Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kapanmak isteyipte kapanamayan arkadaşlar haydi buyrun... (6 Kullanıcı)

Su-Eda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2009
Mesajlar
5,725
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
40
Girlwithscarf7.jpg


Rabbimiz Fıtratımıza Yerleştirdiği Hazinenin
Görkeminden Haberdar Olmamızı
O muhteşem hazineye Sahip Çıkmamızı istiyor
Rabbim Tesetürümüzü Hakkıyla Taşıyanlardan eylesin bizleri..

Hepbirlikte;
Tebliğe ve Desteğe
Devam inşallah
 

Su-Eda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2009
Mesajlar
5,725
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
40
[
Sevgili Elif kardeşimiz.
İnşllah Adınızdaki ELİF gibi bu konudaki duruşunuzda dimdik olur.
Allah celle celalüh sizleri bu yolda hidayetine ve başarıya ulaştırdıklarından eylesin. amin.

Maşallah ne kadr güzel bir haber. hekes gibi bende yazmadan geçmek istemedim.
kim sevinmezki böyle güzel bir habere böyle güzel bir müjdeye
Meleklerin tebbessümü, Bu nuru kanları ve kılıçlarıyla bizlere ulaştıran ASHABIN tebessümü
Kanıyla ilk Onurlu Duruşu sergileyen Hz. Sümeyye Annemiz (r.a) in dökülen kanını ezmeyen bir bacımız kardeşimiz daha...
kimler sevinmezki Elif kardeşim.

Ne güzel bir yaş ne ONURLU bir duruş
Ne güzel bi telaş İman ile var oluş.

Hazreti ASiYE annemiz geldi aklıma. belki hepimiz okumuşuz hayatını
Ben ilahların da üstünüyüm diyen Firavunun karısı
Kafası Taşlarla ezilen Asiye
ferasetli ve cesur Âsiye,
Firavun'un kendisi gibi günün birinde zeval bulup yokluğa karışacak olan sarayında görünüşte görkemli, gerçekte ise zelil ve aşağılık bir müreffeh hayat sürdürmektense Allah Tealâ'nın indindekine rıza göstermeyi, kalıcı ve sonsuz olan ilâhî rızayı geçici ve iğrenç olan nefsânî rahata tercih etmeyi yeğ buldu.
Bu yolda her şeyi göze almış; canı pahasına da olsa Rabbine itaat yolunda zalim Firavun'a âsi olmaya azmetmişti…
Âsiye'yi inancından vazgeçiremeyeceğini anlayan Firavun, sonunda onun çarmıha gerilmesini emretti. Âsiye'yi çarmıha gerdikten sonra başını büyük bir taşla ezerek öldürdüler…
Âsiye'nin can verişi çok feci oldu…
Ne var ki, cellatlarının gözünün önünde işkenceyle can verirken Allah'a yalvarıyor, O'nu zikrediyordu. Kur'an-ı Kerim, onun işkence sırasındaki o dayanılmaz durumuna işaretle şöyle buyurur:

"Allah, imanı tam olanlara Firavun'un karısını örnek verir; hani o demişti ki: "Rabbim! Bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun ve işkencesinden ve onun zalimlerinin elinden kurtar!…"[tahrim suresi 11]

Allah celle celalüh sizleri her türlü sıkıntılardan korusun
Dua eder dua beklerim
selam ve dua ile

Esselamu aleyküm ve Rahmetullah
okurken yazınızı tekrar çok etkilendim ve duygulandım..
elif kardeşimiz gibi tesettür nuruyla nurlanan bu yolda çabalayan bütün kardeşlerimiz için tekrar güncellemek istedim
Rabbim sizden razı olsun değerli kardeşim
baki selam ve dualarımla..
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
Örtüm' Rabbim'in Emridir, Dara Çekseler AÇMAM ! Mekke'de ' S ü m e y y e ' yim Ben ! Ebu Cehil'den KAÇMAM...!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images


ÖRTÜNÜN MUSÎKİSİNİ DİNLEMEK


-Yahut Başörtüsü Yasakçılarının Ruhunu Okumak-



Gülçin Şenel



Örtü, Perde, Sır…
Mevlana Hazretleri der ki: “İnsan görmediği ve işitmediği ve anlamadığı şeyin tâlib ve âşığıdır; ve gece ve gündüz onu arar durur.” (1)
Bilinmeyenin peşinden koşarken insanlık, ne şiirler söylemiş, ne şarkılar bestelemiş, ne kıtalar fethetmiş. Yahut şöyle söylemeli; her peşinden koştuğumuz şey, başka birşeye perde olmuş. Bilinenler aracılığıyla, yani bedahetlerle, bilinmeyene köprü kurarken aklımız, elimizde sadece bir “bilinmeyen” ve “meçhul” olan kalmış. Üstad Necib Fazıl, "perdeler hep perdeler / perdeler heryerdeler" diye yazar nefis şiirinde. Kainattaki herşeyi sır perdesiyle örtülü gören Necib Fazıl, bize sırrın önünde aklımızın düğmelerini iliklemeyi öğretmiştir. "Sırra açık müphemlik" diye yazar Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu, "görünen şey görünmeyenin ifadesidir".
“Eski anatomistler, işitme sinirinin beynin derinlerinde üç yahut daha fazla yola ayrıldığından söz ederlerdi. Bu yüzden, kulağın üç farklı seviyede işitebilecek bir yapıda olduğunu tahmin ediyorlardı. Bir yolun yeryüzündeki dünyevî konuşmaları işittiği söylenirdi. İkinci bir yol öğrenmeyi ve sanatı anlıyordu. Üçüncü yol ise ruhun kendisi burada, yani yeryüzündeyken, yüce rehberliği işitebilsin ve bilgi alabilsin diye vardı.”
Örtünün musikîsini dinlemek de böyle birşey olsa gerek. Ruh kulaklarını açanlar, mücerret mânâda örtünün söylediklerini duyabilir ve kadının örtüsüyle terennüm ettiği musikîyi dinleyebilirler ancak; ebediyet şarkısını… En azından, Jungçu bir psikanalistin duyabildiği kadar:
“Peçe, bir Tanrıça’nın mukaddes yolculuğunda seyahat ederken, tanınmamak yahut niyetinden caydırılmamak istediğinde giydiği başlıca giysidir. Yunanistan’daki sayısız heykel ve kabartma Eleusinian ayinlerinde olgunlaşan kişinin peçeler giyip olgunlaşmanın bir sonraki adımını beklediğini göstermektedir. Bu peçe takmak neyin sembolüdür? Gizlemeyle kılık değiştirme arasındaki farka işaret eder. Bu sembol, mahremiyeti korumakla, içine kapanmakla, gizemli tabiatını açığa vurmamakla ilgilidir. Vahşi tabiatın erosunu ve mysterium’unu (sır!) korumakla ilgilidir.
Birşeyin üstüne peçe örtmek, onun etkisini yahut duygularını güçlendirir. Bu, dört bir yandaki kadınlar arasında iyi bilinir. Büyükannemin kullandığı bir deyiş vardı: “Tasa peçe takmak”. Bu, ekmeği kabartmak için bir tas yoğrulmuş hamur üstüne beyaz bir bez sermeyi anlatır. Ekmek için peçe ile psişe için peçe aynı amaca hizmet eder. İniş sırasında kadınların ruhlarında güçlü bir mayalanma olur. Güçlü bir fermantasyon süregider. Peçenin ardından bütün insanlar sis varlıkları gibi görünür; bütün olaylar, bütün nesneler bir şafaktaymış, bir düşteymiş gibi renklenir.
1960’larda kadınlar kendilerine saçlarıyla peçe örttüler. Yüzlerini peçelemenin bir yolu olarak, sanki dünya çok fazla yarılıp açılmış, çok fazla çıplakmış gibi, sanki saçları nazik benliklerini ayrı tutup koruyabilirmiş gibi saçlarını uzatıp ütülediler ve onu bir perde gibi taşıdılar. Peçelerle yapılan bir Ortadoğu dansı vardır ve elbette modern müslüman kadınlar da peçe takarlar. Doğu Avrupa’daki Babuşka (başörtüsü) ile Orta ve Güney Amerika’daki kadınların başlarına taktıkları trajes de peçenin yadigarlarıdır. Doğu Hindistan’daki kadınlar peçeyi tabiî bir parçalarıymış gibi giyerler, Afrikalı kadınlar da öyle.
Dünyayı gözümün önüne getirdiğimde, giyecek peçeleri olmayan modern kadınlar için bir parça içim burkuldu. Çünkü özgür bir kadın olmak ve peçeyi kendi isteğiyle kullanmak Gizemli Kadının gücünü elde tutmaktır. Bu şekilde peçelerle örtülü bir kadını seyretmek güçlü bir deneyimdir.
Peçeli olanın çarpıcı bir ilahîliği vardır. Öyle bir huşu esinler ki, karşısına çıkan herkes donakalır; onun görüntüsüne duydukları derin saygıyla o kadar çarpılırlar ki, onun yanından ayrılmaları gerekir. Masaldaki kız yolculuğuna çıkmak üzereyken peçe takmıştır, bu yüzden de dokunulmazdır. Kimse onun izni olmadan peçesini kaldırmaya cesaret edemez. İblis’in bütün işgalciliğine rağmen, birkez daha korunmuştur.” (2)
Kadını tabiate benzeten filozof da aynı düşünceyi dile getirir: “Tabiat kendini gizlemeyi sever.” Örtünün fikir ve hikmet planındaki binbir mânâ ve tecellisinden bahsetmek için, “hicab” kelimesindeki utanma-haya ve örtü-perde-sır mânâları bile yeter ki; Allah’ın kadının örtünmesini emretmesindeki bir hikmet de, işte bu mânâların tecellisi olsa gerek. O ki, güzel isimlerinden biri de El-Bâtın...
Dilerseniz Eflatun’a kadar seyahat edebilirsiniz örtünün mânâlarını okumak, kainattaki herşeyin görünen örtüsü altındaki görünmeyen mânâlarını “duyabilmek” için. Ama o kadar uzağa gitmeye gerek yok; Üstad Necib Fazıl ve Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun “başbaşa” sohbetlerine kulak vermek kâfi:
-“Mücerret mânâsıyla örtü ve perde, vardıkça varılacak olan ruh ve hakikatin kisvesidir; ve umumî mânâsıyla insandaki örtünme ve giyinme duygusu, kaba ihtiyaçtan öte, ruhumuzun ince yönüne hitâbeden bir hayâ mevzuu olarak o sırra bağlı!..”
-“Efendim, hayâ ve örtü…”
-“Hayâ; hicâb… Hic*âb; örtü… Hayâdan bahsederken bilmeli ki, o, bizzat örtü ve örtünmenin aynıdır; ve âlemde herşey örtü ve peçeye bürülüyken, insanda örtü sırrı ve örtünme sırrı öyle bir bedahet ki, kendisine aykırı oluşlar bile, tersinden onun hakikatini ve ona ihtiyacı delillendiriyor!..”
-“Efendim, aslında mücerret estetik gözüyle de mesele açık ama, Batıcılık adına…”
-“Anlaşılmıyor mu ki, diyeceğim ama, besbelli ki anlaşılmıyor işte… Bugün bütün dünyada, kaybedilmiş idealler ve onun neticesi ruhî nizâm buhranı yüzünden, ulvî mânâda insan hayatının varoluş gayesi üzerine düşünmenin yerini hiçlikte tutmayı ve yutulmayı mefkûreleştirmek, sadece ahmaklıktır; ve öyle bir ahmaklık ki, herşeyden önce örtü ve örtünmenin, nizâm sırrı ve sır nizâmı olduğunu bilmezler!.. oysa… Kelimenin kök delâletinde bile görünen odur ki, nizâm, “fikir” ve “güzel” demektir; ve fikir ve güzel, herşey gibi, hakikatin hakikati olarak İslâm nizâmında!”
-“Yani, başörtüsü, kadını fikirleştiren bir unsur, değil mi efendim?”
-“Örtü ve örtünmeyi, bir tecrit ve tecrit mevzuu olarak muhteşem muamma haysiyeti diye işaretledikten sonra, bütün bu mânâlara bir “alem” ve “remz” olan başörtüsünü, kadını fikirleştiren bir unsur olarak takdim etmekten daha tabiî ne olabilir?.. Ve derisi yüzülmüş cılk et ve bütün tılsım nahiyeleri galiz bir maddecik hâlinde, sadece gaseyan ettirmeye memur bir cifeden ibaret kadının, bir fikir ve tecrit mevzuu olan kadına nisbeti, bir bardak suyun okyanusa nisbetinden farksızdır!..”
-“Üstadım sizin o harikulade sözünüz: Mahfaza içinde mahfaza, perde ardında perde, binbir mefkûreleştirme vasıtasının sakladığı sonsuz bir kıymet gibi erkek ruhuna nakşedilmiş, çözülmesi gereken bir şifre, bir bilmece, bir sır olan kadın!”
-“Ya, ya, ya!.. Onu şöyle bir cümle ile bütünleyebilirsin: Öbür yanda da, bunu böylece idrak etmiş ve kadında kâinat muhasebesini hülâsalandırmış erkek ki, kadın gözünde mefkûreleştirilmesi gereken!.. Birbirinin şahsiyet aynasında kendini seyreden sahici insan cemiyetindeki şu nizâm şiirine bakın!.. Ve günün yırtık pırtık ve erkekten dönme kadınlarıyla, pestile dönmüş güdük ve kavruk kafalı erkeklerine!.. Bütün dava, o cemiyetle bu cemiyet arasında bir tercih meselesi!..” (3)
Başörtüsü ve Hürriyet
Salih Mirzabeyoğlu’nun Tilki Günlüğü isimli eserinden “başörtüsü” kelimesini takib edersek, “icaz”dan “hürriyet”e doğru bir yolculuğa çıkarız ki, başörtüsünün niçin İslâm’ın “hürriyet remzi” olduğunu, kâinatın dili-lûgatı da söyler bize:

“Tablo: Başörtüsü
İcaz... İcazet... İzin... Müsade... Şehâdetname... Diploma... “Olur!” demek... Destur vermek... Revâ görmek... İlmî ehliyet... Veciz bir tarzda... Kısa ifadelerle çok şey anlatmak hâlinde olan... Mucizeli olmak... Başkalarını acze düşürecek derecede olmak... Âciz bırakmak... Şaşırtmak... Hayran etmek... Mucize derecesinde düzgün söz söylemek... Güzel söz söylemekle insanların muktedir olamadıkları derece... Çok mânâya gelen kısa cümlenin hâli... Bilinen ve açık olan cümleden kısa bir cümle ile maksadı ifâde sanatı... Kabir... İstikbâl... Lisan... Her nesnenin dibi, kökü ve sonu... Küçük gömlek... Devenin göğsünde olan nişan ve alâmet... Hürriyet...” (4)

Bir Hatırlatma
Başörtüsünün önce üniversitelerde, sonra İmam Hatipler’de, sonra daha da genişleyerek “kamusal alan”da yasaklanışının tarihî geçmişi 1980’li yıllardan başlamaz. Yahut 1980’li yıllarda yapılan mücadele neticesinde serbest bırakılıp, 28 Şubat Kararları ile 1999’da yeniden yasaklanmasıyla da başlamaz. Bu yasak aslında “Kurtuluş Savaşı” sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin “kendini ifade etmek için” yasakladığı “kılık kıyafet devrimi” ile başlar. Kurtuluş Savaşı’nın şehid anaları, şehid zevceleri ve şehid kızları, bu yasakla işte o zaman yüzleşirler. Mustafa Kemal şöyle çizer hududları:
“Uygarım diyen ve gerçekten de öyle olan Türk halkı, başından aşağıya dış görünüşüyle dahi uygar ve gelişmiş olduğunu fiilen göstermek zorundadır. Bu yolda ilerlemek istemeyenleri, direnenleri KURBAN ETMEKTEN başka çare olmayacaktır.” (Nutuk’tan)
İlk kurbanları verir “Türk halkı”; İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Said, Esad Erbili ve daha nice isimsiz kahraman. İstiklal mahkemelerinde yargılanıp asılanlar, işte sözü edilen o “kurban”lardır.
Meseleyi açıkça görebilmek için bu hatırlatmayı lüzumlu görürüz. Çünkü Kubilay’ı hatırlatarak veya Menemen vakıasını yadederek, yüzümüze kanlı ellerini sallayıp tehditler savuranlar “başörtüsü yasağı”nın o zamanlardan, cumhuriyetin ilk yıllarından başladığını çok iyi biliyorlar.
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nde başbakan olan adamın başörtülü kızı, kendi ülkesinde okuyamıyorsa; eşi Çankaya Köşkü’ne alınmıyorsa, bu yasağın başka bir izahı var mıdır? Demokrasi mi? İnsan Hakkı mı? Din ve vicdan özgürlüğü mü?
Açıkça konuşalım öyleyse; başörtülü kızlar, üniversitede okuma hakları ellerinden alınmış “mağdur”lar değil, 80 yıllık bir “yasağın”, bir “düşmanlığın”, bir “kavganın”, “mağrur” direnişçileri ve kahramanlarıdır

Niçin Başörtüsü?
Gelgelelim, Türkiye’deki örtü düşmanlığı gözleri kör, kulakları sağır, düşünceleri donuk, kalpleri kara bir insanlık soytarısı biçiminde tezahür ettiğinden, hikmet planında söylediklerimizin onlara hitab etmediği açıktır. Çünkü onlar düşünmezler; onlar görmezler, onlar duymazlar, onlar ki, yaşamazlar... Onlara cevabımız anlayacakları dilden olacak elbette. Çünkü başörtüsü İslâm’ın “hürriyet sembolüdür” ve bu mânâda başörtüsü düşmanlığı yapmak İslâm’a ve müslümanlığa karşı alınmış bir tavırdır. İslâm tarihinde sayısız örneklerini bulabileceğiniz gibi “başörtüsü düşmanlığı” her zaman savaş sebebi olmuş; ardından bir fetih ve zafer gelmiştir.
Evet, müslüman kadının örtüsü semboldür. İnancımızın, düşünme ve yaşayış biçimimizin, nerede durduğumuzun sembolüdür. Kiminin kulağına ebediyet şarkısını söyler, kiminin kulağına “zafer türküsünü”, “fetih marşını”. Nerede durulduğu önemlidir; başörtüsü düşmanlığı yapanlar elbette “ebediyet şarkısını” duyacak kulaktan mahrumdur.

Müslüman kadın niçin mi örtünmektedir? Söyleyelim...
Biz, İlahî Kanun’la uyum içine girmek için, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan “insan”ın temsilcisi olma haysiyetini taşımak için örtünüyoruz, bu bir!
Biz, Allah Resulü’nün, Hayber’in fethinde Hz. Aişe’nin örtüsünden yaptığı “sancak-bayrak”ın, İslâm’ın “fetih ve zafer” sembolü olduğunun şuurunda olarak örtünüyoruz, bu iki!
Biz, Medine’de, müslüman kadının başörtüsüne hakaret eden yahudiyi bir kılıç darbesiyle yere seren yiğit sahabînin “şehadet”ine “şahidlik” etmek için örtünüyoruz, bu üç!
Biz, Maraş’ta müslüman kadının örtüsüne el uzatan Fransızları temizleyerek kurtuluş savaşını başlatan Sütçü İmam’ın “imân öfkesini” ve “vatan sevgisini”, vatan hainlerine her an hatırlatmak için örtünüyoruz, bu dört!
Daha sayalım mı niçin örtündüğümüzü, yoksa kifayet eder mi?
Fransa’daki başörtü yasağına gelince… “İnsan hakları ve özgürlüklerinin kısıtlanması” yahut “din ve vicdan hürriyeti” gibi laf kalabalığından öteye geçmeyen yorumların hepsini silen süpüren Oktay Sinanoğlu’nun altını çizdiği husus yeter:
“Tüm Batı ülkelerinde olduğu gibi, söylenmeyen asıl mesele, Fransızların genellikle koyu Hıristiyan olup Haçlı kafalı Müslümanlık düşmanlığının devam etmesi. (bakma sen “laiklik” edebiyatına).”
Ya ülkemizdeki “Haçlı kafalı” İslâm düşmanlarını ne yapmalı? Başörtüsü tartışmaları başlayınca, Kubilay’ı hatırlatarak müslümanlara gözdağı vermeye yeltenenler, önce Sütçü İmam’ın vatan sevgisini hatırlasınlar deriz.
Sahi vatana ihanetin bedeli çok mu ağırdır?
Dipnotlar

1- Mevlana, Fihi Ma Fih, İz Yay., İstanbul, s. 104
2- Clarissa P. Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar, Ayrıntı Yay., s. 490-491
3- Salih Mirzabeyoğlu, Necip Fazıl’la Başbaşa, İBDA Yay., 2 Basım, İstanbul, s. 333-334
4- Salih Mirzabeyoğlu, Tilki Günlüğü, İBDA Yay., İstanbul, c. 1, s. 31-32

 

_ilknur_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Nis 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
sa arkadaşlar, ben de kapandığımı söylemek istiyorum sizlere.RABBİM'e şükürler olsun kapandım.1.5ay oldu.inş. böyle de devam eder.

ovsss çook sevindim kardeşimmmmmm..... allah daim eylesin inşallah bizede nasip etsin allaha manet ol kardeşim.......:)
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için

daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?

En'am - 32
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Selam olsun Hak Habibine



Selam olsun Al ve Ashabına

selam olsun yolunda giden ve gideceklere
Selam Allah Celle Celaluhu rızası için
Hz.Muhammed (s.a.v.) TEBLİĞ ETTİĞİ

için Tesettüre bürünenlere..


SELAM OLSUN
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Sizi tesettüre bürünmeye davet ediyoruz!


Sizi tepeden tırnağa güzelce kapanmaya çağırıyoruz!



Vücut hatlarınızı belli etmeyecek bir şekilde giyinmeye,



Başörtülerinizi omuzlarınızın üzerine salıvermeye çağırıyoruz..



Çünkü ALLAH Teala böyle istiyor!



Sizi ta başlangıçta edep ve haya duygularıyla donatan,bu yüce duyguları fıtratınıza yerleştiren ALLAH istiyor..



Fıtratınıza yerleştirdiği hazinenin görkeminden haberdar olmanızı,o muhteşem hazineye sahip çıkmanızı istiyor!





Biliyor musunuz?Hz.Meryem sonradan kazandıklarıyla değil,sırf bu mevcud hazineyi koruduğundan dolayı bütün alemlere seçkin kılındı..


Sizleri utanma ve terbiye duygusuyla süsleyerek yeryüzüne gönderen ALLAH Azimüşşan şimdi sizden onları ortaya çıkarmanızı istiyor..

ALLAH örtünmemizi bizden ta ilk günden itibaren yeryüzüne ilk ayak basar basmaz istemiştir.Bunun böyle bilinmesini istiyoruz ve bu meselenin özellikle İslamda örtünme diye ele alınmaması gerektiğine inanıyoruz.Çünkü örtünme Muhammed as. ile başlamamış ALLAH Teala ilk günden itibaren örtünmeyi hayalı ve edepli olmayı emretmiş,daha sonra toplumlar ne zaman ki bu çizgiden ayrılmaya başlamış,gönderdiği rasullerle bu çağrıyı yenilenmiştir.





Bugün bizle beraber tüm dünya bilmektedir ki başlangıcından itibaren günümüze kadar müslüman bayanlar örtünmekle yükümlüdür.Bütün İslam mezhepleri şu konuda ittifak etmişlerdir:Müslüman kadının ellerinin ve yüzlerinin dışında kalan yerlerini yabancı erkeklere göstermeleri haramdır,vücut hatlarını belli edecek şekilde giyinmeleri haramdır,tenlerini gösterecek derecede ince giyinmeleri haramdır,giyim kuşamda kafirlere benzemeleri haramdır.



Bu konuyu bunu dışında başka bir şekilde anlamaktan hele pazarlık masasına yatırmaktan tartışmaktan ALLAH'a sığınırız.



Kadının güzelce örtünmesi ALLAH'ın yeryüzündeki çizgilerinden bir çizgi,işaretlerinden bir işaret,şiarlarından bir şiardır! Herşeyden önce yerine getirilmekte olan bu emir buna şahit olanlara derhal o emri vereni hatırlatır..Yine örtülü bir bayan hayvani şeytani ve nefsani çağrışım yapacak bütün görünümünü geri plana atmış olacağından,şeytani atmosferin yerini Rahmani bir atmosfer kaplayacaktır.



Rabbimiz Bizim İyiliğimizi İstiyor!



Sizin tesettüre bürünmenizde ALLAH Teala'nın bir çıkarı var mıdır?İyi biliniz ki şu anda yeryüzünde yaşayan milyarlarca bayan,istisnasız hepsi örtünse her biri birer insanlık abidesi olsa,birer Meryem olsa,Asiye olsa,Hatice olsa,Fatıma olsa milyarlarca bayan edep ve hayada birbirleriyle yarışa girseler..ALLAH yine aynı ALLAHtır.Onun büyüklüğüne yüceliğine en ufak katkıda bulunmuş olmazlar.Ve yine yeryüzünde ne kadar bayan varsa hepsi edepsizlik,fuhşiyat ve kötülük yarışına girseler akla hayale gelmeyecek ahlaksızlıkları yapsalar..ALLAH Azmüşşanın şanına en ufak bir zarar gelemez.Eğer ALLAH Teala bizim örtünmemizi istiyorsa,işin ahiret yönü bir tarafa tamamen bizim menfaatimiz,bizim iyiliğimiz,dünyevi mutluluk ve huzurumuz için istemektedir.



Hem ALLAH değil midir insanlardan bir şey istemeye emretmeye en çok hak sahibi olan..Onları yaratan,yaşatan değil midir?Şu hususu aklınızdan hiç çıkarmayınız ki,ALLAH'a kulluktan kaçınanlar,kesinlikle şu anda birilerinin bir yerlerin kuludurlar!Varsın onlar özgür olduklarını,özgürce yaşadıklarını,özgürce bir tercihte bulunduklarını zannederek kendi kendilerini avutsunlar! İyice düşündüklerinde göreceklerdir ki örtüsüz olarak sürdürdükleri bu yaşantıyla birilerinin çağrısına uymaktadırlar,birilerini memnun etmektedirler.Bu birileri onların nefisleridir,şeytani duygularıdır,içinde yaşadığı toplumdur,modadır,başkalarının beğenisidir,başkalarının dışlama korkusudur,bir takım güç odaklarıdır,paradır,diplomadır,iştir,makamdır..



''Seçilin ayrılın şöyle ey mücrimler!Ey Ademoğulları!Size şeytana kulluk etmeyin,çünkü o apaçık düşmanınızdır.Bana kulluk edin.Dosdoğru yol budur,diye and vermedim mi?''



Şeytana ibadet etmek nitelemesi gerçekten çok acı bir niteleme.Birilerine ağır gelebilir kabullenmeyebilirler.Fakat şeytanın çağrısına uyup hayatını ona göre şekillendirenleri ALLAH böyle niteliyor.



Evet anlamak isteyen için bir konu ancak bu kadar berrak olur hak ve batıl birbirinden ancak bu kadar ayrılır.Örtünmenin ALLAH'ın emri olduğu,hem de ilk ve çok önemli emri olduğunu,örtüsüzlüğün de şeytanın bir emri ve çağrısı olduğu konusunda acaba bir tereddüdünüz var mı?



Şu anda örtüsüzlüğe hangi gözle bakıyorsunuz?




Önce şu noktayı iyi tesbit edelim;örtüsüzlük bir hata değildir,bir anlık günah değildir,bir an için yapılan gıybet,öfkeyle işlenilen bir günah değildir.Kısacası ALLAH'ın yasakladığı haram olan ne varsa ara sıra işlenenlere benzemez.



Örtüsüzlük bir hayat tarzı,yaşam biçimidir.



Örtüsüzlük bir düşüncenin,bir felsefenin yaşama geçirilmiş halidir.



Verilmiş bir kararın düşünülerek varılmış bir kararın uygulanmaya konulmasıdır,bilinçli bir tercihtir.Örtüsüzlük başka bir yoldur,başka yolda seyretmektir.



Dahası örtüsüz hayat tarzı bir bütündür birazını alıp birazını bırakma imkanınız yok gibidir.



Bugün yeryüzüne egemen olan örtüsüzlüğün öne çıktığı,kadın vücudunun sergilendiği yaşama biçimi ne Musevi ne İsevi ne İslami kaynaklıdır.Vahye kapalı,ALLAH ile ilişkisi olmayan ,seküler,dinsiz bir hayat tarzıdır.Onlar istedikleri kadar güzel isim verseler de kendilerine cahili toplumlardır.Bu cahili toplumların ve küfür düzenlerinin hepsinin ortak bariz özellikleri,egemenliklerinin çıplaklık ve ahlaksızlık üzerine kurulmuş olmasıdır.En büyük sermayeleri budur.Siz bunları onların elinden alırsanız sistemlerinden geriye hiçbir şey kalmaz.Bundandır ki hayanın simgesi örtüye aşırı bir nefret duyarlar.Ticaretleri,edebiyatları,sanatları,medyal arı kısaca herşeyleri..



Durum böyle olunca elbette böylesi toplumların en amansız düşmanları tesettüre olacaktır,edebe utanma duygusuna,nikaha,temiz aile hayatına olacaktır.



Bütün bunlardan sonra sizi şimdi hemen şimdi örtünmeye çağırıyoruz!



Sizi hem örtünmeye çağırıyoruz,hemde örtündüğünüz takdirde karşınıza kimlerin dikileceğini nelerle karşı karşıya kalacağınızı baştan haber veriyoruz!



Örtünmenin hiçbir maddi getirisi olmadığı bir günde davet ediyoruz!



Öyle her türlü kapının açılmadığı günde ediyoruz!



Yıılarca hayalini kurup sonunda güçlükle ulaştığınız okulunuzdan,kariyerinizden olabileceğinizi hatırlatıyor bunu bile bile davet ediyoruz!



Evden dışarı çıktığınızda belki birileri alay edecekler,dudak büküp eğlenecekler..Hem bütün bunları baştan söylüyor hemde çağırıyoruz!



ALLAH Teala'nın tabiriyle ''karanlıklardan nura doğru'' yolculuğa çıkıyorsunuz..Elbette bütün bunlarla karşılaşacaksınız.Cennetin muhakkak bir bedeli olacak ve siz bunu ödeyeceksiniz..



ALLAH Rasulunun müminlere biat verirken söylediği sözleri hatırlayın.''Kınayanların kınamalarından korkmayacaksınız''...



Örtünün ve bundan sonra ki kınamalara hazır olun hatta dil uzatmıyorlarsa şaşırın.Ve güzellikle tebessüm edin.Kazanan sizsiniz!!



Belki de bunların hiçbiri olmayacak hatta..



Zamana ve mekana göre insanların örtünmeye karşı tavrı değişik olabilir.Belki birçokları sevinecek,tebrik edecek,gıpta edecek,özenip o da örtüncek..Olumlu veya olumsuz sizi bu durumlardan hangisi bekliyorsa beklesin önemli değil yükümlü olduğunuz örtünmeye davet var...!



Çünkü siz ALLAH'ı hatırlayacaksınız.



Haydi kalkın ve güzelce örtünün..Evet şimdi kalkın ALLAH için güzelce örtünün,bol bir elbiseyle vücudunuzu kapatın,başınızı mükemmelce örtün,sonra aynanın karşısına geçin ve seyredin..Şuan bu yazıyı okumayı kesin ve yapın bunu.Şu anda karşınızda duran bambaşka biri öyle değil mi?



Öncekiyle alakası olmayan başka bir dünya insanı değil mi?



Bırakın başkalarını şu an siz kendi kendinize ALLAH'ı hatırlatmıyor musunuz?Hatta iyice bakın etrafa odanızın atmosferi değişti değil mi?Çünkü şu anda orda melekler var,dilinizde ALLAH olduğu müddetçe,ALLAH'ı hesaba katma,ALLAHı dikkate alma düşüncesi olduğu müddetçe onlar sizinle olacak.Herşeyden önce siz şu ana kadar size bakan gözlere dişiliğinizi,cinselliğinizi,dış görüntünüzü sunuyordunuz,sizinle karşılaşanlar ister istemez bunlarla karşılaşıyordu.Şimdiyse cesedinizi perde ardına çektiniz ruhunuzu sundunuz.O ALLAHın üflediği ruhunuz..



Şöyle bir kendinizi yoklayın bir emri yerine getirdiniz ve neler değişti.İnsani,melekut alemine ait duygularınız ön plana çıktı değil mi?Öyle ya bastırılan bu erdemleri kendiniz bile görememiştiniz.



Siz şu anda ALLAHı hatırlatan bir işaretsiniz.Muhatap olduğunuz herkesi İslama çağırıyorsunuz,hiç konuşmadığınız halde.Ne yazık ki sizinle muhatap olan bir takım zavallı nasipsizlerin kalplerinde ki marazları artacak,dertleri depreşecek.İç dünyalarında savaş başlayacak,kimisi sözleriyle kimisi gözleriyle sataşacak,güçleri neye yetiyorsa onu yapacaklar.



Ama siz ALLAH'ın yakınlığını,sıcaklığını,muhabbetini kazanacak ve bunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz,,özel olmanın ayrıcalıklı olmanın tadına varacaksınız..



Şu noktayı da unutmayın ki herşeye rağmen bu toplumun önemli bir kesiminden ciddi bir saygı göreceksiniz.Sizi ciddiye alacak güven duyacak,sizi toplumu ayakta tutan direkler olarak görecekler..Kaliteli insanlar tarafından sevilecek boş manasız anlamsız hayat yaşayanlardan sıyrılacaksınız.



Ve siz bu arada sayısız kötülükten kurtulmuş olacaksınız,rahatsız edici bakışlardan,çirkin sözlerden uzak ve emin bir hayatınız olacak..

Ve birgün o çok da sevmediğiniz dünyadan ayrılma vakti gelecek..Onu tercih ettiniz bütün kavşaklarınız da..ve şimdi Ona gidiyorsunuz.Siz zannediyor musunuz ki,böylesi bir deönemde örtünme mücadelesiyle ömür geçirenlere ALLAH Teala kıyamet günü sadece emirlerinden birini yerine getirme sevabı verecek?





Size öyle bir amel defteri verilecek ki..!



Şaşıracaksınız belki de..ALLAH'ım bu defter benim değildir bunda ALLAH yolunda savaştığım yazılı ,kurşunlandığım yazılı,yıllarca durmadan tebliğ yaptığım yazılı..Bu benim olamaz diyeceksiniz.Size denilecek ki yanlışlık yok gençliğinizin en güzel dönemlerinde her pislik sizi kuşatıp kendine çekerken siz ALLAH'ı tercih ettiniz,sabrettiniz,mazlumdunuz.. ALLAH'ın bunları unutacağını ve karşılıksız bırakacağını mı sandınız?...

Akla hayale getiremediğiniz ebedi bir saadet yurdu sizin olacak..






____

Açılıp saçılarak varlığınızı ispat etmenin dışında yolunuz yokmu?Öne çıkaracağınız şahsiyetiniz karakterinize ait donanımlarınız yok mu?

____
Yaşlanınca örtünürüm mü diyorsunuz?
Hatta siz düşünmeseniz bile etrafınızda ki kodamanlar atılacaktır. Gençliğini yaşa ne alemi var bu yaşta öcü olmanın?diye.Genç bayanlara sesleniyoruz,sizi açılmaya sevkeden bu yaşlılara acıyın onlar acınacak durumdadırlar.
____
Peki siz cehennemin henüz teori aşamasında olduğunu ALLAHın birgün bundan vazgeçeceğini mi düşünüyorsunuz?Uygulamayacağı cezayla korkutan bir baba gibi mi tasavvur ediyosunuz?(HAŞA)Cehennemi bir blöf mü sanıyorsunuz?
____
Kendi kendimizi kandırmayalım.Örtüsüz hayat tarzı bütündür.Başınızı açmışsanız aşağısı ona uymak zorundadır.Siz hiç başı açık ama topuklara kadar elbiseli giyim tarzı gördünüz mü?

____






____

Bu vatan sizindir!





Bu vatanın gerçke sahipleri siz örtülülersiniz.Bin yıldan bu tarafa bu topraklar için ölen insanların ne uğruna can verdikleri bilinmektedir.Sığıntı olan yabancı olan bu mübarek coğrafyaya asla yakışmayan örtü düşmanlarıdır,edep düşmanlarıdır.





Ve soruyoruz siz kimsiniz?
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Kadının güzelce örtünmesi ALLAH'ın yeryüzündeki çizgilerinden bir çizgi,işaretlerinden bir işaret,şiarlarından bir şiardır! Herşeyden önce yerine getirilmekte olan bu emir buna şahit olanlara derhal o emri vereni hatırlatır..Yine örtülü bir bayan hayvani şeytani ve nefsani çağrışım yapacak bütün görünümünü geri plana atmış olacağından,şeytani atmosferin yerini Rahmani bir atmosfer kaplayacaktır.
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Girlwithscarf7.jpg


Rabbimiz Fıtratımıza Yerleştirdiği Hazinenin
Görkeminden Haberdar Olmamızı
O muhteşem hazineye Sahip Çıkmamızı istiyor
Rabbim Tesetürümüzü Hakkıyla Taşıyanlardan eylesin bizleri..

Hepbirlikte;
Tebliğe ve Desteğe
Devam inşallah

amiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Bırakın başkalarını şu an siz kendi kendinize ALLAH'ı hatırlatmıyor musunuz?Hatta iyice bakın etrafa odanızın atmosferi değişti değil mi?Çünkü şu anda orda melekler var,dilinizde ALLAH olduğu müddetçe,ALLAH'ı hesaba katma,ALLAHı dikkate alma düşüncesi olduğu müddetçe onlar sizinle olacak.Herşeyden önce siz şu ana kadar size bakan gözlere dişiliğinizi,cinselliğinizi,dış görüntünüzü sunuyordunuz,sizinle karşılaşanlar ister istemez bunlarla karşılaşıyordu.Şimdiyse cesedinizi perde ardına çektiniz ruhunuzu sundunuz.O ALLAHın üflediği ruhunuz..



Şöyle bir kendinizi yoklayın bir emri yerine getirdiniz ve neler değişti.İnsani,melekut alemine ait duygularınız ön plana çıktı değil mi?Öyle ya bastırılan bu erdemleri kendiniz bile görememiştiniz.



Siz şu anda ALLAH ı hatırlatan bir işaretsiniz.Muhatap olduğunuz herkesi İslama çağırıyorsunuz,hiç konuşmadığınız halde.Ne yazık ki sizinle muhatap olan bir takım zavallı nasipsizlerin kalplerinde ki marazları artacak,dertleri depreşecek.İç dünyalarında savaş başlayacak,kimisi sözleriyle kimisi gözleriyle sataşacak,güçleri neye yetiyorsa onu yapacaklar.



Ama siz ALLAH'ın yakınlığını,sıcaklığını,muhabbetini kazanacak ve bunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz,özel olmanın ayrıcalıklı olmanın tadına varacaksınız..
 
G

Goldenrose

Kardeşlerim eskiden içimde bir istek vardı, sadece yapmaya çalışıyordum. Ama şimdi o istekte kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dualarınızı bekliyorum.
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Kardeşlerim eskiden içimde bir istek vardı, sadece yapmaya çalışıyordum. Ama şimdi o istekte kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dualarınızı bekliyorum.

Es selamu aleyküm kardeşim. Rabbim yar ve yardımcın olsun.. Dualarımız sizlerle inşaallah..
 

Sevdalinka_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Mar 2011
Mesajlar
61
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Kardeşlerim eskiden içimde bir istek vardı, sadece yapmaya çalışıyordum. Ama şimdi o istekte kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dualarınızı bekliyorum.

dualarım seninle sevgili kardeşim düşün o huzuru o mutluluğu ve en önemlisi sana bunca nimeti veren Allah'ın emrini . . .
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kardeşlerim eskiden içimde bir istek vardı, sadece yapmaya çalışıyordum. Ama şimdi o istekte kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dualarınızı bekliyorum.
images

O VAR!..

Her defa haberi taze bir müjde;
O var!
Her defasında, geç, gafletten vecde;
O var!
Ne sen varsın, ne ben, ne yâr, ne kimse;
O var!
Bütün sevdiklerin elden gittiyse;
O var!
Kalacak kim var ki, dost tomarından?
O var!
Sana daha yakın şah damarından;
O var!
Arama, bir ilaç yok eczahanede!
O var!
Gayede, sebepte ve bahanede;
O var!
Sevdiğini ebed boyu tutan dinç;
O var!
Ölümsüzlük şevki, ilâhî sevinç;
O var!
Yıkılmaz dayanak, kırılmaz destek;
O var!
Tekten de tek, bir tek, tek başına tek;
O var!
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
Selam olsun Hak Habibine



Selam olsun Al ve Ashabına

selam olsun yolunda giden ve gideceklere
Selam Allah Celle Celaluhu rızası için
Hz.Muhammed (s.a.v.) TEBLİĞ ETTİĞİ

için Tesettüre bürünenlere..


SELAM OLSUN
 

_ilknur_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Nis 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Kardeşlerim eskiden içimde bir istek vardı, sadece yapmaya çalışıyordum. Ama şimdi o istekte kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dualarınızı bekliyorum.

bitanemm niiye böyle oldu yaa:( :( :( bol bol tesettürün önemi ile ilgili kitap oku tamam mı? yardımcı olurr :( hadis oku ayet oku gerçekten çok yardımcı oluyor... ya gerçekten çok üzüldüm .....alahh yardım etsin canım dua adicem sanaaa:(
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
bütün elbiseleri gördüm; iffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim...! Hz.ömer
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Kendini ALLAH'a Celle Celaluhu teslim etmekten gayri önemli olan ne var?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt