediğin asla inanamayacağın bir olayla seni yoluna bağlı biriyle karşılaştıracaktır. Bu mutlaka olacaktır. Onu gördüğünde sıkıntıların azalacaktır, ilahi kod diliyle adeta sana şöyle diyorlar: “Aradığın kişi biziz. Bu tanıdığın kişi de seni bize bağlayacak bir vesilemiz... Bunu sıkıntılarının onun yanında kalkmasından anlayabilirsin ancak...” Ne kadar enteresan... Ne kadar esrarlı bir dil...

“Onların sana olan aşkı, Allah’ın emriyle... Aslında bunalım, depresyon ruhun, hakikata doğum sancılarından başka bir şey değildir... Allah’ın seni sevgisine, aşkına davet etmesinden başka bir şey değildir... Bekle, sabırla bekle... Seni Allah, o evliyasıyla birgün birilerinin vesileliğiyle kendi yoluna bağlayacaktır. Bunu unutma... Onun yanında kalbin sıkıntılarından arınacaktır, bu işareti sakın unutma... Bir daha söylüyorum bu bir işarettir kalbin yanında sıkıntılarından arınır. Sakın ondan ayrılma... Şeytanı dinleme yanına koş... Ellerine kapan ... Evet, bunalım ve depresyon ilahi kodda sonsuz aşka davettir... Eğer sen de bunalımlı, depresyonlu biriysen seni tebrik ediyorum. Bu size ilahi bir aşk davetiyesidir. Allah sizi kendine seçmiştir. Bu davetiyenizi birgün mutlaka birilerinin elinden “Tamamen rastlantısaldı.” diyeceğiniz bir şekilde aldığınızı göreceksiniz. Bekleyiniz, o günü sabırla bekleyiniz. O hastalık sizi öldürmeye gelen bir cani değil; aksine sizi Allah’ın aşkına çekip götüren bir kılavuzdur. Sonsuz aşk yoluna girince de o halin birden bire kalkacağını ummayınız. Allah sizi celal-şiddet- tecellisi altında yetiştirirken o hal sizi ara sıra yoklayacaktır. Bu sıkıntılar, Allah’ın size aşkla yaklaşmasıdır. Bu halden razı olun sessizce bekleyin. Bunun anlamını düşünüp razı olun. Her şey bir gün güzel olacaktır. Bizi dualarınızdan unutmayınız. Bekle geliyorum ey yüce gavs, hem de koşa koşa! Ey yüce Allah’ım! Sıkıntıyı seviyorum, depresyonu seviyorum çünkü onlar beni senin sonsuz aşkına taşıyan en sevgililermiş meğerse... Onlar beni sana getiriyormuş. Allah’ım, öyleyse yaşasın sıkıntı, yaşasın bunalım, yaşasın depresyon!


YILDIRIM AKMEHMED (alıntıdır)






 

akinkaradag

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2008
Mesajlar
308
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
ellerinize sağlık güzel bir paylaşım olmuş.inşallah bizler de Allah ın sevgili kullarından olur,dosdoğru bir mürşidin elinden Allah a yaklaşırız
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
ellerinize sağlık güzel bir paylaşım olmuş.inşallah bizler de Allah ın sevgili kullarından olur,dosdoğru bir mürşidin elinden Allah a yaklaşırız


inşaALLAH kardeşim
Her işte bizim bilmediğimiz bir hayır vardır
Neylerse MEVLAM güzel eyler
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
Selamün Aleyküm herkese hayırlı gunler
 

zeren19

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Selamun aleyküm...ben hayatimda hiç bu kadar etkileyici bi yazi görmedim.allah razi olsunn.ayni seyleri yasadimm ve suanda 2 gün önce bir mürşide mürid oldum,çok mutluyum,anlatilanlardan çok etkilendimm,bend ayni şekilde depresyondaydim ve yolumu buldum allahin izniyle.rabbim yardimcimiz olsunn,doğru yoldan ayirmasin inşallah,dualarinizi eksik etmeyin kardeşlerim:)
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
Selamun aleyküm...ben hayatimda hiç bu kadar etkileyici bi yazi görmedim.allah razi olsunn.ayni seyleri yasadimm ve suanda 2 gün önce bir mürşide mürid oldum,çok mutluyum,anlatilanlardan çok etkilendimm,bend ayni şekilde depresyondaydim ve yolumu buldum allahin izniyle.rabbim yardimcimiz olsunn,doğru yoldan ayirmasin inşallah,dualarinizi eksik etmeyin kardeşlerim:)


Aleyküm Selam Kardeşim gençliğimiz de aynı olayları bizler de yaşadık ,ne yazık ki bir çoğu çareyi kötü şeyler de aramaya çalışıyor.Yüce ALLAHIM C.c. cümlemize doğru yolu göstersin ve ayırmasın ,ALLAHA C.c. emanet olunuz
 

emelfurkan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
29
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
güzel yazı bende depresyodaydım ama sonunda huzura erdım.ilk basta ınsan ısyana kadar gıdıyor ama güclü bır ırade ıle hersey aşılıyor
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
evet bazen iş hayatındaki stresler de insanı depresyona sokabiliyor ,sakin kafayla düşünüp ,irademize hakim olabilmek en büyük mutluluk
işte bazen dünyanın bütün yükü sanki bizim omuzlarımızdaymış gibi belimizi büküyor ,bir yazar şöyle diyor : ...üzüntü geçirmeyen kompartımanlarda yaşayınız...kalın selametle
 

Kssm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eki 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selamun aleyküm

Eminiş hanım sizin nickiniz nedir orada :)
bu yazı bana ait değil bende bir arkadaşımın mail adresinden kopyalamıştım..

tekrardan bu yazıyı kaybettim birisi sormuştu bende googleye yazdım burası çıktı.

neyse Allaha emanet olunuz..

Acaba Siz benim arkadaş listemdemisiniz ablam?
 

Kssm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eki 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
pardon :) abi demem lazımdı :) araştırdım sizide biraz :D

hakkınızı helal ediniz
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72
Aleyküm Selam kardeşim bende başka bir sitede okudum bu yazıyı çok hoşuma gitti faydalı olur ümidiyle buraya aktardım ,onlarda bir gazeteden almışlar.Yazanlardan ,okuyanlardan Yüce Mevlam razı olsun.Eğer bir hakkımız olduysa da benden yana da helal olsun.Selam ve dua ile Yüce Yaradana emanet olunuz.Hayırlı günler,hayırlı cumalar.
 

neslihantozan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Şub 2008
Mesajlar
3,695
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
Web Sitesi
pastalar2008.blogcu.com
selamun aleyküm bir nefeste ve ilgiyle okudum çok ilginç bir yazıydı,sıkıntıların bizi rabbimize yaklaştırdığını biliyordum ama hiç böylesini düşünmemiştim,gerçekten etkileyici bi paylaşımdı sebeb olduğunuz için ALLAH razı olsun
selametle
ALLAHA emanet olunuz
 

beyza3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ara 2007
Mesajlar
50
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Çok hoşuma gitti
Allah razı olsun
Yazının sonundaki isim bu yazının yazarımı acaba?
 

Monolog

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2008
Mesajlar
37
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. "
Rad 28

"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. "
Rum 21

"Allah sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler. "
Araf 189

"27. (Allah şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"
28. "Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!"
29. "(İyi) kullarımın arasına gir."
30. "Cennetime gir." "
Fecr

Bunlar giriş ayetleri konuya giriş için
daha sonra detaylı biçimde bu konuyu ele alacağım şimdi zamanım sınırlı araştırma için yeterli değil...
 

beyaz_gull

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2008
Mesajlar
59
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selam

Çok güzel bi yazı. Gerçekten sıkıntılı zamanlar da insan daha çok Allah a yaklaşıyor ve Allah a sığınıyor. Gerçek mutluluğu ve huzuru Allah a ibadetle ve duayla buluyor. Ben de Kuran okumasını sıkıntılı günlerim de öğrendim. Ve sürekli okumaya çalışıyorum okuyunca da mutlu oluyorum.

Paylaşımın için teşekkürler
.
 

ferhat-06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Kısmetten öte köy varmı?

Kısmetten öte köy varmı?

Bu yazıyı yazan kardeşimi bulabilme ihtimalim var mı ? ona sıkıca sarılıp ağlamak istiyorum. Belki de benim vesilemde odur. Başıboş gemi gibi dolaşıp durdum. ilaçlara sarıldım. ama her seferinde bunun neden olduğunu kestiremedim. sonra bu sıkıntılar depresyonlar günlerce az susuz kalmalar. hatta yataklara düşmelerin sırrını çözmeye başladım.belki de butun bunlar bana Rabbimin, Yaradanımın bir lütfuydu. ve bana yönümü kaybetmiş bir kul olarak gideceğim yönün çok açık ortada olduğunu anlatıyordu. ama bunları şimdi yeni farkettim. ve bu yazıyla da bunu pekiştirdim. sevdiklerimi, biricik anamı, canım babamı, kardeşimi üzdüğüm için yaşadığım vicdan azabını Rabbim beni affeylesin.


birde Emin abi bana ulaşabilirmisin rica etsem. sana mesaj yazmak istedim ama sistem izin vermedi.

Cümleten Allah'a emanet olun kardeşlerim.
 

HilserSeN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2008
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Arkadaşlar Gerçekten sıkıntılar dertler insanı Allaha yaklaştırıyoR ...
Eline emegine saglık kardeş...
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
emin kardeşim teşekkür ederim bende çok sıkıntı içindeyim RABBİM banada nasip eder inşaallah rabbime emanet olun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt