Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla?
Selam sana sultanım, selam sana ey nebi! Besmele ile başladım mektubuma. Çünkü, sen öğrettin bize, her işimize besmele ile başlamamamızı. Sen öğrettin ey nebi sen öğrettin insan gibi insan olmamızı.
Şimdi senin yolundan geliyorum sultanım, sana layık olamasamda senin yolundan gelmeye devam edeceğim ve senin gbi, senin yaptığın gibi, bir kişi bile olsa islamı anlatacağım. Allah'ı anlatacağım ve seni anlatacağım sultanım seni anlatacağım onlara. Senin, o gül yüzünü, sünnetlerini anlatacağım.
Ama şimdi sen yoksun, sen yoksun sultanım. Sensiziz, sanki kimsesiziz. Sen olsaydın sultanım hiç silinrimydi dilimizden tevhidler, hiç eksik olurmuydu kulağımızdan ezan sesleri, kuran sesleri. Ey nebi şimdi sen yoksun, ben kime anlatacağım derdimi. Sen olsaydın ey nebi, sen olsaydın hiç yüreklerimiz kanarmıydı, kan ağlarmıydı ümmetinin coğrafyası.
Gittin, bir gidişle gittin ki bizi koyuverdin yalnız. Sen gidince başladı ağrılarımız, adını bile anmaz oldu bazılarımız. Allah'ın bile kıyamadığı ey sevgili, biz seni , senin o güzel adını bile koruyamadyk. Senin adyna, o güzel suretine yapylan, o çirkin, o hazmedilemez hakaretlere neden hiçbirşey diyemedik? Affet bizi , affet ey nebi. Sana layyk olamadyğymyz için bazylarymyzyn senin yolundan bile gelmediği için affet, affet ey nebi.
Özledik seni sultanym, özledik seni , senin o rahmet iklimini. Bizi byrakyp gittiğin günden beri, hasretiz sana, o gül kokuna, o nur cemaline hasretiz. Sen byraktyğynda başlady herşey,münafyklar ayaklandyğynda sen gitmiştin, artyk yoktun aramyzda. Seninle birlikte saadet asryny yaşayanlar da yoktu; ey nebi sanki senden önceki cahiliyye asryna yeniden dönüverdik. Beynimizde, gönlümüzde oluşturduğumuz putlara, senin doğumunla yykylan putlara ey nebi. Halbuki sen bu dünyaya geldiğinde nasylda sevinmişti melekler nasylda sevinmişti bütün kainat. Ve geldiğin gibi gittin ey nebi, byraktyn bizi. Şimdi gittiğin gibide gel. Ey nebi bizi sensiz byrakma, tut ellerimizden, bu sefer Uhud'da olduğu gibi Bedir'de olduğu gibi Filistin'de Irak'ta beraber savaşalym. Beraber saralym o kanayan yaralary. Gel ey nebi ne olursun bir mucize de bize göster. Ne olur sultanym bu kanayan yaralarymyzy sen sar. Sen sar ki bir daha asla kanamasyn. Keşke sultanym, keşke bir kerecik görebilseydim onurlu yüzünü. Ve uğruna ben ölseydim. Amcany öldürdüklerinde
çektiğin o acyyy ben çekseydim. Önünde bir kalkan da ben olsaydym.
Şimdi seni bekliyoruz ey nebi. Gelmeni bekliyoruz. Lütfen duy beni, beni de duy sultanym. Gözlerim den özlemin akarken yazdyğym bu mektubumu gelmesende duy lütfen, lütfen duy. Şimdi tek isteğim ey sevgili, sana kavuşmak. Lütfen ey sevgili bu ümmetini de kabul et, o güzel, o nurlu sancağynyn altyna. Lütfen cananym orda beni de bekle, bana da yer ver.
Son sözlerimi yazarken, seni hasretle beklediğimi, seni canymdan çok sevdiğimi bil yeter. Canym, cananym, sultanym, binlerce salat ve selam sana olsun, bunu bil yeter, bil yeter?