Gülüşü Yaralı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 6 Şub 2008
- Mesajlar
- 5,741
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Konum
- ha bura :)
- Web Sitesi
- www.facebook.com
İstiâze Duaları
İnsan ve cin şeytanlarından ve onların kurdukları planlardan Allah’a sığınmak gerekir. Cin ve insan şeytanlarının bulandıran çabalarından dolayı toplumsal hayat içinde Hakikat saflığını yitirebilmektedir. Bu nedenle daima istiaze duası yapmak, kalplerimizin paklığını korumak için şarttır. Çok şükür Rabbimiz bunu da nasıl yapacağımızı, Peygamberimiz üzerinden Kıyamet’e kadar yaşayacak müminlere rehberlik ederek beyan etmiştir:
“De ki: Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine. O’nun yarattıklarının şerriden ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden.” (Felak, 113/1-5.)
“De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, insanların hakimine, insanların ilahına, fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden, insanların kalbine fısıldayan cinlerin ve insanların bütün ayartmalarından.” (Nas,114/1-6.)
İstiâze ve Beraat Duası
Peygamberimizin zalimlerle arasındaki sınırların pekiştirilmesini, onların yaptıklarından beri olmayı dilediği bu yakarış Allah’a istiâze ederek/sığınarak bitmektedir:
“Ey Rabbim!Sana ortak koşarak baş kaldıranların vaad edildikleri azabın gerçekleşmesine tanık olmamı diliyorsan, Rabbim o zaman, benim de bu zalim insanlardan biri olmama izin verme. Ey Rabbim!Tüm kötü dürtülerin kışkırtmalarına karşı sana sığınıyorum. Rabbim, onların bana yaklaşmalarından da sana sığınıyorum.”(Mü’minun,23/93,94,97,98.)
Tesbih Duası
Allah’ı noksan sıfatlardan uzak tutup, O’na gerçek sıfatlarıyla yalvarıp yakarma, her türlü eksiklikten tenzih ederek olur. Kur’an’da “Esmaü’l-Hüsna” olarak nitelenen Rabbimizin en güzel isimlerini tüm dualarımızda hatırlamak gerekir. Peygamberimiz de öyle yapmış bütün yakarışlarında Allah’ın bu güzel isimlerini anmıştır. Allah’ı tesbih etme adına uydurma isim ve sıfatlar kullanmak yerine Rasulullah Muhammed S gibi biz de tesbih etme gayemizi en güzel yakarış formlarına gerçekleştirebiliriz. Tesbih duasının derli toplu, en güzel örneğini Haşr Suresi’de bulmaktayız:
“Allah O’dur ki, O’ndan başka ilah yoktur. Mutlak Hakim, Kutsal, Kurtuluşun Tek Kaynağı, İman Bağışlayan, Doğru ile Yanlışın Tek Belirleyicisi, Üstün, Eğriyi Düzeltip Doğruyu İhya Eden, Bütün İhtişamın Sahibi! Şanı Yüce Olan Allah her şeyden münezzehtir. O, Allah’tır; Yaratıcı, Bütün Özlere ve Görüntülere Şekil Veren Yapıcı! Bütün mükemmellik vasıfları yalnız O’nundur. Göklerde ve yerde olan her şey O’nun sınırsız şanını yüceltir. Çünkü yalnız O’dur kudret ve hikmet sahibi olan.” (Haşr, 59/22-24.)
Peygamberimiz Muhammed Sav üzerinden tüm zamanlarda yaşayacak olan müminlere, kendisinin nasıl tesbih edilerek yüceltilmesi gerektiğini dahi öğreten Rabbimiz eksiksiz bir Kitap indirmiştir. En güzel dua şekillerini bize öğreten Allah’a sonsuz şükürler olsun. Peygamberimize uygulaması emredilmiş bir diğer tesbih duası da Ali İmran Suresi’nde geçmektedir:
“De ki: Ey Mutlak egemenlik sahibi Allahım! Sen egemenliği dileğine verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırsın. Bütün iyilikler senin elindedir. Doğrusu Sen istediğin her şeyi yapmaya kadirsin. Gündüzü kısaltarak geceyi uzatır ve geceyi kısaltarak gündüzü uzatırsın. Ölüden diri ve diriden ölü çıkarırsın. Ve dilediğine her türlü hesabın üstünde rızık bağışlarsın.” (Ali İmran,3/26-27.)
Tenzih Duası
Allah’ın yetkilerini çiğneyip sınırlarına giren şefaatçiler edinmek “tenzih” ilkesine aykırı bir fiildir. Rabbimizi tüm mükemmel isimleri ve sıfatları anmak ve zikrullaha halel getirebilecek tasavvurlar geliştirmekten sakınmak ise, O’nu tesbih ederek yüceltmek, tenzih ederek tüm noksan sıfatlardan uzak tutmaktır. Allah’a noksan sıfatlar isnad eden maddecilere ve mistiklere bir cevap niteliğindeki tenzih yakarışının derli toplu mükemmel örneklerini yine en güzel Rabbimizin kelamından öğrenebiliriz; Ayet el-Kürsi’de olduğu gibi:
“Allah O’ndan başka ilah yoktur. Her zaman diridir, bütün varlıkların kendi kendine yeterli yegane kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O’nu, ne uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O’nundur. O’nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan da kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da bilir. Oysa O dilemedikçe insanlar O’nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudret ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O’na ağır gelmez. Gerçekten Yüce ve büyük olan yalnızca O’dur.” (Bakara,2/255.)