Bu yazıyı okurken, birden durun ve kendinizi düşünün. Şu anda ne yapıyorsunuz? Bu yazıyı mı okuyorsunuz? Aslında tam olarak bu yazıyı okumuyorsunuz, aklınızdan binlerce düşünce geçiyor ve tam olarak yazıya kendinizi veremiyorsunuz.
Beyniniz sadece bu yazı için çalışamıyor çünkü halen egonuz devrede ve kitap okumanın farkındalığını yakalayamıyorsunuz. Bu yüzden öncelikle beyninizi boşaltmaya çalışın, sadece kitabı okumayı düşünün. Egoyu devre dışı bırakın, ona durumların farkında olduğunuzu içinizden söyleyin. Daha sonra kitabı okumaya yönelin.
“Bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.” Albert Einstein
Farkındalık; Yaptığınız olay dışında, hiçbir şey düşünmemektir. Yani, yemek yiyorsanız sadece yemek yemeyi düşününün. Su içiyorsanız sadece su içmenin tadını alın. Sevgilinizle beraberseniz sadece bu mutluluğa odaklanın. Basit gibi mi görünüyor? Dünya üzerinde bunu yapabilen insan sayısı %1′in bile altında. Çünkü Ego son sürat çalışıyor.
Daha önceki yazılarımda Egonun tanımını yapmıştım ve onun ne kadar güçlü olduğunu defalarca dile getirdim. Bu seferde Farkındalık konusun da Ego karşımıza çıkacak. Ego sadece durup dururken bizi üzmekle yetinmeyecek aynı zaman da mutlu zamanlarımızda da karşımıza çıkarak. O anki mutluluğumuzu görmemizi engelleyecek fakat biz bu durumların farkına varabilirsek işte o zaman Farkındalığımızı kazanacağız. Farkındalığı başaran İnsanlar arasında Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Nietzsche, Einstein gibi çok büyük insanlar var. Bunların dışında binlerce insan var. Fakat bu sayı dünya nüfusunun çok altında. Farkındalığı anlatırken özlü sözlere, hikayelere ve büyük düşünürlerin yazılarını da yer vereceğim. Şunu unutmayın ki her şey zihinde bitiyor. Bu dünya da iyi veya kötü diye birşey yok. İyiyi ve kötüyü biz belirliyoruz. Bizim için iyi olan başkası için kötü olabilir. Her şey zihnimizin yorumu. Ve her düşüncemiz dünyaya bir enerji yayıyor. Hayatımızı biz şekillendiriyoruz. Mutlu olmamız bizim elimizde, egoyu yenmemiz bizim elimizde. Sadece durumların farkına varabilmeliyiz…
Oyun
Yolda yürürken karşınızdan gelen birisi size omuz atıyor. Ve arkanızı dönüp ona baktığınızda sizin ona söyleyeceğiniz kelimeleri beklermiş gibi durduğunu görüyorsunuz. Yani size rahatsız etmek istiyor, siz ona ne söylerseniz söyleyin kesin yanınıza gelip dövüşmek için uğraşacaktır. İşte Ego burada devreye girecektir. Hemen sizi sinirlendirecek ve o durumda dövüşmeniz için gerekli her türlü ortamı hazırlayacaktır. Fakat siz arkanızı dönüp, “kardeş pardon” deyip geçerseniz işte o zaman Ego uzaklaşacaktır. Çünkü Ego sizden dövüşmenizi bekliyordu. Fakat siz sanki suç sizdeymiş gibi arkanızı dönüp Pardon dediniz. Karşıdaki kişinin sizin hakkında ne düşündüğünün hiçbir önemi yok. Sizi korkak olarak görebilir veya sizle dalgada geçebilir. Bunun hiçbir önemi yok. O kişi hasta, o kişinin kurtuluşu yok fakat siz gelişiyorsunuz. O kişi sizi asla anlayacak durumu gelemeyecektir. İsteseydiniz size omuz atan kişiyi dövebilirdiniz de! Ama bunu yapmadınız, sadece Pardon deyip geçtiniz. Bununla ilgili bir hikayeyi anlatalım;
Dünyaca ünlü ,,,,sör Muhammed Ali, sahilde yürüyüş yaptığı sırada dikkatini bir bayan çekiyor. Bayanın etrafında toplanan 3-4 kişi, kadını rahatsız ediyor. Bayan çaresiz şekilde hiçbir yere kıpırdayamıyor. ,,,,sör; kadının yanına gelip bir sorun olup olmadığını soruyor. Kadının çevresindeki erkekler bir sorun olmadığını ve Muhammed Aliye gitmesini söylüyorlar. Muhammed Ali çok rahat bir şekilde 3-4 kişiyi dövebileceğini biliyor. Dünya şampiyonu olmasından 2 ay sonra gerçekleşiyor bu olay ve halen formunda olduğunu biliyor. Karşısındakiler onun Muhammed Ali olduğunu bilseler saten muhabbete bile girmeden uzaklaşacaklar fakat farkında değiller. Peki ne mi yapıyor Muhammed Ali? Veya siz olsanız ne yapardınız? Büyük ihtimalle 3-4 kişiyi orada paketleyip hakkettikleri dersi verirdik diye düşünüyorsunuzdur fakat Muhammed Ali öyle yapmadı. Kadının etrafındaki erkeklerden birini yanına çağırıp, kimliğini gösterdi. Kimliği gören kişi, özür dileyerek diğer arkadaşlarıyla beraber uzaklaştı. İşte Ego bu oyunda da kazanamadı. Farkındalığı kazanmak hem kendimiz için hemde toplum için büyük bir şans. Büyük bir onur. Böyle büyük bir olgunluğa erişmek elbet de kolay olmayacaktır.
Farkında Olma Klavuzu
Buraya kadar olan yazılarda Egonun bize ne kadar zarar verdiğini ve yaşadığımız hayatı aslında kendimizin yönetmediği anladık. Şimdiye kadar olan süreçte yapmış olduğumuz hatalar ve pişmanlıklar aslında bizim Farkında olmadan yaptığımız durumlardan meydana gelmişti. Egonun katkılarıyla yaşadığımız o hayat, bizim hayatımız değil, o dönemde yapılan hataların cezasını biz çekmeyeceğiz. O kişiyle uzaktan yakından hiçbir ilişkimiz yok. O Robotdu ve sadece çevreden aldığı birikimlerle hareket etti, şimdi ise Farkındalık kazanacak ve yeni bir hayata başlayacağız…
Düşünceleri İzlemek
Kafamızdan milyonlarca düşünce geçiyor, saçma sapan görüntüler oluşuyor ve bazıları bizim geçmişimizle alakalı veya isteklerimizi yansıtan düşünceler. İçeriğinin hiçbir önemi yok! Önemli olan bizim dışımızda gelişmesi. Sizce beynimizin kontrolü bizde mi? Denemek çok basit. Geçmişte sizi üzen bir olayı şimdi hatırlayın, ve bu olayı bir daha düşünmeyeceğinizi veya düşünseniz bile üzülmeyeceğinizi zihninize söyleyin. Bakalım kabul edecek mi?
Zihin kabul etmeyecektir. Sürekli olarak aynı kaseti bize çevirecek ve yıllarca izlettirecektir. Bıkmayacak, durmayacaktır. Çünkü kontrol Egonun elinde ve onun istediği hayatı yaşıyoruz. Bu durumdan dolayı önce zihnimizi izlemeliyiz. Oturalım bir köşeye, bize ne gösterdiğine bakalım.
Zihnimizde oluşan düşünceler; hayata bakış açımızı,enerjimizi ve gelecek hayatımızı etkiler. Eğer biz zihnimizi kontrol altına alamıyorsak o vakit geleceğimizi de kontrol altına alamayız. Ego denilen varlığın(şeytan) olduğuna inanmamız için düşüncelerimizi izlemek yeterli olacaktır.
Zihnimizi izlediğimiz vakit anladık ki; Sürekli olarak olumsuz görüntüler oluşuyor. Bizim kontrolümüzde olmadığı için, bu düşünceler bize hayatın her anında gelebilir. En güzel zamanlarımızı bile negatife çevirebilir. O yüzden bu durumu ortadan kaldırmamız lazım. Bu durumu düzeltmek için benim en büyük önerim gülümsemedir
“Karanlık düşünce, utanç ve garez,
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri.” Mevlana Mesnevi 5. cilt- 3676
Gülümseme Egoyu devre dışı bırakmada etkili olacaktır. Yapmanız gereken, sizin zihninize giren düşünce, üzüntü duymanızı sağladı anda hemen gülümseyin. “Ego Seni Yakaladım, Kaçamazsın!” bu sözü ona içinizden söyleyin. Rahat olun, o üzüntüye,sıkıntıya sadece gülümseyin. Rol yapmayın, iç den gülümseyin. Unutmayın; Farkında olmadan yaptığınız hiçbir olay sizin suçunuz değil fakat Ego bu olayları size bağlayacak ve üzülmenizi isteyecektir. Bu durumun farkına varmalısınız. Onun kafanıza istediği düşünceyi sokmasına şimdilik engel olamayabilirsiniz ama ona gülümseyerek cevap verebilirsiniz. Emin olun rahatlayacaksınız ve Egodan güçlü olduğunuzun farkındalığıyla içinize bir rahatlık gelecek.
Sevgili Ego: “SEN KİM OLUYORSUN Kİ! SENİ BEN YARATTIM! SENİ YİNE BEN SİLECEM!”
Ona meydan okuyun, gülümseyin ve ona sıradaki en büyük acıyı göstermesini söyleyin. Kendi kendinize Egonuzla sohbetlere girin. Ve şunu unutmayın ki; Egonuzun sizin zihninize sokarak gösterdiği olayları siz kendi isteğinizle düşünürseniz asla üzülmezseniz.
Çünkü Farkında olarak yapılan şeylerde acı yoktur. En büyük acınızı düşünün şimdi. Size en acı veren olaya odaklanın.
Bu acının adına X diyelim. Bu X’i Ego sürekli olarak kullanıyor demi? Evet; O zaman yapmamız gereken X olayını incelemek. Belki çok büyük bir hatadan kaynaklandı X veya bir ihanet, Ya da aşk acısı veya güvenlerin boşa çıkması… Her şey olabilir; Bizim için önemli olan X olayını Egonun bizim hayatımıza sokmaması. İşte olayın kilit noktası burasıdır!
Şunu unutmayın, Ego bize canımızı sıkan görüntüyü bizi direk göndermiyor; Onun yaptığı, bizim kafamızdan geçen milyonlarca düşünce içinden bizi üzecek olanı anlaması. Bunun bizim sayemizde anlıyor.
Kafamızda yer alan düşüncelerden bazıları bizim tüm enerjimizi çekiyor ve üzülüyoruz, Ego da bu durumu keşfediyor ve kullanıyor. O zaman o olaya üzülmemiz lazım.
Kısacası demek istediğim Egonun bize gösterdiği görüntüler için Egoya biz yardım ediyoruz. Bizi üzün olaya X demiştik.
O zaman X’e üzülmezsek Egoda bize X’i dayatamayacaktır
. Aslında, Egodan tamamen kurtulduğumuz vakit kafamızda saten milyonlarca düşünce olmayacak sadece kendi istediğimiz olayları düşüneceğiz. Fakat şimdilik Farkındalığın başındayız.
Bu yüzden, bu tür bilgileri bilmeniz ilerisi için yardımcı olacaktır.
X’e Üzülmemek!
Egonun bizi vurduğu silah.
Genelde gücünü geçmiş olaylardan alır ve bize sürekli olarak hatırlatır.
Çünkü X bizim içimizde acıyı temsil eder. aklımıza geldiğinde üzülürüz,pişmanlık duyarız veya negatif bir his oluşur.
Ego ya X’in bize üzmediği ispatlayabilirsek, Ego bu seçeneği silmek zorunda kalacaktır. Peki X’i nasıl sileceğiz?
Üzülme! Dert etme can! Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan Ne mutlu sana! Elinde olmayanları söyleme bana. Elinde olanlardan bahset can! Üzülme! Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? “Hüzün olgunlaştırır” , “Kaybetmek sabrı öğretir” MEVLANA
Şu gerçeği öncelikle asla unutmamalıyız. X hangi olayı temsil ederse etsin; Geçmişte yaptığımız tüm olayların suçu bizim değildir.
Ego bu durumu bilmemizi istemiyor çünkü bilirsek üzülmeyeceğiz ve o başarısız olacak.
X dediğiniz olay bir başarısızlıkmıydı? Hata mı yaptınız? Beklediğiniz gibi gelişmedi mi olaylar? Bakın Albert Einstein size ne söylüyor:
“Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.”
X dediğiniz olay sizi aldatan sevgiliniz mi? Çok büyük bir acınız var ve bu durumu kaldıramıyormusunuz?
“Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde, SAKIN PES ETME ! Çünkü işte orası “gidişatın” değişeceği yer ve zamandır” Hz. Mevlana
X dediğiniz olay gelecek kaygısı mı? Hayatın zorluklarımı? Kredi Borçlarımı?
“Dileyin verilecektir.Arayın bulacaksınız,kapıyı çalın size açılacaktır,çünkü dileyen alır,arayan bulur,kapı çalınana açılır” (İncil – Luka 11/9)
“Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. Kuyu dibinde kaldın diye kırılma, belki oradan bile bir kapı açılır.” MEVLANA
Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde..Uzun uzun düşün..Ve hatırla yaratanını!.”ALLAH kuluna kafi değil mi?