فَأَمَّا الْإِنسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ
Fakat insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip, böylece ona ikram eder ve onu ni'metlendirirse,
o zaman: “Rabbim bana ikram etti.” der.
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ
Fakat, ne zaman onu imtihan edip, böylece onun rızkını ölçülü verirse (daraltırsa),
o zaman: “Rabbim bana ihanet etti.” der.
كَلَّا بَل لَّا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا
Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz.
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا
Ve malı pek çokça bir sevgi ile seversiniz.
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,
وَجَاء رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Ve Rabbin (emri) gelip melekler de saf saf dizilince.
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى
O gün cehennem de getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar,
fakat artık hatırlamanın kendisine ne faydası var?
(Fecr: 15-23)