mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 54
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
Korku Dağları İsyan'a Dönüştü Ortadoğu'da
Tunus hemen peşinden Mısır'daki hareketlenme kendi kendinden ibaret bir ayaklanma olmamakla beraber çevresine sirayet edici "domino etkisi" dedikleri bir nüvede taşımaktadır. Arap halkları korkularını nihayet yenmeyi başardılar. Baskılar, korkular, emirler bir anda berhava oldu bu milletin gözünde! "İsteği olmayan bir millet, hayat gayesini kaybetmiş bir kalabalık demek" görüntüsünden nihayet kurtuluyorlar ve bu isyan yerini bulsun veyahut bulmasın bu topraklarda bir daha hiç birşey eskisi gibi olmayacağını söyleyelim... Mısır! da ki, bu ayaklanma şimdilik bütün bir dünya görüşü ve cemiyet nizamı belirtmekten uzak olsa da "Gerçek Büyük Doğu" nizamı içerisinde merkezden muhite oda yerini bulacaktır. Nasıl bozulma bizde başladıysa toparlanma da yine bizden başlayacak. Mısır'da ki bu isyan'ın adı konulmasa da, Batı oyunlarıyla sonradan demokratik bir mahiyet kazansa da, bizim gözümüzde Kahire'de ki Cuma Namazı’nda kalabalıkların izhar ettiği manası "DENENMEMİŞ TEK NİZAM " ın yaklaşmış olduğudur.
Batı destekli otokratik Arap rejimleri, halklarının haysiyetini, insanlık onurunu hiçe sayıp, kendi topraklarında işgal kuvveti gibi davranarak üstüne açlık, yoksulluk, yolsuzluk da eklenince Mısır'da gerçekleşen isyan-ayaklanma veya devrim adına ne derseniz artık, bunun olması hiçte şaşırtıcı değil, bunun daha önce gerçekleşmiş olmaması asıl bizi şaşırtan noktadır.
Korku öfkeye, öfke isyana dönüştü Ortadoğu'da ve Mısır nüfusuyla ve yaşadıklarıyla bu öfke isyan selinin başını çekti! Tunus'ta yaşananlara sesiz kalan Batı medyası ve insanı Mısır'da olaylar başlar-başlamaz devreye girdi ve olur-olmaz beyanatlarla bende güç olarak buradayım demekte! İlk açıklamaların da Mübarek'e "demokratik reformların" yapılmasını söyleseler de, bu saatten sonra bunların olmayacağını bile bile bu iyi yollu ve demokratik itidal çağrıları tekrar etmekteler! Mısır Genelkurmayının hadislerin olduğu bir zaman da ABD'de olması apayrı bir soru işareti olarak dönüyor kafalarda! Laik ve Liberal Baradey'in hadiselerin tam ortasında boy göstermesi v ede kahramana dönüşmesi hadisenin izaha muhtaç bir başka boyutudur.
Bu coğrafyanın bir gerçekliği vardır oda iktidarın egemenler arsında el değiştirip durması! Hatırlarsanız otuz yıl önce Mübarek'te seçimle gelip diktatörleşenlerden... İktidar egemenler arasında el değiştirir, iktidarı ele geçiren muhalifler, karşı olduklarına dönüşür, tıpkı bizde olduğu gibi!
Bugün bütün Müslüman devletlere örnek gösterilen ülke Türkiye ve demokrasi'si... Ilımlı islam projesinin AKP ile makbul görmesi işleyişindeki kusursuz itaat ve sadakat AB-D gözünde işleyişi ve uygulanabilirliğiyle ihraç edilecek bir modele dönüşmüştür... Ortadoğu'da henüz sınırlar değişmedi lakin uyduruk rejimler debelenip-sallanmakta ve sinyaller vermekte! Ilımlı İslam projesinin sahte kahramanlar eliyle Ortadoğu'ya ihraç edilmesi şartlar itibariyle hiçte zor görünmüyor. Nitekim Tunus'ta çete liderinin kaçması ve çete'nin hala yerinde durması hasebiyle olaylar dinmedi lakin Londra'da yaşayan Batılılarca itibar gören bir cemaat lideri olan Raşid Gannuşi ülkesine döndü hem de kalabalıklarca karşılanarak, Gannuşi'nin hükümette yer alma teklifine sıcak baktığı söylenmekte! Mısır'da Baradey'in, İhvan'la Mübarek'i devirmekte işbirliği içinde olduğunu görüyoruz, sonrasını hep beraber göreceğiz... Kısa bir not olarak aktarayım, Tunus Başkanı Bin Ali'nin kaçmadan önce söylediği son şey "Mübarek bir uçakta sen kendine hazırla" demesiydi! Uşak psikolojisiyle hareket eden Arap liderleri bir tarafa, son ana kadar savaşan ve esir düşen şehid Saddam Hüseyin’in kıymeti daha iyi görmüş olduk!
Tarih bir çözülme devresinde ve bu süreçte her şey değişiyor bundan nasibini Ortadoğu'da almakta ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve herkes ne hesaplıyorsa buna göre yaparsa iyi olur! Umalım ki Mısır'da herkeste bir heyecan dalgası yaratan bu halk ayaklanması amacına ulaşsın, gizli eller ve planlar devreye girmeden! Mısır'da ki halk Mübarek'i "yıkma" nın derdinde ve genel kanaat olarak "yeni"ye dair hiçbir fikirleri yok ve bu fikirlerinin olmayışından istifade ederek Batı'da Mısır'ı demokratik ülkelerin onurlu bir üyesi yapmak istiyor!
Dâhilde biz, hariçte Araplar olmak üzere belirtelim ki, sıkıntımız aynı Millet olmak özelliğinin kaybettirilmesi neticesinde yaşamaya mahkûm edilmek! El atılmayan hiçbir kıymet kalmadı, hem altının hem üstünün yağmalandığı bir coğrafyadayız.
“Mazâ ma mazâ” yani “geçmiş geçmiştir-geçmiş unutulmalıdır” telkinini hem içerden hem de dışarıdan dayatanlar bilmelidir ki, “Milli hafıza” denilen bir kuvve var ki, zannedildiğinden daha dayanıklıdır. Tıpkı bugün Mısır’da olduğu gibi öncesinde Nasır sonrasında Mübarek olmak üzere Milletinin dininden nefret eden uşak ruhlu liderlere kin kusuyorlar… Bunun aksi davrananların uğrayacağı akıbet bu olacak… Kimse tarihinden ve tarihi tecrübesinden kurtulamaz!