Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuranda Dua Kavramı (11 Kullanıcı)

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
Enbiya suresi ayet 90
Bunun üzerine ona icabet ettik (duasını kabul ettik). Ve ona, Yahya (A.S)'ı hibe (armağan) ettik. Ve onun için, zevcesini de ıslâh ettik (çocuğu olabilecek duruma getirdik). Muhakkak ki onlar, hayırlarda yarışırlardı. Ve Bize, rağbet ederek ve korkarak dua ederlerdi. Ve onlar, Bize huşû duyanlardı.

Biz de Onun duasını kabul edip, yaşlı ve kısır olan karısının kısırlığını tedavi ederek olmazı oldurduk ve Yahya’yı Ona bahşettik diyor Rabbimiz. Rabbimiz kendisine dua dua yalvaran kulunu, elçisini mahrum bırakmıyor ve kendisine Yahya isminde sâlih bir evlât lütfediyor. Yahya diri, dirilik, canlılık demektir. Elbette böyle yüz yaşını aş-mış yaşlı bir babadan, yine onun kadar yaşlı, doğurma yaşını çoktan aşmış ve de kısır bir anadan meydana gelen, yâni tabiri caizse iki ölüden dünyaya gelen bir diriydi Yahya. Dirilik ve canlılık sembolüydü Yahya. Bir de daha gencecik yaşında, hayatının baharında Allah dâ-vâsı uğrunda babasından önce şehit olarak ebediyen dirilerin içine katılacaktı Yahya (a.s). Ölümsüzlük makamına ulaşacaktı. Rabbi ka-tında dirilerden olarak rızıklandırılacaktı Yahya. Arkasındaki müslü-manları diriltmeye, diri tutmaya sebep olacaktı Yahya. Bizi diriltecekti Yahya.

Onların, o imâmların, o elçilerin hepsi de hayırlı yollarda yarışıyorlar ve ümit ederek, ümit kesmeyerek, korkarak, haşyet içinde bize dua ediyorlar, ibadet ediyorlardı. Bize karşı gönülden teslim olarak kulluk ediyorlardı. Böyle oldukları için de biz onların dualarına icabet ediyorduk. Öyleyse bizler de hayırlara koşalım, hayır peşinde olalım. Hep hayır yollarında yarışalım, hep Rabbimizin rızasını celp edecek, O’nun gazabından sakındıracak ameller peşinde, tavırlar pe-şinde, kulluklar peşinde olalım da Rabbimiz bizim dualarımıza da ica-bet buyursun. Rabbimize karşı hep bir saygı içinde, hep bir haşyet içinde olalım da dualarımız geri çevrilmesin inşallah.

Evet bundan sonra Allah’ın lânetine ve gazabına uğramış iki toplumun sapma noktalarına işaret ederek bir imâmın, bir elçinin daha annesiyle birlikte gündeme alındığını görüyoruz. Meryem anamız ve tertemiz bir kız olarak onun dünyaya getirdiği, bir Allah yasası, bir Allah kelimesi olarak doğurduğu Hz. Îsâ (a.s) dan söz edilecek. Ve Hz. Îsâ (a.s) nın da tıpkı öteki elçiler gibi, öteki imâmlar gibi bir beşer olduğu, asla bir İlâh, bir tanrı, ya da tanrının yetkilerine sahip olmadığı, tanrının oğlu olmadığı vurgulanacak.
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
Hac suresi ayet 12
Kendilerine zarar ve fayda vermeyen, Allah'tan başka şeylere dua ederler. İşte bu, uzak bir dalâlettir.

Allah’ı bırakıp ta O’nun berisinde, O’nun dûnunda kendilerine ne bir fayda sağlayabilecek, ne de bir zarar verebilecek şeylere dua ediyorlar. Allah’tan başka kim bir fayda sağlayabilecek? O’ndan başka kim bir zarar verebilecek? Bırakın insanlara fayda veya zarar sağlamayı, kendilerine bile bir fayda sağlama gücüne sahip olmayan kim-selere dua edip dâvetiye çıkarıyorlar. Kendi gönüllü kullarının saye-sinde varlıklarını sürdüren kimselere dua ediyorlar. Kendi kullarının koruması altında gezebilenlerden yardım bekliyorlar. Durumlarını, problemlerini onlara havale ediyorlar, onlardan çözüm bekliyorlar.

Aman şu ekonomik problemlerimizi, şu hukuk sıkıntılarımızı, şu eğitim açmazlarımızı çözüverin. Bizi sahil-i selamete çıkarıverin di-ye onlara yalvarıp yakarıyorlar. Korumaları olmadan, kullarının desteği olmadan insanlar arasına bile çıkamayan zavallılara bel bağlıyor-lar. Kendi karınlarını bile doyurmaktan âciz olanların kapısında rızık dileniyorlar. Başkalarının yetiştirdiği buğdaya, başkalarının ürettiği ek-meğe, başkalarının elindeki petrole muhtaç olan bu insanları Allah ye-rine koyuyorlar, onlara dua ediyorlar, onlara başvuruyorlar, onlara sı-ğınıyorlar, onlardan yardım bekliyorlar.

Hayatlarını kime borçlu olduklarını unutuyorlar. Nefes alırken kime muhtaç olduklarını unutuyorlar. Yiyecekleri içecekleri konusun-da, havaları, suları konusunda kime muhtaç olduklarını unutuyorlar da kendileri gibi âcizlere dua dua yalvarıyorlar. Hiç akılları yok mu bu insanların? Hiç düşünmezler mi? Kendilerine bile bir fayda ve zarar vermekten âciz olan bu şeytanlara, bu Firavunlara, bu tağutlara nasıl kulluk ediyorlar? Nasıl bu âcizlerin yasalarını uyguluyorlar? İşte bu gerçekten çok derin, çok büyük bir sapıklıktır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt