RE: Namazında Reklamı Olurmu Demeyin
S.A
Namaz, Namaz ve Namaz Namaz, öyle dünyevî işlerimiz arasinda geçiştiriliverecek kadar önemsiz bir iş degildir. O bizim için en mühim bir meşgaledir. Bu itibarla da o, her zaman ciddiyetle ele alinmali ve öyle eda edilmelidir. Degil başka bir iş yüzünden onun ihmale veya aceleye getirilmesi, gerektiginde her türlü işimiz ona feda edilmelidir. Namazda Üç Mertebe Vardir 1. Mükellefiyet olarak eda edilen namaz: Ülfet alaşimli ve sadece Cenâb-i Hakk’ın emrini yerine getirmiş olmakla sınırlı kılınan namazlar bu mertebeye dahildir. Hiç namaz kılmamaya göre elbette ki bu da bir mertebedir. Ancak, böyle namaz sahipleri, namazı terketme mes’uliyetinden kurtulsa da namazdan elde edilebilecek feyizlere tam mazhar olamazlar.2. Kötülüklerden koruyan namaz: Namaz insanları fuhşiyattan ve dinin çirkin gördüğü bütün kötülüklerden korur. Evet, Cenâb-ı Hakk, namaza böyle bir husûsiyet vermiştir. Ne var ki, namazdan bu ölçüde istifade edebilmek, gerçek namaz ruhunu yakalamakla mümkün olur. Şuurlu eda edilmiş her namaz, sahibini, koruyucu bir atmosfer gibi kuşatır ve münkeratın yol bulup ona ulaşmasına mani olur. Efendimiz (sav) namazdaki bu hususiyeti, kapısının önünden geçen nehirde, her gün beş defa yıkanan insanın kirlerden temizlenmesi teşbihiyle de anlatır. Zaten namazdaki bu husûsiyettir ki, sel sel olup üzerimize gelen münkerattan bizleri koruyup muhafaza etmektedir. Aksi halde bu kadar çirkinliğe ruhumuzun direnç göstermesi nasıl mümkün olurdu ki!.. 3. Mi’rac buudlu namaz: Her dakikası seneler kazandırabilecek çapta kılınan namaz Mi’rac televvünlü namazdır. Böyle bir namazı yakalamak çok zordur ve ancak seçkin ruhlara mahsustur; ama yine de mümkündür. Madem mümkündür, herkes gayret etmeli ve hiç olmazsa hayatının belli dönemlerinde böyle bir namazı yakalamaya çalışmalıdır.
RABBİM KILDIĞIMIZ NAMAZLARI.YAPTIĞIMIZ TÜM İBADETLERİ KABUL EYLESİN İNŞALLAH
SELAM VE DUA İLEB)B)B)
S.A
Namaz, Namaz ve Namaz Namaz, öyle dünyevî işlerimiz arasinda geçiştiriliverecek kadar önemsiz bir iş degildir. O bizim için en mühim bir meşgaledir. Bu itibarla da o, her zaman ciddiyetle ele alinmali ve öyle eda edilmelidir. Degil başka bir iş yüzünden onun ihmale veya aceleye getirilmesi, gerektiginde her türlü işimiz ona feda edilmelidir. Namazda Üç Mertebe Vardir 1. Mükellefiyet olarak eda edilen namaz: Ülfet alaşimli ve sadece Cenâb-i Hakk’ın emrini yerine getirmiş olmakla sınırlı kılınan namazlar bu mertebeye dahildir. Hiç namaz kılmamaya göre elbette ki bu da bir mertebedir. Ancak, böyle namaz sahipleri, namazı terketme mes’uliyetinden kurtulsa da namazdan elde edilebilecek feyizlere tam mazhar olamazlar.2. Kötülüklerden koruyan namaz: Namaz insanları fuhşiyattan ve dinin çirkin gördüğü bütün kötülüklerden korur. Evet, Cenâb-ı Hakk, namaza böyle bir husûsiyet vermiştir. Ne var ki, namazdan bu ölçüde istifade edebilmek, gerçek namaz ruhunu yakalamakla mümkün olur. Şuurlu eda edilmiş her namaz, sahibini, koruyucu bir atmosfer gibi kuşatır ve münkeratın yol bulup ona ulaşmasına mani olur. Efendimiz (sav) namazdaki bu hususiyeti, kapısının önünden geçen nehirde, her gün beş defa yıkanan insanın kirlerden temizlenmesi teşbihiyle de anlatır. Zaten namazdaki bu husûsiyettir ki, sel sel olup üzerimize gelen münkerattan bizleri koruyup muhafaza etmektedir. Aksi halde bu kadar çirkinliğe ruhumuzun direnç göstermesi nasıl mümkün olurdu ki!.. 3. Mi’rac buudlu namaz: Her dakikası seneler kazandırabilecek çapta kılınan namaz Mi’rac televvünlü namazdır. Böyle bir namazı yakalamak çok zordur ve ancak seçkin ruhlara mahsustur; ama yine de mümkündür. Madem mümkündür, herkes gayret etmeli ve hiç olmazsa hayatının belli dönemlerinde böyle bir namazı yakalamaya çalışmalıdır.
RABBİM KILDIĞIMIZ NAMAZLARI.YAPTIĞIMIZ TÜM İBADETLERİ KABUL EYLESİN İNŞALLAH
SELAM VE DUA İLEB)B)B)