kalpdenkalbe mesajlar(allah beni affeder)
kalpdenkalbe mesajlar(allah beni affeder)
Adamın biri Şuayb Aleyhisselâm'a:
“Allah benim birçok günahımı ve hatamı gördüğü hâlde beni lütuf ve keremiyle cezalandırmıyor.” dedi.
Allahu Teâlâ Şuayb'a şöyle vahyetti:
“O kulum, ben bu kadar günah işledim de, Allah beni keremiyle cezalandırmıyor, diyor. Ona söyle ki: Ey doğru yolu bırakarak, yanlışa yönelmiş adam! Sen tersini söylüyorsun. Allah seni öylesine imtihan ediyor ve cezalandırıyor ki, senin günahtan kararmış simsiyah kalbin ve günahların etkisiyle zincirler içindeki bedenin bunu fark edemiyor. Fakat yine de benden ümidini kesmesin. Bana sığınsın, bana dönsün.”
Şuayb Aleyhisselâm Allah'ın kendisine bildirdiği sözleri “Allah beni cezalandırmıyor” diyen kimseye söyleyince, o günahkâr kimsede güzel tesir bıraktı. Adam, Şuayb Aleyhisselâm'a sordu:
“Eğer beni cezalandırıyorsa, hani belirtisi?”
Şuayb Aleyhisselâm:
“Ya Rabbi! O adam bu söze karşı savunmada bulunuyor ve senin verdiğin cezayı bilmek istiyor.” diye dua etti.
Cenab-ı Hak şöyle buyurdu:
“Ben settârım, örtücüyüm. Fakat işaretle söyleyebilirim. Onu beğenmediğimin işareti: O itaat ettiğini sanıyor, oruç tutuyor, namaz kılıyor; fakat namazdan, zekâttan ve başka ibadetlerin hiçbirinden zerre kadar zevk almıyor. Faziletli ibadetlerde ve amellerde bulunuyor; fakat zerre kadar mutluluk duymuyor. İtaatlerin mahsul vermesi için kalpte manevî bir zevk lâzımdır.” (Mesnevi)
Öğütler
* “Allah affeder” diyerek, günahta ısrar edenler en büyük yanlış içindedirler.
* Demir paslandığı gibi kalpler de kararır. Kul bir günah işlediğinde kalpte siyah bir leke oluşur. Tevbe ederse bu leke silinir. Günahına devam eder ve tevbe etmezse, nihayet o siyah noktalar, kalbi simsiyah eder.
* İbadetin ruhu, özü, ibadetten zevk almaktır. Eğer ibdetten zevk alınmıyor ise, Allah'ın beğenmediğini anlayıp, hemen tevbe etmelidir.
DUAMIZ
Ey istemediği şeye mâni olan, tecavüzleri durduran, hudud koyan Mâni,
Ey belâları, musibetleri, zararları, mânileri, düşmanları, defeden Dâfi,
Ey faydalı şeyleri yaratan, her şeye çok menfaatlar, iyilikler takan Nâfi,
Ey her sesi duyan ve sedayı işiten Sâmi,
Ey her şeyin maddî ve manevî yükselmesi elinde bulunan Râfi,
Ey her şeyi yaratan, her şeyde âsar-ı sanatı görünen Sâni,
Ey dilediği kullarına taraf çıkan, hak ettikleri cezayı affeden Şâfi,
Ey irade ettiği maddî-manevî her şeyi ve her zıddı mümanaatsız bir araya toplayan Câmi,
Ey esmâ ve sıfat ve şuûnâtıyla her şeyi ihata eden, hiçbir şey icraatı dışında kalmayan Vâsi,
Ey dilediği maddî ve manevî her şeye vüs'at veren genişleten Mûsi,
Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilah yok ki bize imdad etsin. El'aman el'aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar.