Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan _YUSUF_
- Başlangıç tarihi
Tefekkür, teşekkürdür; var olmaya... Ya, var olmak; yâr olmadan mümkün mü?..
Yâr olmanın minnetidir; susup beklemek. Teşekkürüdür tefekkür; var olmanın!..
Ve yani; uçabilirdi insan, susabilseydi...
Yâr olmanın minnetidir; susup beklemek. Teşekkürüdür tefekkür; var olmanın!..
Ve yani; uçabilirdi insan, susabilseydi...
Bir yolcu otobüsünün pembeliği suç değildir.
Ama o vasıta seni kendi durağında indirdikten sonra sen onun rengini dolarsan diline, dikkat et; sadece sürücüye değil, ülkenin sahibine kadar ulaşır dilin!..
Yolcu olduğumuzu unutmasak ne güzel olurdu, ah keşke başarabilseydik!..
Ama o vasıta seni kendi durağında indirdikten sonra sen onun rengini dolarsan diline, dikkat et; sadece sürücüye değil, ülkenin sahibine kadar ulaşır dilin!..
Yolcu olduğumuzu unutmasak ne güzel olurdu, ah keşke başarabilseydik!..
Uçan insan; susandı, veya susabilseydi eğer, uçabilirdi insan...
Bil artık, anla artık: Dil susmadan kalp susmaz, ve uçulmaz kalp uçmadan!..
Bil artık, anla artık: Dil susmadan kalp susmaz, ve uçulmaz kalp uçmadan!..
Saol kardeşim.Amin cümlemize nasip etsin.Şöyle söyleyeyim.Başımdan bir nişan olayı geçti ve bitti.O dönemde nişan falan yapıldı.Şuan evliyim ve ben eşime bu duyguyu tattırmadım imkansızlıktan.Yaşadığımız sorunlar hep geçmiş ile ilgili ve ben eşim için evliliğim için birşeyler yapmam lazım Mutlu huzurlu olmak istiyorum.Rabbime dua ediyorum ve yanımda olduğunu biliyorum.
Ah, susabilseydim!..
Biliyor musun; susabilseydin, uçabilirdin!..
Kim demiş bunu, ne zaman söylemiş bilmiyorum. Hatta bilmiyorum gerçekten söylenip söylenmemiş olduğunu bile. Ama biliyorum; susabilseydi insan, uçabilirdi... Veya şöyle diyelim: Uçabilen insan; susabilendi!..
Tefekkür, teşekkürdür; var olmaya... Ya, var olmak; yâr olmadan mümkün mü?..
Yâr olmanın minnetidir; susup beklemek. Teşekkürüdür tefekkür; var olmanın!..
Ve yani; uçabilirdi insan, susabilseydi...
Bir yolcu otobüsünün pembeliği suç değildir. Ama o vasıta seni kendi durağında indirdikten sonra sen onun rengini dolarsan diline, dikkat et; sadece sürücüye değil, ülkenin sahibine kadar ulaşır dilin!..
Yolcu olduğumuzu unutmasak ne güzel olurdu, ah keşke başarabilseydik!..
Sahilde üç balık tutup ömür boyu karnını doyurabilecekken insanoğlu, eğri takasına motor diye takıp çenesini;
Nasıl da sürüklüyor kendini; bilinmeyene!..
Ya da bindiği gemide nasıl da fıldır fıldır dönüyor gözleri; hangi menteşe bozuk, hangi çivi paslanmış, hangi vida gevşemiş!..
Sana ne!.. Odaların renginden, ve kapıların gıcırtısından sana ne; onların boyacısı yok mu sanıyorsun, ve onları yağlayan? Sen ufka baksana; sevinsene canını kurtardığına!..
Herkes bilir ki; gemilerde helâ delikleri, vardır.
Bir geminin seyrüsefer sebebi olmadıkları halde bunlar yine de gemilerde kullanılır. Yani hela deliği ve sıradan paspasları olması, gemi için bir şans değil; bunların gemide olması kendileri için büyük bir şanstır...
Kim, gerçekten memnundur bulunduğu konumdan, bilinmez... Ama, zenci kölelerin neden oynadığı; bilinir!..
"Hocam, ah hocam senden ne çok öğrendim. Benim elimden tuttun, seni çok seviyorum... İşte bunun için, yani seni çok sevdiğim için gel sana aklımdan vereyim... Dinle beni, yoksa beni dinleyeceklere giderim!.. Hocam, hocam; gel sana öğreteyim, sana akıl vereyim!.."
Sus be kadın, tut çeneni be adam; sana ne!
Yolmasana kanatlarını; göz çapaklıysa, el çubukluysa sana ne!..
Anlamıyor musun? Anlama!.. Zaten dilini sustursan bile; kalbin sükûn bulmadan anlamayacaksın!..
Sana "sus" diyen; sus, denince susmasını bilendir ve yaz denince yazandır!..
Anlamak lazım;
Her vagonda fren vardır; ama bir vagon, hem katara dahil olup hem de asılırsa frenine; işte böyle ses çıkar ve ateş çıkar tekerinin altından!..
Kervana dahilse bir deve; hayıflanmalı mı, önündeki devenin yelini kokladığına, yoksa sevinmeli mi; sırtındaki cevherle saraya gittiğine?..
Akrep, iğnesiyle sokup öldürüyor kendini;
İnsan, kendi diliyle!..
Uçan insan; susandı, veya susabilseydi eğer, uçabilirdi insan...
Bil artık, anla artık: Dil susmadan kalp susmaz, ve uçulmaz kalp uçmadan!..
MUAMMER ERKUL
Biliyor musun; susabilseydin, uçabilirdin!..
Kim demiş bunu, ne zaman söylemiş bilmiyorum. Hatta bilmiyorum gerçekten söylenip söylenmemiş olduğunu bile. Ama biliyorum; susabilseydi insan, uçabilirdi... Veya şöyle diyelim: Uçabilen insan; susabilendi!..
Tefekkür, teşekkürdür; var olmaya... Ya, var olmak; yâr olmadan mümkün mü?..
Yâr olmanın minnetidir; susup beklemek. Teşekkürüdür tefekkür; var olmanın!..
Ve yani; uçabilirdi insan, susabilseydi...
Bir yolcu otobüsünün pembeliği suç değildir. Ama o vasıta seni kendi durağında indirdikten sonra sen onun rengini dolarsan diline, dikkat et; sadece sürücüye değil, ülkenin sahibine kadar ulaşır dilin!..
Yolcu olduğumuzu unutmasak ne güzel olurdu, ah keşke başarabilseydik!..
Sahilde üç balık tutup ömür boyu karnını doyurabilecekken insanoğlu, eğri takasına motor diye takıp çenesini;
Nasıl da sürüklüyor kendini; bilinmeyene!..
Ya da bindiği gemide nasıl da fıldır fıldır dönüyor gözleri; hangi menteşe bozuk, hangi çivi paslanmış, hangi vida gevşemiş!..
Sana ne!.. Odaların renginden, ve kapıların gıcırtısından sana ne; onların boyacısı yok mu sanıyorsun, ve onları yağlayan? Sen ufka baksana; sevinsene canını kurtardığına!..
Herkes bilir ki; gemilerde helâ delikleri, vardır.
Bir geminin seyrüsefer sebebi olmadıkları halde bunlar yine de gemilerde kullanılır. Yani hela deliği ve sıradan paspasları olması, gemi için bir şans değil; bunların gemide olması kendileri için büyük bir şanstır...
Kim, gerçekten memnundur bulunduğu konumdan, bilinmez... Ama, zenci kölelerin neden oynadığı; bilinir!..
"Hocam, ah hocam senden ne çok öğrendim. Benim elimden tuttun, seni çok seviyorum... İşte bunun için, yani seni çok sevdiğim için gel sana aklımdan vereyim... Dinle beni, yoksa beni dinleyeceklere giderim!.. Hocam, hocam; gel sana öğreteyim, sana akıl vereyim!.."
Sus be kadın, tut çeneni be adam; sana ne!
Yolmasana kanatlarını; göz çapaklıysa, el çubukluysa sana ne!..
Anlamıyor musun? Anlama!.. Zaten dilini sustursan bile; kalbin sükûn bulmadan anlamayacaksın!..
Sana "sus" diyen; sus, denince susmasını bilendir ve yaz denince yazandır!..
Anlamak lazım;
Her vagonda fren vardır; ama bir vagon, hem katara dahil olup hem de asılırsa frenine; işte böyle ses çıkar ve ateş çıkar tekerinin altından!..
Kervana dahilse bir deve; hayıflanmalı mı, önündeki devenin yelini kokladığına, yoksa sevinmeli mi; sırtındaki cevherle saraya gittiğine?..
Akrep, iğnesiyle sokup öldürüyor kendini;
İnsan, kendi diliyle!..
Uçan insan; susandı, veya susabilseydi eğer, uçabilirdi insan...
Bil artık, anla artık: Dil susmadan kalp susmaz, ve uçulmaz kalp uçmadan!..
MUAMMER ERKUL
Bir gün güneş bizim için doğar mı sence?
Bir gün benim sevdiğim olmaya karar verir mi yüreğin?
Eğer,
Dur bekle!Bir gün döner gelirim sana dersen...
Mezarda bile beklemeye razıyım seni İMKANSIZIM!!!
Sen yeter ki gel yüreğime!...
Bir gün benim sevdiğim olmaya karar verir mi yüreğin?
Eğer,
Dur bekle!Bir gün döner gelirim sana dersen...
Mezarda bile beklemeye razıyım seni İMKANSIZIM!!!
Sen yeter ki gel yüreğime!...
Kördüğüm gibi...
Hz.Aişe, Peygamberimizle yeni evlenmişti. Eşinin kendisini sevip sevmedigini merak etmekteydi, ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdigini…
Hz.Aişe bu düşüncesini Peygamber Efendimizle konuşmadan edemedi.
“Ey Allah’ın Resulü,beni seviyor musun?”
“Evet,Ya Aişe tabi seviyorum!”
Aişe dahasını da merak ediyordu,acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
“Beni nasıl seviyorsun?”
Peygamberimiz sevgi şeklini tanımladı eşine;
“Kördüğüm gibi”
bu cevap Hz. Aişe’yi cok sevindirdi, çünkü kördügüm açılamazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti. Alacagı cevap onu çok mutlu ettigi için,Hz. Aişe sık sık sorardı:
“Ey Allah’in Resulü, kördüğüm ne alemde?”
Peygamberimiz,Hz.Aişe’yi memnun eden cevabı verirdi her defasında:
“İlk günkü gibi…”
Defalarca bu sayfada paylaştım okumaya doyamadığım okudukça sevmenin ne demek olduğunu anladığım bir yazı..
Hz.Aişe, Peygamberimizle yeni evlenmişti. Eşinin kendisini sevip sevmedigini merak etmekteydi, ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdigini…
Hz.Aişe bu düşüncesini Peygamber Efendimizle konuşmadan edemedi.
“Ey Allah’ın Resulü,beni seviyor musun?”
“Evet,Ya Aişe tabi seviyorum!”
Aişe dahasını da merak ediyordu,acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
“Beni nasıl seviyorsun?”
Peygamberimiz sevgi şeklini tanımladı eşine;
“Kördüğüm gibi”
bu cevap Hz. Aişe’yi cok sevindirdi, çünkü kördügüm açılamazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti. Alacagı cevap onu çok mutlu ettigi için,Hz. Aişe sık sık sorardı:
“Ey Allah’in Resulü, kördüğüm ne alemde?”
Peygamberimiz,Hz.Aişe’yi memnun eden cevabı verirdi her defasında:
“İlk günkü gibi…”
Defalarca bu sayfada paylaştım okumaya doyamadığım okudukça sevmenin ne demek olduğunu anladığım bir yazı..
Bu hikaye cok hosuma gidiyo, paylasmak istiyorum:
YAHUDININ SELAMI
Resuli-Ekrem (.s.a.a)'in esi Ayse, Resul-i Ekrem (s.a.a)'in huzurunda oturmustu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdigi anda Selam un aleykum yerine
- Essamu aleykum' yani 'ölüm üzerinize olsun'dedi. Uzun sürmedi, baska biri daha geldi. O da selam yerine
- Ölüm üzerinize olsun' dedi. Bunun tesadüf olmadigi malumdu. Resul-i Ekrem (s.a.a)'i dille incitmek için yapilan bir plandi. Ayse çok öfkelendi, ve
- Ölüm sizin üzerinize olsun...' diye bagirdi.
Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurdu:
- Ey Ayse küfür etme, küfür sekillenirse en kötü ve çirkin bir biçimde mücessem olur. Yumusaklik ve sabirli olmak, her neyin üzerine konursa, onu güzellestirir, süsler ve her seyin üzerinden kaldirilirsa güzelligini azaltir. Niçin sinirlenip öfkelendin?
Ayse:
- Görmüyor musun ya Resulullah'in, bunlar küstahlik ederek, utanmadan selam yerine ne diyorlar?
- Evet, görüyorum onun için bende, 'Aleykum' yani 'sizin üzerinize olsun' diye cevap verdim, bu kadari kafiydi.'
YAHUDININ SELAMI
Resuli-Ekrem (.s.a.a)'in esi Ayse, Resul-i Ekrem (s.a.a)'in huzurunda oturmustu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdigi anda Selam un aleykum yerine
- Essamu aleykum' yani 'ölüm üzerinize olsun'dedi. Uzun sürmedi, baska biri daha geldi. O da selam yerine
- Ölüm üzerinize olsun' dedi. Bunun tesadüf olmadigi malumdu. Resul-i Ekrem (s.a.a)'i dille incitmek için yapilan bir plandi. Ayse çok öfkelendi, ve
- Ölüm sizin üzerinize olsun...' diye bagirdi.
Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurdu:
- Ey Ayse küfür etme, küfür sekillenirse en kötü ve çirkin bir biçimde mücessem olur. Yumusaklik ve sabirli olmak, her neyin üzerine konursa, onu güzellestirir, süsler ve her seyin üzerinden kaldirilirsa güzelligini azaltir. Niçin sinirlenip öfkelendin?
Ayse:
- Görmüyor musun ya Resulullah'in, bunlar küstahlik ederek, utanmadan selam yerine ne diyorlar?
- Evet, görüyorum onun için bende, 'Aleykum' yani 'sizin üzerinize olsun' diye cevap verdim, bu kadari kafiydi.'
soru
soru
arkadaşlar ben bu siteyi çok sevdim ama kullanamıyorum bana yardım edebilirmisiniz mesala birşey paylaşmak profil resmi koymak vb yardım ederseniz sevinirim
soru
arkadaşlar ben bu siteyi çok sevdim ama kullanamıyorum bana yardım edebilirmisiniz mesala birşey paylaşmak profil resmi koymak vb yardım ederseniz sevinirim
Allah razı olsun kardeşim emeklerinize gönlünüze sağlık bizler burda kocaman bir aileyiz maysı gelince 4 yıl bitip beşinci yılıma gireceğim inşallah Allah kardeşliğimizi daim etsin sağlıklı huzurlu mutlu hayırlı paylaşımlar nasip etsin Rabbim.Burada olmaktan dolayı çok huzurlu ve mutluyum o kadar çok hayırlı işler kazandım ki Allah bu siteyi kuran emeği gecen geçmeyen burada oolan olmayan kardeşlerimizden Allah binlerce kez razı olsun Alalh mükafatlarını her iki dünyada kat kat vermek nasip etsin Rabbim.Dua okuma alışkanlığımı burda kazandım çok şükür hayırlara vesile olabiliyorsak ne mutlu bizlere.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun hepimizin sonunu hayırlara vesile etsin Rabbim.Selam ve dua ile Allah'a emanet olun herşey gönlünüzce olsun.
G
Selamun aleyküm. Resim koymak için en üst köşedeki çıkış yazısının yanındaki kontrol paneline tıklamanız yeterli. Oradan profiliniz ile ilgili ayarlamayı yapabilirsiniz.
.......ALLAH'IM SİTEDEKİ KARDEŞLERİMİZ İLE BİRLİKTE ACİZLİĞİMİZLE FAKİRLİĞİMİZLE KAPINA GELDİK KAPINDAN AYRILIR İKEN DUALARI KABUL OLMUŞ GÜNAHLARI AF OLMUŞ BİR KUL OLARAK AYRILMAYI BİZLERE NASİP EYLE.EKSİKLERİ İLE BİRLİKTE NAMAZLARIMIZI DUALARIMIZI KABUL EYLE.ADINI ANMAKTAN SANA KULLUK ETMEKTEN BİZLERİ GAFİL KILMA.DÜNYADA VE AHİRETTE BİZLERE İYİLİK VER.SENİN GAZABINDAN SENİN RAHMETİNE LUTFUNA SIĞINIRIZ LUTFUNLA RAHMETİNLE BİZE MUAMELE EYLE.VERDİĞİN İLMİ ARTIR BİZLERE HİDAYET EYLE MAĞFİRET EYLE. BİZLERİ İMANLI SADIK ABİD KULLARINLA HAŞR EYLE.BİZLERİ KÖTÜ İNSANLARIN ŞERRİNDEN GÖRÜNÜR GÖRÜNMEZ KAZALARDAN BELALARDAN MUHAFAZA EYLE.BİZLERE İSLAM AHLAKIYLA YOĞRULMUŞ HAYIRLI EŞLER HAYIRLI EVLATLAR NASİP EYLE.BİZLERİ AHİRETTE KARŞINA ÇIKTIĞIMIZDA UTANACAĞIMIZ AMELLER İŞLEMEKTEN MUHAFAZA EYLE.BİZLERİ KABİR AZABINDAN CEHENNEM AZABINDAN MUHAFAZA EYLE.İSLAM DİNİ ÜZERİNE YAŞAYIP İSLAM DİNİ ÜZERİNE İMANLA KUR'AN LA KELİME-İ TEVHİD ÜZERİNE SANA TABİ OLARAK ÇENE KAPAMAYI BİZLERE NASİP EYLE.YARABBİ SEN ÜMMEDİ MUHAMMEDİ KORU ÜMMEDİ MUHAMMED DÜŞMANLARINI KAHR EYLE.Amin
Allah nefsimizi neslimizi hidayet eyle Allah'ım bilerek ve idrak edenlerden olmak dini görevlerimizi tam itikatiyle yapmak nasip et Rabbim.
Allah'ım bizleri affet mağfiret et tövbemizi kabul et Rabbim.Amin
Allah'ım bizleri affet mağfiret et tövbemizi kabul et Rabbim.Amin