KUSURLARI ARAŞTIRMAMAK
İslam dininde hoş karşılanmayan ve yasaklanan kötü huylardan birisi de; bir mü’minin eksiğini, kusurunu, ayıbını, gizli yanlarını ve hallerini araştırma anlamına gelen “tecessüs”tür. Bu davranışın kendisi bizatihi ayıp ve günah sayılmıştır. Çünkü İslamiyet, insanların özel hayatlarının korunmasına ve aile mahremiyetinin zedelenmemesine büyük önem vermiştir. Bu konuda cenazenin dahi eksik ve kusurlarının dile getirilmesi menedilmiştir. Zira başkalarının kusur ve ayıplarını araştırmak ve bunları ifşa etmek insanlar arasındaki güveni sarsar, kırgınlık ve düşmanlıkların artmasına, kardeşlik, dostluk ve arkadaşlık bağlarının zayıflamasına sebep olur. Kişilerin toplum içinde alaya alınmalarına en azından mahcup olmalarına neden olur. İnsanın kendisini en güvende hissettiği aile ocağında bile huzursuzluklara yol açar. Hz Peygamber; “İnsanların kusurlarını araştırıp ortaya çıkarırsan onları fesada sürüklemiş olursun”(Ebu Davud, Edeb, 44) buyurarak tecessüsün yıkıcı boyutuna dikkat çekmiştir. İşte tecessüs, fert ve toplum hayatında bu ve benzeri yaralar açtığı için Hucürat suresinin 11.(onbirinci) ayetinde kesin bir dil ile yasaklanmıştır ki,ayet meali şöyledir: “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın…”
Her zaman Müslümanlar arasındaki kardeşliğin öneminden bahseden Peygamberimiz de, tecessüsün buna engel olacak huylar arasında olduğunu söylemiş ve mü’minlere şu uyarıda bulunmuştur: “Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın.” (Müslim, Birr, 28) Görüldüğü gibi bunun bilinçli bir şekilde yapılması kesinlikle yasaklanmıştır. Hz. Peygamber konuyu sadece bununla sınırlı tutmamış, hasbelkader istemeyerek veya hata ile de olsa Müslüman kardeşlerimizin ayıp ve kusurlarını öğrendiğimiz takdirde bunları başkaları ile paylaşmamamız gerektiğini de şu hadisi ile dile getirmiştir: “Kim Müslüman bir kardeşinin bir ayıbını/kusurunu açığa çıkarırsa Allah da onun ayıbını deşifre eder ve onu evinde bile olsa rezil eder.” (İbn Mace, Hudud, 5) O, bu konudaki uyarılarının yanında Müslümanlara yakışan ve övgüye layık olan davranışı da şöyle tarif etmiştir: “Kim bir Müslümanın hatasını ve kusurunu örtüp gizlerse Allah da onun dünya ve ahirette bir hatasını örtüp gizler.” (Ebu Davud, Edeb, 44)
Dinimiz bize insanın canı ve malı gibi haysiyeti/şerefine de hürmet göstermemizi emretmekte, buna uymayan tutum ve davranışlardan uzak durmamızı öğütlemektedir. Bu açıdan bakıldığında başkalarının kusurlarının araştırılmasının yasaklanması, insanın haysiyet ve şerefini koruma altına almaya yönelik bir tedbirdir. İşte bu önlemler çerçevesinde başkalarının evlerine izinsiz girmek, eşyalarını kurcalamak/araştırmak, cep telefonu ve bilgisayarını izinsiz açmak, mektupları okumak, kapıdan/pencereden gizlice dinlemek, gizli sırlarına vakıf olmak için küçük çocukları konuşturmak ve benzeri davranışlar ayıp ve günah sayılmıştır. Bu konuda Peygamberimiz, müminleri ihtarda bulunarak şöyle buyurmuştur: “Günahların en büyüklerinden biri de, kişinin haksız yere bir Müslümanın haysiyeti ve şerefine dil uzatmaktır.” (Ebu Davud, Edeb, 40)
Ancak başkalarına ve kamuya zararı olan, güvenliği, birlik ve dirliği, barışı tehdit eden plan, niyet ve faaliyetleri anlamak, zamanında tedbir almak gibi maksatlara hizmet edecek haber edinme faaliyeti ve araştırmalar ayet ve hadislerdeki yasak kapsamına girmez. Yine bunun gibi evleneceğimiz, iş ortaklığı yapacağımız, bir yola çıkacağımız ve arkadaşlık/yakınlık kuracağımız insanlar hakkında ön bilgi edinmeye izin verilmiştir.
Başkalarının kusurlarının araştırılması hakkındaki yasaklamanın maksatlarından birisi de insanın kendi eksik ve kusurları ile ilgilenmesine teşviktir. Çünkü dinimize göre esas olan, herkesin kendi eksikliklerini tespit edip onları gidermesidir. Müslümanlar birinci derecede kendi ayıp ve günahlarından arınmakla, kendi kusurlarını düzeltmekle mükelleftir. Kendi eksikliklerini bırakıp başkalarının kusur ve eksikleriyle uğraşmak da müslümanın kendi ayıbı olarak zikredilmiştir. Bunun için önce kendi eksikliklerimizi gidermekle meşgul olalım.
Peygamberimizin gıybet eden ve başkalarının kusurlarını araştıranların tam iman etmemiş olacaklarını haber verdiğini unutmayalım. Hutbemi Allah Resûlü’nün konuyla ilgili şu uyarısına kulak vermenizi arzu ederek son vermek istiyorum: “Ey dilleriyle iman edip de iman kalplerine yerleşmeyenler! Müslümanlara eza etmeyin, onları arlandırmayın/utanacak hallere düşürmeyin ve gizli hallerini araştırmayın”(Tirmizî, Birr,84)
Alıntı