kararveremedim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Tem 2021
- Mesajlar
- 6
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 1
1) Hz. Ebu Saîd el-Hudrî(çok Hadis rivayet eden 7 Sahâbî arasındadır) şöyle dedi: Resulullah şöyle buyurdu:
İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, bir topluluk gazaya çıkacaklar ve (onlara): "Aranızda Resulullah ile sohbet etmiş kimse var mı" diyecekler. Onlar bu soruyu soranlara "evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak. Bundan sonra yine insanlar üzerinden bir zaman geçecektir ki, insanlardan bir grup gazaya çıkacaklar. "Aranızda Resulullah'ın Ashabı ile arkadaşlık etmiş olanlar var mı" denilecek. "Evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak. Sonra yine insanlar üzerinden bir zaman geçecektir ki, insanlardan bir kısmı gazaya çıkacak. "Aranızda Resulullah'ın Ashabı ile arkadaşlık yapanlara arkadaşlık yapan kimse var mı" denilecek, "evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak.
2) Hz. İmran bin Husayn(Sahâbî) şöyle dedi: Resulullah şöyle buyurdu:
Ümmetimin hayırlıları benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelecekler, sonra onlardan sonra gelecekler.
İmran şöyle dedi: Kendi çağdaşlarından sonra iki mi yoksa üç defa mı böyle zikrettiğini bilemiyorum. Daha sonra da sizin ardınızdan şahitlik etmeleri istenmediği halde şahitlik edecek, emanete hainlik edecek, kendilerine güvenilmeyecek, adaklarda bulunup adaklarını yerine getirmeyen kimseler gelecektir, aralarında şişmanlık da baş gösterecektir.
3) Hz. Abdullah'tan(burda bahsedilen Hz. Abdullah, herhalde Hz. Abdullah bin Mes'ud'dur diye tahmin ediyorum, Hz. Abdullah bin Mes'ud ise İlk Müslümanlardandır ve Aşere-i Mübeşşere'den biridir) rivayete göre Resulullah şöyle buyurdu:
İnsanların en hayırlıları benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler. Bundan sonra herhangi birileri yeminden önce şahitlik edecek, şahitliğinden önce yemin edecek kimseler gelecektir.
İbrahim şöyle dedi: Bizler daha küçükken şahitlik ve verilen sözler dolayısıyla bizi dövüyorlardı.
4) Hz. Bera bin Azib (Hadis rivayetiyle ünlü Sahâbî) şöyle dedi: Ebu Bekir (babam) Azib'den 13 dirheme bir eğer aldı. Ebu Bekir, Azib'e: "Bera'ya söyle de bu eğeri (takımını) benim için taşısın" dedi. Azib ise: "Hayır, sen bize Mekke'den çıkıp da müşrikler arkanızdan sizi takip ettikleri vakit Resulullah ile birlikte neler yaptığınızı anlatmadıkça kabul etmem" dedi. Ebu Bekir dedi ki: "Mekke'den yola çıktık. Gece boyunca ve ertesi gün öğle vaktine kadar yolumuza devam ettik. Etrafa sığınacağım bir gölge görebilir miyim diye bir göz attım. Bir kaya görüverdim, yanına gittim. Onun gölgelendirdiği bölüme baktım ve orayı hazırlayıp düzenledim. Daha sonra Resulullah'a bir yer açtım. Ona: "Ey ALLAH'ın Resulü, yat" dedim. Resulullah yattı. Sonra etrafıma bakmaya gittim. Acaba takip eden birisini görür müyüm diye. Önündeki koyunları kayaya doğru süren bir çoban görüverdim. O da bizim kayadan yararlandığımız gibi yararlanmak istiyordu. Ona: "Delikanlı, sen kimin için çalışıyorsun" diye sordum. O da Kureyş'ten adını verdiği bir kişi için çalıştığını söyledi. O dediği kişiyi tanıdım. "Koyunlarında süt var mı" diye sordum. "Evet" dedi. "Peki bizim için süt sağabilir misin" diye sordum. Yine: "Evet" dedi. Ona süt sağmasını söyleyince, koyunlarından birisini yakaladı. Daha sonra ona memesindeki tozları silkelemesini söyledim. Sonra da ellerini silkelemesini söyledim. -O da şöyle yaptı diyerek, ellerinin birini diğerine vurdu.- Benim için bir miktar süt sağdı. Ben Resulullah için ağzında bir bez parçası olan deriden bir su kabı yapmıştım. Ondan sütün üzerine biraz su döktüm, hattâ süt kabının aşağısı serinledi. Onu alıp Resulullah'a götürdüm. Uyanmış olduğunu gördüm. "İç ey ALLAH'ın Resulü" dedim. Ben hoşnut olana kadar içti. Sonra da: "Ey ALLAH'ın Resulü, yola koyulma zamanı gelmedi mi" diye sordum. "Evet" diye buyurdu. Bunun üzerine yola koyulduk. Onlar (Mekkeliler) de bizi takip ediyorlardı. Atı üzerinde (bizi takip eden) Süraka bin Malik bin Cu'şum dışında onlardan kimse bize yetişemedi. "Ey ALLAH'ın Resulü, işte bizi takip eden birisi bize yetişti" dedim.
O: "Üzülme, şüphesiz ALLAH bizimle beraberdir" dedi."
5) Hz. Ebu Bekir şöyle dedi: "Ben Resulullah ile birlikte mağaradayken Ona: "Eğer onlardan birisi ayağının ucuna baksa şüphesiz bizi görecektir" dedim. O da şöyle buyurdu:
Ey Eba Bekr, üçüncüleri ALLAH olan iki kişi hakkındaki kanaatin nedir?"
6) Hz. Ebu Said el-Hudri şöyle dedi: Resulullah, Müslüman cemaate irad ettiği bir hutbesinde buyurdu ki:
Şüphesiz ALLAH bir kulu(nu) dünya ile nezdindekilerden birisini seçmek hususunda muhayyer bıraktı. O kul da ALLAH'ın nezdindekileri seçti.
(Ebu Said) şöyle dedi: Bunun üzerine Ebu Bekir ağladı. Biz de Resulullah'ın seçimde serbest bırakılan bir kula dair haber vermesi dolayısıyla onun niçin ağladığına hayret ettik. Meğer seçmekte serbest bırakılan kişi Resulullah'mış ve Ebu Bekir aramızda en bilgili olanımızmış.
Resulullah şöyle buyurdu:
Şüphesiz sohbetinde (arkadaşlığında) ve malında kendisine karşı en çok minnettar olduğum kişi Ebu Bekir'dir. Eğer Rabbimin dışında bir halil edinecek olsaydım şüphesiz Ebu Bekir'i edinirdim. Fakat İslam'ın kardeşliği ve sevgisi (zaten var olan bir şeydir). Mescidde Ebu Bekir'in kapısı dışında kapatılmadık hiçbir kapı kalmasın.
7) Hz. İbn Ömer (Hz. Ömer'in oğlu olan Sahâbî) şöyle dedi: Biz insanlar (Ashab) arasında Resulullah zamanında kimin hayırlı olduğunun sıralamasını yapar, önce Ebu Bekir'in sonra Ömer bin el-Hattab'ın, sonra Osman bin Affan'ın hayırlı olduğunu söylerdik.
8) Hz. İbn Abbas'tan (Hz. Muhammed'in Amcasının Oğlu olan Sahâbî) rivayete göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
Eğer bir halil edinecek olsaydım, elbette Ebu Bekir'i edinirdim. Fakat (O) benim kardeşim ve benim Ashabımdan birisidir.
9) Hz. Ebu Eyyub'un (Türkiye'de "Eyüp Sultan" unvanıyla anılan Sahâbî) rivayetiyle Resulullah buyurdu ki:
Eğer bir halil edinecek olsaydım, elbette Onu halil edinirdim. Fakat İslam kardeşliği daha faziletlidir.
10) Abdullah bin Ebi Muleyke dedi ki: Kufe halkı İbnu'z-Zubeyr'e dede(nin mirası) hakkında mektup yazdılar (ve sordular). O da şöyle dedi: Resulullah'ın buyurduğuna gelince: "Eğer ben bu ümmetten bir halil edinecek olsaydım, elbette onu edinirdim dediği zat, onu (yani dedeyi) baba gibi değerlendirmiştir." Kastettiği kişi Hz. Ebu Bekir'dir.
11) Muhammed bin Cubeyr bin Mut'im, dedi ki: "Bir kadın Resulullah'a geldi. Ona daha sonra yanına dönmesini emretti. Kadın -sanki ölümü kastedercesine-: "Ne dersin, gelir de seni bulamazsam (ne yapayım)" dedi. Resulullah: Beni bulamazsan Ebu Bekir'e git diye buyurdu.
12) Ammar'dan (burdaki Ammar herhalde Ammâr bin Yâsir'dir ki, Kendisi ilk Müslümanlardan olan ünlü bir Sahâbî olup Anne ve Babası İslam'ın ilk Şehidleridir) dedi ki: Resulullah'ı beraberinde sadece beş köle, iki kadın ve Ebu Bekir'den başka kimse yokken gördüm.
13) Hz. Ebu'd-Derda (Kur'an Muallimliği Yapan Sahâbî) dedi ki: Resulullah'ın yanında oturuyordum, aniden Ebu Bekir'in -elbisesinin eteğini diz kapağı görününceye kadar toplamış olarak- geldiğini gördüm. Resulullah şöyle buyurdu:
Sizin bu arkadaşınız tartışmış bulunuyor.
Ebu Bekir selam vererek: "Ey ALLAH'ın Resulü" dedi. "Benimle Hattab'ın Oğlu arasında bir anlaşmazlık oldu. Ben de acelecilik edip ona bir şeyler söyledikten sonra pişman oldum. Beni affetmesini istediğim halde kabul etmedi. Ben de senin yanına geldim." ALLAH Resulü: -Üç Defa-
ALLAH sana mağfiret etsin ey Ebu Bekir diye buyurdu.
Daha sonra Ömer pişman oldu, Ebu Bekir'in evine gitti ve: "Ebu Bekir burada mıdır" diye sordu. "Hayır" dediler. Resulullah'ın yanına gitti. Resulullah'ın (kızgınlığından) yüzünün rengi değişmeye başladı. Hatta Ebu Bekir korktu, bunun üzerine dizleri üzerine çökerek: "Ey ALLAH'ın Resulü" dedi. "ALLAH'a yemin ederim ben daha çok haksızlık yaptım." Bu sözlerini iki defa tekrarlayınca Resulullah şöyle buyurdu:
ALLAH Beni Size (Nebi Olarak) Gönderdi. Sizler, yalan söylüyorsun dediniz. Ebu Bekir ise doğru söylüyor dedi, canıyla, malıyla Beni koruyup gözetti. Benim Arkadaşımı Bana bırakmayacak mısınız (onu rahatsız edecek şeyler yapmaktan vazgeçmeyecek misiniz), Sözünü iki defa tekrarladı ve bundan sonra onu rahatsız edecek bir şey yapılmadı.
14) Hz. Amr bin el-As'tan (Mısır fâtihi olan ünlü Sahâbî) rivayete göre Resulullah kendisini Zatu's-Selasil'e askeri birliğin kumandanı olarak tayin etmişti. "Onun yanına vardım, en sevdiğin insan kimdir diye sordum, O:
Aişe'dir diye buyurdu. Erkeklerden (kimdir) dedim. "Babasıdır" diye buyurdu. "Sonra kimdir" diye sordum. Sonra Ömel bin el-Hattab'dır diye buyurdu ve başka kimseleri saydı."
İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, bir topluluk gazaya çıkacaklar ve (onlara): "Aranızda Resulullah ile sohbet etmiş kimse var mı" diyecekler. Onlar bu soruyu soranlara "evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak. Bundan sonra yine insanlar üzerinden bir zaman geçecektir ki, insanlardan bir grup gazaya çıkacaklar. "Aranızda Resulullah'ın Ashabı ile arkadaşlık etmiş olanlar var mı" denilecek. "Evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak. Sonra yine insanlar üzerinden bir zaman geçecektir ki, insanlardan bir kısmı gazaya çıkacak. "Aranızda Resulullah'ın Ashabı ile arkadaşlık yapanlara arkadaşlık yapan kimse var mı" denilecek, "evet" diyecekler ve onlara fetih nasip olacak.
2) Hz. İmran bin Husayn(Sahâbî) şöyle dedi: Resulullah şöyle buyurdu:
Ümmetimin hayırlıları benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelecekler, sonra onlardan sonra gelecekler.
İmran şöyle dedi: Kendi çağdaşlarından sonra iki mi yoksa üç defa mı böyle zikrettiğini bilemiyorum. Daha sonra da sizin ardınızdan şahitlik etmeleri istenmediği halde şahitlik edecek, emanete hainlik edecek, kendilerine güvenilmeyecek, adaklarda bulunup adaklarını yerine getirmeyen kimseler gelecektir, aralarında şişmanlık da baş gösterecektir.
3) Hz. Abdullah'tan(burda bahsedilen Hz. Abdullah, herhalde Hz. Abdullah bin Mes'ud'dur diye tahmin ediyorum, Hz. Abdullah bin Mes'ud ise İlk Müslümanlardandır ve Aşere-i Mübeşşere'den biridir) rivayete göre Resulullah şöyle buyurdu:
İnsanların en hayırlıları benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler. Bundan sonra herhangi birileri yeminden önce şahitlik edecek, şahitliğinden önce yemin edecek kimseler gelecektir.
İbrahim şöyle dedi: Bizler daha küçükken şahitlik ve verilen sözler dolayısıyla bizi dövüyorlardı.
4) Hz. Bera bin Azib (Hadis rivayetiyle ünlü Sahâbî) şöyle dedi: Ebu Bekir (babam) Azib'den 13 dirheme bir eğer aldı. Ebu Bekir, Azib'e: "Bera'ya söyle de bu eğeri (takımını) benim için taşısın" dedi. Azib ise: "Hayır, sen bize Mekke'den çıkıp da müşrikler arkanızdan sizi takip ettikleri vakit Resulullah ile birlikte neler yaptığınızı anlatmadıkça kabul etmem" dedi. Ebu Bekir dedi ki: "Mekke'den yola çıktık. Gece boyunca ve ertesi gün öğle vaktine kadar yolumuza devam ettik. Etrafa sığınacağım bir gölge görebilir miyim diye bir göz attım. Bir kaya görüverdim, yanına gittim. Onun gölgelendirdiği bölüme baktım ve orayı hazırlayıp düzenledim. Daha sonra Resulullah'a bir yer açtım. Ona: "Ey ALLAH'ın Resulü, yat" dedim. Resulullah yattı. Sonra etrafıma bakmaya gittim. Acaba takip eden birisini görür müyüm diye. Önündeki koyunları kayaya doğru süren bir çoban görüverdim. O da bizim kayadan yararlandığımız gibi yararlanmak istiyordu. Ona: "Delikanlı, sen kimin için çalışıyorsun" diye sordum. O da Kureyş'ten adını verdiği bir kişi için çalıştığını söyledi. O dediği kişiyi tanıdım. "Koyunlarında süt var mı" diye sordum. "Evet" dedi. "Peki bizim için süt sağabilir misin" diye sordum. Yine: "Evet" dedi. Ona süt sağmasını söyleyince, koyunlarından birisini yakaladı. Daha sonra ona memesindeki tozları silkelemesini söyledim. Sonra da ellerini silkelemesini söyledim. -O da şöyle yaptı diyerek, ellerinin birini diğerine vurdu.- Benim için bir miktar süt sağdı. Ben Resulullah için ağzında bir bez parçası olan deriden bir su kabı yapmıştım. Ondan sütün üzerine biraz su döktüm, hattâ süt kabının aşağısı serinledi. Onu alıp Resulullah'a götürdüm. Uyanmış olduğunu gördüm. "İç ey ALLAH'ın Resulü" dedim. Ben hoşnut olana kadar içti. Sonra da: "Ey ALLAH'ın Resulü, yola koyulma zamanı gelmedi mi" diye sordum. "Evet" diye buyurdu. Bunun üzerine yola koyulduk. Onlar (Mekkeliler) de bizi takip ediyorlardı. Atı üzerinde (bizi takip eden) Süraka bin Malik bin Cu'şum dışında onlardan kimse bize yetişemedi. "Ey ALLAH'ın Resulü, işte bizi takip eden birisi bize yetişti" dedim.
O: "Üzülme, şüphesiz ALLAH bizimle beraberdir" dedi."
5) Hz. Ebu Bekir şöyle dedi: "Ben Resulullah ile birlikte mağaradayken Ona: "Eğer onlardan birisi ayağının ucuna baksa şüphesiz bizi görecektir" dedim. O da şöyle buyurdu:
Ey Eba Bekr, üçüncüleri ALLAH olan iki kişi hakkındaki kanaatin nedir?"
6) Hz. Ebu Said el-Hudri şöyle dedi: Resulullah, Müslüman cemaate irad ettiği bir hutbesinde buyurdu ki:
Şüphesiz ALLAH bir kulu(nu) dünya ile nezdindekilerden birisini seçmek hususunda muhayyer bıraktı. O kul da ALLAH'ın nezdindekileri seçti.
(Ebu Said) şöyle dedi: Bunun üzerine Ebu Bekir ağladı. Biz de Resulullah'ın seçimde serbest bırakılan bir kula dair haber vermesi dolayısıyla onun niçin ağladığına hayret ettik. Meğer seçmekte serbest bırakılan kişi Resulullah'mış ve Ebu Bekir aramızda en bilgili olanımızmış.
Resulullah şöyle buyurdu:
Şüphesiz sohbetinde (arkadaşlığında) ve malında kendisine karşı en çok minnettar olduğum kişi Ebu Bekir'dir. Eğer Rabbimin dışında bir halil edinecek olsaydım şüphesiz Ebu Bekir'i edinirdim. Fakat İslam'ın kardeşliği ve sevgisi (zaten var olan bir şeydir). Mescidde Ebu Bekir'in kapısı dışında kapatılmadık hiçbir kapı kalmasın.
7) Hz. İbn Ömer (Hz. Ömer'in oğlu olan Sahâbî) şöyle dedi: Biz insanlar (Ashab) arasında Resulullah zamanında kimin hayırlı olduğunun sıralamasını yapar, önce Ebu Bekir'in sonra Ömer bin el-Hattab'ın, sonra Osman bin Affan'ın hayırlı olduğunu söylerdik.
8) Hz. İbn Abbas'tan (Hz. Muhammed'in Amcasının Oğlu olan Sahâbî) rivayete göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
Eğer bir halil edinecek olsaydım, elbette Ebu Bekir'i edinirdim. Fakat (O) benim kardeşim ve benim Ashabımdan birisidir.
9) Hz. Ebu Eyyub'un (Türkiye'de "Eyüp Sultan" unvanıyla anılan Sahâbî) rivayetiyle Resulullah buyurdu ki:
Eğer bir halil edinecek olsaydım, elbette Onu halil edinirdim. Fakat İslam kardeşliği daha faziletlidir.
10) Abdullah bin Ebi Muleyke dedi ki: Kufe halkı İbnu'z-Zubeyr'e dede(nin mirası) hakkında mektup yazdılar (ve sordular). O da şöyle dedi: Resulullah'ın buyurduğuna gelince: "Eğer ben bu ümmetten bir halil edinecek olsaydım, elbette onu edinirdim dediği zat, onu (yani dedeyi) baba gibi değerlendirmiştir." Kastettiği kişi Hz. Ebu Bekir'dir.
11) Muhammed bin Cubeyr bin Mut'im, dedi ki: "Bir kadın Resulullah'a geldi. Ona daha sonra yanına dönmesini emretti. Kadın -sanki ölümü kastedercesine-: "Ne dersin, gelir de seni bulamazsam (ne yapayım)" dedi. Resulullah: Beni bulamazsan Ebu Bekir'e git diye buyurdu.
12) Ammar'dan (burdaki Ammar herhalde Ammâr bin Yâsir'dir ki, Kendisi ilk Müslümanlardan olan ünlü bir Sahâbî olup Anne ve Babası İslam'ın ilk Şehidleridir) dedi ki: Resulullah'ı beraberinde sadece beş köle, iki kadın ve Ebu Bekir'den başka kimse yokken gördüm.
13) Hz. Ebu'd-Derda (Kur'an Muallimliği Yapan Sahâbî) dedi ki: Resulullah'ın yanında oturuyordum, aniden Ebu Bekir'in -elbisesinin eteğini diz kapağı görününceye kadar toplamış olarak- geldiğini gördüm. Resulullah şöyle buyurdu:
Sizin bu arkadaşınız tartışmış bulunuyor.
Ebu Bekir selam vererek: "Ey ALLAH'ın Resulü" dedi. "Benimle Hattab'ın Oğlu arasında bir anlaşmazlık oldu. Ben de acelecilik edip ona bir şeyler söyledikten sonra pişman oldum. Beni affetmesini istediğim halde kabul etmedi. Ben de senin yanına geldim." ALLAH Resulü: -Üç Defa-
ALLAH sana mağfiret etsin ey Ebu Bekir diye buyurdu.
Daha sonra Ömer pişman oldu, Ebu Bekir'in evine gitti ve: "Ebu Bekir burada mıdır" diye sordu. "Hayır" dediler. Resulullah'ın yanına gitti. Resulullah'ın (kızgınlığından) yüzünün rengi değişmeye başladı. Hatta Ebu Bekir korktu, bunun üzerine dizleri üzerine çökerek: "Ey ALLAH'ın Resulü" dedi. "ALLAH'a yemin ederim ben daha çok haksızlık yaptım." Bu sözlerini iki defa tekrarlayınca Resulullah şöyle buyurdu:
ALLAH Beni Size (Nebi Olarak) Gönderdi. Sizler, yalan söylüyorsun dediniz. Ebu Bekir ise doğru söylüyor dedi, canıyla, malıyla Beni koruyup gözetti. Benim Arkadaşımı Bana bırakmayacak mısınız (onu rahatsız edecek şeyler yapmaktan vazgeçmeyecek misiniz), Sözünü iki defa tekrarladı ve bundan sonra onu rahatsız edecek bir şey yapılmadı.
14) Hz. Amr bin el-As'tan (Mısır fâtihi olan ünlü Sahâbî) rivayete göre Resulullah kendisini Zatu's-Selasil'e askeri birliğin kumandanı olarak tayin etmişti. "Onun yanına vardım, en sevdiğin insan kimdir diye sordum, O:
Aişe'dir diye buyurdu. Erkeklerden (kimdir) dedim. "Babasıdır" diye buyurdu. "Sonra kimdir" diye sordum. Sonra Ömel bin el-Hattab'dır diye buyurdu ve başka kimseleri saydı."