O kızı sakın üniversiteye sokmayın!!!
İnanmayın ona. Söylediklerine, yaptıklarına, bakışlarına, gülümsemelerine, dalıp gitmelerine inanmayın.
Görmezden gelin o kızı. Sözlerini cevapsız bırakın. Sorularını, meraklarını cevapsız bırakın. Çaresizliğini yüzüne çarpıp, uluorta yalnız bırakın gerekirse.
Bağırıp çağırsın bazen ve siz yine de duymazdan gelin. O kızı sakın üniversiteye sokmayın. Çok istiyorsa gelsin kapının dibine. Yüzünü bir duvara dönsün. Etrafına şöyle bir baksın. Tanıdık yüzler yaklaştığında görmezden gelsin.
Bir an beklesin. Sonra yüzünü tekrar duvara dönsün. Şöyle bir durup düşünsün. Duvara dönsün yeniden.
Duvara elini uzatsın ve fakat duvar elini boş bıraksın. Duvar da başka tarafa çevirsin bakışlarını. Bir ayna açılsın duvarda. "Dünyanın en güzel kızı kim?" diye sorsun üniversite duvarına. Ayna cevap vermesin. Sırası mı şimdi masalın, geçelim bunları. Elini başına götürsün.
Duvar bir an elini uzatsın. Sonra vazgeçsin. Yine başka tarafa çevirsin bakışlarını. "Bir şey mi var?" diye sorsun duvara kızcağız. Duvar cevap vermesin.
Elini başına götürsün. "Keşke götürmese" diye içinden geçsin duvarın. Kız duvarın içinden ne geçtiğini asla bilmesin. Bu duvar ve bu kız her sabah karşılaştığı halde tek bir kelime konuşmasın. Duvarın içinden merhamet geçsin, yük trenleri geçsin, altıkırkbeş vapuru geçsin, şehrin telaşlı yüzleri geçsin, kızın kendi başınayken katıla katıla ağlamaları geçsin.
Çok istiyorsa o kapıdan geçmeyi. O üniversiteye adımını atmayı istiyorsa elini güçlü ve kararlı bir şekilde başına uzatsın. İlk zamanlarda zalim bir titreme gelir yapışır kollarına ama aldırmasın. Gözlerini kapatsın. Duvar da tam bu esnada gözlerini kapatır ya!
Eliyle başörtüsünü çekip alıversin başından. Alelacele çantasına tıkıştırsın başörtüsünü. Kafasını hiç yerden kaldırmadan. Duvara bile bakmadan, hızlı adımlarla içeriye girsin. Saçlarını düzeltmeden, uçurum gibi genişleyen kapı aralığından kocaman adımlar atarak yuvarlanmamak için, içeri atıversin kendini.
Kendisi içeri girerken, kırık kalbi, İnşirah suresi, ninesinin maşallahları, annesinin nazar duaları, babasının maaştan arttırıp aldığı hediyeleri, ilk elifbası, başörtü iğnesi dışarıda kalsın.
Böyle yaparak ve gerekirse kuş tedirginliğiyle atan kalbini çıkartıp duvarın üstünde bırakarak içeriye girsin. Avcının çıkardığı geyik kalbine hiçbir rektör inanmaz, kendi kalbini bıraksın.
Aksi halde o kızı sakın üniversiteye sokmayın. Huzurumuzu bozmasın, canımızı sıkmasın, havamızı dağıtmasın durduk yerde. Anlamaya çalışmayın boş yere. Oldu bittiye getirin bütün duygularını.
Kendinize benzemeyenleri, sizin sitede oturmayanları, sizin mağazadan alışveriş yapmayanları, Mançuryalıları, Vizigotları, Papalagileri, Tom Amca'nın kulübesindekileri de almayın inadına. Almayın hiçbirini.
Almayın ve anlasınlar böylece sizin cennetinize girebilmek için, sizinle aynı kanı taşımaları gerektiğini.