Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
35
Konum
.........
100 kişiye sorduk, 5 popüler cevap arıyoruz" cümlelerinden oluşan yarışma repliğini hatırlarsınız sanırım. Bir yarışma programı ile yaşamımıza giren, tam unutulmaya yüz tutmuşken bugünlerde bir başka yarışma programıyla yeniden gündeme gelen bu kalıplaşmış sözleri biz de sorduk.

Kuşkusuz bizim sorumuz, söz konusu yarışma programındakiler gibi "parmesan nedir?" ya da "flora ne demektir?" tarzında olmadı. Biz tek bir soru sorduk 100 kişiye. "Yaşamınızın en önemli amacı nedir?" sorusunu yönelttik. Aldığımız cevaplar şöyle oldu:

35 kişi, "çocuklarımın geleceğini garanti altına almak" dedi.
26 kişi, "daha iyi bir iş ve daha çok kazanmak" cevabını verdi.
14 kişi, "bir ev sahibi olmak" istediğini söyledi.
13 kişi, "iyi bir yuva kurmak" dedi.
10 kişi, "üniversite sınavını kazanmak" amacında olduğunu söyledi.
2 kişi ise "sadece hayatı yaşamak" cevabını verdi.

Şimdi aynı soruyu size yöneltiyorum. "Ne için yaşıyorsunuz, yaşamınızın en önemli amacı nedir? Daha iyi bir iş sahibi olmak, ev-araba satın almak, yaşamın tadını çıkarmak; bunlar mı amacınız?

Dünyanın en zengin insanı olduğunuzu düşünün. Onlarca odalı muhteşem bir evde bile oturuyor olsanız, aynı anda evinizin yalnızca bir odasını kullanırsınız. Gardıroplar dolusu giysileriniz de olsa yalnızca birini giyersiniz. Yemek masanızda çeşit çeşit yemek de olsa en çok birkaç tabak yiyebilirsiniz.

Dahası dünya hayatında amaç edindiğiniz her şey sonunda yok olacaktır. Bu geçici ve sonlu olan şeyler, insanın hedefi olabilir mi?

Birçok insanın dünya hayatındaki koşuşturması anlamsız bir hırstan kaynaklanır. Oysa amaç edinilen söz konusu şeyler ne hırs yapılacak, ne tutkuyla arzu edilecek, ne de sahip olunduğu için övünülecek şeylerdir. Tümü, "Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusudur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir." (Hadid Suresi, 20) ayetindeki ifadeyle, geçici dünya hayatının aldatıcı birer metadır.

Yeryüzünde farklı toplumlardaki birçok insan, yalnızca bu dünyevi hedefler doğrultusunda yaşam sürer. Oysa insanın dünyada bulunma amacı bunların hiçbiri değildir. İnsanın, yaşamın ve ölümün yaratılma nedenini Kuran, "O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı..." (Mülk Suresi, 2) ayetiyle bildirir.

Dünyevi bu istekler amaç değil, insanın yalnızca Allah’ın rızasını kazanabilmesi için birer araçtır. Allah'ın kullarına bahşettiği nimetlerdir. Okul, iş, evlilik; yaşamın tamamı Allah'ın hoşnutluğu içindir. Büyüklük duygusunu tatmin için dünya hayatında başarı ve kazanç istenmemelidir. İnsanın, ölümü, ahreti, yapayalnız Rabbi huzurunda sorgulanacağını unutarak kendisine yalnızca bunları amaç edinmesi ve kazandıklarıyla büyüklenmesi büyük yanılgıdır.

Nur Suresi 37. ayette “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.” buyrulur. Kalplerinde Allah korkusu taşıyan insanları ticaret, alışveriş, okul, evlilik, eğlence hiçbir şey Allah’ı anmaktan alıkoymaz.

Çocuklarının sınav sonucunda iyi bir üniversiteyi kazanması bazı anne babalar için çok büyük bir olaydır. Çocukları, dostlarının çocuklarından daha iyi bir yeri kazandığı için bambaşka bir ruh haline bürünür, herkesi geçmiş olmanın, ezmiş olmanın heyecanını yaşarlar. Daha 'büyük' olmaktan, diğer insanların kendilerine hasetle bakmalarından büyük zevk alırlar.

Oysa dünya hayatı bir "kuşluk vakti" kadar kısadır: göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Hırsla ve tutkuyla nefsani hedeflere yönelen kişinin bilmediği bir başka gerçek daha vardır. Allah'a iman etmediği sürece asla gerçek mutluluk ve huzuru bulamaz. Sınır tanımaz ve bitmek tükenmek bilmez tutkulara sahip olan nefis asla tatmin olmaz. Sürekli insandan yer, çalar, doymak bilmez. Hep daha iyisini, hep daha mükemmelini ister. Sahip olduğu hiçbir şey onu mutlu etmez. Kişi bu çarpık görüşleri nedeniyle hep mutsuzdur; acı, korku ve gerilim içinde yaşam sürer. Tek kurtuluş yolu Allah'a sığınmaktır. Kuran bu sırrı da verir; yalnızca Allah'a yönelenlerin kalplerinin huzuru bulabileceğini bildirir:

Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28)

Dünya, istek ve tutkuların gerçekleştirileceği bir yer değildir. Vicdanlı insanlar Rabb’lerine yakın olma konusunda samimi bir istek duyarlar. Ölümün yakınlığını, cennet ve cehennemi sık sık düşünürler. Davranışlarının her zaman Kuran ahlakına uygun olmasına titizlik gösterirler. Ve derler ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162)

Hastalık, acizlik, zorluklar ve her an gerçekleşebilecek olan ölüme rağmen insanın sahte, parıltılı dünyayı ve onun çekici süslerini amaç edinmesi, ömrünü bunların peşinde koşarak geçirmesi ne büyük aldanıştır.


FUAT TURKER


 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
Allahım bizleri senin kulluğundan alı koyacak herşeyden uzak tut...


Dua ve teslimiyeti nasip et ...

Amin...amin...amin...
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,683
Tepki puanı
1,084
Puanları
113
Yaş
67
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
SABAHA HEM GÜLEREK HEM DÜŞÜNEREK GİRELİM.

Din dersinde:
Öğretmen yeni başladığı sınıfında öğrenciyi kaldırmış.
-Adın ne senin evladım?
- Kevser ö...ğretmenim
- Ne güzel isim, Oku bakalım kevser suresini..
Öğrenci sureyi ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık..
- Senin adın ne evladım?
- Fatih öğretmenim..
- Çok güzel isim, Oku bakalım fatiha suresini demiş,
Öğrenci ezbere okumuş.
- Aferin evladım, ağzına sağlık..
Öğretmen birde bakmış, bir çocuk masanın altına saklanmaya çalışıyor.
- Evladım kalk bakayım, adın ne senin?.. demiş..
- Yasin öğretmenim, ama arkadaşlar bana kısaca Suphaneke derler :):)





 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
56
Konum
istanbul
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pazartesi ve perşembe günleri orucuna özen gösterirdi.

Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd 60; Nesâî, Sıyâm 70; İbni Mâce, Sıyâm 42
 

Suriyeintifada

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Haz 2012
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
www.ikim-der.com
“ … Ömer r.a şöyle buyurdular : Biz çok zelil bir kavim idik. Allah’u azze ve celle bizi İslam’la aziz kıldı. Biz izzeti ne zaman Allah’ın bizi aziz kıldığı yerden(islamdan) başkasında ararsak, Allah bizi yine zelil kılar. “

Ebu Nuaym Hilye : 1 / 49 - Hakim : İman. 1 / 62
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ey dost

Cahil ile dost olma..

İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez..ÜZÜLÜRSÜN..!

Saygısızla dost olma..

Usül bilemez, adap bilmez, sınır bilmez.. ÜZÜLÜRSÜN..!

Kibirli ile dost olma..

Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez..ÜZÜLÜRSÜN..!



Şeyh Edebali
 

özgeöz

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2012
Mesajlar
186
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Size ne oluyor ki, Allah yolunda 'ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zalim olan memleketten çıkar, tarafından bize bir sahip gönder, tarafından bize bir yardımcı gönder' diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz!
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,683
Tepki puanı
1,084
Puanları
113
Yaş
67
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
ALLAH" ım!
Bu günümüzün başını hayır ve iyilik, ortasını kurtuluş,sonunu ise başarı eyle.
Onu bizim için saadet, şahadet, tövbe, bağışlanma ve imanla neticelendir.
ALLAH’ım! Bu günün başlangıcını Rahmet, ortasını fani ve günahlı şeylerden uzaklık, sonunu ise lütuf ve ikram eyle !
ALLAHım ! Bize geçimin en genişini, ömrün en mutlusunu,rızkın en bol olanını nasip et !
ALLAH’ım! Affınla bizi bağışla, fazl ve kereminle bize karşı yumuşaklıkla muamele et !
ALLAH’ım! Bize nimet olarak verdiklerinin şükrünü yapmamızı nasip eyle!
ALLAHım! Ağlamayan gözden, ürpermeyen kalpten, huşu duymayan gönülden, kabul edilmeyen duadan, fayda vermeyen ilimden, dinlenilmeyen sözden, doymayan nefisten, küçük bir yardımı insanlardan esirgemeyi hoş karşılamaktan sana sığınırım.
 

özgeöz

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2012
Mesajlar
186
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
rüyasında kırmızı bir elbise giydiğini ve simsiyah bir kalemle tercih yapıldığını gören bir müslüman kız neden hala üniversite okumak konusunda(ilk tercihi de boğaziçi uluslararası ilşkilerdi) diretir ki..
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
“Acımı elletmiyorum, acır diye elleri…”
Hüzün biriktirirdim.
Peçete biriktirir,pul toplar gibi…
Hüzün saklardım sevgiliden,
peçeteyi sudan, pulu zarftan saklar gibi.
En saklı köşelerde,hasır altında mesela…
Kimse görmesin,,görüp de ağlamasın diye...
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
hüzünle titreyen kalbe ince bir ahh dokunur
kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur...
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Sevme dedim yüreğime,
Yanar,kor olursun,
Kapılma her esen yele,
Savrulursun,
Düşme her yola,
Kaybolursun,
Her gördüğünü dost bilme,
Yanılırsın,
Her seviyorum diyene kanma,
Aldanırsın,
Çıkılmazlara girersin,
Mahvolursun,
Düşersin,
Acımazlar,
Kıyarlar sana dedim,
Ama anlamadı ki gönlüm...
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
526206_3736141053591_711898563_n.jpg
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
35
Konum
.........




i3i4om.jpg

Gıybet


Bu da ekseriya dil ile olur. Allahü Teala'nın korudukları hariç bundan kimse kurtulamaz, Çok büyük günahtır. Allahü Teala Kur'an-ı Kerim'de bunu, ölü kardeşinin etini yemeye benzetiyor Resûlüllah (Sallalla­hü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“Gıybetten uzak olunuz. Çünkü gıybet zinadan fenadır. Çünkü zinanın tevbesi kabul edilir amma, gıybet edilen helal etmeyince gıybetin tevbesi kabul edilmez” Yine buyurdu:

“Mîrac gecesi bir gurup insanlar gördüm, tırnakları ile yüzlerinin etlerini kazırlardı.”

“Bunlar kimdir?” Dedim.

“İnsanları gıybet edenlerdir, dediler.” Süleyman ibn Cabir (Radıyallahü anh) anlatır:

“Resûlüllah'a, (Aleyhisselam) bana, beni koruyacak bir şey öğretiniz,” dedim.

“Kendi kovandan başkasının kabına su doldurmak olsa bile iyi işi küçük görme, müslüman kardeşine doğru ol, yanından kalkınca gıybet etme”, buyurdu. Allahü Teala Mûsa aleyhisselama vahiy gönderdi:

“Gıybet edip tevbe etmeyen Cehenneme girenlerin birincisi olur. Tevbe edip de ölen ise Cennete girenlerin sonuncusu olur”. Cabir (Radıyallahü anh) anlatır:

“Resûlüllah (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile seferde idik. İki kabre uğradı ve:

“İkisi de azabtadır. Biri gıybet ettiği için, diğeri de elbisesini bevilden (sidikten) korumadığı için”, buyurdu. Sonra yaş bir dalı ikiye böldü, mezarların üzerine koydu ve:

“Bunlar kurumayınca azablar hafiflemez” buyurdu.

Resûlüllah (Sallallahü aleyhi ve sellem) bir leşin yanından geçti:

“Bu leşi yiyin”, buyurdu.

“Leştir nasıl yeriz,” dediklerinde:

“Yediğiniz kardeşinizin eti bundan daha kötüdür, günahı da bundan büyüktür”, buyurdu. Ashab-i Kiram birbirleriyle, doğru görüşür, gıybet etmezlerdi ve bunu en üstün ibadetlerden bilirlerdi. Buna uymamayı ise münafıklık sayarlardı.

Kutade (Radıyallahü anh) buyurur:

“Kabir azabı üç kısımdır: Üçte biri gıybet, üçte biri söz taşımak, üçte biri de elbisesini bevilden korumamaktandır”.


Camiu's-Sağir


Cumamız Mubarek Olsun
 

TakeOne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2008
Mesajlar
6,069
Tepki puanı
43
Puanları
48
Konum
Ankara
Allahım ne zor işkence, öldürdükçe çoğalıyorlar.
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
52
Muhammedenen Rasulullah
Hayyalel felah, hayyalel felah
Ezan içime oturmus, seslenir de seslenir
Cennetin meyvasi nedir deseler, ? Ezani Muhammedi kalp gözu ile dinleseler
Cumamiz mubarek olsun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt