


Kutlu doğum haftası bütün Müslümanlar için hayırlı olsun.
KUTLU DOĞUM HAFTASI 1989 yılından beri 20-26 Nisan tarihlerini Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği içerisinde “Kutlu Doğum Haftası” olarak hem ülke içinde hem de yurt dışında bir çok etkinliklerle kutlamaktadır.
Şöyle ki: Yüce milletimiz tarihi geçmişinde uzun yıllardan bu yana Peygamberimizin doğumunu büyük bir coşku ile kutlamıştır. Bütün bu merasimlerde peygamberimiz anılmış ve onun her yönüyle anlatılmasına gayret gösterilmiştir.
Bizler; iyiyi kötüden ayırt etmeyi, birbirimizi sevmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, ahlakın güzelliklerini, dürüstlüğü, doğruluğu, erdemli bir davranışı, hoşgörünün en mükemmelini, insana saygının en yücesini, şefkat ve merhametin sınır tanımayan boyutunu, adaletin en güzel tatbikatını, kısaca her şeyin en iyisini ve en güzelini, o Rahmet Peygamberinin tebliğ, tavsiye ve uygulamalarından öğrendik. Hayatımızı anlamlı kılan değerlerimizi, dünya ve ahiret dengesini, insan onuruna uyan yaşama sanatını bizlere hep o gösterdi.
Doğan oğlumuza Ahmet, Mehmet, Mustafa; kızımıza gül ismini, ona sevgimizin bir nişanesi olarak biz verdik. Bahçemize, evimizdeki saksımıza rengârenk gülleri ona olan muhabbetimizden diktik. Yüreğimizin sesini göz yaşı ile ıslattığımız sayfalara mısra mısra “Na’t” olarak döktük. Onu anlatıyor diye sevincimizde ve hüznümüzde mevlid merasimleri tertipleyip, şefaatini umarak bu duygularımızı paylaştık. Sınırda nöbet tutan askerimize, vatan için şehâdet şerbetini içmeye hazır erimize Mehmetçik adını biz verdik. Evet bütün bunları biz yaptık. Bu hasletimizle Millet olarak birlikte sevindik, birlikte ağladık.
O bizi hayat verecek şeylere çağırmıştı. O bize sevgi ve barış dini olan İslam’ı tebliğ etmişti. Bir cahiliyye toplumundan medeni bir millet oluşturmanın sırlarını öğretmişti. İnsanların birbirini göz kırpmadan boğazladığı bir dönemde barış içerisinde yaşamanın yollarını insanlığa sunmuştu. Birbirine düşman olan kabileleri kardeş yapmış, yüreklere çöreklenmiş kin ve nefret tohumlarının yerine sevgi ve hoşgörü duygularını ekmişti.
İşte bu yıl da, Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (SAV)’in kutlu doğumunun 1429. yıldönümünün, cennet vatanımızın huzur ve mutluluğuna, necip milletimizin birlik ve beraberliğine, bütün insanlığın hidayetine, Müslümanların da peygamber ahlâkına ve yaşantısına yönelmesine vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyorum.
O’NU ANLATMAYA GÜÇ YETER Mİ?..
O, iki cihanın Güneşi, insanlığa rahmet olarak gönderilen, Nebiler Nebisi...
Örnek insan, ahlâk ve fazilet timsali, ÇÖLE inen NURU bütün cihana yayarak, gerçek inkılabı meydana getiren, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellemi anlatmaya güç yeter mi?..
Kalemler O’nu yazabilir mi?..
Denizler mürekkep olsa, O’nu anlatmaya kifayet eder mi?..
“Âlemlere Rahmet diye geldi O,
Aşkı ile gönülleri deldi O,
Cennet bile cemaline âşıktı,
Gönlündeki iman balını, aşk peteğine damla damla akıtarak, gözyaşlarını O’nun için sel haline getiren gönül sultanları ile, bütün âşıkların da gücü yetmez..
Gönüller Sultanı Hz. Mevlânâ’nın:
“O’nun vasıflarının şerhini, eğer ben devamlı, durmadan söylesem yüzlerce kıyamet geçer de O yine bitmez..” dediği gibi;
“Ben lûtuf kevserinden su bekleyen kuzuyum
Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum..” diyebilenlerin de gücü yetmez..
O’nu, O Varlık güzelliğini, Allah sevgilisini hakkıyla anlatmak; insan diline nasip olmamıştır..
Bugünün şaşkın insanı; O’nu bilememenin, sünnetine sarılamamanın ve layıkınca sevememenin ızdırabı içinde kıvranıyor..
İnsanlık âlemi ve dünya;
O’nu tanımadıkça,
O’nun izinden gitmedikçe,
O’nun hadis ve sünnetlerine sarılmadıkça selâmete eremez, kurtulamaz..
O’nun lütufla baktığı gönüllerde açan irfan çiçekleri, nuruna pervane olanlar, ruhuyla arşa uçanlar, Risaleti ile gönülleri aydınlananlar müstesna..
Hoş geldin ! Ey, kutlular kutlusu !
Hoş geldin ! Ey, Nebiler Nebisi ! Hoş geldin
!Sen öyle bir iklimde geldin ki, Medine'deki çöl ortasında açan tek güldün.. gül kokulu ferah iklimler getirdin beraberinde ve bölük bölük melekler indiler yeryüzüne, senin yüzün suyun hürmetine..
Hoş geldin Allah'ın Resulü ! Hoş geldin !
Kutlu bir gecede, şereflendi dünya.. çünkü seninle tanıştı.. karanlık çökmüş dünyadaki tek aydınlık misali, mehtaplı bir gecede yanıp sönen ışıltılı yıldızlar gibi, daha da güzel, tarifsiz bir nurla, nurunla teşrif ettin yeryüzüne.. sen ki Muhammed Mustafa'sın ve sen ki alemlere rahmet olarak gönderilensin ve Sen ki.. peygamberimizsin elhamdülillah..
Senin nurunla aydınlandı dünya.. senin için söylendi en güzel şiirler, senin için yazıldı mevlidler, ilahiler.. Necip Fazıl;
"Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim ! " dedi..en güzel dizilerinden birinde..
Ve seni seven insanların en güzel zamanları yaşandı bu dünya üzerinde ve insanlar kul hakkından korkar, iyiliği ve güzeli severdiler.. çünkü seni unutmamıştı insanlar..seni tanıyorlardı.. Ya şimdi?..
Ümidimizi yitirmek hiç yakışmasa da bizlere, içimdeki vaveylalar artarken bir çığ gibi.. bazen ben de istemesem de düşüveriyorum yes'lere, üzüntülere.. senin nurlu mekanın Kabe'nin resimleri avutabiliyor zavallı kalbimi..
ve belki de bir avuntuyu arıyorum resimlerde..
Senin yattığın ebedi mekanı binlerce insan tavaf edip eriyorken o yüce mertebede.. aydınlık sanki sadece o mübarek beldelerde.. bizim içimizi gittikçe büyüyen karanlıklar kaplarken, senin bulunduğun beldeler gece karanlığında bile ışıl ışıl Ya Resul Allah!..
Dünya senin nur'un olmadan daha ne kadar dönebilir yörüngesinde? ya da ne zaman ne kadar güzel ve bereketli sensizliği çekerken iliklerine? Özledim seni, Özledik seni ya Resul Allah!
Zulmün arşa değeceği zamanlarda senin merhametini özledik, zalimlerin başlarımıza kara bulutlar gönderdiği zamanlarda senin sabrını özledik.. Zenginin fakiri gözetmediği zamanlarda senin cömertliğini özledik..Özledim seni, özledik seni ya Resul Allah!..
Mavi Gezecen maviliğini siyaha devrediyor sanki.. ve gittikçe bir şeyler azalıp yitiyor usulca.. ve dünya her zamankinden daha ağır ve daha miskin sanki şu zamanlarda...
Zor zamanlarda yaşıyoruz velhasıl ! Ölesiye zor zamanlarda başladı sana olan sevdamız.. Zar zamanlarda sürüp gidiyor sana olan yangınımız. Sevgiliyi unutmak üzere olan bir gezegende yeniden SEVGİ diyebilmek ! barışı istemeyen gözlere senin barışçılığını düşünerek, sıcacık ve içten illa ki BARIŞ diyebilmek, acımasız yüzlere, senin merhametini düşünerek MERHAMET'in varlığını hatırlatabilmek, her şeye rağmen, senin yüzün suyun hürmetine ve Allah rızası için illa ki GÜZEL'den, illaki SEN'den bahsedebilmek...
Ve tüm çirkinliğe inat senin o sonsuz güzelliğini, seni o Sonsuz Nur'unu düşünüp güzel görebilmek..zor olsa da imkansız olmuyor seni tanımakla.. seni hissetmekle.. ve Allah'ın lütfettiği güçle...
Özledik seni Allah'ın Resulü, Özledik seni Ya Hz. Muhammed (a.s.m) ve seni hep özlüyoruz Canım Peygamberim.. ama ne mutlu ki, özlemler en sonunda seni hissettiriyor bize.. zor zamanların aşılmazlarını aşabiliyoruz senden aldığımız güçle ve Rabbimizin ilham ettiği düşüncelerle..
Senin teşrifinle aydınlandı, kutlandı evren ve Allahın izniyle senin nurunu yaşatmaya çalışan ışıl ışıl, bu zamandan alabildiğine soyut ve bir o kadar güzel gençlerle, devam edecek güzeller ve senden geler gül kokulu ilhamlarla dağıtacağız elimizdeki kırmızı gülleri tüm evrene ve bir gün her şey güzele, gül'e dönecek ve Allah Nur'unu tamamlayacak inşaallah...
Seni düşünmek ve yeniden güzel ümitlerle dolmak ne güzel !.. Dünya'nın tüm çirkinliğine inat, yeniden yeni ümitlerden, senden ve sevginden bahsetmek ne güzel..sen ve senin getirdiğin gül kokulu ilhamlar zor zamanların en güzel armağanları elhamdülillah..
ve derince bir özlem dahi güzeli sürüklerken peşinden yine de...
Seni ve senin gül güzelliğini özledik Özledim Sen'i, Özledik Sen'i, Ya Resul Allah
Elfu Elfi Selatin Elfu Elfi selamin Aleyke Ya ResulAllah