Sabır....en zor şey.
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
İçinden geçeni paylaş... (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan _YUSUF_
- Başlangıç tarihi
Alimlerimiz kitaplarında üç türlü sabırdan bahsederler:
1. Mâsiyete (günahlara) karşı sabır: Mümin, günahların her türlü kışkırtıcı cazibesine karşı sabır gösterir ve günahlara girmemeye çalışır.
2. Musibete karşı sabır: Bu çeşit sabır, dünya hayatında başa gelen her türlü maddi manevi musibet ve belalara karşı yapılan sabırdır.
3. İbadet üzerine sabır: İbadetlerin zahiri olarak kişiye bir ağırlığı vardır.
Her gün beş vakit namaz kılmak, kış günlerinde soğuk suyla abdest almak, oruç tutmak gibi. Mümin bunlara karşı da sabır göstermeli ve cenneti kazanmalıdır.
1. Mâsiyete (günahlara) karşı sabır: Mümin, günahların her türlü kışkırtıcı cazibesine karşı sabır gösterir ve günahlara girmemeye çalışır.
2. Musibete karşı sabır: Bu çeşit sabır, dünya hayatında başa gelen her türlü maddi manevi musibet ve belalara karşı yapılan sabırdır.
3. İbadet üzerine sabır: İbadetlerin zahiri olarak kişiye bir ağırlığı vardır.
Her gün beş vakit namaz kılmak, kış günlerinde soğuk suyla abdest almak, oruç tutmak gibi. Mümin bunlara karşı da sabır göstermeli ve cenneti kazanmalıdır.
canım yanıyor o kadar çok yanıyor ki anlatılamaz kelimeler yetmez ki bu acıya acı bir haber aldım
Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun taktir ilah ne desek boş zaten...
Sözün bittiği an
Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun taktir ilah ne desek boş zaten...
Sözün bittiği an
canım yanıyor o kadar çok yanıyor ki anlatılamaz kelimeler yetmez ki bu acıya acı bir haber aldım
Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun taktir ilah ne desek boş zaten...
Sözün bittiği an
Hayırdır Leyla.. merak ettim seni.
yaz bana
canım yanıyor o kadar çok yanıyor ki anlatılamaz kelimeler yetmez ki bu acıya acı bir haber aldım
Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun taktir ilah ne desek boş zaten...
Sözün bittiği an
Hayırdır inşallah kardeşim..?
Çok Değerli bir kardeşimizi kaybettik kendi küçük yaptıkları çok büyük olan bu zamanda bulunmayacak bir daha gelmeyecek bir insan o kadar değerli önemli yeri doldurulamaz bir insan ki ne desek boş taktir ilah Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun
Çok Değerli bir kardeşimizi kaybettik kendi küçük yaptıkları çok büyük olan bu zamanda bulunmayacak bir daha gelmeyecek bir insan o kadar değerli önemli yeri doldurulamaz bir insan ki ne desek boş taktir ilah Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun
İnna lillahi ve inne ileyhi raciun...
Mağfireti ve keremi bol olan Rabbim yanına almış...
Rabbim mekanını CENNET eyleye inşallah...
Ruhu için 3 İhlas 1 Fatiha...
Aminnn...
canım yanıyor o kadar çok yanıyor ki anlatılamaz kelimeler yetmez ki bu acıya acı bir haber aldım
Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun taktir ilah ne desek boş zaten...
Sözün bittiği an
Çok Değerli bir kardeşimizi kaybettik kendi küçük yaptıkları çok büyük olan bu zamanda bulunmayacak bir daha gelmeyecek bir insan o kadar değerli önemli yeri doldurulamaz bir insan ki ne desek boş taktir ilah Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürler olsun
ALLAH rahmet eylesin. Sevenlerine sabırlar versin. Dua edeceğiz. Takdiri ilahi. Bu acıları çok iyi bilirim, lakin Rabbimin sınavındayız. Kardeşim.
Allah'ım
Bizi Sana İlmen, Fikren, Kalben, Sırran, Aklen, ve İmanen Yakın Kıl.
Bize sabırlar ver, gidenlerimize rahmet eyle acılarımızı dindir..... İnşaALLAH..
Amin..
Allah'ım
Bizi Sana İlmen, Fikren, Kalben, Sırran, Aklen, ve İmanen Yakın Kıl.
Bize sabırlar ver, gidenlerimize rahmet eyle acılarımızı dindir..... İnşaALLAH..
Amin..
Son düzenleme:
Allah razı olsun abim Amin Amin Amin öyle ne desek boş zaten sözün bittiği an taktir ilah Allah'ın hükmüne boynumuz kıldan incedir Allah'ın verdiğine vereceğine kendinden gelene sonsuz şükürle olsun.
Allah sabır dayanma gücü versin canım kardeşimin de mekanı cennet kabri nur ile dolsun inşallah.
Allah'ım ben duamı Sana emanet ettim
Emanetim Sendedir
Senin taktirin her ne ise
Artık bilirim ki o Senin
"Ol" emrindedir
"O"'nun emri birşeyi dileyince
Ona sadece "Ol" demektir O da oluverir.
Emanetim Sendedir
Senin taktirin her ne ise
Artık bilirim ki o Senin
"Ol" emrindedir
"O"'nun emri birşeyi dileyince
Ona sadece "Ol" demektir O da oluverir.
AIIah’ım başIadığımız yeni günde senden hayır diIiyoruz ve bugünün içinde şerIerden sana sığınırız bizIeri doğru yoIundan ayırma. Amin.
AIIahım! Ben eIimden geIeni yaptım. EIimden geImeyenIer için eIIerimi sana açtım!
Allahım! Çekilmez belalardan, isyana düşmekten, görülmez kazadan ve düşmanları sevindirecek musibetlerden sana sığınırız. Amin
AIIah’ım sen yüreğime huzuru üfür. Sen sıkıntımı rüzgar gibi aIıp götür… Sen duaIarımı kabuI et. Amin.
Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. Amin
Ey açıcı Rabbim,önümü aç,önümdeki engelleri kaldır.
Ey darlıkları gideren Halikim darlıkları gider.
Ey sebebleri yaratan rabbim bir sebeb yarat.
Ey kolaylıkları meydana getiren önümü aç,
Çünkü darlıkları gidermek sendendir.
Ey rızık kapılarının açıcısı her şeyi bilen,
Ancak sana ibadet eder,ancak senden yardım isterim.
Ey darlıkları gideren Halikim darlıkları gider.
Ey sebebleri yaratan rabbim bir sebeb yarat.
Ey kolaylıkları meydana getiren önümü aç,
Çünkü darlıkları gidermek sendendir.
Ey rızık kapılarının açıcısı her şeyi bilen,
Ancak sana ibadet eder,ancak senden yardım isterim.
Dudakla Bardak Arası
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş.
İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş.
O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala:
- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim?
Siz bu bağın üzümlerinden sıkılan sudan hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki!
deyivermiş.
Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış.
Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş.
Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden sıkılmış su dolu bir bardak getirilmesini emretmiş.
Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış.
Üzüm suyu bardağını eline alarak:
- Söyle bakayım, benim bu üzüm suyu dolu bardaktan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.
Köle söyle cevap vermiş:
-Belli olmaz efendim.
İçebileceğinizi söyleyemem.
Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur.
O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem!
Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş.
Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış.
Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş.
Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış.
Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış...
Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
"Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, Nasip değil ise ne gelir elden?
" Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın.
Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi...
Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır..
Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Dün tarih oldu...
Yarın bir sır...
Bugünün kıymetini bilin.
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş.
İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş.
O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala:
- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim?
Siz bu bağın üzümlerinden sıkılan sudan hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki!
deyivermiş.
Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış.
Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş.
Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden sıkılmış su dolu bir bardak getirilmesini emretmiş.
Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış.
Üzüm suyu bardağını eline alarak:
- Söyle bakayım, benim bu üzüm suyu dolu bardaktan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.
Köle söyle cevap vermiş:
-Belli olmaz efendim.
İçebileceğinizi söyleyemem.
Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur.
O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem!
Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş.
Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış.
Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş.
Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış.
Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış...
Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
"Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, Nasip değil ise ne gelir elden?
" Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın.
Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi...
Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır..
Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Dün tarih oldu...
Yarın bir sır...
Bugünün kıymetini bilin.
MADDİ MANEVİ ŞİFA VER YARABBİM. Amin