-Hukuk’un Haysiyeti İçin İnandıklarımız-
Münir Oyunbozan
Mazlum-Der, İHH gibi dernek ve vakıfların bulunduğu tertibçilerce kamuoyuna sunulan “28 ŞUBAT SİYASÎ YARGI KARARLARI İPTAL EDİLSİN” başlıklı imza kampanyası, 1 MİLYON İMZA’ya kısa bir süre içinde ulaşmış durumda. Tertibçilerin başı Mazlum-Der Genel Başkanı, “İmzaları Meclis’e, Başbakan’a ve Cumhurbaşkanı’na arzedeceklerini” açıkladı. Bununla birarada, Millet Meclisi’nde kurulan “Darbeleri Araştırma Komisyonu”nun, tat
ile girmeden (tatile girmeyen bir komisyon da, Anayasa Komisyonu olduğunu hatırlatırız.) çalışmalarına devam etmekte ve “araştırma bilgilerini” muhtelif sahalara genişleterek depolamakta; komisyonun ilk günlerinde, “kuruluş amacı” olarak deklare edilen faaliyetleri ise bu safhadan sonra.
Neydi bu “deklare edilenler”?
Öncelikle bir “rapor” hazırlanıp, araştırdıkları “darbeler” ile alâkalı olarak, hem Millet’ten hem de darbelerin “mağduru” olanlardan dilenecek bir “ÖZÜR YASASI” ile, bu “mağdurların” hâlen devam etmekte olan mağduriyetleri mevcud ise “HÜKMEN KALDIRMA YASASI” teklifi! “Deklare edilenler” ve asliyle Meclis’in yapabileceği (hukuk’un sahasına girmeden) budur. 28 Şubat’ın yapıp-ettiklerini YOK ETMEDEN, faillerini isterseniz – meselâ/farz-ı muhal – “çarmıha gerseniz”, onların çarmıhta tebessüm edeceklerine hiç kuşku yok! Fakat, çıkardıkları kanun ve benzeri uygulamaları, hukukun ırzına geçerek “brifing”lerle yönlendirdikleri savcı ve hâkimlerin verdikleri “kararları” HÜKMEN YOK ederseniz (dikkat ediniz, “iade-i muhakeme/yeniden yargılama” da değil!) işte o zaman 28 ŞUBAT’I “BİTİRMİŞ” olursunuz!
Görüldüğü kadariyle, AKP hükümeti, “Darbe Komisyonu”nu kurarak ve bazı “önergeleri” şimdiden hazır ederek BİTİRME” yönünde bir irade sergiliyor. 22 Temmuz tarihli Taraf’ta hem bununla, hem bu durumun “hususi” tarafiyle alâkalı bir haber vardı ki, bahsettiğimiz tarzdaki “bitirme”nin ne derece MÜHİM olduğunu herkesin gözüne sokmaktaydı. Habere göre, “Darbe Komisyonu”nun üyesi CHP’li Süleyman Çelebi, AKP’li Komisyon başkanı (ve üyeleri) ve artık onlarda evvelden neler konuşulduysa, “şikâyetçi” olduğunu gösterip, Komisyon’un “sadece 28 Şubatla alâkalı olmadığını ama AKP’li üyelerin “SALİH MİRZABEYOĞLU’NUN HAPİSTEN KURTARILMASI İÇİN ÖZEL ÇABA ve FAALİYET GÖSTERDİĞİNİ” belirtip, “onun için değil, tüm darbe mağdurları için teklif verilmesini” istemiş.
S. Çelebi’nin –habere bakarak konuşuyoruz- tavrı normal, elbette tüm darbe mağdurları için –neyse o- teklif verilmeli, bu gayet tabiî; ama niye, sadece gözaltına alınması, Metris’e konulması, Metris’te –bilinen- iki askerî operasyonla katledilme girişimleri, her tarafı yaralı, kanlı halde “DGM kahramanı!!!” Sedat Karagül’ün karşısına çıkarılması, bu “kahraman’ın(!)” tek lafla bile “bu ne hâl?” diye sormayıp, “yaz kızım, sanık geldi, kimlik dökümü ve iddia okundu” hayasız (hukukî elbette) tutumunu sergilemesi, ne iddianamede ne gerekçeli kararda tek bir eylem, eylem emri, direktif ve hatta imâ bile bulunmadığı yazılmışken, bir başka “DGM kahramanı!!!” ve şimdi avukat Metin Çetinbaş tarafından “idam”a mahkûm edilmesi, ardından “idam” kaldırılınca, lehe olan hükümle “idam’ın müebbede” değil, “ağırlaştırılmış müebbede” çevrilmesi ortadayken, son üç senedir gazetelerde ve 2012’de artık Meclis koridorlarında “Mirzabeyoğlu’na yapılan hukuksuzluk” alenen konuşulmaya başlamışken, yani “Mirzabeyoğlu”nun HUSUSİ DURUMU apaçık ortadayken, S. Çelebi niye sadece O’nu örnek vererek Komisyonu eleştiriyor? Bir hatırlatma: 28 Şubat’ın meşhur bir “5’li Çete”si mevcuttu ve Komisyon yavaş yavaş “ekonomi kanalları”na da el atmaya başladı, “Koç” gibi birinin “30 trilyon emrinizde, hükümeti devirin, kararları çıkarın” sözü de “kayıtlar”da ve bu “30 trilyon”dan nemalanan ve nemalandırılan “5’li Çete”nin bir üyesi de DİSK idi! O gün DİSK’in başında kim vardı diye bir soru makul olur ve K. Kılıçdaroğlu’nun “Darbe Komisyonu” na gönderdiklerinin “araştırma” için mi “KARIŞTIRMA” için mi olduğu sorusu da ortaya çıkar!
Şurası çok açıktır: 28 Şubat’ın mağduriyetlerinin çoğu geçmişte kalmıştır ve hükümet muhtelif düzenlemelerle bu mağduriyetleri –eksik de olsa şimdilik- gidermeye, tazmin etmeye çalışmaktadır. Fakat, hâlâ devam eden, kanlı-canlı bir mağduriyet İBDA ve Salih MİRZABEYOĞLU’nun üzerinde durmaktadır. Dolaylı olarak da, komisyon nasıl bir teklif verecek, deklarelerine (güncel siyasetin labirentlerinde kaybolmamak için ne kadar direnecek) ne kadar “uygun” davranacak ayrıdır ama “28 Şubat” la alâkalı çıkacak Kanun, İBDA’ya has bir kanun olacaktır! Bunu, Meclisin tatili terk ettiği günlerde göreceğiz! (3’ün ardından 4. ve 5. Yargı Paketleri, cezaevlerinde “engizisyon şartları”nda tutulan adlî ve siyasî hükümlülerin (infazı kastediyoruz) tahliyelerinin, yeni Anayasa’nın Meclis’e veya kuvvetle muhtemel Halk’a sunulması, belediye seçimlerinin 2013 ilk yarısı-çeyreğine çekilmesi, PKK’nin, “eski sol artıklardan” temizlenme, konjonktürel olarak Öcalan-Erdoğan-TSK’nın “aynı safa” gelmesi vs. Bunların hepsi 2012-2013 veya 1438-1439 içerisinde olacak ve “28 Şubat” işte bu konjonktürde “BİTİRİLECEK”!)
Fakat “Mirzabeyoğlu”nun “ana davası”nın yeniden muhakeme veya hükmen yok edilmesi yeterli değildir! Bugün, Metris’teki katliam girişimlerine karşı, ölmemek için direnen (“5 Aralık bir TARİH’tir!” ) “Mirzabeyoğlu” ve arkadaşları, bu iki isyan davasından açılan mükerrer dosya ve her dosyada istenen mükerrer cezalarla 100 yıla yakın hapis cezası, binlerce liralık tazminatlarla yargılanıyorlar ki bunların bir kısmı onaylandı ve Metris’te ölmemek için DİRENENLER cezaevlerine (tam da 28 Şubat 2012’de!) konulmaya başlandı. “Mirzabeyoğlu Ana Davası” bahsettiğimiz neticeye uğrasa bile, ortada bu KATLİAM GİRİŞİMLERİDEN açılan “İSYAN DAVALARI” olduğu müddetçe, bunlar aynı akıbete tabi tutulmadıkça “eksik” kalacaktır “bitirme”!
Metris’teki 25 Ocak 2000 tarihli “NOEL BABA OPERASYONU” ile alâkalı Adalet Bakanlığı’ndan bilgi-belge talebine “Bakan adına” cevab veren, “tetkik hâkimi” İlyas KUVEL, kendisine birisi satır satır açıklama dolu iki dilekçeye rağmen, işi yokuşa sürmek için dilekçede olmayan bir şekilde mevzuyu “Hayata Dönüş Operasyonu’na müdafi olmak” olarak anlıyorsa, böyle bir beceri gösterebiliyorsa(!), bahsettiğiniz “bitirme planı”, bu “kafa”dakilerce ENGELLENECEKTİR, engellenmeye çalışılacaktır kuşkusuz! Bir de buna S. Çelebi-gillerin “tavırlarını” ekleyin ve düşünün zorluğu!
“Darbeler Komisyonu”nun “önerileri”nin arkasında durması, “28 Şubat’ı bitirme iradesi”ni sulandırmak-karıştırmak için faaliyette bulunacakları kuşkusuz “Çeteler”i kaale almaması, “HUKUKUN RÖVANŞI ve İTİBARI” için DİK DURMALARI en büyük dileğimiz! Unutulmasın, EN YÜKSEK RAKIMLI YERDE oturan ZAT, hem “Mirzabeyoğlu” hem de, 5 Aralık’99 ve 25 Ocak’00 “Metris direnişleri” için “2 MİLYON İNSANIN – benim de!- KELLESİNİ KURTARDINIZ! demişti! Unutulmasın, “NOEL BABA OPERASYONU” nu emreden ve yürütenler, aynı operasyondan açılan dava neticesi aldıkları ceza nedeniyle Silivri 4-L’de bulunan İbda bağlıları ile komşu blokta bulunmaktalar! Ortadaki tezat açık değil mi? Ya onlar ya İbda bağlıları “yanlış” yerdeler!
“Darbe Komisyonu” tüm bunlara HUKUK ASALETİ ve İTİBARİYLE gerekli “öneri”yi Meclis’e sevk edecektir. Buna inanmak istiyoruz; “hukuk” için!