Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Rabıta ve Nakşibendilik... (7 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Rabıta-ı Şeyhin Delilleri


Râbıtanın hak olup, dinen sabit olduğuna işaret eden pek çok ayetler ve hadisler vardır. Dört mezhebin imamları da, râbıtanın hak olduğunu söylemişler ve varlığına hükmetmişlerdir. O halde râbıtayı inkâr edenler, aslında İslam alimlerinin en büyüklerinin bu konudaki sözlerini tekzip etmiş ve bu hususta cahil olduklarını iddia etmiş olmaktadırlar.

Nakşibendi tarikatının ana unsurlarının en büyüğü râbıtadır. Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'e uymak kaydıyla, Allah-u Zülcelal'e vuslatın en büyük sebeplerindendir. "Fena Fillah" makamına vesile olan "Fena Fişşeyh" makamıdır. Bu "Fena Fişşeyh" makamına en fazla ulaştıran vasıta da "râbıta"dır.

Bazı alimler râbıtayı şu ayet-i kerime ile isbat etmişlerdir:
"Ey Müminler! Takva sahibi ve sadık mü’minlerle beraber olun." (Tevbe;119) Bu ayet-i kerime ile ilgili Ubeydullah Ahrar (K.S) şöyle buyurmuştur: "Ayette memur olduğumuz sadıklar ile beraber olmak suret ve manada sadıklarla beraber olmaktır."

Râbıtayı da şöyle tarif etmişlerdir: "Mürid, fena fillah olan kâmil bir şeyhin ruhaniyetinden istimdat talep etmeli, şeyhinin suretine fazla riayet etmeli, onun edebleriyle edeblenerek, huzurunda iken nasıl ise gıyabında da şeyhinden bir teyakkuz hasıl olup, müride şeyhini istihzar etmesi sebebiyle huzur ve nurun zuhur etmesidir."

Ayrıca şeyhinin suretine fazla riayet etmekle basit işlerden salim olmasıdır. O halde râbıtada bu faydalar sabit olduğuna göre, hiç kimsenin onu inkâr etmesi düşünülemez. Ancak takdir-i ezelide hüsrana uğrayacaklardan olanlar, râbıtanın menfaatlerini inkar edebilirler. Bir kimse Allah-u Zülcelal'in veli kullarını kabul ediyor ise onların varlığına inanıyorsa, râbıtayı inkar etmesi söz konusu dahi olamaz. Çünkü onların bütünü râbıtayı kabul etmekte, güzel olduğunu ve faydalarının büyük olduğunu açık olarak ifade etmektedirler.

Bu râbıta konusunda, evliya-i kiramın tamamı görüş birliği içindedirler. Onların kudsi kelimelerini inceleyen ve ünsî nefahatını (manevi koku) birazcık olsun koklayan, basiret sahibi her insan için râbıtanın menfaatleri gayet açıktır.Bunlardan dolayı bir kimse Allah'ın veli kullarını kabul ve ikrar ediyor ise başta dört hak mezhebin imamları olmak üzere, fakihlerin, dinin aslı ve feri meselelerini bilen alimlerin sözlerini de kabul etmek zorundadır.

"Şayet Rabbinin burhanını görmeseydi." (Yusuf; 24) ayet-i kerimesinin tefsirinde, müfessirlerin çoğunluğu, manevi tasarruf ve ruhani imdadın varlığını açık olarak kaydetmişlerdir.Bu alimlerden "Keşşaf" sahibi Zemahşeri, itidalden ayrılarak Mutezile mezhebine girmiş olduğu halde, bu ayet-i kerimede râbıtaya olan işareti açıklamıştır.

Burhaneddin Hazretleri, bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Yusuf (A.S), “iyyake, iyyake” (dikkat et, dikkat et) sesini işittiği zaman, Züleyha ısrar ettiği vakit, Yusuf (A.S)'ın, kulağına kendini koru manasına gelen “iyyake, iyyake” sedası ulaştığında, ona kulak vermemişti. Hatta aynı ses ikinci ve üçüncü defa duyulduğunda da temessül etti."

Bazı rivayetlere göre ise seslenenin Yakup (A.S) olduğu ve eliyle, Yusuf (A.S)'ın göğsüne vurduğu belirtilmektedir. İşte o zaman Yusuf (A.S) Allah-u Zülcelal'e sığınıp, Züleyha'nın gayri meşru teklifinden yüz çevirdi. Bu olayda çok açık bir ifade ile "ruhani imdada" işaret vardır.

Hanefi imamlarından Şeyh-ül İmam Ekmeleddin (K.S), Şerh-ül Meşarık isimli eserinde, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in: "Beni rüyada gören kimse, uyanık iken de görecektir. Veya beni uyanık halde görmüş gibidir. Zira şeytan benim suretime giremez." (Buhari,Tabi:10/45, Müslim,Rüya:11) hadis-i şeriflerinin manası hakkında şöyle buyurmuştur: Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i gören, uyku ve uyanıklık halinde, her an onunla beraber olduğu için görür. Görenle onun arasında bir birlik hasıl olmuştur. Burada birlik içtima (bir araya gelmek) etmekten ibarettir.




Bu içtima için beş ana unsur mevcuttur. Bunlar:
  1. Zatta,
  2. Sıfatta,
  3. Halde,
  4. Fiilde,
  5. Mertebelerde tam olarak iştirak etmektir.
Herhangi iki şey veya iki kimse arasındaki münasebet ne şekilde olursa olsun, bu beş asıldan birinin içine girer. Münasebet, muhabbetin derecesine göre kuvvet bulur. Bir nokta da öyle bir dereceye gelir ki, iki kişi sanki bir varlığın ayrılmaz iki parçası olur.
Huccet’ül-İslâm İmam-ı Gazali (K.S), namazın her rekâtındaki hikmet ve sırları anlatırken, namaz kılanın teşehhüd esnasında, "Esselamü aleyke eyyühe'n nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu" derken, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in mübarek şahsını kalbinde ve hayalinde hazır bulundurması gerektiğini, aynı anda bu selamı Peygamber Efendimiz'e tebliğ etmeye memur ve müvekkel olan melek, tebliğ ve isal görevini yerine getirdiği zaman, onun da daha güzeliyle selam verene karşılık verdiğini beyan etmiştir.

Yine Şafii imamlarından İbn Hacer el-Mekki, “Şerhü’l- Ubad” isimli eserinde "teşehhüd"ün manasını açıklarken şöyle demiştir: "Es-selâmü aleyke eyyühe'n nebiyyu" ile Peygamber Efendimiz (SAV)'e hitap edilmesinden maksat, namaz kılan ümmetinden haberdar olmasıdır. Bu şekilde Peygamber Efendimiz (S.A.V) namaz kılanın yanında bulunup, kıyamet gününde en faziletli ameli olan namaz konusunda ümmetine şehadet edeceğini göstermektedir. Ayrıca Allah Resulü'nün namazda hazır olduğunu hatırlamak, huşu ve huzurun artmasına sebep olur."

Şafii imamlarından İmam Arif Sühreverdi (K.S), "Avarif-ul Maarif" adlı eserinde, Allah'a yakın olanların namazlarına ait bölümde: "Kurbiyet ehli, namazlarında alemlerin fahri, Efendisi'ni kalb gözünün içinde (sağ yanlarında) teemmül ve tasavvur ederek selam verirler." demiştir.

Mevlana Halid-i Bağdadi (K.S)’nin talebelerinden Hanefi mezhebinin büyük fıkıh alimlerinden İbn Abidin şöyle demiştir: “Beş vakit namazda tahiyyat okurken Resulullah (S.A.V)’i baş gözüyle görmezsem, o namazı iade ederim.”

Bu noktada bizim sözümüz Resulullah (S.A.V)'in sureti hakkında değildir, diyerek bu nakledilenlere itiraz edenler çıkabilir. Bizim buna cevap olarak şöyle dememiz icab etmektedir: Suretin, şeklin temessül etmesi enbiyaya özel bir durum olmayıp, bu konuda nebiler ve veliler müşterektir, aynıdır. Ancak namazda Resulullah (S.A.V)'in dışında herhangi bir kimsenin muhatab kabul edilmesi namazı ifsad eder, bozar. Namazda varlık ruhunun ve Makam-ı Mahmud sahibinin suretinin tasavvur edilmesi, suretinin hazır kabul edilmesi, sadece Peyamber Efendimiz (SAV)’e ait özelliklerdendir. Şafii imamlarından Arif Şarani, "Nefehat'ül Kudsi" adlı kitabında zikrin edeblerini sayarken şöyle buyurmuştur: "Zikrin edeblerinden yedincisi şudur: Müridin zikir esnasında şeyhinin gözünün önünde tahayyül etmesidir. Bu, zikir âdâbının en kuvvetli adımlarındandır. Mürid, bu sayede, Allah-u Zülcelal ile beraber olma edebine ve O'nu murakabe haline ulaşır."

Gavs-ı Azam Seyyid Abdülkadir Geylani (K.S) şöyle buyurmuştur: Bu yolda süluk eden salikin, büyük veliler ile kalbî râbıta yapması söz konusudur. Salik, bu râbıta sebebiyle batınen o evliyalardan istifade eder. Bu şekilde kalbî râbıtası olan salik için, evliyaya zahiren ikram (alçak gönüllülük; tevazu) etmemede bir sakınca yoktur. Fakat kalbi râbıtası olmayan kimsenin, bu kaideye itibar etmeyip, zahiren ikram etmesi gereklidir.”

Hanbeli mezhebi alimlerinden Şemsüddin İbn Kayyum, "Ruh" isimli kitabında şöyle demiştir: "Bedenin durumundan ayrı olarak, ruh için farklı bir durum vardır. O bedenine ilişik bir halde Refik-i Alâ'da bulunur. Bir müslüman o ruhun sahibine selam verse, Allah-u Zülcelal ruhu bedenine döndürür ve selam verenin selamına karşılık verir."

Öyle ise bu ifade de açık olarak, Allah'ın veli kullarının ölümden sonra da tasarruf edebileceklerine ilişkin bir işaret olduğu kati olarak anlaşılmaktadır. Maliki imamlarından Şeyh Halil, "Muhtasar" adlı kitabında şöyle demiştir: "Bir veli, velayetinde sabit olduğu zaman, ruhani suretlere girmeye gücü olur. Kendisine birçok surete girme kuvveti verilir. Çünkü müteaddid suretler ruhanidir."

O halde meseleleri bâtınî yönleri ile birlikte, derinliğine araştırmaktan mahrum "avam" diye bilinen insanların, bu gerçekleri inkâr etmeleri neyi değiştirir. Oysa evliya-i kiram ve büyük alimler, bu söylenenleri açık bir şekilde ifade ederek kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Kalben şeyhe râbıta yapmak, ondan feyz almak hususunda büyük bir temeldir. Hatta şunu da belirtmeliyiz ki kalp aynası, şeyhe râbıta yapmadan saflaşamaz.

Mevlana Celaleddin-i Rûmî (K.S) şöyle buyurmuştur:
"Yalancı vasıtalar, talip ile matlub (kul ile Mevla) arasında perde olurlar. Ancak enbiya ve evliyaya râbıta yapmak böyle değildir. Bilakis o (râbıta) perdeleri yırtıcı, alaka ve sebepleri kesicidir."




alıntı.......S.M.K....ks. allah razı olsun
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Şunu belirteyim ilk once bu konuyu okumadan önce rabıta hakkında bir şey okumamıştım...

"Ey Müminler! Takva sahibi ve sadık mü’minlerle beraber olun." (Tevbe;119) ayetinin tefsirne baktim buhari ve muslimde gecen Kab bin Malik (ra ) Tebuk gazvesinden geri kalma olayı ile ilgili hadis bu ayeti tefsir ediyor...ve rabitaya ait tek bir kelam duymadim...

"Mürid, fena fillah olan kâmil bir şeyhin ruhaniyetinden istimdat talep etmeli,.....

Yazıda şeyhinden istimdad talep etmeli diyor, istimdad yarima cagirma, yardım talep etmeyese....Bir kimseyi şayet manevi olarak yardıma çağırma ve yardım talep etmeyse bu apaçık şirk ve sapıklıktır...Yalnız Allah dan yardım istenir...yok eger şeyhin yanindaysa şu işimde bana yardım ede bilir misin mesela bana dua ede bilir misin gibi bu yardıma diyecek soz yok...

Yusuf 24 ayeti tefsire baktim şöyle geçmekte: eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan) ını görmeseydi ....

Ve bunu şeyhine rabitaya yapmaya delil olarak kullanmak her halde Yusuf (as) zulm yapmaktir...Allahin peygamberinin Allaha siginip, onun yardimini talep etmesi nerede, Allah in aciz bir kulunun ilah edindigi seyhine siginip yardim istemesi nerede...Allah dan korkun...

Alimlerin namazda "Esselamü aleyke eyyühe'n nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu derken kast ettiklerini anlami nasil seyhle rabitaya baglanir şaşılacak şey dogrusu..bu resmen farklı şeylerden farklı manalar çıkarmak gibi bir şey...

Gavs-ı Azam Seyyid Abdülkadir Geylani (K.S) şöyle buyurmşdur: ----başlığından rabitayi ben şöyle anladım mesela bir iş yapacağım zaman ehli sunnette tabi olan şeyhimi ve ya alimi düşünürüm bak şeyhim şu yerde Allah rasulunun sunnetine uyarak şunu şöyle yapti ben de Allah rasulune benzemek için Kuran ve sunnete uymak için Ondan istifade edeyim ole yapayim derse ve ole yaprsa rabita budur...BEN ole anladim......

Hanbeli mezhebi alimlerinden Şemsüddin İbn Kayyum, "Ruh" isimli kitabında şöyle demiştir: "Bedenin durumundan ayrı olarak, ruh için farklı bir durum vardır. O bedenine ilişik bir halde Refik-i Alâ'da bulunur. Bir müslüman o ruhun sahibine selam verse, Allah-u Zülcelal ruhu bedenine döndürür ve selam verenin selamına karşılık verir."


Subhanallah nasil olurda Rasulullah sav ile diger evliya ve ya seyhlerinize cekersiniz bu olayi...Rasule selam vermek nerede...evlliyadan rabita ederek yardim dilemek nerede..

Ve kendiniz ilave etmişsiniz Öyle ise bu ifade de açık olarak, Allah'ın veli kullarının ölümden sonra da tasarruf edebileceklerine ilişkin bir işaret olduğu kati olarak anlaşılmaktadır.

Rasulullah sav selami almasi nerde ebliyalarin tasarrufta bulunmasi nerede? Ve hadisde bana selam verenin selamini alirim deniyor...benden yardim isteyene icabet ederim denmiyor...ikincisi ayet var Allah buyurmuyor mu bana dua edenin duasina icabet ederim dige...YARDİM istemek ibadettir...ibadeti Allah dan başkasina yapmak şirktir...

Sonda yazili ki, O halde meseleleri bâtınî yönleri ile birlikte, derinliğine araştırmaktan mahrum "avam" diye bilinen insanların, bu gerçekleri inkâr etmeleri neyi değiştirir.

Ben okudum yaziyi en azindan bu yazida seyhinin resmini al da gozlerini kapa rabita yap, ondan yardim iste gibi şeyler yazilmamış...alimlerin yorumlarını farklı şekillere sokarak kendinize sözüm ona deliller çıkarmışsınız....HATTA OKADAR ILERI GITMIŞSSINIZ KI, SELEFI DIGE VEHHABI DIGE NEFRET ETTIGINIZ İBNU KAYYUM DAN ALINTI BILE YAPMŞSINIZ.delil bile getirmişsiniz...

Allah a hamd olsun Kuran ve sunnet okadar açık ki, ve yorumlayan İslam alimleri okadar guzel açıklamışlar ki, akıl sahipleri okur ve alimlerin alintilariyla anlar...

Yine cevaplar yazicak, yine geçen birisi kimdi buyukluk taslayan bir kardeş sen bizmle konuşacak ilmi seviyyeye sahipo degilsin diyordu :)....yine ole olacak ama Allah dan korkun din adi altinda insanlari yalniş yonlendirmeyin...Allah la kul arasına sahte ilahlar koymayin...

SONDA kimin ne sikintisi varsa, istegi varsa, Allah dan istesin...

Allah şöyle buyuruyor , Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler. (bakara 186)

Allah a hakkiyla iman edelim Ona ortak koşmayalim....her sikintimizi Allah biliyor goruyor Ondan isteyelim...Hakiki İslam alimlerini Allah için sevelim....onlari da putlaştırmayalim...yahudi ve hristiyanlar gibi, onlar da rahiplerini ve papazlarini rabler edinmişlerdi...

bu konuda yazıcaklarım bunlardir...tartışma olmaması için fazla yazmayacam inşallah...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Şunu belirteyim ilk once bu konuyu okumadan önce rabıta hakkında bir şey okumamıştım...

Senki Türkiyede camilerde verilen hutbelere kadar bilen arkadaşım demek bu konuda hiçbir bilgiye sahip değilsin öylemi ….???


"Ey Müminler! Takva sahibi ve sadık mü’minlerle beraber olun." (Tevbe;119) ayetinin tefsirne baktim buhari ve muslimde gecen Kab bin Malik (ra ) Tebuk gazvesinden geri kalma olayı ile ilgili hadis bu ayeti tefsir ediyor...ve rabitaya ait tek bir kelam duymadim...

Bu aşağıda Elmalılı tefsiri var bak arkadaşım iyi oku ama ondan önce sana rabıta ne demek onu anlatayım

Kur'an-ı Kerim'de "rabitû" şeklinde geçen ve emir ifade eden "ribat" ve "murabata" yalnızca maddi ve dış düşmanlara karşı değil, bizi içten vuran ve "kötülüğü emredici karakteri" (Yusuf; 52) ile tanımlanan, nefs ve şeytan düşmanına karşı da vaziyet almayı, bunların aldatıcı hilelerine karşı kalbi gözetlemeye emir bulunduğu, başından beri bu ayetlerin iki manayı da aynı anda hedef aldıkları hemen çoğu müfessirlerce konu edilmiştir.

119- Ey iman etmiş olanlar Allah'a ittika ediniz. Allah'ın razı olmayacağı şeyleri yapmaktan sakınınız, razı olacağı amellere sarılınız. Ve doğrularla beraber olunuz. İmanlarında, ahitlerinde, hak dine olan bağlılıklarında, gerek niyet, gerek söz veya fiil olarak, yani her hususta doğru ve dürüst kişilerle beraber olunuz. Onlarla yakınlık kurunuz, onların tarafını tutunuz, hasılı onlardan uzaklaşıp ayrı kalmayınız. Açıkçası, münafıklardan sakınıp Hz. Peygamber'in ve ashabının yanında olanların safında yer alınız. Onlar gibi, özü doğru, sözü doğru, işi doğru olunuz. Onlarla beraber olunuz ve onlara uyunuz.


Bir kimse Allah-u Zülcelal'in veli kullarını kabul ediyor ise onların varlığına inanıyorsa, râbıtayı inkar etmesi söz konusu dahi olamaz. Çünkü onların bütünü râbıtayı kabul etmekte, güzel olduğunu ve faydalarının büyük olduğunu açık olarak ifade etmektedirler.




"Mürid, fena fillah olan kâmil bir şeyhin ruhaniyetinden istimdat talep etmeli,.....

Yazıda şeyhinden istimdad talep etmeli diyor, istimdad yarima cagirma, yardım talep etmeyese....Bir kimseyi şayet manevi olarak yardıma çağırma ve yardım talep etmeyse bu apaçık şirk ve sapıklıktır...

Bu ne demek şimdi bundaki ŞİRK ve SAPIKLIK Nerde, sen hayatında hiç kimseden bir şey istemedinmi arkadaşım herhangi bir arkadaşından ailenden eğer istediysen sende ŞİRK EHLİSİN O ZAMAN Allah a ulaşmak için Allaha Salih kul olmuş birisinden dua istemek nasıl şirk olurki…..???


Yalnız Allah dan yardım istenir...yok eger şeyhin yanindaysa şu işimde bana yardım ede bilir misin mesela bana dua ede bilir misin gibi bu yardıma diyecek soz yok...


Yanındaysa demek olmayınca seni duymazmı ama bak Allah ne buyuruyor Hadisi Kutside:

“Kulumun, farz kıl¬dığım şeylerle bana yaklaşmasından iyisi yoktur. Kulum bana nafilelerle de yaklaşmaya devam eder. Öyle olur ki artık onu severim. Onu sevdim mi işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli ve yürüdüğü ayağı olurum. Benden isterse kesinkes veririm. Bana bir sığınsın, onu muhakkak korurum.” (Buhari, Rikâk, 38)

Demekki Allah işiten kulağı odlumu yanında olmasada işittirendir…



Yusuf 24 ayeti tefsire baktim şöyle geçmekte: eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan) ını görmeseydi ....

Ve bunu şeyhine rabitaya yapmaya delil olarak kullanmak her halde Yusuf (as) zulm yapmaktir...Allahin peygamberinin Allaha siginip, onun yardimini talep etmesi nerede, Allah in aciz bir kulunun ilah edindigi seyhine siginip yardim istemesi nerede...Allah dan korkun...

Evet Yakupta a.s Peygamberdi ama senelerce Allaha neden dua etmedi Yusuf nerede diye Allah onun duasını kabul etmeyecekmiydi ….?Sen daha imanın itikadın ne olduğunu bilmiosunki sana şimdi sebeplere binaen olduğunu sölesem bu ne dersin..

Yani Allaha inanıyosun her şey Onun elinde diyosun ama bunu yapabileceğine inanmıyosun ölemi bu ne yaman çelişki böyle..

Ayrieten hiç kimse şeyhini ilah edindi diyemezsin bunu demekle sen ŞİRK işliosun nedenmi….?Allah adına hüküm veriyosun vermişsin …





Alimlerin namazda "Esselamü aleyke eyyühe'n nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu derken kast ettiklerini anlami nasil seyhle rabitaya baglanir şaşılacak şey dogrusu..bu resmen farklı şeylerden farklı manalar çıkarmak gibi bir şey...


Okumadın galiba altında açıklaması vardı ….


Gavs-ı Azam Seyyid Abdülkadir Geylani (K.S) şöyle buyurmşdur: ----başlığından rabitayi ben şöyle anladım mesela bir iş yapacağım zaman ehli sunnette tabi olan şeyhimi ve ya alimi düşünürüm bak şeyhim şu yerde Allah rasulunun sunnetine uyarak şunu şöyle yapti ben de Allah rasulune benzemek için Kuran ve sunnete uymak için Ondan istifade edeyim ole yapayim derse ve ole yaprsa rabita budur...BEN ole anladim......

Seyri Sülük bu yolda Allaha giden yoldur bak ne dedim ALLAHA GİDEN YOL Mürşide değil Mürşid sadece rehberdir neden…?Çünki o yolda yolculuk yapmış biri sana yolu daha iyi geçmeni sağlar yardım eder yol gösterir Bu Manevi olarak gidilen bir yoldur onun için kalp ile Mürşidin seni her daim kontrol eder ve bu Manevi seyirde yanında olur.

Hanbeli mezhebi alimlerinden Şemsüddin İbn Kayyum, "Ruh" isimli kitabında şöyle demiştir: "Bedenin durumundan ayrı olarak, ruh için farklı bir durum vardır. O bedenine ilişik bir halde Refik-i Alâ'da bulunur. Bir müslüman o ruhun sahibine selam verse, Allah-u Zülcelal ruhu bedenine döndürür ve selam verenin selamına karşılık verir."

Subhanallah nasil olurda Rasulullah sav ile diger evliya ve ya seyhlerinize cekersiniz bu olayi...Rasule selam vermek nerede...evlliyadan rabita ederek yardim dilemek nerede..

RUH NE DEMEK….?

Ve kendiniz ilave etmişsiniz Öyle ise bu ifade de açık olarak, Allah'ın veli kullarının ölümden sonra da tasarruf edebileceklerine ilişkin bir işaret olduğu kati olarak anlaşılmaktadır.

Amenne ve saddagna buna iman ederiz bunda şaşılacak ne var anlamadım


Rasulullah sav selami almasi nerde ebliyalarin tasarrufta bulunmasi nerede? Ve hadisde bana selam verenin selamini alirim deniyor...benden yardim isteyene icabet ederim denmiyor...ikincisi ayet var Allah buyurmuyor mu bana dua edenin duasina icabet ederim dige...YARDİM istemek ibadettir...ibadeti Allah dan başkasina yapmak şirktir...


Hala aynı yerdesin ve kafana sokulmuş bu saçmalıkları haykırıosun Allahtan başkasına ibadet eden kim….?

Buna delilin nedir ….?

Nasıl vardın bu kanıya anlamadım ….?

Sonda yazili ki, O halde meseleleri bâtınî yönleri ile birlikte, derinliğine araştırmaktan mahrum "avam" diye bilinen insanların, bu gerçekleri inkâr etmeleri neyi değiştirir.

Elbette Allah ilmini herkese açmaz ,bir kısım bilecek bir kısım bilmeyecek ama bir kısım görerek iman edecek bir kısım görmesede iman edecek…ya inkar edenler vay onların hallerine

Ben okudum yaziyi en azindan bu yazida seyhinin resmini al da gozlerini kapa rabita yap, ondan yardim iste gibi şeyler yazilmamış...alimlerin yorumlarını farklı şekillere sokarak kendinize sözüm ona deliller çıkarmışsınız....HATTA OKADAR ILERI GITMIŞSSINIZ KI, SELEFI DIGE VEHHABI DIGE NEFRET ETTIGINIZ İBNU KAYYUM DAN ALINTI BILE YAPMŞSINIZ.delil bile getirmişsiniz...

Hmmm bunu nerden çıkardın anlamadım şimdi Gerçi ben senin hangi davayı güttüğünü biliorum ama ginede sana cevap vereyim dedim..Bunlar bizim delillerimiz evet ister inan ister inanma ama bu bize ŞİRK İŞLİYORSUNUZ deme hakkı vermez sana bu edepsizliktir….


Allah a hamd olsun Kuran ve sunnet okadar açık ki, ve yorumlayan İslam alimleri okadar guzel açıklamışlar ki, akıl sahipleri okur ve alimlerin alintilariyla anlar...

Yukarda inanmıyodun ama alimlere ne oldu şimdi neden demiyosun,Niye o kadar acizmi Allah alimlerden anlatalım Allaha dua edelim anlatsın Alimlerde birer kul değilmi....?

Yine cevaplar yazicak, yine geçen birisi kimdi buyukluk taslayan bir kardeş sen bizmle konuşacak ilmi seviyyeye sahipo degilsin diyordu ....yine ole olacak ama Allah dan korkun din adi altinda insanlari yalniş yonlendirmeyin...Allah la kul arasına sahte ilahlar koymayin...


Cevaplar yazıldı yazılacak sayfalarca reddiye hazırlandı ama değişen ne ki size göre biz şirk ehliyiz neden…? Mürşidimizi ilah edindik :)bu gerçekten Allah katında verilmesi zor bir vebal haberin ola arkadaşım

SONDA kimin ne sikintisi varsa, istegi varsa, Allah dan istesin...

Allah şöyle buyuruyor , Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler. (bakara 186)

Allah a hakkiyla iman edelim Ona ortak koşmayalim....her sikintimizi Allah biliyor goruyor Ondan isteyelim...Hakiki İslam alimlerini Allah için sevelim....onlari da putlaştırmayalim...yahudi ve hristiyanlar gibi, onlar da rahiplerini ve papazlarini rabler edinmişlerdi...

İşte klasik sözler KİMSE KİMSEYİ PUTLAŞTIRMIYOKİ BU BAZI AKIL EDEMEYENLERİN HÜSNÜKURUNTUSU YADA ÇEKEMEMEZLİĞİ..Allahtan fazla yazmamışsın tartışma olmasın diye bende yazmayacaktım ama maşallah bizi ŞİRK EHLİ ETMİŞSİN ALLAHTAN RUHSATINMI VAR….?

bu konuda yazıcaklarım bunlardir...tartışma olmaması için fazla yazmayacam inşallah...
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Selamun Aleyküm.

Bir süre önce kafamı fena kurcalamıştı bu mesele. Azerbaycan_li kardeşin sorduğu soruları sorup durdum.Baktım olmuyor.Böyle bir husus olamaz desem,Ahmed Er Rufai yi,Abdül Kadir i Geylani yi,Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendiyi...baktığınızda silsilelerin başında öyle isimler geçiyor ki.Bunların hepsini karşıma alıyor gibi hissettim.Tarikat yollarına başvuran insanlardaki olumlu değişimlere tanık oldum.Olamaz diye ortalarda dolansam mesul olacağımı hissettim.

Üstadım Bediüzzaman bu hususda ne diyor diye baktığımda.Bu yollar şirktir,başvurulmamalı şeklinde bir ibaraye rastlamadım.O da kendi yolunu tarif ederken."Ben Sofi değilim..mesleğimizin esası uhuvvettir,şeyh ile mürid mabeynindeki vasıta değildir."diyor.

zamanımız hocaları nasıl bakıyor diyerek "sorularla islamiyet e" başvurduğumda,Rabıta caizdir cevabını aldım.

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=15162

Şeyhlik makamını suistimal edip bu davaya sahtecilik katanlar,islamdan uzak husuları din gibi gösteren şer otoriteleri medyayla Tarikatleri özellikle genç kardeşlerime itici gösterdiler.Bunada çevremden şahidim.Fakat girdiği yolun yada kardeşlerinin başvurduğu yolların sağlamasını Mümin yapabilmeli.Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem veda hutbesinde bizlere nedemişti;

"Ey mü'minler!

"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi

Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.


Tarikatlerde bu iki hususa zıd bir durum yoksa niye karşı durulsun?


Sonuç olarak bir tarikata bağlanmadım fakat bir cemaatim var.Tarikat yolundaki kardeşlerimide karşıma almam.

Allah celle celalüh kendisine yaklaştıracak yollarda olmamızı nasib etsin.Kalbinde iman olan kimselere karşı kin ve nefreti kalbimizde barındırmasın.amin..

“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Ali İmran Suresi, 103)
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
kardeş yazdıklarınızı okudum...cevap vermiyeceyim inşallah...çünki, hem konu uzar hem de siz sadece laf çeviriyor, ayet ve hadislerden hatta alim goruşlerinden kendinize farklı goruşler çıkarıyorsunuz...bir bakıma istedginiz gibi yorumluyorsunuz...

Sen daha imanın itikadın ne olduğunu bilmiosunki demişsiniz....ama ben imann ve itikadın ne oldgunu bilmesem, zaten senle ayni görüşte ola bilirdim...

sonda başta kendime sonra tum kardeşlere Allah dan korkmayı, Ona ibadet etmegi, Ondan istemegi,Ona sığınmayı dolayısıyla Ona hiç bir ortak koşmamamızı nasihat ediyorum...Allah beni de inanan tum kardeşleri de aff etsin..
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
kardeş yazdıklarınızı okudum...cevap vermiyeceyim inşallah...çünki, hem konu uzar hem de siz sadece laf çeviriyor, ayet ve hadislerden hatta alim goruşlerinden kendinize farklı goruşler çıkarıyorsunuz...bir bakıma istedginiz gibi yorumluyorsunuz...

Allah allah istediğim gibi mi...?Sen kendi yazılarını pek okumuyorsun galiba arkadaşım üst satırda alimlere inanıp şirk işlemeyin diyen sen aşağıda alimlerden öğrenin diyorsun...?ne çelişki

Hem insan karşısındakinin hareketlerini beğenmez ve yargılarsa bu demektirki kendi hasletlerini onda görmektedir...KİBİR Alimlerin bile en son bırakabildikleri bir haslettir.

Sen daha imanın itikadın ne olduğunu bilmiosunki demişsiniz....ama ben imann ve itikadın ne oldgunu bilmesem, zaten senle ayni görüşte ola bilirdim...

....Bir kimseyi şayet manevi olarak yardıma çağırma ve yardım talep etmeyse bu apaçık şirk ve sapıklıktır...

Madem imandan itikattan biliosun şirk olduğuna delil göster ŞİRK NEDİR SEN BİLİOMUSUN Kİ...?

Madem İMAN nedir biliosun neden Allahın deiklerini zıttı ile sölüyosun Allah salihler le olun dio sen Onlarla olmayın bu şirktir diyosun nasıl olacak azeri
kardeşim...?





sonda başta kendime sonra tum kardeşlere Allah dan korkmayı, Ona ibadet etmegi, Ondan istemegi,Ona sığınmayı dolayısıyla Ona hiç bir ortak koşmamamızı nasihat ediyorum...

Nasihat ediyosun yani.....??
Şimdi CEMAAT YADA TARİKAT EHLİ OLAN İNSANLAR (ki bunlar milyonları bulmakta ülkemizde )Allaha ortak koşuyosunuz aman nasihat yapmayın diyosun...

Kaçtane Allah dostu ile oturup kalktın,hayatına baktın,yaşantısını inceledin,yada kaçının ağzından Bana secde edin ,Benden isteyin dediğini duydunki ŞİRK İŞLİYOSUNUZ dersin...??

Allah beni de inanan tum kardeşleri de aff etsin..
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Selamun Aleyküm.

Bir süre önce kafamı fena kurcalamıştı bu mesele. Azerbaycan_li kardeşin sorduğu soruları sorup durdum.Baktım olmuyor.Böyle bir husus olamaz desem,Ahmed Er Rufai yi,Abdül Kadir i Geylani yi,Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendiyi...baktığınızda silsilelerin başında öyle isimler geçiyor ki.Bunların hepsini karşıma alıyor gibi hissettim.Tarikat yollarına başvuran insanlardaki olumlu değişimlere tanık oldum.Olamaz diye ortalarda dolansam mesul olacağımı hissettim.

Üstadım Bediüzzaman bu hususda ne diyor diye baktığımda.Bu yollar şirktir,başvurulmamalı şeklinde bir ibaraye rastlamadım.O da kendi yolunu tarif ederken."Ben Sofi değilim..mesleğimizin esası uhuvvettir,şeyh ile mürid mabeynindeki vasıta değildir."diyor.

zamanımız hocaları nasıl bakıyor diyerek "sorularla islamiyet e" başvurduğumda,Rabıta caizdir cevabını aldım.

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=15162

Şeyhlik makamını suistimal edip bu davaya sahtecilik katanlar,islamdan uzak husuları din gibi gösteren şer otoriteleri medyayla Tarikatleri özellikle genç kardeşlerime itici gösterdiler.Bunada çevremden şahidim.Fakat girdiği yolun yada kardeşlerinin başvurduğu yolların sağlamasını Mümin yapabilmeli.Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem veda hutbesinde bizlere nedemişti;

"Ey mü'minler!

"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi

Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.


Tarikatlerde bu iki hususa zıd bir durum yoksa niye karşı durulsun?


Sonuç olarak bir tarikata bağlanmadım fakat bir cemaatim var.Tarikat yolundaki kardeşlerimide karşıma almam.

Allah celle celalüh kendisine yaklaştıracak yollarda olmamızı nasib etsin.Kalbinde iman olan kimselere karşı kin ve nefreti kalbimizde barındırmasın.amin..

“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Ali İmran Suresi, 103)



Allah razı olsun kardeşim BAKMAK GÖRMEYİ BİLENLERİN MÜKAAFATIDIR
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
sevban inşallah konuyu farklı yerlere çekiyorsun....neyin şirk oldugunu yazdım yazıda...şimdi Allah dostlariyla beraber olun dige ayet getriyor ve guya ben buna şirk demişim..ki bu apaçık iftiradır...

guzel kardeş burada sizinle kavramlari tartişacak degilim....Şirk, İman , itikad, ibadet inşallah siz ibadetin ne oldgunu bilseydiniz, Allah dan başkasının resmine bakip ve ya bir sıkinti halinde ondan yardim talep etmenin ibadet oldgunu, ibadeti Allah dan başkasına yapmanin şirk oldugunu, sahibin müşrik oldugunu bilirdiniz...zaten biliyorsunuz da, ama farklı yerelere çekiyorsunuz neymiş ben alimleri ilk yalanlamışım sonra ne guzeldir demişim...ben dedim ki, Alimlerin yazısında rabitaya ve ya şirke düşüren rabitaya tekl ornek yok..siz her yazinin sonunda kendi yorumunuzu eklemişsiniz..buradan şunu anliyoruz dige ama bu sadece sizin anlayışınız..ne kotu bir anlayış bu......
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
sevban inşallah konuyu farklı yerlere çekiyorsun....neyin şirk oldugunu yazdım yazıda...şimdi Allah dostlariyla beraber olun dige ayet getriyor ve guya ben buna şirk demişim..ki bu apaçık iftiradır...

Arkadaşım sen hala anlayamadın Eğer Allah c.c. salihlerle olun demişte bizde onlarlaysak ŞİRK bunun neresinde eğer sen kafadan bizim hiç uygulamadığımız şeyleri bize yakışltırıpta şirktir dersen bu olmaz ama değilmi...?

guzel kardeş burada sizinle kavramlari tartişacak degilim....Şirk, İman , itikad, ibadet inşallah siz ibadetin ne oldgunu bilseydiniz, Allah dan başkasının resmine bakip ve ya bir sıkinti halinde ondan yardim talep etmenin ibadet oldgunu, ibadeti Allah dan başkasına yapmanin şirk oldugunu, sahibin müşrik oldugunu bilirdiniz

Bak arkadaşım bu söylediğin söz gerçekten vebale sokan bir söz ben hiç bir yazımda resme bakın demedim ama sen dediğimi idda ediyorsun, bu büyük bir vebaldir....

İbadet zaten Allahtan başkasına yapılırmı bu ne saçma bir yakıştırma allahaşkına yakışmaz bu size ,Allahtan başkasına ibadet eden Kafirdir bunu biliyorsunuz değilmi....?Eğer biliyorsanız bu yakıştırmayı bize yapmakla ne yaptığınızın farkındasınızdır inşallah...


...zaten biliyorsunuz da, ama farklı yerelere çekiyorsunuz neymiş ben alimleri ilk yalanlamışım sonra ne guzeldir demişim...ben dedim ki, Alimlerin yazısında rabitaya ve ya şirke düşüren rabitaya tekl ornek yok..

Bak sana Dünyanın tanıdığı bir zaattan örnek vereyim yazıda vardı ama okumadın tabi....Nasıl Alimler bir şey sölememiş...

Mevlana Celaleddin-i Rûmî (K.S) şöyle buyurmuştur:
"Yalancı vasıtalar, talip ile matlub (kul ile Mevla) arasında perde olurlar. Ancak enbiya ve evliyaya râbıta yapmak böyle değildir. Bilakis o (râbıta) perdeleri yırtıcı, alaka ve sebepleri kesicidir."



siz her yazinin sonunda kendi yorumunuzu eklemişsiniz..buradan şunu anliyoruz dige ama bu sadece sizin anlayışınız..ne kotu bir anlayış bu......

Maşallah ne kadar olgun ve müslümana yakışır bir açıklama yapmışsınız ..

İşte bir Mürşide Tabiliğin farkı nasılmı ;

Ben hiç bir zaman anlayış ne olursa olsun .....ne kötü bir anlayış.... demem Çünki Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü....vesselam veddua
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Arkadaşım sen hala anlayamadın Eğer Allah c.c. salihlerle olun demişte bizde onlarlaysak ŞİRK bunun neresinde eğer sen kafadan bizim hiç uygulamadığımız şeyleri bize yakışltırıpta şirktir dersen bu olmaz ama değilmi...?


ben anlamıyorum..türkçe yazmaya çalışıyorum..Bakın, salihlerle beraber olmak şirktir mi dedik...Allah rızası için yazdığımı zahir olarak anlayın...içinden satır altı manalar çıkarmayın...

salihlerle beraber olmak şirk degil...ve ben dedim ki hep Salihlerden mesela x bir şeyh den ve ya alimden eger yanimda yoksa, ya şeyhim bana şu içimde yardım et demek şirktir dedim...varsa buna ait kuran ve sunnetten deliliniz getirin...

ama şeyhim yanimdaysa, ondan dua istersem, şu işimde bana kuran ve sunnetten yol goster sen ilm sahibisin bana yardim et dersem bu başka...ama yanimda olmayan bir kimseni işitiyor deyip yardima çağırmak degil İslam hiç bir akil mantik diniyle bile bagdaşmaz..


Bak arkadaşım bu söylediğin söz gerçekten vebale sokan bir söz ben hiç bir yazımda resme bakın demedim ama sen dediğimi idda ediyorsun, bu büyük bir vebaldir....


ben siz yazınızda bunu solediniz dige bir cumle kullanmadım...eger rabitadan kasit resme bakip, birisni yarima cagirmaksa bu sirktir dedim ve siz diyorsunuz ki, ben iddia etmişim ben hiç bir yazida sizin bole dedginizi iddia etmedim..aksine bole diyen birisinin sirk ettigni soledim..


İbadet zaten Allahtan başkasına yapılırmı bu ne saçma bir yakıştırma allahaşkına yakışmaz bu size ,Allahtan başkasına ibadet eden Kafirdir bunu biliyorsunuz değilmi....?Eğer biliyorsanız bu yakıştırmayı bize yapmakla ne yaptığınızın farkındasınızdır inşallah...


ve yine ben burada size Allah dan başkasina ibadet ediyorsunuz demedim...neden dogru anlamiyorsunuz...ben dedim ki, bir kimse Allah dan başkasından oluden ve ya yaninda olmayan bir zattan yardim talıep ederse bir sikintiya dustugu zaman, bu ibadet kapsamina girer...ibadeti de Allahdan başkasına yapmak şirk olur dedim..siz bole bole ettiniz dige iddiam olmadi asla...çunki sizin yaptiklarinizi Allah bilir...ben halk arasinda olan genel goruş itibari ile genel konuştum kim bole ederse dige...şahıslara yonelik konuşmadım...



Bak sana Dünyanın tanıdığı bir zaattan örnek vereyim yazıda vardı ama okumadın tabi....Nasıl Alimler bir şey sölememiş...

Mevlana Celaleddin-i Rûmî (K.S) şöyle buyurmuştur:
"Yalancı vasıtalar, talip ile matlub (kul ile Mevla) arasında perde olurlar. Ancak enbiya ve evliyaya râbıta yapmak böyle değildir. Bilakis o (râbıta) perdeleri yırtıcı, alaka ve sebepleri kesicidir."


insanlar kişileri sevmekte ve alim diye sevip sevmemekte ozgurdur..ben yazmiş oldugunuz kişini İslam alimi dige tanimiyorum ve sevmiyorum...sizra eserlerinden ole şeyler okudum ki nette, bole birisni sevmem soz konusu bile olamaz...o yuzden bu yazdginizi geçiyorum...ve kişileri tartişmak istemiyorum..


siz her yazinin sonunda kendi yorumunuzu eklemişsiniz..buradan şunu anliyoruz dige ama bu sadece sizin anlayışınız..ne kotu bir anlayış bu......

Maşallah ne kadar olgun ve müslümana yakışır bir açıklama yapmışsınız ..

İşte bir Mürşide Tabiliğin farkı nasılmı ;

Ben hiç bir zaman anlayış ne olursa olsun .....ne kötü bir anlayış.... demem Çünki Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü....vesselam veddua

tamam da ben sizin anlayış tarzınızı begenip begenmemekte özgurum...ben okudgum zaman başka turlu anliyorum o alim goruşlerini...ama siz bak işte bu alim burada bunu demek istemiş dige farkli anliyorsunuz..ve bunun yaradilani sevmemek oldugu gecersizdir..sadece oradan anladiginizi fikri sevmedim ve ne kotu bir anlayiş dedim...bukadar...
 

Selçuk_lu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Tasavvuf ve tarikat konuları ehl-i fitneyi neden rahatsız eder?
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
ben anlamıyorum..türkçe yazmaya çalışıyorum..Bakın, salihlerle beraber olmak şirktir mi dedik...Allah rızası için yazdığımı zahir olarak anlayın...içinden satır altı manalar çıkarmayın...

salihlerle beraber olmak şirk degil...ve ben dedim ki hep Salihlerden mesela x bir şeyh den ve ya alimden eger yanimda yoksa, ya şeyhim bana şu içimde yardım et demek şirktir dedim...varsa buna ait kuran ve sunnetten deliliniz getirin...

ama şeyhim yanimdaysa, ondan dua istersem, şu işimde bana kuran ve sunnetten yol goster sen ilm sahibisin bana yardim et dersem bu başka...ama yanimda olmayan bir kimseni işitiyor deyip yardima çağırmak degil İslam hiç bir akil mantik diniyle bile bagdaşmaz..




ben siz yazınızda bunu solediniz dige bir cumle kullanmadım...eger rabitadan kasit resme bakip, birisni yarima cagirmaksa bu sirktir dedim ve siz diyorsunuz ki, ben iddia etmişim ben hiç bir yazida sizin bole dedginizi iddia etmedim..aksine bole diyen birisinin sirk ettigni soledim..

Şirk, İman , itikad, ibadet inşallah siz ibadetin ne oldgunu bilseydiniz, Allah dan başkasının resmine bakip ve ya bir sıkinti halinde ondan yardim talep etmenin ibadet oldgunu, ibadeti Allah dan başkasına yapmanin şirk oldugunu, sahibin müşrik oldugunu bilirdiniz

Buradaki lafızlar tamamen bana hitap etmektedir arkadaşım o zaman düzgün kur cümlelerini






ve yine ben burada size Allah dan başkasina ibadet ediyorsunuz demedim...neden dogru anlamiyorsunuz...ben dedim ki, bir kimse Allah dan başkasından oluden ve ya yaninda olmayan bir zattan yardim talıep ederse bir sikintiya dustugu zaman, bu ibadet kapsamina girer...ibadeti de Allahdan başkasına yapmak şirk olur dedim..siz bole bole ettiniz dige iddiam olmadi asla...çunki sizin yaptiklarinizi Allah bilir...ben halk arasinda olan genel goruş itibari ile genel konuştum kim bole ederse dige...şahıslara yonelik konuşmadım...




insanlar kişileri sevmekte ve alim diye sevip sevmemekte ozgurdur..ben yazmiş oldugunuz kişini İslam alimi dige tanimiyorum ve sevmiyorum...sizra eserlerinden ole şeyler okudum ki nette, bole birisni sevmem soz konusu bile olamaz...o yuzden bu yazdginizi geçiyorum...ve kişileri tartişmak istemiyorum..


siz her yazinin sonunda kendi yorumunuzu eklemişsiniz..buradan şunu anliyoruz dige ama bu sadece sizin anlayışınız..ne kotu bir anlayış bu......


tamam da ben sizin anlayış tarzınızı begenip begenmemekte özgurum...ben okudgum zaman başka turlu anliyorum o alim goruşlerini...ama siz bak işte bu alim burada bunu demek istemiş dige farkli anliyorsunuz..ve bunun yaradilani sevmemek oldugu gecersizdir..sadece oradan anladiginizi fikri sevmedim ve ne kotu bir anlayiş dedim...bukadar...

Bukadarla bitmez bu, Sizde durmadan olayı karıştırıp duruyorsunuz en iyisi savunduğunuz neyse açıkça beyan edinki bizde o dilden konuşalım,siz herhangi birisinden birşeyler öğrenmiyormusunuz her öğrendiğinizi Allahmı Size bire bir öğretiyo cevaplarmısınız yani bir hocanız falan yokmu bir topluluğunuz yokmu....?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt