GELSEYDİN
Sevgili ümmü mektum gibi seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi sanki açınca gözlerimizi seni görecekmişiz gibi sana sesleniyoruz
Senin huzurunda ses yükselmez edeple konuşulur edeple susulur
Hele bizki bu kapının dilencileri
El açıp beklemekten başka bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medinene uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka bize bişe düşmezdi
Bekliyoruz SULTANIM rüyada olsan bile belki teşrif edersin diye
Hemde hiç kimseyi beklemediğimiz kadar seni bekliyoruz
Gelseydin bizim için cennet olurdu gelişin
Gelseydin sadetli asrından gönderdiğin selamını
Kardeşlerim diyişini birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün
Gelseydin dolaşsaydın sofralarımızı bir tabak fazla görecektin
Bir bardak bir kaşık fazla
Ve sofrada bir yer boş baş köşe
Olaki sen lutfeder gelirsin diye
Gelseydin dolaşsaydın gecelerimizi
O kutlu doğum gecelerini
Anneler görecektin
Sen yeni doğmuşsun gibi
Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi
Mışıl mışıl uyuyasın diye seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin
Sevgili
Gelseydin medinei münevvereden
Dünyaya yayılan ashabın gibi
Eyup sultan gibi
Kab bin malik gibi
Bir fecir vakti henüz yirmisinde yirmi beşinde
Bırakarak yurtlarını ocaklarını
Hedeflerine ilahi rızayı koyan
Arkalarına bakmayı ar sayan
Yiğitler görecektin
Onlar senin yiğidin
Elleri o öpülesi elleri kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken senin köyünün hayaliyle ısındılar
Gelseydin gecenin zifiri karanlığında
Uykunun en tatlı aralığında Rabia-tül adeviyye gibi
Rabbiyle baş başa gençler görecektin
Gözyaşı dökerken günahlarına
Veysel karaniden istediğin gibi
İnsanlığa dua eden gençler görecektin
Gelseydin
Asrı sadet gibi olmasada
Koklanmaya değer güllerimiz vardı
Yine senin ikliminde yetişen
Ama sen gelseydin dikenler bile gül kokardı EFENDİM
Seninle gözgöze gelmeden
Gizli gizli seni seyretmek
Hz. Vahşi gibi
Hani sen hanei sadetten mescidi nebeviye giderken
Aişe annemiz arkandan hayran hayran bakardı
Seni mescidin önünde bekleyen ashabınınsa bakışları yerdeydi
Edepten gözgöze gelmezlerdi
Sende tebessümle nazar ederdin
Mütebessim çehreni bir Ebubekir görürdü birde Ömer
Şimdi okununca ezanı Muhammedi
Pencerelerde kapı önlerinde seni bekleyen nemli gözler var
Gelseydin
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize
Sevgili
Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti
Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
Bize düşen el açıp kapında beklemekti
Sevgili
Bekliyoruz…..
dursunali erzincanlı
Sevgili ümmü mektum gibi seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi sanki açınca gözlerimizi seni görecekmişiz gibi sana sesleniyoruz
Senin huzurunda ses yükselmez edeple konuşulur edeple susulur
Hele bizki bu kapının dilencileri
El açıp beklemekten başka bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medinene uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka bize bişe düşmezdi
Bekliyoruz SULTANIM rüyada olsan bile belki teşrif edersin diye
Hemde hiç kimseyi beklemediğimiz kadar seni bekliyoruz
Gelseydin bizim için cennet olurdu gelişin
Gelseydin sadetli asrından gönderdiğin selamını
Kardeşlerim diyişini birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün
Gelseydin dolaşsaydın sofralarımızı bir tabak fazla görecektin
Bir bardak bir kaşık fazla
Ve sofrada bir yer boş baş köşe
Olaki sen lutfeder gelirsin diye
Gelseydin dolaşsaydın gecelerimizi
O kutlu doğum gecelerini
Anneler görecektin
Sen yeni doğmuşsun gibi
Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi
Mışıl mışıl uyuyasın diye seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin
Sevgili
Gelseydin medinei münevvereden
Dünyaya yayılan ashabın gibi
Eyup sultan gibi
Kab bin malik gibi
Bir fecir vakti henüz yirmisinde yirmi beşinde
Bırakarak yurtlarını ocaklarını
Hedeflerine ilahi rızayı koyan
Arkalarına bakmayı ar sayan
Yiğitler görecektin
Onlar senin yiğidin
Elleri o öpülesi elleri kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken senin köyünün hayaliyle ısındılar
Gelseydin gecenin zifiri karanlığında
Uykunun en tatlı aralığında Rabia-tül adeviyye gibi
Rabbiyle baş başa gençler görecektin
Gözyaşı dökerken günahlarına
Veysel karaniden istediğin gibi
İnsanlığa dua eden gençler görecektin
Gelseydin
Asrı sadet gibi olmasada
Koklanmaya değer güllerimiz vardı
Yine senin ikliminde yetişen
Ama sen gelseydin dikenler bile gül kokardı EFENDİM
Seninle gözgöze gelmeden
Gizli gizli seni seyretmek
Hz. Vahşi gibi
Hani sen hanei sadetten mescidi nebeviye giderken
Aişe annemiz arkandan hayran hayran bakardı
Seni mescidin önünde bekleyen ashabınınsa bakışları yerdeydi
Edepten gözgöze gelmezlerdi
Sende tebessümle nazar ederdin
Mütebessim çehreni bir Ebubekir görürdü birde Ömer
Şimdi okununca ezanı Muhammedi
Pencerelerde kapı önlerinde seni bekleyen nemli gözler var
Gelseydin
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize
Sevgili
Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti
Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
Bize düşen el açıp kapında beklemekti
Sevgili
Bekliyoruz…..
dursunali erzincanlı