EHL-İ SÜNNETİN KADER İNANCI
İman esaslarından biri de kadere imandır.Peki biz kadere ne şekilde inanıyoruz.
Gelin bunu anlamak için kelam mezhepleri olan Mutezile, Cebriye ve Ehl-i Sünnet'in kader konusundaki fikri tartışmalarını dinleyelim.
Mesela bir adam bir adamı silahla ateş ederek öldürdü.
Bu durumda MUTEZİLE MEZHEBİ şöyle der:O ölü ,katil ateş ettiği için öldü ,etmeseydi ölmeyecekti
CEBRİYE MEZHEBİ şöyle der: Her şey kaderledir.O ölünün eceli gelmişti katil ateş etmeseydi de ölecekti.
EHL-İ SÜNNET MEZHEBİ der ki:Evet ateş ettiği için öldü ateş etmeseydi nolacaktı orasını biz bilemeyiz orasını Allah bilir.Ateş etmeseydi ölebilirdi de ölmeyebilirdi de.
EHL-İ SÜNNET'İN DAVASI NİÇİN HAK MUTEZİLE'NİN VE CEBRİYE'NİN DAVALARI NİÇİN BATIL
MUTEZİLE'NİN görüşünü esas aldığımız takdirde Allah'ın yaratma sıfatını inkar ederiz. Çünkü Mutezile Mezhebine göre bir olayın meydana gelmesi için sebebin meydana gelmesi yeterlidir.Allah'ın yaratmasına haşa ihtiyaç yoktur.bu durumda kainatta yaratılan her şeyi :sebeblerin yarattığına inanmak zorunda kalırız. Halbuki hakikatte sebebleri yerine getirmek o fiilin meydana gelmesi için yeterli değildir.Mesela Asr-ı saadette Ebu Cehil Peygamber Efendimşize taşı vurmak için kaldırıyor ama vuramıyor.O sebebleri yerine getiriyor ama Allah'ın iradesi taalluk etmediği için o fiil meydana gelmiyor.
CEBRİYE'NİN görüşünü esas alırsak o zaman madem insanın elinde seçme şansı yoktur.o vakit insan fiilinden sorumlu değildir bu takdirde ne katil cezayı ne de kafir cehennemi hak eder.Halbuki insanın elinde cüzi irade vardır.İnsan cüzi iradesiyle yolunu seçer Allahta kulli iradesiyle o kulunun seçtiği yolu yaratır.Mesela kul camiye gitmek ister niyetlenir Allah ta ona camiye gitme yolunu yaratır. kul meyhaneye gitmek ister Allahta ona meyhaneye gitme yolunu yaratır.Yani kulun Cebriyenin dediği gibi yolunu seçme şansı elinden alınmamıştır.
EHL-İ SÜNNET'İN görüşünü esas alırsak evet ölü katil ateş ettiği için öldü der dolayısıyla katilin sorumluluktan kaçmasını engeller ama öldürme fiilinin yaratılmasını bütün bütün kula vererek Allah'ın yaratma sıfatını inkar etmez. kul cüzi iradesiyle ateş etmekle etmemek arasındaki tercihinde ateş etmeyi tercih etti Allahta ona ateş etmenin yolunu yarattı.Kulun ateş etmek kendi tercihi olduğı için cezayı hak etti.Ama ehl-i sünnet bütün fiilleri yaratan Allah'tır kulun yaratma gücü yoktur
der çünkü bazen sebebler yerine getirilse bile fiil yerine gelmez der ve bu durum fiili yaratanın Allah olduğunu ispat eder der.
MUTEZİLE'DEKİ VE CEBRİYE'DEKİ HAKİKAT TANELERİ
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle: Her bir batıl mezhebte bir hakikat noktası bulunur.Ve o batıl mezheb o hakikat noktasının arkasına takılıp oradan batıla gider.
Mesela Mutezile Mezhebi Allah'ın her fiil için bir sebep yaratması hakikatinden hareket ederek Allah'ın yaratma sıfatını inkar etmiştir.
Cebriye mezhebide Her şey kaderledir hakikatinden hareket ederek kula verilen cüzi iradeyi inkar etmişler.
BİZ EHL-İ SÜNNET MÜSLÜMANLARI OLARAK HEPİMİZ;
GEÇMİŞ ZAMANIMIZA CEBRİYE'NİN dediği gibi bakmalıyız.Adeta sebeplerin hiç hükmü yokmuş gibi.Çünkü o zaman geçmiştir ve değiştirmek için elimizde bir şey yoktur Yani Cebriye'nin dediği gibi geçmiş zaman hakkında sebeblerin hiç bir tesiri yoktur.
GELECEK HAYATIMIZA ise MUTEZİLE'NİN dediği gibi bakmalıyız.Yani haşa Allah yaratmıyor da fiilleri sebepler yaratıyormuşçasına sebebleri yerine getirmeliyiz.
HAZIR ZAMANIMIZA İSE EHL-İ SÜNNETİN dediği gibi bakmalıyız yani sebebleri yerine getirmeliyiz ama neticeyi Allah'tan bilmeliyiz.
CÜZİ İRADE:Kulun günahı ya da sevabı seçmesi ,istemesi
KÜLLİ İRADE:Kulun seçtiği yola göre Allah'ın o yolu ,o fiili yaratması
Kul içki içmek ister Allah(dilerse) o kuluna içki içme yolunu açar, fiilini yaratır o kul içki içer.Kul namaz kılmak ister Allah (dilerse) o kula namaz kılma yolunu açar fiili yaratır o kul namaz kılar.
İman esaslarından biri de kadere imandır.Peki biz kadere ne şekilde inanıyoruz.
Gelin bunu anlamak için kelam mezhepleri olan Mutezile, Cebriye ve Ehl-i Sünnet'in kader konusundaki fikri tartışmalarını dinleyelim.
Mesela bir adam bir adamı silahla ateş ederek öldürdü.
Bu durumda MUTEZİLE MEZHEBİ şöyle der:O ölü ,katil ateş ettiği için öldü ,etmeseydi ölmeyecekti
CEBRİYE MEZHEBİ şöyle der: Her şey kaderledir.O ölünün eceli gelmişti katil ateş etmeseydi de ölecekti.
EHL-İ SÜNNET MEZHEBİ der ki:Evet ateş ettiği için öldü ateş etmeseydi nolacaktı orasını biz bilemeyiz orasını Allah bilir.Ateş etmeseydi ölebilirdi de ölmeyebilirdi de.
EHL-İ SÜNNET'İN DAVASI NİÇİN HAK MUTEZİLE'NİN VE CEBRİYE'NİN DAVALARI NİÇİN BATIL
MUTEZİLE'NİN görüşünü esas aldığımız takdirde Allah'ın yaratma sıfatını inkar ederiz. Çünkü Mutezile Mezhebine göre bir olayın meydana gelmesi için sebebin meydana gelmesi yeterlidir.Allah'ın yaratmasına haşa ihtiyaç yoktur.bu durumda kainatta yaratılan her şeyi :sebeblerin yarattığına inanmak zorunda kalırız. Halbuki hakikatte sebebleri yerine getirmek o fiilin meydana gelmesi için yeterli değildir.Mesela Asr-ı saadette Ebu Cehil Peygamber Efendimşize taşı vurmak için kaldırıyor ama vuramıyor.O sebebleri yerine getiriyor ama Allah'ın iradesi taalluk etmediği için o fiil meydana gelmiyor.
CEBRİYE'NİN görüşünü esas alırsak o zaman madem insanın elinde seçme şansı yoktur.o vakit insan fiilinden sorumlu değildir bu takdirde ne katil cezayı ne de kafir cehennemi hak eder.Halbuki insanın elinde cüzi irade vardır.İnsan cüzi iradesiyle yolunu seçer Allahta kulli iradesiyle o kulunun seçtiği yolu yaratır.Mesela kul camiye gitmek ister niyetlenir Allah ta ona camiye gitme yolunu yaratır. kul meyhaneye gitmek ister Allahta ona meyhaneye gitme yolunu yaratır.Yani kulun Cebriyenin dediği gibi yolunu seçme şansı elinden alınmamıştır.
EHL-İ SÜNNET'İN görüşünü esas alırsak evet ölü katil ateş ettiği için öldü der dolayısıyla katilin sorumluluktan kaçmasını engeller ama öldürme fiilinin yaratılmasını bütün bütün kula vererek Allah'ın yaratma sıfatını inkar etmez. kul cüzi iradesiyle ateş etmekle etmemek arasındaki tercihinde ateş etmeyi tercih etti Allahta ona ateş etmenin yolunu yarattı.Kulun ateş etmek kendi tercihi olduğı için cezayı hak etti.Ama ehl-i sünnet bütün fiilleri yaratan Allah'tır kulun yaratma gücü yoktur
der çünkü bazen sebebler yerine getirilse bile fiil yerine gelmez der ve bu durum fiili yaratanın Allah olduğunu ispat eder der.
MUTEZİLE'DEKİ VE CEBRİYE'DEKİ HAKİKAT TANELERİ
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle: Her bir batıl mezhebte bir hakikat noktası bulunur.Ve o batıl mezheb o hakikat noktasının arkasına takılıp oradan batıla gider.
Mesela Mutezile Mezhebi Allah'ın her fiil için bir sebep yaratması hakikatinden hareket ederek Allah'ın yaratma sıfatını inkar etmiştir.
Cebriye mezhebide Her şey kaderledir hakikatinden hareket ederek kula verilen cüzi iradeyi inkar etmişler.
BİZ EHL-İ SÜNNET MÜSLÜMANLARI OLARAK HEPİMİZ;
GEÇMİŞ ZAMANIMIZA CEBRİYE'NİN dediği gibi bakmalıyız.Adeta sebeplerin hiç hükmü yokmuş gibi.Çünkü o zaman geçmiştir ve değiştirmek için elimizde bir şey yoktur Yani Cebriye'nin dediği gibi geçmiş zaman hakkında sebeblerin hiç bir tesiri yoktur.
GELECEK HAYATIMIZA ise MUTEZİLE'NİN dediği gibi bakmalıyız.Yani haşa Allah yaratmıyor da fiilleri sebepler yaratıyormuşçasına sebebleri yerine getirmeliyiz.
HAZIR ZAMANIMIZA İSE EHL-İ SÜNNETİN dediği gibi bakmalıyız yani sebebleri yerine getirmeliyiz ama neticeyi Allah'tan bilmeliyiz.
CÜZİ İRADE:Kulun günahı ya da sevabı seçmesi ,istemesi
KÜLLİ İRADE:Kulun seçtiği yola göre Allah'ın o yolu ,o fiili yaratması
Kul içki içmek ister Allah(dilerse) o kuluna içki içme yolunu açar, fiilini yaratır o kul içki içer.Kul namaz kılmak ister Allah (dilerse) o kula namaz kılma yolunu açar fiili yaratır o kul namaz kılar.