Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sahabe Bulalim (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
SAHABE BULALIM
ASHAB-I KİRAM

Bismillah diyerek baslayalim.biraz zekalarimiz calistirmaya ne dersiniz?

Yada bilgilerimiz yoklamaya bir sahabe yada alim birisi ile ilgili bir soru saralim
cevabi bulan kişi soru sormaya hak kazansin.
ilk soru ben soruyorum müsadenizle biraz kolay olsun nede olsa ilk soru

İLK PEYGAMBERİMİZE İMAN EDEN COCUK KİMDİR?
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Essalamun aleykum ve rahmetulahu ve berakatuhu tabiki de Hz. Ali (r.a.)

 

holalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Selamaleyküm peygamber efendimize sima olarak en çok benzeyen sahabi kimdir.ipucuda vereyim uhud savaşında onu öldüren bir müşrik peygamberimizi öldürdüğünü sanmıştır.
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamaleyküm peygamber efendimize sima olarak en çok benzeyen sahabi kimdir.ipucuda vereyim uhud savaşında onu öldüren bir müşrik peygamberimizi öldürdüğünü sanmıştır.

Ve aleyna ve aleykum selam kardesim "MUS'AB BIN ÜMEYR" (r.a.)

Hz. Hatice'nin yigeni ve ayni zamanda din adami olan sahabe kimdir?
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Essalamun aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu çok güzel bir bölüm açmissiniz. :G Onlar birer yildizdir,SAHABELER..Cok begendim Rabbim razi olsun. Dua ile insaAllah:H
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Essalamun aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu çok güzel bir bölüm açmissiniz. :G Onlar birer yildizdir,SAHABELER..Cok begendim Rabbim razi olsun. Dua ile insaAllah:H

Ve Aleykümselam böylelikle hem sahabelerimizle beraber oluyoruz hem öğreniyoruz selametle :H
 

holalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ve aleyna ve aleykum selam kardesim "MUS'AB BIN ÜMEYR" (r.a.)

Hz. Hatice'nin yigeni ve ayni zamanda din adami olan sahabe kimdir?
değerli kardeişim sanırım varaka bin nevfel
Peygamberimizin taif yolculuğundaki arkadaşı aynı zamanda ilk müslümanlardan olan sahabe kimdir?
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
değerli kardeişim sanırım varaka bin nevfel
Peygamberimizin taif yolculuğundaki arkadaşı aynı zamanda ilk müslümanlardan olan sahabe kimdir?




Peygamberimizin taif yolculuğundaki arkadaşı Zeyd Bin Harise


Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in sut annesi?
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in sut annesi? HALİME



Peygamber Efendimiz (s.a.v.)' inkendisine Bahreyn Emiri vasitasiyle mektup gonderip islama davet ettigi ancak mektubu parcalayip attigi icin Efendimiz (s.a.v.)' in ;.....' nin saltanati da parcalanip yok olsun; diye beddua ettigi iran ?
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Hükümdarları İslâm'a davet kararı alan Resûli Kibriya Efendimiz, ashabtan Abdullah b. Huzafe'yi de İran Kisrâsı Perviz İbni Hürmüz'e elçi olarak gönderdi.

İran'a varıp, saraya kabul edilen Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamberimizin İslâm'a davet mektubunu bizzat Kisrâ Perviz'in eline teslim etti. Kisrâ, mektubu kâtibine okuttu:

"Bismillahirrahmânirrahîm!

"Allah Resulü Muhammed'den Farsların Büyüğü Kisrâ'ya!.."

Bu hitab, Kisrâ'yı son derece hiddetlendirdi. Mektubun devamının okunmasına müsaade etmeden ve muhtevasını öğrenmeden, "Şuna bak! Benim kulum, kölem olan kişi, (hâşâ) kalkıyor da bana mektup yazıyor!" diyerek Hz. Resûlullah'ın mübarek mektubunu alıp ortadan küstahça yırttı;525 sonra da haddini aşarak, elçi Abdullah b. Huzafe'ye, "Mülk ve saltanat bana mahsustur! Benim bu hususta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından asla endişem ve korkum yoktur! Firavun, İsrail Oğullarına hâkim olmuştu! Siz, onlardan daha güçlü değilsiniz! Sizi derhâl hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var? Ben, Firavun'dan daha iyi ve güçlüyümdür!" diye hitab etti ve onu adamları vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı.526

Abdullah b. Huzafe 'nin Medine 'ye Dönüşü

Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamber Efendimizin İslâm'a davet mektubunu Kisrâ'ya vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz hemen bineğine atlayarak Medine'nin yolunu tuttu.

O sırada Kisrâ'nın öfkesi bir nebze dinmiş olacak ki, onu bulup getirr>elerin: adamlarına emretti. Ancak, Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.

Medine'ye gelen Hz. Abdullah, Resûli Kibriya Efendimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, "Yâ Rabbi!.. Nasıl o benim mektubumu parçaladı, Sen de onu ve onun mülkünü parçala!" diye Kisrâ'ya beddua etti.527

Bu bedduanın tesiriyledir ki, Kisrâ Perviz'in oğlu Şireveyh, hançerle onu parçaladı. Sa'd İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını paramparça etti. Sasanîye Devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.

Babasını öldürüp yerine geçen Şireveyh, ancak altı ay yaşayabilmiştir. Saltanatın verdiği ihtirasla, kardeşlerini de öldürtmüştü. Kendisine halef olacak erkek evlâdı da bulunmadığından, halk Şireveyh'in Buran adındaki kızını saltanat tahtına geçirmişti. Peygamber Efendimiz bunu duyunca, "Mukadderatını bir kadının eline veren millet, felah bulmaz!" diye buyurmuşlardı. Bu veciz ifadeleriyle Resûli Ekrem Efendimiz, İslâm'ın âmme hukukunun en mühim bir kaidesini ortaya koymuştur. Bu kaideye göre, islâm hukukunda "âmme velayeti" denilen devlet teşkilâtı reisliği, ancak bir erkek vatandaş tarafından temsil olurpjr. Millet otoritesini temsil edecek olan bu mevkiye kadın seçilemez; çünkü, kadının fıtratı birçok cihetten bu çok ağır vazifeyi yüklenip yürütmeye müsait değildir. Bu sebepledir ki, islâm hukukunda kadının alış veriş, şehâdet, şirket, vesayet, veraset, vekâlet, hibe gibi her türlü medenî akid ve tasarrufları, sair milletlerin hukukuna nisbetle en geniş ölçüde muteber ve ticari sahadaki çalışması meşru olduğu hâlde, devlet başkanlığına seçilebilmesi hususunda kadın için herhangi bir hak kabul edilmemiştir (Tecrid Tercemesi, c. 10. s. 450).

Peygamberimizin Gönderdiği Mektup

Resûli Ekrem Efendimizin İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e gönderdiği İslâm'a davet mektubunun tam metni şöyleydi:

"Bismillah irrahmânirrahîm!

"Allah'ın Resulü Muhammed'den Farsların Büyüğü Kisrâ'ya!..

"Doğru yola gidenlere, Allah'a ve Peygamberine îman edenlere, bir Allah'tan başka ilâh olmadığına, O'nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehâdet edenlere selâm olsun!

"Ben, seni Allah'ın dinine [İslâm'a] davet ediyorum; çünkü ben, bütün insanlara 'hayatı olan kişilere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kâfirlere o söz hak olmak için (azab sözü gerçekleşmesi için)' (Yasin, 70) peygamber olarak gönderildim.

"Müslüman ol ki, selâmete eresin! Eğer davetimden yüz çevirirsen, Mecûsî kavminin günahı senin boynuna olsun!
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamun Aleyküm çok güzel bir sayfa açmışsınız Allah razı olsun

Peygamber efendimizin(s.a.v.)'in amcası Hz. Hamza'yı şehit edenin kim olduğunu ve müslüman oluşunu

selametle...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Hükümdarları İslâm'a davet kararı alan Resûli Kibriya Efendimiz, ashabtan Abdullah b. Huzafe'yi de İran Kisrâsı Perviz İbni Hürmüz'e elçi olarak gönderdi.

İran'a varıp, saraya kabul edilen Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamberimizin İslâm'a davet mektubunu bizzat Kisrâ Perviz'in eline teslim etti. Kisrâ, mektubu kâtibine okuttu:

"Bismillahirrahmânirrahîm!

"Allah Resulü Muhammed'den Farsların Büyüğü Kisrâ'ya!.."

Bu hitab, Kisrâ'yı son derece hiddetlendirdi. Mektubun devamının okunmasına müsaade etmeden ve muhtevasını öğrenmeden, "Şuna bak! Benim kulum, kölem olan kişi, (hâşâ) kalkıyor da bana mektup yazıyor!" diyerek Hz. Resûlullah'ın mübarek mektubunu alıp ortadan küstahça yırttı;525 sonra da haddini aşarak, elçi Abdullah b. Huzafe'ye, "Mülk ve saltanat bana mahsustur! Benim bu hususta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından asla endişem ve korkum yoktur! Firavun, İsrail Oğullarına hâkim olmuştu! Siz, onlardan daha güçlü değilsiniz! Sizi derhâl hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var? Ben, Firavun'dan daha iyi ve güçlüyümdür!" diye hitab etti ve onu adamları vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı.526

Abdullah b. Huzafe 'nin Medine 'ye Dönüşü

Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamber Efendimizin İslâm'a davet mektubunu Kisrâ'ya vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz hemen bineğine atlayarak Medine'nin yolunu tuttu.

O sırada Kisrâ'nın öfkesi bir nebze dinmiş olacak ki, onu bulup getirr>elerin: adamlarına emretti. Ancak, Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.

Medine'ye gelen Hz. Abdullah, Resûli Kibriya Efendimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, "Yâ Rabbi!.. Nasıl o benim mektubumu parçaladı, Sen de onu ve onun mülkünü parçala!" diye Kisrâ'ya beddua etti.527

Bu bedduanın tesiriyledir ki, Kisrâ Perviz'in oğlu Şireveyh, hançerle onu parçaladı. Sa'd İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını paramparça etti. Sasanîye Devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.

Babasını öldürüp yerine geçen Şireveyh, ancak altı ay yaşayabilmiştir. Saltanatın verdiği ihtirasla, kardeşlerini de öldürtmüştü. Kendisine halef olacak erkek evlâdı da bulunmadığından, halk Şireveyh'in Buran adındaki kızını saltanat tahtına geçirmişti. Peygamber Efendimiz bunu duyunca, "Mukadderatını bir kadının eline veren millet, felah bulmaz!" diye buyurmuşlardı. Bu veciz ifadeleriyle Resûli Ekrem Efendimiz, İslâm'ın âmme hukukunun en mühim bir kaidesini ortaya koymuştur. Bu kaideye göre, islâm hukukunda "âmme velayeti" denilen devlet teşkilâtı reisliği, ancak bir erkek vatandaş tarafından temsil olurpjr. Millet otoritesini temsil edecek olan bu mevkiye kadın seçilemez; çünkü, kadının fıtratı birçok cihetten bu çok ağır vazifeyi yüklenip yürütmeye müsait değildir. Bu sebepledir ki, islâm hukukunda kadının alış veriş, şehâdet, şirket, vesayet, veraset, vekâlet, hibe gibi her türlü medenî akid ve tasarrufları, sair milletlerin hukukuna nisbetle en geniş ölçüde muteber ve ticari sahadaki çalışması meşru olduğu hâlde, devlet başkanlığına seçilebilmesi hususunda kadın için herhangi bir hak kabul edilmemiştir (Tecrid Tercemesi, c. 10. s. 450).

Peygamberimizin Gönderdiği Mektup

Resûli Ekrem Efendimizin İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e gönderdiği İslâm'a davet mektubunun tam metni şöyleydi:

"Bismillah irrahmânirrahîm!

"Allah'ın Resulü Muhammed'den Farsların Büyüğü Kisrâ'ya!..

"Doğru yola gidenlere, Allah'a ve Peygamberine îman edenlere, bir Allah'tan başka ilâh olmadığına, O'nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehâdet edenlere selâm olsun!

"Ben, seni Allah'ın dinine [İslâm'a] davet ediyorum; çünkü ben, bütün insanlara 'hayatı olan kişilere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kâfirlere o söz hak olmak için (azab sözü gerçekleşmesi için)' (Yasin, 70) peygamber olarak gönderildim.

"Müslüman ol ki, selâmete eresin! Eğer davetimden yüz çevirirsen, Mecûsî kavminin günahı senin boynuna olsun!


Allah razı olsun hem cevabını hem açıklamasını çok güzel yazmışsın ben böyle araştırma yapılarak yazılmasını seviyorum A.E.O Soruda sorarsanız memnun olurum
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razı olsun hem cevabını hem açıklamasını çok güzel yazmışsın ben böyle araştırma yapılarak yazılmasını seviyorum A.E.O Soruda sorarsanız memnun olurum

Sizdende Allah razı olsun sorumu sormuştum ama görmediniz sanırım
selametle...
 

meksur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2008
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
63
sahabe bulalım

sahabe bulalım

El cevap=Hz. vahşi r.a
soru=efendimizin çocukken köle olarak alıp sorada evlat edindiği sahabe nin ismi nedir
[/SIZE]
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
El cevap=Hz. vahşi r.a
soru=efendimizin çocukken köle olarak alıp sorada evlat edindiği sahabe nin ismi nedir[/size]

esselamu aleyküm

cevap: Zeyd Bin Harise (r.a)

soru: Sahabe efendilerimizden hangisinin lakabı "zinnureyn" dir ve bu lakaba mazhar olmasına ne sebep olmuştur?

selam ve dua ile..
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Hz. Osman, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccârdı. Cemiyette, sevilen, sayılan bir kimseydi. İ’tibârı yüksek idi. Hz. Ebû Bekir’in de arkadaşı, yakın dostu idi. Önemli işlerinde ona danışır, onun fikrini alırdı. Câhiliye devrinin pisliklerine bulaşmadı.

Peygamber kızı olsa gerek

Müslüman olmasını şöyle anlatır:

Benim firâset sahibi olan bir teyzem vardı. Hastalandığında ziyâretine gitmiştim. Bana dedi ki:

- Yâ Osman! Sen öyle biri ile evleneceksin ki, ne o senden önce bir erkek görmüş olacak, ne de sen ondan önce bir kadın görmüş olacaksın. Bu kız çok güzel olup, sâliha biridir. Ayrıca bu kız, Peygamber kızı olsa gerek.

Sen benim sevdiğimsin

Herkes sevdiği arkadaşının yanına gitti. Peygamber efendimiz de, Hz. Osman’ı yanına alıp buyurdu ki:

- Sen, dünyada ve âhırette benim sevdiğimsin.

Hz. Âişe anlatır:

Resûlullah efendimiz, bir gün istirahat ediyordu. Bu sırada Hz. Ebû Bekir içeri girmek için izin istedi.

İzin verilip içeri girdi. Resûlullah hiç hâlini değiştirmedi. Sonra, Hz. Ömer izin alıp içeri girdi. Yine hâlini değiştirmedi. Uzanmış vaziyette iken onlarla sohbet ettiler.

Daha sonra, Hz. Osman kapıya gelip içeri girmek için izin istedi. Peygamber efendimiz oturdular. Hz. Osman’ı bu şekilde kabûl ettiler.

Hepsi gittikten sonra sordum:

- Babam Ebû Bekir ve Hz. Ömer içeri girdiklerinde hiç hâlinizi bozmadınız. Fakat Hz. Osman içeri girince, oturdunuz. Bunun sebebi nedir?

- Meleklerin hayâ ettikleri bir kimseden ben nasıl hayâ etmem.

Osman'a verirdim

Bunun üzerine vahiy gelerek Rukayye Hz. Osman’a nikâh edildi. Rukayye, Bedir savaşından sonra vefât edince, Peygamberimizin diğer kızı Ümmü Gülsüm de Hz. Osman’a nikâh edildi. Bu bakımdan ona, Peygamberimizin iki kızıyla evlenme ni’metine kavuşmuş olduğu için, iki nûr sahibi ma’nâsına Zinnûreyn” denilmiştir.

Resûlullah efendimiz, ona, birbiri ardınca, iki kızını vermiştir. İkinci kızı vefât edince;

- Bir kızım daha olsaydı, onu da Osman’a verirdim, buyurmuştur.

İkinci kızını verdiğinde, Hz. Osman’ı gâyet medhetmişti. Düğünden sonra kızı dedi ki:

- Ey benim gözümün nûru babam! Hz. Osman’ı gâyet medheylediniz. Buyurduğunuz kadar değil.

Bunun üzerine Resûlullah efendimiz kızına buyurdu ki:

- Ey benim kızım! Osman’dan gökteki melekler hayâ ederler. Ey canım kızım, Osman’a çok saygı göster. Çünkü, Eshâbım arasında, ahlâkı bana en çok benzeyen odur.

Başka bir zaman da:

- Ben Allahü teâlânın huzûrunda, Osman’ın düşmanlarının hasmıyım, onlara karşıyım, buyurdu.

Bir başka zaman da:

- Bütün peygamberler, hayatlarında bir kimse ile iftihâr etmiştir. Ben de Osman bin Affân ile iftihar ederim, buyurdu.

 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Manevi oğlunun ismi ve aynı zamanda kuran da geçen sahabe:manevi oğlunun ismi ve aynı zamanda kuran da geçen sahabe:
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Manevi oğlunun ismi ve aynı zamanda kuran da geçen sahabe:manevi oğlunun ismi ve aynı zamanda kuran da geçen sahabe:

AHZÂB SÛRESİ
37. Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikahında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.


Bu âyette adı geçen Zeyd, Hz. Peygamber’in kölelikten azat ederek evlat edinmiş olduğu Zeyd b. Hârise’dir. Hz. Peygamber onu halasının kızı Zeynep ile evlendirmişti. Ancak aralarında başlayan geçimsizlik sebebiyle Zeyd Hz. Peygamber’e gelerek eşini boşamak istediğini söylüyordu. Hz. Peygamber bu boşanmanın uygun olacağını düşünmekle beraber dedikodu çıkmasından çekindiği için Zeyd’e, eşini boşamamasını söylüyordu. Ancak daha sonra Zeyd eşini boşamıştı. Bu boşamadan sonra Allah, Zeyneb’i Hz. Peygamber’e eş yapmıştı. O güne kadar Araplar evlat edindikleri kimseyi öz evlatlarıyla bir tutuyorlar, onların boşadıkları eşleriyle evlenmiyorlardı. Bu uygulama Arapların bu âdetini ortadan kaldırmıştır.

Ayrıca Hz. Zeyd, Rasulüllah (s.a.v.)in emri ile Süryani ve İbrani dillerini öğrendi. Hz. Peygamber (s.a.v.)in mektuplarını yazdı ve tercümanlığını yaptı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt