Atını sırtında taşıyan süvari fotoğrafı, ne kadar garibimize giderse, eşya ile ters ilişkimiz de o kadar tuhaf görünüyor olmalı...''Verebilmeyi'' hem de ''sevdiklerinden ver(ebil)meyi'' öğütleyen Kur'an, ''hayr''a, bir anlamda ''gercek servet''e ancak o zaman erişebileceğimizi söylüyor..(Al-i İmran 92)
Sevdiğimiz şey, ''vazgeçilmez'' bildiğimizdir, ''oınsuz edemem'' dediğimizdir.
Bağımlısı olduğumuzdan bağlarımızı koparmamızı bekliyor Rabbimiz..
Demek istiyor ki, ''Vazgeçilmez'' sandığın o eşya değil, Ben'im; O eşyayı Benim sana verişim eşyanın kendisinden daha vazgeçilmezdir. Gözünü yerden kaldır, yukarıya bak... Sana bunları Veren, bunlardan fazlasını da verir..Senden bunları eksilten, sana yine verir..
(Senai Demirci/ Canla Bağışla'dan alıntı s : 81)