Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

...Seccadem... (7 Kullanıcı)

isramirac

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ...Seccadem...

sa ya secade bir bez parçası kiyamet gönü allahın huzurunda nasıl şahitlık yapacak biraz döşünürmüsün?
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: ...Seccadem...

isramirac yazdı:
sa ya secade bir bez parçası kiyamet gönü allahın huzurunda nasıl şahitlık yapacak biraz döşünürmüsün?

Aleykum selam.. Asıl siz sorduğunuz soruyu biraz düşünürmüsünüz.. Herşeye gücü yeten Rabbim için seccadeye şahitlik yaptırmak çokmu zor.. Bilmiyormusunuzki ahirette herşey şahitlik yapacak.. Şuanda ayrıntılı yazacak vaktim yok kusura bakmayın ama "Sorularla İslamiyet" bölümüne sorabilirsiniz..
SelametleB)B)
 

nurullah_55

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ...Seccadem...

aslında sen kendine sor Allah bez parçasının sana şahitlik yapacağına delil göster bakalımAllah sadece muhammed a.s insana işlediği amele göre sana şaitlik yapacaığını buyuruyor.ama bez parçası hakkında hiç bilgi yok bunlar uydurmadır.sana bir uyarı ben secade olsam bu halinden dolayı sana şahitlik yapmam

wesselam
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: ...Seccadem...

nurullah_55 yazdı:
aslında sen kendine sor Allah bez parçasının sana şahitlik yapacağına delil göster bakalımAllah sadece muhammed a.s insana işlediği amele göre sana şaitlik yapacaığını buyuruyor.ama bez parçası hakkında hiç bilgi yok bunlar uydurmadır.sana bir uyarı ben secade olsam bu halinden dolayı sana şahitlik yapmam

wesselam

Aleykum selam..
Yahu bir şiirdeki mecazi anlatımı nasılda abartmışsınız sanırım daha önce hiç şiir okumadınız ve mubalağa (abartma) sanatından haberiniz yok.. Uslubunuza dikkat edin..

Ben seccadenin kesin şahitlik yapacağını iddia etmiyorumki, sadece Rabbimin isterse herşeyi yapabileceğini söylüyorum.. Bunda abartılacak ne var, halimde ne varmış anlamadım..

Allah sadece muhammed a.s insana işlediği amele göre sana şaitlik yapacaığını buyuruyor.

Yukarıda tam olarak ne demek istendiğinide anlayamadım anlayan varsa banada söylesin..

Herşeye gücü yeten Rabbime amentsiniz..Selametle..
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
RE: ...Seccadem...

Yaradan'la buluşma anlarımda, buseler konduruyorsun anlıma. Şairin dediği gibi; "öp beni anlımdan, öp beni seccadem..." Dudakların dokunsun kalbime, ellerim değsin avuçlarına, benim vefalı yârim seccadem...


ÖP BENİ ALNIMDAN .SEN ÖP SECCADEM....

KARDEŞİM ELLERİNE SAĞLIK.ÇOK GÜZEL BİR YAZI HAZIRLAMIŞSIN...

ALLAH (c.c.) RAZI OLSUN...DUA İLE KAL....
 

muvvahid

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ...Seccadem...

Rasulullah'ın Şefaati:



Rasulullah (s.a.s) hayatta iken sahabeler ondan dua (şefaat) etmesini istemişlerdir. Bu hiçbir kimsenin inkar edemeyeceği sabit ve meşru bir gerçektir.

Fakat Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra ondan şefaat istemenin caiz olmadığı konusunda ilk üç yüz yıl içerisinde bütün alimler icma etmişlerdir. Ancak bu üç yüzyılın bitiminden sonra sapık batıni fırkaların (İsmailiyye, Fatımiyye gibi) yayılmasıyla bazı insanlar bu konuda şüpheye düşmeye başlamıştır.

Rasulullah (s.a.s)'in vefatından sonraki en hayırlı ilk üç yüz yıl içinde, Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra Rasulullah'tan şefaat istenebileceği müslümanların akıllarına bile getirmediği birşeydi. Dört halife zamanında da hiçkimse Rasulullah (s.a.s)'in mezarına gidip ondan kendilerine şefaat etmesini istememişti. Böyle birşey İslam'da meşru olsaydı ilk yapan elbette onlar olur ve Rasulullah (s.a.s) hayatta iken hırsla istedikleri şefaati öldükten sonra da istemeyi terk etmezlerdi.

Onlardan sonra gelen tabiin, tebeu tabin de bu konuda dört halife dönemindeki müslümanlar gibi amel etti. Bu durum ehli beyt sevgisini kendilerine maske edinmiş batıni tarikatların türemesine kadar böyle devam etti. Bu sapık tarikatlar, ehli beyte isnad ettikleri görüşleriyle iftira ederek Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra ondan şefaat istenebileceğine dair kitaplar yazdılar. İhvanı Safa, Fatimiyye ve İsmailiyye hareketlerini okuyanlar bu gerçeği açıkca görebilirler.

İlk üç yüz yılda yaşayan müslümanlar; Allah tarafından Rasulullah (s.a.s)'e bazı şefaatlerin verileceğine ve bu şefaatlerin kıyamet gününde geçerli olacağına inanıyorlardı. Onlardan hiçkimse; "Rasulullah (s.a.s) mezarında iken şefaat edecektir" dememişti.

Bu meseleyi şu hadis net bir şekilde açıklığa kavuşturmaktadır:

Rasulullah (s.a.s) mahşer günü, insanların mahşer sıkıntısından kurtulmaları için Allah'a yalvaracak Allah da ona şefaat hakkı verecektir. Rasulullah (s.a.s) bu şefaat hakkında şöyle buyuruyor:

"Ben (kıyamet gününde) ilk şefaat edici ve ilk şefaat ettirilenim." (Buhari, Müslim)

Bütün alimler bu sözün mahşer gününde insanların sıkıntıdan kurtulması için yapılacak büyük şefaat hakkında söylenmiş olduğunda ittifak etmişlerdir.

Bu delile göre, Rasulullah (s.a.s) şefaat hakkını ilk olarak mahşer gününde kullanacaktır. Şayet Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra kabrindeyken bile kıyamete kadar insanlara şefaat edecek olsaydı mahşer günü için: "Ben ilk şefaat edici ve ilk şefaat ettirilenim" demezdi.

Şefaat Konusuyla İlgili İddialar Ve Cevapları:



1. Mezarında Rasulullah (s.a.s) den şefaat istemenin caiz olmadığına dair Kur'an ve sünnette hiçbir nas yoktur.

Cevap: Sizler öldükten sonra Rasulullah (s.a.s)'den ve ölmüş salih kişilerden şefaat istemeyi Allah'ın razı olduğu bir ibadet düşüncesiyle yapıyorsunuz. Fakat ibadet seviyesinde olan şeylerin yapılması konusunda delil istenir. Eğer o konuda sahih bir delil varsa bu yapılır. Fakat o konuda sahih bir delil yoksa onun ibadet olarak yapılması caiz değildir. Çünkü birşeyin ibadet olması delil gerektirir: "Rasulullah (s.a.s) veya salih kimseler öldükten sonra onlardan şefaat istenir. Çünkü bu konuda bu amelden nehyeden bir delil yoktur" demek yanlıştır.

Ayrıca "Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra ondan şefaat istemenin caiz olmadığı konusunda delil yoktur" sözü de yanlıştır. Nasların genel manaları ölülerden şefaat istemeyi yasaklamaktadır. Çünkü ölülerin dünyaya herhangi bir etkileri yoktur.

Bu meseleyi daha iyi anlamak için Allah (c.c)'nun şu ayetini dikkatle okumak gerekir:

“Onlar Allah'ı bırakıp da kendilerine zarar veya fayda veremeyen şeylere ibadet ederler. Ve: "Bunlar Allah katında şefaatçilerimizdir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz? Allah onların ortak koştuklarından beridir, yücedir.”

(Yunus: 18)

Ayetteki: "Bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" sözünü ayetin başındaki "ibadet ederler" sözü tefsir etmektedir.

Bu ayetteki müşrikler Allah'tan başka varlıklardan şefaat isteyerek onlara ibadet ediyorlardı.

Onlar putlarını nebi ve salih kişilerin suretinde yapmışlardı Onlara ibadet ettiklerinde nebi ve salih kimselerin kendilerinden razı olacaklarını ve Allah katında şefat etme hakkına sahip oldukları için de kendilerine şefaat edeceklerini zannediyorlardı. İşte bu ayet böyle düşünen müşrikler hakkında inmiştir.

Halbuki, kendilerine ibadet ettikleri o varlıklar onlara ne zarar ne de fayda verebilme gücüne sahiptirler.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Allah'ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan ve kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet edenlerden daha sapık kim olabilir?" (Ahkaf: 5)

Zamanımızda da müslüman olduklarını iddia ettikleri halde nebi ve salih oldukları zannedilen kişilerin mezarlarını yücelten, böyle yaptıklarında onların kendilerinden razı olacaklarına ve Allah katında kendilerine şefaat edeceklerine inanan kimseler vardır. Bunların şirki de Rasulullah (s.a.s) zamanındaki müşriklerin şirkinden farksızdır.



2 Sahih hadislerde Allah (c.c) nebilere, salihlere hatta bazı mü'minlere şefaat hakkı vereceğini bildirmiştir. Demek ki şefaat onların hakkıdır. Öyleyse onlardan hakları olan şeyleri istemekte ne sakınca olabilir?



Cevap: Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"(Ey Muhammed!) de ki: "Her türlü şefaat Allah' ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz." (Zümer: 44)

Bu ayet; mülk olarak şefaate yalnız Allah (c.c)'nun sahip olduğunu gösteriyor. Allah (c.c) sadece kendisinin sahip olduğu bu şefaati bazı kişilere şartlı olarak kıyamet gününde verecektir. Allah'ın böyle kişilere verdiği şefaat onların mülkü değildir. Çünkü kendilerine verilen bu şefaat hakkını istedikleri gibi kullanma yetkileri yoktur. Onlar sadece Allah (c.c)'nun kendilerinden razı olduğu kişiler için şefaatçi olabilirler. Yani şefaat onların mülkü değildir ve bir kimseden kendisine ait olmayan şey istenemez. Çünkü hiç kimse sahip olmadığı bir şeyi vermeye muktedir değildir..

Böyle olunca, "şefaat onların hakkı olduğu için onlardan istenir" sözünün yanlış olduğu ortaya çıkmış olur. Şayet şefaate sahip olsaydılar bunu istedikleri gibi kullanırlardı. Fakat istedikleri gibi kullanamamaları şefaatin onların mülkü olmadığını gösterir.

Şefaat isteyen şefaati asıl sahibinden istesin! Ancak bu düşünce, kalpleri, şefaate sahip olan Allah'a yöneltir. Zaten Zümer: 44 ayetinde de Allah (c.c) bunu istediğini bildirmektedir.

Allah (c.c)'nun kendilerine şefaat verdiği kişiler, izin ve rıza şartları dahilinde ancak belli bir zamanda şefaate hak kazanacaklardır. Fakat bu, onların mülkü olmayacaktır. Bu sebeble kendisine şefaat izni verilen kişinin her yaptığı şefaatte mutlaka Allah'ın izni ve rızası gerekir. Şefaat etme yetkisi kıyamet gününde Allah'ın izni ve rızası dahilinde nebilere, salihlere ve şehitlere verilecektir. Fakat onların yapacağı şefaat de sınırlıdır. Onlar da kim olursa olsun hiç bir müşriğe (Rasulullah (s.a.s)'in, amcası Ebu Talib'e belli ölçüdeki şefaati hariç) şefaat edemeyeceklerdir. Ayrıca bütün sahih hadislere göre şefaat sadece kıyamet gününde verilecektir. Hiçbir sahih rivayette kabir hayatında şefaatin olduğu bidirilmemiştir.



3 Biz ölmüş olan nebilerden, salihlerden dünyada şefaat isterken dünya için değil ahiret için şefaat istiyoruz. Çünkü onlar mezarlarında sağdırlar ve bizi duyarlar.



Cevap: İslam'ı bizden daha iyi anlayan ve Allah'ın kendilerinden razı olduğu sahabeler Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra hiç ondan şefaat istediler mi? Cennetle müjdelenen on kişi Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra hiç ondan şefaat istediler mi? Bedir'e katılan veya Rıdvan beyatı veren veya Rasulullah (s.a.s) ile birlikte Veda haccına katılan veya bunlar dışında herhangi bir sahabe Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra hiç ondan şefaat istedi mi? Bilakis kıtlık yılında dua etmesi için Rasulullah (s.a.s)'in mezarına değil mertebe olarak ondan daha düşük fakat henüz hayatta olan amcası Abbas'a gittiler.

Hayatta olan nebi ve salih kişilerden dünya ve ahiret için dua (şefaat) taleb edilebilir. Fakat bu kimseler öldükten sonra onlardan dua (şefaat) taleb edilemez. Çünkü onlar artık yardım etmeye kadir değildirler.

Rasulullah (s.a.s), öldükten sonra kendisinden hiçbirşey istenilmemesi için kabrinin mescid edinilmesini yasaklamıştır.

Aişe (r.a) şöyle rivayet etti:

Rasulullah (s.a.s) ahirete göçme sebebi olan hastalığında:

"Allah yahudi ve hristiyanlara lanet etsin! Onlar rasullerinin mezarlarını mescid edindiler." buyurmuştu. Böyle bir endişe olmasaydı sahabeler Rasulullah'ın kabrini yükseltirlerdi. Fakat ben mescid edinilmesinden korkarım"

(Buhari, Müslim)

Mescidlere aslında dua için gidilir. Duanın en büyüğü ise namazdır. Zaten namazın lügat manası da; dua etmektir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Onlara namaz kıl (dua et). Çünkü senin namazın (duan) onlar için sekinettir." (Tevbe: 103)

Namazın hepsi duadır. Onda hem ibadet hem de istek duası vardır. Dolayısıyla mescidlere dua için gidilir. Bu sebeble Rasulullah (s.a.s), mezarının mescid edinilmesini, oraya dua için gidilmesini engellemek için yasaklamıştır. Rasulullah (s.a.s) mezarlara gidip oralarda, direkt olarak Allah'a yapılsa dahi dua edilmesini şiddetli bir şekilde yasakladığı halde oralara gidip direkt Allah'tan değil de ölülerden şefaat veya yardım isteyenlerin durumu bir düşünülsün.

Ömer (r.a), Enes b. Malik (r.a)'nun, göremediğinden dolayı bir mezarın yanında namaz kıldığını farketti ve:

"Dikkat et! Mezar var, mezar var." dedi. (Enes (ra)'yu mezar yanında namaz kılmaması için ikaz etti.)" (Buhari)

İşte Uhud şehidleri! Onlar fazilet ve Allah katındaki değerleri bilinen kimselerdir ve ölü olmadıklarını bildiren nasslar vardır. Hayatta (fakat bizim yeryüzündeki hayatımız gibi değil) oldukları bilindiği halde, ne Rasulullah' ın hayatında ne de vefatından sonra hiçbir sahabe onların mezarlarına gidip de onlardan şefaat istemiş değildir. Sağ olan sahabeler ne onlardan, ne de diğer ölülerden dua (şefaat) istemez, bilakis onlar için Allah'a dua ederlerdi.

Ömer (r.a) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu duydum:

"Tabiinlerin en hayırlısı Uveys denilen bir adamdır. Onun annesi vardır. Kendisinde de bir beyazlık vardır. Ona söyleyin de size dua etsin." (Müslim)

Ömer (r.a) Uveys'i gördüğünde ona şöyle dedi: "Ben Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediğini duydum:

"Size Uveys b Amire gelecektir. Allah'a yemin etse Allah (c.c) yeminini yerine getirir. Sizi bağışlaması için Allah'a dua ettirebilirseniz muhakkak bunu yapın!" Ömer Uveys'e:

"Artık bana dua et" dedi. Uveys de ona dua etti.

(Müslim)

Rasulullah (s.a.s) Allah (c.c) katında kendisinden kat kat düşük seviyede olan bir kimseden kendilerine dua ettirmelerini sahabelerine öğütlüyor. Allah'ın rasulü ilerde gelecek olan bir kişiden dua istemelerini sahabelerine öğütlüyor da ondan kat kat üstün olduğu halde öldüğünde kendisinden dua istenmesini niçin öğütlemiyor?

Akidesi sağlam ve tevhid üzere olan müslüman; Rasulullah (s.a.s) öldükten sonra, onun kıyamet gününde kendisine şefaatçi olmasını Allah'tan ister. Bunu isterken tevhid üzere yaşamayı, tevhid üzere ölmeyi, tevhidin gerektirdiği şeyleri yapmayı, şirk ve şirk ehlinden uzak olmak için çalışmayı da Allah'tan ister. Çünkü müslüman bilir ki bu sayılanlar gerçekleştirilmeden Rasulullah (s.a.s) dahil hiç kimse kıyamet gününde kendisine şefaat edemez.

Allah (c.c) bu konuda şöyle buyuruyor:

"Allah'tan başkasına çağıranlar şefaate hak kazanamazlar. Ancak Kelimei Şehadet'in manasını bilerek Kelimei Şehadet getirenler müstesnadır."(Zuhruf: 86)

Ebu Hureyre (r.a) şöyle dedi:

Bir gün Rasulullah (s.a.s)'e: "Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamette senin şefaatin en çok kimi sevindirecek?" diye sordum. O şöyle buyurdu:

"Ya Eba Hureyre! Hadis bellemede sende gördüğüm şevke göre bunu senden evvel hiç kimsenin bana sormayacağını zaten tahmin ediyordum. Kıyamet gününde şefaatime hak kazanacak olan, kalbinden (yahut içinden) halis olarak "La ilahe illallah" diyen kimsedir." (Buhari, Müslim)



Allah (c.c), Herşeyi Bilendir:


arkadaş okuda gör delil var kuran ve sünneten astığın şeyler bom boş şeyler seni kurtarmaz nurullah_55 arkadaşın yazdıkları gayet mantıklı anlaşılır yazılar
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

muvvahid yazdı:
Rasulullah'ın Şefaati:


sadberrak ve saz ekibi...

değişik nick'ler ile sitede yer tutmuşsunuz...nurullah 55.... isramiraç,,, muvahhid... zeyd 65

deve kuşu gibi kafanızı kuma gönsenizde kim olduğunuz aşikar...

ve çok komik görünüyorsunuz....!

yakında yine görünmeyeceksiniz...!
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

zeyd65 yazdı:
sayın ıshak yakup sana da ınandıgın seyhler gıbı ilham mı geldı yoksa yazılan konulara syhlerınızın kıtaoplarından delıl getıremedıgınız ıcın karalama yapmaktan baska bır sey yapmıyorsunuz sana delılle konusalım desem kendı karakterını ortaya koyacak sın ve delılsız karalama yapacaksın senın bılgının hıc olmadıgını dusunuyorum ve bır ıse yaramadıgınıda dusunuyorum muhalefet edecek kadar bıle bılgın yok anca bos konusmalar asıl sen komık gorunuyorsun


ayrıca ey akılsız ve kor arkadasım benım yazdıgım yazılarda delılsız bıse bulamassın ben sızın gıbı ılham dıye kafadan atan seyhlerınızın kıtaplarından delıl vermedım kuarn ve sunnetten delıl getırdım aksını ıddıa edemessın cunku cahıl mahlukun tekısın sen

ben bunu muvahhide yazmıştım

sana ne oluyor...

aynen dediğim gibi hapiniz bir adamsınız.. hatta bir adam bile değilsiniz...

delil ile konuştuğunu söylüyorsun; aynı siteden kopyala yapıştır yapmak ne kadar sağlam bir delil ise...

sana 1400 yıl boyunca gelen ulemanın delilleri yetmemiş ise benim delilim asla yetmez..

cehalet mevzusuna gelince:

tahmin ediyorum sen bahsettiğin kur'an'ı okumayı bile bilmiyorsundur..hele arabça bildiğini hiç sanmıyorum.. okuduğun mevdudi.. seyyit kutup..ibni teymiye...ibni kayyım... cemalettin afgani ve aynı kafa adamlar.. bilmiyormusun ehli sünnet alimleri bunların fikirlerini reddetmişitr..

"tarikat şirktir" öylemi, peki bu fikiri savunan alimlerin listesini yazsana..

"Ey iman edenler! allahtan korkun ve sadıklar ile beraber olun"( tevbe119 )
bu salihler ile beraber olmak demek ne demek..

insan kiminle arkadalşlık yapsa ona meyl eder... bizde mevlanın dostları ( siz bunuda kabul etmezsiniz) ile arkadaşlık, yarenlik yapmaya çalışıyoruz bundan maksadımız ona ibadet değil.. onun da yaptığı gibi rabbimize ibadettir..tıpkı cemaatin hazır olan imama uyması gibi.
imamın arkasında ona uyan cemaat imama ibadet etmediği gibi bizde mürşidimize ibadet etmiyoruz..onun ilminden istifade etmeye çalışıyoruz...tıpkı sizin alimlerinizden istifade ettiğiniz gibi ....siz bütün fikirlerinizi kendi başınızamı edindiniz..elbette hayır bir takım kişilerden yardım aldınız öyle değilmi yoksa yazdığınız bütün yazıları kendi ilminizden mi yazıyorsunuz..hiç sanmam..

benim tarikatın varlığına ve gerekliliğine delile ihtiyacım yok...sizide buna ikna etme gibi bir niyetim yok...siz bilirsiniz ..ben doğma büyüme tarikat ehli değilim askerden gelene kadar namaz bile kılmıyordum fakat ne zaman tarikat ile tanıştım o zaman durum değişti...

yani bir bakıma ben size diyorum "ben içerideyim ve içeri aydınlık" siz içeri girmeden ve içerisini bilmeden; "içerisi karanlık" diye ısrar ediyorsunuz..

eğer tarikat şirk ise, ve tarikat ehli müşrik ise;

Abdullah İbn-i Bişr (Radıyallahu Anh) den rivayete göre, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Elbette Kostantiniye (İstanbul) feth olunacaktır. O’nu feth eden ku-mandan ne güzel kumandan ve o ordu ne güzel ordudur."(4)

4. Ahmed İbn-i Hanbel: 4 / 335, Hakim, Müstedrek: 4 / 422

bu hadisi şerifi duydunuzmu....veya kabul ediyormusunuz..

efendimiz s.a.v. "istanbul feth edilecek tir ded" ve feth edildi..

"ne güzel komutan" dedi .. şimdi burayı iyi düşünün

fati sultan mehmet han'ın tarikat ehli olduğunu bilmeyen yoktur..mürşidide akşemseddin'dir

yani fatih'te akşemsettine rabıta yapıyordu...( yani size göre müşrikti..)

"ve ne güzel asker" dedi fatih sultan mehmedin ordusunun içinde onlarca tarikat şeyhi ve

binlerce tarikat ehli asker vardı ( yani sizin hesabınıza göre büyük bir müşrik ordusu,,)

O halde; efendimiz s.a.v. müşrik bir topluluğumu meth etti?

veya efendimiz s.a.v. hatamı yaptı.. bilemedimi?

yada istanbul halen daha müslümanlar tarafından feth edilemedi 1453 yılıda müşrikler

tarafından işgal edildi,, öylemi...

sakın "hadis'in senedi sağlam değil" demeyin zira bir çok sahabe bu müjdeye nail olmak için istanbul kuşatmalarına katılmıştır.. bunların başında halid bin zeyd (eba eyyub el ensari... eyûb sultan) gelir... bu size bir işaret olsun dahada isterseniz yine yazarım..
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

zeyd65 yazdı:
fatih sultan mehmetki islamın kanunlarıyla hukmeden bir komutan ve sultan islamın ahkamını yer yüüznde hakim kıllmak insanları şeriatla yönetmek için canını malını ortaya koyan bir insan
sen ki tağuta kul kolesin hayatının ihtilaflarında senin hakemin senin gibi bir insan
ama fatihin hakemi Allah ın kanuydu şimdi söyle senmi yoksa fatihmi sen nerde fatih nerde aranızdaki fark ı ben sana söyledim işte ne zaman ki sende senin gibi insanların beyin urunu olan kanunlarını sistemlerini redetin ve ihtilaf vukuunda fatih gibi sadece Allah cc hakem tayin ettin Allah ın şeriatının yer yüzünde hakim olması için çalıştın o zaman sen fatihler gibi olursun

sen bunu muvahide yazmıştın peki benim ismim neden orda geçiyor

---------------------------------------------------------------------------------
değişik nick'ler ile sitede yer tutmuşsunuz...nurullah 55.... isramiraç,,, muvahhid... zeyd 65


------------------------------------------------------------------------------------------------------
bunu ben yazmadım her halde



fatih sultan mehmet han'a yapmış olduğun methiyeye benim bir itirazım yok ki..!

ben sana fatihte bir mürid'ti diyorum, oda bir mürşide rabıta yapıyordu diyorum, oda mürşidinin sözünden dışarı çıkmıyordu diyorum... sen bana martaval okuyorsun.. şimdi bana söyle fatih sultan mehmet han müşrikmi..? değilmi...?

tarikat konusunda fatih ile aynı olmamıza rağmen(onun mürşidine ittibası bizim mürşidimize ittibamızdan çok daha ileriydi) eğer fatih müşrik değilse (ki; asla değil..!), biz niye müşrik oluyoruz...? onun mürşidi onun tağutu değilse (ki; asla değil..!), bizim mürşidimiz niye tağut oluyor...

saçmalıyorsunuz...
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

zeyd65 yazdı:
sen herkesi kendin gibi beyin sizmi zan ediyorsun iman sahibi olanlar tek vucud gibidirler sen de o inam sahiplerini tek bir kişi olarak görüyorsun
buda sizin küfürde tek milet olduğunu gösteriyor
sadberak arkadaş sizin ilahlarınızın ve sizin gerçek maskesini düşürdü vebütün küfür şirk pisliklerinizi ortaya koydu ama malesef hakkın ortaya çıkmasını istemeyenler onu siteden sildiler bir sadberrak silinir bin sadberak gelir hakkı söyleyen sadberaklar her yerde var
merak etme

küfürde tek millet olduğunuz için hakkı söyleyenleri aynı sanırsınız bunu unutun galiba hak birdir hak sözde birleşenlerin söylemleri hep aynıdır


İbn-i ömer( radıyallahü anhüm) rivayet edilen bir hadis-i şerifte rasülüllah(sav) efendimiz şöyle buyurmuştur; Allah-u teala bu ümmeti ebediyyen sapıklık üzere toplamaz. Allah'ın kudret eli cemaatin üzerinedir.. o halde en büyük karatıya(topluluğa) uyun... çönkü ayrılan ateşe ayrılmıştır....(hakim el müstedrek no 391-400,1/200 ebu nuaym hilyetü'- evliya3/37)

abdullah ibn-i mes'ud ( radıyallahü anh) dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte rasülüllah(sav) efendimiz şöyle buyurmuştur; müslümanların güzel gördükleri, Allah(cc) katındada güzeldir..
müslümanların kötü gördüğü, allah (cc) indindede kötüdür...(hakim el müstedrek no 4465, 3/83 ebu davud et-teyalesi, el müsned sayfa 33 ahmet ibn-i hambel el müsned no;36002/16)

bu hadisi şeriflerin açık beyanıyla bu ümmetin alimlerinin ve velilerinin güzel gördükleri şeyler, Allah'ü teala indindede makbuldür.. sahabe'i kiramdan bu güne kadar gelmiş olan milyonlarca alim ve velinin ( allahü teala dostunun) kabul etmiş olduğu rabıtayı inkar etmek
icma'a karşı gelmektir...bir kaç tane alim geçinen sapığın bu konudaki itirazı asla itibara şayan değildir... zira hadis'i şerifte en büyük cemaate uymak emr edilmiştir ki; en büyük topluluklar rabıtayı, tarikati, mezhebi kabul etmektedir..

dört mezhep ulemasından rabıtayı kabul eden alimlerin çokluğu ve hikmetli sözleri bilinmektedir

ayrıca ayrıca örfe istinad eden (dayanan) bir nice fıkhı hükmün mesnedi (dayandığı nokta) bu ve benzeri hadis'i şeriflerdir...

şimdi düşünün tarikati kabul edenlermi..., yoksa şirktir diyenler mi kalabalık.

yani bizmi küfürde tek milletiz, yoksa....
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

rasülüllah (sav) ; "çoğunluk" derken insanların içindeki çoğunluk demiyor ki;

netekim; "asr" suresinde insanların çoğunluğunun hüsranda olduğu rabbimiz tarafından açıklanmıştır...

ehli sünnet alimlerinin çoğunluğundan bahs ediliyor... bu benim yazımda gayet açık. ama sizin maksadınız, "üzüm yemek dağil bağcıyı dövmek" ise, biz sizinle anlaşamayız

tekrar ediyorum; insanların içinde çoğunluğa uyun denmiyor.... ümmetimin içinde çoğunluğa uyun deniliyor.. ve tehdit çok ağırdır, "ayrılan ateşe ayrılır" yani zeki bir müslüman islam ulemasının çoğunluğunun kabul ettiği, tarikat mezhep ve rabıtayı kabül eder ( velev ki; anlamasa bile)

siz illede azınlık olarak kalacağız derseniz... sizden daha azınlık cemaatler var fakat bunların allah ve peygamber ile pek alaksı yok...

Allahın hükümleri;

bir müslümanın, allahın hükümleri dışında bir hüküm ile yönetilmeyi istemesi imkansızdır..ve şunu bilinki "allahın hükümleri ile yönetilmeyi" en çok tarikat ehli olanlar ister..

tabi şunuda belirtmek lazımdır; allahın hükümleri ile çakışmayan beşeri hükümlere uymakta gereklidir.. meseleyi iyi idrak etmemiz lazım... rasülüllah (s.a.v) islam şeriatının allahın izni ile yaymaya başlayınca müşrik bir kavim olan kureyş'in islama aykırı olan adetleri kaldırıldı (kan davası,falcılık,faiz...vs.) fakat dikkat edin iyi adetleri ise sünnet olarak kaldı... (kabeye gelenlere ikram edilmesi, kalacak yer tayin edilmesi ....gibi) yani putperest bir kavmin bile iyi adetleri islamda yer buldu.... hemde bir çoğu sünnet-i seniyye olarak....

örneğin bu günki düzen faizi içkiyi zinayı vs. haram olan işleri serbest etmiştir yani allahın hükümleri ile çakışan hükümlerdir bu durumda tabiki allhın hükümlerine göre amel edeceğiz..

ama bazı hükümler varki allahın hükümleri ile çakışmaz örneğin; trafik kanunları, alım satımların noter ile yapılması,. iş yerlerinde çalışma saatlerinin belirlenmesi bunlar beşeri kanunlardır fakat bunları reddetmek ve bunlara isyan etmek pek akıl kârı değildir..

bu mesele üzerine bilinizki; hiçbir mürşidi kamil, hüküm koymaz, müridlerinden şer-i şerifin dışında bir iş istemez...

benim mürşidim..; "4000'in üzerinde sünnet-i seniyye vardır. benim bunlardan 3 tanesini terk ettiğimi gürürseniz benim peşimi bırakın" buyurur... islamda allah ve rasülünden başkasına ittiba edilmez/uyulmaz derseniz. rasülüllah buyurmadımı; ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisine uysanız kurtuluşa erersiniz.. veya veda hutbesinde meşhurdur... "burada olanlar olmayanlara ulaştırsın" şimdi söyleyin mürşidim bana diyor ki; "işrak namazı rasülüllahın sünnetidir bunu kıl" kılmayayım mı?... yahut kılarsam allaha değilde mürşidime mi ibadet etmiş olurum... bu sadece bir örnek... mürşidim bana diyor ki; "her gün en az 5000 kere allah lafzı ile mevlayı tesbih et...veya 5000 kelime-i tevhid ...şimdi ben bunları yapınca allah'a mı? yoksa mürşid'ime mi? ibadet etmiş olurum.. insaf ile konuşun..

ebu yezid bestami....

bu sözünü manevi bir hal üzerine iken söylemiştir bu hali ne siz nede ben anlayabilirim...
kendisi bu sözü söyledikten sonra (içinde bulunduğu manevi halden çıkınca) talebeleri ve müridleri kendisine; "hoca efendi siz az önce subhani... dediniz" dediler ve beyazıd-i bestami onlara evlatlarım ben doğru söyledim ben sizin rabbinizim(haşa) demedi...! "evlatlarım bir daha öyle dersem kılıçlarınızı çekin ve beni hemen öldürün..."dedi

hallacı mansur (k.s.) "enel hak" dediği için idam edilmiştir çünkü şeriat zahire bakar ve bu idama; ne kendisi, ne müridleri, ne başka tarikat ehli mürşid'ler, nede bugün ki, tarikat alimleri karşı gelmediler...,uygundur dediler...

muhiddin-i ibn-i arabi' ye gelince;
kendisinin bazı sözleride şeriata muhalifti, imam'ı rabbani onun hakkında bazı fikirleri ters olmasına rağmen kendisini makbul kullar arsında müşahede etmekteyiz der.
kitapları bu yüzden dolayı pek tavise edilmez...


rabıtaya gelince;


rabıtayı tarif etmek, baklavayı tarif etmek gibidir, hiç baklava görmemiş birisine; "hamuru üst üste koyup arasına ceviz koyuyorlar fırında pişiriyorlar sonrada üzerine şekerli su döküyorlar...işte baklava budur" desen baklavadan ne kadar anlamış olursa sende rabıtanın tarifinde o kadar anlarsın...nasıl ki baklavanın şeklini anlatırsın ama tadını anlatamazsan rabıtanında sadece yapılış şeklini anlatabilirsin ama mahiyetini tadını asla anlatamazsın...rabıtanın yapılış şeklinide burada anlatmama gerek yok zira yapılış şeklini sen benden daha iyi biliyorsundur..

ama rabıtadan gaye asla mürşide ibadet değildir.. insan kalbi ve beyni asla boş durmaz her daim bir şeyler ile meşguldür...madem öyle; masiva ile meşgul olacagına, mevlanın bir dostu ile meşgul olsun. bu müride bazı işlerde kolaylık sağlar..

sizin anlayacağınız; ben bu ilacı kullanıyorum ve kesinlikle faydasını görüyorum diyorum... siz ilacı kullanmadan işe yaramaz diyorsunuz....el insaf

örneğin; namazda gevşek olan bir müslüman 5 vakit namazını hiç aksatmayan ve cemaatle kılmaya çalışan biri ile arkadaşlık etse arkadaşının tesiri ile namazlarını aksatmadan kılmaya başlarsa...veya nasıl ki; tesettürüne dikkat etmeyen bir kadın mesture bir hanımla arkadaşlık etse, tesettür bilinci kendisinde yerleşirse....nasıl ki; bir ateist veya kitabi iyi bir müslümanla arkadaşlık veya komşuluk etse, müslümamdaki güzellikleri görüp islam dinine geçerse....

bizim gibi nefsinin esiri olmuş kişiler (namaz kılarken zorlanan, na mahremden gözlerini kaçıramayan, sabah namazına cemaate çıkmaya üşenen, allahtan gelen ve bize birer imtahan olan sıkıntılara sabr edemeyen veya bütün amellerimiz tam bile olsa gurur ve kibirden kendini kutaramayan), kemalatı bizden çok yüksek olan mürşid-i kamillerle yarenlik ediyoruz ki; ondaki güzel hasletlerden bizede bulaşsın ve bizde tıpkı onun gibi şeriatin hükümlerini yaşarken zorlanmayalım... her açtığımızda 2 sayfa yerine 100 sayfa kur'an okuyabilelim.. teheccüt namazına her gece aksatmadan kalkıp sabah namazına kadar mevlayı zikr edebilelim ve bizim mürşidlerimiz ile olan yarenliğimiz her zaman yan yana olmanın imkansızlığından dolayı rabıta'yladır ....

aslında bu mevzu; öyle forum küşelerinde anlatılacak veya anlaşılabilecek mevzu değildir hakkında yüzlerce cilt kitap yazılmış bir konudur .... derin meseledir..

selametle...
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

zeyd 65....

şimdi şu sorularıma cevap vermeni istiyorum.

devlet-i aliye-i osmaniye' nin padişahlarından hangileri müşrikti..?

çeçen mücahid şeyh şamil müşrikmiydi...

imamı rabbani, imamı halid(zülcenaheyn) şeyh edebali(osman gazi'nin şeyhi) akşemseddin(fatihin şeyhi) imamı gazali, aziz mahmud hüdai,

bu ismini zikr ettiğim şahıslar ve daha onlar gibi yüzbinlercesi(allah onlardan razı olsun)

sizce; şirk pisliğine bulaşmış hatta saplanmış birer müşrikmidirler..?

gerçekten bu isimlerini saydığım zatlara, müşrik diyecek kadar zalim değilsiniz değilmi...?
 

nurullah_55

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ...Seccadem...

sen ishak yakup bizim bir olduğumuza dair delilin varmı yoksa gaybtan haber veriyorsun.senin bulunduğun cehaletin içinde kim olursa senin gibi konuşur.kimseye iftira atma.Allah ın azabı cetindir. delilin varsa konuş yoksa sus ahmak adam siz cehaletizle bildiğiniz 2 kelimeyle konuşuyorsunuz amaa takvamız ve kuran sünnetin ışığında konuşuyoruz

wesselam
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
RE: ...Seccadem...

zeyd65 yazdı:
rasülüllah (sav) ; "çoğunluk" derken insanların içindeki çoğunluk demiyor ki;

netekim; "asr" suresinde insanların çoğunluğunun hüsranda olduğu rabbimiz tarafından açıklanmıştır...
cevap
asr süresinin manası böyledir
1-Asra andolsun ki.
2- İnsan mutlak hüsrandadır.
3- Ancak iman edenler, iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı öğütleyenler bunun dışındadır.
Demek ki yegane kurtuluş yolu imandır. İyi iş yapmaktır, birbirine hakkı tavsiye etmek, sabrı tavsiye etmektir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ehli sünnet alimlerinin çoğunluğundan bahs ediliyor... bu benim yazımda gayet açık. ama sizin maksadınız, "üzüm yemek dağil bağcıyı dövmek" ise, biz sizinle anlaşamayız
-------------------------------------------------------------------------------------------------
cevap
yazılarını iyice kontrol edersen ölçü olarak çoğunluğu ve kalabalığı ölçü kabul ettiğini görürsün yazılarımı iyice kontrol ettim ne ilkinde nede ikincisinde kalabalık derken insanların değil,,ümmetin kalabalığı yazmışım ama siz anlama özürlüsünüz...
yinede iyi en azında çoğunluğun ölçü olmadığını anladın deme ki insanların sayısı ölçü değil miş ölçü kuran ve sünnettir. yaaa ne demezsin üstün ilminle bizleri aydınlattın..... benim kuran ve sünneti bırakalım kalabalığa bakalım dediğimi veya böyle düşündüğümü nerden çıkardın... ümmet ulemasının görüşlerine gelince; tabiki ölçüdür.. hamde şeriatin 3, derece ölçüsüdür..
Eğer farklı yolar bırakılırsa sadece delil olarak kuran ve sünnet alınırsa tabiki anlaşılır amacım bağcıyı dövmek değil bağcıya hakkı bildirmektir. farklı yollar dediğin nedir..pek anlamadım. sadece kuran ve sünnet söylemi ile yola çıkıyorsunuz. fakat her tarafınız ceryan yapıyor.. bana kurandan namaz kılmanın tarifini, sabah namazının kaç rek'at olduğunu bulurmusunuz ben bulamadımda bunlar sünnet ile sabittir değilmi..? sünnet ne ile sabittir alimlerin kitapları ile değil mi..? islam ulemasını ve kitaplarını yok saydığımızı varsayalım,
nerde sünnet...sakal bırakmanın sünnet olduğunu orucun imsak ile başlayıp iftar ile bittiğini nerden bilecektik...bilemezdik
o savaş açtığınız alimler'in kitapları ile islamı yaşıyoruz. onlar olmasaydı ne kurandan enlardık nede sünnetten (sadece kur'an ve sünnet diyerek ulemayı ve kitaplarını yok sayıyorsunuz)
--------------------------------------------------------------------------------------


yani zeki bir müslüman islam ulemasının çoğunluğunun kabul ettiği, tarikat mezhep ve rabıtayı kabül eder ( velev ki; anlamasa bile)



cevap
tarikat in anlamı bildiğim kadarıyla doğru bir yol anlamındadır mezhepler ise meşhur olan 4 imamın görüşleridir maalesef bu imamların hiçbiri rabıtayı kabul etmemiştir İslam ulaması denince sait nursi m Arabi b bestami c romi kast ediyorsun herhalde bunlar zaten vahdeti vucudun inancını taşıyan kimselerdir kul rabdir rabde kuldur vücudun hakikisi yaradanın vücuduyla aynıdır diyenlerdir bunlar İslam alimleri değil bunlar ın kimin alimleri olduğu inş müsaade edilirse sana anlatırım delilleriyle benim kastettiğim dört mezhep alimleridir bunlar rabıtayı benimsiyorlarsa veya tavsiye ediyorlarsa onların bu konudaki görüşlerini bizimle paylaş bekliyorum kaldı ki sen rabıta hakkında icmanın olduğunu da söylüyorsun icmayıda bizimle paylaş bilelim kimler icma etmiş mezhep imamlarının rabıtayı kabûl etmediğine delilin varmı...? varsa yaz ben yazmıyacam nasılsa kabul etmeyeceksin icmamı istiyorsun
; ibn-i tymiyye, ibn-i kayyim, cemaleddin-i efgani, şeyh muhammed abduh, şeyh muhammed rıza, abdilmümin el meraği, şeyh abdülmecid selim, şeyh mahmud seltüt, şeyh tantavi cevheri, şeyh muhammed abdurrazik paşa, hüseyin heykel paşa, dr.muhammed zeki mübarek, ferit vecdi, abbas akkad, ahmed emin, dr. taha hüseyin, kasım emin, mevdudi, seyyit kutup,hüseyin cozu bu ismi geçenler dışında kalan bütün islam alimleri...aksini iddia ediyorsan isimlerini yaz..
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
siz illede azınlık olarak kalacağız derseniz... sizden daha azınlık cemaatler var fakat bunların allah ve peygamber ile pek alaksı yok...


cevap
azlık veya çokluk hiçbir zaman bizim için ölçü değil bunu sen kendine delil almıştın yazılarını iyi okuyan kimin azlık veya çokluğu delil aldığını görür bizim için ölçü kuran ve sünnettir bunu yukarıda açıklamıştım
bunu baştada söyledim ve gene söylüyorum
hakka bağlı kalacak az bir topluluktan ben değil Allah rasulu söylüyor tarihi iyi okursan tarih boyunca gerçek hak üzerinde olanların sayısının az olduğunu görürsün mesela nuh as kavmi Salih as lut as ad kavmi semud kavmi bunlar gibi inananların sayısının az olduğu gösteren çok delil var evet bende aynısını söylüyorum insanlar içinde iman edip salih amel edenler her zaman azınlık... fakat islam alemi içinde de sapıklar her zaman azınlıktır dünde, bugünde, yarında bu hep böyle olacak.! (rasülüllah böyle buyurdu.) yani ihli islam içinde savunduğunuz fikirlerinizi her zaman azınlıklar savunacak... buna rağmen bazı hak üzerine olmayan halklar tarafında sapık görünen az topluluklarda var mesela hz aliye tapanlar gibi dikat edersen vücudçular bile bunları sapık görürler
hakkın hükmünü yer yüzünde hakim kılmak için çalışanların sayısının çokluğu tabi ki bizi memnun eder son cümlenize her zaman kayıtsız ve şartsız destek veririz




Allahın hükümleri;

bir müslümanın, allahın hükümleri dışında bir hüküm ile yönetilmeyi istemesi imkansızdır..ve şunu bilinki "allahın hükümleri ile yönetilmeyi" en çok tarikat ehli olanlar ister..

Cevap

bir müslümanın, allahın hükümleri dışında bir hüküm ile yönetilmeyi istememesi yeterli değil bunun yanında küfür düzeninin yıkılması için elinden geleni yapması lazım ve hiçbir zaman oylarıyla veya başka bir şekilde bunlara yardım etmemesi lazım bunların partilerine meclislerine üye olmaması lazım Allah resulünün yaptığı da budur

şimdi sana sorayım sen bunlara oy vermiyor musun malın gittiğinde onların mahkemelerine başvurmuyor musun onlardan hakının geri verilmesi için hüküm istemiyor musun miras gibi konuları onların kanunlarına göre haletmiyormusun sen asla oy verme ve bir hukuki işin olduğunda asla bunların mahkemelerine baş vurma peki bu düzenin yıkılması için parlak bir fikriniz varmı yıllardır bunları söyleyip meydanlarda, cuma namazlarından sonra bağırıp çağırmaktan, hilafet (hizbut-tahrir) broşürleri dağıtmaktan başka elle tutulur gözle görülür bir icraat yaptınızmı..?diyelimki bunları yapmıyorsun Allah ın şeriatından başka şeraitlere yani mahkemelere başvurmuyorsun peki başvuranları red etmişmisin bunların partilerine meclislerine parlamentolarına üye olan millet vekili olan veya başbakan olanları ret etmişmisin redetim diyorsan ne mutlu ama yok diyorsan bu demokrasi veya özgürlük dinimi her ne ise bu dinlere tabi olanların ve bunun yanın dada İslam ı savunan kişi nasıl Müslüman olur açıklaman lazım.. bir insanda 99 tane küfr alemeti olsa 1 tane iman alameti olsa onun imanlı olduğu hüsnü zan edilir biz bunu yapıyoruz

adetlere gelince tabiki İslam a aykırı olmayan adetleri rasulullah aynen devam etmiştir
İslam a aykırı olan adetleri ise kaldırmıştır




----------------------------------------------------------------------------------
benim mürşidim..; "4000'in üzerinde sünnet-i seniyye vardır. benim bunlardan 3 tanesini terk ettiğimi gürürseniz benim peşimi bırakın" buyurur... islamda allah ve rasülünden başkasına ittiba edilmez/uyulmaz derseniz. rasülüllah buyurmadımı; ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisine uysanız kurtuluşa erersiniz.. veya veda hutbesinde meşhurdur... "burada olanlar olmayanlara ulaştırsın" şimdi söyleyin mürşidim bana diyor ki; "işrak namazı rasülüllahın sünnetidir bunu kıl" kılmayayım mı?... yahut kılarsam allaha değilde mürşidime mi ibadet etmiş olurum... bu sadece bir örnek... mürşidim bana diyor ki; "her gün en az 5000 kere allah lafzı ile mevlayı tesbih et...

cevap
Allah rasulu zenci bir köle emir olarak başınıza geçse bile ona itaat edin
Hz ömer bir gün cemaate seslenerek Allah ın emirlerine uygun hareket etmesem ne yaparsınız
Bir sahabe ayağa kalkarak seni kılıcımla düzeltirim der ve hz ömer Allah a hamd olsun ki beni kılıcıyla düzeltecek kişiler daha var der bundan şu anlaşılır sadece emire veya alim dediğimi,z kişilere onlar Allah ın emirlerine uydukları müddetçe itaat vardır bunun dışında itaat yok eğer itaat olursa kişinin zatı için itaat etmiş olursun oysa zatı için itaat edilen sadece Allah tır
Rasululahın sahabelerine ve onun yolundan giden islam alimlerine itaat farzdır onların söylem ve eylemleri Allah ın emirlerine uyduğu müdetçe bunun dışında itaat yok sadece Allah a itaat var
Senin şeyhin beni rabıta yaparak yani beni düşünerek Allahı hatırla derse halt etmiştir
Çünkü Mekke müşrikleri Salih kişilerin putlarını yaparak biz onlara bakarak daha iyi Allah a ibadet ediyoruz dediler burada yine aldatmaca yapıyorsun mekke müşrikleri biz putlara bizi allaha yaklaştırsın diye dua ediyoruz diyorlardı onlar hiçbir zaman biz putlara bakarak allaha daha iyi ibadet ediyoruz demediler ayrıca onlar efendimizi ve allahın hak olan dinini kabul etmiyorlardı oysa biz allahın hak dinin peygamberini kabül ediyor ve onun getirdiği şeriatin dışına çıkmıyoruz ve Allah rasulu hiçbir ayrım gözetmeksizin hepsine birden savaş açtı
---------------------------------------------------------------------------------------------------


veya 5000 kelime-i tevhid ...şimdi ben bunları yapınca allah'a mı? yoksa mürşid'ime mi? ibadet etmiş olurum.. insaf ile konuşun..
------------------------------------------------------------------------------------------------
cevap

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim "Lâ ilâhe illallah" derse ve Allah’tan başka tapılanları reddederse malı ve kanı haram olur. Onun hesabı Allah-u Teâlâ'ya aittir." (Müslim İman bah.)

tevhid kelimesini Allah ın emri olduğu için söyleyip gerekenlerini yapmak ibadettir

fakat mürşidim söylememi emretiği için söylüyorum demek tabi ki mürşide ibadettir sen camide okunan ezanı duyup, namaza gittiğin zaman müezzine veya imama ibadet ediyorsun o halde
senin mürşidin acaba bu kelime i tevhidin kuru bir kelime olmadığını

bunu kuru kuru söyleyen herkesin Müslüman olmadığını

bununda şartları olduğunu bu kelimenin gerektirdiği şeyleri yerine getirmeyen kişi bunu günde 5000 değil 500.000 defa söylese bu kelime ona hiçbir fayda sağlamayacağını

bu kelimeyi söyleyen kişinin küfre karşı savaş açtığını ve mücadele etmesi gerektiğini de anlatıyor mu acaba yok sadece söyleyin diyor başka hiçbir şeye karışmayın diyor.. güldürme adamı ciddi ol
zannetmiyorum anlatıyor desen o zaman bu kelimenin manasını ve gerektiği şeyleri senden sorarım sor bakalım googleden arar bulurum tıpkı senin yaptığın gibi
99 taneli tespihi elinde düşürmeyen günde belki hesapsız kelime i tevhidi söyleyen ve camilerin köşelerini işgal eden ne adamlar vardır ki hayatların da ise tağuta kul köledirler Allah ın kanunlarını savunanlara irtica derler sen caminin bir köşesinde oturup tesbih çekmeyi kolay bir işmi sanıyorsun. denesene bir gün bir öğle namazında camiye girde ikindiye kadar tesbih çek bakalım..efendimiz bir savaştan dönerken küçük cihattan büyük cihada gidiyoruz buyurmadımı, allah rasülü ile beraber, müşriklere savaş açmaktan daha büyük cihad nedir.. broşür dağıtmakmı?
------------------------------------------------------------------------------------
ebu yezid bestami....

bu sözünü manevi bir hal üzerine iken söylemiştir bu hali ne siz nede ben anlayabilirim...
kendisi bu sözü söyledikten sonra (içinde bulunduğu manevi halden çıkınca) talebeleri ve müridleri kendisine; "hoca efendi siz az önce subhani... dediniz" dediler ve beyazıd-i bestami onlara evlatlarım ben doğru söyledim ben sizin rabbinizim(haşa) demedi...! "evlatlarım bir daha öyle dersem kılıçlarınızı çekin ve beni hemen öldürün..."dedi

hallacı mansur (k.s.) "enel hak" dediği için idam edilmiştir çünkü şeriat zahire bakar ve bu idama; ne kendisi, ne müridleri, ne başka tarikat ehli mürşid'ler, nede bugün ki, tarikat alimleri karşı gelmediler...,uygundur dediler...
---------------------------------------------------------------------------------------------
cevap
kefere hallaç için şeriat zahire bakarda şeriatın zahiri kefere beyazit için geçerli değilmi bu sözleri iyi düşün bakim sen bunları kabul edermisin ben Allah ın kendisiyim diyen ler için şeriat bir hüküm vermiyor mu bak ne diyor

bana hitâb ettî: "Bâyezîd! Sen müstesna onlann tümü benim halkı mdır. Ben de evet Senim,sen de ben (Sehlegî, 153)
Kendimi tenzîh ederim, kendimi tenzih ederim; ben en yüce olan Rabbimin kendisiyim!..»

kefere Allah la konuştuğunu ve onun tahtında oturduğunu bile söylüyor
Bunun sapıklıkları bununla sınırlı değil ki
Siz hala bunun neyini tartışıyorsunuz her şey ortada daha bunlar gibi bir sürü sözleri var istersen hepsini asayım oku hüküm vermede acele etme nasılsa mahşer çok yakın yakında bahs ettiğin adamların ne olduğunu hep beraber göreceğiz

-------------------------------------------------------------------------------------------

muhiddin-i ibn-i arabi' ye gelince;
kendisinin bazı sözleride şeriata muhalifti, imam'ı rabbani onun hakkında bazı fikirleri ters olmasına rağmen kendisini makbul kullar arsında müşahede etmekteyiz der.
kitapları bu yüzden dolayı pek tavise edilmez...

cevap
**** Arabi şöylediyor
«Kendimi tenzih ederim, sânım ne de yücedir!» «Eşyanın ta kendisi olduğu halde eşyayı izhâr eden Allah'ı tenzih ve teşbih ederim.» «Doğrusu sonradan meydana gelen mahlûkatm vücudu, Yaradanın vücudunun aynıdır.» «Kul Rab'dir; Rab de kuldur. Keşke bilseydim mükellef olan kimdir?»

imam rabaniyi tanımıyorum eğer bu sözlere rağmen **** arabiyi makbul olarak görüyorsa oda kendisini Allah gören Arabi gibidir hiçbir farkları yok islam aleminde; imam-ı rabbaniyi tanımayan pek azdır eserleri her yerde bulunabilir.. ve görüşlerini kendisinden sonra gelen bütün imamlar tarafından kabul görür teymiyye mevdudi ve kutup hariç onlar kendilerinden başka hiç kimsenin görüşünü kabul etmezler tıpkı sizin gibi ne kadarda birbirinize benziyorsunuz ---------------------------------------------------------------------------------


rabıtaya gelince;


rabıtayı tarif etmek, baklavayı tarif etmek gibidir, hiç baklava görmemiş birisine; "hamuru üst üste koyup arasına ceviz koyuyorlar fırında pişiriyorlar sonrada üzerine şekerli su döküyorlar...işte baklava budur" desen baklavadan ne kadar anlamış olursa sende rabıtanın tarifinde o kadar anlarsın...nasıl ki baklavanın şeklini anlatırsın ama tadını anlatamazsan rabıtanında sadece yapılış şeklini anlatabilirsin ama mahiyetini tadını asla anlatamazsın...rabıtanın yapılış şeklinide burada anlatmama gerek yok zira yapılış şeklini sen benden daha iyi biliyorsundur..
----------------------------------------------------------------------------
cevap
cennet nimetlerini hayal ederek rabıtayı tarif ediyorsun ama maalesef rabıta o değil bunu istersen senden başka rabıta yapanlara sor o değilse nedir.. maşaallah, sen rabıtayı hiç yapmadan benden daha iyi biliyorsun demekki birde rabıta yapsan neler olacak..ama rabıtadan gaye asla mürşide ibadet değildir.. insan kalbi ve beyni asla boş durmaz her daim bir şeyler ile meşguldür...madem öyle; masiva ile meşgul olacagına, mevlanın bir dostu ile meşgul olsun. bu müride bazı işlerde kolaylık sağlar..

cevap
sizin kalbiniz ve beyniniz asla boş durmaz sürekli şeyhinizi düşünür rabıta yaparsınız onun kıyamete size şefaat edecek ve sizi cehennemden kurtaracağınızı zannediyorsunuz onun için namaz sonrası iki rekat namaz bile şeyhiniz için kılarsınız hiç böyle birini gördünmü yoksa yine tahminmi ediyorsun bunun içinde İslam ulemasının icması bile var diyorsunuz hangi içmadan bas ediyorsunuz bestami Arabi sait nursimi icma etmiş doğru diyorsun bu icma onların icması - ehli sünnet alimlerinin icması değil ehli sünnet icmasını söyleyinde bizde öğrenelim. yoksa bunlarmı ?..ibn-i tymiyye, ibn-i kayyim, cemaleddin-i efgani, şeyh muhammed abduh, şeyh muhammed rıza, abdilmümin el meraği, şeyh abdülmecid selim, şeyh mahmud seltüt, şeyh tantavi cevheri, şeyh muhammed abdurrazik paşa, hüseyin heykel paşa, dr.muhammed zeki mübarek, ferit vecdi, abbas akkad, ahmed emin, dr. taha hüseyin, kasım emin, kalsın ben almayayım..------------------------------------------------------------------------------------------


ve bizim mürşidlerimiz ile olan yarenliğimiz her zaman yan yana olmanın imkansızlığından dolayı rabıta'yladır ....
----------------------------------------------------------------------------------------
cevap
Mekke müşrikleride onların içinden Salih olan lar öldüklerinde onların heykellerini yapıp biz bunlara bakarak takvalarını göz önüne getiriyor ve daha ihlaslı bir şekilde Allah a ibadet ediyoruz bu şekilde daha çok Allah a yaklaşıyoruz bunlar Allah katın da bizim şefaatçılarımızdır derlerdi buna yukarıda cevap vermiştim

Şimdi söyle senin bu sözünle Mekke müşriklerinin yaptıklarının arasında bir fark var mı
fark yok. çünkü fark benzerlikleri olan şeylerin birbirine kıyaslarında söz konusu olur bizim mekke müşrikleri ile hiçbir benzerliğimiz yok ki. farkımız olsun


3 - Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet edenlerden daha sapık kim olabilir?" (Ahkaf: 5)sadakallaülazim
"Allah’ı bırakıp da sana ne fayda ne de zarar veremeyecek şeylere ibadet etme. Eğer bunu yaparsan sen de zalimlerden olursun.
Allah seni bir zarara uğratırsa onu senden kaldıracak ancak O’dur. Sana bir iyilik dilediği takdirde O’nun nimetini engelleyecek bir kuvvet de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, Gafur’dur, Rahim’dir." (Yusuf: 106-107) bunu yanlış yazmışsın herhalde yusuf suresi 106-107 böyle değil..
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"İyi bilinmelidir ki halis din Allah’ındır. Allah’ı bırakıp O’ndan başka dostlar edinenler: "Biz onlara ancak bizi daha çok Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" derler. Muhakkak ki Allah aralarında ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve kafir olan kimseyi hidayete erdirmez." (Zümer: 3) sadakallahülazim bu tehditleri allahtan başkasına ibadet edenler düşünsün. benim öyle bir derdim yok..
-------------------------------------------------------------------------------------------------

aslında bu mevzu; öyle forum küşelerinde anlatılacak veya anlaşılabilecek mevzu değildir
-----------------------------------------------------------------------------------------
cevap
aslında hakkı isteyenler için bu forum köşelerinde bile olsa çok güzel bilgiler var
hakkı istemeyenler kendi gözleri ile görseler gözleri kalpleri kulakları perdeli olduğu için hakkı kabul etmezler
evet aynen sizin gibi
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
Yaradan'la buluşma anlarımda, buseler konduruyorsun anlıma. Şairin dediği gibi; "öp beni anlımdan, öp beni seccadem..." Dudakların dokunsun kalbime, ellerim değsin avuçlarına, benim vefalı yârim seccadem...


ÖP BENİ ALNIMDAN .SEN ÖP SECCADEM....

KARDEŞİM ELLERİNE SAĞLIK.ÇOK GÜZEL BİR YAZI HAZIRLAMIŞSIN...

ALLAH (c.c.) RAZI OLSUN...DUA İLE KAL....

Selamın Aleyküm Taşovalı hemşerim...
Siteden uzun zamandır ayrısın herhalde...
Kaan Kardeşin formunda yazınızı gördüm onun için yazıyorum...
İnşaAllah bir sıkıntınız yoktur...Rabbime emanet olunuz...
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Selamın Aleyküm Taşovalı hemşerim...
Siteden uzun zamandır ayrısın herhalde...
Kaan Kardeşin formunda yazınızı gördüm onun için yazıyorum...
İnşaAllah bir sıkıntınız yoktur...Rabbime emanet olunuz...


vealeykum selam abim.. evet uzun zamandır yoktum bazı şeyler yüzünden.. Ben görmeyeli neler olmuş.. İnşaAllah hepiniz iyisinizdir.. Allaha emanetsiniz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
:(selamünaleyküm kıymetli değerli kardeşim..
hoş geldin sefalar getirdin..nerelerdeydiniz çok uzun zamandır yoktunuz...
bir çok forum konusu içersinde ''desertrose'' nerde bilen var mı diye seslenişte bulunduk..temennimiz sağlık ve sıhhattinizde bir şey olmamasıydı...inanın burada olduğunuza ALLAH cc rızası için çok sevindim ve memnun oldum....çok şey değişti bakın site içeriği ve yeni daim üyeler...tekrar hoş geldin kardeşim....ALLAH cc emanet olun..selam ve dua ile kalın........

tekrar tekrar hoş geldiniz...selam ve dua ile...:H
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
:(selamünaleyküm kıymetli değerli kardeşim..
hoş geldin sefalar getirdin..nerelerdeydiniz çok uzun zamandır yoktunuz...
bir çok forum konusu içersinde ''desertrose'' nerde bilen var mı diye seslenişte bulunduk..temennimiz sağlık ve sıhhattinizde bir şey olmamasıydı...inanın burada olduğunuza ALLAH cc rızası için çok sevindim ve memnun oldum....çok şey değişti bakın site içeriği ve yeni daim üyeler...tekrar hoş geldin kardeşim....ALLAH cc emanet olun..selam ve dua ile kalın........

tekrar tekrar hoş geldiniz...selam ve dua ile...:H


Aleykum selam canım kardeşim hoş buldum.. Unutulmadığıma çok sevindim valla çok özlemişim buraları ama çok değişmiş buldum.. :) Ama sizleri gördüğüme çok mutluyum.. Şimdilik cafeden giriyorum.. Bir taşınma işimiz oldu internetten uzak kaldım.. Çok şükür bunun dışında problem yok.. İnşaallah sizlerde iyisinizdir.. :)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt