İki kişi bir yolculuğa çıkmışlardı. Yolda bir ağaç altında konakladılar. Tam ayrılacakları sırada ağacın altından çıkan yılan ağzında getirdiği bir altını onların önüne bıraktı ve "Bu, burada bulunan bir hazinedir, misafir olduğunuzdan bunu verdim" dedi.
Yılan ardarda üç gün birer altın getirdi. Dördüncü gün adamlardan biri "Biz böyle çok vakit kaybediyoruz, gel yılanı öldürüp hazineyi çıkarıp alalım" dedi. Arkadaşı razı olmadı. O da bir demir parçası alıp bir köşeye gizlendi. Yılan yine ağzında altınla çıkınca başına vurdu, yaraladı isede öldüremedi. Ama Yılan onu zehirleyip öldürdü, sonra deliğine geri döndü. Adam arkadaşını defnetti. Ertesi gün yılan tekrar çıktı, başında darbenin yarası vardı, ağzı da boş idi. Adam: "Ben arkadaşımı ikaz etmiştim, lakin dinlemedi. Gel seninle bir anlaşma yapalım. Ne ben sana saldırayım, ne de sen bana saldır, eski halimize devam edelim" dedi.
Yılan: "Olmaz, sen arkadaşının kabrini gördükçe gönlün benden asla hoşnut olmaz. Ben de başımda ki yaraya baktıkça senden asla hoşnut olmam" dedi...