Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KURBAN Soruları...! (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Kurban konusunda kafaları karıştırmaya hiç gerek yoktur!


Soru:
Neden kurban konusunda yersiz yorumlar yapılıyor, televizyon seyircilerinin kafasını karıştıracak şaibeli üsluplar kullanılıyor?
Kurban için böyle zihinleri karıştıracak belirsizlik söz konusu değil ki.
Çünkü Kurban, hayatımıza yeni girmiş, yaşanmayan, bilinmeyen yeni bir ibadet değildir ki, farz mı, vacip mi gibilerden tereddütlere sebep olsun.
Kurbanı İslam âlemi 14 asırdır mutlulukla yaşamaktadır..

Cevap:
Gerçekten de Kurban, 14 asır önce Medine'de hicretin ikinci senesinde meşru kılınmış mali bir ibadetimizdir.
Efendimiz (sas) Hazretleri de yaşadığı dokuz Kurban Bayramı'nda kurbanını asla ihmal etmemiş, hem kendi hem de ümmeti adına kurban keserek bizlere fiilen örneklik etmiştir.

Müçtehit alimlerimiz de yaşanmış bu örneklere bakarak, anladıkları manaları şaşırmaya ihtiyaç bırakmayacak netlikte bizlere açıklamışlardır.

Nitekim Rabb'imiz Kevser Sûresi'nde, "Rabb'in için namaz kıl, kurban kes!" buyurmuştur.

Peygamberimiz de, yaşadığı her bayramda önce bayram namazı kılmış, sonra da kurbanını hiç terk etmeden kesmiştir.
Hem de her bayramda birden fazla kurban keserek örnek olmuştur.

Ayrıca durumu müsait olup da kurban kesmeyen zenginleri korkutucu bir üslupla da ikaz ederek buyurmuş ki:

- Ekonomik durumunda genişlik olup da gücü yettiği halde kurbanını kesmeyen kötü örnekler namazgâhımıza yaklaşmasın!

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, kurban öyle bazılarının zannettiği gibi hükmü belli olmayan meçhul bir ibadet değildir.
Aksine yerine getirmeyen mükelleflerin azaba uğrayacaklarına işaret edilen önemli bir görevimizdir.

Bundan dolayıdır ki, Hanefi'de, durumu müsait olan zenginlere kurbanın vacip olduğu ifade edilmiş, Şafiilerde ise (onlarda vacip kavramı olmadığından) vacip derecesinde kuvvetli sünnet olduğuna dikkat çekilmiştir.

Yani, ister vacip isterse sünnet olsun kurban, gücü yetenlerin ihmal edemeyecekleri mali ibadetlerimizden biri olduğunda görüş birliği söz konusudur...

Hanefi'de servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde şahsına ait parası olanların her birinin kendi kurbanlarını kesmeleri gerekir.
Ancak diğer mezheplerde zenginlik şartı aranmadığından aile adına bir tek kurban da yeterli görülebilir.

Aslında kurban konusunda sözü öyle fazla uzatmaya gerek de yoktur.

Efendimiz (sas) Hazretleri, insanları kendi vicdanlarıyla baş başa bıraktığı hadisinde şöyle bir ölçü de vererek buyurmuş ki:

- Başkaları sana fetva verse de sen bir de kalbine sor! Sana kurban düşer mi düşmez mi kalbinden bir cevap gelecektir!.

Gerçekten de bilgi ile beslenmiş selim bir kalbten doğru cevap duyulabilir.

- Kurban harcaması seni zor durumda bırakmaz!. Cimrilik etme, kurbanını kes! ikazları gelebileceği gibi; ihtiyaçların var, kurban alacak durumda değilsin, sıkıntıya girmene gerek yoktur!. kanaati de oluşabilir.

Demek ki temiz bir kalbe sahip olan kimseler başkalarına sorma gereği duymadan kurban kararını kendileri verebilirler.
Yeter ki Rabb'imiz doğru kararlar verdiren (kalb-i selim) nasip eylesin.

Kurbanda memleketlerine giden kimseler, yolda seferi sayılırlarsa da vardıkları memleketlerinde seferilikleri biteceğinden kurbanlarını orada kesmeleri gerekir.

Kendilerini seferi sayanlar ise nafile kurban keserlerse sevabına ererler, bir mahrumiyet duygusuna maruz kalmazlar.

Alıntı: Ahmed ŞAHİN
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

ALLAH razı olsun abicim bu değerli paylaşım için

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı olsun inşallah değerli kardeşim...
Bildiklerimizi pekiştirmek, bilmediklerimizi öğrenmek güzel olur inşallah...
Selam ve DUA ile...
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Kıymetli hocam;
allah razı olsun.çok gerekli vede önemli paylaşımdı.bizlerde allahı izniyle nasibimizi aldık.allaha emanet olun.selametle kalın.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Kıymetli hocam;
allah razı olsun.çok gerekli vede önemli paylaşımdı.bizlerde allahı izniyle nasibimizi aldık.allaha emanet olun.selametle kalın.

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı olsun inşallah değerli kardeşim...
Selam ve DUA ile...
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
kurbanlığın evcil hayvan mı olası gerekir?

örneğin; bir geyik yakaladık diyelim

bu vahşi hayvanı kurban olarak kesebilirmiyiz

Merak ettim ?
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

kurbanlığın evcil hayvan mı olası gerekir?

örneğin; bir geyik yakaladık diyelim

bu vahşi hayvanı kurban olarak kesebilirmiyiz

Merak ettim ?


Ehlîleştirilmiş geyik, ceylan, ceren, karaca, yaban öküzü, yaban koyunu, dağ keçisi, vahşi sığır, vahşî manda, vahşî deve ve zürafa gibi eti helal olan otçul hayvanlar kurban olarak kesilebilir mi?

“Hac suresinin 34. ayetinde ise, bütün semavi dinlerde kurban ibadetinin mevcut olduğu açık bir şekilde ifade edilirken, bu ayette aynı zamanda, kurbanın hangi hayvanlardan kesilebileceğine de açıklık getirilmiştir.
"Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk ki, (Allah'ın) kendilerine rızık olarak verdiği "en'am" (diye isimlendirilen) hayvanlardan bazıları üzerine Allah'ın adını ansınlar (ve kurban kessinler). Zira ilahınız bir tek ilahtır; siz de (İbrahim ve İsmail'in teslim olduğu gibi) O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) Saygı ile itaat edenleri müjdele."

Buna göre, kurban olarak kesilebilecek hayvanın, Arapça'da "behimetu'l- en'am" diye ifade edilen hayvanlardan olması gerekir.
Bu hayvanlar da, tek tırnaklı olmayan, otla beslenen ve geviş getiren ehlî hayvanlar olup, deve, sığır, manda, koyun ve keçidir.
Kur'an-ı Kerim'de, eti yenen hayvanlarla ilgili çerçeve çizilirken, başka ayetlerle yasaklandığı açıklananların dışında "behimetu'l- en'am" diye isimlendirilen hayvanların helal olduğu bildirilmiştir.
Esasen, Arapça'da behime kelimesi, dört ayaklı hayvanların genel adıdır; en'am ise, pençeli hayvanlar ile tek tırnaklı hayvanların dışındaki otla beslenip geviş getiren hayvanlardır.
Dolayısıyla, eti yenen hayvanlar kapsamında olduğu halde, dört ayaklı olmayan kara hayvanları ile, deniz hayvanları da, ayette geçen "behimetu'l en'am" kapsamına girmemektedir.

En'am suresinin 143 ve 144. ayetleri ile, Nahl suresinin 5-8. ayetleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, behimetu'l-en'am kavramının, otla beslenip geviş getiren, dört ayaklı ehli hayvanları kapsadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, deve, sığır, manda, koyun ve keçinin bu kapsamda olduğu nettir.
Bu kavramın, karaca, geyik gibi yabani hayvanları kapsayıp kapsamadığı ise tartışmalıdır. Her ne kadar, behimetu'l- en'am kavramının kapsamına girseler bile, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) in kurbanla ilgili uygulama ve açıklamaları dikkate alındığında, karaca, geyik gibi eti yenen yabani av hayvanlarının kurbanlık hayvanlar kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, kurban edilebilecek hayvanlarla ilgili Hac suresi 28 ve 34. ayetlerde yer alan "min" edatı, "behimetu'l-en'am" kapsamındaki hayvanların da sadece bir kısmının kurban olarak kesilebileceğini göstermektedir.
Nitekim, En'am suresi, 143 ve 144. ayetlerinde geçen hayvan isimleri ve Peygamberimizin (s.a.s.) kurbanla ilgili uygulama ve açıklamaları dikkate alındığında, "behimetu'l-en'am" kavramının kapsamındaki hayvanlardan sadece bir kısmının kurban edilebileceği; bunların da, deve, sığır, manda, koyun ve keçiden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.”
Dolayısıyla kurbanlık hayvanlarla ilgili değerlendirmelerde, ayetlerdeki bu kayıtların dikkate alınması bilimsel bir zorunluluktur.”

Geyik, ceylan, yaban öküzü ve dağ keçileri gibi –etleri helal olan- yabani hayvanları kurban diye kesmek ya haramdır, ya da tahrîmen mekruhtur.
Klasik fıkıh kitaplarında bu böyle olsa da, bugün neredeyse bütün yeryüzü orman ve çöllerinin insanoğlunun hâkimiyeti altına girmiş olmasının bir neticesi olarak, tarihteki pekçok vahşî hayvanın ehlîleştirildiği bilinmektedir.
Örneğin Norveç'te, sırf etleri için beslenen geyik ve ceylan sürüleri vardır ve kasap dükkanlarında normal sığır eti gibi geyik eti de mevcut bulunmaktadır.
Ehlîleştirilmiş dağ keçisi ve yaban koyunu sürüleri, eğer normal keçiler ve koyunlar gibi bir hüküm alıyorlar ise, hadd-i zatında behîmetü'l-en'âm'a dahil olan geyik ve ceylanlar da acaba ehlîleştirildikten sonra normal sığır cinsleri gibi mütalaa edilebilirler mi?
Geyik veya ceylan gibi eti yenen dört tırnaklı otçul hayvanların kurban olarak kesilmelerini yasaklayıcı mahiyette şer'î bir delilin olmaması ve genel bir fıkhî kaide olarak “yasağın bulunmadığı durumlarda umumî ibâha (mübahlık) prensibi”nin câri olması sebebiyle acaba bir cevaz kapısı sözkonusu olamaz mı?
Vakıa eşyada câri olan mübahlık kaidesi, ibadetlerde geçerli değildir; bilakis ibadetlerde nakl-i sahih esastır.
Dinin doğrudan emri ve hatta eda suretini dahi belirlemesi esastır.
Dört mezhebin dördüne göre de etleri yenilmesi helal olan bazı yabanî otçul hayvanlar, “yabânî” kaldıkları müddetçe kurban olarak kesilemezler.
Beri taraftan yabani ile evcil çiftleşmelerinden doğan yavruların hükmü mevzuunda dört mezhebin görüşleri şöyledir:

Hanbelîler, biri evcil diğeri yabânî anne babadan doğan yavrunun asla kurban edilemeyeceği görüşündedirler.

Şâfiîler ise şöyle demektedirler:
İki davar türünün (sığır, koyun ve keçi türlerinin ehlîleri ile yabânîlerinin) çiftleşmesinden dünyaya gelmiş olan yavru kurban edilebilir.
Bu durumda anne babasından daha büyük olana itibar edilir.”
Demek ki Şâfii mezhebine göre, biri yabânî diğer evcil olan iki davar türü çiftleştiği zaman dünyaya gelen yavru kurban kesilebilir; bir şartla ki, evcil olan, diğerinden yaşlı olmalı. Hangisinin anne veya baba olduğu hükmü değiştirmez.

Hanefî mezhebimize ve Mâlikîlere göre ise:
“Davarlardan veya davar olmayanlardan yavru; mesela birisi evcil, diğeri yabanî (vahşi) olan anne-babadan doğan yavru, anneye tâbi olur. Çünkü anne tâbi olmada asıldır.”

Buna göre mezhebimizce:
Yaban koyunun erkeği ile evcil bir koyunun çiftleşmesi neticesi elde edilen koyun kurban edilebilir, aynı şekilde yaban keçisi ile evcil bir keçinin ve yaban öküzü ile evcil bir ineğin çiftleşmesinden doğan yavrular da kurban olabilir.
Babası vahşi/yabânî de olsa, annesi evcil ise, o yavru büyüdüğünde kurban olarak kesilebilir. Hayvanlarda soy, anneye nisbet edilir çünkü.

Geyik, ceylan, ceren, karaca, yaban öküzü, yaban koyunu, yaban keçisi ve dağ keçilerinin erkekleri ile bu hayvanların evcilleri arasında çiftleşme olur da, yavrular dünyaya gelir ise, bu yavrular ehlîleşmiş demektir ve bu nesilin çoğalmasından meydana gelen sürüler kurban olarak kesilebilirler.
Hanefî ve Mâlikî mezhebi bu görüştedir.
Görüldüğü üzere eti yenen sözkonusu otçul hayvanlar, tabii döllenme yolu ile evcilleşmeleri durumunda üç mezhebe göre kurban edilebiliyorlar.
Hele bir de yabanî-evcil çiftleşmesinde anne ehlî ve diğerinden daha yaşlı ise, böyle bir durumda doğan yavru ve böylesi yavrulardan meydana gelen nesiller, hem Hanefî, hem Mâlikî, hem de Şâfiî mezheplerine göre ittifakla kurban edilebilirler.

Hülasa:

1. Görüldüğü üzere sözkonusu yaban î veya vahş î hayvanlar ehl î leştirilme şartıyla neticesi kurban olarak kesilebiliyorlar. Ancak bu, ehl î leştirmenin illa ki “çiftleşme / döllenme” yolu ile gerçekleştiği takdirde caiz olabilir.

2. Sun'î dölleme, klonlama veya genetikleriyle oynayarak evcilleştirilmeleri durumunda kurban edilip edilemeyecekleri mevzuu ki bu fıkhen şüphelidir, tartışmalıdır.

3. Doğuştan yabanî olan bir hayvan daha sonra eğitilerek ehlîleştirilir ise kurban edilebilirler mi? Şu anki bilgilerimiz bu soruya “hayır” cevabını veriyor. Tabii bu ve daha başka çetrefilli mevzularda ise nihaî hükmü çağın ve geleceğin İslam hukukçuları verecektir ve vermelidirler.

Binâenaleyh dağlardan veya çöllerden yakalanan vahşi bir yaban öküzünü kurban niyetine kesmek dinen geçerli olmasa da, hayvan çiftliklerinde ehlîleriyle çiftleştirilerek elde edilen sığırlar evcilleştirilen, bir sürü hâlinde eti, sütü ve derisi için yetiştirilen, yabaniliği giderilmiş geyik, ceylan, yaban keçisi veya yaban koyunlarının kurban niyetine kesilmesi caiz olabilir gibi bir cevaz kapısı aralık gözükmektedir.
Fakat böyle bir yabani-evcil çiftleştirmesi olmaksızın, hayvan çiftliklerinde sırf yabani geyiklerden çoğaltılan sürülerden kurban kesilmesi -herşeye rağmen- tarihî gelenekten gelen hâl-i hazırdaki amelî durum ve teâmül itibariyle geçerli olmaz, câiz değildir.

Bütün denilebilecek kâhir çoğunluğun görüşüne göre, asr-ı saadette vahşi kabul edilen ve hala ekseri ülkelerde ehlî hayvanlar katagorisinde değerlendirilmeyen geyik veya ceylan gibi hayvanlar –ne kadar kontrol altında tutulan sürüler halinde çoğaltılırlarsa çoğaltılsınlar, hatta insanlara alıştırılsalar dahi- kurban olarak kesilemezler ve bu, tahrimen mekruhtur.

Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, 4/406.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Çok güzel cevap vermişsiniz gayet kapsamlı bir cevap olmuş.

Allahu teala razı olsun.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Çok güzel cevap vermişsiniz gayet kapsamlı bir cevap olmuş.

Allahu teala razı olsun.

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı olsun inşallah değerli kardeşim...
Cevabı paylaştım kardeşim sadece...
Selam ve DUA ile...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Soru ve cevaplara devam...

Esselamûaleykum...Soru ve cevaplara devam...


Kurban sadece diriler için mi kesilir?
Yoksa ölmüşlerimiz için de kurban kesmemiz caiz olur mu bayramda?
Olursa etinden, kesenler yiyebilir mi?


Bayramın üç gününde yaşayanlar adına kurban kesildiği gibi, ölmüşler adına da kurban kesmek caizdir.
Ancak ölmüşler adına kesilen kurban (ölenin vasiyeti gereği olarak kesiliyorsa) etinden tıpkı adak gibi kesen ve ailesi yiyemez.
Tamamen yoksula hibe edilmesi gerekir.
Şayet vasiyet yok da bir vefa ve sevap niyetiyle kesip sevabını ölmüşlerine bağışlamak istiyorsa, bunda yasak söz konusu olmaz.
Kendi kurbanı gibi yer ve herkese yedirebilir.
Efendimiz (sas) Hazretleri, her bayramda biri ümmeti adına olmak üzere iki kurban kesmiştir.
Bu itibarla ümmeti de O'nun adına kurban keserek bir vefa örneği verebilir.
Nitekim Hz. Ali (ra) de vefattan sonra her bayramda Efendimiz adına kurban kesmiştir.

Kurbanda, keçi koyun cinsi tek kişi adına kesilirken, sığır ve deve cinsi yedi kişiye kadar ortaklık kabul eder.
Ancak ortak olanların hepsi de ibadet ve sevap niyetiyle ortak olmalıdır.
Ucuz ve taze et almak niyetiyle ortaklık caiz olmaz.
Bu sebeple adak, akika, ölmüşlere kurban gibi sevap niyetiyle kesilecek tüm kurbanların ortaklığı caiz olur.
Bunlarda ibadet ve sevap niyeti vardır çünkü.


Şok ile kurban kesmek caiz midir?
Caiz ise şokta neye dikkat etmek gerekir?


Kurban keserken dikkat edilecek birinci husus, hayvana eziyet çektirmeden en az zahmetle kesmektir.
Hazreti Ömer (ra) Efendimiz, keseceği kurbanı sürükleyerek götüren birini görünce unutulmayan ikazını şöyle yapmıştır:

Ey Allah'ın kulu! Kurbanı eziyet etmeden götür, işkence yapmadan yatır, kesim işini de acı çektirmeden bitir!..

Bu açıdan bakınca, şokla kesim, acıyı en aza indiren kolay kesim olarak görülebilir.
Şokta dikkat edilecek en önemli husus şudur:

Ölüm şokla mı gerçekleşiyor, yoksa şokun hemen arkasından yapılan kesimle mi?
Bunu bilmeye ihtiyaç vardır.

Eğer şokla sakinleştirilen hayvan, geç kalınmadan hemen kesilmiş, ölüm bu kesimle gerçekleşmişse bundan şüphe etmeye gerek yoktur.
Ölümün kesimle gerçekleştiği ise kanın fışkırmasıyla, hayvanın canlılık işareti gösteren hareketiyle anlaşılır.
Şayet şokla sakinleştirilen hayvan, kesicinin geç kalmasıyla ölür, ölmüş hayvan kesilirse elbette bu et yenmez, bu hayvan da kurban sayılmaz.


İhtiyacın fazla olduğu uzak yerlere para gönderip kurbanlarını vekalet yoluyla oralarda kestirmeyi uygun buluyor musunuz?

Elbette...
Yeter ki kurban, bayram günlerinde kesilsin, sonra da yoksulun eline geçip ihtiyacını karşılasın.
Bütün mesele, kurbanların ihtiyaç sahibi yerlere yetişmesi, yoksulun ihtiyaçlarını karşılaması, bir neslin yetişmesine de yardımcı olmasıdır.
Kurban konusunda söylenecek en isabetli söz şu olsa gerektir:

Sevabı en çok olan kurban, ihtiyacı en çok olan yere verilen kurbandır!..


Adak kurbanı bayramda da kesilebilir mi?

Adak kurbanı bayramın içinde de, dışında da kesilebilir.
Adakta zaman ve mekân şartı bağlayıcı değildir.
Başka günde, başka mekânda da kesilebilir...


Aile içinde kesilen kurbanın sevabından ailenin diğer fertleri de hisse alırlar mı?

Üç mezhepte kurban, zenginlik şartı aranmaksızın ailenin tümü adına kesilir.
Hanefi mezhebinde ise kurbanı ailenin zengin şahısları keser, borçlu olan onlardır çünkü. Ancak ailenin diğer fertler inin kurban kesimini teşvik edip taraftar olanları da bu sevaptan hisselerini alırlar.
Bu gibi konularda Efendimiz'in şu ikazı hatırdan hiç çıkmamalıdır:

Hayra destek verip sebep olan, o hayrı bizzat kendisi işlemiş gibi sevap alır.
Şerre destek verip sebep olan da o şerri bizzat kendisi işlemiş gibi günaha girer, vebale ortak olur.


Alıntı: Ahmed ŞAHİN
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
saolasın mavci kardeşim....
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Kıymetli hocam;
marketlerden kurban siparişi verilip, daha sonra evlere teslim ediliyor.bu yöntemi nasıl değerlendirirsiniz.kurbanı göremiyorsunuz,kesim şarları nasıl bilemiyorsunuz.allaha emanet olun.selametle kalın.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Kıymetli hocam;
marketlerden kurban siparişi verilip, daha sonra evlere teslim ediliyor.bu yöntemi nasıl değerlendirirsiniz.kurbanı göremiyorsunuz,kesim şarları nasıl bilemiyorsunuz.allaha emanet olun.selametle kalın.

Mutlaka çok önemli ve dikkat edilmesi gerekir kardeşim...
Güvenilir olması gerekir bu yerlerin...


VEKALET YOLUYLA KURBAN KESİLEBİLİR Mİ?
Kurbanı, kişinin kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla başkasına da kestirebilir.
Zira kurban mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet caizdir. Vekalet yoluyla kurban kestiren kişi kendi bulunduğu yerde birisine vekalet verebileceği gibi, başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekalet verebilir.
Vekalet, sözlü veya yazılı olarak verilebilir.
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Vekalet yazılı bir örnek verirseniz çok sevinirim kıymetli hocam.......
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Vekalet yazılı bir örnek verirseniz çok sevinirim kıymetli hocam.......

Kurban için vekalet nasıl verilir?


Sual: Kurban için vekâlet nasıl verilir?

CEVAP
Maddeler halinde bildirelim:
1- Kurbanı başkasına kestirirken, (Allah rızası için bayram kurbanımı kesmeye seni vekil ettim) demek ve kalben de niyet etmek gerekir. Eğer kurbanı başkasına aldıracaksa, kurbanı alacak kimse de, başkasına kestirecekse, (Bayram kurbanımı almaya, aldırmaya, kesmeye ve kestirmeye seni umumi vekil ettim) der. Yahut kısaca, (Kurban işimi halletmek için seni umumi vekil ettim) demek de yetişir.

2- Bir kimse birine, (Kurban işimi hallet) dese, ona para vermese bile vekâlet vermiş olur. O kişi de bir hayvan alıp kesebilir.

3- Bir kimse, kendisine kurban kesmesi vacib olmasa da, vekil, vacib diye kesse, kurban yine nafile olarak sahih olur. Adak hayvanı, akika veya nafile kurban yanlışlıkla vacib diye kesilse mahzuru olmaz.

4- Kurban kesmeye vekil olan, sahibinden ayrıca izin almadıkça veya umumi vekil edilmedikçe, başkasını kendine vekil yapamaz. Umumi vekil ise başkasını, o da bir başkasını vekil yapabilir.

5- Vekâleten kurban kesene, kimi çok, kimi az para verebilir. Kimi de hiç para vermeden, (Bana da bir hisse verin) diyebilir. Vekil asıl gibidir. Vekil, vekâlet aldığı kimseler adına kurban keser veya kestirebilir. Daha sonra vekil, ondan para ister veya istemez. İki kurbana yetecek para veren için de, iki kurban alır veya ona iki hisse verir. Yahut iyisinden bir kurban alır, çünkü umumi vekil, tam yetkilidir.

6- Birden çok kişiye vekâlet vermek sahihtir. Bir işe vekil olan iki kişiden biri, tek başına yetkili olamaz. Ancak emaneti vermede, borcu ödemede, kurban kesme gibi işlerde, birisi tek başına yetkili olabilir, çünkü bu işlerde vekillerden birisinin, diğerinin görüşünü sormasına ihtiyacı yoktur. Bir kimse, kurbanını kesmek üzere dört kişiye vekâlet verse, bu vekillerden biri kesince, ötekilerin görüşünü almaya ihtiyaç yoktur. Kurban, dinimize uygun kesilmiş olur.

7- Bir kimsenin kendi hayvanını başkası adına kesmesinin caiz olması için, bu kimsenin, kendi hayvanını başkasına veya onun vekiline hediye etmesi, onların da teslim alması, sonra bunu vekil ederek geri verip kestirmeleri gerekir.

8- Başkasının hayvanını ondan habersiz, onun için kurban etmek caizdir.

9- Vekâlet almadan, hanımının adına vacib kurban kesen bir kimse, daha sonra hanımına anlatsa, o da razı olsa, kurban sahih olur.

10- Başkasının hayvanını, ondan izinsiz, kendi için kurban eden, sonra kıymetini öderse, caiz olur. Sahibi kıymetini kabul etmeyip, kesilmiş hayvanı alırsa, sahibi için kurban edilmiş olur.

11- Üzerinde birçok kimsenin vekaleti bulunan kimse, herhangi bir mazeretle bayramın üçüncü günü de kesememişse, Şafii’yi taklit edip dördüncü günü de kesebilir.

12- Kurbanda kanın akması yeter, etin dağıtılması şart değildir. Kan akıtılmakla vacib olan kurban kesilmiş olur. Eğer eti de uygun yerlere verilirse daha çok sevab olur. Etin üçte birini evde bırakmak, üçte birini komşulara, gerisini fakirlere vermek müstehabdır. Hepsini fakirlere vermek veya hepsini evde bırakmak da caizdir.

Derisi namaz kılan fakire verilir. Ne olduğu bilinmeyen kimselere verilmez. Veya evde kullanılır. Yahut devamlı kullanılacak bir şey karşılığı verilir. Tükenen bir şey veya para karşılığı satılmaz. Derisi, eti satılırsa, parası fakire sadaka verilir.

Sual: Kurbanını hayır kurumuna hediye etmek isteyen kimse nasıl vekalet verir?

CEVAP
Kurbanını, bir hayır kurumuna hediye etmek isteyen kimse, kurban parasını, bu işle vazifeli kimseye teslim ederken, Allah rızası için bayram kurbanımı almaya aldırmaya, kesmeye ve dilediğine kestirmeye ve etini ve derisini dilediğine vermeye seni umumi vekil ettim demelidir. Vekalet, mektupla, faksla, e-maille veya telefonla da verilir. Kurban parası, önceden verilebildiği gibi, daha sonra da gönderilebilir. Vazifeli kimse, satın aldığı kurbana bir numara bağlar. Bu numarayı ve kurban sahibinin ismini deftere yazar. Kesilirken sahiplerinin ismini söyleyerek kasapları vekil eder. Ancak böyle kesilen kurbanlar sahih olur.

Alıntı
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Allah razı olsun kıymetli hocam.
Sayenizde nasibimizi aldık.rabbim tüm ibadetlerimizi kabul eylesin.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Allah razı olsun kıymetli hocam.
Sayenizde nasibimizi aldık.rabbim tüm ibadetlerimizi kabul eylesin.

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı olsun inşallah değerli kardeşim...
Bizler de sizlerin vesilesiyle araştırıyor ve yeni şeyler öğreniyoruz...
Dulaarınıza can-ı gönülden amin kardeşim...
Selam ve DUA ile...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,574
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Yeni bir bayrama yaklaşılmasına binaen tekrar okumakta fayda var...
Selam ve DUA ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt