Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kutlu doğum haftası..Hoş geldin ! Ey, Nebiler Nebisi (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
icon1.gif









Kutlu doğum haftası bütün Müslümanlar için hayırlı olsun.


KUTLU DOĞUM HAFTASI 1989 yılından beri 20-26 Nisan tarihlerini Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği içerisinde “Kutlu Doğum Haftası” olarak hem ülke içinde hem de yurt dışında bir çok etkinliklerle kutlamaktadır.
Şöyle ki: Yüce milletimiz tarihi geçmişinde uzun yıllardan bu yana Peygamberimizin doğumunu büyük bir coşku ile kutlamıştır. Bütün bu merasimlerde peygamberimiz anılmış ve onun her yönüyle anlatılmasına gayret gösterilmiştir.
Bizler; iyiyi kötüden ayırt etmeyi, birbirimizi sevmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, ahlakın güzelliklerini, dürüstlüğü, doğruluğu, erdemli bir davranışı, hoşgörünün en mükemmelini, insana saygının en yücesini, şefkat ve merhametin sınır tanımayan boyutunu, adaletin en güzel tatbikatını, kısaca her şeyin en iyisini ve en güzelini, o Rahmet Peygamberinin tebliğ, tavsiye ve uygulamalarından öğrendik. Hayatımızı anlamlı kılan değerlerimizi, dünya ve ahiret dengesini, insan onuruna uyan yaşama sanatını bizlere hep o gösterdi.
Doğan oğlumuza Ahmet, Mehmet, Mustafa; kızımıza gül ismini, ona sevgimizin bir nişanesi olarak biz verdik. Bahçemize, evimizdeki saksımıza rengârenk gülleri ona olan muhabbetimizden diktik. Yüreğimizin sesini göz yaşı ile ıslattığımız sayfalara mısra mısra “Na’t” olarak döktük. Onu anlatıyor diye sevincimizde ve hüznümüzde mevlid merasimleri tertipleyip, şefaatini umarak bu duygularımızı paylaştık. Sınırda nöbet tutan askerimize, vatan için şehâdet şerbetini içmeye hazır erimize Mehmetçik adını biz verdik. Evet bütün bunları biz yaptık. Bu hasletimizle Millet olarak birlikte sevindik, birlikte ağladık.
O bizi hayat verecek şeylere çağırmıştı. O bize sevgi ve barış dini olan İslam’ı tebliğ etmişti. Bir cahiliyye toplumundan medeni bir millet oluşturmanın sırlarını öğretmişti. İnsanların birbirini göz kırpmadan boğazladığı bir dönemde barış içerisinde yaşamanın yollarını insanlığa sunmuştu. Birbirine düşman olan kabileleri kardeş yapmış, yüreklere çöreklenmiş kin ve nefret tohumlarının yerine sevgi ve hoşgörü duygularını ekmişti.
İşte bu yıl da, Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (SAV)’in kutlu doğumunun 1429. yıldönümünün, cennet vatanımızın huzur ve mutluluğuna, necip milletimizin birlik ve beraberliğine, bütün insanlığın hidayetine, Müslümanların da peygamber ahlâkına ve yaşantısına yönelmesine vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyorum.

O’NU ANLATMAYA GÜÇ YETER Mİ?..

O, iki cihanın Güneşi, insanlığa rahmet olarak gönderilen, Nebiler Nebisi...
Örnek insan, ahlâk ve fazilet timsali, ÇÖLE inen NURU bütün cihana yayarak, gerçek inkılabı meydana getiren, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellemi anlatmaya güç yeter mi?..
Kalemler O’nu yazabilir mi?..
Denizler mürekkep olsa, O’nu anlatmaya kifayet eder mi?..

“Âlemlere Rahmet diye geldi O,
Aşkı ile gönülleri deldi O,
Cennet bile cemaline âşıktı,

Gönlündeki iman balını, aşk peteğine damla damla akıtarak, gözyaşlarını O’nun için sel haline getiren gönül sultanları ile, bütün âşıkların da gücü yetmez..
Gönüller Sultanı Hz. Mevlânâ’nın:
“O’nun vasıflarının şerhini, eğer ben devamlı, durmadan söylesem yüzlerce kıyamet geçer de O yine bitmez..” dediği gibi;
“Ben lûtuf kevserinden su bekleyen kuzuyum
Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum..” diyebilenlerin de gücü yetmez..
O’nu, O Varlık güzelliğini, Allah sevgilisini hakkıyla anlatmak; insan diline nasip olmamıştır..
Bugünün şaşkın insanı; O’nu bilememenin, sünnetine sarılamamanın ve layıkınca sevememenin ızdırabı içinde kıvranıyor..
İnsanlık âlemi ve dünya;
O’nu tanımadıkça,
O’nun izinden gitmedikçe,
O’nun hadis ve sünnetlerine sarılmadıkça selâmete eremez, kurtulamaz..
O’nun lütufla baktığı gönüllerde açan irfan çiçekleri, nuruna pervane olanlar, ruhuyla arşa uçanlar, Risaleti ile gönülleri aydınlananlar müstesna..

Hoş geldin ! Ey, kutlular kutlusu !
Hoş geldin ! Ey, Nebiler Nebisi ! Hoş geldin

!Sen öyle bir iklimde geldin ki, Medine'deki çöl ortasında açan tek güldün.. gül kokulu ferah iklimler getirdin beraberinde ve bölük bölük melekler indiler yeryüzüne, senin yüzün suyun hürmetine..

Hoş geldin Allah'ın Resulü ! Hoş geldin !
Kutlu bir gecede, şereflendi dünya.. çünkü seninle tanıştı.. karanlık çökmüş dünyadaki tek aydınlık misali, mehtaplı bir gecede yanıp sönen ışıltılı yıldızlar gibi, daha da güzel, tarifsiz bir nurla, nurunla teşrif ettin yeryüzüne.. sen ki Muhammed Mustafa'sın ve sen ki alemlere rahmet olarak gönderilensin ve Sen ki.. peygamberimizsin elhamdülillah..

Senin nurunla aydınlandı dünya.. senin için söylendi en güzel şiirler, senin için yazıldı mevlidler, ilahiler.. Necip Fazıl;
"Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim ! " dedi..en güzel dizilerinden birinde..

Ve seni seven insanların en güzel zamanları yaşandı bu dünya üzerinde ve insanlar kul hakkından korkar, iyiliği ve güzeli severdiler.. çünkü seni unutmamıştı insanlar..seni tanıyorlardı.. Ya şimdi?..
Ümidimizi yitirmek hiç yakışmasa da bizlere, içimdeki vaveylalar artarken bir çığ gibi.. bazen ben de istemesem de düşüveriyorum yes'lere, üzüntülere.. senin nurlu mekanın Kabe'nin resimleri avutabiliyor zavallı kalbimi..
ve belki de bir avuntuyu arıyorum resimlerde..

Senin yattığın ebedi mekanı binlerce insan tavaf edip eriyorken o yüce mertebede.. aydınlık sanki sadece o mübarek beldelerde.. bizim içimizi gittikçe büyüyen karanlıklar kaplarken, senin bulunduğun beldeler gece karanlığında bile ışıl ışıl Ya Resul Allah!..

Dünya senin nur'un olmadan daha ne kadar dönebilir yörüngesinde? ya da ne zaman ne kadar güzel ve bereketli sensizliği çekerken iliklerine? Özledim seni, Özledik seni ya Resul Allah!

Zulmün arşa değeceği zamanlarda senin merhametini özledik, zalimlerin başlarımıza kara bulutlar gönderdiği zamanlarda senin sabrını özledik.. Zenginin fakiri gözetmediği zamanlarda senin cömertliğini özledik..
Özledim seni, özledik seni ya Resul Allah!..

Mavi Gezecen maviliğini siyaha devrediyor sanki.. ve gittikçe bir şeyler azalıp yitiyor usulca.. ve dünya her zamankinden daha ağır ve daha miskin sanki şu zamanlarda...

Zor zamanlarda yaşıyoruz velhasıl ! Ölesiye zor zamanlarda başladı sana olan sevdamız.. Zar zamanlarda sürüp gidiyor sana olan yangınımız. Sevgiliyi unutmak üzere olan bir gezegende yeniden SEVGİ diyebilmek ! barışı istemeyen gözlere senin barışçılığını düşünerek, sıcacık ve içten illa ki BARIŞ diyebilmek, acımasız yüzlere, senin merhametini düşünerek MERHAMET'in varlığını hatırlatabilmek, her şeye rağmen, senin yüzün suyun hürmetine ve Allah rızası için illa ki GÜZEL'den, illaki SEN'den bahsedebilmek...

Ve tüm çirkinliğe inat senin o sonsuz güzelliğini, seni o Sonsuz Nur'unu düşünüp güzel görebilmek..zor olsa da imkansız olmuyor seni tanımakla.. seni hissetmekle.. ve Allah'ın lütfettiği güçle...

Özledik seni Allah'ın Resulü, Özledik seni Ya Hz. Muhammed (a.s.m) ve seni hep özlüyoruz Canım Peygamberim.. ama ne mutlu ki, özlemler en sonunda seni hissettiriyor bize.. zor zamanların aşılmazlarını aşabiliyoruz senden aldığımız güçle ve Rabbimizin ilham ettiği düşüncelerle..

Senin teşrifinle aydınlandı, kutlandı evren ve Allahın izniyle senin nurunu yaşatmaya çalışan ışıl ışıl, bu zamandan alabildiğine soyut ve bir o kadar güzel gençlerle, devam edecek güzeller ve senden geler gül kokulu ilhamlarla dağıtacağız elimizdeki kırmızı gülleri tüm evrene ve bir gün her şey güzele, gül'e dönecek ve Allah Nur'unu tamamlayacak inşaallah...

Seni düşünmek ve yeniden güzel ümitlerle dolmak ne güzel !.. Dünya'nın tüm çirkinliğine inat, yeniden yeni ümitlerden, senden ve sevginden bahsetmek ne güzel..sen ve senin getirdiğin gül kokulu ilhamlar zor zamanların en güzel armağanları elhamdülillah..
ve derince bir özlem dahi güzeli sürüklerken peşinden yine de...

Seni ve senin gül güzelliğini özledik Özledim Sen'i, Özledik Sen'i, Ya Resul Allah


Elfu Elfi Selatin Elfu Elfi selamin Aleyke Ya ResulAllah
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
özledigim sevgiliye.......

Yüreğimi..,En Derinliğini Tarifsiz Bir Acı Bir Sızı SaRaR..
Suskun Kalınca,Adını Anmayınca KanaR Dudaklarım..
Yokluğunda İçimin En İç Yanı YaNaR Ah YaNaR..
Sevdanla Beslenen Yüreğime..Çöker Vicdansız Yalnızlığım..


Hasretin Boynuma Kanlı Bir Urgan Olur..
Sürükler Beni Acımasızca Girdabına Kederlerin YaR..
Damarları Çekilir Ömrümün,Umutlarım Usulca Boğulur..
Sensizlik SimSiyah Bir Gölge Olur..Süzülür İçime..Ruhum KaNaR..


Karanlık Kahrını Akıtır Damarlarıma..Akar İnsafsızca
Hüznün Vefasızlığı Kuşattı Yüreğimi..Yorgun Düştüm YaR..
Tükendim..Kalmadı Takatim daha Fazla bu Ayrılığa..
Hıçkırığımda Boğulur oldu Nefeslerim..Zaman İçimde YaNaR..


AnlayaBilir mi Karanlık Beni? Bir Mum Işığının Aydınlığında..
SaklayaBilirmi GözYaşlarımı,Umutlarımın Tükenmişliğini..Gece..
Şimdi DarAğacına Çekilmiş Mutluluğumun Adına..
İçime Hüzünleri İşliyorum Nakış Nakış Son Bir Defa...



En Sevdiğim! ! Diner mi? Vuslatımıza dek Hasretin Acısı..
Rüzgar Okşar mı? Yeniden Sana Yanan,Senle Atan Kalbimi..
İçimde Ne Suskunluk Var Nede Çığlık..ama Nedir Bu Sızı..
Bak Efendim! !
En Parlak Yıldızınla Paylaşıyorum..Özümde Barındırdığım Matemlerimi..
Vuslata dek..



Biliyorum..EFENDİM..
BirGün Mutlaka Vuslatı Yaşayacak..Sana Aşık Şu RUHUM da..
O Gün O Nur Ellerinden Öpeceğim..Yüceler Yücesi Rahmanın Adıyla..


Alıntı...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Hz. Peygamber Efendimiz -Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem- buyurdular ki:

Hz. Peygamber Efendimiz -Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem- buyurdular ki:

Hz. Peygamber Efendimiz -Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem- buyurdular ki:

Bir gün bana Cenab-ı Hakk’ın dört büyük meleği geldi. Bunlar; Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail aleyhimüsselam idiler.

* Cebrail (a.s) bana dedi ki:

Ya Resulallah! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa salavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.

* Mikail (a.s) de dedi ki:

Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.

* İsrafil (a.s) dedi ki:

Ya Resullallah! O kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.

* Azrail (a.s) de:

Ya Nebiyallah! Sana günde on defa salâvat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim, dediler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber Efendimiz –sallallahu aleyhi ve sellem- :

Bu ne büyük lütuf ya Rabbi!
Bu ne büyük ihsan Allahım!
buyurdular.

Ayet ve hadîs-i şeriflerde bildirildiği üzere salavât-ı şerîfe getirmenin pek çok faydaları vardır.

Bunları şöyle sıralayabiliriz:

* Salavât, Ahzâb Suresi 56. ayette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk’ın buyruğuna itâattir.
* Salavât, günahların affedilmesine vesîledir.
* Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir.
* Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur.

Her salât getirenin ismi, Peygamber – Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem – Efendimiz’e arz edilir.

* Salât-ü selâm okuyan kimse, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer.
* Allah Teâlâ’nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir.
* Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur.
* Salavât duâların kabûlüne vesîledir.
* Yine salavât kıyametin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir.

Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyurulur:

“Kıyamet gününde üç kişi Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenir.”

* Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi.
* Benim sünnetimi ihyâ eden kimse.
* Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse.

Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Nebiyyina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Rasulina Muhammed!
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Rasulallah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Habiballah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Emine Vahyillah

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedini’n-Nebiyyi’l-Ümmiyin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim!

Yüreklerimizde vaz geçilmez bir yerin var Ya Rasulallah!.

“Rabbim cümlemizi salâvatın özüne ulaşıp, Peygamber ahlâkıyla ahlâklanmayı, O’nun 23 yıllık nübüvvet hayatından lâyıkı vechile hisseler almayı ihsan eylesin!…”
 

-seleme-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Mar 2010
Mesajlar
209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
selamün aleyküm bilgileriniz yazılarınız her şeyiyle en güzel örnekleriyle mükemmel öyle özledik ki anlatılmaz cümlerle allah razı olsun salavat ile ilgili bilgileriniz için çok tşk ederiz allah bin kere razı olsun keşke daha önceden üye olsaydım
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamün aleyküm bilgileriniz yazılarınız her şeyiyle en güzel örnekleriyle mükemmel öyle özledik ki anlatılmaz cümlerle allah razı olsun salavat ile ilgili bilgileriniz için çok tşk ederiz allah bin kere razı olsun keşke daha önceden üye olsaydım

Aleykümselam seleme hoş gelmişsin namazın önemi namaz duaları namaz vakitleri namaz sureleri namaz nasıl kılınır namaz nedir abdest kuran her türlü bilgiler daha birçok binlerce benzer konu sadece islamiyet gen tr de hayırlı paylaşımlar
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA

Sultan III. Murad Han, 1574′ten 1595′e kadar 21 yıl Osmanlı Devleti’nin başında Padişah olarak bulunmuştur. İşte “Uyan Ey Gözlerim” eseri, bir sabah namazını kaçıran ve hicranını dile getiren, bir devlet adamının, bir Sultanın, Sultan III. Murad Han’ın eseridir. Bu şiir çok sade bir dil ile Sultan tarafından yazılmıştır. Şiir sade ve kolay görünmesine karşın, bulunup söylenmesi ve taklidi zor olan, sehl-i mumteni bir tarzda kaleme alınmıştır. Sultan Şair, Uyan Ey Gözlerim derken, kendi nefsi ile başbaşadır.
Bu güzel şiirin bestesi ise Polonya asıllı Santuri Ali Ufku Bey’e aittir. Muhayyer Kurdi makamında olan güzel şiirin tamamı ise şöyledir;



UYAN EY GÖZLERİM
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır inan


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dillu dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar, taşlar, ağaçlar


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Semavatın kapuların açarlar
Müminlere rahmet suyun saçarlar
Seherde kalkana hülle biçerler


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Bu dünya fanidir sakın aldanma
Mağrur olup tac-u tahta dayanma
Yedi iklim benim deyu güvenme


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Benim, murad kulun, suçumu affet
Suçum bağışlayub günahım ref’et
Resul’un sancağı dibinde haşret


Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Es-Selamüaleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatüh Hanımefendiciğim...
Hayırlı sabahlarınız olsun...
Paylaşım çok güzeldi ALLAH razı olsun...
RABBİM Her an kendisini zikretmeyi ve Resulünü anmayı nasip buyursun inşaAllah...
RABBİM sizleri Efendimizin (sas) ve Kızı Fatımatü-z-zehra (a.anha)nın Şefaatine Nail Eylesin İnşaAllah...
(Nitekim ALLAHu Teala Hz. Ali Efendimizle (k.v) Hz. Fatımatü-z-zehra (r.anha) Annemizin nikahlarını göklerde kıydıktan sonra Efendimize Emr buyuruyor nikahlarını kıy diye. Hz. Fatımatü-z-zehra (r.anha) Annemizde Nikahın olabilmesi için ALLLAH (cc)tan Kıyamette kadınlara Şefaat etmeyi istiyor ve RABBİMizde (Ki Her şeyi Hakkıyla Bilendir) izin veriyor ve nikahlarını kıyıyor...
Ve şöyle bir şey okumuştum Hanımefendiciğim "Ali (k.v) yaratılmasaydı, Fatıma'ya (r.anha) denk koca bulunmazdı."

RABBİM Şefaatlerine Nail Eylesin Cümlemizi İnşaAllah...

ALLAHa emanet olunuz
Selam ve Dua ile...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Es-Selamüaleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatüh Hanımefendiciğim...
Hayırlı sabahlarınız olsun...
Paylaşım çok güzeldi ALLAH razı olsun...
RABBİM Her an kendisini zikretmeyi ve Resulünü anmayı nasip buyursun inşaAllah...
RABBİM sizleri Efendimizin (sas) ve Kızı Fatımatü-z-zehra (a.anha)nın Şefaatine Nail Eylesin İnşaAllah...
(Nitekim ALLAHu Teala Hz. Ali Efendimizle (k.v) Hz. Fatımatü-z-zehra (r.anha) Annemizin nikahlarını göklerde kıydıktan sonra Efendimize Emr buyuruyor nikahlarını kıy diye. Hz. Fatımatü-z-zehra (r.anha) Annemizde Nikahın olabilmesi için ALLLAH (cc)tan Kıyamette kadınlara Şefaat etmeyi istiyor ve RABBİMizde (Ki Her şeyi Hakkıyla Bilendir) izin veriyor ve nikahlarını kıyıyor...
Ve şöyle bir şey okumuştum Hanımefendiciğim "Ali (k.v) yaratılmasaydı, Fatıma'ya (r.anha) denk koca bulunmazdı."

RABBİM Şefaatlerine Nail Eylesin Cümlemizi İnşaAllah...

ALLAHa emanet olunuz
Selam ve Dua ile...


Ve Aleykümselam Amin Amin dualarınıza Binlerce Amin Rabbimde sizi Peygamber efendimize Sahabe efendilerimize komşu etsin bu hayatında ve ebedi hayatında eşlerin en güzelini evlatların en hayırlısını insanların gözünde en değerlisini nasip etsin Allahım ömür verdiği sürece her zaman dualarımdasın Allahıma Emanet Ol :a35:
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Anlatamam seni ya rasulallah

Anlatamam seni ya rasulallah

ANLATAMAM SENİ YA RASULALLAH




Dediler bana -Bu dünya O var diye yaratıldı-
Geldim dünyaya, açtım gözlerimi, aradı bu gözler seni
Ama sen yoktun...
Haber göndermişsin
-Kardeşlerime selam olsun- demişsin...
Seni göremeyen kardeşlerine selam
Senden gelen selama can kurban Ya Resûlallah.

Sen ki eşsiz tebessümüyle kalpleri anahtarsız açan,
Sen ki dört mevsim açan gül,
Sen ki bir yavrucağın kuşu ölmüş diye taziyeye giden ince gönül,
Sen ki harbe en önde giden korkusuz cengaver.
Çocukların bile fikrini soran büyük düşünür,
İsmi Allah la yazılacak kadar şereflisin.

Bir hayvan ölüsünden herkes uzaklaşırken
Onun güzel dişlerini görecek göz vardı sende...
Selam vermeyi çok sevmene rağmen
Tembellik yapana bunu layık görmeyecek kadar çalışkandın sen.

Çocuklarla oyun oynayan alçak gönüllü sevgi güneşi,
İki kurbanlığın oğlu olarak asildin sen.
Can düşmanlarının malını emanet ettiği,


Sözüne güvendiği emindin sen

Hz. Yusuf tan güzel, tüm insanlar içinde özeldin sen
İnci dişlerinin arasından çıkanlarla kimsenin incinmediği yürektin sen.

Sen yürüyünce dağlar erirdi, mahlûkat selam verirdi sana,
İftira atanlar üzünce seni melekler öperdi yanaklarından

Münkirler ağlatınca Amine yoktu ki kucaklasın seni?
Abdullah görmedi nasıl cezalandırsın kafirleri?
Ama Rabbin vardı, alemleri senin için yaratan Rabbin...
Miraca çıkardı seni, sevgiliyi görmek herşeye değerdi.

Bahiranın bahçesindeki kuruyu yeşerten sevgili !
Gel ey nebi.
Gönlümün bozkırları seni bekler.
Seni sevmek her ruhun yiyeceği, içeceği,
İlahi aşkın gıdası seni sevmekten geçer.

https://rkaerw.bay.livefilestore.co...i7PyYTMIJtGM0/kirmizi_gul_hz-muhammed_sav.jpg

Benim sevgim nedir ki?
Ayçiçeğinin güneşe olan sevgisi...
Önemli olan güneşin, ayçiçeğine ışık göndermesi.
Sana öylesine muhtacım ki...
Ölesine muhtaç...
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Ve Aleykümselam Amin Amin dualarınıza Binlerce Amin Rabbimde sizi Peygamber efendimize Sahabe efendilerimize komşu etsin bu hayatında ve ebedi hayatında eşlerin en güzelini evlatların en hayırlısını insanların gözünde en değerlisini nasip etsin Allahım ömür verdiği sürece her zaman dualarımdasın Allahıma Emanet Ol :a35:

AMİN AMİN AMİN...
RABBİM size İki Cihanda Afiyet İhsan Eylesin İnşaAllah...
CENNETTE Nur Cemalini Seyretmekten Ayırmasın :A:A:gulegule:gulegule
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Nebiyyina Muhammed!
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Rasulina Muhammed!
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Rasulallah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Habiballah!.
Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Emine Vahyillah

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedini’n-Nebiyyi’l-Ümmiyin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim!
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
48
Rabbım sizlerden razı olsun kardeşim.
Resuller Rasülünün şefaatine cümlemizi nail eylesin inşaallah.
KUTLU DOĞUM HAFTAMIZ DA MUBAREK OLSUN.
 

acem_kizi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
891
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
Azerbaycan
selamünaleyküm canım kardeşlerim.Allah hepinizden razı olsun.Rabbime şükür sizlerle beraberim,şükür ki böyle güzel yazıları okumak nasip oluyor bana
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
İki Cihan Serveri Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki;
–Cuma günü günlerin efendisidir. Fakirlerin haccıdır. Saadetli bir gündür. Vuslat günüdür.

Kim cuma günü perşembe ve cumartesi günlerini eklemek suretiyle oruç tutarsa, hasta ziyaret ederse, yoksul doyurursa, cenazeyi selametlerse, kırk senelik günah artık ona bişey yapamaz.
(Ramuzul Ehadis No.5015)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Ahh… Efendim…

Ahh… Efendim…

Ahh… Efendim…

İnsanın kalbinden kalkmaz, derin bir hicran izidir Kerbela Hikâyesi… Kadını erkeğiyle, bebeği ve atasıyla, uçan kuşundan dağların başındaki ejderhasına kadar, yeryüzünde ve gökyüzünde, ölü ya da diri, hepimizin belini bükmüş bir hüzün hatırasıdır Ehli Beyt’in vedası… Biz bu aziz Resulullah (sav) yakınlarının kıymetini bilemedik… Ahh, efendim, biz vasiyet-i Resul’e göre hareket edemedik… Biz, gönüllerimize emanet edilmiş “cennetin iki Kipesi”ne hiç de hak ettikleri gibi davranamadık… Biz, onlara yetişemedik. Yetişenler de yetişemedi aslında…
Ahh… Efendim…

Hani melekler hep birden ağlayarak sormuşlardı Rablerine, yeryüzünde kan dökücü ve bozgunluk çıkarıcı olmamızdan korkuyorlardı da, Rabbimiz onları, “sizin bilmediklerinizi bilirim” diye cevaplamıştı… İşte biz Efendim, tüm hata, kusur, dehşet ve vahşetimizden sonra, Rabbimizin bilgisine nedamet ve tevbe ederek sığınırız, O’nun rahmeti ve O’na iman ile, gönüllerimizin hakikate ve hidayete kavuşmasını dileriz…
Ahh… Efendim…

Hava ne kadar da karanlık. Ve bizler, ahir zaman şaşkınları, Hidayet Kapısı’nın önünde bekleşip dururuz işte… Hava ne kadar da soğuk… Ya içimizdeki nefsanî ateş? İçinden yanarken dışından donan, başka hangi nesne var şu kâinatta bizlerden başka? Ya Rabbi kimi Senin için sevdiysek, kıymetini kadrini bilemedik, kimi sevdiysek elimizden kaçırdık, yitirdik, ona hakkıyla sevginin gerektirdiği hukukla davranamadık… Biz kendi elimizle kendimizi kimsesiz ve yetim bıraktık…
Ahh… Efendim…
Su, bu kadar acı mıydı hep? Evladı RESUL’E bir avucu dahi çok görülmüş bu su ki… Senin en alçakgönüllü kulundur. Su azizdir, temizdir, hayydır, hayat verir. Su, Senin hatıran ve aşkından hep boynu eğik, hep razı, hep alçakgönüllü, hep daha derinlere, hep daha aşağılara akarak anlatır bize macerasını… Ahh, Hazreti Su… Aşkıyla kendini şeffaf ve renksiz kılmış aziz derviş… Sen ki, kendini hayata armağan etmenin kaderiyle dopdolu en güzel bir nimetsin…
Evlad-ı Resul’e Kerbela günü çok görüldün… O günden beri ağlarsın, aktığında, durduğunda, boşaldığında ve dolduğunda hep bu maceranı şikayet edersin… İnsanlar senin kıymetini bilemedi… Ateşi sana tercih etti insanlık…
Rüzgarı rüzgara, toprağı toprağa, ateşi ateşe verdi Rabbimiz… Kim kimi seviyorsa, kimin madeni kimdense, herkes benzediğine koştu… Hz.İbrahim ALLAH’ı sevdiği için, Rab ona ateşlerin arasında bir gül bahçesi hediye etti… Hz.Hüseyn de Evlad-ı Resul olarak, zalimleri değil Rabbimizi seçti. Rab de onu, şehit ve şahitlerden kılarak kendi yanına çekti…
Ahh… Efendim…

Her şey giderken, kalmak elbette olmaz. Var kılınan şeylerin kaderidir zaten gitmek… Bizim yasımız ise, gitmeye dair olmaktan çok, nasıl gittiğimize dair… Nasıl bir hayat sürmekteyiz? Yaratılmışların en şereflisi olmak insanlığımıza şüphesiz ki sorumluluk yüklüyor. Biz zulmün, haksızlığın yanında olmayız. Biz insansak şayet, onur sahibiysek, kainatın gözü kadar kıymetliyse eğer insan olmak… Bize yaraşan şekilde sürmek gerek hayatı… Biz hayatın şahitleriyiz, hayatımız da bize şahittir…
Ya Rabbi, bizi razı olduklarından, hakiki iyilik mertebesine erişmiş olanlardan eyle, bizi hakikate şahit olanlardan ve ona tabi olanlardan kıl… Ne olur…
Amin…
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt