Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hocalı Katliamı 26 Şubat 1992‏ (1 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
15yq5.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
...Azerbaycan ve Türkiye Arasına 'Emperyalist Sınır' Açmak!


Türkiye'nin Ermenistan sınır kapısını açma girişiminin Türkiye deki Hükümet ve Batcı Basın tarafından dillendirilmesi ile başlayan ve sonrasında Azerbayca Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 6-7 Nisan 2009 tarihli, “Medeniyetler İttifakı” toplantısına gelmeyerek Türkiye'yi bir şekilde protesto etmesiyle ayyuka çıkan bir mesele hala daha gündemi meşgul etmektedir.
Herşeyden önce ilişkilerinde AB-D çıkarlarını gözeten bir siyasetin mimarı olan Hükümet ve ona akıl veren bürokratlarının yıllardır bütün politika ve siyasi,stratejik hedeflerinde Türkiye'ye göre hareket eden Azerbaycanı mevcut ekseninden kaydırıcı hamleleri birkez daha bizi haklı çıkarmıştır.
AB-D stratejileri ile hareket eden Türkiye için hezimete dönüşen bu hadise daha sonradan AKP hükümetince açıklanan “Karabağ sorunu Düzelmeden Ermeni Sınırı açılmayacak”söyleminin bile havada asılı kalmasına sebebiyet vermiş ve yıllardır Ermeni İşgali altında ki Karabağ sorunu'da alaşağı edilmiştir.'Ermeni işgalinin haklılığı' gibi bir sonuç veya emperyalizmin istediği şekilde bir çözüm süreci başlatılmıştır.
Bu süreç aslında Cumhurbaşkanı Gül'ün 6.9.2008 tarihindeki Ermenistan’da Türkiye-Ermenistan milli futbol takımlarının yapacağı Dünya Kupası eleme maçını izlemek üzere 3.9.2009’da karar verdiğini açıklamasıyla, uzun bir süredir Türkiye’den istenilen “Ermenistan sınır kapısının açılması” hususu yeniden kamuoyunun gündemine getirildi.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katıldığı bu maç Türkiye Ermenistan arasında güya dostluk rüzgarlarının esmesine vesile oluyordu.Ama Azerbaycan tarafında ise bu hadise Türkiye'ye karşı kara bulutların esmesinide tetikliyordu.
Yıllardır soykırımı gündeme getirip, Osmanlı -Türk ve İslam tarihini ve milletini en aşağılık insanlık suçu olan soykırımla mahkum ettirmek için hayasız bir uluslararası kampanya yürüten Ermeniler arkasına AB-D'yi alarak Türkiye'ye geri adım attırabilmenin peşinde iken ve aynı zamanda kendi yaptıkları soykırımı unutturma amacı güden hamleleri sınır kapısının açılması ile de bir meşruluk kazanacaktır.Ve bölgesinde Batı'ya açılmak için tek yol olan Türkiye sınır kapısını açarak adeta Ermenilerin dolayısı ile emperyalizmin isteğine boyun eğmesi sağlanarak aynı zaamanda Ermenilerin haklı olduğu tezi bu vesile ile de yayılmak isteniyor.Ve bu sınır kapısının açılmak istenmesi ile adeta Azerbaycan ile Türkiye arasına kalın duvarlar örülerek emperyalistler tarafından yeni sınırlar çiziliyordu.
Azerbaycan'ı Üzecek Hiçbir Adım Atmayız!
Bu sözler AKP hükümetinin sözcüsü Cemil Çiçek tarafından en son yaptığı açıklamada dillendirildi.'üzecek hiçbir adım atmayız' sözü bile aslında çoktan üzülenlerin üzülmüş olduğunu gösteriyor .Hadiseden 20 gün sonra gelen bu ses'e Azerbaycan nekadar güvenebilirdi?
İş işten geçmiş AB-D dayatması ile Ermeni sınır kapısının açılması gündeme getirilmişti.Azerilerin Türkiye ile ilişkilerini derinden etkileyen bu süreç 20 gün önce başlamıştı.Ve 20 Gündür hiçbir sesini çıkarmayan Türkiye ise Azerbaycan'ı adeta kaybediyordu.Bu eksen kayması İlhan Aliyev'in Rusya'yı ziyaret ederek 'Azeriler ile Rusya stratejik ortaktır'açıklamasından sonra iyice belirginleşmiş ve Türkiye'ye Azeri Cumhurbaşkanı tarafından vazgeçilmez değilsiniz mesajı verilmiştir.Rusya ise Ermenilerle olan son derece gelişmiş ilişkilerinin ardından Azerbaycanı'da kendi hinderlandına dahil etmenin mutluluğunu yaşıyordu.Azerbaycan'ı üzenler veya kaybedenler Ermenileri oldukça sevindirmiş ve Ermenistan’da, Türkiye ile sınırın çok yakında açılacağı ve iki ülke arasında diplomatik ilişki kurulacağı beklentisi ise siyasi gündemin ilk sırasına yerleşmiştir. Bugün ,Ermeni medyasında yer alan haberlere göre, şu anda kamuoyunda en çok Ankara ile Erivan arasında bir süredir devam eden görüşmeler sonunda Türkiye’nin “tarihi” bazı adımlar atıp atmayacağı tartışılıyor. Yani sınırın açılıp açılmayacağı tarihi bir hadise olarak Türkiyenin karşısına çıkmıştır.Bölgesinde ise tarihi bir rol ile öne çıkan Türkiye yine Hristiyan -Batı emperyalizminin oyunları ile tarihi bir hata yapıyor.


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ermeniler Azerbaycan ile Türkiye arasında yaşanan son anlaşmazlığı bakın nasıl yorumluyor:Ermeni Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Richard Kirakosyan, Türkiye ile Ermenistan’ın ortak sınırın açılması, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması, Karabağ sorununun çözümü için bir yol haritasının belirlenmesi ve tarih başta olmak üzere değişik alanlarda ortak araştırma komisyonları oluşturulmasıyla ilgili anlaşmalar imzalamaya hazırlandığını ileri sürerek Türkiye ile Azerbaycan’ı kastederek “Tek millet, iki devlet” sloganı can çekişmeye başlamıştır “Olaylar hangi yönde gelişirse gelişsin, bundan sonra Azerilerle Türkler arasındaki ilişki hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak” dedi.

Tek millet, iki devlet”
Türkiye ve Azerbaycan arasında ki ilişkilerde her iki tarafça dillendirilen “Tek millet, iki devlet” kavramı aslında Türkistan'da bulunan diğer Türk devletleri arasında en çok Azeriler de yayılmış ve halk tabanında etkili olmuş bir kavramdır.Sınır Kapısının gündeme gelmesinden sonra gelişen hadiseler ise bu kavramıda unutturmuştur.Aslında unutturulmak istenen şey sadece bu kavram değildir. En başta Ermenistan, Azerbaycan topraklarını da işgal edip, vahşice Azerbaycan halkına soykırım uygulamıştır.Bu unutturulmaya çalışılıyor. Ve bu soykırım çok yakın bir tarihte dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Bütün bunlar olmamış gibi bugün Ermenistan, hiçbir şart olmadan sınırların açılmasını istemektedir. İşte burası çok önemlidir. Önkoşulsuz sınırların açılması demektir, Azerbaycan'ın Karabağ konusunda Türkiye tarafından yalnızlığa itilmesi demektir.Topraklarının beşte biri işgal altında olan, işgal edilen topraklarındaki doğal kaynaklardan yıllardır mahrum kalan, halkının bir milyonu işgal altındaki topraklardan ülkenin diğer bölgelerine göçe mecbur kalan, böylece hem çok önemli ekonomik kaynaklarından yoksun kalan, hem deçok önemli ekonomik zarara uğrayan Azerbaycan, Ermenilerin Türkiye ile sınır kapılarının açılma isteğinde hiç değilse Karabağ sorununun çözümünü Türkiye’nin Ermenistan’a karşı ön şart olarak ileri sürme kararlığını devam ettirmesini beklemektedir.Bu istekte de son derece haklıdır.
Rusya’nın ve ABD’nin bölgeye ilişkin politikaları dikkate alındığında ise Karabağ sorununun mutlak anlamda çözümü, kısa vadede mümkün gözükmemektedir. Türkiye bölgesinde kendi menfaat ve çıkarlar bütünü ile hareket etmemesi bu sorunun çözülmesinide geciktirmekte olup bu son hadise bile Türkiye'nin AB-D emperyalizminden bir gol daha yediğinin en büyük delili olarak tarihe geçmiştir.Yerel seçim sonuçların da görülen Do ğu’da ki insanımızın AKP politikalarına haklı tepkisini ‘Ermenistan’a yanaşmak’ mânâsı na yorumlayan C. Çiçek şahsında hükümet, hem kendi insanına, hem Azeri halkına ve hem de Anadolu Kürt halkına karşı ihanet içinde olduğunu bu politikalarıyla apaçık göstermektedir.

‘Komşularla sıfır sorun’ politikasını Batıcı bir perspektiften ve Batıcı bir niyetle yürütenlerin, du rup dururken Azerileri de Rusya’nın kucağına itmelerinden anlaşılıyor ki, aslında Batı
için sıfır sorun kaygısındalar.
Haftalık Baran Dergisinden Alıntıdır...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Kurtulmuş, partisinin Sakarya İl Divan Toplantısı'nda, ABD Başkanı Obama'nın Türkiye gezisi öncesinde kamuoyunu Türkiye'den çeşitli isteklerde bulunacakları konusunda uyardıklarını aktaran Kurtulmuş, şöyle konuştu:

''Bunlardan bir tanesi, Irak'ı tahliye edecek olan Amerikan askerlerinin Türkiye'den çıkarılmasıydı. İkinci ise Türkiye'nin Afganistan'a muharip asker göndermesi konusuydu. Bunlara karşı 'Uyanık olun, kanmayın' dedik. Maalesef televizyonda Başbakan Erdoğan, Amerikan askerlerinin Türk topraklarını geçebileceğini söyledi. Yönetimde biz olsaydık, bunu teklif dahi edemezlerdi. NATO Genel Sekreterliği seçiminde Başbakan, 'Rasmussen birkaç nedenden dolayı seçilemez' dedi. Öyle bir süreç yaşandık ki, Başbakan bunu söylerken, Cumhurbaşkanı başka bir şey söylüyor. NATO Genel Sekreterliği gibi önemli konuda dahi, Türkiye'yi yönetenler ortak bir eğilim içinde olmadı.''

NATO Genel Sekreterliği seçimi konusunda hükümetin uyanık davranmadığını ileri süren Kurtulmuş, Fransa'nın, Danimarka Başbakanı Rasmussen'in genel sekreterliğe seçilmesi için en çok baskı yapan ülke olduğunu ifade etti.

Fransa'nın, NATO'nun askeri kanadına dönmesinin ülke olarak veto edilebileceğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'nin elindeki fırsatı iyi değerlendiremediğini öne sürerek, şunları söyledi:

''Yani, Türkiye hiçbir şey almadan hepsini vermiştir. Bir de efelenmiştir. Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e karşı yapılan o haddini bildirme ne kadar olumlu bir imaj oluşturduysa, Rasmussen konusunda ortaya konulan tavır o kadar üzüntü vericiydi. Olumsuz bir imaj ortaya çıkarmıştır. Özür dilemek yerine Rasmussen, Sultan Ahmet Camisi'ne bakarak dedi ki, 'Karikatür çizildi, ama ne yapalım, bunlar bizde basın özgürlüğü kapsamında görülür.' Özür dilemek şöyle dursun, neredeyse karikatürleri destekledi. Türkiye, NATO genel sekterliği konusunda kandırılmıştır.''

''TÜRKİYE, ERMENİSTAN SINIR KAPISINI AÇACAK''

Obama'nın 24 nisanda Ermeni meselesi konusunda Türkiye'yi aldattığını da iddia eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Obama bize dedi ki, 'Bu konuları halledeceğiz, hiç merak etmeyin.' Ayağının tozuyla gider gitmez 'büyük felaket' lafını söyledi. Büyük felaket, Ermeni literatüründe soykırımdan daha ağır bir sözdür. Türkiye Ermenistan sınır kapısını açacak, yapılan pazarlık bu. Ama ne Obama bizi rahatlatacak bir şey söylüyor, ne de Ermeni diasporası bu konuda geri adım atıyor. Maalesef Başbakan ve Cumhurbaşkanı yine farklı davrandı. Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi Ermeni meselesi nedeniyle ciddi sıkıntı bekliyor. Soykırımdan bahseden egemen güçler, daha dün Ermenilerin yaptıkları Hocalı katliamını görmezden geliyor. Azeri kardeşlerimiz dünyanın gözü önünde katledildi. Hiç kimsenin kılı kıpırdamadı. Öncelikle bu katliamı görün. Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ, Ermenistan işgali altında.''

Kurtulmuş, konuşmasının sonunda Ermenistan'ın Dağlık Karabağ işgalini sona erdirmesi durumunda, sınır kapısının açılabileceğini söyledi
 

kalemgenç

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
499
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a.değerli kardeşlerim gönderdiğiniz paylaşımlar için RABBİM razı olsun.
ermeni yaltakçıları bu resimlere ne bahane verecek acaba........
anasının üzerinde yatan o minik yavru da mı ermeni soykırımı yapmış acaba?!!!
ANCAK MÜ'MİNLER KARDEŞTİR.
VE
KÜFÜR TEK MİLLETTİR...........
selam ve dua ile....
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ANCAK MÜMİNLER KARDEŞTİR
Ve
KÜFÜR TEK MİLLETTİR.......
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve bir anlamda gündemi oluşturan konu, Türkiye Ermenistan ilişkileri ile ilgili gelişmelerdir. ABD yeni başkanı Barack H.Obama’nın Çankaya köşkünde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamında, “Ermenilerin soykırıma uğradığı hususundaki fikrim değişmedi” deyişi ve ağababa tavrıyla “Ermenistan sınır kapısını açın” emrini verdikten sonra, bizim malum zevatta bir telaş başladı!

24 Nisana “mutabakat antlaşması” yetiştirme telaşına düştüler. Ve olan oldu; aylardır Cenevre’de sürdürülen gizli-açık görüşmelerin taslak anlaşma metni parafe edildi, dışişleri web sayfasında askıya çıktı, her ne olduysa kısa bir süre sonra buharlaştı. Ardından 3-5 saatlik görüşmeden sonra ABD’ne mutlu haber uçurtuldu. Obama “soykırım” demeyecek diye derin bir rehavete kapıldık!

Yahu, ABD’nin zaten 42 eyaleti “soykırım” iddiasını kabul etmiş, genel kongrede kabul edilse ne olur, edilmese ne olur; Obama “soykırım” dese ne olur demese… Ancak, buradaki inceliği anlamaktan geciktiğimiz için ya da göbekten olan “sicimle” bağlılığımızı çözemediğimiz için, ABD’ye gereken cevap verilemiyor.

ABD de çok güzel rol yapıyor ve Ermeni konusunu “demoglesin kılıcı” gibi tepemizde sallayıp duruyor. Her sene 24 Nisan yaklaştığında alıyor bir telaş; “soykırım” denecek mi denmeyecek mi? diye!

A be akıllılar, farkında değil misiniz ki ABD akıllı insanlar tarafından idare ediliyor; bir taraftan Ermenilere “soykırım” diyeceğim diye oy alıyorlar, diğer taraftan da Türkiye’ye, keza “soykırım” diyeceğim diye tavizler koparıyor. Kafkaslarda, Orta Doğuda, enerji ve su kaynakları üzerinde etkin kontrol sağlamak için Türkiye’yi “taşeron ülke” olarak kullanıyor. “Soykırım” konusunu kullanarak sürekli tavizler için baskı altında tutuyor.

Görüldüğü üzere bundan böyle Ermenistan’la önümüzdeki dönemde daha çok cebelleşmeye hazır olmalıyız. Bu akşam itibarıyla Türkiye’nin iç ve dış politikasında önemli ölçüde değişimlerin olacağına hazırlıklı olmalıyız. İmzalanan anlaşma metni sözde gizli, fakat herkes biliyor neredeyse.

Türkiye bir yandan Azerbaycan’ı teskin etmeye çalışırken bir yandan da ABD’ye sıcak mesajlar göndererek oyalama politikası geliştiriyor. Varılan mutabakatın içeriği, Türkiye’nin karanlık bir “labirente” doğru sürüklendiğini gösteriyor. Endişeliyim!

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı tarafından yürütülen “düşmanla barışma” hamlesine, Ermenilerce hazırlanmış “kin ve nefret yüklü yol haritası” ile karşılık veriliyor.

Ey muhteremler, siz ne kadar yalvarırsanız yalvarın, Ermeni milli ideali olan “4T” yol alıp Anadolu’ya doğru ilerliyor! Türkiye’nin bu konuda bir istikrarı olmadığını çok iyi biliyorlar, Ermeniler.

Cumhurbaşkanı makamında oturan Abdullah Gül NATO zirvesinde yaptığı açıklamaları, bu ülkenin Başbakanı yalanlıyor, aksi yönden düzeltme yapılıyor. Ermenistan ve ağababalardan tepkiler gelince, “eksantrik” hareketler başlıyor, “…efendim konu yanlış anlaşılmış, münafıklar, kötü niyetliler konuyu saptırmış, mış.. mış.. mış.. Aslında Başbakan öyle değil de Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir uzlaşma olmadığı sürece sınırın açılmayacağı anlamında garanti verdiği, hatta buna kefil olduğu..” yönünde irade beyanı medyayla şırıngalaşıyor. İyi de, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, “Karabağ konusu hiç konuşulmadı” diyor!
Kim doğru söylemiyor?
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Allah Müslüman Türklere uyanmayı nasip etsin.
Her zaman için halkı uyutan bir devlet var ortada ve uyuyan bir halk.

Hepsi aynı bu şerefsiz Ermeni itlerinin. Ahh ahh şu 3.dünya savaşı çıkmıyor ki şu ermenilerin de israilin de kökünü kazıyalım.

Gerçekten yapmamız gereken o soykırımı keşke yapsaymışız köklerini kurutsaymışız Ermenilerin.

Ermeni, İsrail, Abd nin adını duyunca tüylerim diken diken oluyor, İnşallah ahirete kalmadan dünya da hesaplarını kesmek nasip olur.

deletebi8.gif


http://www.ermeniteroru.com/Files/ermeniteroru1/ermeniteroru1.html

http://www.ermeniteroru.com/Files/ermeniteroru2/ermeniteroru2.html

http://www.ermeniteroru.com/Files/ermeniteroru3/ermeniteroru3.html
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Tarihi coğrafyamızda yaşanan gelişmeler ve uluslararası ilişkiler, maalesef saf, sade, mertçe, komşuluk ve akrabalık hukukuna veya karşılıklı menfaatlere dayalı ilkeler çerçevesinde gelişmiyor.

Malesef durmak yok yola devam dedikleri gibi durmuyorlar, Türkiyede bildiği gibi yoluna milletin iradesini göz ardı ederek devam ediyor.

Türkiye ve Türk milleti bu değildir, bu olmamalıdır.

Bir Azerbaycan’a mavi boncuk veriliyor, bir Ermenistan’a!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Bunu çok isterdim. Ne var ki, Ömer’in Orduları kapınıza dayanıp da, Heraklius’a Bakü’yü, Gence’yi, Karabağ’ı… dar edince gönlüm geçti sizden!”
“O nasıl laf baba! Ömer’in ikliminde gördük insanlığı, hürriyeti, adaleti… Sıyrıldık, Mecusi’nin fitne kokan ateşinden.
Hem, Heraklius’a bu sevgi neden?”
“Bilmezsiniz. Eski bir yapıyız biz. Evrenseliz. Farklıyız hepinizden. Ayrıyız Dört Kitap’tan! Kolumuz uzundur. Arjantin’de enflasyon, Hong Kong’da deflasyon…
Bolivya’da kanı kanla temizleyen ölüm kusan makinalar bizim. Biziz, Ruanda’da faşizmi hortlatan.”
“Madem öyle, neden anlatıyorsun bunları bize?”
“Haz duyuyorum da ondan! Sevinciniz acımız, acınız sevincimiz! Bakmayın, elli yıldır tepesinden inmediğime Anadolu’nun.
Partnerimle söz vermişiz, yönlerimiz aldatmış… Şamar oğlanına çevirmişiz Gakkoş’u, Yiğido’yu, Dadaş’ı, Efe’yi, Zeybek’i; Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i, Abaza’yı…
Altmış Dört’te, Londra’da… Cümle alem bilir bunları!”
“Niye bu destek peki?”
“Mushaf’ı göğsüme bastırıp, çıkarım halkın karşısına. Derler ki: ‘Adam otuz üç dereceli olsa ayetlerle konuşur mu?’
İşte budur şecerem.
Size gelince…
“Yirmi’de Nahcivan’ı tar u mar eden Bolşevik / Taşnak, üstad-ı azam’ımızdan icazetli. Kırk Dört’te, Kremlin’i güneye salan Berlin kolumuz.
Boş durmadık görüyorsunuz!
Umudunuzla oynadık. Aslında gizli kapaklı değil, aşikardı yaptığımız. Alfabenizi Kril’e çeviren de biziz.
Biziz, halkları ‘köksüz’ bırakmak için gramerle, kelimeyle oynayan.
Ülkemde dar kafalılar vardı(!) Çanakkale, inancın zaferiymiş. Seyit Ali, iman gücüyle mermiyi topa sürmüş. Yeşil sarıklılar olmasaymış….!
Bedr’in Arslanları’na benzetmez mi Milli Şair! ‘Burası sana yaramaz!’ deyip yollamışız Sina’ya… Kahrından çok yaşamadı zaten. Göçüp gitti, bu alemden.
Rical(!)den kimsecikler katılmadı, na’şını omuzlamaya. Birkaç üniversiteli, Vefa’dan esnaf… O kadar…!”
“Demek…!”
“Demek ya…! Beni ‘adam etmek’ için ‘makinacı profesör’ çok uğraştı. Volksvogen’ine alır, Dağıstanlı hocasına götürürdü.
Derdim içimden, ‘Boşuna bu gayret, dimağım kapalı Vahye, Hira’dan Gelen Ses’e. Çabana hayret!’
Sık sık yollarımız kesişti. Yaradan sanki, ‘Yürü ya kulum!’ diyordu, ikimize. Benim bahtım parladı, önce.
Sevenlerimi(!) kodese tıktırır, sabaha doğru çıkartırdım. Onlar da, elimi bırak, ayağımı öperlerdi.
‘Sana tulum destek veriyoruz, bir bakan’ımız bile yok!’ serzenişine, ‘Ben varım ya!’ cevabını duyunca gözleri ışıldardı zavallıların.
Mesut(!) ayrılırdı mahfilimden, -dilim sürçtü- locamdan… Kahretsin! Odamdan. Her işime hikmet bulurlardı.
’Bir bildiği vardır elbet!’ Sizin dilinizde istidraçtı bunun adı.
‘Düttürü’ler duyulmadan sokak başlarından, beni çağırırlardı Tel Aviv’den, Hayfa’dan. Pek severler beni canım. ‘Siyon Dostu geliyor…!’ diye manşet atarlar, haftalar öncesinden.
Trabzon’dan Antalya’ya birlikte çizmişiz sınırı. Öyle, ‘lapıdanak gelseler tepki çeker’ diye, ‘taşeron’ kullanmışız bolca.
Malazgirt kardeşliğini dinamitlemişiz önce. ‘Senin ‘ırkım’ dediğin, bizim alt türevimiz! Yoksunuz, olmadınız hiçbir zaman.’ demişiz.
‘Ne Talas’ta iziniz, ne Çanakkale’de yüzünüz var! Hem, size verdiğimiz kadar ekmek, sunduğumuz kadar hürriyet!
Buna bir kulp takacaksınız, ama işinize gelirse!’
A planı, yüz bin candı. Sekülerizmin döktüğü kandı. Son darbe, işte bu an’dı. Haklar buna inandı.’
“Oyunu bozan çıkmadı mı?”
“Çıkmaz olur mu? Makinacı Profesör, uluorta öyle bir laf etti ki, yüreğim ağzıma geldi. Neymiş, ‘Kardeşlik, Cebel-i Nur’a İnen Kutlu Söz’deymiş!
Eğitime, Adı Yüce Olan’ın Adıyla başlamalıymışız! O zaman silahlar susar, fevc fevc Kurtuluş’a gelirmiş insanlar.”
“Sen ne yaptın?”
“Bakıyorum, siz’den sen’e döndün!”
“O bile fazla!”
“Hakettim anlaşılan!
‘Derin’ler sağolsun. Flaşlar patladı, kameralar zumladı. Ekranlar kilitlendi. Bir yaşlıca oğlanla, rolüne çalışmış bakiresi…
Ardından, her nasılsa ortalardan kaybolan taifesi… Fatura çıkarıldı kolayca… Nasılsa bizden nevalesi…
Apar topar indirdik, Gazze’nin Umudu İktidarı, kesildi ‘sandık’ sesi…
‘Yine kalkarlar ayağa!’ diyerekten, ovalara, yaylalara, metruklara, şatolara, villalara, sağa sola… hazırlık(!)larımızı koyduk.
Günler bizim içindi. Her an’a bir anlam yükler, girerdik alanlara. Onlar, uğraşadursunlar ‘bir numara’yı aramaya…
Yükünü yüklendi, gidecek nerdeyse ‘can dostu’nun diyarına.”
“O Diyar’dan korkmaz mısın?”
?!!!!!!!
“Gence boşuna beklemiş seni, Karabağ beyhude gözlemiş yolunu! Şimdi anlaşıldı, Yiğido’nun Bitmeyen Utancı’nın Bakü’yü neden kirlettiği: “Düm tek tek!”
Görev bizde anlaşılan.
Güneş, batma görünür bizde, ilk önce. Lakin Iğdır’dan Edirne’ye bir Selam ‘dır. Dolaşır sımsıcak, Fuzuli’nin Ülkesi’nden Anadolu’ya…
“Batan güneş, beni de al! Bekle bizi İstanbul!
Tarık Sezai KARATEPE
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
09 Mayıs 2009 Cumartesi




TÜRÜT AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ!



İsmail Türüt, yine tartışmaya yol açacak nitelikte bir şiir okudu. İZLE

Rizeli sanatçı İsmail Türüt, İstanbul'da düzenlenen ve Kaçkar TV'den canlı yayınlanan programda sözde Ermeni soykırımını tanıyanlar için tartışmaya yol açacak nitelikte bir şiir okudu.

Söylediği 'Plan Yapmayın Plan' isimli türkü ile tartışmalar yol açan ve bazı çevrelerin tepkisini çeken Rizeli ünlü sanatçı İsmail Türüt, yine tartışmaya yol açacak bir şiirle gündeme geldi. Merkezi Rize'de bulunan Kaçkar TV'de Karadenizliler gecesine katılan Türüt, sözde Ermeni soykırımından dolayı Ermenilerden özür dileyen Türk aydınlar için Ozan Arif tarafından yazılmış bir şiir okudu. Tartışmalara neden olacak şiirin sözleri şu şekilde:

"Sahte aydın gönleri giyenler kulak versin
Özür denen şu haltı yiyenler kulak verdi
Hepimiz Ermeniyiz diyenler kulak versin.
Kıbleye karşı yaptı alayınız çişini.
Sizin gibi aydının 7'den 70'ini.
Alayınız Nobellik Orhan Pamuk'sunuz.
Hatta bana göre ondan da yamuksunuz.
Türk'ün canı yandı mı gözleri yumuksunuz.
Kör olur görmezsiniz Ermeni tedhişini.
Sizin gibi yazarın 7'den 70'ini.
Meşhur ata sözüdür: 'Domuz gönü post olmaz'
Ermeni'den dost olur, ama sizden dost olmaz.
Bir ülkede ihanet bu kadar serbest olmaz.
Ah kardeşim bulmak zor Türkiye'nin eşini.
Sizin gibi aydının 7'den 70'ini"

Türüt programda ayrıca Plan Yapmayın Plan isimli tartışmalara yol açan türküyü de söyledi. İsmail Türüt türkünün son kıtasındaki "Vatan satsa bir kişi anında biter işi" sözünü de, "Vatan satsa bir kişi anında serilir leşi" olarak değiştirerek okudu.



 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Rus uzmandan 'Karabağ' ile ilgili şok iddia!


Rus siyaset uzman ve siyasetçi Aleksey Mitrofanov, Yukarı Karabağ sorunun ancak savaşla çözülebileceğini iddia etti. Rus uzman ayrıca Nabucco için sadece Irak doğalgazının yeterli olduğuna dikkat çekerek, "ABD'nin Irak'a neden girdiği şimdi daha iyi anlaşılıyor." dedi.

Azeri 1News.az haber sitesine konuşan Mitrofanov, Moskova'nın Yukarı Karabağ'da Azerbaycan tezine destek verse bile bu durumun değişmeyeceğini savundu. Rus uzman, "Eğer Rusya Azerbaycan'ı desteklese, Ermeniler yine de Yukarı Karabağ'ı vermez. Tüm dünya bunu istese de Ermenilere bunu kabul ettiremezler. Yukarı Karabağ ancak savaş yoluyla çözülebilir. Ermeniler savaşsız toprak vermez. Yukarı Karabağ da hiçbir şekilde Azerbaycan'la entegre olamaz." iddiasında bulundu.

İki tarafın da savaşın kendilerini güçsüz duruma düşüreceğini bildiğini, asla böyle bir noktaya gelmek istemediklerini kaydeden uzman, gerçekleşen görüşmelerin diplomatik manevralardan öte geçemeyeceğini, ne ABD'nin, ne Rusya'nın ne de Çin'in bu konuda bir destek sağlayamayacağını belirtti.

RUSYA'YA AZERİ DOĞALGAZININ HEPSİNİ VERSENİZ DE, KARABAĞ ÇÖZÜLMEZ

Mitrofanov, Azerbaycan'ın tüm doğalgaz kaynağını Rusya'ya verse bile Ermenilerin Karabağ'dan vazgeçmeyeceğini anlattı. Rus uzman, "Ermeniler hiçbir şey vermez. Azeri doğalgazının hepsini verseniz bile, ayrıca 10 milyar dolar Rusya'ya kredi verseniz bile durum değişmez. Siz Ermenilerin Karabağ'dan vazgeçmelerini, oradan çıkmalarını veya Azerbaycan'la federal haklara dayalı özerklik bölge olarak yaşamalarını mı öneriyorsunuz? Ermenileri tanımak lazım. Ne tavizler ne de paralar orada bir şeyi çözemez. Bu Karabağ'da durumu değiştirmez. Bunu anlamak lazım, ya tanımak ya da son askere kadar savaşmak lazım. ABD Başkanı Barack Obama bile bir şey yapamaz." diye konuştu.

NABUCCO'NUN EN BÜYÜK TEDARİKÇİSİ IRAK OLACAK

Mitrofanov, Nabucco doğalgaz boru hattı projesinin Irak sayesinde reel bir politika haline geldiğini söyledi. Nabucco'nun en önemli tedarikçisi hususunda yanlış saptamalar olduğuna işaret eden Rus uzman, "Nedense kimse baş tedarikçiden bahsetmiyor. Nabucco'nun ana tedarikçisi Azerbaycan değil. Bakü önemli olabilir. Ama burada ana tedarikçi Irak. Kimse bunu böyle ifade etmiyor. Herkes Türkmenistan veya bir başka yer diyor. Fakat en önemli doğalgaz sevkiyatçısı Irak'tır. Özellikle kuzay Irak'ta çok sayıda doğalgaz rezervi var, buradan geçirilecek hat Türkiye'ye ve sonra da başka yerlere uzanacak. Irak'taki doğalgaz kaynağı Nabucco'yu doldurabilecek kapasitede. Amerika'nın Irak'a neden girdiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Nabucco Irak'ın sayesinde gerçek proje haline geldi." tespitinde bulundu.

(CİHAN)


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
10 Eylül 2009 Perşembe




Azerbaycan 5 Ermeni askerini öldürdü



Ermenistan işgali altındaki Karabağ yakınlarında meydana gelen silahlı çatışmada beş Ermeni askeri öldürüldü.
Azeri APA Ajansı'nın Karabağ bürosunun haberine göre, Azeri ve Ermeni güçleri arasındaki çatışma bu sabah işgal altındaki Akdam Şehri'nin Karağaçlı Köyü yakınlarında çıktı. Azerbaycan basını, Azerbaycan ve Ermenistan silahlı kuvvetleri unsurları arasında çıkan çatışmada 5 Ermeni askerinin öldüğünü, 7 askerin de yaralandığını iddia etti.
azerbaycan-harita.20090910134115..jpg
Azeri basınında çıkan haberlerde, bir bölümü işgal altındaki Ağdam bölgesinde konuşlanmış Ermeni güçlerinin, aynı bölgede bulunan Azeri askeri güçlerine yönelik saldırıya geçtiği bildirildi.

Ermeni güçlerinin saldırısına karşı koyarken Azeri askerlerinin açtığı ateş sonucunda Azeri özel ajansı APA'ya göre 5 Ermeni asker öldü, 3'ü ağır yaralandı. Bazı kaynaklar da ölü sayısını dört olarak verdi.
Bu sabah yerel saatle 9.23 civarında gerçekleşen saldırıda bir Azeri askerin de yaralanarak, askeri hastaneye kaldırıldığı haberde belirtildi.
Ermeni askeri yetkilileri çatışmayla ilgili herhangi bir açıklama yapmazken, Azeri yetkililer 19 yaşındaki Yusubov Parviz Gulbala adlı askerlerinin yaralandığını öne sürdü. Azeri yetkililer yaralanan askerlerinin durumunun kritik olduğunu kaydettiler.


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com

belge.jpg


Fransa'da,Türk öğrenciye 'soykırım' cezası
Fransa'da, 'soykırım' iddialarını kabul etmeyen 13 yaşındaki bir Türk öğrenci okuldan uzaklaştırıldı.
Fransa'da Ermeni soykırımını inkâr edenleri cezalandırmayı öngören kanun teklifi henüz yasalaşmadı. Ancak Fransız okulları şimdiden soykırımı kabul etmeyen Türk öğrencileri cezalandırmaya başladı. 13 yaşındaki Mustafa Doğan, Ermenilere soykırım yapılmadığı fikrinde ısrar edince okuldan uzaklaştırıldı. Fransız koleji, Mustafa'ya soykırımı araştırması ve kabul etmesi için iki gün süre verdi. Ayrıca ödev yaparken Türk sitelerine bakmaması ve soykırım tanıkları ile görüşmesi istendi.

Nancy şehrinde yaşayan Musta-fa'nın tarih öğretmeni, geçen hafta yapılan yazılı sınavda, 1915 olayları ve "Ermeni soykırımı" ile ilgili bir soru sordu. Daha önce bu konuda sınıfta öğretmeni ile tartışan Türk öğrenci, "sinirlenerek", "Soykırım olduysa da hak ettiler" diye yazdı.

Zaman'a konuşan Mustafa, daha önce öğretmeni ile arasında geçen tartışmaya işaret ederek, "Olmadı deseydim sıfır vereceklerdi. Brevet (ortaokul bitirme sınavı) için önemli bir sınavdı." şeklinde konuştu. Bunun üzerine, okul müdür yardımcısı derhal Mustafa'nın babasını arayarak "Çocuğunun Fransız yasaları önünde büyük bir suç işlediğini ve hemen görüşmeleri gerektiğini" bildirdi. Baba Mehmet Doğan, "Ben, soykırımı kabul etmeyenlerin cezalandırılmasını öngören bir yasa duymadım." diye tepki gösterince müdür yardımcısı, "Oğlunuzun, bunları nereden öğrendiğini görmüş olduk." diyerek babayı da suçladı.

Olay üzerine toplanan okul yönetimi, bu tavrından dolayı Mustafa'yı iki gün okuldan uzaklaştırma cezası ve bu süre içerisinde soykırımı tanıma ödevi verdi. "Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenen Ermeni soykırımı: İnsanlığa karşı bir suç" başlıklı ödevde, Mustafa'dan "soykırım"ın, "Tarihî konteksini araştırması", "olayları (katliamları, kaç kişinin öldüğünü ve nasıl yapıldığını) detaylandırması", "tanıklarla görüşmesi" ve özellikle "soykırımın tanınması ve soykırım için militanlık yapan Türkler üstünde durması" istendi. Ayrıca araştırma yaparken Türk internet sitelerine bakmaması ve Wikipedia'ya dikkat etmesi gerektiği bildirildi. Mustafa, bu ödevi hazırlayıp dün arkadaşları önünde "Ermeni soykırımını" anlatacaktı. Fakat Türk öğrenci, ödev yerine Fransa'da faaliyet gösteren COJEP isimli Türk sivil toplum örgütünün hazırladığı bir mektubu verdi. Dün tarih öğretmeninin "Sana hatanı düzelt diye bir fırsat verdik. Soykırımı kabul et" diye kızdığını ifade eden Mustafa, öğretmeninin buna Fransa'da soykırımı inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören bir yasa olduğunu gerekçe gösterdi. Mustafa ise söz konusu kanun teklifinin henüz yasalaşmadığını söylese de öğretmeni dinlememiş.

OKUL MÜDÜRÜ CEZAYI SAVUNDU

Fransız Parlamentosu, 2001 yılında çıkardığı bir yasa ile 1915 olaylarını soykırım olarak tanıdı. Fakat, "Ermeni soykırımını" tanımayanların cezalandırılmasına ilişkin tasarı henüz yasalaşmış değil. 2006 yılında Fransa Milli Meclisi'nden geçen kanun teklifi, üç yıldan bu yana Senato gündemine gelmeyi bekliyor. Fakat Nicolas Sarkozy yönetimi söz konusu kanun teklifinin yasalaşmasını istemediğini açıkça dile getiriyor. Öte yandan, Milli Meclis başkanı başkanlığındaki bir parlamento komisyonunun hazırladığı raporda artık tarihî konularda yasa çıkarılmamasını önerilmişti. Mustafa'nın yaşadıkları, bazı Fransız okullarının sanki bu kanun çıkmış gibi uygulamaya geçtiklerini ortaya koyuyor.

Paris, AB'nin ocak ayında çıkardığı, üye ülkelerde soykırım, savaş ve insanlık suçlarını inkar ya da tahfif edenleri cezalandırmayı öngören çerçeve kararına şerh düşerek bu suçların ancak uluslararası bir mahkemenin kararıyla kesinleşmesi halinde cezalandırılabileceğini beyan etmişti.

Baba Mehmet Doğan, okul müdür yardımcısını ırkçılıkla suçluyor. Oğluna, 1915 olaylarını soykırım olarak tanı diye baskı yaptıklarını dile getiren Doğan, öğretmenin daha 13 yaşında olan ve "sıcakkanlı" olarak nitelediği Mustafa'yı "provoke etmekle" itham ediyor. "Ermeni soykırımına" inanmadığını ve oğlunu desteklediğini ifade eden baba Doğan, "Ama soykırımı hak ettiler diye yazmaması iyi olurdu. Keşke bu cevabı vermeseydi. Sinirlendirmişler." şeklinde konuşuyor. Sınavda neden böyle bir cevap verdiğini açıklayacağını, ama zamanın yetmediğini belirten Mustafa ise öğretmenlerinin 1915 olaylarını anlatırken çok yanlı olduklarını ve olayların öncesini anlatmadıklarını iddia etti. Öğretmenine, "Türkiye'de yaşayan Ermenilerin Türklere karşı savaşta Türklere karşı Ruslarla birlikte olduklarını neden anlatmıyorsunuz?" diye sorduğunu bildiren Mustafa, öğretmeninin ders programında olmamasını gerekçe gösterdiğini söyledi. Olay üzerine okul nezdinde girişimlerde bulunan Türk sivil toplum kuruluşu COJEP ve Mustafa'nın babası, cuma günü okul müdürü ile görüşecek.

Zaman'ın ulaştığı Jacques Marquette isimli ortaokulun müdürü Francis Vignola, Mustafa'ya uygulanan yaptırımı ve öğretmeni savundu.

Kaynak: Zaman
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt