LUKMAN 31/15. Ey insanoğlu! Ana baba, seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Bana’dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.(Diyanet İşleri tefsiri)
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Kapanmak isteyipte kapanamayan arkadaşlar haydi buyrun... (15 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan -Burcu-
- Başlangıç tarihi
LUKMAN 31/15. Ey insanoğlu! Ana baba, seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Bana’dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.(Diyanet İşleri tefsiri)
Anne ve baba kâfir bile olsa onlara karşı insani vazifeler, evlatlık alaka ve hürmeti gösterilmelidir.
Ancak anne-baba Cenab-ı Hakk’ın (cc) emirlerine uyma noktasında kişiye engel oluyor, haramlara girmesi için zorluyorsa onlara itaat etmeme hakkına sahiptir. Bununla beraber Kuran’ın emrettiği saygı ve hürmete azami dikkat etmelidir.
"Dininizden ötürü sizinle savaşmayan, sizi yerinizden, yurdunuzdan etmeyen kâfirlere gelince, Allah sizi, onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez. Çünkü Allah âdil olanları sever." (Mümtehine, 8)
“Ana babanın çocuğa her emrettiğine çocuğun itaat etmesi ve her yasak ettikleri şeyi yapmaması icap etmez.” Bu görüşte âlimlerin ittifakları vardır. Haram veya helal oluşu kesin olmayan şüpheli işlerde ana babaya itaat lazımdır. Haram olduğu bilinen işlerde onlara itaat etmek icap etmez. Âlimlerin çoğu bu görüştedir. Çünkü şüpheden kaçınmak takvadır. Ana babaya itaat ise kesin bir emirdir.” (İmam Gazâlî)
Ancak anne-baba Cenab-ı Hakk’ın (cc) emirlerine uyma noktasında kişiye engel oluyor, haramlara girmesi için zorluyorsa onlara itaat etmeme hakkına sahiptir. Bununla beraber Kuran’ın emrettiği saygı ve hürmete azami dikkat etmelidir.
"Dininizden ötürü sizinle savaşmayan, sizi yerinizden, yurdunuzdan etmeyen kâfirlere gelince, Allah sizi, onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez. Çünkü Allah âdil olanları sever." (Mümtehine, 8)
“Ana babanın çocuğa her emrettiğine çocuğun itaat etmesi ve her yasak ettikleri şeyi yapmaması icap etmez.” Bu görüşte âlimlerin ittifakları vardır. Haram veya helal oluşu kesin olmayan şüpheli işlerde ana babaya itaat lazımdır. Haram olduğu bilinen işlerde onlara itaat etmek icap etmez. Âlimlerin çoğu bu görüştedir. Çünkü şüpheden kaçınmak takvadır. Ana babaya itaat ise kesin bir emirdir.” (İmam Gazâlî)
DİN AHLAKINI YAŞAMAK İSTİYORUM FAKAT AİLEMDEN TEPKİ ALMAKTAN KORKUYORUM”
Bir insan dini öğrenip kabullenmeden önce, tüm hayatını, Allah'ın kitabındaki kıstaslar dışındaki birtakım kurallara ve toplumun ölçülerine göre düzenler. Cahiliye toplumlarında pek çok gelenek, adet oluşmuştur ve bu toplumun üyeleri diğer insanlarla olan ilişkilerini bu ölçülere dayandırırlar.
Oysa insan için Allah'tan ve O'nun kitabından başka bir doğru bir yol gösterici yoktur. Bunu kavrayan, yani iman eden bir insan, cahiliye dönemini tamamen geride bırakmalı, orada kazandığı davranış kalıplarını tamamen atarak, sadece ve sadece Kuran'da bildirilen yolu ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini izlemelidir. Ve kuşkusuz ailesiyle olan ilişkilerinde de Kuran'da haber verilen yöntemi uygulamakla sorumludur.
Bazı toplumlarda aile yapısı, inançlı bir temele dayansa da, kimi zaman, bazı ailelerde Kuran ahlakını yaşamak isteyen aile bireylerine karşı olumsuz tepkiler oluştuğu gözlenmektedir. Bazı aileler çocuklarının dini konulara karşı en ufak bir eğilimine bile şiddetli tepkiler verebilmektedirler. İşin en ilginç yanı da, çocuklarını dinden uzak tutabilmek için dinin bazı hükümlerini çarpıtma yoluna gitmeleridir. Din ahlakını yaşamaya karar veren çocuklarını cahiliyeye geri çekebilmek için, "anne babaya karşı gelmek, onları üzmek dinimizde en büyük günahtır", "anne-baba hakkı herşeyin üzerindedir", "sana hakkımı helal etmem", gibi hatalı yaklaşımlar sergileyebilmektedirler. Bu tip gerekçelerle yapılan psikolojik baskılar, henüz İslam hakkında yeterli bilgisi olmayan bir kişide ister istemez hatalı bir davranış yaptığı hissini uyandırabilir.
Oysa her konuda olduğu gibi, bu konuda da iman eden bir kimse için yapılacak en doğru hareket Kuran'a başvurmaktır. Kuran ahlakında anne-babaya karşı takınılacak tavır ise son derece açıktır. Öncelikle Kuran'da anne-babaya karşı iyi ve güzel davranmak tavsiye edilir:
Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik... (Ankebut Suresi, 8)
Ancak bu ifade, anne-babanın her isteğini kayıtsız şartsız yerine getirme, her konuda onlara boyun eğme anlamına gelmez. Ayette belirtilen, anne-babaya karşı saygılı, ölçülü, anlayışlı, tatlı dilli bir tavır takınılması; üzücü, incitici, kalp kırıcı söz ve davranışlardan kaçınılmasıdır. Fakat bu, dini konularda, Allah'ın emir ve yasaklarını içeren konularda taviz vermeye varan bir saygı şekli değildir. Aynı ayetin devamında bu saygı ve anlayışın sınırları şöyle bildirilmiştir:
... Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (Ankebut Suresi, 8)
Görüldüğü gibi anne ve babaya itaatin sınırları Allah'a itaat noktasında sona ermektedir. Anne-babanın, "Allah'ın emirlerini ve yasaklarını değil, benim isteklerimi yerine getirmelisin" tarzındaki bir isteğini kabullenmek, onları Allah'a ortak koşmak anlamına gelebilir. Kuşkusuz bir mümin için böylesi bir itaat, asla söz konusu olamaz.
Ancak Allah inananları, anne ve babaları inançsız da olsalar, din konusunda onlara itaat etmemekle birlikte, dünyevi konularda iyi ve güzel davranmaya, onları hoş tutmaya teşvik etmektedir:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır. Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban), hakkında bir bilgin olmayan şeyi Bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve Bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman Suresi, 14-15)
Dikkat edilirse anne-babayla ilgili ayetlerde, Allah'a ortak koşulmaması, Allah'tan başkasına kulluk edilmemesi özellikle vurgulanmaktadır. Ve üstteki ayetten açıkça anlaşıldığı gibi, itaat edilecek kişi, cahiliyeye çağıran anne-baba değil, "gönülden-katıksız olarak Allah'a yönelen" kişidir.
Kuran'ı incelersek, inananların bir bölümünün aileleriyle ya da yakın akrabalarıyla imtihan edildiklerini görürüz. Bunların arasında peygamberler de vardır. Örneğin Hz. İbrahim, kendisini cahiliyeye çağıran, hatta onu bu konuda tehdit eden babasına karşı Kuran'da bildirilen "itaat etmeme, ama iyi geçinme" yöntemini uygulamıştır:
Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.
Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
"Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."
"Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır."
"Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
(Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."
(İbrahim
"Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. (Meryem Suresi, 41-47)
Bunun yanı sıra, Hz. Lut ve Hz. Nuh'un eşleri de inkarcı olmuş ve bu nedenle de Allah aralarını ayırmış, inkarcı eşlerini azaplandırmıştır. Hz. Nuh'un oğlu da inkarcıdır ve bundan dolayı Allah Hz. Nuh'a "Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır)..." (Hud Suresi, 46) uyarısında bulunmuştur.
Peygamberimiz (sav) de İslam'ı yayma vazifesini yerine getirirken yakın akrabalarından düşmanlık derecesinde tepkiler almıştır. Öz amcası olan Ebu Leheb, büyük bir kin ve nefretle Peygamberimiz (sav) aleyhinde propaganda yapmış, onun önüne türlü engel ve zorluklar çıkartmıştır. Öyle ki Ebu Leheb'i lanetleyen özel bir sure indirilmiştir. İslamiyetin ilk yayılma dönemlerinde birçok Müslüman da aynı Peygamberimiz (sav) gibi aileleri tarafından çok çeşitli tepki ve eziyetler görmüş, fakat buna rağmen dinlerinden taviz vermemişlerdir. Onların bu kararlılık ve samimiyetlerinden etkilenen birçok anne-baba da, daha sonra İslamiyeti benimsemişlerdir.
Müminlerin bu konuda son derece kararlı davranmalarının nedeni, Kuran'da akılcılığın teşvik edilmesinden kaynaklanır. Kuran'da hiçbir konuda duygusal bir yaklaşım tavsiye edilmez. İslam dini akla dayalı bir din olduğu için duygusal, romantik bir ruh hali, dinin yaşanmasını oldukça güçleştirir. Müslüman, son derece içli, ince ruhlu, hassas bir insandır, ama Allah'ın dininin gerekleri, İslam'ın menfaatleri söz konusu olduğunda en ufak bir duygusallığa kapılmaz ve Kuran ayetlerini uygulama konusunda taviz vermez. Ölçüsü Allah'ın rızasının en çoğunu gözetmek olduğu için hiçbir konu, hiçbir kişi, hiçbir şey hakkında saplantısı ve önyargısı yoktur. Gerçek iman ancak böyle bir ruh haliyle elde edilebilir. Duygusallığın özünde yatan, sevginin yanlış yönlendirilmesidir. Gerçek bir mümin sevgisini ancak Allah'a ve O'nun rızasının olduğu kişilere yöneltir. Bunun dışında, yani Allah rızası dışında beslenen bir sevgi Kuran'da "put edinme" ya da "şirk (ortak) koşma" adı verilen durumu oluşturur. Kuran'da Hz. İbrahim'in ağzından bu durum şöyle açıklanır:
(İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur." (Ankebut Suresi, 25)
Allah'a ve dine karşı düşmanca tavırlar sergileyen bir kimseye sevgi beslemek de ayette tarif edilen bu konuma girer. İsterse söz konusu kimse insanın ailesi, annesi, babası, çocuğu, kardeşi, karısı, kocası ya da herhangi bir yakını olsun, fark etmez. Kuran'da bu konuya açıklık getirilmiştir:
Ey iman edenler, eğer imana karşı inkârı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir. De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cehd etmekten (çaba harcamaktan) daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 23-24)
Kuran'da, Allah'ın emirlerini yerine getirebilmek için evlerinden, ailelerinden ayrılmak zorunda kalan müminlerden bahsedilir. Bunlardan biri Hz. Meryem'dir. Hz. Meryem'in genç ve korumasız olması, yalnızca Allah'a güvenip sığınarak, O'nun rızasını kazanmak amacıyla tek başına ailesinin ve kavminin yanından ayrılmasına engel olmamıştı. Kuran'da, Hz. Meryem'den söz edilirken şöyle denir:
Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti. (Meryem Suresi, 16)
Kuran'daki bir diğer örnek de Kehf kıssasında bahsi geçen gençlerdir. Bunlar, kavimleri Allah'a isyan ettikleri için onlardan ayrılmış ve bir mağaraya sığınmışlardı:
"Şunlar, bizim kavmimizdir; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?"
(İçlerinden biri demişti ki"Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın." (Kehf Suresi, 15-16)
Kısacası, cahiliye toplumunun içinden çıkıp gelen insanın ailesi de Kuran ahlakına sahip değilse ve çocuklarını Allah'ın rızasından alıkoymaya çalışıyorsa, bu durumda onlara güzellikle doğruları anlatmak gerekir. Eğer bu anlatım fayda etmezse, onlara karşı takınılacak tavır, Kuran'da tavsiye edilen şekilde olmalıdır.
Bir insan dini öğrenip kabullenmeden önce, tüm hayatını, Allah'ın kitabındaki kıstaslar dışındaki birtakım kurallara ve toplumun ölçülerine göre düzenler. Cahiliye toplumlarında pek çok gelenek, adet oluşmuştur ve bu toplumun üyeleri diğer insanlarla olan ilişkilerini bu ölçülere dayandırırlar.
Oysa insan için Allah'tan ve O'nun kitabından başka bir doğru bir yol gösterici yoktur. Bunu kavrayan, yani iman eden bir insan, cahiliye dönemini tamamen geride bırakmalı, orada kazandığı davranış kalıplarını tamamen atarak, sadece ve sadece Kuran'da bildirilen yolu ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini izlemelidir. Ve kuşkusuz ailesiyle olan ilişkilerinde de Kuran'da haber verilen yöntemi uygulamakla sorumludur.
Bazı toplumlarda aile yapısı, inançlı bir temele dayansa da, kimi zaman, bazı ailelerde Kuran ahlakını yaşamak isteyen aile bireylerine karşı olumsuz tepkiler oluştuğu gözlenmektedir. Bazı aileler çocuklarının dini konulara karşı en ufak bir eğilimine bile şiddetli tepkiler verebilmektedirler. İşin en ilginç yanı da, çocuklarını dinden uzak tutabilmek için dinin bazı hükümlerini çarpıtma yoluna gitmeleridir. Din ahlakını yaşamaya karar veren çocuklarını cahiliyeye geri çekebilmek için, "anne babaya karşı gelmek, onları üzmek dinimizde en büyük günahtır", "anne-baba hakkı herşeyin üzerindedir", "sana hakkımı helal etmem", gibi hatalı yaklaşımlar sergileyebilmektedirler. Bu tip gerekçelerle yapılan psikolojik baskılar, henüz İslam hakkında yeterli bilgisi olmayan bir kişide ister istemez hatalı bir davranış yaptığı hissini uyandırabilir.
Oysa her konuda olduğu gibi, bu konuda da iman eden bir kimse için yapılacak en doğru hareket Kuran'a başvurmaktır. Kuran ahlakında anne-babaya karşı takınılacak tavır ise son derece açıktır. Öncelikle Kuran'da anne-babaya karşı iyi ve güzel davranmak tavsiye edilir:
Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik... (Ankebut Suresi, 8)
Ancak bu ifade, anne-babanın her isteğini kayıtsız şartsız yerine getirme, her konuda onlara boyun eğme anlamına gelmez. Ayette belirtilen, anne-babaya karşı saygılı, ölçülü, anlayışlı, tatlı dilli bir tavır takınılması; üzücü, incitici, kalp kırıcı söz ve davranışlardan kaçınılmasıdır. Fakat bu, dini konularda, Allah'ın emir ve yasaklarını içeren konularda taviz vermeye varan bir saygı şekli değildir. Aynı ayetin devamında bu saygı ve anlayışın sınırları şöyle bildirilmiştir:
... Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (Ankebut Suresi, 8)
Görüldüğü gibi anne ve babaya itaatin sınırları Allah'a itaat noktasında sona ermektedir. Anne-babanın, "Allah'ın emirlerini ve yasaklarını değil, benim isteklerimi yerine getirmelisin" tarzındaki bir isteğini kabullenmek, onları Allah'a ortak koşmak anlamına gelebilir. Kuşkusuz bir mümin için böylesi bir itaat, asla söz konusu olamaz.
Ancak Allah inananları, anne ve babaları inançsız da olsalar, din konusunda onlara itaat etmemekle birlikte, dünyevi konularda iyi ve güzel davranmaya, onları hoş tutmaya teşvik etmektedir:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır. Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban), hakkında bir bilgin olmayan şeyi Bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve Bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman Suresi, 14-15)
Dikkat edilirse anne-babayla ilgili ayetlerde, Allah'a ortak koşulmaması, Allah'tan başkasına kulluk edilmemesi özellikle vurgulanmaktadır. Ve üstteki ayetten açıkça anlaşıldığı gibi, itaat edilecek kişi, cahiliyeye çağıran anne-baba değil, "gönülden-katıksız olarak Allah'a yönelen" kişidir.
Kuran'ı incelersek, inananların bir bölümünün aileleriyle ya da yakın akrabalarıyla imtihan edildiklerini görürüz. Bunların arasında peygamberler de vardır. Örneğin Hz. İbrahim, kendisini cahiliyeye çağıran, hatta onu bu konuda tehdit eden babasına karşı Kuran'da bildirilen "itaat etmeme, ama iyi geçinme" yöntemini uygulamıştır:
Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.
Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
"Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."
"Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır."
"Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
(Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."
(İbrahim
"Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. (Meryem Suresi, 41-47)Bunun yanı sıra, Hz. Lut ve Hz. Nuh'un eşleri de inkarcı olmuş ve bu nedenle de Allah aralarını ayırmış, inkarcı eşlerini azaplandırmıştır. Hz. Nuh'un oğlu da inkarcıdır ve bundan dolayı Allah Hz. Nuh'a "Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır)..." (Hud Suresi, 46) uyarısında bulunmuştur.
Peygamberimiz (sav) de İslam'ı yayma vazifesini yerine getirirken yakın akrabalarından düşmanlık derecesinde tepkiler almıştır. Öz amcası olan Ebu Leheb, büyük bir kin ve nefretle Peygamberimiz (sav) aleyhinde propaganda yapmış, onun önüne türlü engel ve zorluklar çıkartmıştır. Öyle ki Ebu Leheb'i lanetleyen özel bir sure indirilmiştir. İslamiyetin ilk yayılma dönemlerinde birçok Müslüman da aynı Peygamberimiz (sav) gibi aileleri tarafından çok çeşitli tepki ve eziyetler görmüş, fakat buna rağmen dinlerinden taviz vermemişlerdir. Onların bu kararlılık ve samimiyetlerinden etkilenen birçok anne-baba da, daha sonra İslamiyeti benimsemişlerdir.
Müminlerin bu konuda son derece kararlı davranmalarının nedeni, Kuran'da akılcılığın teşvik edilmesinden kaynaklanır. Kuran'da hiçbir konuda duygusal bir yaklaşım tavsiye edilmez. İslam dini akla dayalı bir din olduğu için duygusal, romantik bir ruh hali, dinin yaşanmasını oldukça güçleştirir. Müslüman, son derece içli, ince ruhlu, hassas bir insandır, ama Allah'ın dininin gerekleri, İslam'ın menfaatleri söz konusu olduğunda en ufak bir duygusallığa kapılmaz ve Kuran ayetlerini uygulama konusunda taviz vermez. Ölçüsü Allah'ın rızasının en çoğunu gözetmek olduğu için hiçbir konu, hiçbir kişi, hiçbir şey hakkında saplantısı ve önyargısı yoktur. Gerçek iman ancak böyle bir ruh haliyle elde edilebilir. Duygusallığın özünde yatan, sevginin yanlış yönlendirilmesidir. Gerçek bir mümin sevgisini ancak Allah'a ve O'nun rızasının olduğu kişilere yöneltir. Bunun dışında, yani Allah rızası dışında beslenen bir sevgi Kuran'da "put edinme" ya da "şirk (ortak) koşma" adı verilen durumu oluşturur. Kuran'da Hz. İbrahim'in ağzından bu durum şöyle açıklanır:
(İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur." (Ankebut Suresi, 25)
Allah'a ve dine karşı düşmanca tavırlar sergileyen bir kimseye sevgi beslemek de ayette tarif edilen bu konuma girer. İsterse söz konusu kimse insanın ailesi, annesi, babası, çocuğu, kardeşi, karısı, kocası ya da herhangi bir yakını olsun, fark etmez. Kuran'da bu konuya açıklık getirilmiştir:
Ey iman edenler, eğer imana karşı inkârı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir. De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cehd etmekten (çaba harcamaktan) daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 23-24)
Kuran'da, Allah'ın emirlerini yerine getirebilmek için evlerinden, ailelerinden ayrılmak zorunda kalan müminlerden bahsedilir. Bunlardan biri Hz. Meryem'dir. Hz. Meryem'in genç ve korumasız olması, yalnızca Allah'a güvenip sığınarak, O'nun rızasını kazanmak amacıyla tek başına ailesinin ve kavminin yanından ayrılmasına engel olmamıştı. Kuran'da, Hz. Meryem'den söz edilirken şöyle denir:
Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti. (Meryem Suresi, 16)
Kuran'daki bir diğer örnek de Kehf kıssasında bahsi geçen gençlerdir. Bunlar, kavimleri Allah'a isyan ettikleri için onlardan ayrılmış ve bir mağaraya sığınmışlardı:
"Şunlar, bizim kavmimizdir; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?"
(İçlerinden biri demişti ki
"Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın." (Kehf Suresi, 15-16)Kısacası, cahiliye toplumunun içinden çıkıp gelen insanın ailesi de Kuran ahlakına sahip değilse ve çocuklarını Allah'ın rızasından alıkoymaya çalışıyorsa, bu durumda onlara güzellikle doğruları anlatmak gerekir. Eğer bu anlatım fayda etmezse, onlara karşı takınılacak tavır, Kuran'da tavsiye edilen şekilde olmalıdır.
FATIMA....radıyallahu anhâ
Rasulullah'ın Neslini Devam Ettiren Nur Yumağı
Nebîler Efendisinin son çiçeği...
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz İle Şerefli HATİCE annemizin kızlarının enküçüğü..
Efendimizin ANNEM diye hitab ettiği BABASININ ANNESİ...
"Fatıma Cennet kadınlarının efendisi, Hasan ve Hüseyin de Cennet gençlerinin efendisidir"
müjdesine mazhar olma bahtiyarlığına erişen mümtaz kadın...
Sevgili Kardeşimiz adınız o kadar güzel esintiler gönderdiki beyne
Tutamadım kendimi yazdım...Hakkınızı helal ediniz...
Okuyamadık ki Anlayabilelim...
NE KURANI ne EFEDİLER EFENDİSİ .. Hak Habibini..
NE Eşsiz Hatice Annemizi ..Ne Fatımayı ne Aişeyi
Ne BU DAVA uğrunda yerinden yurdundan olan MUHACİRİ,
Ne de Canımız pahasına seni ve davanı koruyacağız Diye biat eden and içen ENSARI...
Bu şekilde yıllarca yaşamamızın sebebi kim???...
Yıllarca önümüze bir müfredat koydular...
Biz dinimizide ordan öğrendik ECDADIMIZIda...
Nerden Bilecektik KADINA insanlık sıfatını getiren Kutlu NEBİYİ
Adaletin adilliğini,
AŞKIN EDEBİNİ
Nerden bilecektik...
''Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.'' ( Tevbe 23 )
'' De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” ( Tevbe 24)
Bunların hiç birinden haberimiz hiç olmadı. ve en kötüsüde halen yok...
ne bir çabımız var ne bir davamız...
İndiremedik bir türlü duvarda asılı duran KURAN ı
Hep kandır(ıl)dık kendimizi yıllarca KALBİMİZ temiz canımlı Kirlenmiş cümleleri...
Efendimiz ve ashabına hakaret edercesine...
''Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah’ın va’di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın. '' ( Lokman 33 )
Hem dünya hayatı bizi aldattı.. hem biz kendimizi aldattık...
Şimdi Uykumuzu kaçırma vakti...
Şimdi AŞK ile uyanma vakti ..
Şimdi NUR (30, 31 ) ve EDEB ile dik durma vakti...
Selam ve dua ile
Yüreğinize sağlık Mir- Erhan
bir iki cümle eklemek istiyorum kardeşimize , kalbin ne diyor? Boyun eğ Rabbine , Rabbimizin emri mi?
ana, baba, eş, çoluk cocuk, insanlar hangisi önemli sence?
mücadele gerekli önce nefisle, sonra da sırası ile insanlar ile ama öfkelenmeden sakince
Yoksa müslüman olmakla iman etmek bir mi sandık? hayır bir değil
İman imtihan ile belli olur, en küçük zorlukta Allah'ın emrini diğer insanların emri ile değiştiriyorsak vay halimize
Yolun açık, kalbin iman dolu olsun...Rabbim yardımcın olsun
Haydi cennete, cennet çağırıyor yolcusunu, peki bu yolun yolcusunun hazırlığı ne?
Rabbimizin yanınıza alın dediklerini almak, bu kapanmak, bu namaz kılmak, bu Kur-an okumak sa bunlar bize lazım ahirete inanıyorsak...
bir iki cümle eklemek istiyorum kardeşimize , kalbin ne diyor? Boyun eğ Rabbine , Rabbimizin emri mi?
ana, baba, eş, çoluk cocuk, insanlar hangisi önemli sence?
mücadele gerekli önce nefisle, sonra da sırası ile insanlar ile ama öfkelenmeden sakince
Yoksa müslüman olmakla iman etmek bir mi sandık? hayır bir değil
İman imtihan ile belli olur, en küçük zorlukta Allah'ın emrini diğer insanların emri ile değiştiriyorsak vay halimize
Yolun açık, kalbin iman dolu olsun...Rabbim yardımcın olsun
Haydi cennete, cennet çağırıyor yolcusunu, peki bu yolun yolcusunun hazırlığı ne?
Rabbimizin yanınıza alın dediklerini almak, bu kapanmak, bu namaz kılmak, bu Kur-an okumak sa bunlar bize lazım ahirete inanıyorsak...
MİR ERHAN abim yine ne güzel yazmışsın içimizi ısıtıp yolumuzu aydınlattınız.. yüreğinize ağzınıza sağlık..
melissa ablam AYNAM
Boyun eğmek ne güzel demişsin.. boyun eğmek kabullenmek lazım öyle ya..
bi söz okumuştum bir yerde..
"KULLUK" "herşeyi senin için var ettim" diyen RABBE karşı;
"Bende herşeyi senin için terkettim "diyebilmektir...
bazen terketmek gerekir.. unutmak yok saymak herşeyi.. sadece güvenmek..
Fatma kardeşim.. farkettin mi hepimizin yaşadıkları aynı.. canımız yandı ağladık. üzüldük.. ama inan hepimizin en yakınını ALLAH OLDU.. AH nasıl üzülürdüm babam bana kızdıkça annem yüz çevirdikçe.. ama dün farkettimki artık anneme sende kapat başını diyebiliyorum annem umre hevesine düştü başına emanetende olsa bir şal alıyor.. ve alıştı bir bonesi eksik kaldı..
) nasıl mutluyum bir bilsen.. eşarplar deneyip fotoraf çekiliyor.. kendine güven karar ver başka yolu yok emir açık babamızı annemizi kırmayalım diye ALLAHA karşı gelmek ne kadar doğru söylermisin.. kimiz biz günahkar kullar.. Peygamberimizin dizleri namaz kılmaktan yaralar olurken biz vakit namazlarımızda zorlanıyoruz.. ilk örtü emrini hatırla kadınlar eteklerini kesip başlarına örtü yapmamışlarmıydı.. ya biz bunca rahatken neden bekledik bu zamana kadar günaha battık.. babalarımız bırak namaza kaldırmayı inancımız için kulağımızı çekmeyi ALLAH yoluna gitmeye kalkışırken bize tepki gösterdi.. oysa ne beklerdim biliyormusun babam alsın beni karşısına kızım kapan desin.. o alsın ilk eşarbımı.. o beğensin.. kendimi koruduğum için gurur duysun benimle ama olmadı.. ilk kapandığımda 18 yaşındaydım kıyametler koptu direnemedim.. şimdi ki bildiklerimin çeyreğini bilseydim; yemin olsun değil başımı açmak yerlerde sürüseler eziyetler etseler eşarbımı oynatmazdım zerre kadar.. 10 yıl kaybettim günanh içinde.. dün annem bana baban istemez heralde benim kapanmamı dedi.. tepkim onu bile şaşşırttı.. ALLAH İSTİYOR anne dedim.. babam mı üstlenecek senin günahlaarını... ALLAHIN EMRİYSE söz koınusu eşini babanı anneni kimseyi dinlemeyeceksin derken gözyaşlarım akıyordu.. zamanında sen bizi boşuna dinledin kızım dedi.. ben ŞÜKÜR dedim.. ÇOK ŞÜKÜR anladıya farkettiya.. şükür..
sakın bekleme.. bırak kızsınlar.. sen CİHADA niyetlen.. kimbilir değişir düşünceleri.. herkesin kızı modern ya bizde olmalıyız güzel giymeliyiz ya .. güzellik ne.. başımda örtü.. gözlerim yerde tüm kötü bakışlardan arınmak değilmi,, anlat her halinle bunu onlara..
sevmeyeceklermi seni başırda örtün var diye, kaç gün kızacaklar.. kaç gün kınayacaklar.. en fazla 1 ay.. ALLAHIN AZABINDAN KORK ÇOK KORK.. VE CANIM KALK VE YAPMAN GEREKENİ YAP...
bugun tam bır hafta oldu kapanalıcokta guzel oldu çok şükür.ilk anda zorlandım dışarı cıkıp esarba bıraz alışana kadar zaten RABBİM yardım etti gerisi geldi.oglum namaz kılarken örtumu acardı hep oyun yapardık(1 yaşına yenı gırdı ) dıyordumki ya dışarı cıkıncada cekerse ortumu başımdan ama o mınıcık melegım bıle hiç elini surmedı dışardayken örtüme o bıle bana yardımcı oldu RABİMİN izniyle.
cokta guzel oldu çok şükür.ilk anda zorlandım dışarı cıkıp esarba bıraz alışana kadar zaten RABBİM yardım etti gerisi geldi.oglum namaz kılarken örtumu acardı hep oyun yapardık(1 yaşına yenı gırdı ) dıyordumki ya dışarı cıkıncada cekerse ortumu başımdan ama o mınıcık melegım bıle hiç elini surmedı dışardayken örtüme o bıle bana yardımcı oldu RABİMİN izniyle.
çünkü elifim sen ALLAHI hatırlatıyorsun ... herkese herşeye.. bir kitapta okumuştum çocuklar annelerine gelen tüm kötü bakışları hissedermiş.. üzülürmüş.. şimdi insanlar sana saygıyla bakıyor.. oğluşunda salihimizde anlıyor bunu eminim.. senin güzelleştiğinin farkında doğru yaptığının farkında.. seni seviyorum kardeşim.. nezaman belli olacak tayinler.. van ve artvin dışında neresi olursa görüşeceğiz inşallah
Örtünme şeklinin nasıl olduğunu bilemiyorum canım..
Pardüse mi giyiyorsun yoksa ferace mi?
Şeytan ve nefs neler neler söyler canım.. Çevrendekiler de..
Sen içine sineni yap ve son fetvanı kalbinden al..
Şahsen benim için yaz-kış farketmiyor.. Siyahtan vazgeçemem..
Çok fazla sıcaklarda dışarı çıkmıyorum. Burası Mersin. Aşırı sıcak..
Klimalı odadan klimasız odaya bile çıkılmıyor burada..
Söz söyleyenler sen hayatta var olduğun sürece olacak canım..
Benim en yakınlarım, bu halimi artık benimseyenler bile zamanla söylüyorlar bunu..
Rabbimizin rızasını düşün gerisi boşş..
Rabbim yar ve yardımcın olsun..
mayısta bellı olcak canım.inşallah hayırlısı bakalım eger bu sene tayın cıkarsa haber verırım hemen neresı oldugunu
bu arada yorumlarında cok guzel burdan sakın ayrılma.en aktıf uye sensın sanırım bırakma sakın bızleri.biraz önce haberlerde çarşaflı bi kadının hırsızlık olayından bahsediyorlardı...
kamera görüntülerinde gerçekten çarşaflı kadın mağazadaki müşterilerin çantalarına elini daldırıyor çaldığı cüzdanı telefonu vs. çarşafının içine sokuyor ve kimseye farkettirmeden mağazadan ayrılıyor...
haberi izlerken dedim ki işte çarşaflı kadınlar hakkında nasıl da konuşur şimdi izleyen bazı kesimler..
çok konusunu edeceklerdir eminim..
yazıklar olsun çarşafı şerifi dile düşürenlere.....hırsızlığa alet edenlere ayıptır.
kamera görüntülerinde gerçekten çarşaflı kadın mağazadaki müşterilerin çantalarına elini daldırıyor çaldığı cüzdanı telefonu vs. çarşafının içine sokuyor ve kimseye farkettirmeden mağazadan ayrılıyor...
haberi izlerken dedim ki işte çarşaflı kadınlar hakkında nasıl da konuşur şimdi izleyen bazı kesimler..
çok konusunu edeceklerdir eminim..
yazıklar olsun çarşafı şerifi dile düşürenlere.....hırsızlığa alet edenlere ayıptır.
Ey ÖRTÜ'm.. siyah incim..
Ey vazgeçilmez SEVDA'm..
Nasıl çıkarırım seni başımdan.
Varlığının HELAL, yokluğunun HARAM olduğunu bile bile..
Bırakma beni... Kabrime kadar eşlik et tabutumun üstünde..
Ey vazgeçilmez SEVDA'm..
Nasıl çıkarırım seni başımdan.
Varlığının HELAL, yokluğunun HARAM olduğunu bile bile..
Bırakma beni... Kabrime kadar eşlik et tabutumun üstünde..
canım benim sen içinden geleni yap inan bana O GÜZEL AYETİN SERİNLİĞİ YETECEKTİR SANA..
İnsanlar ve boş sözleri.. konuş konuş konuş nereye kadar.. nedir bu vazgeçirme çabası.. nedir bu ALLAH aşkına ... bukadar mı savaş açılır ALLAHIN emrine.. biz burdayız ve duymuyoruz kapattık kulaklarımızı.. isteyen istediği kadar konuşsun
inşallah inşallah inşallah.. burası olur ya .. hayırlısıysa tabi.. çok istiyorum sizlerden birileri buraya gelsin.. canım burası benim için çok özel istesemde ayrılaımıyorum...mayısta bellı olcak canım.inşallah hayırlısı bakalım eger bu sene tayın cıkarsa haber verırım hemen neresı oldugunu
güzelim ya çok üzüldüm soğuk falan aldın demekki.. geçmiş olsun. ALLAHIM ŞİFA VERSİN inşALLAH..
Evet ne yazıkkı her dönem birileri için rant sağladı bu haberler.. tüm kötülükler görüldüde.. iyi olan inancı için siyahları seçen nefsini yok eden insanlar görülmedi... ne diyelik kullananlardan sorsun rabbim
Bırakma beni... Kabrime kadar eşlik et tabutumun üstünde.. bırakma beni kimsesiz..
yüreğine sağlık canım kardeşim
Geçmiş olsun canım. Rabbim acil şifalar versin.. Grip mi? Bu havalarda çok daha zor geçiyor.. Dikkat et.. Meyve ye bol bol..
güzel tavsiyeleriniz, desteğiniz ve dualarınız için teşekkür ederim arkadaşlarım, ailemle yaşadığım sorunlar üst seviyelere ulaştı kapanma isteğimde kararlı olduğumu anladıkça daha hırsla daha öfkeyle yaklaşıyorlar..kapanırsan evine gelmeyiz sen de bu eve gelme bile dediler..kapalı gelinlik giymek istiyorum dediğimde o düğüne adım atmayız dediler..en mutlu gecemde anne babamdan ayrı olacağım ..yüreğim paramparça oldu..annem senin beynin örümcek ağı gibi dolanmış diyor sana büyü yapmışlar diyor..daha neler neler..Çok şükür ki Sözlüm bana destek oluyor beni anlıyor ..erteledikçe daha zorlaşıyor sanki her şey Allahım inşallah bana da hakkıyla bu zorlukların üstesinden gelerek kapanmayı nasip eder dua dua dua yalvarışla ...
dua dua dua yalvarışla ...
güzel tavsiyeleriniz, desteğiniz ve dualarınız için teşekkür ederim arkadaşlarım, ailemle yaşadığım sorunlar üst seviyelere ulaştı kapanma isteğimde kararlı olduğumu anladıkça daha hırsla daha öfkeyle yaklaşıyorlar..kapanırsan evine gelmeyiz sen de bu eve gelme bile dediler..kapalı gelinlik giymek istiyorum dediğimde o düğüne adım atmayız dediler..en mutlu gecemde anne babamdan ayrı olacağım ..yüreğim paramparça oldu..annem senin beynin örümcek ağı gibi dolanmış diyor sana büyü yapmışlar diyor..daha neler neler..Çok şükür ki Sözlüm bana destek oluyor beni anlıyor ..erteledikçe daha zorlaşıyor sanki her şey Allahım inşallah bana da hakkıyla bu zorlukların üstesinden gelerek kapanmayı nasip eder
hep aynı yıldırma sözleri hep aynı baskılar.. ama berat ablanın bir yazısı var az sonra onu paylaşacağım.. iyi oku kimse sen başını örttün diye seni sevmekten vazgeçmeyecek.. unutma insanlar sevgileriini kalıplarda yaşamayı seviyorlar sadece.. yolun açık olsun kardeşim inlşallah..
.
Bu dava hor, bu dava büyük...
Bu dava hor, bu dava büyük...
ALLAHÜ EKBER!!!
Selam olsun o Efendilerin efendisine hakkın Habibi ve Resulüne
selam olsun Sahabesine
selam olsun yolundan gidenlere
selam olsun aşkından yananlara
selam olsun sevenlere sevinenlere ve SEVİNDİRENLERE.....
selam olsun Sahabesine
selam olsun yolundan gidenlere
selam olsun aşkından yananlara
selam olsun sevenlere sevinenlere ve SEVİNDİRENLERE.....
ALLAH Celle celaluhu RAZI OLSUN
KAPANMAK İSTEYEN KARDEŞLERİM
ANNESİNDEN AİLESİNDEN KORKAN KARDEŞLERİM
BİZİ KİM YARATTIKİ BAŞKALARIDAN KORKUYORUZ?????
HAYDİ....
Eğer kalbiniz rahatsızsa ...yaşadığınız bu durumdan,
namaz kılıyor ve eksiklik hissesiyorsanız kendinizde,
başınız açık ama utanıyorsanız Allah(c.c.)'tan
neden beklemek öyleyse???
Kimi memnun edeceksiniz söyleyin bana???
Kötü bakacaklar diyemi korkunuz???
neden peki??? kötülük mü yapıyorsunuz
HAYIR!!!!
Birilerine hesap mı vermeniz gerekiyor???
Peki biryerlerimizi açsaydık memnun edebilirmiydik o kötü bakanları???(kelime için üzgünüm ama böyle anlatmak istedim)
HAYIR!!!!
utancınız neden peki??? ne yaptınız???
kimi öldürdünüz??? bilmediğimiz adi bir suçunuz mu var???
HAYIR!!!
Peki Aileniz destek vermeyecek mi???
Arkadaşınız ,kardeşiniz sırt mı çevirecek size???
Kimler sizi üzerinizdeki bez parçası için seviyor???
KAÇ METRE UZATIRSANIZ ELBİSENİZİ SEVGİLERİ KAÇ MT AZALACAK SİZCE???
peki siz kimsiniz???
sizi YARATAN ve VAR EDEN kim???
nefes almanızı sağlayan????
Size yardım edecek kim????
Kefeye bile koyamayacağınız bu sorularıma tek cevabınız
BEN
İSTİYORUM VE KAPANACAĞIM olmalı..