Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Ilımlı İslam" Fravuni Bir İstemdir (2 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Rabbim sizdende razı ola değerli abimiz.Günümüzü,günümüz hükümetini anlatır nitelikte bir yazı vesselam.İslamı yıkamadıkları için içini boşaltıp kendi istedikleri gibi şekillendirmeye çalışıyorlar.Bu açıkça bellidir.Taviz vermeyi bir savaş stratejisi bildik.Savaşta 2yüzlülük olurya....Ilımlı islam projesiyle uyutulmuş halkımızın suları satılığa çıktı....(istanbuldaki su formunu hatırlayalım)Ehli sünneti yıkmaya çalışıyorlar...Buda bir sınav rabbim bizleri hak yoldan şaşırtmasın Allaha emanet olunuz

Allahcc yar ve yardımcınız olsun kardeşimiz.
Allahcce emanet olasınız.
BESMELE.SELAM.DUA.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
KELÂM-I KADÎM’İ TAHRÎF, TAĞYÎR VE SANSÜR EDEREK, ALLÂH’IN DÎNİNİ ILIMLI KILMA (SULANDIRMA) DENÂETİ, LAÎN “YEHÛD-HAÇLI” VE “HOŞGÖRÜ-DİYALOGÇU” CİBİLLETSİZLİĞİDİR...



Ahyed Hâlidî Selîmhânoğlu
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Ilımlı İslâm, Ilımlı Müslüman...
26 Şubat 2010
M.Şevket Eygi
ILIMLI_islam.jpg

Ilımlı İslâm diyorlar, tarifini yapmıyorlar. Sanırım onların ılımlı İslâm'dan anladıkları şu: Gerçek İslâm'da din ve dünya ayrı değildir. Onlar Batı'da olduğu gibi dünyadan (ve arada siyasetten) elini eteğini çekmiş, seküler eksik bir İslâm istiyorlar.
Batı medeniyetini kabul etmiş, kendi medeniyetinden kopmuş bir İslâm istiyorlar.
İslâm'ın kendi değerlerine ters düşen, onlarla uyuşmayan değerlerinden vaz geçmesini istiyorlar.
Avrupa'da Hıristiyanlık din olarak hemen hemen çökmüştür, ism ve resmden ibaret kalmıştır. ABD'de bin çeşit kilise (mezhep, tarikat) vardır. Bunların Hıristiyanlığı bir tür hümanizma, ideoloji haline gelmiştir. Onlar Müslümanların da, kendilerini taklid ederek İslâm'ı bu şekilde ılımlı hale getirmelerini istiyorlar.
Emperyalist kolonyalist Batılılar Müslümanları ikiye ayırırlardı:İyi Müslümanlar, kötü Müslümanlar.
Onların "İyi Müslümanları" sömürge idaresini kabul eder, Batılılaşır, cihad ruhunu terk eder, kendi halkına sözde medeniyet getiren sömürge idaresini bir nimet olarak görür, işbirliği yapar, itaat eder, onları üzmez, başlarını ağrıtmaz, önlerine atılan kemikleri yalar.
Kötü Müslümanlar:İslâm'a sâdık ve bağlı kalır... Sömürge idaresini kabul etmez... Eline fırsat ve imkân geçince isyan eder...Kur'ân'a, Sünnete, Şeriata, İslâm medeniyetine ihanet etmez...
Artık çağımızda eski klasik sömürge kalmadı...İslâm dünyasında postmodern bir sömürge tipi vardır:Siyonistlerle, Haçlılarla, emperyalistlerle dost ve müttefik bir rejim... Halkı sekülerleştirerek İslâm'dan uzaklaştıran bir düzen...
Batılıların, Haçlıların, Siyonistlerin, Ateistlerin özledikleri ılımlı İslâm ile gerçek İslâm arasında ne gibi farklar vardır:
1. Gerçek İslâm'da din ve dünya işleri ayırımı yoktur.
2. Gerçek İslam'ın kendi medeniyeti vardır. Bu medeniyeti bırakıp başka bir medeniyeti kabul etmeyi doğru ve uygun bulmaz.
3. Gerçek İslâm'ın temel hükümleri vardır (Zaruriyat-ı diniye, muhkemat). Bunlar terk edilemez, bunlardan tâviz verilemez.
4. Gerçek İslâm Kur'ân'a, Sünnete, icmâ-i ümmete dayanır.
5. Gerçek İslâm'da dini, icazetli ulemâ ve fukaha öğretir ve anlatır. Müslüman veya gayr-i müslim oryantalistlerin bu sahada hakları otoriteleri, salahiyetleri yoktur.
İslâm'ın zaten kendisi ılımlıdır. Kur'ân, Müslümanları vasat (ortada) bir ümmet olarak bildirir.
Kendime hiçbir fazilet payı çıkartmaksızın, ılımlı bir Müslüman olduğumu söyleyebilirim.
Edille-i erbaayı (Kur'ân, Sünnet, icmâ-i ümmet, kıyas-ı fukaha) kabul ederim.
Başta Kur'ân-ı Kerîm olmak üzere bu edille-i erbaadan çıkartılmış hükümlerin mecmuu olan şeriatı kutsal kabul eder ve elimden geldiği kadar ona uymaya çalışırım.
Dosdoğru kılamasam da beş vakit namazı kılarım.
Allah'ın inzal ettiği ahkamdan başkasıyla hükm edenlerin zalim ve fasık olduğunu bilirim.
Adalet, nasafet, mürüvvet, fütüvvet gibi islâmî değerleri kabul ederim.
Resul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimizin insanlık için en güzel örnek ve model olduğunu kabul ederim.
Dünyanın büyük bir sofra olduğunu, bu sofradaki yiyeceklerin (nimetlerin) bütün insanlara yetmesi, herkesin doyması için kanaatle yenilmesini, israf ve tebzirden uzak durulmasını isterim.
Faydalı ve lüzumlu ilimlerin, fenlerin, hüner, marifet ve hırfetlerin öğrenilmesini, teşvik edilmesinden; zararlı, şeytanî, felâkete ve helâke sebep olanların öğrenilmemesinden, teşvik edilmemesinden yanayım...
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin kötü adetlerini, örflerini, hayat tarzlarını, zihniyet ve kültürlerini maymunca taklit etmelerine karşıyım.
Başka medeniyetlerde faydalı dünya ilimleri varsa bunların öğrenilmesine karşı çıkmam.
Faydalı zararlı karışık şekilde alınmasına ve öğrenilmesine muhalifim.
Tesettüre taraftarım.
Dünyada genel bir barış ve huzurun ancak İslâm ile olacağını çok iyi biliyorum.
İslâm ilâhî bir dindir, binaenaleyh kesinlikle onda reform, yenilik, değişiklik, ılımlılaştırma, hafifletme yapılamaz diyorum.
Cumhur-i ulemâ tarafından verilmiş fetva ve ruhsatlara uyulabileceğini kabul ediyorum.
Ilımlı, orta, sıradan bir Müslüman olarak ifrata da tefrite de karşıyım.
Uzatmayayım... Ilımlı bir Müslümanım... Yukarıda arz ettiğim ölçü ve kıstaslar ılımlılığın sınırıdır.
Siyonistlerin, Haçlıların, Ateistlerin, Zındıkların, Mülhidlerin, yoldan çıkıp sapmışların, dinini dünya için satmışların, münafıkların istediği gibi ılımlı bir Müslüman olmaktan Allah'a sığınırım.
diyalog.jpg
 

Cihat-82

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ara 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Ilımlı İslâm, Ilımlı Müslüman...
26 Şubat 2010
Siyonistlerin, Haçlıların, Ateistlerin, Zındıkların, Mülhidlerin, yoldan çıkıp sapmışların, dinini dünya için satmışların, münafıkların istediği gibi ılımlı bir Müslüman olmaktan Allah'a sığınırım.

Allah Teala razı olsun.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Ilımlı İslamın Misyonu


Kadınların dilinden Tarihi seyir içerisinde ve Bop kapsamında genel bir değerlendirme ile Ilımlı İslam'ın enlemesine boylmasına konuşulup tartışılacağı panel 12 haziranda gerçekleşecek


Ilımlı İslamın Misyonu


* Tarihi Seyri İçinde Ilımlı İslam

* BOP Kapsamında Ilımlı İslam

* Genel Değerlendirme



Moderatör :

Nuray ZOR


Konuşmacılar :

Hülya ALKAN

Emel ZOR

Esma TURAN


Organizasyon : GÜLDENİZDE ELİFLER PLATFORMU

14040129622722195346.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Üstad Necip Fazıl'ın Dinler Arası Diyolog Eleştirisi
ustad.jpg


Sizlere 1949′larda Necip Fazıl’ın dönemin diyalogcularına yazdığı bir makaleyi aktaracağım. Dinler arası diyalogun mazisinin bayağı bir eski olduğunu, her dönem kendine bir taşeron seçtiğini, ama diyalogun misyonundan ve manasından asla taviz vermediğini görmek şahsen bizi hiç şaşırtmadı.


Kovadis?

Türk Ocağı merkezine Patrik Athenagoras’ı davet eden Hamdullah Suphi Tanrıöver… Başlığının altında “doğruya doğru, eğriye eğri” ölçüsünü taşıyan, fakat hakikatte doğruya eğri, eğriye doğru demekten başka bir şiar taşımayan (Vatan) gazetesinin geçen Pazar günkü sayısında, baş sahifenin baş köşesini süslettiği şekilde, sözde memleket münevverlerini Patrik cenaplarının mihveri etrafında halkalandıktan sonra, aynı (Vatan) gazetesine göre aynen şöyle hareket buyurmuşlardır:

“Hamdullah Suphi Tanrıöver, bundan sonra, Patrik Athenagoras’ın gösterdiği yakınlıktan bahisle, Türk milletinin dinler ve milletler arasında yakınlık istediğini, Patrikhanenin Osmanlı İmparatorluğundan da eski bulunduğunu, Bizansın bir yadigarı olduğunu ve aramızda konuşulan eğlencenin yabancı gelmediğini, tek emelin Türkiye topraklarında müşterek bir kültür kurulması olduğunu, her iki milletin tarih bakımından çok eski olduklarını belirtmiş ve büyük mazinin mahfuz kalacağını söylerek şöyle devam etmiştir:

- Kendilerinin işgal ettikleri makam çok büyüktür. İnandıkları ve inandığımız yolda bütün Ortodoks aleminin faaliyette bulunması için, manevi nüfusları en büyük amil olacaktır!“

Heeeeey, heeeeey, heeeeey, müslüman Türk topluluğu!!! “Türk Ocağı” gibi bir yaftanın altında veya maskenin arkasında, bu sözler senin yüzüne nasıl söylenebiliyor? Cedlerinin raşedar şehadet parmakları halinde göklere uzattığı minarelerle çevrili, İslamın Bizansa karşı tarihi zafer beldesinde, bir Hamdullah Suphi Tanrıövmez, resmen ve alenen, Patriğin manevi sahabetine nasıl sığınır, Patrikhanenin Osmanlı İmparatorloğu’ndan eski olduğunu niçin söyler, Bizansın bir yadigarı olduğunu ne yüzle telaffuz eder, aramızda konuşulan Eğlencenin yabancı olmadığını, yani ana dilimiz gibi bizden olduğunu ne cesaretle iddia eder ve tek emelinin Türkiye topraklarında müşterek bir kültür kurulması olduğu lafile acaba neyi kasdeder?

Patriklik makamını “çok büyük” sözüyle tazim eden Tanrıövmez, farkında mıdır ki, bu sözleri o da harp ve düşmanlık mevsiminde bulunmak şartı ile, ancak Türk düşmanı bir Yunanlı söyleyebilir? Amerika’daki dinler arası kongreye iştirak vesilesi ile Patriği tanıyan Hamdullah Suphi, yoksa Patriğin maiyetinde, Peygamber ve Şeriat farkı ihtilafını kaldırıp, sadece Allah’ın varlığı ve birliği üzerine müesses yeni bir din sevdasında mıdır ve bunun için mi eski ve malum Türk Ocakları Reisi cübbesine bürünmeye lüzum görmüştür?

Bütün maskeleri, bütün nesepleri ve iç yüzleri ile beraber çekip göstermek için, taraflardan tek bir karşılık bekliyoruz!

Tanrıövmezin evinde, böyle bir beynelmilelcilik cereyanının ilk kadrosunu çizen toplantının (Vatan) sütunlarında gördüğümüz fotoğrafında, meşhur avdeti Ahmet Emin Yalman’ın da manevi Bizans İmparatoru Haşmetlü 1. Athenagorasın solunda yer aldığını kaydetmek, davanın renk tonunu belirtmek bakımından faydalıdır!

Kovadis Tanrıövmez? Hiç olmazsa “Türk milleti dinler arası yakınlık istiyor!” tarzında bir iftira selahahiyetinden ve (Türk Ocağı) oyunundan vazgeç de, git dilersen kendine “Tanrıöver” in Eğlence karşılığını ruhanilik ismi olarak seç ve Türklük, Türkçülük iddiasını başkalarına bırak!

Yunanlılar, asılları kendilerinden olduğu halde, başımızda tuttuğumuz ve temsilciliğine göz yumduğumuz sizin gibi insanlar yüzünden mi yoksa, Türk çocuklarını hor ve hakir görmeye yeltendiler?


Necip Fazıl Kısakürek
27 Mayıs 1949
Hücum ve Polemik
(Büyük Doğu Yayınları, Eylül 1992 baskısı, sf:115-117)
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Allah razı ola.Bu yazıyı biliyordum.Vesilenizle tekrar okumuş oldum.Geçmiş kandilinizide kutlarım bu arada.En emine emanet olmanız duası ile...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Allah razı ola.Bu yazıyı biliyordum.Vesilenizle tekrar okumuş oldum.Geçmiş kandilinizide kutlarım bu arada.En emine emanet olmanız duası ile...
Allahcc sizden razı olsun can gönüldaşımız...
Allahcc istifadeli eylesin inşaALLAH...
Şeytanlardan ve şeytanlaşmışlardan Allahcc muhafaza buyursun inşaALLAH...
Sizin de kandiliniz mübarek olsun...
Rabbimize emanetsiniz...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Terörist Peygamber"in Terörist Ümmeti?..
Medeniyetler Savaşında "Terörist" Olur Mu?
Şükrü Sak


Necip Fazıl tarafından: Dünyanın beklediği fikir kahramanı olarak takdim edilen İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu; terörist...
İslâm’a ve Müslümanlara savaş açmış Amerika’yı beyninden vuran Usame bin Ladin: terörist...

İslâm’a ve Müslümanlara kin kusan Moskof ayısına kök söktüren, -alnında ‘İbda Selâmı’ ile- efsaneleşen Şamil Basayev ve Çeçenler; terörist...

Irak’da Amerikan işgali’ne karşı destan yazan Ebu Mus’ab Zerkavi; terörist...

Filistin’de Yahudi işgaline karşı direnen HAMAS ve onun yiğit liderleri; terörist...

Afganistan’da Amerikan işgaline karşı savaşan Molla Ömer ve kahraman Taliban savaşçıları; terörist...

Saddam Hüseyin Amerika ve İsrail’e karşı durduğu için; diktatör, terörist...

Metin Kaplan; terörist...

Batıcı yaşam tarzının sembolü olan birahanelerin camına bir taş atıp kırdığı için, müebbet hapisle cezalandırılan Müslüman akıncı gençler; terörist...

‘İbdacıyım’ dedin; terörist...

Amerika’ya karşı çıktın; terörist...

Yahudi’ye laf söyledin; terörist...

İngiltere’ye emperyalist dedin; terörist...

Batı’ya ve Batıcılığa barbarlık dedin; Batıcılığa ve ‘Batıcı yaşam tarzına’ karşı geldin; terörist...

İslâm’ın ‘cihat emrini’ yerine getirmeye çalışan bütün müminler; terörist...

Araplar; terörist, Acemler; terörist, Çeçenler; terörist, Afganlar; terörist, Filistinliler; terörist...

Ve nihayet:

-“Sizin peygamberiniz de terörist!..”


*
1.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kansızoğlu hocadan 'Sözde İslam Alimi' uyarısı

KANSSIZOĞLUHOCCA.jpg


Hüseyin Avni Kansızoğlu Geçmişte de sapıtan âlimler vardı, şuan da sapıtmış, sapkınlık içinde, Yahudilerle Hıristiyanlarla beraber sözde İslam âlimleri var! dedi


Vuslat Derneği’nin her ay düzenli olarak sürdüğü ‘’Aylık Konferanslar’’ serisinin bu ayki konuğu muhaddis Hüseyin Avni Kansızoğlu Hocaefendi oldu.

Vuslat Derneği Genel Merkezi konferans salonunda gerçekleştirilen Konferansta konuşan Hüseyin Avni Kansızoğlu Hoca Efendi ‘’Tarihini doğru okuyamayanlar, kendi tarihlerini doğru çözemezler.
Şu an diyalog denilen hoşgörü denilen bir kavram aldı başını gidiyor. Geçmiş tarihimizi iyi bilmemiz iyi analiz etmemiz lazım." dedi. Kansızoğlu, Haçlı seferleriyle istediklerine kavuşamayan Hıristiyanların 1800'lü yıllarda İslam medreselerini İslam âlimlerini ve zihniyetlerini satın alarak, Âlimlerin fikirlerini değiştirerek Müslümanlar eliyle İslami yok etmeye çalıştıklarını söyledi.

İngilizlerin Mısır’da bulunan El Ezher Üniversitesi'ni kurduklarını vurgulayan Hüseyin Avni Kansızoğlu’’ El Ezberin yönetimine idari kadrolarına Reşit Rıza gibi ajanlarını koyarak, Müslüman âlimleri bu tezgâhtan geçirmişler ve yavaş âlimleri imandan ve ilamdan uzaklaştırmaya çalışmışlardır. Hıristiyanlar ve
Yahudiler İslami medreselerini ortadan kaldırarak üniversiteler mektepler kurdular. Bunların başlarına kendi yetiştirdikleri ve zihniyetlerindeki kişileri getirdiler. Kendi sistemlerinde Müslümanları buralardan geçmeye mecbur tuttular, dolayısı ile kendi istedikleri gibi Müslüman ve kendi istedikleri gibi İslam dini ortaya koydular." dedi.

Bir kişinin çok büyük âlim çok büyük müderris olması onun hata yapmayacağı anlamına gelmeyeceğini belirten Kansızoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

’’ Bel’im bin Bafra çok büyük bir âlim ve çok büyük bir Veli idi. Sahrada vaaz ettiği zaman, her yönde ve her yüz adıma bir adam dikilerek onun sesi duyurulur, on binlerce insan dinlerdi. Allah (CC) onun duasını hiç reddetmedi, Musa(AS) orduları ile bir memleketten geçecek idi. O memleketin kıralı bunu istemiyordu. Kral ve adamları Bel’im bin Bafra’ya, Musa(AS)'in ordusunun oradan geçmesini engellemesi için dua etmesini istediler ve bunun için de kendisine çok büyük hediyeler gönderdiler."

"Bel’im bin Bafra: "O Allah'ın peygamberidir, dinimiz onun dini ile aynıdır. O'nun yanındakiler de melekler ve müzminlerdir. Şayet ben onların aleyhinde dua edersem dünyam da, ahirenim de helâk olur" diyerek, önce reddetti. Ama kral ve adamları işin peşini bırakmıyorlardı. Bel'am'e herşeyi vaad ettiler. Ama yine de kabul etmiyordu. Sonra o memleketin güzelliği ile dillere destan olmuş bir kadını vardı, onu da Bel'am'in peşine taktılar. Artık herşey Bel'am'in emrinde olacaktı; para, mal, mülk, kralın en yakın adamı olmak, dünyanın en güzel kadını ile evlenmek... bütün bunlara karşı yapması gereken ise sadece Allah'ın
Peygamberi ve ordusu aleyhine lanet okumak, yani Allah'a isyan etmek.."

"Şeytan Bel'am'ın aklını çeldi, "önce lanet okursun, sonra da tevbe edersin, olur-biter" diye vesvese verdi. Dünya onu bile aldattı ve imansız olarak göçtü. Bir insan ne kadar büyük âlim olursa olsun; ne kadar
islamı yaşamış olsa da bir gün sapıtabileceğini vurgulayan Kansızoğlu’’ geçmişte de sapıtan âlimler vardı,şuan da sapıtmış, sapkınlık içinde,Yahudilerle Hıristiyanlarla birlikte hareket eden sözde İslam âlimleri ve tarikatlar var. Müslümanlar dikkatli olmak zorunda, Yahudiler ve Hıristiyanların eliyle değil de Müslümancım diyen cemaat ve hocaların aracılığı ile Müslümanlık yıpratılmakta bunu neticesinde de İslami değerler yavaş ortadan kaldırılmaktadır." dedi.

"Müslümancın asla bir hristiyanın , yahudinin ayağına gidemeyeceğini söyleyen Kansızoğlu’’Hz Ömer efendimiz birgün kilisenin yakınlarına gidiyor. Yanındakilere içeride ibadet etmekte olan Rahibi yanına çağırmalarını söylüyor. Hz Ömer rahibi görünce ağlamaya başladığında yanındakiler neden ağladığını sonuçta onun Hristiyan olduğunu söylediklerinde o kadar ibadet ediyor ki hem bu dünyası hemde ahireti hüsrandadır." dedi.

"Atalarımız boşuna su uyur düşman uyumaz dememişler" diyen Hüseyin Avni Kansızoğlu ‘’Düşmanını bir an için bile unutursan kendini yok bil. Bugün Yahudilerle aynı masaya oturarak aynı masada yemek yiyenler düşmanlarını unutmuşlar, unuttuklarından dolayı da yok olmaya mahkumdurlar. Bugün yahudiler ve hristiyanlar Müslüman cemaatleri saflarına çekerek İslama zarar veriyorlar. Ashabı Kiram ve tabaat tabi’un zamanında Allah Resulünden nasıl duydularsa o şekilde yaşar ve uygulardılar şu anda islamla ayetler, hadisler ,sahih konular bile tartışılmaya başlandı.Bunlar Müslümanları satın almışların oyunlarıdır. Bunlara karşı uyanık olun" dedi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt