Yeri burasımı bilmiyorum ama başka bir bölüm bulamadım. Eğer yanlış yerdeyse lütfen taşıyın ve kusura bakmayın.
Benim tuhafıma giden ve yanlış olduğunu düşündüğüm bazı durumlar var. Şimdi lafı çorba etmeden ben hemen konuya girmek istiyorum. Belki yazdıklarım, bildiklerinize çok ters gelecek. Siz doğruyu bildiğinizden eminseniz bunları dikkate almazsınız olur, biter. Ama ya siz yanlış biliyorsanız?
Neden Müslümanlar'ın çoğu(herkes üstüne alınmasın diye bu ifadeyi kullanıyorum) şu ayetleri bile bile peygamberler arasında ayırım yaparlar? "Deyiniz ki: "Biz Allah'a, bize indirilen Kur'ân'a, Keza İbrâhim'e, İsmâil'e, İshak'a, Yâkub'a ve onun torunlarına indirilene Ve yine Mûsâ'ya, Îsâ'ya, Hülasa bütün peygamberlere Rab'leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onlar arasında asla bir ayırım yapmayız. Biz yalnız O'na teslim olan Müslümanlarız." (Bakara-136)
Mesela, İsa(a.s) veya Musa(a.s) veya da İbrahim(a.s)'ı konu alan bir filmde, Peygamberlerimiz'i canlandıran insanlar var. Yani yüzü apaçık bir şekilde görünüyor ve sesi de duyulabiliyor. Peki neden Muhammed (a.s) bir filmde canlandırıldığı zaman yer yerinden oynuyor? Neden bu tutumu diğer Peygamberlerimiz için de göstermiyoruz?
Mesela, neden sadece Muhammed (a.s) için çeşit çeşit dualar ederiz? Neden diğer peygamberleri anmayız? Yoksa Müslümanlar'ın çoğu Kuran-ı Kerim'in bir bölümüne değer verip, bir bölümüne değer vermiyor mu?
Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim’i,
İshak’ı ve Yakub’u da hatırla. (Sad Suresi, 45)
İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i de hatırla.
Hepsi de hayırlı olanlardandır. (Sad Suresi, 48)
Neden Müslümanlar'ın çoğu Peygamberimiz Muhammed(a.s)'ın veda hutbesini okuyup bilmesine rağmen millet ayırımına yönelir, veya Müslüman ülkeler neden yardımlaşmaz?
Konuyla ilgili Muhammed(a.s)'ın veda hutbesinden bir bölüm :
Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. İslam´da insanlar eşittir. Hepiniz Âdem´in çocuklarısınız, Âdem de topraktan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah´a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab´ın, Arap olmayana, bir başkasının Arab´a, bir siyahın bir kızıl deriliye, bir kızıl derilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yoktur.
Bu sözlerden anlaşıldığı gibi, bütün insanlar Allah katında birdir. Bir müslüman ülke,millet,ırk vb. gibi ayırımcılıklara yönelmez. Mesela burası Türkiye değil, sadece dünyanın bir parçasıdır ve geçici bir yer olduğu herkesçe bilinir. Ama nedense "Her Türk asker doğar, Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur." gibi ifadeler duyarız. Sadece bir Müslüman (gerçek anlamda Müslüman), Müslüman olmayan herhangi birinden üstündür. Bunu biraz daha basitleştireyim ; Sokakta yatıp kalkan, çaresiz ve gidecek hiç bir yeri olmayan bir Müslüman, bolluk içinde yaşayan, rahat bir hayat süren ve Hak dinin dışında olan bir Cumhurbaşkanı'ndan bile üstündür.
Kuran-ı Kerim'i neden anlamadığımız halde(!) okuruz?
Kuran-ı Kerim'e sahip kişilerin çoğu, Kitabımız'ı ya hiç okumayıp sanki bir süs eşyasıymış gibi evinin bir köşesine koyar ya da duvara asar veya sadece okur ama hiç bir şey anlamaz. Allah O Kitab'ı bizlere öğüt olsun diye gönderdi. Yani onu şiir okuyormuşuz gibi okumak hiç doğru olmaz. Kuran-ı Kerim'in bir öğüt kitabı olduğunu unutmamalıyız.
“Biz O'na(Peygamber'e) şiir öğretmedik, zaten O'na yaraşmazda. O yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’ dır” (Yasin 69)
Vaktim kısıtlı olduğu için ancak bu kadar yazabiliyorum. Vakit buldukça yazmaya devam edeceğim.
Allah sizinle olsun
Benim tuhafıma giden ve yanlış olduğunu düşündüğüm bazı durumlar var. Şimdi lafı çorba etmeden ben hemen konuya girmek istiyorum. Belki yazdıklarım, bildiklerinize çok ters gelecek. Siz doğruyu bildiğinizden eminseniz bunları dikkate almazsınız olur, biter. Ama ya siz yanlış biliyorsanız?
Neden Müslümanlar'ın çoğu(herkes üstüne alınmasın diye bu ifadeyi kullanıyorum) şu ayetleri bile bile peygamberler arasında ayırım yaparlar? "Deyiniz ki: "Biz Allah'a, bize indirilen Kur'ân'a, Keza İbrâhim'e, İsmâil'e, İshak'a, Yâkub'a ve onun torunlarına indirilene Ve yine Mûsâ'ya, Îsâ'ya, Hülasa bütün peygamberlere Rab'leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onlar arasında asla bir ayırım yapmayız. Biz yalnız O'na teslim olan Müslümanlarız." (Bakara-136)
Mesela, İsa(a.s) veya Musa(a.s) veya da İbrahim(a.s)'ı konu alan bir filmde, Peygamberlerimiz'i canlandıran insanlar var. Yani yüzü apaçık bir şekilde görünüyor ve sesi de duyulabiliyor. Peki neden Muhammed (a.s) bir filmde canlandırıldığı zaman yer yerinden oynuyor? Neden bu tutumu diğer Peygamberlerimiz için de göstermiyoruz?
Mesela, neden sadece Muhammed (a.s) için çeşit çeşit dualar ederiz? Neden diğer peygamberleri anmayız? Yoksa Müslümanlar'ın çoğu Kuran-ı Kerim'in bir bölümüne değer verip, bir bölümüne değer vermiyor mu?
Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim’i,
İshak’ı ve Yakub’u da hatırla. (Sad Suresi, 45)
İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i de hatırla.
Hepsi de hayırlı olanlardandır. (Sad Suresi, 48)
Neden Müslümanlar'ın çoğu Peygamberimiz Muhammed(a.s)'ın veda hutbesini okuyup bilmesine rağmen millet ayırımına yönelir, veya Müslüman ülkeler neden yardımlaşmaz?
Konuyla ilgili Muhammed(a.s)'ın veda hutbesinden bir bölüm :
Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. İslam´da insanlar eşittir. Hepiniz Âdem´in çocuklarısınız, Âdem de topraktan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah´a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab´ın, Arap olmayana, bir başkasının Arab´a, bir siyahın bir kızıl deriliye, bir kızıl derilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yoktur.
Bu sözlerden anlaşıldığı gibi, bütün insanlar Allah katında birdir. Bir müslüman ülke,millet,ırk vb. gibi ayırımcılıklara yönelmez. Mesela burası Türkiye değil, sadece dünyanın bir parçasıdır ve geçici bir yer olduğu herkesçe bilinir. Ama nedense "Her Türk asker doğar, Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur." gibi ifadeler duyarız. Sadece bir Müslüman (gerçek anlamda Müslüman), Müslüman olmayan herhangi birinden üstündür. Bunu biraz daha basitleştireyim ; Sokakta yatıp kalkan, çaresiz ve gidecek hiç bir yeri olmayan bir Müslüman, bolluk içinde yaşayan, rahat bir hayat süren ve Hak dinin dışında olan bir Cumhurbaşkanı'ndan bile üstündür.
Kuran-ı Kerim'i neden anlamadığımız halde(!) okuruz?
Kuran-ı Kerim'e sahip kişilerin çoğu, Kitabımız'ı ya hiç okumayıp sanki bir süs eşyasıymış gibi evinin bir köşesine koyar ya da duvara asar veya sadece okur ama hiç bir şey anlamaz. Allah O Kitab'ı bizlere öğüt olsun diye gönderdi. Yani onu şiir okuyormuşuz gibi okumak hiç doğru olmaz. Kuran-ı Kerim'in bir öğüt kitabı olduğunu unutmamalıyız.
“Biz O'na(Peygamber'e) şiir öğretmedik, zaten O'na yaraşmazda. O yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’ dır” (Yasin 69)
Vaktim kısıtlı olduğu için ancak bu kadar yazabiliyorum. Vakit buldukça yazmaya devam edeceğim.
Allah sizinle olsun