aliye_aliye
Altın Üye
- Katılım
- 25 Eki 2006
- Mesajlar
- 16,828
- Tepki puanı
- 4
- Puanları
- 38
- Konum
- ~* پایتخت آن بهشت *~
- Web Sitesi
- www.fizikist.com
RE: MÜNAFIKLIKTAN SAKINMAK
B)
B)
Münafıkları müjdele (haber ver) ki onlara pek acıklı bir azap vardır" (Sure-i Nisa 138).
Münafık, kalbinde küfür gizlediği halde, diliyle iman ettiğini söyleyen iki yüzlü kimsedir. Bu iddiamızın, belgesini teşkil eden bir ayeti celilede şöyle buyrulmaktadır:
"İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, kendileri iman etmiş olmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler. Halbuki onlar inanıcı insanlar değildirler" (Sure-i Bakara 8).
Münafıklar, daima yön değiştiren ve yalan söylemekten medet uman bir karaktere sahiptir. Bu sahte tavırlarının açığa çıkmasına sebep olacak bir ayetin inivermesinden dâima çekinmişlerse de tînetlerinin icabını yapmaktan da uzak durmamışlardır. Bu hususu tespit eden bir ayeti kerimeyi birlikte inceleyelim Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine açıkça haber verecekbir sürenin tepelerine indirilmesinden daima endişe ederler. De ki: "Siz maskaralık yapadurun, Allah gocunageldiğiniz şeyi (zaten) mey*dana çıkarandır" (Sure-i Tevbe 64).
Onlar, Allah'a inanmadıkları ve islâm dinini kabul etmedikleri için, ibadete yanaşmazlar. Halkın arasında bulunup da kaçmaya fırsat bulamadıkları zaman istemeyerek ve üşenerek namaz kılmaya kal*karlar Bu hallerini ortaya koyan bir ayet-i celilede şu açıklama yapılmaktadır:
"Hakikat münafıklar (akıllarınca) Allah'a oyun etmek isterler. Halbuki O, kendi oyunlarını başlarına geçirendir. Onlar namaza kalktıkları vakit üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı (başka değil) ancak birazcık hatıra getirirler" (Sure-i Nisa 42).
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) de münafıkların mizaçlarını şöyle açıklamaktadır:
"
Münafığın meseli, iki koyun(sürüsü) arasında bir defa şuna bir defa da buna gidip gelen şaşkın ve mütereddit koyunun benzeridir" (Müslim c. 8, s. 125).
Değerli Gençler!
Münafıklar neden mü'minmiş gibi davranıyorlardı? Onu açıklayalım: Müslümanlarla harp etmeyi göze alamıyorlar ve cizye vermeye yanaşmıyorlardı. İman etmeye niyetleri olmadığından, inanmış gibi görünüp işin içinden sıyrılmak istiyorlardı. Müslümanlar, müşriklerle savaşa kalktığında onlar ortadan kaybolurlardı.
Fesadı cihada tercih eden münafıklar, sıvışmayı savaştan üstün tutuyorlardı. İki kapılı in yapan tilki; avcıyı veya korktuğu bir hayvanı gördüğü zaman diğer kapıdan sıvışıp kaçarmış. Münafıkların mizacı da iki yüzlülüktür. Ne samimi bir imanla müminlerin safında yer alırlar, ne de kalplerinde gizledikleri küfrü açığa koyup gayri müslimlerin arasına katılırlar.
Münevver Gençler!
Nifak hastalığına tutulan kimselerin bazı alametle*ri vardır. Bir insan, kendisinin bu illete tutulup tutulmadığını anlayabilmek için, bu alametleri bilmek zorundadır. Muhbir-i sadıkımız bulunan resul-i Ekrem (s.a.v.) onları göz önüne sermekte ve bizleri uyarmaktadır. Şöyle ki:Münafığın alâmeti üçtür: Bir şey haber verdiğinde yalan söyler, va'd ettiği zaman cayar ve (kendisine bir şey) emanet olunduğu vakit hıyanet eder" (Müslim c. 1, s. 56).
Diğer bir hadis-î nebevide bu alametler şu ifadelerle açıklanmaktadır: "Dört (kötü davranış) vardır. Kimde bu şeyler (bulunacak) olursa hâlis münafık olur. Kimde bunlardan bir haslet (huy) bulunursa, onu terk edesiye kadar, nifaktan bir şey onda bulunmuş olur. (Bir şey) emanet bırakılsa hıyanet eder, haber verdiğinde yalan söyler, sözleşme yaptığında mağdur eder ve mürâfaa olduğunda haktan ay*rılır" (Buhârî c. 1, s. 14; Müslim c. 1, s. 56).
Yalan, nifakın mayasını teşkil etmektedir. Zira sözünde durmamakta ve haktan ayrılmakta da dolaylı olarak yalancılık vardır. Bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Üç şey kimde bulunursa o kimse oruç tutsa da, namaz kılsa da, hac ve umre yapsa da ve ben müslümanım dese de münafıktır: Haber verdiğinde yalan söyler, va'd ettiğinde (sözünden) döner, (bir şey) emanet olunsa hıyanet eder" (et-
Tergib ve't-Terhib c. 3, s. 594).
Allah Resulünün bir çok sırlarına varis ve vâkıf bulunan Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.'ın hayatta) bulunduğu zamanda bir adam bir
kelime (yalan) söylese ölesiye kadar münafık (olarak) tanınmış olurdu.Ben o kelimeyi sizin birinizden günde on defa işitmekteyim"(Mükâşefet'ül-kulûb s. 154).
Allah Teâlâ'nın bir çok âyet-i kerimede, Resûlullah (s.a.v.)'in müteaddit hadis-i şeriflerde evsaf ve alâmetlerini bildirdikleri münafıklardan uzak durmalıdır. Hele ağzı lâf yapan münafıklar, bilgisi az olan kimseleri daha çabuk şaşırtabilirler. Bu tehlikeye işaret buyuran Peygamberimiz (s.a.v.) şu ikazı yapmaktadır:
"Ümmetim üzerine en çok endişe ettiğim korku, dil (dökmeyi) bilen münafıklardır" (Feyz'ül-kadir c. 2, s. 419).
Zamanımızın ağzı laf yapan bu tip münafıkları, televizyonlarda yapılan oturumlarda, bazı ayet ve hadisleri kendi fasit görüşleri istikametinde tevile kalkışarak halkın zihnini bulandırmakta ve avam tabakasını şaşırtmaktadırlar. Onlar hem sapkındırlar ve hem de saptırıcı bir karaktere sahiptirler.
Bir şahıs, ashab-ı kiramdan Huzeyfe (r.a.)e gelmiş ve "Ben münafık olmaktan korkuyorum" demiş. Hz. Huzeyfe "Şayet sen münafık olsaydın, nifaktan korkmazdın. Çünkü münafık olan kimse (kendisini) nifaktan emin bilir." Cevabını vermiş (Mükâşefet'ül-kulûb s. 154).
Bir kimse, bu gibi duygu ve davranışların kendisinde bulunduğunu anladığı zaman, tevbe sabunu ile işini, ihlâs ile içini, doğru sözle dilini, sadakatle hal ve harekâtını artırıp düzeltmelidir. Ahiret saadeti*ni sefalete çevirecek ve insanı hüsrân-ı uhrevîye itecek münafıklıktan son derece sakınmalıdır...
Sonuna kadar okudum ALLAH RAZI OLSUN
ellerine emegine saglık kardeşim...
نعىمة;586390' Alıntı:bir sahabeye ait bir sözdür : "münafık olmaktan yalnız münafıklar korkmaz"
EsSelamuAleykümVeRahnetullahiVeBerekatuhu
Ebeden ve daimen İnşaAllah Aliye Yeğenim..
Kafiri küfründen bilir-tanır insan da..münafık aralarda kaybettirmeye çalışır kendini..
Tanıma yollarını gösteren ve uyaran bu yazınızın hayra vesile olmasını niyaz ederim..Allah(CC) razı olsun..
Baki kalacak Selam ve dualarımla Alemlerin Rabbi Allah(CC)'a emanet olunuz..
(Ara sayfadan da olsa rahat okunabilmesi için düzeltmem mahsurlu olmamıştır inşaAllah..)
Ala Resulina ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü kıymetli Talip amcam.. Rabbimiz c.c sizden de razı olsun ebeden ve daimen..Güzel yorumunuz için de çok teşekkür ederim, gönlünüze, yazan ellerinize sağlık olsun inşallah..Şu an ismini hatırlamıyorum, bir kitap okumuştum..Orada münafıklar için şu tabir geçiyordu..''Münafıklar, pirincin içindeki beyaz taşlar gibidirler. Siyah taşlar, 'ben burdayım' diye kendilerini zaten belli ederler..Ya beyaz taşlar?'' Gerçekten de öyledir kıymetli amcam..Asıl dikkatli olunması gerekenler de, pirincin içinde ''asıl'' (pirinç) gibi görünenler değil midir? Rabbimiz c.c cümlemizi münafıklardan ve şerlerinden muhafaza buyursun inşallah..Amin..
Kıymetli Talip amcam, konuyu buraya taşımanız çok yerinde olmuş..Size ayrıca teşekkür ediyorum. Est. mahsuru olmadı, aksine çok makbule geçti amcam..Çünkü sitenin eski stiline göre o yazıların boyutları da büyük ayarlamıştım ve değiştirebilme imkanımız da bu stilde yok..Okuma güçlüğü olmaması açısından da çok iyi oldu..Rabbimiz c.c sizden razı olsun..
Bu vesileyle kıymetli ailenizin ve sizin cumanız mübarek olsun..Rabbimiz c.c hayırlara vesile kılsın inşallah kıymetli Amcam..Dualarımızdasınız, dualarınızda yer bulmak duasıyla acizane..Rahman ve Rahim olan Merhametliler merhametlisine emanetsiniz..Selam ve baki dua ile inşallah..
EsSelamuAleykümVeRahmetullahiVeBerekatuhu
Kıymetli Aliye Yeğenim..
Est..Amin cümlemizi muhafaza buyursun inşaAllah..
Sizden de..
Bil mukabele..selamlarımızı iletirseniz seviniriz..
Siz de Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
yazı için teşekkürler bunlar çağın hastalığı gibi yani yalan, verdiği sözde durmamak,emanete hıyanet etmek. bir söz veriyor mesela gelicem diyor gelmiyor. birisine bir emanet veriyoruz bir kitap mesela ya gelmiyor yada isteyerek zorla geri geliyor o da aylar yıllar sonra ve bunu dindar kesimde yapabiliyor. bu hadisi ilk okuduğum zamandan beri söz vermemeye verirsemde uygulamaya çalıştım hep emanete dikkat ettim. ve tabiki yalana. bir hadis bile o kadar kıymetli ki. sadece bu hadis uygulansa toplumda yaşanan bir çok sıkıntı olmazdı. peygamberimize s.a.s. selam olsun bizim için çok cefa çekti.
Es Selamü Aleyküm Ve Rahmetullahi Aliye Kardeşim
ALAH ın Rahmeti Bereketi Feyiz ve Lütfu üzerine üzerimize olsun
Mevla bizler ehlimizi ve tüm ümmeti Muhammedi münafıklıktan ve müfafık insanların şerrinden muhafaza eylesin işl.
Eline emeğine sağlık Selam ve Baki Dua ile RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH a emenet ol
Münafıklar ikindi namazını akşama doğru kılarlar. [Hakim]
Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır. [Hakim]
Namaz aşikâre oldu, kabul ettiler [öyle göründüler] Zekat gizli oldu vermediler. [Bezzar]
Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez. [Hakim]
Bizimle münafıkları ayıran alamet, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemez. [Beyheki]
Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmamak münafıklık alametidir. Nasıl ki, yalan söylemek münafıklık alameti ise, cemaate gelmemek de münafıklık alametidir. Bu demek, cemaate gelmeyen münafık demek değildir. Kendisinde münafıklık alametinden bir alamet var demektir.
Verdiği sözde durmamak da münafıklık alametidir. Sözünde durmayana münafık denmez. Fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur.
Bu konudaki hadis-i şeriflerin mealleri de şöyle:
Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir. Eğer bundaki ecri bilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi. Namaza gelmeyenlerin evlerini yakmak istedim. [Buhari]
Kadın ve çocuklar olmasaydı, cemaate gelmeyen erkeklerin evinin yakılmasını emrederdim. [İ.Ahmed, İ.Mace]
Yemin ederim ki, [sabah namazı için, mazereti dışında] cemaate iştirak etmeyenlerin evlerini yakılmasını emredeyim diye hatırımdan geçti. [Müslim]
hayırlı cumalar........Allah razı olsun