Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Peygamber Duaları" (1 Kullanıcı)

mammi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2007
Mesajlar
14
Tepki puanı
0
Puanları
0
CENNETİN ANAHTARI

CENNETİN ANAHTARI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
SEHİDALLAHÜ ENNEHÜ AL İLAHE İLLA HÜVE VEL MELAİKETÜ VE ÜLÜL İLMİ KAİMEN BİL KIST, LA İLAHE İLLA HÜVEL AZİYZÜL HAKİYM.İNNED DİNE INDELLAHİL İSLAM.

yatarken kim bu ayeti okursa ,Allah ondan kıyamete kadar onun için mağfiret edecek 70000 melek yaratır.
bu ayeti okuduktan sonrada"Allah'ın şahitlik yaptıgına şahitlik ederim.Bu şehadet benim için bir emanettir" derse Allah kıyamet gününde söyle buyururKATIMDA KULUMA VERİLEN SÖZÜM VARDIR.HAYDİ ONU CENNETE KOYUN.

*kaynak:namaz hocası arif pamuk arif yayıncılık
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
RASÛLULLAH’IN ÖĞRETTİĞİ ÇOK ÖZEL DUALAR

RASÛLULLAH’IN ÖĞRETTİĞİ ÇOK ÖZEL DUALAR

Okunuşu:
Allâhumme eğınniy alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetik.
Anlamı:
Allahım seni zikretmemi, sana şükretmemi ve güzel bir şekilde kulluk etmemi arttır,
kolaylaştır
Bilgi:
Bize göre çok değerli olan bu duâyı bütün zikir formüllerimizin ilk sırasında yerleştiririz.
Bu duâyı bize Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Muâz bin Cebel vasıtasıyla öğretiyor.
Muâz bin Cebel radıyallâhu anh Resûl-i Ekrem’in yakın ashâbından ve çok sevdiği
zâtlardan biri, şöyle anlatıyor olayı:

118
-Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün elimi tutup bana şöyle dedi:
- Yâ Muâz. Vallâhi seni çok seviyorum!.. Sana bir şeyler tavsiye edeyim; onları her
namazın sonunda (selâm vermeden) oku. Kesinlikle terketme!.. Şöyle dersin:
- Allahım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzel bir şekilde kulluk etmek
için bana yardım et!..
Efendimiz aleyhis-selâm’ın sevgisini bu şekilde yeminle takviye ederek ifâde ettiği bir
zâta öğrettiği duâ ne derece önemlidir, bunu takdirinize bırakıyorum.
Okunuşu:
Allâhumme elhımniy rüşdiy ve eızniy şerre nefsiy.
Anlamı:
Allah’ım bana rüşdümü İLHAM et nefsimin şer olacak davranışlarından sana
sığınırım.

119
Bilgi:
İmran bin Husayn radıyallâhu anh müslüman olduktan sonra gelip Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve selleme sordu.
-Müslüman olursam bana (çok faydalı olacak) iki kelime öğreteceğini vaad etmiştin yâ
Rasûlullah..?
-"Şöyle duâ et yâ Husayn. Allâh’ım bana rüşdümü ilham et, nefsimin şer olacak
davranışlarından sana sığınırım"
İşte bu hadîs-i şerîfteki işaret üzere, biz genellikle günlük zikirler arasında günde üç yüz
defa bu duânın yapılmasını çok faydalı buluruz ve dostlarımıza tavsiye ederiz!..
Okunuşu:
Allâhumme inniy es’elûke hubbeke ve hubbe men yuhıbbuke.
Anlamı:

120
Allah’ım senden aşkını, seni sevenleri sevmeyi dilerim
Bilgi:
Ebû Derda Hazret-i Rasûlullah’ın Dâvud peygamber için -İnsanların en çok ibâdet
edeniydi- dedikten sonra şöyle anlatıyor:
-Dâvud’un duâsında sözü şuydu:
Allah’ım senden seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi, senin sevgini ulaştıracak ameli
sevmeyi dilerim. Allah’ım, sevgini bana nefsimden, ailemden ve soğuk sudan daha
sevgili kıl!..
Kezâ yukarıda görülen duâ da başta gördüğünüz tavsiyelerimiz, duâ listemiz içinde yer
alan bir duâdır. Daha ne diyelim ki!..

121
Okunuşu:
Allâhumme inna neseluke min hayri ma seeleke minhu nebiyyuke Muhammed
sallallâhu aleyhi ve sellem ve neuzü bike min şerri ma esteaze minhu nebiyyuke
sallallâhu aleyhi ve sellem ve ente MÜSTEAN!..
Anlamı:
Allah’ım Nebîn Muhammed aleyhis-selâm hayırdan neler istemişse senden ben de
onları isterim; şerden nelerden sığınmışsa sana, ben de onlardan sana sığınırım.
MÜSTEAN (yardım istenilen - yardım eden) sensin!.
Bilgi:
-Ebû Umame radıyallâhu anh anlatıyor:
-Bir gün Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem uzun bir duâ etti ki, bundan hiç bir şey
ezberliyemedik. Bunun üzerine dedik:
-Yâ Rasûlullah öyle uzun bir duâ ile duâ ettiniz ki, biz bundan bir şey ezberliyemedik..?
Bunun üzerine buyurdu ki, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
-Size bütün bu duâyı toplayan bir şey göstereyim mi?.. Şöyle duâ edersiniz:

122
"Allah’ım Rasûlün Muhammed’in hayırdan dilediklerinin aynısını ben de dilerim;
Rasûlün Muhammed’in şerden sığındığı şeylerden biz de sana sığınıyoruz. Yardım
istenecek sensin. Varış sanadır. Kuvvet ve kudret ancak Allâh iledir".
Bütün istekleri ve de sığınılacak şeyleri içine alan en özlü duâyı yukarıdaki şekilde gene
Efendimiz Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize öğretiyor. Artık bu duâyı da
etmeyene diyecek söz yok!..
Okunuşu:
Yâ mukallibel kulûb sebbit kalbiy alâ diynike.
Anlamı:
Ey kalbleri dilediği tarafa döndüren, kalbimi dinin üzere sabitle!..
Bilgi:
Ümmü Seleme radıyallâhu anhaya soruldu:

123
- Ey müminlerin annesi, senin yanında olduğu zaman Peygamberin en çok duâsı ne idi?..
Efendimiz’in kutlu zevcesi Ümmü Seleme radıyallâhu anha anlattı:
- Resûl-i Ekrem’in en çok yaptığı duâ şu idi:
Ey kalbleri çeviren, kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!..
Bunun üzerine sordum:
- Senin duânın en çoğu, neden, Ey kalbleri çeviren kalbimi dinin üzerine sâbit kıl,
duâsıdır?..
Resûl-i Ekrem buyurdu ki:
- Yâ Ümmü Seleme, gerçek şu ki, kalbi Allâh’ın iki parmağı arasında olmayan insan
yoktur. Dilediğini sebât ettirir, dilediğini de kaydırır."
Yükselen burcu ya da ayı, ikizler, yay, başak ve balık olanlara bu dua kesinlikle
tavsiye edilir.

124
Okunuşu:
Allâhumme innâ nec’âluke fiy nuhurihim ve neuzü bike min şurûrihim.
Anlamı:
Allâhım, senin, onların karşısına çıkmanı ister; onların şerlerinden sana sığınırız.
Bilgi:
Efendimiz, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in öğretmekte olduğu bu duâ son
derece önemli ve üzerinde dikkatle durulması zorunlu bir niyâzdır!.. Niçin bu böyle.?
İnsanın, karşılaştığı tehlikeli olaylara ya da kişilere karşı, kendi beşerî imkânları ile
mücadele vermesi son derece doğaldır.
Allah’tan yardım isteyip O’na yönelmesi de doğaldır.Ancak bu duâda bir incelik vardır ki,

125
ona çok dikkat etmek gerekmektedir. Efendimiz bu duâ ile, kendilerinin yerine, ilâhî
güçlerin karşılık vermesi için niyâzda bulunuyor. Bu ilâhî güç, dışarıdan o kişiler üzerine
karşı çıkabileceği gibi, kendilerinden de zuhur edebilir.
Nitekim böyle bir duruma işaret şu âyet-i kerîmenin ışığında olayı anlamaya çalışırsak,
meseleyi çok daha kolaylıkla çözeriz:
"Attığın zaman sen atmadın, ALLAH ATTI"!.. (8-17)
İşte aynı şekilde, Allah’ın karşı çıkması için niyâz ediliyor burada da. Bu konuyu daha
fazla açmak istemiyorum. Arzu eden anlamaya gayret göstersin!..
Bilgi:
Efendimiz, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in öğretmekte olduğu bu duâ son
derece önemli ve üzerinde dikkatle durulması zorunlu bir niyâzdır!.. Niçin bu böyle.?
İnsanın, karşılaştığı tehlikeli olaylara ya da kişilere karşı, kendi beşerî imkânları ile
mücadele vermesi son derece doğaldır.
Allah’tan yardım isteyip O’na yönelmesi de doğaldır.Ancak bu duâda bir incelik vardır ki,
ona çok dikkat etmek gerekmektedir. Efendimiz bu duâ ile, kendilerinin yerine, ilâhî
güçlerin karşılık vermesi için niyâzda bulunuyor. Bu ilâhî güç, dışarıdan o kişiler üzerine
karşı çıkabileceği gibi, kendilerinden de zuhur edebilir.

126
Nitekim böyle bir duruma işaret şu âyet-i kerîmenin ışığında olayı anlamaya çalışırsak,
meseleyi çok daha kolaylıkla çözeriz:
"Attığın zaman sen atmadın, ALLAH ATTI"!.. (8-17)
İşte aynı şekilde, Allâh’ın karşı çıkması için niyâz ediliyor burada da. Bu konuyu daha
fazla açmak istemiyorum. Arzu eden anlamaya gayret göstersin!..
Okunuşu:
Allâhumme ahricniy min zulûmatil vehmi ve ekrimniy binûril fehmi
Anlamı:
Allah’ım VEHİM karanlığından beni çıkart ve nurunla anlayış ikrâm et!..
Bilgi:
Tasavvuf yolundakilerin bileceği gibi, insan için en büyük belâ "VEHİM" hükmü altında

127
kalmaktır. Allâh’tan insanı ayrı düşüren en büyük perde "VEHİM" perdesidir.
"VEHİM" perdesi kalkıp, Allâh Nûru ile anlayış ikrâm olan kişi derhal Allâha erer, YAKÎN
sahiplerinden olur!.. Bunun, ne derece büyük bir nimet olduğunu, ancak bu nimete
ermişler bilebilir!..
Şayet, dünyada yaşarken "VEHİM"den kurtulup "YAKÎN"e ermek istiyorsanız, mutlaka,
en az günde yüz defa bu duâya devam ediniz.
Okunuşu:
Rabbiy zidniy ilmen ve fehmen ve iymanen ve yakıynen sadıka.
Anlamı:
Rabbim ilmimi, anlayışımı, imanımı ve sıdk üzere yakînimi çoğalt!.
Bilgi:

128
Bu duâ çok önemli bir kaç hususu içine alan geniş kapsamlı bir metindir.
Kur’ân-ı Kerîm’de Rasûlullah aleyhi’s-selâm’a emir verilmiştir, İlmimi arttır diye duâ et,
şeklinde.
Hadîs-i şerîflerde ise anlayışın, imânın ve sıdk üzere yakînin artması talebedilmektedir.
İmânın artması çok önemlidir. Çünkü, iman ne derece artarsa, beşer şartlanmasıyla
bloke olmuş aklın kavrayıp kabul edemediği şeyler o nisbette iman yollu kabullenilmeye
başlar ve neticesinde de o şeylere vukûf meydana gelir. Bu konuda "AKIL ve İMAN"
isimli ses kasetimizde çok tafsilâtlı bilgi vardır. Nereye kadar akılla ve nereden sonra
imanla gidileceği hususunu oradan tetkik edebilirsiniz.
Yakîn’e gelince.
Bir "yakîn" vardır ki sonunda "küfür" yani gerçeği örtmek vardır.
Bir "yakîn" vardır ki, neticesi "sıdk" üzere "vuslat"tır!..
"Yakîn", kişide "Allâh BAKÎ"dir hükmünün yaşanmasıdır!..
Allâh kolaylaştıra!..
Hiç değilse günde yüz defa bu duâya devam edenler çok büyük faydalarını birkaç ay
içinde görürler.

129
Okunuşu:
Enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve âllemeke mâ lem tekûn tâ’lem.
Anlamı:
Allah sana kitabı ve hikmeti inzâl etti ve bilmediklerini öğretti.
Bilgi:
Rasûl-i Ekrem efendimiz aleyhi’s-selâm’a gelen bu âyet-i şayet günde üç yüz defa
okumağa devam edersek, ilim ve sistemi kavrama yeteneğimizin şaşılacak ölçüde
gelişmeye başladığını hayretle farkederiz.

130
Okunuşu:
Allemel insane ma lem yâ’lem
Anlamı:
İnsana bilmediklerini öğretti
Bilgi:
Bu âyet-i kerîmeyi dahi günde üçyüz defa okuyanlar denenmiştir ki kısa zamanda büyük
gelişme göstermişlerdir. Unutmayın Allâh’a yakîn ilimle elde edilir!..

131
Okunuşu:
Ve kezâlike evhaynâ ileyke ruhan min emrina; ma künte tedriy melkitabu ve lel
imanu ve lâkin ceâlnahu nura, nehdiy bihi men neşâu min ibadina; ve inneke
letehdiy ilâ sıratın müstakıyma.
Anlamı:
İşte sana buyruğumuzla Ruh’u gönderdik. Sen kitab nedir, iman nedir bilmezdin
önceleri. Biz O’nu, kullarımızdan dilediğimizi hidayete ulaştırıcı nur eyledik.
Şüphesiz ki sen de sıratı mustakıyme hidayet edersin.
Bilgi:
Ruhaniyetin güçlenmesi, basîretin keskinleşmesi, verilenlerin daha iyi
değerlendirilebilmesi ve çevreye daha yararlı olunabilmesi için okunması tavsiye edilen

132
bir âyettir, bu yazdığımız âyet.
Şartları elverişli olanın, bir yetiştirici kontrolunda, elinden geliyorsa oruçlu olarak günde
1000 (bin) defa olmak üzere kırk veya seksen gün devam edilmesi tavsiye
olunmaktadır. Biz, zamanında hayli nimetine kavuştuk. Dileyene tavsiyemizdir.
Okunuşu:
Kemâ erselnâ fiykum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtina ve yüzekkiykum ve
yuallimukumul kitabe vel hikmete ve yuallimukum ma lem tekûnu tâ’lemun.
Anlamı:
Size İÇİNİZDEN bir RESÛL irsâl eyledik ki sizi arındırıyor (temizliyor), size kitab
ve hikmeti öğretiyor, bilemediklerinizi bildiriyor.

133
Bilgi:
Bakara sûresinin bu âyetini (151) yukarıda vermiş olduğum âyet-i kerîme ile birlikte
bana öğreten, Abdülkerîm Ceylî hazretleridir. Bunlara devam ile sayısız faydalar hasıl
oldu. "KİTABI OKUMADA", hikmete ermede, hiç aklıma gelmeyecek olan şeylerin
sırlarına ermemde Takdiri Huda ile âyetlere devam etmenin çok büyük faydalarını
gördüm!..
Biz fanîyiz, kısa bir süre sonra aranızdan ayrılır gideriz; ama isteriz ki biz de nîcelerinin
hayra hikmete ermesine vesile olalım, ardımızdan üç ihlâs bir fatiha ile, "Allâh râzı olsun
" diyenlerimiz olsun!
Bu sebeble, çok istifâde ettiğim bu âyetleri burada sizlere açıklıyorum. Arzu edenler bu
âyetlere günde yüz defa devam ederler!. Veya daha alâsı, önce birini günde bin defa ve
oruçlu olarak kırk veya seksen gün devam ederler; sonra onu günde yüz defaya
düşürüp ikincisini gene günde bin defa olarak kırk veya seksen gün yaparlar; sonra da
her ikisine günde yüzer defa olarak devam ederler.
Kesinlikle bilelim ki bu âyetler Kur’ân-ı Kerîm’deki en değerli mücevherlerden ikisidir!..
Allah kolaylaştıra!..


KAYNAK: www.yorumsuz.net.tc - DuaveZikir Kitabı ... ( Allah Razı Olsun.) Ecmain.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ism-i âzâm bahsi

Ism-i âzâm bahsi

“İSM-İ Â’ZÂM” konusu, bu mevzûu bilenlerin asırlar boyu kafasın meşgul edip
durmuştur… Belki siz, hiç duymadığınız bu ismi ve şu anda soruyorsunuz kendi
kendinize, nedir “İsm-i Â’zâm” diye…
“İSM-İ Â’ZÂM”, Hazret-I Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem’in bize bildirmiş olduğu
bir kavramdır…
“Allahu Teâlâ’nın öyle bir İsm-i Â’zâm’ı vardır ki, şayet bir kimse bu ismiyle O’na
duâ ederse , kesinlikle duâsı kabul edilir”buyurarak; Rasûl-u Ekrem, dikkâtlerimizi bu isme çekiyor…

Ancak, bu konuda kesin ve net bir açıklama da yapmayarak, sadece bu isim hakkında
bazı işâretler vermekle yetiniyor…
Bu işâretler, Kur’ân-I Kerîm’de bulunan bâzı Âyetlere oluyor… Falanca ve flânca
Âyetlerde bu isim vardır, gibilerden…
İşte bu yüzdendir ki, işâret edilen çeşitli Âyetler araştırılarak hepsinde ortak olan, Allah’ın o çok yüce ismi tesbit edilmeye çalışılmıştır asırlardır…
İşte bu araştırmalara yön veren Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın Hâdislerinden bir tanesi
şu:Bureyde Radı’yallâhu Anh naklediyor…
“Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem bir adamın ( Ebû Mûsâ-el Eşarî ) duâ ederken
dediklerini duydu… Şöyle diyordu:
-Allah’ım senin O ismin adına isterim ki, Ahad, Sâmed ki doğurmayan ve doğrulmayan
ve hiçbir şey kendisine denk olmayansın”
Bunun üzerine Rasûlullâh şöyle buyurdu:
-Şüphesiz ki bu adam, Allahın İsm-i Â’zâm’ı ile dua etti…O İsm-i Â’zâm ki O’nunla
Allah’tan bir şey istendiği zaman verir ve O’nun ile çağrıldığı zaman icabet eder…”

* * *
Bitmez tükenmez isteklere sahip olan insanoğlu elbette ki, imkânsızlıklar ölçüsünde
Allah’a sığınacak, O’ndan isteyecek, nâzını niyâzını hep O’na yönlendirecektir…
İşte bu üzden yapılan çalışmalar sonucu “İsm-i Â’zâm” olması muhtemel olan şu isimler
tesbit edilmiştir:
ALLAH…
Lâ ilâhe illallâh…
Errahman-ur Rahîym…
El Hayy-ul Kayyûm…
Allahu Rahmân-ur Rahîym…
Allahu lâ ilâhe illâ HU, el Hayyul Kayyum…
Lâ ilâhe illa HU vel Hayy-ul Kayyûm…
Rabb…
Allahu Lâ ilâhe illa HU, el Ahad’us Samed’ulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû kûfuven ahad.
Hannân-el Mennân Bedî’üs semâvâti ve’l arz Zü’l Celâli vel ikrâm.
Evet, şimdi biz önce İsm-i Â’zâm olduğu hakkında çok kuvvetli işâretler olan iki duayı
yazıp, sonra da kendi mütâlâmızı beyân edelim…Şüphesiz ki gerçeği bilen Allah’tır!..

Okunuşu:
Allahümme innî es’elüke bienniy eşhedü enneke entellahülleziy lâ ilâhe illa entel
vâhıdül ahaddüssamedülleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven
ehad.

Anlamı:
Allahım, muhakkak ki şu (bilinç, iman) olarak istiyorum; şahadet ediyorum ki ilah yok,
sen (O) Allahsın ki ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed, doğurmamış, doğmamış ve
dengi-misli olmayan sen varsın.

Okunuşu:
Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannân yâ Mennân Ya Bedies semâvati vel ardı Zel Celâl-i vel
ikrâm.
Bilgi:
Bu iki duâ da, Hazret-i Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın bu konudaki buyruklarına isnad
etmekte… Duaya bu şekilde başlanırsa ,o duâların kabul olacağına işâretleri var…
* * *
Evet, bütün bu işâretlerden bize göre ortaya çıkan netice şudur… Eğer ortak nokta
aranırsa …Hemen hemen bütün işâretlerede dikkati çeken iki isim görülüyor:
ALLAH

Esasen bu iki isim dahi birbirinden ayrı olmayıp; bu konunun derinliklerine ve sırlarına
nüfuz etmiş Evliyâullah tarafından bir olarak kabul edilmektedir…
Vahdet konusunun zirvedeki isimlerinden biri olan “İNSÂN-I KÂMİL”yazarı Abdülkerim
Geylânî (Ceylî) Kaddesallahu Sırrahu Azîzan, bu konuda özetle şöyle demektedir:
“ALLAH isminin sonundaki H harfi hüviyeti Zât’a işaret eder ki, bunu HU ismi olarak
da bilir ve bu hususa HU ismiyle işaret ederiz”
Nitekim, Efendimiz,büyüğümüz Hazret-i Âli dahi, “HU” ismine çok riâyet eder, bu ismi
çok zikreder, özellikle şu şekilde söyler ve yakınlarına tavsiye ederdi:
“Yâ HU ya men HU, lâ ilâhe illâ HU”

“İsm-i Â’zâm”ın gerçekten “HU” olduğuna inanabilmek veya bunu müşâhede
edebilmek için tasavvufun çok derinliklerindeki bazı gerçekleri Allahu Teâlâ’nın
müşâhede ettirmesi icap eder.
Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’a bir gün şu sual sorulur:
-Yerleri ve gökleri yaratmazdan evvel Rabbimiz neredeydi?..
Cevaben buyururlar ki:
“- Altında ve üstünde hava olmayan A’mâ da idi!..”
Bu Hadîs-i Şerîf’te işâret edilen husus Allahu Teâlâ’nın Zâtıdır…
* * *
“ALLAH” ismi, toplayan bir isimdir…Yâni, Allah’ın hem Zât’ını, hem vasıflarını, hem de
sayısız özelliklerini içeren bir isimdir…
Allah ismiyle işaret edilen ZÂT’ın Hüviyetine ise “HU” ismi işâret eder…AHADİYYET
sıfatıyla idrâk edildikten sonra, gerçek manâsıyla “Allah’a imân” meydana gelir ve
“yakîn” hasıl olur; iş taklitten çıkar, Tahkike varır…Aksi halde, hep Allah “İSMİNE”
iman edilir ki, bu da ehli taklidin mertebesidir… Tahkike ermişlerin ismi ise
“müferridûn” veya “mukarrebun”dur ki; Allah “İSMİNDE” değil; ALLAH’IN
AHADİYYETİNDE benlikleri yok olmuş; “el ân öyledir” sırrına binâen, Allah Bakîdir mânâsı yaşanır olmuştur…
İşte bu yaşantı içinde olanlar, “İsm-i Âzâm” sırrına ermiş olanlardır ki;her nefeste “HU”
diyenin mutlak bilinciyle yaşarlar…
Bu zevâtı kirâm, duâ edip de “Yâ ALLAH”, “YÂ HU” dedikleri zaman;
“dillerinden söyleyen ben olurum”Hadîs-i Kudsî’si mânâsınca; dileyen kendi olur ve
elbette kendi dileği de havada kalmaz, yerini bulur!..
* * *
Peki ya bizler?..
Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-Selâm’ın tuttuğu ışık altında, deriz ki…
DUA’sına icâbet bekleyen kişi, şâyet iki rek’ât namaz kılar ve her rek’âtında yirmi bir
ihlâs okursa Fatiha’dan sonra ve son secdesinde de şu şekilde Allahu Teâlâ’ya
yönelirse, inancımız odur ki, kendisine icabet edilir…
Yalnız,Cenâb-ı Hak kendisine duâda ısrar edilmesini sevdiği için bunu yedi kere
yapmak gerekir…
* * *
“Estağfirullâh Yâ Rabbel arşıl aziym… Esağfirullâh Yâ Rabbel arşıl kerîm…
Estağfirullâh Yâ Rabbel âlemiyn. Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin
biadedi ilmike… (Mağfiret et ey azim arşın Rabbi olan Allah... Mağfiret et ey kerim arşın
Rabbi olan Allah... Mağfiret et ey Rabbül alemiyn olan Allah. Allahım, efendimiz
Muhammed’e ilmin adedince salat et...)
Yâ HU yâ men HU, Lâ ilâhe illâ HU, Entel Hayyul Kayyûm ve lâ şeriyke lek ve lekel
mülkü ve lekel hamdü ve inneke alâ külli şey’in kadir. (Ey O; ey kimdir O; kendinden
gayrı vücud olmayan O, Hay ve Kayyum olan sensin ve senin ortağın yok, ve mülk
senindir, ve Hamd senindir, ve sen herşeye Kadir’sin).

Yâ Hannân yâ Mennân Yâ Bedî’es semâvâti vel arz yâ Zel Celâli vel ikrâm , Eşhedü
enlâ ilâhe illallâhul Ehâdus Sâmedulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû
kûfuven ahad… (Ya Hannan, ya Mennan, ya Semavat ve Arz’ın Bedi’i ve ey celal ve
ikram sahibi! Şehadet ediyorum ki ilah yok, ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed,
doğurmamış, doğmamış ve dengi-misli olmayan Allah var…)

Allah’ım senin indinde fevkâlâde âciz, zâif ve nefsine zulmeden biri olduğumu itiraf
eder, Senin Azâmet ve kibriyândan, eşsiz yüceliğinden, sonsuz bağışlayıcılığın
dolayısıyla, kereminden niyâz ederim…

Allah’ım senden İsm-i Â’zâm’ın hürmetine, Habibin Muhammed Mustafa hürmetine,
henüz hiç kimseye bildirmediğin indindeki en yüce ismin hürmetine senden niyaz
ederim ki…”

(Burada önce Allah’ın kendine seçtiklerinden olmayı, Allah’ın çok sevdiklerinden olmayı, O’nun indinde en değerli olanlarla bir arada olmayı isteyip, O’nun yolunda Rasûlünün
rızasına uygun çalışmalar yapmayı kolaylaştırmasını talep edip,ondan sonra da ne
isteğiniz varsa onu söyleyebilirsiniz)

Ve sonra duânızı şöyle bitirmenizi tavsiye eder bu fakîr:

“Allahhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidina Muhammed ve alâ âlihi ve
sahbihi ve sellim. Amin Amin Amin Yâ Rabbel arşıl Azîm. Biliyorum kesin olarak ki,
sen benim duâmı işittin ve duâlara icâbet eden VAHHAB’sın sen… Senden, Zât’ının
hakkı için; indindeki yüce isminin işâret etttiği mana hakkı için, duâma icâbet
etmeni niyâz ederim. Amin Amin Amin…”

Rabbimin bu fakîre bildirdiği bu duânın değerini elbette ki bu konunun ehilleri takdir
eder… Ve değerlendirir…

Taklîden Allah yoluna baş koymuşlar da samimiyetle bu duâya devam ederlerse, elbette
neticesini apaçık bir biçimde görürler…

Elinizdekileri paylaşınız, hükmünce, öğrettiklerini naklediyoruz… Allah, cümlemize
mübârek eylesin.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Seytani mahveden dua

Seytani mahveden dua

Bismillahi Rahmani Rahim

„Euzu bivechillahil keriym
ve kelimatillahit tammatilletiy la yucaviz hunne berrun
ve la facirun min serri ma yenzilu mines semai
ve ma ya’rucu fiyha ve min serri ma zerae fil ardi
ve ma yahrucu minha ve min fitenil leyli
ven nehari illa tarikan yatruku bihayrin ya Rahman.“
Cinlerin aralarindan Ifrit diye bilinen en güclüleri, Resuli Ekrem’in Mi’rac olayinda semaya yükseldigini haber alinca, büyük telasa düsüyorlar…
„Sayet Muhammed (a.s.) semalari tanir, Allah’la biraraya gelirse, artik önüne gecilemez olur“ diyerek bütün gücleri ile Rasulullah Aleyhi’s-Salam’in üzerlerine saldiriyorlar.
Iste o zaman Cebrail Aleyhi’s-Selam Efendimize bu duayi vahyederek korunmasini ögretiyor… Bu duayi okuyunca da Rasulullah Aleyhi’s-Selam, zarar vermek isteyenlerin hepsi yaniyorlar!..

Insallah bu duanin degerini iyi anlariz.
 

yoladevam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ağu 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
konya
RE: Seytani mahveden dua

RE: Seytani mahveden dua

paylaşım için saol Allah razı olsun.
 

asetin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2007
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seytani mahveden dua

RE: Seytani mahveden dua

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM. ALLAHIM İNŞAALLAH BÜTÜN MÜSLÜMAN DİN KARDEŞLERİMİZİ İNSAN SURETİNE BÜRÜNMÜŞ İFRİTLERDEN KORUSUN...
AMİİİİİNNNN...
 

FATMA-ZEHRA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
486
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: İSM-İ ÂZÂM BAHSİ

RE: İSM-İ ÂZÂM BAHSİ

~schwarzkopf
S.A....
KARDEŞ...
BU YAZININ KAYNAĞINI
ÖĞRENEBİLİRMİYİM...
YUKRIDA
ABDÜL KERİM GEYLANİ(KUDDİSE SIRRUH)
DEMİŞSİNİZ ACABA ONUN MU YOKSA....
BİRDE KARDEŞ
YAZILARI NUMARALARDAN
TEMİZLERSEN
SEVİNİRİM
OKUMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİM....
Kİ HER YAZIN İÇİN BÖYLEYSE....
YANDIK...
S.A.
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
RE: İSM-İ ÂZÂM BAHSİ

RE: İSM-İ ÂZÂM BAHSİ

ESSELAMUNALEYKÜM VERAHMETULLAHİ VEBEREKATUHU.
ALLAH'IN (CC) 99 İSM_İ ŞERİFİ VARDIR(ESMA_ÜL HÜSNA).KİM BUNLARLA DUA EDERSE DUASI KABUL OLUR İNŞALLAH..

PAYLAŞIMIN İÇİN :T

SELAM VE DUALARIMLA..B)B)B)B)B)B)B)
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
VE ALEYNA ALEYKÜM SELAM RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜHÜ RABBİM SELAM VERENDEN DE ALANDAN DA RAZI OLSUN SELAM BÜTÜN ÜMMED-İ MUHAMMEDİN ÜZERİNE OLSUN VESSELAM ...ZEHRA KARDEŞİM HAKLISIN YAZIYI SABAHA KARSI YOLLADIGIM İÇİN FAZLA DİKKAT ETMEMİŞİM.HAKKINIZI HELAL EDİN.HEMEN YAZININ TEMİZİNİ DE MESAJIN ASRDINDAN YOLLUYORUM.KAYNAK OLARAK SANA BİR KAÇ KAYNAK VERİYORUM..
1.Ahmed Baki'nin Tasavvuf ve Bilim Sayfası
2.E-Kitap.. Düsünen Beyinlere UCRETSIZ Dagitim DuaveZikir Kitabından konuya ulaşabilirsin.


Selametle.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
VE ALEYNA ALEYKÜM SELAM RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜHÜ RABBİM SELAM VERENDEN DE ALANDAN DA RAZI OLSUN SELAM BÜTÜN ÜMMED-İ MUHAMMEDİN ÜZERİNE OLSUN VESSELAM ...Firdes Kardeşim çok haklısın kısaca soylediğin gibi Esmâ-ül Hüsna diye bilinen Allah’ın isimleri bizler için son derece önemli anahtarlardır. Bu anahtarları kullanarak Allah’ı tanıma kapısından içeri girerebiliriz.İnsanın “HALİFETULLAH” olması, bu yüce isimlerin mânâlarının kendisinden âşikâr olması dolayısıyladır…Hatta daha derinlemesine bir ifâde ile, İnsan bu Allah isimleriyle kâim ve dâim varlıktır!.. Ve hatta tüm mevcûdat bu Allah isimlerinin mânâlarının sûretler halinde algılanaşından başka bir şey değildir!..İşte bu sebepledir ki, âlemlerin Rabbı olan Allah’ı tanımak, ona karşı mârifet elde etmek istiyorsak, bu isimleri öğrenmek, mânâlarını kavramak mecbûriyetindeyiz …

....................................................................................
Ebù Hureyre Radı’yallahu Anh naklediyor:

“Rasùlullah Salla’llahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

-Allah’ın yüzden bir eksik,99 ismi vardır.Her kim bunları ihsâ ederse Cennet’e girer...

1.Hu vallahulleziy lâ ilâhe illâ Hu 2. Rahman 3.Rahîym 4.Melik 5.Kuddûs 6.Selâm 7.Mü’min 8.Müheymin 9. Aziz 10.Cebbâr 11.Mütekebbir 12.Hâlik 13.Bâri 14.Musavvir 15.Ğaffar 16.Kahhar 17.Vahhab 18.Rezzâk 19.Fettah 20.Alim 21.Kaabız 22.Bâsıt 23.Hafıd 24.Râfi 25.Muizz 26.Muzill 27.Semi 28.Basir 29.Hakem 30.Adl 31.Lâtif 32.Habir 33.Halim 34.Azim 35.Gafûr 36.Şekûr 37.Âliyy 38.Kebir 39.Hafîz 40.Mukit 41.Hasib 42.Celîl 43.Kerîm 44.Rakîb 45.Mucîb 46.Vasî 47.Hakim 48.Vedûd 49.Macid 50.Bâis 51.Şehîd 52.Hakk 53.Vekîl 54.Kaviyy 55.Metin 56.Veliy 57.Hamid 58.Muhsî 59.Mubdî 60.Muîd 61.Muhyî 62.Mumît 63.Hayy 64.Kayyum 65.Vâcid 66.Macîd 67.Vâhidül Ahad 68.Sâmed 69.Kaadir 70.Muktedir 71.Mukaddim 72.Muahhir 73.Evvel 74.Âhir 75.Zâhir 76.Bâtın 77.Vâli 78.Müteâli 79.Berr 80.Tevvab 81.Muntakim 82.Afuvv 83.Raûf 84.Mâlik-el mülk 85.Zül Celâl-i vel ikrâm 86.Muksıt 87.Câmi 88.Ğani 89.Muğnî 90.Mâni 91.Dârr 92.Nâfi 93.Nûr 94.Hâdi 95.Bedî 96.Bâki 97.Vâris 98.Reşîd 99Sabûr (celle celâluhü)
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ism-i âzâm Bahsi

Ism-i âzâm Bahsi

“İSM-İ Â’ZÂM” konusu, bu mevzûu bilenlerin asırlar boyu kafasın meşgul edip durmuştur… Belki siz, hiç duymadığınız bu ismi ve şu anda soruyorsunuz kendi kendinize, nedir “İsm-I Â’zâm” diye…

“İSM-İ Â’ZÂM”, Hazret-I Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem’in bize bildirmiş olduğu bir kavramdır…

“Allahu Teâlâ’nın öyle bir İsm-i Â’zâm’ı vardır ki, şayet bir kimse bu ismiyle O’na duâ ederse , kesinlikle duâsı kabul edilir”

buyurarak; Rasûl-u Ekrem, dikkâtlerimizi bu isme çekiyor…

Ancak, bu konuda kesin ve net bir açıklama da yapmayarak, sadece bu isim hakkında bazı işâretler vermekle yetiniyor…

Bu işâretler, Kur’ân-I Kerîm’de bulunan bâzı Âyetlere oluyor… Falanca ve flânca Âyetlerde bu isim vardır, gibilerden…

İşte bu yüzdendir ki, işâret edilen çeşitli Âyetler araştırılarak hepsinde ortak olan, Allah’ın o çok yüce ismi tesbit edilmeye çalışılmıştır asırlardır…

İşte bu araştırmalara yön veren Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın Hâdislerinden bir tanesi şu:

Bureyde Radı’yallâhu Anh naklediyor…

“Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem bir adamın ( Ebû Mûsâ-el Eşarî ) duâ ederken dediklerini duydu… Şöyle diyordu:

-Allah’ım senin O ismin adına isterim ki, Ahad, Sâmed ki doğurmayan ve doğrulmayan ve hiçbir şey kendisine denk olmayansın”

Bunun üzerine Rasûlullâh şöyle buyurdu:

-Şüphesiz ki bu adam, Allahın İsm-I Â’zâm’ı ile dua etti…O İsm-i Â’zâm ki O’nunla Allah’tan bir şey istendiği zaman verir ve O’nun ile çağrıldığı zaman icabet eder…”

* * *

Bitmez tükenmez isteklere sahip olan insanoğlu elbette ki, imkânsızlıklar ölçüsünde Allah’a sığınacak, O’ndan isteyecek, nâzını niyâzını hep O’na yönlendirecektir…

İşte bu üzden yapılan çalışmalar sonucu “İsm-i Â’zâm” olması muhtemel olan şu isimler tesbit edilmiştir:

ALLAH…

Lâ ilâhe illallâh…

Errahman-ur Rahîym…

El Hayy-ul Kayyûm…

Allahu Rahmân-ur Rahîym…

Allahu lâ ilâhe illâ HU, el Hayyul Kayyum…

Lâ ilâhe illa HU vel Hayy-ul Kayyûm…

Rabb…

Allahu Lâ ilâhe illa HU, el Ahad’us Samed’ulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû kûfuven ahad.

Hannân-el Mennân Bedî’üs semâvâti ve’l arz Zü’l Celâli vel ikrâm.

Evet, şimdi biz önce İsm-i Â’zâm olduğu hakkında çok kuvvetli işâretler olan iki duayı yazıp, sonra da kendi mütâlâmızı beyân edelim…Şüphesiz ki gerçeği bilen Allah’tır!..

Okunuşu:

Allahümme innî es’elüke bienniy eşhedü enneke entellahülleziy lâ ilâhe illa entel vâhıdül ahaddüssamedülleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Anlamı:

Allahım, muhakkak ki şu (bilinç, iman) olarak istiyorum; şahadet ediyorum ki ilah yok, sen (O) Allahsın ki ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed, doğurmamış, doğmamış ve dengi-misli olmayan sen varsın.

Okunuşu:

Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannân yâ Mennân Ya Bedies semâvati vel ardı Zel Celâl-i vel ikrâm.

Bilgi:

Bu iki duâ da, Hazret-i Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın bu konudaki buyruklarına isnad etmekte… Duaya bu şekilde başlanırsa ,o duâların kabul olacağına işâretleri var…

* * *

Evet, bütün bu işâretlerden bize göre ortaya çıkan netice şudur… Eğer ortak nokta aranırsa …Hemen hemen bütün işâretlerede dikkati çeken iki isim görülüyor:

ALLAH



Esasen bu iki isim dahi birbirinden ayrı olmayıp; bu konunun derinliklerine ve sırlarına nüfuz etmiş Evliyâullah tarafından bir olarak kabul edilmektedir…

Vahdet konusunun zirvedeki isimlerinden biri olan “İNSÂN-I KÂMİL”yazarı Abdülkerim Geylânî (Ceylî) Kaddesallahu Sırrahu Azîzan, bu konuda özetle şöyle demektedir:

“ALLAH isminin sonundaki H harfi hüviyeti Zât’a işaret eder ki, bunu HU ismi olarak da bilir ve bu hususa HU ismiyle işaret ederiz”

Nitekim, Efendimiz,büyüğümüz Hazret-i Âli dahi, “HU” ismine çok riâyet eder, bu ismi çok zikreder, özellikle şu şekilde söyler ve yakınlarına tavsiye ederdi:

“Yâ HU ya men HU, lâ ilâhe illâ HU”

“İsm-i Â’zâm”ın gerçekten “HU” olduğuna inanabilmek veya bunu müşâhede edebilmek için tasavvufun çok derinliklerindeki bazı gerçekleri Allahu Teâlâ’nın müşâhede ettirmesi icap eder.

Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’a bir gün şu sual sorulur:

-Yerleri ve gökleri yaratmazdan evvel Rabbimiz neredeydi?..

Cevaben buyururlar ki:

“- Altında ve üstünde hava olmayan A’mâ da idi!..”

Bu Hadîs-i Şerîf’te işâret edilen husus Allahu Teâlâ’nın Zâtıdır…

* * *

“ALLAH” ismi, toplayan bir isimdir…Yâni, Allah’ın hem Zât’ını, hem vasıflarını, hem de sayısız özelliklerini içeren bir isimdir…

Allah ismiyle işaret edilen ZÂT’ın Hüviyetine ise “HU” ismi işâret eder…AHADİYYET sıfatıyla idrâk edildikten sonra, gerçek manâsıyla “Allah’a imân” meydana gelir ve “yakîn” hasıl olur; iş taklitten çıkar, Tahkike varır…Aksi halde, hep Allah “İSMİNE” iman edilir ki, bu da ehli taklidin mertebesidir… Tahkike ermişlerin ismi ise “müferridûn” veya “mukarrebun”dur ki; Allah “İSMİNDE” değil; ALLAH’IN AHADİYYETİNDE benlikleri yok olmuş; “el ân öyledir” sırrına binâen, Allah Bakîdir mânâsı yaşanır olmuştur…

İşte bu yaşantı içinde olanlar, “İsm-i Âzâm” sırrına ermiş olanlardır ki;her nefeste “HU” diyenin mutlak bilinciyle yaşarlar…

Bu zevâtı kirâm, duâ edip de “Yâ ALLAH”, “YÂ HU” dedikleri zaman;

“dillerinden söyleyen ben olurum”Hadîs-i Kudsî’si mânâsınca; dileyen kendi olur ve elbette kendi dileği de havada kalmaz, yerini bulur!..

* * *

Peki ya bizler?..

Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-Selâm’ın tuttuğu ışık altında, deriz ki…

DUA’sına icâbet bekleyen kişi, şâyet iki rek’ât namaz kılar ve her rek’âtında yirmi bir ihlâs okursa Fatiha’dan sonra ve son secdesinde de şu şekilde Allahu Teâlâ’ya yönelirse, inancımız odur ki, kendisine icabet edilir…

Yalnız,Cenâb-ı Hak kendisine duâda ısrar edilmesini sevdiği için bunu yedi kere yapmak gerekir…

* * *

“Estağfirullâh Yâ Rabbel arşıl aziym… Esağfirullâh Yâ Rabbel arşıl kerîm… Estağfirullâh Yâ Rabbel âlemiyn. Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin biadedi ilmike… (Mağfiret et ey azim arşın Rabbi olan Allah... Mağfiret et ey kerim arşın Rabbi olan Allah... Mağfiret et ey Rabbül alemiyn olan Allah. Allahım, efendimiz Muhammed’e ilmin adedince salat et...)

Yâ HU yâ men HU, Lâ ilâhe illâ HU, Entel Hayyul Kayyûm ve lâ şeriyke lek ve lekel mülkü ve lekel hamdü ve inneke alâ külli şey’in kadir. (Ey O; ey kimdir O; kendinden gayrı vücud olmayan O, Hay ve Kayyum olan sensin ve senin ortağın yok, ve mülk senindir, ve Hamd senindir, ve sen herşeye Kadiyr’sin).

Yâ Hannân yâ Mennân Yâ Bedî’es semâvâti vel arz yâ Zel Celâli vel ikrâm , Eşhedü enlâ ilâhe illallâhul Ehâdus Sâmedulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû kûfuven ahad… (Ya Hannan, ya Mennan, ya Semavat ve Arz’ın Bedi’i ve ey celal ve ikram sahibi! Şehadet ediyorum ki ilah yok, ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed, doğurmamış, doğmamış ve dengi-misli olmayan Allah var…)

Allah’ım senin indinde fevkâlâde âciz, zâif ve nefsine zulmeden biri olduğumu itiraf eder, Senin Azâmet ve kibriyândan, eşsiz yüceliğinden, sonsuz bağışlayıcılığın dolayısıyla, kereminden niyâz ederim…

Allah’ım senden İsm-i Â’zâm’ın hürmetine, Habibin Muhammed Mustafa hürmetine, henüz hiç kimseye bildirmediğin indindeki en yüce ismin hürmetine senden niyaz ederim ki…”

(Burada önce Allah’ın kendine seçtiklerinden olmayı, Allah’ın çok sevdiklerinden olmayı, O’nun indinde en değerli olanlarla bir arada olmayı isteyip, O’nun yolunda Rasûlünün rızasına uygun çalışmalar yapmayı kolaylaştırmasını talep edip,ondan sonra da ne isteğiniz varsa onu söyleyebilirsiniz)

Ve sonra duânızı şöyle bitirmenizi tavsiye eder bu fakîr:

“Allahhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidina Muhammed ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim. Amin Amin Amin Yâ Rabbel arşıl Azîm. Biliyorum kesin olarak ki, sen benim duâmı işittin ve duâlara icâbet eden VAHHAB’sın sen… Senden, Zât’ının hakkı için; indindeki yüce isminin işâret etttiği mana hakkı için, duâma icâbet etmeni niyâz ederim. Amin Amin Amin…”

Rabbimin bu fakîre bildirdiği bu duânın değerini elbette ki bu konunun ehilleri takdir eder… Ve değerlendirir…

Taklîden Allah yoluna baş koymuşlar da samimiyetle bu duâya devam ederlerse, elbette neticesini apaçık bir biçimde görürler…

Elinizdekileri paylaşınız,hükmünce , öğrettiklerini naklediyoruz…Allah, cümlemize mübârek eylesin.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah C.C. Tüm Ümmeti Muhammed'en Razı olsun inşAllah...Duayla kalın kardeşlerim
 

azeri-dilek

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Konum
almanya
Web Sitesi
www.turkish-girl-93.piczo.com
iftar duasi

iftar duasi

Allâhumme leke sumtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu ve alâ rızkıke eftartu veli savmi ğadin neveytu fağfir limâ kaddemtu vemâ ahhertu."


Anlamı:

"Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla."
 

tuana_39

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
51
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
HZ.Muhammed (s.a.v.) in hayatından birkaç dua

HZ.Muhammed (s.a.v.) in hayatından birkaç dua

"Rabbim şeytanın kışkırtmalarından ve onların benim yanımda bulunmalarından sana sığınırım." (Müminun suresi, 97-98 ayet)
"Rabbim gireceğim yere doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. Çıkacağım yerden de beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver." (İsra suresi, 80. ayet)
"Ya Rabbi ilmimi arttır." (Taha suresi, 114. ayet)
"Rabbim bağışla merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (Müminun suresi 118. ayet)
"Allah'ım nefsimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana havale ettim. Rızanı umarak, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Senden başka sığınak, senden başka dayanak yoktur. Allah'ım indirdiğin kitabına, gönderdiğin peygamberine iman ettim." (Buharî , Deavat , 7)
"Ey Allah'ım seni sevmeyi, sevdiklerimi sevmeyi ve sevgine ulaştıracak işleri nasip etmeni senden dilerim. Ey Allah'ım sevgini bana, nefsimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl."(Tirmizî Dua 73)
"Allah'ım beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır, bana afiyet ve hayırlı rızk ver. (Müslim Zikir 78)
"Ey Allah'ım kötü ahlâklı olmaktan, kötü işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım. (TirmizÎ Dua 126)
"Allah'ım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlıktan, kabir azabından, dirilerin ve ölülerin fitnesinden sana sığınırım.(Müslim Zikir 50)
"Ey Rabbim! Beni iyilik ettiği zaman sevinen, kötülük ettiği zaman pişman olanlardan eyle" (Edep 57)
 

CEVDET-71

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
62
wp8my9nh7.jpg


selamün aleyküm kardeşim eline gönlüne sağlık allaha emanet ol :H
 

dolunayhilal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
287
Tepki puanı
0
Puanları
0
Rabbim, nihâyeti olmayan rahmet hazinesinin kapısını açmış, sonsuz ihsân sofrasını herkese açmış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de vermedi? Kim geldi de boş döndü? İstemesini bilmezsen, alamazsın. Huzûruna edeple çıkmazsan rahmetine kavuşamazsın...
BENCEDE AYACIYA GEREK YOK SAOL KARDEŞ
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Peygamberimiz(s.a.v.)hz. Aişe'ye öğrettiği Dua...

Peygamberimiz(s.a.v.)hz. Aişe'ye öğrettiği Dua...

PEYGAMBERİMİZİN (sallallahu aleyhi ve sellem) HZ. AİŞE'YE ÖĞRETTİĞİ DUA


Allahım! Sen affedicisin, affı da seversin, beni affet!

ALINTIDIR
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt