HidayetEmin
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 9 Mar 2009
- Mesajlar
- 1
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Bir zaman bir büyük hakim, iki hizmetkarını, her birisine yirmidört altın verip iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor.Ve onlara emreder ki:"Şu para ile yol ve bilet masrafları yapınız.Hem orada ki meskeninize lazım bazı şeyleri satın alınız.Bir günlük mesafede istasyon vardır. Hem araba,hem gemi,hem tren,hem teyyare bulunur.Sermayeye göre binilir."
İki hizmetgar,ders aldıktan sonra giderler.Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf içinde, efendisinin hosuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki, sermayesi birden bine çıkar.
Öteki hizmetkar; bedbaht , serseri olduğundan istasyona kadar yirmi üç altını sarf eder. Kumara numara verip ziyan eder,birtek altını kalır.Arkadaşı ona der:"Yahu,şu liranı bir bilete ver.Ta bu uzun yolda yaya ve aç kalmayasın.Hem bizim efendimiz kerimdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru affeder.Seni de teyyareye bindirirler.Bir günde mahali ikametimize gideriz.Yoksa, iki aylık bir çölde aç,yayan, yalnız gitmeye meçbur olursun."
Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, fani bir lezzet için zevke eğlenceye sarf etse;gayet akılsız,zararlı,bedbaht olduğunu, en akılsız adam dahi anlamaz mı?
İş te ey namazsız adam! Ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
O hakim ise;Rabbimiz,Halıkımızdır.O iki hizmetkar yolcu ise,biri:sadıkolan namazını şevk ile kılar.Diğeri: Gafil namazsız insandır. O yirmidört altın ise; yirmi dört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise; Cennet'tir. O istasyon ise; kabre,mahşere gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre takva kuvvetine göre o uzun yolu çeşitli derecede kat'ederler.Bir kısmı ehli takva berk gibi, bin senelik yolu, bir günde keser. Bir kısmıda hayal gibi, ellibin senelik bir mesafeyi bir günde kat eder.
Acaba, yirmi üç saatini, şu kısacık hayatı dünyaeviyeye sarf eden ve o uzun hayatı edebiyeye birtek saatini sarfetmeyen; nekadar zarar eder, nekadar nafsine zülm eder, ne kadar hilafi akıl hareket eder!Zira, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse;halbuki kazanç ihtimali binde birdir.Sonra yirmi dörtten bir malını , yüzde doksan dokuz ihtimal ile kazancı muhtemel bir hazineyi edebiyeye vermemek; ne kadar hilafi akıl ve hikmet akıl ettiğini, nekadar akıldan uzak düştüğünü, kendini akıl zanneden adam anlamaz mı?
Halbuki:namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır, hem cisme de okadar ağır bir iş değildir.
Hem namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri , güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surretle bütün sermayei ömrünü, ahirete mal edebilir.Fani ömrünü, bir cihette ibka eder.
Bediüzzaman Said Nursi
İki hizmetgar,ders aldıktan sonra giderler.Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf içinde, efendisinin hosuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki, sermayesi birden bine çıkar.
Öteki hizmetkar; bedbaht , serseri olduğundan istasyona kadar yirmi üç altını sarf eder. Kumara numara verip ziyan eder,birtek altını kalır.Arkadaşı ona der:"Yahu,şu liranı bir bilete ver.Ta bu uzun yolda yaya ve aç kalmayasın.Hem bizim efendimiz kerimdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru affeder.Seni de teyyareye bindirirler.Bir günde mahali ikametimize gideriz.Yoksa, iki aylık bir çölde aç,yayan, yalnız gitmeye meçbur olursun."
Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, fani bir lezzet için zevke eğlenceye sarf etse;gayet akılsız,zararlı,bedbaht olduğunu, en akılsız adam dahi anlamaz mı?
İş te ey namazsız adam! Ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
O hakim ise;Rabbimiz,Halıkımızdır.O iki hizmetkar yolcu ise,biri:sadıkolan namazını şevk ile kılar.Diğeri: Gafil namazsız insandır. O yirmidört altın ise; yirmi dört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise; Cennet'tir. O istasyon ise; kabre,mahşere gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre takva kuvvetine göre o uzun yolu çeşitli derecede kat'ederler.Bir kısmı ehli takva berk gibi, bin senelik yolu, bir günde keser. Bir kısmıda hayal gibi, ellibin senelik bir mesafeyi bir günde kat eder.
Acaba, yirmi üç saatini, şu kısacık hayatı dünyaeviyeye sarf eden ve o uzun hayatı edebiyeye birtek saatini sarfetmeyen; nekadar zarar eder, nekadar nafsine zülm eder, ne kadar hilafi akıl hareket eder!Zira, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse;halbuki kazanç ihtimali binde birdir.Sonra yirmi dörtten bir malını , yüzde doksan dokuz ihtimal ile kazancı muhtemel bir hazineyi edebiyeye vermemek; ne kadar hilafi akıl ve hikmet akıl ettiğini, nekadar akıldan uzak düştüğünü, kendini akıl zanneden adam anlamaz mı?
Halbuki:namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır, hem cisme de okadar ağır bir iş değildir.
Hem namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri , güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surretle bütün sermayei ömrünü, ahirete mal edebilir.Fani ömrünü, bir cihette ibka eder.
Bediüzzaman Said Nursi